Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

DİPNOT

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

DİPNOT tarafından postalanan herşey

  1. Türkiye de saldırı tehdidi altında... İngiltere'deki saldırı planını değerlendiren stratejist Özcan, Türkiye'nin hem dinci terör örgütlerinin hem de PKK'nin açık hedefi olduğuna dikkat çekti. Uluslararası stratejist Nihat Ali Özcan, İngiltere'deki saldırı hazırlığının ardından Türkiye'nin de büyük tehdit altında olduğunu söyledi. Özcan, Türkiye'nin Batı tarzı demokrasiyi kabul etmesinin yanı sıra Ortadoğu ile Avrupa arasında köprü görevi yaptığını, bu nedenle hem dinci terör örgütlerinin hem de PKK'nin açık hedefi olduğuna dikkat çekti. İngiltere'de teröristlerin saldırmak üzereyken yakalanması, terörle uzun yıllardır savaşan Türkiye'de de bu tarz saldırıların yapılma olasılığını akla getirdi. Uluslararası Stratejist Özcan Cumhuriyet 'e yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin konumu ve önemi nedeniyle bu tür saldırılara maruz kalabileceğini söyledi. Örgütlerin bilgi paylaşımını hızla arttırmasıyla birlikte, yeni bir terör dalgasının ortaya çıktığını vurgulayan Özcan, ''Örgütler yaptıkları eylemlerden başarılı olanları ya da olma olasılığı bulunanları, birbirlerinden öğrenmektedir. Örneğin, PKK, Irak'ta gördüğü uzaktan kumandalı bomba aracılığıyla saldırı yöntemini hemen almış ve Türkiye'de uygulamaya başlamıştır. İngiltere'de yapılmaya çalışılanı niye uygulamasın?'' dedi. Türkiye'nin Ortadoğu ile Avrupa arasında bir köprü olduğunu ve Batı tarzı yönetim biçimini benimsediğini anımsatan Özcan, şunları söyledi: ''Türkiye hızla küreselleşen dünyada geçiş ülkesi olması nedeniyle topraklarında özellikle dini radikalizme dayalı terör için çok sayıda hedef bulunuyor. Yeni dalga karşısında tehdit altında olduğu kesin... Türkiye coğrafi olarak hem Ortadoğu'ya hem de Batı'ya ait. Ve Türkiye'nin içindeki siyasi duruş da bu tür bir tehdide yanıt verebilecek vasıfta değil. Siyasi karar alıcıların ideolojik bakışı, Türkiye ile ilgili terörü engellemek için yeterli değil.'' Özcan, İngiltere'deki saldırıların terörün diğer coğrafyalarda da tüm çabalara karşın süreceğini ortaya koyduğunu belirtirken, ''Hem küreselleşme hem de teknolojideki gelişme, terör örgütlerinin organizasyon yapısı ile eylem yeteneklerini giderek arttırdıklarını, geliştirdiklerini gösteriyor. Bu kapsamda dünyanın karşısındaki bir numaralı tehdidin 'terör olacağı' bir kez daha ortaya çıkıyor'' görüşünü dile getirdi.
  2. Sıkılmamak mümkün değil, Bu tam bir dolma kurşun misali ve rotası bile belli değil.. Kim inandığına merhem sürüyorsa onun borazanını öttürüyor.. Ama gerçekler hiçte onun bildiği gibi değil... Gerçek Kemalist bir yapının içerisinde dinsel bir yapının monte edilmesi çabası... Ama bu onu nereden bilsin... O bunun milliyetçiliğinin bir parçası sanıyor.. Ve bizde onu yazılarımızla muhatap alıyoruz.. Bize de yazık ona da.. Çünkü bu ülkenin alması gereken yol... Dini anlamda kimin ne kadar inanca sahip olduğu değil, Var olabilme, bölünememe ve tüm sorunlarına karşı ortak haraket edilebilme bilincidir.. Doğru bu ya nereden bilsin.. Ne yapsın... Kalemi eline alan yazıyor birşeyler.. Ama burada önemli olan... Silginin kaleminden önce biten insanları göremek istememiz.. Yoksa burada bulunma amacımıza ters düşmek kendimize ters düşme olacağı korkusundandır.. Sevgiyle kalın...
