
tan_vakti
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
732 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
tan_vakti tarafından postalanan herşey
-
Mustafa Kemal in din hakkındaki görüşleri
tan_vakti şurada cevap verdi: saklıgerçek başlık Dini Konular - Din - Dinler
Bu işler öyle nasrettin hoca misali ya tutarsa ile olmuyor sayın evrensel Birincisi önce İslamiyeti Hristiyanlıktan ayrı tutmalısınız. İslam içi boş bir din olmadığı gibi onu özümseyerek öğrendiğinizde içsel ve düşünsel gelişiminizi yoğunlaştırırsınız. Yani Hristiyanların inancında olduğu gibi tutarsız ve Vatikan oyunlarından oluşan masalımsı bir din değildir. O yüzden müslümanlar dinlerini sorgularken sadece ona sonradan eklenmiş hurafelerden uzaklaşırlar özüne inerler. bu sebebten İslamdan değil yalanlardan uzaklaşırlar. dinlerinden vazgeçmedikleri gibi laikliğinde dinlerine uygun bir yönetim şekli olduğunu bilirler. çünkü islamda zorlama zorla inandırma yoktur. zorla inandırmama da olmamalıdır. Ve sonra siz önce laikliğin kavramını tam ve doğru anlayınız. din yok sayılmadığı gibi laiklikte bilakis din korunma altındadır bütün inançlara eşit mesafededir. laiklik bir devlet yönetimi olduğu içinde o devleti yönetenler bütün inançlara saygı duymalı ve haklarını teslim etmelidir. Laiklik zalimliktir demek ne demek. dine zulm etmediği gibi dinde laikliğe zulm etmez. bu ikisi bir arada gayet güzel yürür inanç kişinin istediği gibi ibadet etme hakkına sahip olmasıdır laiklikte bunu korumaktır. aynı zamanda inanmamayı seçenlerinde seçimlerini özgürce yaşamalarını sağlar. Siz laik olursan inançsız olacaksınız derken hata ediyorsunuz. saygılar- 93 cevap
-
- Mustafa Kemal
- Din Hakkıdna Görüşleri
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Sevdiğim bir ablamın yazmış olduğu şiiri sizlerler paylaşmak istedim.. bu benim ülkem, benim toprağım benim bayrağım... bu vatan benim onurum,namusum telim, duvağım… bu bayrağın altında imanım,vicdanım musalla taşım… bir umman gibi şahlanıp mavi gözlerinin ufkunda düşmanı boğan Atatürk’ümle yazdığım benim olan kurtuluş savaşım zaferim, inkilabım el verip kucaklaştığım, omuz verip dayandığım kardeşim canım, köylüm, kentlim,halkım şimdi bir olmak vaktidir kenetlenmek sımsıkı bir zincir gibi halka halka çelik parıltılı gözlerimizle çelik imanımızla asumanı titretmek zamanıdır bu gün büyük davaların güdüleceği eski defterlerin dürüleceği kalemlerin kırılacağı gündür ki, bozulursa bu yemin iki cihan davacım… bu benim ülkem, bu benim namusum,arım yiğitler yurdu, gönüller yurdu Türkiyem Cennet vatanım... Nice 29 Ekimlerde tokat gibi çarparak yüzlerine kursaklarda biriken kanlı heveslerini, yedi düveli hasedinden çatlatacağım… dün de bırakmadım seni namerde, bu gün de bırakmayacağım sonsuza dek benimsin sen, senin koynundan kalkıp, mahşere duracağım... Ceyda Görk......27 Ekim 2006
-
Mustafa Kemal in din hakkındaki görüşleri
tan_vakti şurada cevap verdi: saklıgerçek başlık Dini Konular - Din - Dinler
Sayın evrensel size tek bir soru soracağım? Bütün inançlıları laiklik kavramından ayrı tutarsanız Lailkliğin savunucusu kaç kişi kalacaktır.- 93 cevap
-
- Mustafa Kemal
- Din Hakkıdna Görüşleri
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
sende kendine iyi bak sevgili dost sardunya iyi bayramlar görüşürüz nezaman
-
alevi sünni kardeş değil bir candır bunu ayrı tutmanın gereği yok benim tanıdığım hiçbir alevi aleviliği ön plana çıkarma çabası içinde bile değillerdir gel gör ki aleviliği yada sunniliği temsil ettiğini söyleyen insanlar daha çok ayrımcılık yapma çabası içindedir. ne zaman ki türk halkı olarak birlik içinde olmaya çalışsak birileri hemen dillerinde zehirli sözlerle sahneye çıkıyorlar ve toplumun hassas yerlerinden vurmaya çalışırlar. örneğin kürt-türk sağ-sol alevi-sunni ama biz hepimiz Türkiye Cumhuriyet'inin Vatandaşıyız ve biz kardeşiz. teşekkürler Alkım saygın
-
Kendi ülke kaderine sahip olan modern ve güclü bir Türkiye istiyoruz. Yolsuzluga asla izin vermeyen. Modern bir hukuk devleti istiyoruz. Sırf kagit'ta degil günlük yasam'da yasalari uyguylayan ve yasalari çignemeyen bir hükumet ve toplum istiyorum. Toplum'un gelişmesini refahi ve barış'ı saglamak icin devletin kasasindan paralar ve servetler calan ve onun icin Türkiye'ye ve toplumuna büyük zararlar veren kimselerin acimasiz bir sekilde üstüne gidilmesini yakalanmasini ve cezalandırılmasıni istiyorum. Insanlara gercekten yardim eden ve her konuda hizmet eden bir devlet ve hükumet istiyorum Sırf koltuk kavgasında olmayan Türkiye ve insanlari için kavga eden bir hükümet istiyorum. Atatürk'ün bize miras bıraktıgı ve tembih ettigi gibi kendi insanlarını ne kadar yoksul olsa da seven ve kendi insanlarına deger veren ve sahip çıkan bir Türkiye istiyorum.
