Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

Ana ekranınızda anlık bildirimler, rozetler ve daha fazlasıyla tam ekran uygulama.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

tan_vakti

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

tan_vakti tarafından postalanan herşey

  1. tan_vakti şurada cevap verdi: arman başlık Forum Oyunları
    iskender kebabı
  2. kralx art nişyetli okuyorsun yazıları ondan gözüne çarpıyor o izlenimlerin kusura bakma öyle.. ve kimse tersinden kalkmış değil sadece sen olayları ters algılıyorsun sorun orda.
  3. anlamadığım neden bukadar zoruna gitmesi olmaya bilir bence sen kendi işine baksan yeter erbay kardeşim var
  4. öncelike burda bulunan dostlarım ve arkadaşlarıma. sardunyam sedelina sirvana paula aça yumote mineu gece yağmuru gull gloria lilac natalia erbay adını unuttuğum olabilir kusura baksınlar....
  5. tan_vakti şurada cevap verdi: arman başlık Forum Oyunları
    şaşkınlık
  6. tan_vakti şurada cevap verdi: arman başlık Forum Oyunları
    valla merve aynı anda yazmışız ozaman ben değiştireyim para
  7. tan_vakti şurada cevap verdi: arman başlık Forum Oyunları
    deterjan
  8. teşekkür ederim lilac cım hem kendi adıma hem sardunyam adına teşekkür ederiz kendisi burda olmadığı için vekalet verdi bana bu çiçeklerde senin için olsun
  9. tan_vakti şurada cevap verdi: arman başlık Forum Oyunları
    bal
  10. nice yıllara sleeper21
  11. nice senelere sirvana kardeşim Allah'tan temennim hergünün bugün kadar mutlu ve güzel geçmesi dileğiyle. bu pasta ve çiçek senin için kardeşim.
  12. Sevgili arkadaşlar Türkiye'de tehlikeli vatandaş grubu vardır. Birinci grupta değiştireceği arabayı, yapacağı tatili ve kazanacağı ekstra paranın hesabını yapanlar. Diğerinde ise asgari ücretin altında ve şişmiş kredi kartı borçlarının altında yaşam mücadelesi verenler. Bu grup kaybedecek hiçbir şeyi olmadığı için her türlü yönlendirmeye açık olan tehlikeli gruptur. Her iki grup da kendilerinin sorunlarından başka hiçbir şeyi görmezler ve umurlarında da değildir. Türkiye kendisini tehdit eden unsurların bir listesini yapmalıdır. Hatta büyük gazete ve televizyonlarda bunlar tartışmalı, sık sık öncelik anketleri yapılmalıdır. Eğer bir liste yapılacak olursa bana göre Türkiye'nin en öncelikli tehditleri arasına şunlar girer. 1- Atatürk ve rejim düşmanları 2- PKK ve yandaşları 3- Başkalarının hizmetindeki "........" aydınlar 4- Etrafındaki gelişmelere sırt çevirmiş "........" aydınlar 5- Amerika Birleşik Devletleri 6- Avrupa Birliği 7- Okur yazar olmayan ....... saygılarımla,
  13. tan_vakti şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Bilinmesi gereken bir başka gerçek de, Aleviliğin karşıtlığının Sünnilik değil, Yezidilik olduğudur. Bugün için ise Aleviliğin karşıtlığı daha çok ateistliktir, Aleviliğe yönelen misyoner faaliyetleridir. Çünkü Alevilik İslamî bir akımdır. Çünkü Alevilik, Allah-Muhammed-Ali aşkıdır. Bugün Hz. Ali(r.a.) sağ olsaydı, bugün Hacı Bektaş-i Veli sağ olsaydı ne Sivas olayları olurdu, ne Alevi kardeşlerimizin çok az