jeune tarafından postalanan herşey
-
Çocukken oynadığımız oyunlar :)
mac yapardık(cok cam kırdım) yoktan yere kavga ederdık erık calardık apartmanın en ust katına cıkar ucak yapıp atardık.komsuların zılıne basıp kacardık.
-
İçindeki nakaratı yaz...
tren yoluna gul doktum trenler gecmeyecek yarım bana soz verdı sıgara ıcmeyecek
-
sesleniş
ortaya bı yazı yazmıssın bende cevap verdım hepsı bu.
-
Türk’üm, Devrimciyim, Irkçı Değilim…
Türk’üm, Devrimciyim, Irkçı Değilim… Endüstrinin gölgesinde spor olmaktan yavaş yavaş çıkan futbolun güzel yanlarını da görmek mümkün. İspanya’da “Türkler”, İtalya’da devrimciler futbola renk katıyor. Futbol, zamanımızın en önemli endüstriyel sporu. Peki, sermaye sahiplerinin, başbakanların sırf adlarını duyurmak, kariyerlerini perçinlemek için kulüp başkanı olduğu, bahis şirketlerinin milyonlarca kişiyi peşinden sürükleyerek kâr elde ettiği bir ortamda güzelliklerden bahsetmek mümkün mü? Öyle veya böyle, 2 milyar kişinin hayatını etkileyen futbolda güzelliklerden bahsetmek –istisnaların kaideyi bozup bozmadığı tartışmasına girmeden- mümkün. Tabii, vahşi anamalcılığın olduğu bir “sektör”de olumsuzlukların çokluğunu da gözden kaçırmamalıyız. İşte futbol dünyasından 2 olumlu, bir olumsuz izlenim: İspanya’daki “Çılgın Türkler” İspanya’nın güçlü futbol takımlarından Deportivo La Coruna, İspanya’da “Türkler” olarak biliniyor. Deportivo’nun sahası Estadio Municipal de Riazor’da her maçta Türk bayrakları dalgalanıyor. Barboros Hayrettin Paşa, Akdeniz'e hükmettiği sıralarda İspanya sahillerine kadar ulaşmış. O sırada İspanya'da yiğitliği ile ünlü Galicia bölgesinin delikanlıları, Barboros'a büyük destek vermişler. Bu işbirliğini içlerine sindiremeyen komşu kent Vigo'nun halkı ise La Coruna'ya Türklerle ortaklığa girmelerinden dolayı, onlara "Türkler" adını takmışlar. Deportivolular, Celtalıların hakaret amacıyla dediği “Türk” kelimesini, “Türk gibi güçlü”ye çevirmişler. Buna karşılık, La Coruna halkı da Celta Vigo taraftarlarına yakınlığı ve iyi ilişkileri nedeniyle Portekiz'li yakıştırması yapmışlar (1). La Coruna’daki taraftar derneklerinden La Pasion Turca derneğinin başkanı, Ricardo, Türk bayrağına sahip çıkmaktan memnun. Bir Türk gazeteciye verdiği mülakatta Deportivo’nun Panathinaikos’la oynadığı maçtaki bayrağı “İnanın Riazor Stadı'nda yüzlerce Türk bayrağı vardı. Stadın bir ucundan diğer ucuna bir Türk bayrağı astık. Yunanlılar sahaya çıktıklarında dev Türk bayrağının yanı sıra yüzlerce ateşli taraftarın ellerindeki ay yıldızlı bayrakları görünce neye uğradıklarını şaşırdılar. Dünyanın hiçbir yerinde kendi ulusunun bayrağının dışında, başka ülke bayrağına bu kadar çok sahip çıkan bir taraftar grubu bulamazsınız” şeklinde anlatıyordu.