-
sayın buraks burada kuran kurslarında herkese böyle yemin ettirildiğinden bahsedilmiyor. başbakanın 1980 li yıllarda bir kuran kursunda yaptığı konuşmadan bahsediliyor. o yüzden ahmet hakan'ın bu sözü malesef geçersizdir. kimse böyle bir iddiada bulunmadı. sadece recep tayyip erdoğan'ın konuşmasından bahsedildi.
-
Bediüzzaman ve Nur Cemaati
tan_vakti şurada cevap verdi: ahirzaman başlık Dini Konular - Din - Dinler
İslam derki: her türlü bölücülük şeytandandır. Allah birlik olmanızı ister ve öyle emreder. biz her türlü bölücülüğü şeytani buluyoruz. ve büyük zat Hz. Ali bile milli değerler konusunda çok hassas davranmıştır. ve şu sözü çok bilinir. kendinize yapılan kötülükler affedin ama vatana ve millete yapılanları asla. millet olmak zorundayız ve her türlü bölücülüğe rağmen bunu binlerce yıldır başardık Allah'ın izniyle yine böyle devam edecek. şimdiki saldırı milli değerlerimize ve görüyoruz ki Atatürk'ün ilkelerinden biri olan milliyetçilik te saldırılardan nasibini almakta. diğer bütün ilkeleri gibi. ne tesadüf değil mi?- 123 cevap
-
- Bediüzzaman
- Nur Cemaati
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
3 Yılda AKP farkı" (!) nı yazmaya kalksak ansiklopedi olur: Hükûmet; üç yılın muhasebesine yönelik bir kitap hazırlamış! Adı; "3 yılda AKP farkı" Bu kitapta memur, öğretmen, Bağ-Kur’lu ve asgari ücretlinin maaşlarıyla neler alabileceği 2002 ile karşılaştırmalı olarak yer alıyormuş.…(Milliyet) Haberde kitaptan örnekler de yer almış. “Net asgari ücretle 2002’de 187 kg. ekmek, 695 bardak çay; 2004’te 289 kg. ekmek, 109 kg. tavuk eti, 94 bardak çay alınabiliyormuş… Haberde örnekler uzayıp gidiyor. Nasıl hesaplamışlar anlayabilmiş değiliz. Bizim anladığımız enflasyonun düşmesinin ve sözde ekonomik düzelmenin vatandaşın cebine yansımadığı… Biz böyle bir kitap hazırlamadık. Hazırlasaydık kitap değil ansiklopedi olurdu. Ancak birkaç tespit yapmakta da yarar gördük. DIŞ POLİTİKA; • Ekonomideki kayıt dışılık politikaya da sıçradı. Politikalar kapalı kapılar altında yapılıyor. • AB: Kapısında süründük. Ucu açık müzakerelerle, uyguladıkları çifte standartlarla anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan geldi. • Sevgili müttefikimiz (!) Amerika: Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesini (BOP) biraz da Türkiye’deki iktidar zayıflığını fırsat bilerek yürürlüğe koydu. Kandil dağında 5000 PKK’lıyı besliyor. Dünün çarıklı eşkiyalarını devlet başkanı olarak ağırlıyor. K.Irak’a girmemize izin vermiyor. Kürdistan’ı kurma hazırlığında. • PKK: Bitti denilen PKK terörü bu hükûmet zamanında yeniden hortladı. Hergün üç-beş şehit veriyoruz. Zana’lar serbest bırakıldı. katil APO "kahraman" ilan edilmek üzere. Belki de ileride bir partinin! Başına geçip T.B.M.M.'ne de girecek. Kimbilir… • K.Irak: Uygulanan yanlış politikalar sebebiyle K.Irak’ta hiçbir söz hakkımız kalmadı. Süleymaniye’de ABD askerleri tarafından Türk askerinin başına çuval geçirildi. • Kıbrıs: Ek protokol komedisi sayesinde elimizden gitti gidiyor. AB Türkiye’ye Rum kesimine limanlarını ve hava sahalarını açması için baskı yapıyor. Kıbrıs’ta katledilen Türklerin kemikleri sızlıyor. Rauf Denktaş’ı ise dışladılar. Şimdi şampiyon, Denktaş’ın tâbiriyle "Rum Talat". • Fırat ve Dicle: Sularımızın yabancılarca kullanımı gündeme getirildi. • O kadar zayıfladık ki avuç içi kadar Belçika hükûmeti ile başa çıkamıyoruz. PKK’nın borazanı ROJ TV buradan bangır bangır yayın yapıyor. Sabancı suikastının faili Fehriye Erdal’ı ise ellerinden kaçırdılar! Nota vermek veya kınamak gibi bir lüksümüz olmadı. • Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir başbakan danışmanı Amerikalılar ile yaptığı görüşmede T.C.Başbakanı için “ deliğe süpürüp atmayın, onu kullanın” dedi (gazeteler). İÇ POLİTİKA: • İrtica arttı. Devletin her kademesinde "şeriatçı görüş" kadrolaşması hâkim oldu. • Türkiye’de ilk defa "karma namaz" kılındı İslam dininin adı "Ilımlı İslam" oldu. Bir diğer adı da Kalvinist İslam. • Başbakan Türkiye’de "Kürt sorunu vardır" dedi. Diyarbakır yabancılarca "yolgeçen" hanına çevrildi. Bir belediye başkanı ise açıkça PKK’ ya destek veriyor. • Türkiye’de ilk defa bir başbakan terör örgütü PKK’ya "silahı bırak masaya gel konuşalım" dedi… Koskoca Türkiye Cumhuriyeti devleti eşkıyayı muhatap aldı. • Türk siyasî edebiyatına bizzat Başbakan tarafından yeni terimler eklendi. "Lan" ve "ananı da al git". • Maliye bakanımızın sözleri ise ileride atasözü (!) olarak kullanılacak "Kâr edeni de, zarar edeni de satacağız.!". "Babalar gibi satarız!". "Seviyorum bu işleri arkadaş!". "Ne banka bırakacağız, ne fabrika, ne de işletme. Liman da bırakmayacağız.Hepsini satacağız!". • Ulaştırma bakanımız Binali Yıldırım’ın sözü ise başlık parası geleneğine şapka çıkarttırır. TELEKOM için söylediği; "20 bin dolar veren kızımızı götürür". • Millî değerlerimiz yabancılara "babalar gibi" satıldı. Âdeta peşkeş çekildi. Türk Telekom İngilizlere satıldı. İlk defa bir bankamızın yarı hissesini bir Yunan bankası satın aldı. Atatürk döneminin şaheseri Sümerbank ise sizlere ömür. • Bu iktidar döneminde 780576 kilometrekare yüz ölçümü olan Türkiye’nin 273.408 kilometrekare toprağı yani yüzde 35’i yabancılara satıldı. (Başkent Ekonomistçileri Derneği araştırması). EKONOMİ: • İşsizlik arttı. 2000 yılı ikinci döneminde 1 milyon 456 bin olan işsiz sayısı 2005 yılının ikinci döneminde 2 milyon 294 bine ulaştı. İşsizlik oranı yüzde 6,1’den yüzde 9,2’ye çıktı. İşsizlerin yüzde 74’ü erkek.(ATO 2000–2005 istihdam raporu) • Dış borç neredeyse üçe katlandı. Dış ticaret açığı ise kapanacak gibi değil. • Türkiye şüpheli "kuş gribi" vakası nedeniyle! ilk defa "likit yumurta!" ile tanıştı. • Yine şüpheli "kuş gribi" nedeniyle! Türkiye’de kümes hayvancılığı öldürüldü. • Yatırım indirimi kaldırıldı. Yatırımcı şaşkın. • Kurumlar Vergisi oranının yüzde 30’dan yüzde 20’ye ineceği söylendi. Ancak Nisan ayının sonuna gelmemize rağmen hâlâ kanunlaşmadı. • Doğu’da yatırım teşvik edildi ancak koşullar ağırlaştırıldı.(İstihdam zorunluluğu 10 işçiden 30 işçiye çıkartıldı. İstihdam yükü ise AB ülkelerine göre birinci sırada. • Serbest bölgeler için 6 Şubat 2004 tarihi kâbusun başlangıcı oldu. AB geçiş süreci gerekçesiyle yanlış kararlar alındı. En önemli avantajları olan istisnalar gelir ve kurumlar vergisi istisnaları dâhil kaldırıldı. Serbest bölgelerde yeni ruhsat alma girişiminde neredeyse % 90 bir azalma kaydedildi. • Ücretlinin Özel İndirimi kaldırıldı. Devlet memurunun çocuk yardımına 1 Ykr. zam yapıldı. Dünyanın en pahalı pasaportu Türkiye’de oldu. • Gelir Vergisinde farklı tarife kaldırıldı. Ücretlinin vergisinin "tatlı tatlı" indirileceği sözü verilmişken "acı acı" bindirildi. • Simit yüzde 8 Katma Değer Vergisine tâbi iken 1 Ağustos 2004 tarihinde Türk halkının acil (!) ihtiyacı olan pırlanta, elmas, yakut ve incide Katma Değer Vergisi kaldırıldı. • Vatandaşın üzerindeki "dolaylı vergi" kamburu arttı. Başımıza kalıcı belâ olarak tâc edilen Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) özellikle cep telefonu kullanımında rekor düzeye ulaştı. • Tekstilde Katma Değer Vergisi yüzde 18’den yüzde 8’e indirildi. Bu sayede ithalâtçıların ağzı kulaklarına vardı. İthalât ve İhracat arasındaki fark doruklara çıktı. Türkiye Çin malları istilası ile karşı karşıya kaldı. • Her köşe başında ithalâtımızı körükleyen süper, hiper, gross marketler açıldı. • Kredi kartı harcamaları fırladı. "Önce harca sonra taksitlendir" kampanyası sayesinde vatandaşa kredi kartı borçlarını taksitlendirme kolaylığı (!) sağlandı. • Topraklarımız zehirlendi. Tuzla,Kartal,Gebze ve Uzunköprü’de toprağa gömülü zehirli variller bulundu.Türkiye sahipsiz! Giren çıkan belli değil! Daha sıralayabiliriz ancak yazıya sığmaz. Dedik ya biz "3 Yılda AKP farkı" (!) nı yazmaya kalksak ansiklopedi olur. Alıntı :Tülay Hergünlü
-
Bayramlar berekettir, umuttur, özlemdir. Yarınlar niyettir. Kestiğiniz kurban ve dualarınız kabul olsun, sevdikleriniz hep sizinle olsun.. Bayramınız mübarek olsun...