da olsa bir kısmı, İslâm'ı "Arap kültürü" olarak görebilirdi. Bugün Aleviliği İslâm dışı göstermek isteyenler ve bugün İslâm'a ait değerleri "Arap kültürü" diye dışlayanlar, yarın Hz. Ali(r.a)'nin, Hz. Hasan(r.a) ile Hz. Hüseyin(r.a.)'in yüzüne nasıl bakacaklar? Ve yine bugün olayın mağdurları tarafından yapılması gereken, "Sivas'ın intikamı alınacak" gibi sloganlar üreterek Madımak'ı aleve veren ve verdirenler safında yer tutmak değil, tam tersi, Türk milletini Alevi-Sünni, Türk-Kürt yahut ilerici-gerici gibi "yutmak için bölmek" isteyenlerin tuzağını bozmak, yani kardeşlik türküleri söylemektir. Çünkü, kabul edilmek istenmese de, 13 yıl önce Sivas'ta taraflar kökü dışarıda bir tuzağa düşmüştür. Tuzağa düşenlerin bizden olması, tezgâhın dış kaynaklı olduğunu örtmemelidir. Allah(c.c.) gani gani rahmet eylesin, Dç. Dr. Necip Hablemitoğlu ölümünden kısa bir süre önce Bandırma'daki bir panelde Sivas'ta yaşananların arkasında Alman emperyalizminin bulunduğunu açıklamış ve şöyle demişti: "- Olaylar sonrasında Alman istihbaratı ile ilişkili 6 kişi Ankara'dan Almanya'ya sahte kimlik ve pasaportlarla güvenlik içerisinde kaçırılmıştır.. Bu 6 provokatörün kimlikleri devletin ilgili istihbarat birimlerince bilinmektedir.." Hablemitoğlu doğruyu söylemekteydi. Nitekim Sivas katliamının üzerinden 13 yıl geçmiş olmasına rağmen hadisenin yargılama sürecinde firar eden 8 kişinin Almanya ve İsviçre'de ellerini kollarını sallaya sallaya gezdiği bilinmektedir. Ayrıca Almanya'da olduğu tespit edilmiş bulunan bir sanığın Türkiye'nin talebine rağmen, "evrak eksik" gerekçesiyle, iade edilmemiş olması da düşündürücüdür.. Berlin yönetiminin 2000 yılında okullarda Almanca Alevilik dersi koyması da Almanların Alevileri sevdiğinden değil, Türkiye'ye yönelik emperyalist niyetlerindendir. Özetlersek ey Alevi dostlar, 13 yıl önce Sivas'ta sen- ben değil, biz yandık, biz yakıldık..
  14. ozaman kusura bakma kralx dostum kapandıysa sorun kalmamıştır ozaman
  15. Ah o yazlık sinemalar Kapı önü akşamları Saksıda son sardunyalar Avluda el yazmaları Ah ne kahraman ne cesur Ne güzel çocuklardık Her yeni günü ümitle Nasıl kucaklardık Hem utangaç hem hevesli Mektepli sevgilerdik Pek kırılgan pek acemi Bir söyler bin gülerdik
  16. bu çiçekleri burda bulunan herkeze yolluyorum uyumlu ve uyumsuz olanlarda dahil timde olanlara olmayanlara gerçekten dost ve insancıl olan tüm dostlara .... ve sevmesini bilen kıskanmayan ve ayrım yapmayan dostlara.
  17. üsteki üyeyi çok özledim
  18. kralx sevgili kardeşim bu konu üzerinden neden bukadar ısrarcısın anlamış değilim belki sende orda olmak istiyorsun ama olamıyorsun belkide bu uğpraşmaların ondandır diye düşünüyorum. ama bana sorarsan burda gece timi adıyla nitelendirdiğin kişiler herkez olabilir gece burda olmak bu time giriyorsa bence çoğu kişi bu timdedir. belki bir gün sende burda olabilirsin olabirsin dedim ama bu yapıyla ve davranışla asla olamazsın insanlarla mualefet olarak dost olunmaz iyi ılımlı ve sevecen yaklaştığında dost olabilirsin bunu unutma .. sevgi ve saygılarımla.
