Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

DİPNOT

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

DİPNOT tarafından postalanan herşey

  1. TEKRAR SORUYORUM...
  2. Cemaatin kendi içindeki gruplar ve eğitim bölümleri dışarıdan anlaşılması zor bir düzen içinde çalışıyor ve bunu herkes biliyor. Hayrıca verilen dersler, namaza gelen cemaate yapılan konuşmalar sadece dini içerikli değil... Aynı zamanda devlet yapısının, toplum düzeninin nasıl olması gerektiğini de öngörüyor. Bu anlamda cemaatin nihai amacı İslam devleti kurmak olduğu herkes tarafından biliniyor ve belirli kesim hala maalesef bunları savunma gibi reflekse giri dine hizmet ettiklerini sanıyorlar... Hiç alakası yok ve onlar dine enbüyük kötülük yapanlardır aynı zamanda... Yine dini eleştirel yaklaşan birilerine hemen çamur atılır ve bunlardan biride SÜNNETSİZLİĞİDİR... Ve bu ilk yapılmıyor ki biz buna alıştık ve çok üzücü buluyoruz... Neyse kardeşim; şöyle bir araştır bakalım; müslümanlık başlar başaman herkes sünetlimiydi ve sünnet oldumu sizce... Lütfen bir bak ve sünnetin tarihsel geçmişini bir araştır bakalım...
  3. Sevgili Multi... Bu ülkenin % 99'u müslüman olduğu konusundaki sonuca nerden varıyorsunuz onu anlamış değilim...
  4. Papa, Fethullah Gülen'nın İpini Çekti İslamla ilgili zehir zemberek açıklamalarıyla "Dinlerarası Hoşgörü" konusunda Vatikan’ın görüşlerini açıkça belli eden Papa, bir anlamda bu konunun Türkiye’deki uygulayıcısı olan Fethullah Gülen’in de ipini çekti. "Dinlerarası Hoşgörü" ifadesi, Türkiye’de Fethullah Gülen’in uğraşılarıyla gündeme geldi. Türkiye’deki hristiyan, müslüman ve yahudil din adamlarının beraber iftar yaptıkları, kilise ve havralarda törenlere katıldıkları görüntüleriyle akıllarda kalan bu ifade Papa 16. Benedikt’in açıklamalarıyla boşlukta kaldı. Dinlerarası Hoşgörü ifadesi, Fethullah Gülen ve destekçileri tarafından savunulurken, başka gruplar da bunun Türkiye’deki müslümanları, hristiyanlığa yaklaştıran bir düşünce olduğunu ve Fethullah Gülen’in bazı yazılarında hristiyanlığı övdüğünü ifade ediyorlardı. Daha ileri giden bazı gruplar da Papa 2. Jan Pol ile de başbaşa görüşen Fethullah Gülen’in, Papa’nın Türkiye’deki gizli kardinali olduğu iddiasına yer veriyorlardı. Ancak Dinlerarası Hoşgörü konusundaki çalışmaların Papa’nın bu açıklamasıyla inandırıcılığını yitirdi. Bu çalışmalarla basın da ve kamuoyunda bir yer tutan Fethullah Gülen’in de, Papa’nın bu açıklamasıyla etkisini yitireceğini söyleyebileceğimizi düşünüyorum. _____________________________________________ KAYNAK: Kaynak: Hüseyin Kemaloğlu - 16.09.2006
  5. Evet arkadaşımız doğru söylemiş ve din dersi müfredattan tamamıyla kaldırılmalıdır... Cumhurbaşkanımızın da düşüncesi yükarıda açık ve nettir... Ve bizlerde bunun tehlikesin gören, bilen, öngören ve gelişmelerden haberdar vatandaşlar olarak sonuna kadar Cumhurbaşkanımızın yanındayız... Sevgiyle kalın... (Not: ÖNEMLİ BİR AÇIKLAMA; Dinini sade yaşayan, tehlikeden uzak, yıkıcı olmayan, rejimi hedef almamış, tamamıyle bilimsel temelli, akla ve mantığa uygun dinine sahip insanların da yanında olduğumuzu hayrıca belirtmek isteriz...