-
Bayramlar berekettir,umuttur,özlemdir. Yarınlar niyettir ve duaların kabul olsun , sevdiklerin hep seninle olsun Bayramın Kutlu Olsun Sedat
-
Saolasın canım kardeşim bizde seni çok seviyoruz.. sabada iyi bayramlar
-
Bediüzzaman ve Nur Cemaati
tan_vakti şurada cevap verdi: ahirzaman başlık Dini Konular - Din - Dinler
Ve bu çiçek tüm Kadınlarımıza....- 123 cevap
-
- Bediüzzaman
- Nur Cemaati
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Bediüzzaman ve Nur Cemaati
tan_vakti şurada cevap verdi: ahirzaman başlık Dini Konular - Din - Dinler
Kadınlarımız, kadınlarımız... İstiklal kahramanı kadınlarımız... Erkeğin tükendiği bir zamanda "vazife bize de taalluk eder" diye adeta yerden biten kadınlarımız... Ama Türk kadınının Kurtuluş Savaşında, hiç de medyatik olmayan, adı konulmayan, manşetlere taşınmayan, dillerde dolaştırılmayan bir mücadelesi vardır. Sessiz, derinden, içten ve fedakarlıkların en büyüğünü sergileyerekten üstüne düşen vazifeyi harfiyen yerine getirmiştir ninelerimiz. Ayakları öpülesi annelerimizin armağan ettiği mukaddes vatanımız üzerinde yaşayan bizim neslin, kadınlar hakkında konuşabilmesi için veya "Türk kadını" etiketini layıkıyla taşımak için ninelerimiz kadar olmasa bile onlara yakışır bir şeyler yapmamız lazım ki, kemiklerini sızlatmayalım. Bu Vatanı bizlere, bir iki sosyetenin cami cemaatinin arasında dolaşmaları ve luzumsuz abartılarla bu milleti meşgul etmeleri için bırakmamışlardır. Gelecek nesilleri utandırmayacak ciddi işlerle vaktimizi kıymetlendirmeyiliz.- 123 cevap
-
- Bediüzzaman
- Nur Cemaati
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Tüm müslümanların ve inananların Kadir gecesi mubarek olsun
-
Aynen bende başlayacam senin iso na açılımı istanbul sanayi odasımı yoksa dostum nerelerdesin yahu karabatak gibi bir görünüyorsun bir kayboluyorsun yoksa sen kara batakmısın özledik seni dostum yaa bukadar ara bırakma özletme kendini Allah'a emanet ol..
