8. Bolum
Sarayın yerinde yeller esiyordu..
kral selsıyusun kendı kadar acımasız ordusu yakıp,yıkarak ilerleyip saraya kadar uzanmış ve aralıksız top ateşi ve sonunda dinamitle yerle bir etmişlerdi..neyse ki kral sıyahx in sadık devlet erkanı kendisini kaçırıp emin bir yere yerleştirmiş ve sarayın yerine gizli bir grup askeri gelen olursa yerini bildirmesi için bırakmışlardı.ışte bu uzun süreli şoktan neden sonra çıktıklarında kral sıyahxin yanına götürüldüler..yollarda manzara içler acısıydı..
Her yer tarumar olmuş dumanlar çıkıyor,kılıç şakırtıları ve insan hayvan çığlıkları birbirine karişiyordu..
Ve buna rağmen hala gururundan ödün vermeyen sıyahx krallığının yıkılıp selsıyus un eline geçmesini göze alıyor,kral arthur’dan yardım istemiyordu… neyse ki kral arthur ondan istek beklemeden kendiliğinden son anda yetişmişti..tabi bunda güzel prenses sardunyam’a duydugu yoğun ilginin (veya aşk mı deseydik ) rolü çok büyüktü elbette..
Zaten prensesler selsıyusun gerideki cephaneliğini imha ettiğinden işleri zor olmayacaktı..bundan habersiz olan selsiyus silah ve mermilerini hesapsızca harcamaktaydı..nıtekim kral arthur’un tamamını seferber ettiği ordusu kısa zamanda galibiyeti ele geçirmeye başladılar..prens darcy ve prens william ordunun onemli birer kanadını idare etmekte ve kahramanca savaşmaktaydılar..zafer yakındı...
Diğer yanda selsiyus’un hem prenses leyla ve prenses frozen’i,hem cephaneliği yitirmiş yakışıklı maskeli zavallı oğulları hala kara kara düşünürken savaş yerinden mağlubiyet haberleri gelmeye başladı..bu hem iyi hem kötü olmuştu,zira kızların ülkelerini ele geçirerek aşkları yerine nefretlerini kazanmayı baştan beri hiç istemiyorlardı,öte yandan savaşı kaybeden babaları bundan kendilerini sorumlu tutup çok daha fazla sinirlenecekti.. uzun uzun konuşup düşündükten sonra bu savaşta haksız olan babalarının kuvvetlerine karşı savaşıp,kızların kalbini kazanmakla beraber babalarının şerrinden siyahx e sığınmaya karar verdiler..evlatlıktan reddedilip düşman ilan edilmeyi kahramanca göze almışlardı..
Kızların babalarına kavuşması da çok duygulu olmuştu,ağlaşarak sarmaş dolaş olmuşlar ve siyahx özellikle sevgili kızı frozen’in rapunzel saçlarını görünce gözlerine inanamayıp gözyaşlarını tutamamıştı... nasıl olduğunu sorduğunda frozen uzun hikaye babacığım,savaştan sonra uzuun uzun anlatırım,dedi..prenses elena da bu tablo karşısında (aşık olduğu adamın ağlayabilecek kadar duygu sahibi olduğunu da görünce ) sevgisi bir kat daha artmış,başka bir gözle daha bakmaya başlamıştı tabi siyahx de onun bu aşkvari bakışlarının farkındaydı ve kaçamak da olsa karşılık vermekteydi,zira açıktan bakamazdı,elena’nın babası ve kendi kızları çiğ çiğ yerlerdi alimallah..
Bu mutlu sevgi tablosu henüz tamamlanmadan selsiyus’un ogulları prens adonis ve prens antonyus da çıkageldiler ve kendilerini tanıtıp durumu izah ederek siyahx e ve arthur’a bağlılıklarını bildirdiler..prenses leyla ve frozen nasıl bu kadar çabuk geldiklerine şaşıp kalsalar da içten içe çok mutlu olmuşlardı,heyecanları belli oluyordu.. prenses diloş sa cephede ordusunu kahramanca yönetmekte olan yiğidi prens darcy yi düşünüyor ve çok merak etmesine rağmen kimeseye bir şey soramıyordu.. sonunda cesaretini topladı,ortaya savaşın genel durumunu sordu,herkes iyi,kazanıyoruz cevabını alınca birazcık rahatladı..
Kral arthur da savaş sonrası için prenses sardunyam hakkında planlar yapıyor,şimdiden dikkatini çekmek için ne yapabilirim diye ciddi ciddi düşünüyordu..
Zavallı prens william savaş anında bile frozen’i aklından çıkaramıyordu,ama ne yazık ki herkesin birilerini düşünüyor olmasına karşın onu bir tane bile düşünen yoktu… ama bundan habersizdi,yakışıklılığına güveniyor eninde sonunda frozen’in kalbini çalacağına inanıyordu..
Kral selsiyus savaşta maskeli oğulları adonis ve antoiyus un kendisine karşı savaştığını ve geride cephanesinin olmadığını öğrendiğinde ne yapacaktı?..
yetistireyim diye cok acele yazdim,bu kadar oldu..daha guzellerini bekliyoz sizden..