  6. Bu ülkede bunları düşünenlerin sayısı %20'yi bile geçmez... Yanlız bir gerçek var... Türkiye'de 70 bin camiye karşılık sadece 45 bin okul bulunmaktadır ve Türkiye ne pahasına olursa olsun bu tezat ve kara tabloyu değiştirmeli ve değiştirmek zorundadır.. İnsanın ibadeti için camiye gerek yoktur.. İbadet evde işyerinde yapılır fakat eğitim asla heryerde yapılamaz... Bunu artık görün, bilin ve anlayın...
  7. Unutmayalım dinler tarihi, aynı zamanda bir savaşlar tarihidir... Kutsal kitapları ve dinleri, iyi ahlak, barış, kardeşlik gibi değerler yönünden de okuyup yorumlayabilirsiniz. İnsanlığın önemli bir kısmı böyle yapıyor. O zaman dinler bir kardeşlik vesilesi haline gelebiliyor. Papa Benedictus'un yorumu, günümüzdeki siyasi ortam içinde bir anlam kazanıyor. Öncelikle yorumu yanlış yerden yapıyor ve medeniyetler arası çatışma isteyen zihniyeti güçlendiren bir yerde duruyor. Burada bir tercih hatası var. Daha da önemlisi, Irak savaşı, Filistin'deki çatışmalar, 11 Eylül saldırısının yarattığı travmatik ortamda bir din adamının daha dikkatli davranması gerçeği. Papa'nın hatası buradadır. O neyi, nerede ve ne için söylediğini düşünmeden konuşmuştur. Burada İslam dünyasının da dikkat etmesi gereken bir durumdan söz edebiliriz. Hiçbir eleştiri ve beğenilmeyen yorum şiddetle cevaplandırılamaz. Papa'nın konuşmasının ardından bazı İslam ülkelerindeki görüntüler korkutucudur. Papa'nın yorumunu doğrulayacak niteliktedir. Papa bir yanlış yapmıştır. Bu yanlışı düzeltmesi için onu eleştirmek herkesin en doğal hakkıdır. Papa'ya kızıp, yakıp yıkan tutum ise İslam ülkelerindeki şiddete açık ortamı da gözler önüne seriyor. TV kameralarına yansıyan görüntülere bakan Batılılar, kendi önyargılarının haklı olduğunu düşünüyorlar. İslamiyet veya başka herhangi bir din, iyilik, güzellik ve barış için de bir zemin olabilir, şiddet ve savaş için de. Unutmayalım dinler tarihi, aynı zamanda bir savaşlar tarihidir...
  8. Düşüncelerinize katılıyorum sevgili gugukcuk... Çünkü bizim göremediğimiz gözlerle bakışın takdir edilebilecek nitelikte ve en azında bir proje ile karşımızdasın. Dost ve yürekten sevgilerim sizlerle... Öneri ve uyarılarına çok teşekkürler...
