Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

DİPNOT

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

DİPNOT tarafından postalanan herşey

  1. Hala anlamamakta güçlük çekenler.. Lütfen yazımı okursanız... Evet okumak için değil anlamak için okursanız.. Ne demek istediğim çok ama çok iyi anlarsınız... Sevgiyle kalın...
  2. Sevgili bozan camiden çıkmamış olabilirsin.. Bizden çok kur'an okumuş ta olabilirsiniz, Herşeyinizde Hz. Muhammet (S.A.V) olabilir ve Heryerde Allah'ı anıyor olabilirsiniz... Ama bu sizin benden daha müslüman, daha inançlı, daha iman sahibi ve daha bilgili olduğunuzu göstermez... Rahman ve Rahim olan (Cömert ve affedici olan) diye başlayan kuran'ın özünde hoşgörü, saygı, sevgi vardır ki bunlar Allah kendi güzelliğini tamamlamak için İnsanı yaratmıştır. Dolayısıyla biz insanların herşeyine karışır olsaydı bizlere akıl vermezdi... Neyse ki şükür aklımız da var, inancımız da ve insani olarak bilincimizde. Yani bizler kendimizden eminiz. Ama Allah ile aramada kimseyi rehber, kimseyi elçi ve kimseyi aracı koymam ve buna izin vermem... ................ Diğer taaraftan Kur'an hadislerin değişimi ile başlayan ve buna öncülük eden uzmanlar benim görüşüm doğrultusunda siz istesenizde, istemesenizde, beğensenizde, beğenmesenizde bunu kararlılıkla yapmaya başlamışlardır... (*1) Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’nun Hazreti Muhammed’e atfedilen ancak doğruluğu olmadığı için temizleneceğini söylediği, özellikle de kadına yönelik şiddeti meşru gösteren hadislerin bir bölümü belli oldu. Diyanet’in kadını aşağılayan hadislerin temizlenmesi çalışmasına kadın ilahiyatçılardan da büyük destek geldi. Kadınlara yönelik şiddeti, ayrımcılığı, küçümsemeyi onaylayan hadisler olarak gösterilen ve ayıklanması istenen sözlerin bazıları şöyle: İsrailoğulları olmasaydı et kokmazdı; Havva olmasaydı kadınlar erkeklere ihanet etmezdi. Kadınlar kaburga kemiğinden yaratılmıştır, onları düzeltmeye uğraşmayın. Onlardan eğrilikleriyle yararlanın. Eğer kadın, eşi istekli olduğu halde ona cevap vermezse, cehennemdeki yerini hazırlasın. Kocanın vücudu irin ile kaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak temizlese yine de kocasının hakkını ödemiş olmaz. Ey kadınlar! Eğer kocalarınızın size olan haklarını bilseydiniz, ayaklarının tozunu yüzlerinizle silerdiniz. Kadınların dinleri ve akılları eksiktir. Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir. Cehennem halkının çoğunun kadınlardan olduğunu gördüm. Bir kadın, kocası kendisinden razı olduğu halde ölürse cennete girer. Kadınların hayırlısı, erkeklerin yaramazlıklarına, kötü huylarına sabredendir, bu sabır onların cennete girmesine sebeptir. Uğursuzluk üç şeyde vardır: Kadında, evde ve atta. Dövme yapan ve yaptırana, yüzdeki tüyleri aldıran ve estetik için dişlerini seyrelttiren kadınlara Allah lanet etsin. En büyük tepki Hz. Ayşe’dendi Prof. Dr. Beyza Bilgin (Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi eski Dekanı): Kadına yönelik şiddetin meşrulaştırılmasında gelenek, eğitim, kültürün yanısıra din de ister istemez rol alıyor. Özellikle Hz. Muhammed’e atfedilen uydurma hadisler, kadına yönelik şiddetin ve ayrımcılığın sürdürülmesinde gerekçe olarak gösteriliyor. Bu noktada, Diyanet’in bir referans kitap hazırlığı içinde olması, uydurma hadislerden kurtulunması adına çok önemli. Hz. Muhammed’e atfedilen sözlere yönelik en büyük itiraz Hz. Ayşe’den gelmiş. Ebu Hureyye, peygamberin, ’Namaz kılarken önünüzden eşek, kara köpek ve kadın geçerse namazınız bozulur’ diye konuştuğunu rivayet eder. Hz.Ayşe, bu rivayete büyük tepki gösteriyor ve Hureyye’yi ayıplıyor, peygamberin böyle bir sözünün olmadığını savunuyor. Ancak bu ve buna benzer yüzlerce söz, peygamberin hadisi olarak kabul ediliyor. Şiddeti savunan peygamber olamaz Dr. Hidayet Tuksal: Hadislere baktığınız zaman iki tür peygamberle karşılaşıyoruz. Bir tarafta kadınlara karşı son derece nazik ve kibar; diğer tarafta ise şiddet dolu, ayrımcı, aşağılayan bir peygamber. Ben, kadınlara yönelik şiddeti savunan ve onları aşağılayan bir peygamberin olamayacağına inanıyorum. Bu nedenle malum hadislere itibar edilmemesini savunuyorum. Bu hadislerin de uydurma, yanlış olduğu bilimsel metotlarla ispatlandı. Bu noktada Diyanet’in çalışması çok yaralı olacaktır. ____________________________________________________________ DİPNOT: (*1) http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=134813