(2) Türkiye’de Türk bayrağına sövmenin pohpohlandığı, İstiklal Marşı’nın “saygıya değer bulunmadığı” bir dönemde başka memleketteki futbolseverlerin Türk bayrağıyla gurur duyması, ibret verici. İtalya’daki Devrimciler Futbolun başka bir güzelliği ise İtalya’nın Livorno kentinde yaşanıyor. İtalya’yı Che posterlerine, orak-çekiçli flamalara alıştıran Livorno taraftarı, son olarak 23 Aralık 2005’te Livorno-Napoli maçında “İyi ki doğdun Stalin” diye pankart açtı. Serdil Gözelekli, şöyle tanımlıyor: “Livorno, İtalya ekonomisine yön veren, ekseriyetle kuzeyde konuşlanmış büyük şehirlerin, ‘çizme’nin geri kalanını arka-bahçeleştirme politikasının mağdurlarından küçük bir liman şehri. Bu ekonomi-politik aynen futbolda da yansımasını bulmuş; uluslararası arenada Milan, Inter, Juventus, Roma, Lazio gibi takımların yanında hep bir İtalyan şarabı tınısında kalmıştır Livorno’nun adı... Nüfusun büyük kısmının Maocu olduğu bu komünist şehrin futbol takımının, Almanya’daki St.Pauli’nin İtalyan karşılığı olduğunu söyleyebiliriz. Ya da tribün profili olarak Marsilya’nın zapatist South Winners taraftar grubunun bir nevi İtalyan şubesi…” “Medeni” Maymunluk… Gelelim şimdi futbolun çirkin yüzlerinden birine. Çoğu kişinin tahmin edeceği gibi siyahi-Afrikalı futbolculara yönelik ırkçı, aşağılayıcı, insanlık dışı tezahürat/muamele/sözler, futbolu ve dünyayı yaralıyor. En son 24 Şubat 2006’da İngiltere’de oynanan Chelsea-Barcelona Şampiyonlar Ligi İkinci Tur karşılaşmasında Barça’nın golcüsü Samuel Eto’o nasibini aldı çirkinlikten. Top Eto’o’nun ayağına her geldiğinde maymun taklidi yapan, garip sesler çıkaran İngilizler, neden dünyanın her tarafında nefret edildiklerine ilişkin soruları cevaplamış oldular! Aynı hareketi İspanyollar da İngiltere’deki siyahi futbolculara yapmakta bir beis görmüyorlar. Fransız kulübü Paris Saint Germain taraftarı tribünlere “Sadece beyazlara aittir” pankartı asarken Lazio’nun İtalyan “yıldız”ı Di Canio, Hitler selâmı veriyor. Bir zamanlar Trabzonspor Kulübü’nün başkanlığını yürüten eski bir bakan da kendi takımındaki siyahi futbolcu için “Yamyam” diyor., Avrupa’daki ırkçı örnekleri saya saya bitirmek imkân dâhilinde değil. Ama burada sorgulanması gereken şu: Avrupa Birliği’ni “medeniyet projesi” diye yutturmaya çalışanlar, acaba bu olayları görmüyorlar mı? Yoksa onlar da “3 maymun”u mu oynuyor?
-
MİNEU TAKI TÖRENİ BAŞLAMIŞTIR::::!
gelının arkadası jonden 100 ytl darısı kendısının basına
-
AZ SONRA...........
