evet marti gözlemlediklerinde çok haklısın. çok güzel anlatmışsın ellerine sağlık.
yani ne diyebilirim gerçekten durum içler acısı.
ve gittikçe herşey daha kötü olmaya başladı. en acıklısıda devletimiz yanımızda değil.
bak sadece tatil bölgeleri değil; bende bişey anlatmak istiyorum.
bir kaçyıldır Beykoz tarafına hiç gitmedim. geçende öyle bi esti gittik. ya inanırmısın güzelim Beykoz Korusu,
ne hale gelmiş. tanıyamadım. o güzel ormanların ağaçları tek tek kesilmeye başlandı. kaldırımlar, ve asvalt yollar yapılmaya başlandı, inşaat desen tam sürat. bide büyükşehir, kocaman pankart asmıs sözde çevre düzenlemesi, adı altında oraları zapttediyor. bisüre sonra satın alıp villalar dikilecek. çünkü bunların yağmalama şekli bu. Beykoz Korusu çok güzel bir ormandı. ormanın zaten özelliği doğal olması, asvalt yola ne gerek vardı. ya 2.5 m lik kaldırımdan kim yürüycek allahaşkına. bırakın herşey doğal kalsın. sözde dolaşıp stres atmayı gitik. büsbütün sinirlerimiz altüst olup geri geldik
ha bide Koşuyolu Validebağ ormanı var. yeni yönetim geldi geleli diş biliyor tabiri caizse. önce otopark adı altında ağaçlar kesilmeye başlandı. sonra sivil halka açıldı (sadece öğretmenlere açıktı) önceden ormanın içinde piknik yasaktı, şimdi bir görmelisiniz, heryer pislik içinde halk ateş yakarken ağaçları yakıyor.
ortalık talan.
bide Çamlıca var. Büyükşehir geldi orayı halka açıcam dedi, heryeri istila etti. sanki orası halka kapalıydıda iyilik etti.
kocabir alana mescit yaptırdı bütün restoranları birilerinin kontrolüne bıraktı. fiyatlar ikiye katlandı.
öncedende halk uzaktan bakıyordu o restoranlarda yemek yiyen insanlara. şimdide uzaktan bakıyor.
değişen tekşey sadece önceden modern görünümlü insanlar vardı o restoranlara şimdi ise türbanlı çarşaflı
şalvarlı ilkel tipler. hatta herşey daha pahalı oldu
neyse marti durum bu maalesef artık topici daha fazla dağıtmak istemiyorum.
şimdi senin için bir Kuşadası yapıştırayımda sonu güzel olsun.