  19. seni yerler yerler seni ham yapar bu zilliler yaylanmadan yürü
  20. Felakete sürükleniyoruz ve bizi nasıl böleceklerini bile şimdiden hesaplamışlar.... Bölgeler arası rekabet anlayışı üzerine kurulan Kalkınma Bölgeleri emek maliyetlerinin düşük tutulması ve doğal kaynakların sonuna kadar istismar edilmesi anlayışı üzerine kurulan bir yaklaşımla, bölge içinde emek-sermaye çatışmasını hızlandıracağı gibi, milli kaynakların yabancı sermaye tarafından istismarını da kolaylaştıracaktır. Kalkınma Bölgeleri, mali kaynak sorunlarını aşabilmek için kısa zamanda Anakara’dan Brüksel’e dönebileceklerdir. Prof. Dr. Güler’in bu tespitlerine muhakkak eklenmesi gereken hususta Türkiye’ye yönelik AB ve ABD kaynaklı federasyon baskılarına büyük bir hız kazandıracağı noktasıdır. Özellikle Güneydoğu Anadolu’da AKP iktidarının kanunları uygulamaması sonucunda terbiyesizlikleri zirveye çıkmış olan örgütçü-şehir teröristi sözde yerel yöneticiler, Kalkınma Ajanslarını üniter devlete karşı ayaklanmak için bir vasıta olarak kullanacaklardır. Türkiye AKP tarafından bir felakete doğru sürükleniyor. Türk milleti Anadolu’da kendisine karşı hazırlanan bir komplonun olduğu hissi içinde kendisine önderlik edecek kadroların arayışını sürdürürken, önümüzdeki yıllarda kaçınılmaz olarak gerçekleşecek olan Milli Mücadeleye hazırlanıyor. Türk milliyetçisi aydınlar, bürokratlar ise hala kızgın, kırgın, ne yapacağını bilmez olduklarını söylüyorlar. Bu ne yapacağını bilmezlik daha ne kadar sürecek?” selam ve saygılarımla
  21. evet sana yürekten katılıyorum bunlar yüzsüz ve okadarda arsızlar ortaya çıkmalarının sebebide işte bakın bunlar bizden daha beterler biz kötünün iyisiyiz. matıkları bundan ibaret... bize kendi ve dostlarının menfaatleri için değil bu ülke vatanı için bişeyler yapacak insalar gerekli. sevgi ve saygılarımla
  22. İhanet kongresi Kürtçü, bölücü Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) Ankara'daki 1. Olağan Kongresi, onların "küstahlıklarının" ve "ihanetinin", bizim de "gafletimizin" canlı tablosu idi. Kongrede, İstiklal Marşının söylenmesini, hatta çalınmasını beklemek hayaldi. Salonda, göstermelik Türk Bayrağı varsa bile, PKK bayraklarından, APO sloganlarından görülemeyecek kadar -ustalıkla- kamufle edilmişti. Bu kongre, Türk milletine, üniter TC Devletine karşı açık ve pervasız bir "meydan okuma" gösterisi idi… TALEPLER DTP eş başkanları, Aysel Tuğluk ve Ahmet (neden-nasıl) Türk'ün, yaptıkları konuşmalarda ileri sürdükleri ve çılgınca alkışlanan talepler, Anayasanın herhalde İspanya'da Bask ve Katalan'larınkine benzer "Konfederal" bir yapı için değiştirilmesi… APO'ya ve diğerlerine genel af... Terörle Mücadele Yasası'nın geri çekilmesi, Seçim ve Siyasi Partiler yasalarının değiştirilmesi vb.. "talepleri", küstahlık değilse, Tuğluk'un ve "sözde" Türk'ün PKK konusundaki meydan okumaları, yasalara göre cezalandırılması gereken "ihanet" belgeleridir. İki eş başkan "PKK ile aramıza mesafe koymamız mümkün