araba pazarına gıdecem
-
ARSLAN: FETHULLAH GÜLEN'İN YEĞENİYLE GÖRÜŞTÜM
Danıştay 2. Dairesi ve Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik saldırılarlailgili dava, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürüyor. Saldırının faili Avukat Alparslan Arslan , Fethullah Gülen'in yeğeni olarak bildiği Kemalettin Gülen ile görüşerek bu konuları konuştuğunu belirtti. Kemalettin Gülen'in kendisine Danıştay'da türban kararını veren üyelerin fotoğraflarının Vakit Gazetesi'nde yer aldığını ve ''bana birşey düşerse yardımcı olurum'' dediğini de söyledi. Mahkeme Başkanı Karadeniz, sanıklara iddianameyi okuyup okumadıklarını sordu. Alparslan Arslan, iddianamenin kendisine ulaştığını, ancak okumadığını ifade etti. Karadeniz, bunun üzerine iddianameyi okuyarak Arslan'a, ''Ne diyorsun? Böyle bir iş yaptın mı?'' sorusunu yöneltti. ''Evet, Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba attım, Danıştay başkan ve üyelerine saldırıda bulundum'' diyen Arslan, Karadeniz'in, ''Niye yaptın?'' sorusu üzerine, başını öne eğerek, uzun süre sessiz kaldı. Başkan Karadeniz'in ikazına karşılık Arslan, susma hakkını kullanacağını kaydetti. Ancak daha sonra Alparslan Arslan, Başkan Karadeniz'in sorularını yanıtladı. Alparslan Arslan, sorular üzerine, Fethullah Kaya'nın evinde yatarken Danıştay 2. Dairesi'nin başörtüsüyle ilgili kararını düşündüğünü, beyin jimnastiği yaptığını ifade etti. Aradan 1 hafta geçtikten sonra Fethullah Gülen'in yeğeni olarak bildiği Kemalettin Gülen ile görüşerek bu konuları konuştuğunu söyleyen Arslan, Kemalettin Gülen'in kendisine Danıştay'da türban kararını veren üyelerin fotoğraflarının Vakit Gazetesi'nde yer aldığını ve ''bana birşey düşerse yardımcı olurum'' dediğini belirtti. Arslan, Kemalettin Gülen'in ayrıca, Danıştay 2. Dairesi Başkanı Mustafa Birden'i evinden telefonla arayarak, türban kararıyla ilgili küfürler içeren hakarette bulunduğunu kendisine söylediğini aktardı.
-
sesleniş
ugur mumcunun ınsanların dını ınanclarına saldırdıgı ......... nerden cıkarıyosun.ugur mumcular muammer aksoylar ahmet taner kıslalılar neden vuruldu sanıyorsun.vatanı satmak ıcın vurdular.ozellestırme adı altında vatanı yavas yavas satmaya basladılar.kımsenın ıslama dıne laf ettıgı yok. bu ınsanları vuran olduren katıllerdır.bızler kefenlerı gıydık ya ıstıklal ya olum dedık.olumden de korkmuyoruz.bızler oluruz arkamızdan bınler gelır.
-
Şu Anki Durumunu Smileyle Belirtme
- PaPaTyA FıRtInASI..
jeune şurada cevap verdi: daisygirl başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımhg nıl- AVRUPALI TÜRKÜ NEDEN SEVMEZ..
once su soruyu sormak gerekır.bız bırbırımızı ne kadar cok sevıyoruz.bız bırbırımızı sevmeyı beceremedıkkı.dogdugunuz sehırlerı bı dusunun hangı ıl merkezı yanındakı ılceyı sever ılı sever.neden sevmıyorsun dıye sordugunda cevapta alamazsın.cunku cevap yotur bır sebepte yoktur.bız bırbırımızı yemekten adım atamadık.bırbırımızı oldurduk.ılerıye gıdemedık.sen senı sevmezsen ondan sonra avrupaya dunyaya donup bızı kımse sevmıyor deme hakkımız olurmu.sen senı sevmezsen kım senı nıye sevsın.once bız bırbırımızı sevmeyı bılelım once bırbırımızı sevelım.- marti name
dogum gununuz kutlu olsun- NATALİA 'nın doğum günü...
vala cok ıyı olur erbay bende port sheryı hazırlayım 1995 dedıgıne bakmayın bunlar durdukca guzellesır- NATALİA 'nın doğum günü...
natalı balıkları cevır yanacak- NATALİA 'nın doğum günü...
nede guzel pısıyor- NATALİA 'nın doğum günü...
sondurım dıye su yerıne rakı dokmusum ıyıce alev aldı ben en ıyısımı port shery getırım- NATALİA 'nın doğum günü...
yok bana bısı olmaz bırazdan prot shery ıcecez- NATALİA 'nın doğum günü...