-
yaw burda amma saçmalamışım yahuuuu bana sorarsan yeterli başka şiddet içeren smiley kalmadı
-
Ahmet Ünlü, iddiaları yalanladı: Kadınların olduğu denize girmedim
tan_vakti şurada cevap verdi: kontrsağduyu başlık Güncel Konular
Cübbeli Ahmet Hoca: ''Yanlış yaptım'' Kadın ve erkeklerin olduğu ortamda denize giren "Cübbeli Ahmet Hoca", hatasını itiraf etti.13 Ekim 2006 22:40 Müritlerine yaptığı uyarıların aksine kadın ve erkeklerin olduğu ortamda denize giren "Cübbeli Ahmet Hoca" lakaplı Ahmet Ünlü, "fetvaya göre değil, takvaya göre yanlış yaptığını" itiraf etti. İlahiyatçılara göre Ünlü, "günah işlemediğini ancak daha dikkatle davranması gerektiğini" belirtiyor. Ünlü, Vakit gazetesine yaptığı açıklamada, kadın ve erkeklerin bulunduğu ortamda denize girmesinin doğru olmadığını belirterek, şunları söyledi: "Kadın buluğ çağına geldiği andan itibaren el ve yüzleri haricinde vücudunun bütün uzuvları avret mahallidir ve yabancı erkekler tarafından görülmesi haramdır. Ama fetva buluğa erdikten sonra bu haramı getirir. Dolayısıyla Malta'daki deniz görüntüleri düşünüldüğünde fıkha göre haram işlemedim ama bizim Mahmut Efendi'nin takva (dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getirme) ekolüne göre yaptığım yanlıştır. Bizim cemaatin ekolü yabancı bir kadınla aynı mekanda bulunulduğu zaman hemen tepki koymaktır ama ben bunu yapamıyorum. Takvaya göre bu kızı çıkarmam veya benim hemen dışarı çıkmam gerekiyordu. Ancak ben bu adamı tanıdığımda o kız 3 yaşındaydı. Malta'da da 9 - 10 yaşlarındaydı, yani buluğa ermemişti. Yine de benim onu dışarı çıkarmam veya kendim çıkmam gerekiyordu." Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Tuğ, İslami inceliği, rafine davranışları içerdiğini belirttiği "takva"nın, Allah'a yakın kişilerin daha incelikle davranması anlamına geldiğini söyledi. Tuğ'a göre, Ünlü bu açıklamasıyla günahkar olmadığını ancak daha dikkatli davranması gerektiğini vurguluyor. Kendi verdiği ropörtajı!! -
Hz. Peygamber, henüz gençlik yıllarında yirmi beş yaşında iken Mekke'de Hz. Hatice ile evlenerek bir aile yuvası kurmuştu. O sıralarda birden çok kadınla evlenmek, Araplar arasında son derece yaygın bir âdet olmakla beraber Peygamber Efendimiz, Hz. Hatice vefat edinceye kadar başka bir kadınla evlenmemişti. Hz. Hatice vefat ettiği zaman Peygamber Efendimiz elli yaşında idi. Daha sonraki yıllarda özel bir takım sebep ve hikmetlerle Hz. Peygamber birden çok kadınla evlendi. Bu evliliğin sebeplerini, İslâm düşmanlarının yaptığı gibi nefsânî ve şehevânî arzulara bağlamak aslâ doğru değildir. Çünkü Hz. Peygamber'in çok evliliği iddiâ edildiği gibi böyle bir sebebe bağlı olsaydı, bu evliliklerin Hz. Peygamber'in söz konusu arzuyu daha ziyâde duyacağı gençlik yıllarında ve ilk evliliğini hemen takip eden seneler içerisinde cereyan etmesi gerekirdi. Halbuki Hz. Peygamber, tam yirmi beş yıl sâdece Hz. Hatice ile evli kalmış, onun vefatından sonra kendisi elli yaşını geçmiş olduğu halde şartlar gerekli kıldığı için yeni evlilikler yapmıştı. Bazan evlilik dolayısıyla temas kurulan ve yakınlık sağlanan yeni kitlelere İslâm'ın iletilebilmesi düşüncesi, bazan evleneceği zeki, kâbiliyetli ve bilgili eşi vasitasıyla kadınları İslâmi esaslara göre daha rahat eğitebilme arzusu, bazan savaş dolayısıyla ortaya çıkan şiddetli düşmanlık ve kini onlar arasından evlilik yaparak bertaraf edip muhâtap kitlelerini celbetme lüzumu, bâzan İslâm hukûkunun getirdiği yeni bir hükmü bizzat Hz. Peygamber'in tatbik ederek topluma örnek olma zorunluluğu gibi dinî, siyâsî, hukûkî, sosyal bir çok sebep ve hikmet Hz. Peygamber'in çok evlenmesini gerekli kılmıştı. Peygamber Efendimizin zevcelerinin toplam sayısı on bir olup şunlardı: Hatice bint Huveylid, Sevde bint Zem'a, Âişe bint Ebûbekir, Hafsa bint Ömer, Zeyneb bint Huzeyme, Ümmü Seleme bint Ebû Ümeyye, Zeyneb bint Cahş, Cüveyriye bint eIHâris, Ümmü Habîbe bint Ebû Süfyân, Safiyye bint Huyey ve Meynûne bint el-Hâris. Reyhâne ve Mâriye ise câriyeleri idi. Hz. Peygamber'in zevcelerinden Hz. Hatice, Mekke'de peygamberliğin onuncu yılında, Zeyneb bint Huzeyme ise Medine'de Hicretin