  3. Çocukluk kızamığından kurtulamayanlaradır bu yazım... Bugün zaman gazetesi kaynağı ve geliri nerde olduğu bilinmez ve kapı kapı bedava dolaştırılırken Cumhuriyet gazetesi; halkından aldığı güçle ayakta kalmayı hertürlü engellere, karalamalara ve yobaz, şeriatçi ve islami faşistlerce köşe yazarları yok edilse bile yoluna kimsenin engel olamayacağı kadar güçlü, inançlı ve kararlı gazetedir.. Temel ilkesi demokrasi, insan hakları ve yaşama hakkı olan insanların düşünceleri ile ilgili hakların sonuna kadar savunmaktır. Hiçbir hedef göstermemiştir, Hiçbir köşe yazarı için fetva vermemiştir, Hiçbir emperyaliste boyun eğmemiştir, Hiçbir emperyalist yapı içerisindeki politikaya alet olmamıştır.. Bu nedenle dünya döndüğü müddetçe ve Türkiye Cumhuriyeti var olduğu müddetçe Mustafa Kemal Atatürkümüzün ismini koyduğu Cumhuruyet gazetesi sonsuza kadar ilkelerini, hedeflerini ve toplumu aydınlatma yolundaki kararlılığını sürdürecektir.. Verdiği aydınlanmacı ve kemalist duruş sergileyen şehitlerine rağmen hiçbirşekilde korkmadan, yılmadan ve Atamıza olan bağlılığından hiçbir şekelide ödün vermeden bizlerle birlikte var olmaya devam edecektir... Bu bizim namus, vatan ve ataya olan borcumuzdur... O bu cumhuriyetin olmazsa olmazlarından olarak sonsuza kadar yaşamını sürdürecektir... [Ama amerikan emperyalizminin oyuncacğı haline getirilmiş bir dine mensup olan fethullar denen o zatın gazetesi olan zaman tüm gerçekleriyle birgün bu toplumun karşına çıkmaya ve hesap vermeye mahkum olacağından kimsenin şüphesi olmasın... Ortadoğu kan gölüne çevrilmişken nerede ve ne düşüncede bu zat ve gıkını çıkaramayacak kadar emin ellerde... Nerdemi ABD emperyalizminin kucağında sinsice büyütülmekte ve bekletilmekte... Zamanı gelince bu ****** toplumun önüne bir çıkış noktası gibi sunulmayı **** bekletilmekte...]
  4. Yargılanırken cumaya gitmek istedi ANKARA - Danıştay 2. Dairesi ve Cumhuriyet Gazetesine yönelik saldırılarla ilgili davanın ilk duruşmasında cuma namazı gerginliği yaşandı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlanan 9 sanıklı davanın ilk duruşmasında tutuklu sanık avukat Alparslan Arslan savunma yaptı. Arslan, Cumhuriyet Gazetesine bomba atılması ve Danıştay 2. Dairesi üyelerine yönelik silahlı saldırı olayını anlatırken, öğlen saatlerinde savunmasını keserek, cuma namazına gitmek istediğini söyledi. Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz, Arslan'a tutuklu olduğunu ve namaza gitmesinin mümkün olmadığını hatırlatarak, savunmasını devam ettirmesini istedi. Bunun üzerine Arslan, ''Namaz kılmak istiyorum. Allah'a itaat etmek lazım. Allah'a itaat etmeden kul emrine itaat etmek yok'' dedi. Mahkeme Başkanı Karadeniz tarafından talebi reddedilen Arslan, savunma yapmayacağını söyleyince sanık bölümündeki yerine alındı. Arslan, oturduktan hemen sonra sanık sandalyesini çevreleyen parmaklıların üzerinden atlayarak duruşma salonunun kapısına doğru koştu. Jandarmalar tarafından zaptedilen Arslan, sanık yerine alınırken, bu sırada diğer tutuklu sanıkların da yerlerinden kalkmaları salonda kargaşaya yol açtı. SANIK ARSLAN'IN SAVUNMASINDAN ANA BAŞLIKLAR • ''Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba attım, Danıştay başkan ve üyelerine saldırıda bulundum.'' • ''Eczacıbaşı'nın inşaatının önünden geçerken buranın da havaya uçurulması gerektiğini söyledim'' • ''Cumhuriyet Gazetesi saldırısı için 2 bin YTL'ye 3 bomba aldım'' • ''Mehmet Ali Birand ile Mehmet Ali Erbil'i de öldürmek istiyordum.'' Saldırılarla ilgili 9 sanığın yargılanmalarına devam ediliyor. Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunmasını yapan tutuklu sanık Osman Yıldırım, suçlamaları reddetti. Yıldırım, ''Ortada bir suç var, beni de ortak etmeye çalışıyorlar. İddialara katılmıyorum. Olaylarda ben yoktum, bilgim de yoktu'' dedi. Sanık Alparslan Arslan'ın kendisiyle ilgili ifadelerinin doğru olmadığını iddia eden Yıldırım, Arslan'ı 3 yıldır tanıdığını belirtti. Daha sonra savunmasına başlayan Erhan Timuroğlu, Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik üçüncü saldırıya katıldığını belirterek, gazete merkezine Alparslan Arslan ile gittiklerini, Arslan'ın cebindeki el bombasını çıkararak gazetenin bahçesine attığını ifade etti. Timuroğlu, ''Benim o ana kadar olaydan haberim yoktu. Arslan bombayı attıktan sonra olay yerinden kaçtık'' dedi.
  5. Bugün; Lübnan'da, Irak'ta, Filistin'de her gün çocukların bombalarla parçalanmasının, 7 milyonluk İsrail'in, 200 milyonluk Arap álemini pataklamasının gerçek nedenidir bu... Çağdaşlığa arkasını dönen, insan hakları talebi olmayan, uygarlığı reddeden, mollaların, imamların, şeyhlerin, emirlerin, kralların peşine takılan milletlerin kaçınılmaz kaderidir, pataklanmak. Allah'ın verdiği beyni kullanmayan, ümmetçi, kaderci, teslimiyetçi toplumların kara yazgısıdır... Değişim onlar için bir inançtan çıkış nedenidir. O nedenle değişim ancak ve ancak beynini kullanan, uygarlığı kendine hedef koyan liderler ve onlara inanan halklar ile olur. Ne mutlu bize ki biz bu ümmetçiliği, kaderciliği ve kulculuğul Mustafa Kemal ATATÜRK'ümüzün aydınlanma hareketiyle bertaraf etmiş bulunuyoruz. İşte bence değişmez olan ve kalıcı olan gerçek budur...