Aaaa rakısız partımı olurmus hadı saglıgına- ...::: KaRaKoL:::...
bızı burda bırakıp tatılemı gıttın sen sende yorgusundur sımdı bı cay demlede ıcelım hade- NATALİA 'nın doğum günü...
rakılar bana heralde- İçindeki nakaratı yaz...
kalk ayaga çık daglara ugrama hic sehirlere Bilmezler ne gelmiş basa burda aglamak bile yasak- NATALİA 'nın doğum günü...
dogum gunun kutlu olsun- sesleniş
"Uğur Mumcunun Kaleminden'' "Ezilen uluslar bir gün ezen ulusları yok edeceklerdir" diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, yeniden ezilen ulusların, Asya ve Afrika halklarının bayrağı yapmak, biz Atatürkçülerin, biz devrimcilerin namus borçlarıdır. UNUTTURULAN ATATÜRK Atatürkçülük ne demektir? Atatürkçülük, kısaca ulusal bağımsızlık ve ulusal onur demektir. Atatürkçülük, özetle antiemperyalist bir kurtuluş savaşını başlatan ve sürdüren bir eylem ve öğretidir. - Amacımız , ulusal sınırlarımız içinde toprak bütünlüğümüzü ve ulusal tam bağımsızlığımızı sağlamaktır. Buna engel olmak üzere karşımıza çıkacak kuvvet, kim ve ne olursa olsun hiç duraksamadan çarpışırız ve başarı kazanırız. Bu konuda karar ve inancımız kesindir. Atatürkçülüğü, "tam bağımsızlık" inancından ayırmanın ve çok yönlü uluslararası ipotekleri "Atatürkçülük" adına savunmanın hiç olanağı yoktur. Kurtuluş Savaşı'nın başlarında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bütün programlarına dayanağı, şu iki temeldir: Tam bağımsızlık, kayıtsız koşulsuz ulusal egemenlik!.. - Tam bağımsızlık demek, elbette, siyaset, maliye, iktisat, adalet, askerlik, kültür gibi her alanda tam bağımsızlık ve özgürlük demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, ulusun ve ülkenin gerçek anlamı ile bütün bağımsızlığından yoksunluğu demektir. Biz, bunu sağlamadan ve elde etmeden başarıya ve esenliğe erişeceğimiz kanısında değiliz... İşte Atatürk budur, işet "Atatürkçülük" budur... Kurtuluş Savaşı, kökeninde "antiemperyalist" ve "antikapitalist" düşüncelerin kutsal harcını taşır: - Biz bu hakkımızı saklı tutmak, bağımsızlığımızı emin bulundurmak için genel kurulumuzca, ulusal kurulumuzca bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı kavga vermeyi uygun gören bir yolu izleyen insanlarız. Bu sözleri söyleyen ve her adımında ulusal bağımsızlığı, devrimci ve ilerici bir dünya görüşü ile sağlayıp pekiştiren Atatürk'ü bugün içine itildiğimiz ekonomik tutsaklığın temeli ve adı gibi görmek, Atatürk'e ve Atatürkçülüğe karşı yapılabilecek en ağır ve de en sinsi saldırıdır. Atatürkçülük bağımsızlık demektir, Atatürkçülük ulusal onur demektir, Atatürkçülük devrimcilik demektir. Kurtuluş Savaşımızın ve ulusal devrimlerimizin önderi Mustafa Kemal, bugünkü emperyalist ilişkileri daha o günden görmekteydi: - Karşılıklı güvenlik ve esenlik, bütün dünya uluslarının üzerinde titremesi gereken bir mutluluk ilkesidir. Ancak bu ilke bütün uluslar için gerçekleşmedikçe, genel bir barışma sağlamaktan çok, sömürülmek istenen birtakım uluslara karşı, bir takım güçlü ulusların yeni davranış ve ayrıcalıklar kazanmasını sağlamak niteliğinde