dördüncü yılında vefat etmişti. Bu sebeple Peygamber Efendimizin bir arada dokuz eşi bulunmuş ve bu sayıya da vefatına yakın bir zamana varıncaya kadar uzun bir sürede evlilik zarûreti çıktıkça aralıklarla ulaşılmıştır. Hz. Peygamber'in bu zevcelerinden Hz. Ayşe dışındakilerin tamamı Rasûlullâh ile evlendikleri sırada dul idiler ve pek çoğunun eski eşlerinden çocukları vardı; üstelik çoğu yaşlı da idi. Bu durum da, Hz. Peygamber'in evliliğini gerekli kılan özel bir takım sebep ve hikmetlerin mevcut olduğunun delilidir. Hz. Peygamber'in hanımlarının Mescid'e bitişik olarak inşa edilmiş birer odaları vardı. Peygamber Efendimiz her gün sıra ile bir eşinin yanında kalırdı. Hepsine karşı güler yüzlü davranır, ilgi gösterir, ev işlerinde onlara yardım eder, söküklerini kendisi dikiverir, aralarında adâletle muâmelede bulunur, hiç birine diğerinden ayrı davranmazdı. Zaman zaman onlarla şakalaşır, gönüllerini alırdı. Hayatı boyunca Hz. Peygamber'den hanımlarına karşı kötü bir söz veya davranış sadır olmamıştır. Peygamber Efendimiz, hizmetinde bulunan görevlilere, karşı da asla sert ve haşin davranmaz; kendi yediklerinden onlara da yedirir, giydiklerinden onlara da giydirirdi. Küçük birer odadan ibâret olan hâne-i saâdetleri son derece sâde, ama temiz idi. Bazan bir hasır, bazan yünden dokunmuş bir ihram, bazan da içi hurma lifleri ile doldurulmuş deri kaplı bir yatak Hz. Peygamber'in oda döşemesini ve yatağını oluşturuyordu. Her konuda olduğu gibi bu hususta da lüks ve israftan kaçınarak sadeliği tercih eden Hz. Peygamber, bazı zevcelerinde görülen daha iyi imkânlarla daha müreffeh bir yaşayış arzu ve isteği üzerine Kur'an'da da temas edildiği üzere "Şayet dünya hayatını ve süslerini istiyorlarsa bağışta bulunarak kendilerini güzellikle salıvereceğini, ama şayet Allah'ı, peygamberini ve âhiret yurdunu istiyorlarsa Allah'ın iyi davrananlar için büyük bir mükâfaat hazırladığını (el-Ahzâb, 33/28-29) belirterek tavrını açıkça ortaya koymuştu. Tabiî ki Hz. Peygamber'in zevceleri bu ikâz üzerine beşer olma sıfatıyla bir an için içlerinden geçen daha rahat yaşama arzu ve isteğini terkedip Hz. Peygamber'in yanında kalmayı ve O'nun sade yaşayışına ortak olmayı dünya lüksüne tercih ettiler.
-
Emperyalistler Türkiye’de iç savaş çıkarmak istiyor Usta Gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun Kanaltürk’te yayınlanan Ceviz Kabuğu Programı’nda konuşan Dabağyan, “Bu memleketin insanı birbirine sarılmalı. Çünkü gayri resmi savaşın içindeyiz” dedi Ermeni tarihçi Levon Dabağyan, Ceviz Kabuğu’nda önemli açıklamalarda bulundu. Dabağyan, tarih boyunca Ermenileri kullanan emperyalist güçlerin tek hedefinin bir iç harp çıkarıp Türkiye’yi parçalamak olduğunu söyledi. n 8’DE Ermeni tarihçi yazar Levon Panos Dabağyan’DAN ÇARPICI TESPİT İç harp çıkarmak istiyorlar Usta Gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun Kanaltürk’te yayınlanan Ceviz Kabuğu Programı’nda konuşan Dabağyan, “Bu memleketin insanı birbirine sarılmalı. Çünkü gayri resmi savaşın içindeyiz” dedi. Fransız Parlamentosu’nun “Ermeni soykırımı yoktur” diyene hapis ve para cezasını öngören yasayı kabul etmesi ve Orhan Pamuk’un eşzamanlı olarak Nobel Edebiyat Ödülü alması konularının tartışıldığı programa Dabağyan’ın önemli açıklamaları damgasını vurdu. Dabağyan konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Biz Türk vatandaşıyız. Ermeni, Osmanlı Türk Devleti’nin direği idi. Osmanlıyı yıkmak için bu direği kırdılar. Fransız, ******** Amerikalı Ermeni’yi kullanıyor. Niçin Ermeni bu hale getirilmiştir?.. Ben bu vatanın has evladıyım. Ermeniler Türk kesti diye resimler göstermeyin. Türk milletinin bununla alakası yoktur. Rus ermeni getirmiş Rusya’dan katliam yaptırmış burada. Bunun faturasını ben ödüyorum. Türk halkını kışkırtıyorlar Fransa’nın “düşünceyi yasaklayan” kanunu kabul etmesini de eleştiren Ermeni tarihçi yazar Levon Dabağyan şöyle konuştu: “Türkiye üzerinde korkunç oyunlar oynanıyor. Nil’den Fırat’a kadar toprak istiyorlar, ***** herifler. Biz kimseye beş kuruşluk toprak vermeyiz. Bizde öyle bir şey yoktur, olmayacaktır da. Türk Devleti bu kadar basit değildir. Fransa’nın amacı ne?” sorusuna Dabağyan şu cevabı verdi: “Fransa Ermenistan ile Türkiye’nin arasının düzelmesini istemiyor. Bu kararla, Türk halkını kışkırtıp Ermeni’nin üstüne saldırtmak istiyor. 