  6. İnsanlık nerede?... 10 günlük Waad’ın cesedi, İsrail tarafından yıkılan bir binanın enkazından çıplak ellerle kazınarak çıkarıldı. Bebeği avuçlarının arasına alan amcası Abbas Wehbeh, “İnsanlık nerede?” diye bağırdı. İnsanlık nerede? Kemikleri, henüz kemik değil. Süt adeta... Parmakları minyatür. Sizi bilmem, ben en çok parmaklarına bayılırım bebelerin... Bi santim. Oyuncak insan... Okşamaya çekinirsin. Zedelenecekmiş gibi gelir. Öpücük kondururken bile özen gösterirsin. Kolay değil... Sen kocaman, o minicik. Adı üstünde, bebe. Ama bakıyorum o bebelere... Hepsi, kan revan içinde. ........................... Elim varmadı yazmaya boşlukları. Can çekişiyor. Hap kadar yüreği atıyor hâlâ... Dayanır mı, bilmem... *** Lübnan'da bebelerin ***** füzelerle vurulduğu dakikalarda, Bingöl'de ***** bir mayın daha patladı... Bizim bebeler oradaydı. Elif, o ölen. Hani şu bacağı kopan. Öbürü, Bayram... Can çekişen. Ahmet ile Besile'yi yazmadım. Onlar da ağır yaralı. *** Vahşet, sınırlarımızın dışında olunca, insanlık naraları atmakta üstümüze yok da... Misak-ı Milli içinde bebelerimiz havaya uçunca, neden çıt çıkmıyor? Normal midir bizim günahsızların katledilmesi? ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Sevgili Yılmaz Özdil'e teşekkürler... / ttp://www.sabah.com.tr/yaz1365-40-102.html[/url]
  7. Kral... ARKADAŞLARIN kadim dostu ve şeriatına hayran kaldıkları Suudi Arabistan Kralı bugün 17 uçakla Ankara’ya geliyor. Bizimkiler heyecanlı olmalılar. Uçaklardan dört tanesi sırf hizmetlilerini taşıyor. Berberi, şoförler, kahvecisi, havlucu... Kalacağı otellerdeki klozetlerin yönünü değiştirdiler, Kral kıbleye karşı çişini yapmasın diye. Adı üzerinde; Kral... Suudi Arabistan, bizim iktidardaki Müslüman kardeşlerimizin hayallerini süsler, elbette bilirsiniz. Kral, yeryüzünün en zengin devlet adamıdır. Batı’nın tüm nimetlerinden yararlanıyor, demokrasi hariç. Misal; gözlüğü Fransız, ayakkabılar İtalyan, saat İsveç, mintanlar İngiliz, arabalar Alman, uçaklar Amerikan... İçtiği su dahi AB ülkelerinden geliyor. Batı’dan almadığı tek şey var Kral’ın: Demokrasi... * Ortadoğu’da icat edilmiş, insanların hizmetine sunulmuş bir tek şey bile bulamadıkları için, parti amblemlerine Edison’un ampulünü koymuş değerli iktidarımız, elbette Kral’a hayran olacak... Ortadoğulu toplumlar "Neden biz böyleyiz?" sorusunu sormadıkları içindir ki zaten Kral da orada, bizimkiler de burada iktidardalar... 17 uçak... İnişleri bir saat sürüyor. 30 kez evlendi Kral, çok sayıda karısı var... Yönetim biçimi; şeriat... İnsan hakları hak getire. Eğitim din üzerine. Adaleti şeriat mahkemeleri sağlıyor. * İşte; Lübnan’da, Irak’ta, Filistin’de her gün çocukların bombalarla parçalanmasının, 7 milyonluk İsrail’in, 200 milyonluk Arap álemini pataklamasının gerçek nedenidir bu... Çağdaşlığa arkasını dönen, insan hakları talebi olmayan, uygarlığı reddeden, mollaların, imamların, şeyhlerin, emirlerin, kralların peşine takılan milletlerin kaçınılmaz kaderidir, pataklanmak. Allah’ın verdiği beyni kullanmayan, ümmetçi, kaderci, teslimiyetçi toplumların kara yazgısıdır... Bugün geliyor Kral... . . KAYNAK:8 Ağustos 2006 / Bekir COŞKUN / Hürriyet
  8. Org. BÜYÜKKANIT PAŞAYA YAPILAN İFTİRALARIN TEMELİNDE YATAN GERÇEKLER... Temmuz ayında da, yeni Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'a iftira kampanyaları sürdü. Kara Kuvvetleri Komutanının yasal hakkını engellemek için sürdürülen internet ve cep telefonu ağırlıklı iftiraların kaynağının hâlâ ortaya çıkarılamamış olması çok düşündürücü. Bunu hiç kimse ortaya çıkaramazsa, 30 Ağustos'ta görevine başlayacak olan Büyükanıt'ın kendisi çıkarmalıdır. ŞİFRELER.. İftiralar, basit bir "koltuk kavgası" için değildi. "Büyükanıt'ın şifrelerini" bilenler, O'nu engellemek için ellerinden gelini yaptılar. Bu şifreleri bütün Türkiye biliyor. Çünkü, sayın Büyükanıt birçok konuşmasında ve davranışında ne düşündüğünü, ne yapacağını göstermiş, "gelecek" için de ipuçları vermişti. İşte bu ipuçları bazılarını rahatsız etti. Rahatsızlığın boyutları o kadar büyüktü ki, Org. Büyükanıt'ın yeni görevinin resmileşmesini Prof.Dr.Yaşar Nuri Öztürk, "Türk halkına geçmiş olsun" sözleriyle ifade etti. Geçen haftaki Ceviz Kabuğu'nda konuşan HYP Genel Başkanı Prof.Dr.Yaşar Nuri Öztürk, büyük bir badirenin atlatıldığını vurguladı ve Büyükanıt'a Yahudi suçlaması yapanlar için, "Bunu söyleyenler aslında Yahudilerin emrinde olan kişilerdir" dedi. BÜYÜKANIT: "BÖLÜNMEYE HAZIR TÜRKİYE İSTİYORLAR" Org. Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanı olmasından kimlerin rahatsız olduğunu ve bu atamayı engellemek için çirkin iftiralar peşinde koşanların kim olduğu "ismen" ortaya çıkmadı ama, bunlar "fikren" biliniyor. Bunlar, Yaşar Büyükanıt'ın bir konuşmasında (Kara Harp Okulu 2005-2006 akademik yılı açılışı) değindiği, Türkiye içinde ve dışındaki "Ulusal kimliğimizi parçalamak, dil birliğimizi ortadan kaldırmak ve 'bölünmeye hazır bir Türkiye' görmek isteyenler" olmasın!.. "ULUSUMUZU SEVMEYENLERDEN NEFRET EDECEĞİZ" Aynı konuşmasında yeni Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt'ın verdiği ipuçları bakınız ne kadar önemli. İşte bu "önem" O'nu engellemek isteyenleri daha da hırçınlaştırdı: "Ulusal konularda, özellikle terör örgütü PKK'ya karşı tepkilerde 'Türkiye'de milliyetçilik yükseliyor mu' yargısı ile yaklaşılıyor. Bu duygu, ulusun ve onun yüksek değerlerini bir anlamda baskı altına almak anlamına geliyor. Bizim milliyetçiliğimiz Atatürk milliyetçiliğidir. Kendi ulusumuzu tabii ki seveceğiz ve daha açıkçası sevmeyenlerden de nefret edeceğiz. Bu sevgi, etnik temele dayanan bir sevgi değil, bir yurttaşlık sevgisidir." Avrupa'nın "Birliği", "Parlamentosu" ve "Müfettişlerinden" gelen - ve nedense kimsenin sert tepki göstermediği- aşağılayıcı sözlere verdiği şu yanıt ta, düşündürücü değil mi?: "Avrupa Parlamentosu'nda, terörle mücadelemizi 'saldırgan askeri operasyonlar' olarak niteleyen düşünce ve ifade şeklini esefle kınıyorum. (...) Bu tür ifadeleri, Türkiye Cumhuriyeti'ni uyandırması gereken çan sesleri olarak izlemekteyim." Dikkat ederseniz, "çan sesleri" vurgusu ile hem "anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az" benzetmesi yapılıyor, hem de "Hıristiyan saldırısına" dikkat çekiliyor!.. KKK makamındaki bir komutan, hem gerekli askerî "sert" ifadeler kullanıyor, hem de diplomatik bir hatırlatma yapıyordu... Yeni Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt, o tarihteki konuşmasında söylediklerini şimdi "icra edecek" makamda. Yani ne yapacak?.. İşte kendi ağzından yanıtı: "Türkiye'nin ve ulusumuzun güçlü ve dinamik yapısı, ülke sevgisi, bu düşünceleri ifade edenlerin yüzüne bir şamar gibi çarpacaktır." Devir teslimden sonra da Sayın Org. Hilmi Özkök'le ilgili, halkın duygularını da içeren bir değerlendirmemiz olacaktır. kAYNAK: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/yazidetay.asp?AuthorID=87
  9. , İsrail'in saldırıları bir ayını doldurmak üzere... The Independent gazetesi, tüm kapak sayfasını 'Tüm dünyayı utandıran bir savaşın bilançosu' başlığıyla İsrail'in utanç rakamlarına ayırdı... The Independent'e göre savaşın bilançosu şöyle: - Hizbullah'ın iki İsrail askerini kaçırmasının üzerinden 28 gün geçti. Bu süreç içinde Lübnan'da 932 kişi öldü. 75 kişi hâlâ kayıp; öldükleri sanılıyor. - Lübnan ordusundan 29 asker öldü. 3293 Lübnanlı yaralandı. - Ölü ve yaralıların yüzde 45'i çocuklar. 300 bini çocuk toplam 913 bin Lübnanlı yaşadıkları yerlerden ayrılmak zorunda kaldı. - 94 İsrailli öldü, 1867 İsrailli yaralandı. - Güney Lübnan'da 10 bin İsrail askeri Hizbullah'la çarpışıyor. - Hizbullah İsrail'e üç bin roket fırlattı. Çatışmaların ilk haftasında Hizbullah günde ortalama 90 roket atarken bu sayı son beş günde 169'a çıktı. - İsrail savaş uçakları 8 bin 700 saldırı uçuşu yaparak 146 köprüyü ve 72 yolu imha etti. - Lübnan'ın altyapısının uğradığı hasar tahminî olarak iki milyar dolar. - İsrail'in Ciye enerji santralına düzenlediği saldırının ardından 30 bin ton petrol Akdeniz'e yayıldı. - Uluslararası toplum, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri hariç, acil bir ateşkes çağrısında bulundu. - Şu ana kadar çıkarılan Birleşmiş Milletler kararı sayısı, sıfır.