  3. Kesinlikle sevgili VATAN... Tamamıyla düşündüğünüz gibi. Hz. Mevlana bu dine kesinlikle aşıktı evet. Fakat çok acıdırki bugünkü inanç biçimi Hz. Mevlana'nın çok gerisinde bulunduğunu belirtmeden geçemem. Çünkü; --Hz Mevlana sevgi yüklü bir müslümandı, --Hz. Mevlana aşk dolu bir inanca sahipti, --Hz. Mevlana hoşgörü ile donatmıştı benliğini, --Hz. Mevlana ne olursan ol yine gel diyen dehasa bir sıcaklığı veren --Ve Hz. Mevlana Özgürlüğu kulluğa dönüştürmeye kesinlikle karşıydı... Ama bugün kaç iman sahibi demiyeyim, kaç müslümanda var böyle düşünen söyleyebilirmisiniz... --Hemen hemen birçoğu politikaya bulaşmış, --Dini ticari mekanizma olarak gören, --Dini sevdirmek yerine korku salarak inanç sahibi yapya çalışan.. --Tahrikatlar kurup siyasete atılan ve ticaret yapan birtakım zümreler.. --İnsanları ne düşünürse düşünsün aşağılayan, suçlayan ve önyargılı davranan bir anlayış sergileyen, --Ne yazıkki bugün politikacıların hizmetine hizmet eder hale gelen ve emperyalist devleterden ve hıristiyan lobilerinden çıkan kararlar sonucunda hicazet alan ve tüm yönetimini bunların istekleri doğrultusunda yapan yöneticiler... ..... Dost sevgiler...
  4. Sevgili önce@vatan.... Öncelikle böyle bir eksikliği buraya taşıyarak ve bilgiden kaynaklı olduğunu düşündüğüm cesaretli yüreğinizi kutlamamak mümkün değil... Evet bana göre de "DİN ARTIK SORGULANMALIDIR! ve kim ne derse desin günümüş koşullarına cevap veremez durumundan ve bilim karşısındaki caresizliğinden mutlaka kurtarılmalıdır... Konu ile ilgili olarak her türlü araştırma, katkı ve paylaşım olarak yanınızda olduğumu belirtir ve saygılarımı sunarım... Mevlana gayet güzel dile getirmiş aslında herşeyi;.. Alemin bal şerbetinden baba ne! İşte önümde benim ayran tasım, Ne malım mülküm var benim ne azığım, Ben gene de senin malın mülkün olsun diye çalışırm Senin başını sokacak bir yerin olsun diye, Senin bir dikili ağacınım. AMA HÜRRİYETİ KULLUĞA, TAŞ ÇATLASA SATMAM BEN. Yalnız sayıda çoktur onlar alabildiğine Hani şu bademler gibi, bademler gibi. Ama hepsinde yağ bir. Dünyada nice diller var, nice dinler, Ama hepsinde anlam bir. SEN KAPILARI TESTİLERİ HELE BİR KIR, SULAR NASIL OLSA BİR YOL TUTAR GİDER
  5. 30 Ağustos törenlerine demokratik Cumhuriyetin korunacağı mesajları damgasını vurdu Coşkuyla kutladık.. Zafer Bayramı'nın 84. yıldönümü nedeniyle, tüm yurtta, dış temsilciliklerde ve KKTC'de törenler düzenlendi. Ankara'da Atatürk Kültür Merkezi'ndeki resmi geçit törenini çok sayıda yurttaş izledi. Türk yıldızlarının yoğun alkış aldığı törende ulusal olanaklarla geliştirilen Kasırga Çok Namlulu Roketatar Sistemi de ilk kez sergilendi. Halkın ziyaretine açılan Anıtkabir'de binlerce yurttaş sevgi seli oluşturdu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 30 Ağustos Zafer Bayramı, düzenlenen törenlerle kutlandı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) komuta kademesince görev devir teslimi sırasındaki konuşmalarda dile getirilen ''bölünmez bütünlüğün ve laik demokratik Cumhuriyetin kararlılıkla korunacağı'' mesajı törenlerde de yoğun olarak verildi. TSK'nin envanterine yeni giren 80 kilometre menzilli Kasırga Çok Namlulu Roketatar Sistemi ilk kez törenler sırasında sergilendi. Ankara'da ilk tören Anıtkabir'de gerçekleştirildi. Tören, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt , Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ , Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert , Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Yener Karahanoğlu , Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Işık Koşaner ve askeri erkânın Aslanlı Yol'da yürüyüşüyle başladı. Büyükanıt, üzerine ''Türk Silahlı Kuvvetleri'' yazılı çelengi mozoleye bıraktı. ASLA ŞÜPHEN OLMASIN... Heyet Misak-ı Milli Kulesi'ne gelirken Büyükanıt, önceden yazıp imzaladığı metni yüksek sesle okudu. Büyükanıt, deftere şunları yazdı: ''Ebedi Başkomutanımız, Yüce Atatürk, Ülkenin ve halkın içinde bulunduğu bütün yokluk ve güçlüklere rağmen üstün sevk ve idare yeteneğinle kazanılan büyük zaferin 84. yıldönümünü gururla kutlamanın heyecanı içindeyiz. Türk tarihinin dönüm noktası olan bu zafer, ulusal varlığımızı yok etmek ve ülkemizi parçalamak isteyenlere karşı verdiğin tarihi bir cevap olmuştur. TSK, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da manevi varlığından, ilke ve devrimlerinden aldığı güçle, şehit kanlarıyla sulanarak temeli atılan ve en büyük eserin olan Türkiye Cumhuriyeti'ni, temel niteliklerini, kutsal vatanımızın bölünmez bütünlüğünü ve ulusal menfaatlarımızı koruma ve kollama kararlılığındadır. Asla şüphen olmasın ki, TSK, en genç ferdinden en yaşlısına kadar ilkelerinin aydınlattığı yolda, çağdaş uygarlık hedefine doğru azimle koşmaya devam edecektir. Minnet ve şükran duyguları içinde en derin tazimlerimi sunarım.'' Genelkurmay Şeref Salonu'nda düzenlenen törende Büyükanıt ve diğer komuta heyeti tebrikleri kabul etti. TBMM Başkanı Bülent Arınç , Başbakan Tayyip Erdoğan , CHP Genel Başkanı Deniz Baykal , Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu , Yargıtay Başkanı Osman Arslan , Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu , bazı parti genel başkanları ve üst düzey yetkililer komuta heyetine tebriklerini sundular. Atatürk Kültür Merkezi'ndeki (AKM) resmi geçit töreni ise Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer 'in protokoldeki yerini almasının ardından başladı. Orgeneral Büyükanıt, üstü açık bir ciple Onur Taburu'nu selamladı, askerlerin ve yurttaşların bayramını kutladı. Çok sayıda yurttaşın izlediği törenlerde piyade teğmen Selçuk Sami ve hava savunma teğmen Nur Özeş ile Tören Kıta Komutanı ve Zırhlı Birlikler Okulu Eğitim Tümen Komutanı Tümgeneral Necdet Sezginer konuşma yaptılar. Konuşmalarda, ''Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğünü, laik, demokratik, sosyal hukuk devletini koruma'' konusunda Türk halkına söz verildi. ..... Diğer tarftan... Zaferi unutturamazlar Tüm yurtta coşkulu etkinlikler düzenlenirken Çorum'da törene katılmayan ve Muş'ta Atatürk anıtına çelenk koymayan AKP'li yöneticiler halkın tepkisini çekti Yurt Haberler Servisi - 30 Ağustos Zafer Bayramı tüm yurtta coşkuyla kutlandı. Çorum'daki kutlamalara AKP'lilerin katılmaması, Muş'ta da AKP'li yöneticilerin Atatürk anıtına çelenk koymaması ise yurttaşların tepkisini çekti. .
  6. Vatan sevmenin dini imanı olurmu hiç? Güldürmeyin insanı... Herkesin dini imanı kendisine ve Allah kul arasında olan bir inanç biçimidir.. Kuru imanla vatan korunmaz, vatan işleri yürütülmez ve varlığı sağlanamaz... Onu sevmenin temeli milli şuur meselesiyle ilgilidir.. Yani güzel arkadaşım; O Eğitim ve öğretimde gizlidir.. O Ülke sevgisinde ve varlığı ve devamı topyekün bilincinde gizlidir... O Sosyal sorumluluk kavramlarının insanların kafasında iyice yer etme meselesidir.. O Ülkesel bir fedakarlık ve çalışmakta gizlidir.. O Tüm bireylerin çok çalışma ve müreffeh develet yapısını hedef alma ilkesinde gizlidir.. O Birlik beraberlikte ve bunu yaşam biçimi haline getiren toplumsal bilinç olma kararlığında gizlidir... Kısaca o Vatandaş olabilme bilincine erme erdemidir.. Diğer taraftan; Atatürk'ün 1922'de yaptığı bir konuşma....bugünlere ithaf olunur. Aşağıda Atatürk'ün 1922' de yaptığı bir konuşma yazmaktadır. Çok dikkatli