değil… Demokrasi ve barış için, demokratik güçlerin ve toplumun (Devletin) PKK ile arasındaki mesafeyi kaldırması zorunludur" diyorlar. Türkçe'ye çevirisi; "TC Devleti artık, PKK'yı tanımaya mecburdur"… Niçin şaşıyoruz? DEP-DEHAP-HADEP derken, bölücüleri, emellerinin ne olduğunu, bile bile "demokratik katılım" uğruna, meşrulaştırarak siyasete ve TBMM'ye sokmanın, bazı Türk partilerinin geçmişte bunlarla işbirliği yapmalarının -ve şimdi de yapmaya hazırlanmalarının- kaçınılmaz neticeleri bunlar. Sözde, özde aydınlarımızın, İspanya'da, Bask ve Katalan özerkliğini Güneydoğu için örnek göstermeleri, bölücülere ve ihanetlerine umut vermez mi? Asıl "derin gaflet" yüzünden, bugün DTP saflarında toplanan bölge Belediye Başkanlarının topunun PKK yanlısı daha doğrusu "adamı" oldukları ve bölgenin PKK'nın egemenliği altında, APO'nun da asıl güç ve lider olduğu belli idi… PKK'nın etkinliğini ve gücünü kaybettiği de kongrede patlayan bir efsane balonu! Eşkıyabaşının, İmralı'dan hâlâ kaşına kaşına, güya Türk-Kürt demokratik uzlaşması, hakikatte üniter devleti ortadan kaldırmak için ahkam kesecek kadar "canlı" bırakılması da, "milli" gafletimizin ve hükümetlerin basiretsizliklerinin neticesidir. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı DTP kongresindeki manzara ve sözler üzerine inceleme başlatmış. Bakalım DTP hakkında gereken yapılacak mı? İktidar AB'ye rağmen buna cesaret eder mi? Ankara'daki AB temsilcisi Kretschmer de, herhalde Şemdinli konusunda teftişlerde bulunmak üzere gittiği Van'da Tuğluk ve "Türk"ün "PKK ile aramıza mesafe koyamayız" sözlerini "not etmek" lütfunda bulunmuşlar! Türkiye'deki ilk uğrakları Diyarbakır olan ve bölücüleri teşvik edenler AB yetkilileri değil midir? Bölücüleri PKK'yı "şımartan" hatta kışkırtan?.. Bunlar karşısında, AB hayali uğruna "uyum yasalarıyla" Kürt devletine zemin hazırlanmasına ve terörle mücadelenin güçleştirilmesine razı olan iktidar bu Avrupalılara hadlerini bildiremedi. Böyle olunca DTP kongresindeki ihanete niçin şaşıyoruz! selam ve saygılarımla
  23. haklısın sedelina ama zaten amaç ekonomimizi yıkmak, bir ülkeyi ele geçirmek istiyorsan önce ekonomisini çökerteceksin, ve o yüzden bizde biraz düzelmeler başladığında nedense ortalıkta hiç bişey yokken, piyasalarda bişeyler oluyor ve birden allak bullak oluyoruz. zaten ekonomimizi dış güçler yönlendiriyor. sen kendi ekonomini yönetemezsen nasıl bişeyleri düzeltmeye çalışacaksın. sen laik , demokratik, bir cumhuriyetsin ama gel gelelim ekonomini dış güçler yönetiyor, anayasanı dış güçler belirliyor ve en önemlisi kanunlarını dış güçlerin sana verdiği doğrultuda yapmaya çalışıyorsun eee, nerde bizim demokratik ,laik cumhuriyetimiz. Her koldan bizleri bağlamışlar. ve başımızdaki insanlar bizleri dahada iyi bağlasınlar diye ellerinden geleni yapıyorlar. Artık bişeyleri tam anlamıyla görmemiz gerekiyor at gözlüklerini çıkarıp önümüze değil geniş açıyla bakmamız gerekiyor, aksi tahdirde iş işten geçmeden