  10. Tersine evrim gerçekleşti Bilimadamları, bir fareyi zaman içinde 500 milyon yıl geriye götürdüler ABD'nin Utah Üniversitesi'nde yapılan araştırmada, farenin gen haritasından faydalanan bilim adamları, ilkel hayvanlarda bulunan bir geni tekrar inşa ettiler. Bilim adamları, deneyin evrim sürecinin aydınlığa kavuşması ve yeni gen tedavi tekniklerini beraberinde getirmesi açısından önemine işaret etti. Amerikalı bilim adamları, evrim sürecini geriye çevirerek bir fareyi zaman içinde 500 milyon yıl geriye götürdüler. ABD'nin Utah Üniversitesi'nde yapılan araştırmada, farenin gen haritasından faydalanan bilim adamları, ilkel hayvanlarda bulunan bir geni tekrar inşa ettiler. Eski gen yeniden mutasyona uğrar ve ayrışırken, modern memelilerde beyin gelişiminde kilit rol oynayan bir çift genin oluşumuna yol açtı. Deneyin evrim sürecinin aydınlığa kavuşması ve yeni gen tedavi tekniklerini beraberinde getirmesi açısından önemine işaret eden araştırmacı Petr Tvrdik , ilk kez eski bir genin yeniden inşa edildiğini ve iki adet günümüz hayvanına ait genden, ayrıştıkları eski geni yeniden inşa edebileceklerini ispatladıklarını söyledi. FONKSİYONLARI AYNI Developmental Cell isimli akademik dergide de yayımlanan araştırmayla 500 milyon yıl önce ilk hayvanların ''Hox'' adı verilen 13 adet geni bulunduğu ve her genin daha sonra 4'e ayrışarak, 52 gene ulaştığı belirlendi. Evrim süreci sonunda başka mutasyonlar da meydana geldi ve bazı gereksiz genler ortadan kalkarak, geriye bugünün hesabıyla memelilerdeki 39 Hox geni kaldı. Araştırmada, Utah Üniversitesi ekibi, ceninlerde beyin gelişimini kontrol eden ''Hoxa1'' ve hayvanlarda yüz hareketlerini kontrol eden sinir hücrelerinin gelişiminde kilit rol oynayan ''Hoxb1'' genini incelediler. Bilim adamları, inşa ettikleri melez genin eski genin tamamen aynısı olmadığını, ancak eski genle aynı fonksiyonları yerine getirdiğini kaydettiler. EVRİME GERÇEK ÖRNEK Utah Üniversitesi Tıp Fakültesi İnsan Genetiği Bölümü'nden Profesör Mario Capecchi şunları söyledi: ''Bu araştırmada asıl yaptığımız iş, Hoxa1 ve Hoxb1 genlerinin bugün yaptığını, zaman içinde geri giderek, Hox1 geninin ne zaman yaptığını görmek. Evrimin nasıl süreçlendiğine gerçek bir örnek oldu, çünkü evrim sürecini geriye çevirdik.'' _______________________________________________________________________________ Kaynak: http://www.anadoluajansi.com.tr/index.php?...mid=109#1174416
  11. Yaşadığımız gezegende bunlar deve üzerinde yürürken gördüğe hayallerden/barsem den başka birşey değildir. Sabır o deveye ve sabır o umutlarda olanlara... Yani tek ücrenin bölünmesi gibi birşey aslında gerçek ve derinlik... Ama çöl koşullarında bu gibi gerçekler ve derinlikler nedense hiç yaşanmaz... Sadece hayal edilir... Hiçbirzaman olmayan ve olamayacak olan... Yada; umut bu ya ertelenmiş cennetlerde var olduğu sanılan... Veya hissedildiğinde sanal bir rahatlık ve huzur kazandıran..