  9. "Bütün cemaat okulları ve Kuran kursları kapatılsın!" Cumhurbaşkanı Sezer'den tarihi açıklama... Cumhurbaşkanı Sezer, yeni eğitim yılı nedeniyle yayımladığı mesajda, tarikat ve cemaatlerin etkisi altındaki okullar ve Kuran kursları konusunda uyarıda bulunarak, "Gençleri dogmaya sürükleyen okul ve kurslar kapatılsın" dedi Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer "eğitimin devlet denetiminde ve laiklikten ödün verilmeden yürütülmesi gerektiğini" vurgularken "dogmalar ve boş inançlarla öğrencileri etkileme amacı güden kurs ve okulların kapatılmasını" istedi. Sezer, 2006-2007 eğitim-öğretim yılının başlaması dolayısıyla yayımladığı mesajda, tarikat ve cemaatlerin etkisi altındaki okullar ve Kuran kursları konusunda uyarıda bulundu. "Toplumların, yetenekleri gelişmiş, karşılaştığı yeni durumlara uyum sağlayabilen, karşısına çıkabilecek her türlü engele karşı savaşım verme gücüne sahip, kendini geliştirmesini, düzeltmesini bilen, dengeli, disiplinli, öz denetimi güçlü bireylerle geleceğe güvenle bakabileceklerini" vurgulayan Sezer, şu görüşleri dile getirdi: "Nitelik ayrıcalık olmamalı" "Ekonomik ve toplumsal kalkınmamızı gerçekleştirerek, çağdaş dünyanın etkin ve saygın üyesi durumuna gelebilmek, ilerlemeye ve geleceğe yönelmiş, aklın ve bilimin öncülüğünü kabul etmiş, sistemli düşünen, tartışan, üreten, barışa, emeğe, insan haklarına inanan, demokratik değerleri her şeyin üzerinde tutan insanı var etmekle olanaklıdır. Bunun için gereken düşünce değişimi, ancak nitelikli eğitimin bir ayrıcalık olmaktan çıkarılması, başarısı kanıtlanmış eğitim programlarının benimsenmesi ve yaygın biçimde yurdun dört bir yanında uygulanmasıyla sağlanabilir." Sezer, cumhuriyetin çağdaş değerlerine bağlı, hak ve sorumluluklarının bilincinde, Türkçe'yi doğru biçimde kullanan, üretken ve çağdaş becerilerle donatılmış özgür bireyin, toplumsal gelişmenin öncüsü ve itici gücü olduğunu vurguladı. Kitap seçiminde özen... "Eğitimin, kesinlikle devlet denetiminde ve gözetiminde, Atatürkçü düşünceden ve laiklik temelinden ödün verilmeden yürütülmesi gerektiğini" vurgulayan Sezer, şu ifadeleri kullandı: "Bu bağlamda, dogmalarla ve boş inançlarla çocukları ve gençleri etkileme amacı güden okulların ve kursların varlıklarını sürdürmeleri engellenmeli, çocuk ve gençlerimizin çağdaş bir eğitim alarak geleceğe hazırlanmaları konusunda toplum doğru bilgilerle yönlendirilmelidir." Sezer, mesajında, Milli Eğitim Bakanlığı'nın tavsiye ettiği kitapların bazı versiyonlarında ortaya çıkan çarpıtmalarla gündeme gelen kitap ve kaynak seçimi konusuna da değindi. "Çocukların dilini, yaşama bakışını, ilgilerini, kısaca geleceklerini önemli ölçüde belirleyen kitapların seçiminde özenli olunması" gerektiğini vurgulayan Sezer, ders kitapları ile öğrencilere önerilen kaynak yayınların uygunluğunun yetkin kişi ve kurumlarca belirlenmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı. Sezer, şöyle devam etti: "Bireyler ve toplumlar için yaşamsal yönü bulunan eğitim konusunda yapılan yanlışların özürü olamaz ve giderilmesi olanaksızdır. 2006-2007 eğitim-öğretim yılında tüm öğrencilerimize, onlara erdemli birer yurttaş olma niteliği kazandıran, kişiliklerinin gelişmesinde belirleyici olan, yurdumuzun dört bir yanında özveriyle çalışan değerli öğretmenlerimize ve eğitim kadromuza başarılar ve esenlikler diliyorum." Sezer'e CHP'den destek CHP Denizli Milletvekili TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyesi Mustafa Gazalcı, AKP hükümetinin "dinselleştirdiğini" vurguladığı eğitimin laikliğe dayanan temel ilkelerinin yara aldığını söyledi. Cumhurbaşkanı Sezer'in bu duruma dikkat çektiğini kaydeden Gazalcı, "Ne yazık ki 4 yıllık AKP iktidarı boyunca eğitim birliğini ortadan kaldıracak uygulamalar yapıldı" dedi. Gazalcı, şunları söyledi: "Kaçak Kuran kurslarını açanlara hapis cezası öngörülürken bu iktidar bu cezayı kaldırdı. Kuran kurslarının denetimi ilköğretim müfettişlerinin sorumluluğundaydı. Milli Eğitim Bakanlığı bunu kaldırdı, Danıştay bu uygulamayı iptal etti. Bu kez de, 'yaz Kuran kurslarını denetlesinler' denildi. Diğerleri bırakıldı. Bu ortamda Cumhurbaşkanı en doğru ve yerinde uyarılarda bulunmuş. Bu Anayasa'nın 'Eğitim ve Öğrenim Hakkı ve Ödevi'ni düzenleyen 42. maddesi çervesinde yapılmış bir uyarıdır ve iktidar tarafından dikkate alınmalıdır." KAYNAK: http://www.digimedya.com/Content/News/145412.aspx