bişeylerin önlemini almak gerekiyor, din/laik ayrımlarını bırakarak tek amaç için birlikte mücadele etmeliyiz VATAN için. Arkadaşlar bu VATAN bizlerin ve bu VATAN'ı en iyi şekilde savunmakta bizlerin en büyük görevidir, sağ/sol din/laik ayrımları bize bişey kazandırmaz,kazandırmayacağı gibi aksine kaybettirecek. herkezin aklını başına alıp düşünmesi ve bu çıkmazdan nasıl kurtuluruz kurtulmak için neler yapmalıyız düşünmesi lazım. tekrar üstüne basarak yazıyorum bu mücadele VATAN mücadelesidir. bunu ayırmak zorundayız... ayrı kutuplar olarak değil tek bir bütün olarak mücadele etmeliyiz.. sevgi ve saygılarımla
  24. AB'ye göre en büyük engel: Türk Ordusu Dış basında, Türkiye'nin AB macerası ile ilgili üç önemli yorum var. Biri Fransız, biri Yunan, biri de Mısır gazetesinden. Tercümeler Basın-Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü'ne aittir. Fransa'nın Le Figaro Gazetesi, "Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki müzakereler sadece bir oyun mu?" diye soruyor: "Diğer adaylardan hep farklı görülmüş Türkiye için söz konusu olan, gerçek müzakereler mi, yoksa bir kandırmaca mıdır? Ankara'da olduğu gibi Brüksel'de de bu soruyu sormayan yok gibi. Üstelik Türkiye'nin katılımının kararı konusunda son söz, Birliğin Bulgaristan, Romanya ve Hırvatistan hariç tüm genişlemelerini referandum yoluyla onaylayacak olan Fransızların olacak." (26 Haziran 2006, Le Figaro) *** Yunanistan'ın Kathimerini Gazetesi, AB'nin Türk Ordusu'ndan şikayetlerini ele alıyor: "AB, Ordunun karışmamasını istiyor. AB belgesinde, Türk Genelkurmay Başkanının Savunma Bakanına değil doğrudan Başbakana bağlı olması eleştiriliyor. Silahlı kuvvetlere ait kurumlardaki şeffaf olmayan unsurlardan da bahsediliyor. (Özel Kuvvetler üzerindeki operasyonların sebebi anlaşılıyor) Milli Güvenlik Kurulu'nun kararları, Ankara'daki hükümetler için her zaman bir çeşit 'İncil' vazifesi görüyor. Rapor tamamlanmadan kısa süre önce, Türk Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök'ün askeri akademilerdeki uzun konuşmaları, askerlerin Türkiye'nin politikasının belirlenmesi ve uygulamalara karışma derecesini açık şekilde gösteriyordu. Orgeneral, komşu ülkenin dış politikasının eksenlerini detaylı şekilde izah etti, iç konulara da değinmekten kaçınmadı: Ekonomik durumdan, TV yayınlarının kalitesine, hatta ticaret merkezlerindeki yabancı dildeki tabelalara kadar! Orgeneral Özkök, Kıbrıs sorununa ilişkin Ankara'nın niyetleri konusunda da açıklayıcı idi: Kıbrıs'ın, Türkiye'nin güvenliği için stratejik rolü olduğunu söyledi ve şunları ilave etti: 'Kıbrıs'ın artık stratejik öneminin olmadığını iddia edenlere şunu sormak isterim: İngiltere, adadaki üslerinin korunmasına neden o kadar önem veriyor ve Avrupa'dan o kadar uzakta olan problemli bir ada, neden AB'ye o kadar çabuk kabul edildi?' " (21 Haziran 2006, Kathimerini) Demek ki AB, Türk Ordusu'nu, Türkiye'yi parçalayarak yutma konusunda en büyük engel olarak görüyor! ABD'ye direnen