  12. Ne softadır o, Ne kışkırtıcıdır o, ne sinsidir o, bir ahtapot gibi sarar inasanı, Bir zehir gibi akıtır doğmatik zehrini saf ve eğitimsiz insana bilinçsiz, Çarezikliktir onun silahı, Yoksulluktur, Eğitimsiziliktir, Cahilliktir, Ezikliktir, Ama bilir bize laf geçmez, Bilir onu tanıdığımızı, Bilir akıl ile inancın aynı kefeye koymayan insanlar olduğumuzu, Hemen dikilir bir **** cani kibi karalamalarına, İftiralarına, Çamurlarına, Ama bize çamurda, kara da bulaşmaz... Bulaşmaz çünkü kara da onlar çamur da. Oysa bizimde inandığımız var elbet, Var elbet bizim emin olduğumuz bir tek doğru ve o da hak ve adalet ile hakkın karşısına alnımızın akkıyla duracağımızdır.. Herşeyin birgün hesabı sorulur... Sorulurda kime ne sorulur onu bilemem...
  13. CUMHURİYET GAZETESİ NEDEN HEDEF... Buram buram "Soğuk Savaş" kokan bir suçlama listesi bunlar ki bir araya gelmesi hemen hemen olanaksız özelliklerin aynı anda İlhan Selçuk'a atfedilmesi ve bunların gerçek dışı iddialar ve duygusal suçlamalar bunlar. Neymiş efendim, Öldürelen gazeteciler çok şey biliyorlarmışta onda öldürülmüş... (ONLARIN KATİLLER SİVAS YAKANLAR, KUBİLAYI ŞEHİT EDENLER VB. değilmiş gibi...) Neymiş efendim, İsrail yanlısı yazıyorlarmış, Neymiy efendim yahudi bağlantılıymış... Kurucusu şuymuşta buşmuşta... Neymiş efendim, İlhan Selçuk, (pek çok başka sıfatın yanında) Stalinciymiş. Mış mışta mış mış... Peki kardeşim, bırakın Stalin öleli yarım yüzyıl geçmiş olmasını, Sovyetler Birliği çökeli on yıldan fazla zaman olmadı mı? Eski gerçek (ve resmi) Stalincilerin çoğu, liberal ideolojiye dönerek, AKP'nin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında yer almadı mı? Peki bu arkadaşların demeçlerini öven yazılar yazılmadı mı? Ne oluyor şimdi birdenbire neredeyse otuz yıl geriye giderek, "Soğuk Savaş" dönemindeki "anti-komünist" terminoloji ile insan suçlamak? Üstelik adınu bu ülkenin kurucusu MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün verdiği ve Cumhuriyet tarihiyle eş bir tarihi olan, yine bugünün medyasına yüzlerce gazeteci ve yazar kazandırmış bir gazeteye bugün yapılanlar neden? Hadi diyelim ki kişisel takıntılar bireysel düzeyde böyle tutarsız, mantıksız ve anakronik (tarih içinde yerini şaşırmış) suçlamalara yol açıyor; peki bugünkü Cumhuriyet gazetesine en ağır duygusal sıfatlarla saldırmak, onun yayın politikasını gerçek dışı iddialarla eleştirmek ne oluyor? 1- )Avrupa Birliği'ne eşit koşullarla girişi savunan Cumhuriyet gazetesini askerci diye suçlamak hangi mantığın eseridir? 2- )Laik ve demokratik düzeni gözü gibi korumaya çalışan Cumhuriyet'i darbeci diye suçlamak hangi insafa sığar? 3- )Ülkenin bütünlüğünü her şeyin üstünde tutan bir gazeteye yöneltilen bu eleştiriler, hele hele onun imtiyaz sahibine "takıyyeci" demek acaba kimlere, hangi amaçla hizmet eder? Sanıyorum, Cumhuriyet'e ve onun imtiyaz sahibi İlhan Selçuk'a yöneltilen bu haksız ve gerçek dışı eleştiriler, Türkiye Cumhuriyeti'nin şu anda bir "dönüm noktasında" bulunmasından kaynaklanıyor. __Maalesef bugün İktidar, laik ve demokratik rejimi, laik ve demokratik insanların yaşam biçimlerini "İslamlaştırmak" yolunda emin ve kararlı adımlarla yürüyor. __İçteki ayrılıkçı etnikçiler ve onlara destek veren dış dünya artık Sevr'i açıkça telaffuz etmeye başladı. __Bu iki önemli tehlikeye karşı (şeriatçılığa ve bölücülüğe) medyada Cumhuriyet yıkılmaz bir kale gibi savunma yapıyor. Ve sanıyorum ülkemizin bir kavşak noktasında bulunması, Cumhuriyet'in bu kavşak noktasındaki kararlı tutumu, gazetenize karşı yöneltilen haksız ve gerçek dışı saldırıların esas nedenini oluşturuyor. Diğer taraftan hiçbir meday zenginine sırtını dayamamış, hiçbir dış güçlerce desteklenmeyen ve gücünü tamamıyla halktan alan bir gezeteya bu yapılanların amaç ve gayelerini açıkça ortaya koyan bu zihniyet ve zümrelerin önümüzdeki günlerde bu saldırıların daha da yoğunlaştığını görürseniz hiç şaşırmayın; Çünkü tarihsel süreçler ve güncel sorunlar, Cumhuriyet'in ne denli haklı olduğunun gün geçtikçe daha iyi anlaşılmasına, dolayısıyla daha güçlenmesine yol açıyor. Kaldi ki bu haklılık çizgisindeki güçlenme de saldırıları tahrik ediyor... . __________________________________________________________ Katkılarından dolayı sevgili Emre Kongar hocamıza sevgi ve saygılar