6-7 Eylül hadiseleri yaptırmak istiyorlar. Esas hedef iç harbi çıkartmak Türkiye’de. Türkiye’yi bölüp parçalamak istiyorlar. Fransız değildir yalnız bunu yapan, Avrupa Fransa ile birliktedir, Fransa’yı öne sürüyorlar.” Gayri resmi savaş var AB konusunda, Avrupa’nın asıl amacının Türkiye’yi AB’ne sokmak değil, Türk milletini birbirine düşürmek olduğunu belirten Dabağyan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Biz ne zaman ki soğan ekmek yemeğe alışırız, kendi topraklarımıza sahip çıkarız, zararı yok yarı aç yarı tok yaşayım ama bu topraklar benim olsun deriz, güçleniriz, güçlenmeye çalışırız ki bunu yapabilecek bir milletiz, bu memleketin insanı birbirine sarılmalı. Buna ihtiyacımız var. Gayri resmi savaş veriliyor, bu savaşın içindeyiz.” Gül istifa etmeli Programda izleyicilere yöneltilen “Fransa’nın kararına engel olamayan Dışİşleri Bakanı Abdullah Gül istifa etmeli mi?” sorusuna gelen 6 bin 500’e yakın oyun yüzde 97’si “evet” yanıtını verdi. İkinci soru “Orhan Pamuk Nobel Ödülünü iade etmeli mi?” idi. Buna da 10 bin 500 oy kullanıldı. Bunda da halkın yüzde 97’si “etmeli” karşılığını verdi. Ermeni lobisi Amerikalıların ******** Levon Dabağyan, yırtdışında alınan Türkiye aleyhindeki kararlara mazeret olarak “güçlü Ermeni lobisinin” gerekçe gösterilmesinin ise doğru olmadığını belirterek, böyle bir lobi olmadığını, lobi görüntüsü arkasında İllumünati gibi güçlü kuruluşların bulunduğunu söyledi: “Amerika’da, Avrupa’da Ermeni Lobisi diye bir şey yoktur. Yalan konuşuyorlar. Ermeni Lobisi ******. Amerikalıların *******.” Programda Büyük Ermenistan Devleti kurulması projesiyle ilgili olarak da konuşan Dabağyan, “Büyük Ermenistan adı kullanılarak başka bir devletin kurulmasına çalışıldığını” ifade etti. Dabağyan, Ermeniler üzerinde siyası oyunlar oynandığına dikkatleri çekerek, Ermeni kilisesinin Avrupa tarafından Gregoryanlar, Papaya bağlı Katolik Ermeniler ve Anglikan Amerikan Kilisesine bağlı Protestan Ermeniler olarak üçe bölündüğünü söyledi. Dabağyan, Cevizoğlu’nun sorusu üzerine “Etyen Mahçupyan Vatikan’a bağlı olanların, Hrant **** Anglikan Kilisesi’ne bağlı olanların, ben de Gregoryanların tanınmışıyım” dedi. Orhan Pamuk ne karışıyor? Hulki Cevizoğlu’nun Orhan Pamuk ile ilgili düşüncelerini sorması üzerine, Dabağyan şöyle konuştu: “Sen edebiyatçısın. Ne işin var bu işlerin içinde? Bizi bize bırak. Sen, Orhan Pamuk olarak hakikaten Türksen, ikimizin arasını yapmaya bak.” Orhan Pamuk’un kendi düşüncelerini söylediğine inanmadığını belirten Dabağyan, “O adam söyletildi, karşılığında da mükafatını verdiler, hediyesini aldı. Kardeşim sen edebiyatçı olarak niçin bunlara giriyorsun? İkimizin arasını yapsana” dedi.
-
MOSSAD'tan şok açıklama: Amerika Türkiye’yi bölecek MOSSAD’la ilişkisi bilinen internet sitesinde yayınlanan raporda, ABD ve İsrailli yetkililer uyarılarak Türkiye ve İran’ın, Irak’ın kuzeyine ortak operasyon yapabileceği belirtildi. Raporda, “Washington, Kürt-İran kapışmasının çatışmaya dönüşebileceğini ve Irak Kürdistanı’nın, Türkiye’nin güneyinden başlayarak Ermenistan’a yayılabileceğini öngörmektedir” denildi. ABD’den Kürdistan tezgahı MOSSAD’ın internet sitesinde, kurulması planlanan Kürt devletinin topraklarının genişletileceği açıklandı. Sitede, bölgede İsrail’in de büyük çıkarları olduğu vurgulanarak, Türkiye ve İran’ın müdahalesine karşı hazırlık yapıldığı belirtildi * Ceyhun BOZKURT Mossad, Kuzey Irak’taki ayak oyunlarını ortaya koydu. İsrail istihbaratıyla ilişkisi bilinen www.debka.com sitesinde yayınlanan bir raporda, ABD ve İsrailli yetkililer uyarılarak Türkiye ve İran’ın, Irak’ın kuzeyine ortak operasyon yapabileceği belirtildi. 