Sezer! Mısır'ın El Ahram Gazetesi'ne göre ise ABD karşısındaki engel Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer: "Türkiye, Büyük Ortadoğu Projesi'nde model rolünü üstlenmek istemiyor. Mısır'ın Ankara Büyükelçisi, kendisiyle yaptığımız söyleşide, Büyük Orta Doğu planı çerçevesinde, Türkiye'nin model olma rolü konusunda şunu söyledi: 'ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ikide bir, Türkiye'nin ılımlı bir İslam ülkesi modeli olduğunu ve diğerleri tarafından örnek alınması gerektiğini söylerken Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, her fırsatta ülkesinin böyle bir rolü üstlenmeyi arzulamadığını vurgulamaya özen göstermektedir.' Büyükelçi 'Büyük Ortadoğu projesi artık çıkmazda. Bunun için Irak'a bakmak yeter. Türkiye'de, bölgenin istikrarı için komşularla koordinasyonu öne çıkarıyor' dedi. Türkiye'nin yeninden uyandığını görmeliyiz. O artık bizim kaderimizi belirlemeye çalışmıyor veya Washington'un tüm çabalarına rağmen polis rolünü oynamak istemiyor. Onun tüm istediği, halkına güvenli bir gelecek sunmaktır. Bize de düşen, menfaat ve işbirliğine dayalı büyük bir ağ dokumaktır. Çünkü geleceğe giden yol buradadır." selam ve saygılarımla
  25. tan_vakti şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    'Esrarengiz olaylar zinciri' Hürriyet gazetesi yazarı Emin Çölaşan, Başbakan Erdoğan'ın danışmanlığını yapan,onun adına çeşitli temaslarda bulunan Cüneyd Zapsu ile ilgili iddiaları gündeme taşıdı. Gazeteci yazar Emin Çölaşan, haftanın ilk yazısını Cüneyd Zapsu ile ilgili iddialara ayırdı. Çölaşan, Başbakan veya Maliye Bakanı'na açıklama yapma çağrısında da bulunurak, 'Esrarengiz olaylar zinciri' başlığı ile şu yazıyı kaleme aldı: "Recep Tayyip Bey'in bir danışmanından söz edeceğim. Adı Cüneyd Zapsu. Başbakan'ın sağ kolu. Onun adına içeride ve yurtdışında gezilere gidiyor, toplantılara katılıyor, hatta Amerikan yönetimine Tayyip Bey için "Bu adamı süpürmeyin, kullanın" gibi mesajlar verdi. Bu şahıs ayrıca çok büyük bir fındık tüccarı. Türkiye'deki yüz binlerce fındık üreticisinin aleyhine, ancak kendisinin lehine olacak kararlar aldırmayı başarıyor. Fakat konumuz fındık değil. Cüneyd Zapsu, Türkiye'de ticaret yapıyor. Örneğin, BİM mağazalarının uzun yıllar ortağı. 11 Eylül 2001 olayı yaşandıktan sonra, ABD yönetimi Arap teröristlerin isimlerini bütün dünyaya dağıttı. Teröristlere yardım eden, ilişki kuran, para veren kişilerin araştırılmasını istedi. Onlardan birinin adı Yasin El Kadı idi. El Kaide'nin finansörü olarak çalışıyordu. Bunun üzerine Türk hükümeti de -Ankara'daki ABD Büyükelçiliği'nin bastırmasıyla- olayı araştırmak zorunda kaldı... Ve karşımıza ilginç bir isim çıktı: Başbakan'ın danışmanı ve sağ kolu Cüneyd Zapsu! Kendisi, terörist Yasin El Kadı, Korkut Özal vesaire ile BİM mağazalarında ortaktı. Yapılan araştırma sonucunda ortaya bazı gerçekler çıktı. Zapsu, yakın geçmişte Yasin El Kadı'ya 60 bin dolar, annesi Gaye Zapsu ise aynı kişiye 250 bin dolar