  14. Evet ben yazdım doğrudur.. Her ne inanç sahibi olursan ol ve ne kadar inancın hakkında birşey bilirsen bil fakat bu okuduklarını anlamadan, araştırmadan, körü körüne inanarak bizlere bilgiçlik taslayanlara atıf olarakyazılmıştır. Bu nedenle de gormesin bilmeyen gözler için ve koku almayan burunlar için DİPNOT arı kovanına çomak sokmaya devam edecektir.. sevgiyle kalin
  15. Arkadaşım hiçbir hıristiyan papazı ve hıristiyan dinine sahip bir kişi, yada 100'e yakın din çeşidinin bulunduğu bir dünyada hiçbir inanç sahibi devlete müdaale etme cesaretini müslümanlar kadar kendinden görmüyor, NEDEN.. Biz bunu Atatürk'ün öncülüğünde yapılan devrimle ortadan kaldırmışız. Peki 85 yıllık Cumhuriyetimizin temel taşları bir bir yerinden oynatılarak bugün karşı devrim haraketi adı altında sinsi ve planlı bir organizasyon ile dinin devleti ele geçirme adına vermiş olduğu mücadeleyi nasıl görmezlikten geliriz.. Büyük lider Atatürk'ten bahsediyorsunuz. Neden birazda onun felsefi yaklaşımını, ekenomik, sosyal ve kültürel anlayışını, yarattığı modern Türkiyenin önünde dimdik duran bir vatansever ve verdiği devrimci mücadelesini görmezlikten geliyorsunuz, neden yok sayıyorsunuz.. İnanç başka birşey, Ülkeyi yönetmek başka birşey,, Biliyorsunuz ülkemiz çeşitli inanç mozayiği ile birlik ve beraberliğini sürdürürken, yine bu ülkenin olmazsa olmazlarımızdan olan laik yapıya sahip çıkmak yerine onu yozlaştırmaya ve yıpratmaya çalışıyorsunuz.. Çokmu iyi olacak sizler gibi tek tip düşünen inanca sahip olsak, Mutlu mu olacak bu ülke, Sağlıklımı olacak bebeklerimiz, Toplumumuz daha fazla tiyatroyamı, sinemayamı gidecek, Daha fazla kitap mı okuyacak, Daha fazla hoşgörü ve sevgimi beslenecek, Daha fazla refahmı sağlanacak... Huzur gelecekmi huzur, rahat bırakacaklarmı bizi emperyalist devletler.. Unutma ki Emperyalizme karşı savaş kazanmış ve laik olan tek müslüman devletiz yeryüzünde ve kırılmak istenen bu, yok edilmek istenen bu, unutturulmak istenen bu, yozlaştırılmak istenen bu ve bu değerler bizim can damarımızdır, varlığımızın sebebidir, namusumuzdur, Ülkemize olan bağlılığımız ve sevgimizdir... Lütfen bunu unutmayın... Dost sevgilerimle...
  16. Arkadaşım benimle uğraşmayı bırak... kafaların konuştuğu, aklın egemen olduğu bir çağda yaşıyoruz.. Eğer birşey üretemiyorsan ve bilgi adına birşyey paylaşamıyorsan birak bari burada inanan ve fikirlerini ortaya koyan çok değerli arkadaşlarımız var onlarla fikirsel mücadelemizi yapalım... Senin benimle uğraşman sana birşey kazandırmaz ve bende seni ti'ye bile almam zaten. Ne zaman fikirsel yeteneksizlik başgösterir o zaman kişilere saldırı başlar.. İşte sen şusun busun vb. Bu mu yani olması gereken... Sonra neymiş benim herzaman yaptığım şeymişte, şuymuşta, buymuşta. Ne olduğunu biliyorum ben kendimin... Bu yeri geldiğince açıklıyorum zaten... Ve hayrıca ne tür karanlıklarla mücadele ettiğimi ve etme kudretimin var olduğunu... Açtığım topic'ler bir bak hangisine karşı mantıklı bir cevap verilmiş... hiçbirine... O nedenle doğruyu bulma adına üretmeye, paylaşmaya her zaman ve her koşulda devam edeceğim... Lütfen sizde tartışma yaratacak bir topic açında birlikte tartışalım.. Ama lütfen olayı kişiselleştirmeden, karalayarak, yaralayarak değil Şunu unutmayın beni değiştiremezsiniz, biliyorum bende sizi ama en azgarı konularda müşterek bir sonuca varabiliriz... Bu bilinç bile ortak noktalarımızın olduğunu ortaya koyar... Dost sevgilerimle...
  17. Yani insanın inandıkları ile yoğrulduğu yaşamının birdenbire gerçeklerle yüzyüze kalma cesaretinin olamaması... Ki bu da tamamıyle azım ve tahammül gerçeğini ortaya çıkması demek ve korkunç bir çöküş demektir aynı zamanda... İşte inanların hiçbirzaman karşılaşmak istemedikleri bir durum sözkonusu olan...