görülse yeridir. Hele uluslararası silah alışverişinin, birtakım ulusların denetimi altında tutulmasını sağlayacak önlemlerin alınması bu kuşkuyu artırmaktadır... Unutturulan, unutturulmak istenen Atatürk ve Atatürkçülük budur! Televizyon ekranlarında Türk halkına tanıtılmayan, anımsatılmayan sözler de işte bu sözlerdir: - Biz Batı emperyalistlerine karşı yalnız kurtuluş ve bağımsızlığımızı korumakla yetinmiyoruz. Aynı zamanda Batı emperyalistlerin güçleri ve bilinen her aracı ile Türk ulusunu emperyalizme araç yapmak istemelerine engel oluyoruz. Böylece bütün insanlığa hizmet ettiğimiz kanısındayız... "Ezilen uluslar bir gün ezen ulusları yok edeceklerdir" diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, yeniden ezilen ulusların, Asya ve Afrika halklarının bayrağı yapmak, biz Atatürkçülerin, biz devrimcilerin namus borçlarıdır. - Bütün dünya bilsin ki benim için tek yanlılık vardır. Cumhuriyet yanlılığı, düşünsel ve sosyal devrim yanlılığı... Atatürk'ün bütün dünyaya duyurduğu bu ilerici ve devrimci düşünceleri ne yazık ki, ülkeyi Atatürk'ten sonra yöneten, yönettiğini sanan politikacılar eliyle hançerlendi ve Atatürk, gerçek nitelikleri ile değil, beylik anma törenlerinin donmuş kalıpları olarak tanıtılmak ve benzetilmek istendi. Atatürk'ü hiç olmazsa bu yıl, gerçek nitelikleri ile tanıtabilirsek, geçmiş dönemlerin ihanetleri bir ölçüde unutulmuş olur. Kurtuluş Savaşı'nın yüce önderini "Atatürk Yılı"nda inançla selamlıyoruz: Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa... Uğur MUMCU - Cumhuriyet, 6 Ocak 1981- Harita değil Mezar:"ABD BU HARİTAYA GÖMÜLECEK"
KEMALİZM "Dünya Emperyalizmine Başkaldırışın Adı''. Kemalizm, Atatürk'ün ortaya koyduğu eylemler ve belirttiği düşünceleri bir ideoloji olarak kendisi tarafından verilen bir isimdir. Mustafa Kemal Atatürk,1935 te kendi el yazısıyla yazdığı CHF programında Kemalizm sozcugunu kullanmıs ve 1937 de kurulan yeni hukumetin programında Kemalizm sozcugu once M. Kemal Ataturk'un yaptıgı konusmada sözünü ettiği memleket davalarının ideolojisi olarak betimlenmiştir. Mustafa Kemal, toplum ve yönetim ilişkilerini tanımlarken, ulusal egemenlik gibi ortak ögeleri içeren bir toplum, dinle devlet işlerinin ayrılması, pragmatik akılcılık gibi ilkelere sahip bulunan bir devlet yapısını söylevlerinde ve Nutuk'ta iletmektedir. Atatürk kullandığı bu olgular bütünlüğünü çağdaş toplumların temel karakteri olarak adlandırmaktadır. Bu yapıları içeren devlet görüşüne bazılarınca Kemalizm denmektedir. Kemalizm, Türk ulusunun çağdaşlaşma ideolojisidir. 1935 te parti tüzügünde gecen Kemalizm sözcugu 1939 icin M. Kemal Atatürk tarafından 1937 de hazırlanan ikinci taslakta aynen korunmus fakat kullandıgı dil olumunun hemen ardından yapılan kurultayda degistirilmis ve 1943 te Kemalizm parantez icine alınmıs ve 1954 te parti programından cikarilmistir.- selam millettttt
jeune şurada cevap verdi: destina1984 başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımhg - PaPaTyA FıRtInASI..
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.