ve sonuna kadar okumanızı rica ediyorum. Acaba Atatürk bu konuşmayı sadece1922 yılı için mi yapmış merak ediyorum. Siz ne dersiniz? Meclis konuşmasından. İş bankası kültür yayınları: TBMM Gizli celse zabıtları cilt-3) 6 Mart 1922 Mustafa Kemal "....Hepiniz bilirsiniz ki, Avrupa'nın en önemli devletleri, Türkiye'nin zararıyla, Türkiye'nin gerilemesiyle ortaya çıkmışlardır. Bugün bütün dünyayı etkileyen, milletimizin hayatını ve ülkemizi tehdit altında bulunduran, en güçlü gelişmeler, Türkiye'nin zararıyla gerçekleşmiştir. Eğer güçlü bir Türkiye varlığını sürdürseydi, denebilir ki İngiltere'nin bugünkü siyaseti var olmayacaktı. Türkiye, Viyana'dan sonra Peşte ve Belgrat'ta yenilmeseydi, Avusturya/Macaristan siyasetinin sözü edilmeyecekti. Fransa, İtalya, Almanya'da, aynı kaynaktan esinlenerek hayat ve siyasetlerini gelistirmişler ve güçlendirmişlerdir." "....Bir şeyin zararıyla, bir şeyin yok olmasıyla yükselen şeyler, elbette, o şeylerden zarar görmüş olanı alçaltır. Gerçekten de Avrupa'nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve uygarlaşmasına karşılık, Türkiye gerilemiş, düştükçe düşmüştür. Türkiye'yi yok etmeye girişenler, Türkiye'nin ortadan kaldırılmasında çıkar ve hayat görenler, zararlı olmaktan çıkmışlar, aralarında çıkarları paylaşarak, birleşmiş ve ittifak etmişlerdir. Ve bunun sonucu olarak, birçok zekâlar, duygular, fikirler, Türkiye'nin yok edilmesi noktasında yoğunlaştırılmıştır. Ve bu yoğunlaşma, yüzyıllar geçtikçe oluşan kuşaklarda, adeta tahrip edici bir gelenek biçimine dönüşmüştür. Ve bu geleneğin, Türkiye'nin hayatına ve varlığına aralıksız uygulanması sonucunda, nihayet Türkiye'yi ıslah etmek, Türkiye'yi uygarlaştırmak gibi birtakım bahanelerle, Türkiye'nin iç hayatına, iç yönetimine işlemiş ve sızmışlardır. Böyle elverişli bir zemin hazırlamak güç ve kuvvetini elde etmişlerdir." "....Oysa güç ve kuvvet, Türkiye'de ve Türkiye halkında olan gelişme cevherine, zehirli ve yakıcı bir sıvı katmıştır. Bunun etkisi altında kalarak, milletin en çok da yöneticilerin zihinleri tamamen bozulmuştur. Artık durumu düzeltmek, hayat bulmak, insan olmak için, mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine uygun yürütmek, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler ortaya çıktı. Oysa hangi istiklal vardir ki yabancıların nasihatlarıyla, yabancıların planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir. Tarihte, böyle bir olay yaratmaya kalkışanlar, zehirli sonuçlarla karşılaşmışlardır. İşte Türkiye de, bu yanlış zihniyetle sakat olan bazı yöneticiler yüzünden, her saat, her gün, her yüzyıl, biraz daha çok gerilemiş, daha çok düşmüştür." ".....Bu düşüş, bu alçalış, yalnız maddi şeylerde olsaydı, hiçbir önemi yoktu. Ne yazık ki Türkiye ve Türk halkı, ahlâk bakımından da düşüyor. Durum incelenirse görülür ki, Türkiye Doğu 'maneviyatı'yla sona eren bir yol üzerinde bulunu-yordu. Doğu'yla Batı'nın birleştiği yerde bulunduğumuz, 'maneviyatı'ndan tamamıyla soyutlanıyoruz. Hiç şüphesizdir ki bu büyük memleketi, bu milleti, çöküntü ve yok olma çıkmazına itmekten başka, bir sonuç beklenemez(bundan)." "....Bu düşüşün çıkış noktası korkuyla, aczle başlamıştır. Türkiye'nin, Türk halkının nasılsa başına geçmiş olan birtakım insanlar, galip düşmanlar karşısında, susmaya mahkûmmuş gibi, Türkiye'yi âtil ve çekingen bir halde tutuyorlardı. Memleketin ve milletin çıkarlarının gerektiğini yapmakta korkak ve mütereddit idiler. Türkiye'de fikir adamları, adeta kendi kendilerine hakaret ediyorlardı. Diyorlardı ki "Biz adam değiliz ve olamayız.Kendi kendimize adam olmamıza ihtimal yoktur." Bizim canımızı, tarihimizi, varlığımızı bize düşman olan, düşman olduğundan hiç şüphe edilmeyen Avrupalılara, kayıtsız şartsız bırakmak istiyorlardı. 'Onlar bizi idare etsin' diyorlardı." Bilelim ki, ulusal benliğini bilmeyen uluslar, başka uluslara yem olurlar. UMARIN ANLAŞILMIŞTIR... Sevgiyle kalın...