  18. İnsanlara kafir diyorsunuz, Onları şeytana alet olmakla suçluyorsunuz, Onların dinden örnekler gösterer yok edilmesini savunuyorsunuz, Cumhurbaşbakanımıza acımasızca eleştiri, Anayasa mahkemesine (adalete) karşı yıpratma çabası, Üniversite rektörlerine inanılmaz bir kin, Gazete köşe yazarlarımız hedef gösterme, Genelkurmay başkanı sayın büyükkanıt'a suçlama... Bu mu din... Eğer buysa din ben o dine mahsup olmam/olamam.. Benim din anlayışım çok başka arkadaşım... Dini akıl ve bilinçle yoğuranlardır ve o şekilde öğrenen insanladır benin referansım.. Öyle bilmeden dini korku, tabu ve doğmalarla yorumlandırılmış ve yorğulmuş bir inanç kesinlikle değil. Kalkmış birde Mustafa Kemal Atatürk'ten örnek vererek çağdaş, modern, bilime inanmış ve aydınlamcı bir kılıf takma çabasındasınız...(Fakat ne yazıkki onun gibi düşünüyor diyemiyorsunuz) Bizlerinde birar Mustafa Kemal Atatürk olduğumuzu fark etmemeniz ise sizler için çok büyük bir gaf. Ve biz onun ilkeleriyle, inanclarıyla, hedefleriyle ve bu ülkeye vereceğimiz hizmet ve ilerleme ile yatıp kalkarken siz bizlere inanılmaz çamur ve karalama içinde kendinizi yırtıyorsunuz... Bırakın bunları sevgili arkadaşım... Üstelik din sizin bildiğiniz, yorumladığınız ve anlatmaya çalıştığınız gibi değil.. Siz kurumlarla, insanlarla ve diğer dinlere göre dininizi yorumluyorsunuz.. Son olarak müslümanların kendilerine verdikleri zararı kimse vermiyor. Sizin bahsettiğiniz kesinlikle müslümaklık değil. Kusura bakmayın burası Ne iran, Ne Afganıstan ne bilmem neresi. Çok iyi biliyoruz ki dine en büyük zararı kendileri veriyor başkası değil ve sizde onlara bir örnek teşkil ediyorsunuz. Yaptığınız tek şey Allahı ve peygamberini sankı korkulacak birşey varmış gibi korkutma aracı göstermeye çalışmak ve bu korku ile taraf toplamak. Öncelikle birkere şunda hen fikir olalım... Allah ve Peygamberden korkulmaz onlar sevilir.
  19. Ali'yi sizce kimler arkadan hançerledi... Duygusal yaklaşmak kolay tabiki.. Dolma kurşun gibi olmuyoy hiçbirşey ve birde gerçeklerle yüzleş... 3 halifenin 3'üde neden öldürüldüğünü hiç araştırma zahmetinde bulundunmu peki ?
  20. Özellikle İslam ülkelerinde, dinini sorgulayıp da dini inancını terk eden kimi insanın, bir boşluğa düştüğü ve psikolojik sorunlar yaşadığı bir gerçektir. Bunun temel sebebi, çok küçük yaşlarda kendisine inandırılan ve öğretilen dini inançların yaşamındaki etkisinin çok yüksek oluşu ve artık farkında olduğu gerçeklerin bir şok ve hayal kırıklığı yaratmasıdır. Üstelik çevresini kuşatan dini söylem ve davranışların günlük yaşamına etkisinin devam etmesi ve toplum tarafından soyutlanma korkusu bunalım oluşturmaktadır. Yeni inançlarını paylaşacak, söyleşecek çevrenin olmaması, düşüncelerine çevresinden bir destek görememesi, açıkladığı zamanlar ise büyük tepkiler alıp dışlanması o kişiyi suçluluk duygusuna sürüklemektedir ki bu da olayın psikolojik bir boyutudur... Yani insanın inandıkları ile yoğrulduğu yaşamının birdenbire gerçeklerle yüzyüze kalma cesaretinin olamaması... Ki bu da tamamıyle azım ve tahammül gerçeğini ortaya çıkması demek ve korkunç bir çöküş demektir aynı zamanda... İşte inanların hiçbirzaman karşılaşmak istemedikleri bir durum sözkonusu olan... Tıpkı herzaman örnek teşkil eden üsteki düşüncede olduğu gib..
  21. Aaah ah... Dimi ya.. Ne kadar kolay. Bir bez parçasıyla inanç tazelemek.. Bencede bilen varsan ne olur bir zahmet yazıversin.. Sanki bu ülkede inanç sahibi olmak için illah bir başörtüsü şartı var... Yapmayın, ayıptır, yazıktır ve aynı zamanda büyük bir aymazlıktır bu dine yapılan... Bu ülkede yüzbinler var ve inanç sahibi ama şeklen, giyimsel ve camisel değil tamamıyle yüreksel... onu da yok ediyorsunuz ve tabirinizle herşeyi dahada ters tepkisel hale getiriyorsunuz...
  22. Vah vah!!!... Hemen bir ayet ve bir süre.. Hayat ne kadar kolay.. tek kitap tek hayat gerisimi plav üstü .... Haydi hayırlısı... Kolay gelsin. Vatana millete hayırlı olsun.. Her türlü problem halledilir ve üstüne üstlük birde promasyonumuz var.. Ne mi... Tamamıyle çare_sizlik..

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.