  10. Düşüncelerinize katılmamak mümkün değil sevgili politika... Katkı ve paylaşımlarınıza teşekkür ederim... Sevgiler...
  11. Evet sevgili sardunya... Din ile ilgili olarak ortak noktalırımızın oldukça fazla olduğunu biliyorum birkaç ayrıntı dışında. Fatat burada Peder Benedict'in düşünceceleri sonucu ortaya çıkan tabloda özellikle hıristiyanlığı kolladığımı ve müslümanlar karşısıda haklılığını anlatmaya çalışmadım. Sadece olaya objektif olarak bakmaya özen gösterdim. Nedenine gelince o bir bir küstahlık varsa ve bizde ona o şekilde yaklaşırsak onun durumuna düşmüz oluruz ve dikkatli olmamız gerektiğini, güzel taraflarımızın, hoşgörü yaklaşımımızın ve şevakt tokatı atarak olayı büyütmemezin görüş ve taraftarındayım... Bu Peder maalesef Ortaçağdan birinin sözünü konuşmasında aktarmakla İlkçağ görünümünde bir kusur etmiştir ve bu tasip edilebilir bir tarafı olmaz olamaz... Diğer taraftan da O, Allah’ının ayrı olduğunu söylese de Allah bir olduğunu cümle halem bilir…[ Bu nedenle Zavallı duruma düşen papa olmuştur ama hıristiyan dostlarımız ve arkadaşlarımız adına utanç duyuyorum kültürsüz bir Hıristiyan din adamının bu şekilde saçmalamasın bütün hıristiyan halemine mal edilez ki tahmin ediyorum ki onlarda çok üzülmüşlerdir... Son olarak ise Peder Türkiye'ye gelmeli ve utanmalıdır. Çünkü ben Ülkemizin inancı, güçlü gelenekleri, üslüp ve adabı, hoşgörüsü ve misafirperliğini yine tüm dünyaya göstereceğinden hiç kuşkum ve bunu gösterebilme alçakgönüllülüğünü ve nezaketini dahima muhafaze edeceğini ve herkese ispatlayabileceğine sonuna kadar güveniyor ve bekliyorum... Maalesef Hıristiyanlar kendi kendilerine yarattıkları ve ürettikleri bir kuyruk acısı yarasını kaşıyıp dururlarken bizler buna yukarıda saydığım özelliklerimizle cevap vereceğimizi umuyor ve İslamiyet’in en son din olması onlara dahima ağır gelmekte olduğunu da ço iyi biliyorum... Kendileri de çok iyi biliyorlar ki, İslamiyet kendinden önce gelmiş olan bütün dinleri ve peygamberleri tanıyor ve saygı duyuyor... Bu bile onlar karşısnda her zaman 1, 0 önde olduğumuzun bir göstergesi ve gerçeğidir... Umarım anlaşılmışımdır.. Dost sevgilerimle... DİPNOT...
  12. İMZANIZ'A... Ey tanrının herkesleri! O herkesten çok herkesleR, düzgünler, er(k)genler, düşcinseller, kurgular, dipnotlar, bıçkın yılgınlar, gecenin uçkuruna sağalanlar, durmadan bir soluktan diğerine devrilenler, gerçek'ten ağzının payını alanlar, mutlulukları sürtünme boyutunda kalanlar, soysuz sonlu birikintiler, ütopik nasırlı duyarga çöplükleri, sırnaşık akıl ağrıları, psikolojik egzersiz kurbanları, bozuk organizasyonlar, fantazi edebiyat sohbetlerinin ergen sivilceleri, isayı çarmıha çakıp sonra tapınalar, beyaz ırk avcıları, varoluşlarını başkalarının gölgesinde sağlatanlar, tanımlananlar, kendini umursayanlar, siyasal masturbatörler... hepinize karşı susuyorum. baki kalan bu kubbede bir hoş seda değil, sert bir suskudur. söz dumandır, susku kül. söz çürür, kalan suskudur. söz kulağa değer, susku içe (s)iner. susmanın onuruna gölge düşürmüyorum... ve söz burda biteR.....
  13. İşte tarihten ders almasını bilen Türk insanı. İstenen ve özlenen de bu ve yobazlığın ve bağnazlığın olmadığı bir inanç.. Türkiye Cumhuriyet kurulurken ve onun temeli olarak çıkarılan yasalarla dine değil, din devleti düşüncesine karşı çıkılmış, dinin siyasallaşmasını önlemeye çalışılmıştır. Ama hiçbir zaman ''saf bir inanç öğretisi olan dinin kendisine müdahale etmemiştir". Bü düşünceyi netleştirdiğin için size teşekkürler sevgili xlark tades...
  14. Arkadaşlarımız bakıyorum herzaman olduğu gibi bazen konuyu kişisel eleştirilere kaydırmış bununla ilgili düşünceler beyan etmişler... Tabiki edecekler... Kendilerine saygı duyuyorum... Ancak şunu biliyorumku başından beri kendimizi net ifade edememiş ve anlatamamış olabiliriz... Ya da yazdıklarımıza biraz daha fazla eyecan da katmış olabiliriz... Ama bu hayrı düşüneceğimiz, suçlayacağımız, farklılaşacağımız, düşman kesileceğimiz anlamına gelmemelidir.. Tarafımca gelemezde... Bu problemi bu forumda tartışan arkadaşlarımız her zaman olgun tavrıyla atlatmayı başarmışlardır. Çünkü gördüğüm kadarıyla algılayabilen ve anlayan insanların sayılarının çok olduğunu görmek mutluluk vericidir... Sorun bana göre demokratik bir ülkenin emekleme aşamasındaki düşme ve kalkmalarından ibaretinden başka birşey değildir... Diğer taraftan konumuza dönecek olursak. Bizlerin karşı çıktığı inanç ve inançlar değildir ve hiçbirzaman olmamıştır, dinsel gericiliğin yarattığı bağnazlık ve yobazlık tır. Bunun hıristiyanı müslümanı olamaz çünkü yobazlık yüzyıllardır yeryüzünü kana boyamıştır. Ve erdemlerin en güzeli olan hoşgörüyü ortadan kaldırmayı amaçlamıştır. Pascal 'ı din adına, Montaigne 'i ahlak adına, Molliere 'i hem din, hem ahlak adına aforoz eden bağnaz ve yobazdır. Bahriye Üçok'u, Turan Dursun'u, Uğur Mumcu'yu, Sivasları, Madımakları, Kubilayları da yapan bağnazlık ve yobazlıktır... Kimse benim tuzu kuru demey kalkmasın... Onların yobazı ve bizim yobazımız olmaz, yobaz her yerde yobazdır... Sürekli bunun üzerinde durduk ve anlatmaya çalıştık... Sevgiyle kalın...