  7. Lütfen sayfasına verebilirmisiniz yanlız ağaç bekliyorum...
  8. Sistemi eleştirmek başka bir konu, Rejimi eleştirmek başka, Kılık kıyafet yine başka.. Tabiki bunları da tartışırız fakat bunlarla ilgili başka topic'ler açılmış bu forumda bir göz atarsanız bulursunuz.. Bence siz gelin şu şeriat'ı bir anlatın gerçekten ve bizi sabırsız bırakmayın lütfen segili ihgg.. Sevgiyle kalın...
  9. İlhan Selçuk 30.8.2006 / Cumhuriyet... 2006'nın 30 Ağustos'u Nasıl Kutlanmalı?.. 30 Ağustos zaferinde esir düşen Yunan generali Trikopis ''le ilk kez karşılaşan Mustafa Kemal Paşa için Şevket Süreyya Aydemir ''Tek Adam'' kitabında şu satırları yazıyor: ''Mustafa Kemal Paşa, Trikopis'in elini yakaladı, alelâde bir el sıkışı müddetinden fazla tuttu... -Oturun General, yorulmuş olacaksınız, dedi... Sonra sigara tabakasını uzattı... Kahve ısmarladı.'' Ne olmuştu?.. Askeri zaferin de çok ötesinde büyük bir tarihe doğru Anadolu yürüyordu... 30 Ağustos''u anlayabilmek için Çanakkale Savaşları'na dek uzanmak gerekir... 1915'te denizden Çanakkale Boğazı''nı aşmak isteyen İngilizlerin amacı neydi?.. Marmara'ya girip İstanbul'a ulaşmak... Sonra?.. Karadeniz'den yukarıya doğru çıkıp Rus Çarı'yla buluşmak... Eğer bu amaç gerçekleşseydi, kuvvetler birleşecek, 1917 Bolşevik Devrimi suya düşecek, Gazi Mustafa Kemal Milli Kurtuluş Savaşı'nda sırtını Sovyetler'e dayamak olanağından yoksun kalacaktı... Çanakkale Savaşları'nda Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı etkileyen alın yazısının ilk tümcesi tarihe geçti. Çanakkale Savaşı'nda Mustafa Kemal.. 30 Ağustos'ta Mustafa Kemal.. Rastlantı mı?.. Yazgı mı?.. Yoksa Ulusal Kurtuluş Savaşı'yla kurulan Türkiye'nin anlamını tarihsel kapsamda yerli yerine oturtan bir çarpıcı açıklama mı?.. Bugün 30 Ağustos!.. Evet, askeri zaferin ötesinde bir anlamı var 30 Ağustos'un... Yenilgiye uğrasaydık Anadolu bölüşülecekti, Sevr uygulanacaktı.. Ama, Halife ve Padişah yerli yerinde kalacaktı.. Şeriat hukuku Türklerin bilincini karartmak işlevini sürdürecekti... Sevr haritası Anadolu'yu parsellemişti... 30 Ağustos''un Başkomutanı Mustafa Kemal Paşa, Sevr'i çöp sepetine attı. Peki, Amerika Ordu Dergisi'nde yayımlanan haritanın anlamı ne?.. Anlamı açık!.. Batı''da hem Türkiye'yi bölmek hem de Anadolu'da İslamcı devlet kurmak güdülenmesi bugün de sürüyor... Neden?.. Çünkü Anadolu'da kendi kendisine sahip olacak bir ulusal devlet, bir laik Cumhuriyet, emperyalizmin işine gelmiyor... Belgesi, haritasıyla meydanda!.. Bu durumda ne yapmalı?.. Tarih Baba bir ulusa ikide birde bir Mustafa Kemal armağan etmez... Artık tek kurtuluş yolu, elbirliğiyle toparlanmaktır... 30 Ağustos, bu bilincin saydamlaşması için kutlanmalı!..
  10. Soner Yalçın Efendi kitabı sayfa 81: “Milli Görüşün sert (gözüken) ideolojik söylemine rağmen (Yahudi) Üzeyir Garih arkadaşı Erbakan’a siyaset dünyasında çok yardım etti. Örneğin 1996’da kurulan Refah Partisi–Doğruyol Partisi koalisyonunu desteklediğini sadece verdiği demeçlerle göstermedi, ABD’de....lobi yaptı. ABD’deki Musevi Lobisini ikna etti Başbakan Erbakan’ın Türk–İsrail anlaşmasını neden imzaladığını sormamıza gerek var mı?”
  11. Cumhuriyet gazetemizin ismi büyük önder Mustafa Kemal Atatürk tararafından konulmuştur ve her daim onun ilke ve hedeflerinden hiç sapmadan yoluna devam etmektedir ve dünya var oldukça da edecektir.. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.. Hayrıca Allah ile benim aramda senin ne işin var çık aradan lütfen..