ödemişti. Bunları nereden yazıyorum? Devletin Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) isimli bir kuruluşu var. Bu kurul özellikle kara para olaylarını inceliyor. Maliye müfettişleri, hesap uzmanları, hukukçulardan oluşan tam yetkili bir kadro. İşte bu MASAK raporunda Zapsu ailesinin Arap terörist El Kadı'ya para verdiği belgeleniyor. Peki bu paralar nasıl gönderiliyor? Kemal Unakıtan'ın yönetim kurulu üyesi olduğu Al Baraka isimli İslamcı finans kurumu üzerinden! Olayı sizlere çok özetle, fakat devlet belgesinden aktardım. Şimdi son günlerde bu konuda yaşadığımız gelişmelere bakalım. Gazeteci arkadaşımız Çiğdem Toker birkaç gün önce Maliye Bakanı Unakıtan'a herkesin içinde bir soru sordu: "Cüneyd Zapsu ile Yasin El Kadı arasındaki kara para trafiğini belgeleyen MASAK raporunu sumen altı ettiğiniz ve işleme koymadığınız söyleniyor. Bu konuda ne yaptınız?" Unakıtan bu soruyu duyunca şaşırdı, kızardı, bozardı ve şu yanıtı verdi: "O raporu savcılığa gönderdik. Savcılıkta." Ertesi gün Zapsu yazılı açıklama yaptı: "Benim böyle bir savcılık soruşturmasından bugüne kadar bilgim olmadı. Böyle bir şey olduğunu da zannetmiyorum." Cumartesi günü ise gazetelerde bir haber vardı. Başbakanlık, CHP Adana Milletvekili Kemal Sağ'ın soru önergesine verdiği yazılı yanıtta, "Cüneyd Zapsu adında bir personelin Başbakanlık danışmanı olmadığı kayıtlarımızdan anlaşılmıştır" diyordu. Sevgili okuyucularım, şu olaylara bir bakınız! Adam Başbakan adına dünyayı geziyor, ABD yönetimiyle bile toplantılara giriyor ve Başbakanlık, kendisinin Başbakan danışmanı olduğunu inkár ediyor! Bu şahıs o halde ne? Oralara hangi sıfatıyla gidiyor, kimin adına çalışıyor, ne iş yapıyor? Danışman mı, değil mi? Kim kime neyi yutturuyor? Şimdi yine gelelim teröriste verilen paralara! Burada da yanıt bekleyen çok önemli sorular var. Zapsu ve ailesiyle ilgili MASAK raporu bitti mi, yoksa engellendi ve yarım mı bıraktırıldı? Eğer bittiyse, Kemal Unakıtan bu raporu ne zaman savcılığa gönderdi. Suç duyurusu var mı? Savcılık ne yaptı, hangi karara vardı? Zapsu savcılık soruşturmasından haberi olmadığını söylüyor. Yoksa dosya bir yerlerde (!) buharlaştı mı? Kim doğru, kim yalan söylüyor? Zapsu gerçekten de, BİM mağazalarında Yasin El Kadı ile ortaklık yaptı mı? Teröriste hangi nedenlerle -anasıyla birlikte- paralar ödedi? Kemal Unakıtan'ın yönetim kurulu üyesi olduğu Al Baraka aracılığı ile terör örgütlerine gönderilen yüz binlerce dolar kimlere pompalandı? Sevgili okuyucularım, bu iş çok karanlık. Bu pilav daha çok su kaldırır, bu iş hükümet düşürür. Şimdi Başbakan veya Maliye Bakanı çıkmalı ve adam gibi bir açıklama yapıp bütün gerçekleri tek tek ortaya koymalı. Burası Afrika'nın muz cumhuriyeti değil. Buyursunlar, yanıt bekliyoruz alıntı Yeniçağ Gazetesi Osman TIĞRAKLI selam ve saygılarımla

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Tarayıcı push bildirimlerini yapılandırın

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.