24 Eylül 2006 tarihini taşıyan raporda, Kandil Dağı’nda saklanan PKK ve PJAK üyesi yaklaşık 5 bin terörist için “isyancı” ifadesi kullanılıyor ve bu teröristlerin Türkiye ve İran’ın hedefinde olduğunun altı çiziliyor. Sitede yayınlanan raporda, “Türk ve İran ilk müdahale birimleri hali hazırda Irak’ın 7-8 kilometre içlerine kadar girmiş durumdadır. Gergin bekleyen Washington, bir peşmerge-İran kapışmasının, kapsamlı bir çatışmaya dönüşebileceği ve olayların genişleyerek, bütün bölgeye yayılabileceğini öngörmektedir” deniliyor. Çıkarları etkilenecek Türkiye’nin, Kerkük’ü ele geçirme operasyonu yapabileceği de belirtilen raporda, ABD’nin buna karşı çeşitli önlemler almaya çalıştığı belirtiliyor. www.debka.com sitesinde, kurulması öngörülen Kürt devleti için, peşmergelerin ABD desteğinde Türkiye, İran ve Ermenistan’dan toprak kazanma hesapları yaptığı vurgulanıyor. Sitedeki raporda, ABD’nin de, Türkiye ve İran’dan kurulacak bir Kürt devletinin genişlemesine karşı müdahale olasılığına hazırlandığı belirtiliyor. Raporda, “ABD ve İsrail’in Orta Doğu’da hayati bölgesel güvenlik çıkarları, muhtemel çatışmalarda 3 husustan etkilenecektir” denilerek, bu üç husus şu şekilde dile getirildi: * Washington, Türk-İran askeri ortaklığını Ankara’nın reddetmesine ikna olmamıştır. Amerikalılara göre zamanlama bundan daha kötü olamazdı. Bu zamanda İran’a yönelen Amerika (ve İsrail) uçaklarına Türk ve peşmerge hava sahaları kapalı olacağı için İran’ın nükleer tesislerine (yapılacak) muhtemel bir Amerikan (ve İsrail) saldırı planı ciddi şekilde engellenebilir. * Kürt kampanyası’nda bir Türk-İran zaferi iki aydan kısa bir süre içinde Devrim Muhafızlarına ikinci bir zafer kazandırmış olur. * İsrail, PKK’nın Kuzey Irak’taki askeri ve ekonomik varlığını kökten kazımaya yönelik askeri operasyon endişesi taşımaktadır. DEBKAfile’ın askeri kaynaklarına göre 2004’ten beri İsrail askeri ve istihbarat subayları, Kuzey Irak’ta peşmerge ordusu ve anti-terör güçlerini kurmak için çalışıyor. Sırada Musul var Kerkük’te sokağa çıkma yasağı ilan edilerek yapılan Türkmen katliamı şimdi de Musul’da sürdürülüyor. Sokağa çıkma yasağı uygulanan Musul’da peşmergelerden oluşan güvenlik birimleri operasyon başlattı. Önceki gün güvenlik güçleri ile direnişçiler arasında çıkan çatışmalarda, 4’ü polis 6 kişinin ölmesinin ardından kentte sokağa çıkma saatleri uzatıldı. Bunun ardında da yapılan operasyonlarda Türkmenlerin evlerine baskınlar düzenlendi. Birçok Türkmen’in tutuklanarak götürüldüğü bildiriliyor. Bu arada, Kerkük’te Türkmenler kendile-rine yönelik operasyonlara karşı gösteri düzenledi. Türkmenler, kendilerine baskı ve zulüm yapılarak kentin peşmergelere teslim edilmek istendiğini belirterek, Türkiye ve uluslararası camiadan yardım istediler. Öte yandan, Kerkük’te devriye gezen polis aracına kimliği belirsiz kişiler tarafından açılan ateş sonucu 1 polis şefi hayatını kaybetti, 4 polis de yaralandı. Olayla ilgili Kerkük’te geniş çaplı soruşturma başlatılırken, kent genelinde güvenlik önlemleri arttırıldı. Alıntı:yeniçağazetesi
-
ÜSLÜPSUZ BİR YAZAR. Pamuk, üslübu olmayan bir yazardır.Bu çok ağır bir kusurdur.Romanların çevirilerini alıp ''Orjinanleriyle'' karşılaştırdım, yabancı dillerde daha iyi duruyor.Arthur kostler, İngilizce Fransızca,Almanca gibi büyük dillerden birinde yazmayan bir yazar, eninde sonunda çevirmene çalışır demişti... Pamuk'ta da ''esas olarak dış pazara yönelik üretim yapan, İhracat fazlasınıda iç pazara veren '' bir hava vardır. Nobel konusuna gelince Nobel, çoğunuzun sandığı gibi ''büyük yazarlara verilen '' bir ödül değildir. Büyük yazarlara verildiğide olmuştur, K.ç.nı silmeyeceğin heriflerede. Kazananı zengin eder, dahada önemlisi, kitaplarının satışlarını roketler.''Ticari'' değeri daha önemlidir. İsceç kraliyet Akademisi de dünyanın en önde gelen 'eleştiri teorisi' sayılamaz. Yani Oskar neyse Nobelde odur. Havası, değerinin önüne geçmiştir. Nobel uzun süre ''Antikominist'' yazarlara verilmiştir, şimdi artık ''Ülkesini kötüleyen ve Batı'ya Biat eden geri kalmış ülke yazarlarına veriliyor. Kendisini yeniden kutluyorum Hayırlı uğurlu olsun, Bize bakmasın, kendi bildiğinden geri kalmasın gerçi ihtiyacı yoktu ama BİR BUÇUK MİLYON DOLARI da afiyetle yesin.... Akşam gazetesi Ergin ARDIÇ
-
Gloria bu arada giresun karşılamasını ne güzel oynuyon sen bakim yoksam sen giresunlumusun