  12. . 'Şu Çılgın Türkler' kitabının yazarı Özakman, Osmanlı'ya özlem duyanlar olduğunu söyledi: Milli Mücadele bilinmiyor... 20. yüzyılın başında emperyalizme karşı ulus olmanın bilinciyle topyekûn bir mücadeleye girişen Türk halkı, kazandığı zaferle geleceğini garanti altına alacak adımların ilkini atmış oluyordu. İki yıldır Anadolu'yu gezdiğini ve gençlerle, öğretmenlerle konuştuğunu anlatan Özakman, "Ülkeye dair yaklaşımlarda hava değişimleri seziyorum. Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu, emperyalizmin nasıl yenildiğini, bu zaferin arkasındaki büyük liderleri de çok iyi anlatmak ve tanımak gerekiyor. Çünkü bugünü iyi anlatmazsanız yarını gençlerin kestirmeleri mümkün olmaz" dedi... SORU:- Cumhuriyet, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının oluşturduğu laiklik ve cumhuriyetçilik felsefesi ile kuruldu. Bugün yaşananları göz önüne alırsak bu felsefeden uzaklaşılmaya başlandığını söyleyebilir miyiz? ÖZAKMAN - Türkiye 1950'den bu yana Atatürk çizgisinin adım adım dışına kaymaya başladı. 1970'ten sonraki kuşakların ve liderlerin Milli Mücadele'yi özüyle kavrayamadığını, açıklamalarından anlamak çok da zor olmuyor. İki yıldır Anadolu'yu geziyor, gençlerle öğretmenlerle konuşuyorum, ülkeye dair yaklaşımlarda hava değişimleri seziyorum. Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu, emperyalizmin nasıl yenildiğini, bu zaferin arkasındaki büyük liderleri de çok iyi anlatmak ve tanımak gerekiyor. Çünkü bugünü iyi anlatmazsanız yarını gençlerin kestirmeleri mümkün olmaz. Atatürk tek başına bu ülkeyi bir yere taşımış dersek doğruyu anlatmış olmayız. Atatürk milletin, aydınların içindeki, zihnindeki, yüreğindeki duygu ve düşünceleri çok iyi temsil etti. Emperyalizmin pençesinden kurtulmak için Milli Mücadele'nin ışığı altında, o mücadeleden alınan derslerin ışığından yararlanarak bir kurtuluş reçetesi düzenlendi. Türk mucizesi dediğimiz şey kısaca; bağımsızlık, millilik ve çağdaşlık kelimeleriyle anlatılabilir. 'Eskiye özlemle ilerlenmez' SORU:- Zaman zaman orduya yönelik eleştiriler yapılıyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz? ÖZAKMAN - Ordunun Atatürk çizgisinin dışında bir güç olacağını zannedenler avuçlarını yalarlar. Orduyu kendi iktidarları, kendi felsefeleri için kullanmak isteyenler çok büyük yanılgıya düşer. Bu, milli bir ordudur. Bu bir imparatorluk ya da parti ordusu değil, halkın, Cumhuriyetin ordusudur. Bir kere Osmanlı ve Cumhuriyet tarihini bilenler, aradaki derin farkı da çok rahat görebilirler. Biz tarihin özüne karşı bir yakınlık duymadığımız ve öğrenme çabası göstermediğimiz için yanlış değerlendirmeler yaparak yanlış politik yollar izliyoruz. Tarihin ırmağını tersine akıtmaya kimsenin gücü yetmez. Siz tarihle inatlaşmaya kalkarsanız başınızı duvara çarparsınız. Eskiye duyulan özlem ile ileriye gitmenin mümkün olduğu görülmemiştir... Uzlaşmak-teslim olmak... Aramızda Osmanlı'ya özlem çekenler var. Onlar genel olarak siyasi düşünceleri doğrultusunda Osmanlı'nin zihin yapısını yenide harekete geçirmeye çalışıyor olabilirler, Ancak Osmanlı'dan Kanuni Sultan Süleyman Dönemi'nin ya da Büyük Taarruz gibi önemli başarı ve zaferlerin göz önüne alınmaması şaşırtıcı. Düşünün Atatürk'ün 15 yıllık liderlik döneminin sonunda, Avrupa Lozan'ı imzalamak zorunda kaldı. Bunun içinde Türkiye'yi hiçbir zaman affetmedi. Sırf bu nedenden dolayı 1933 yılına kadar Türkiye'ye ekonomik destekte bulunmadı. Kredi söz konusu olduğunda faiz değil, imtiyaz tartışması yaptı. Yani üstü kapalı yeniden kapitülasyon istemeye getirdi. Hep kendi yağımızla kavrulmayı seçtik Milli Mücadele Dönemi'nde. Oysa Türkiye son 50 yıldır ''borçla kalkınılabilir türküsü'' nü dinleye dinleye yoluna devam ediyor. Dünyada borçla, imtiyazla kalkınmış hangi ülkeyi gösterebilisiniz ki? Uzlaşmak ve teslim olmak arasındaki ayrıma eskiden olduğu gibi net yaklaşılmıyor. ___________________________ Kaynak: Cumhuriyet 30.08.2006
  13. Atatürk'ün Güneş Ülkesi Yoktu ülkemiz Onu biz yaptık Kıtlıktan ve ışıktan Düşten umuttan Yoktu özgürlük Onu biz yaptık Akıldan sevgiden topraktan ve terden Kaldırın Kaldırın karanlığı Kaldırın Söküp atın burdan Yoktu cesaret Onu biz yaptık Bayraktan ve emekten ve seher göğünden Yoktu ışığın yolu Tarihi biz yaptık Sümer'den Hitit'ten Ve özgürlükten Kaldırın Kaldırın karanlığı kaldırın Söküp atın buradan İşte bir söz büyüyor Günaydın barış diyor Tohum kasırgayı söylüyor İşte bir söz büyüyor Günaydın barış diyor Güneşten bir ülke doğuyor .
  14. Sevgili orkadaşım o gerçekten bir Atatürk'çü ve kendisine büyük saygı duyuyorum. Tabiki sizede ama lütfen bana cevap verebilirmisiniz...
  15. Aranıza girmiş gibi oldum ama affola... Bu konu ile ilgili olrak sizin düşüncelerinizi çok merak ettim sevgili yalnız ağaç... Siz neler düşünüyorsunuz.. Ya da;Atatürük, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyetin bir üyesi ve vatandaşı olarak... Atatürk nerde yanlış yaptı sizce.. Ve Atatürk milliyetçiliği size göre ne anlam ifade etmektedir size göre.. Ve son olarak; Dünyanın neresine gidersiniz gidin hiçbir zaman başka Atatürk'ünüz olmayacak... Dost sevgilerimle...
  16. DİPNOT şurada cevap verdi: *NATALIA* başlık Anı Defteri - Defterleri
    . . Sevgili glaoria... Forumda kişiliğini ve özünü yansıtan yazıların ile en ince, en nazik ve en duyarlı olduğu noktalarda karşımıza tereddütsüz ortaya çıkan ve düşüncelerini çekinmeden ifade eden cesur ve kararlı dostlarımızdan birisi olmasınında verdiği güç ve enerji ile onun ismini ve katılımını ne zaman görsem bana inanılmaz bir rahatlık ve farkli bir hava soluduğumu hissettiren ender bulanan değerli dost ve arkadaşlarımdan biridir benim içindir ve çok özeldir.. Neden özeldir çünkü yirmibirinciyüzyıla imza atmaya yürekli çok az kadın vardır ve sevgili gloria buna en yakın insanlardan biridir benim için. Bana bunları hissettirdiğin ve bunları burada ifade ettirme olanağı sağlayanlara ve sana sonsuz teşekkürler... İyiki gloria var.. İyiki gloria'lı bir forumumuz var.. Ve iyiki glaria'nın olduğu düşünsel bir denizde yelken açmak var.. Dost sevgi ve saygılarım sana sevgili gloria... .
  17. Gelin TEHLİKEYİ dincilik, faşizm, laiklik ve demokrasi yönünden bir gözden geçirelim... Değerli dostlar, sevgili arkadaşlar ve bu ülkenin vatandaşları... Dincilik ile faşizm aynı şey değildir; birbirinden farklı iki olgudur... Dinci düzen, kilise ya da cami hukukunun devlete ve kişiye uygulanmasıdır... Faşizm, dinciliği tarihe gömmüş bir toplumda sermaye diktasıdır... Dincilik ''ortaçağ'' dır... Faşizm 20''nci yüzyıl ürünüdür... Demokrasi faşizmle bağdaşmaz... Ama, dincilikle hiç bağdaşamaz... Laiklik demokrasinin altyapısıdır. Dincilik laikliği yenilgiye uğratırsa, demokrasinin canına okunmuş, faşizmden de beter bir rejim kurulmuş demektir.. Dincilik Türkiye''de ''takıyye'' yöntemiyle kurnazlık stratejisini uygulayarak iktidarı ele geçirmiştir... Hükümet ile Devlet bunun için karşı karşıyadır... Dinci iktidar devleti de ele geçirdiği zaman Türkiye''de faşizmden de beter bir karanlık düzen egemenleşecektir. Ne dersiniz umarım bunlara hazırsınızdır.. Dost sevgilerimle...
  18. Şeriatin gerçeğini birde sizden dinleyelim sevgili ihgg.. Üstelik burası demokratik bir ülke ve insanlar düşüncelerinden, düşüncelerin yayımından ve bunu görsel ve yazılı basından yararlanarak ifade etme hakkının hakaret ve şiddete olmamak kaydıyla anayasal bir haktır... Lütfen anlatın şu şeriat gerçeğini... Birde bizim laiklimizi bilirmiş.. kadınları soymakmış laiklik.. Ve onlardan yararlamaya çalışan bir avuş.... zekalıymışız... Ve sizde müslümansınız öylemi.. Pekala... Birde şeriatin kadını anlatın burada bakalım.. Çünkü bunların yüzlece şeklini ifade etti birçok arkadaşlarımız... Birde sizden dinlemek bizi mutlu edecektir.. Sevgiyle kalın..
  19. . Öncelikle çok önemli bir eksikliği fark ederek sevgili bilimselci arkadaşımız için bu defteri açma nezaketinde bulunan sevgili sedelina'ya yürekten teşekkür ediyorum... Bu forumda bilimsel düşüncenin temellerini her türlü insafsız koşullara rağmen ve demokrasinin ve rejimin tehlikeye girdiği son dönemlerde böyle bir yaklaşımı ve misyonu üstlenmek gerçekten olağanüstü bir durum bana göre. Ve sevgili bilimselci bu eksikliğin tamamlanması ve hakkının verilmesi babında her koşulda ve zorlukta üstesinden gelebilen ender dostlarımızdan biri oluverdi aramızda.. Artık yatağımızdan kalktığımızda sevgili diğer dostlarımızla birlikte sevgili bilimselci'de ilk aklımıza gelen isimlerden biridir artık o güncel yaşamımızın ilk nefesi olabilen... Ne mutlu bize ki aklın bilimsel temellere dayalı bir düşünceden geçmesi gerektiğini, müspet bilimleri bilmeden inanç sahibi olunamayacağını, yaşamın er alanında bilimsel olgunun her daim ve herşekli ile biz düşünen, araşatıran, sorgulayan insanlar olarak var olabileceğimizi ve aksinin bizleri karanlıklara, uçurumlara, tahriplere ve hatta yıkımlara götüreceğinin yetinisini veren bir dostumuz var... İyiki senin gibi bir dostum var.. İyiki bu forumda çizgi ve düzeyi olan ender insanlardan biri olarak kendimizi yanlız olmadığımız hissini kazandıran bir yüreğin var... İyiki bizlere aydınlık geleceğe imza atma adına uzun ve çetin yollarda senin gibi bir kalemimiz var.. İyiki.... Dost sevgilerimle...
  20. Çok teşekkür ediyorum sevgili sardunya.. Eğer yüreğimizi o kadar büyük görüyorsanız inanın onun her parçasını yaşadığımız hayatı daha güzel ve daha anlamlı kılma adına ortak mücadelesini verdiğimiz siz dostlarımızın birliği, beraberliği ile birlikte düşünsel ve eylemsel duruşunuzun sarsılmaz gücüyledir... Bu nedenlerden ötürü bu çiçeğimi melekliğinizden öte, ülkesel bilincinizin onur verici duruşunuzun inanç yüklü kararlılığınıza gönderiyorum... Dost sevgilerimle... . .
  21. Öncelikle teşekkür ederim sevgili kocamustafapaşalı... Nedenine gelince ilk defa yazında bir düzey yakaladım çünkü... Dingin, hoşgörülü ve saygılı... Neyse diğer taraftan sevgili Uğur Mumcu'nun derin devlet ile ilgili yazdığı yazısını sizin açacağım.. Sevgiyle kalın..
  22. Sevgili jhony walker.. Tabiki yerli basında bir sürü ABD bülbülü var ve bunları da yeri genldiğince eleştiriyorum ve yazılarımda ve alıntılarımda mümkün olduğunca bunlara yer vermemeye çalışıyorum.. Bu konuda sizlerle hemfikirim... Evet F. Gülen ile uğraşıyorum çünkü bu adamın ne kadar büyük bir tehlike olduğunu yeni açmış olduğum FETHULLAH GÜLEN KİMDİR topiğini takip ederen neyin ne olduğunu anlamanıza umarım biraz olsun yardımcı olur ve Türk insanının ne zaman bir adamcı olacağınız onun sürüklediği yerlere kendini bırakıverdiğini ne yazıkki üzelerek görüyorum... Diğer taraftan sevgili 2023 birtakım birşeyler yazmış ve sevgili Uğur MUMCU gibi bir insanı ve düşünceleriyle birlikte ona inan bizleri basıtleştirmeye, değersizleşmeye ve önemsizleştirmey çalışmış ve son olarak temel yapısının bayrak ve kuran aşkına diyerek saygılarla bitirmiş.. Kendisine tabiki bizlerde saygı duyuyoruz.. En azından düşüncelerini paylaşmış bizlerle teşekkür ediyoruz... Bunlardan yola çıkarar sadece şu söylenebilir bence... Arkadaşlar... Türkiye'nin geleceğinde var olabilmek için bunları kalbi "sağlam" kalanlar belirleyecektir ve yine bilim adamları, gazeteciler, aklını kullananlar demiyorum, çünkü maalesef günümüzde kafa da satın alınabilmektedir. Ben Kalbi sağlam kalanlar, vicdanı saplam kalanlardan bahsediyorum. Ve gelecekte bu belirleyici olacak herkes bunu böyle bilsin... Hayrıca da kimsenin hiçbirzaman da yılgınlığa ve ümitsizliğe kapılmasına gerek yok.. Çünkü yol uzun ve yorucu olacak.. 100 metrelik yarış değil bizim için bu... Hep birlikte Maraton'a çıktık... Dost sevgilerimle...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.