  15. Sevgili sardunya yukarıdaki düşünceleri okursanız ne demek istediğimi anlarsınız.. Gercekten inancını yaşayan müslümanlarımız barışseverdir, hoşgörülüdür, insanseverdir ve insanı kucaklayan düşünce yapısına sahipdir. Ki benim yaklaşımım ve kendimi koyduğum yer burasıdır.... Fakat şeriatçı, yobaz, dinci ve ulemacılar benim görüşüme göre dini takiyeciliğe, ticarete, ekenomik gruplaşmaya, Ülke rejimine ve onun temel değerlerine en büyük kötülüğü yapmak için fırsat gözletenler ve sinsici halkımızın dini inançlarını sömürü amacıyla kullanan ve yapanlardır.. Bu güne kadar da daima bunların karşısında oldum, bunları eleştirdim ve eleştireceğim. Kimseden de bir korkum ve çekincem yok. Çünkü bu adamlar ülkemiz içinde, rejimimiz içinde, Kadınlarımız içinde, çocuklarımız içinde, dünya barışı içinde, toplumumuz içinde ve daha yaklaşık 90 yılılk Cumhuriyetimiz içinde tehlike arzetmektedirler... Tekrar belirtiyorum... Çok mu önemli bir insanın bir şeye inanması... İnanç sahibi olmayan insanlarda insansever, hayatıyla barışık, çevresine ve kendisine yararlı işler yapan, bu gezegende yaşayan tüm canlılar için mücadele eden, yüreği insan sevgisiyle dolu, akılı, kibar, medeni ve modern olamazmı.... Diğer dinlerdende yokmu bu özelliklere sahip insanlar?.. Yine inanç sahibi olan ve dinini göstermelik yaşamayan yüreğinde yaşan insanlar yokmu? Var hemde çok var... İşte bizlerin inancı da bu son 3 (üç) satırda gizli... Dost sevgilerimle...
  16. ''Her devletin kurucu bir miti (efsanesi) vardır.'' 1923 MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN devriminin ilke ve düzenlemeleri: **''Devletin dini İslamdır'' maddesinin anayasadan çıkartılması, **Şeriatın ve Şeriye Vekâleti'nin kaldırılması, **Hilafetin kaldırılması, **Hukukun laikleştirilmesi, **Medrese ve tekkelerin kapatılması, **Latin harflerinin kabulü, **Cuma günü tatilinin kaldırılması, **Miladi takvimin kabul edilmesi, **Şapka giyilmesi, giyimin- kuşamın çağdaşlaştırılması, **Egemenliğin, kanun koyma yetkisinin millete tanınması, **Devletin dinden ayrılması. Bugünkü değerlendirmeler... Maalesef bugün ''19 Mayıs, 23 Nisan, 29 Ekim ve benzeri günlerin'' Müslümanlar için birer bayram günleri değil, ''birer kara gün'' olarak kabul edilmesi gerektiği saldırgan bir dille belirtiliyor. Yine bugün devrime bütün öğeleri ile tek tek ele alınıp toptan karşı çıkılıyor; kökten çökertilmesi isteniyor. Oysa Atatürkçü aydınlardan bile kimileri ''Dil Devrimi'' ni gereksiz bulabiliyor; ''Harf Devrimi eski yapıtlarla bağlantıyı kesmiştir'' diyen haksız suçlamanın yanında ıyer alabiliyor; ''laikliğe yeni bir tanımlama'' isteği ile sulandırılmasına yol açabiliyor; ''ulus-devlet'' i yadsıyabiliyor; devrimin ''uzlaşıcı, verici'' bir tutum takınmasını isteyebiliyor... Devrimin kimi ilkelerini öne çıkarıp kimilerini geri plana almak, uzlaşmaya geçit vermek devrimin bütünlüğünü sarsacağı gibi, ''ödün verme'' kapısını açar; bilindiği gibi bu kapı bir kez açıldı mı, bir daha kapanmaz. Tüm duyarlı insanların bu bilinci taşıdığından hiç kuşkumuz yok fakat yinede burada paylaşmayı son gelişmeler karşısında hepimize ışık olacağı düşüncesiyle gerek duydum... Sevgilerimle...
  17. Cevabınızı sanıyorum üstte vermeye çalıştım sevgili bozkurtmusti... Sevgiler...
  18. Valla kendimizi de yırtsak durum böyle... Öyle ucuz düşüncelerle oyalanmak değil yaşam.. Öyle hemen tepki göstermek değil gerçek... Öyle bizim gibi düşünmeyenleri değiştirmediğiniz ölçüde kırılmak değildir insanlık... Ve öyle aklını ve bilincini kullanmaktan öte kolay kabul edilebilir bir inanç değildir inanılanlar... Herkes aklını başına toplamalı bence.. Hepimiz üzerimize düşen bilincin gerçekçiliğine bağlanmalı sıkıca... Yaşanılan bu günler ve geri gelmez gelecek adına ortak noktaları bulmalıyız hep birlirte... Sorun iman din değil ve inanç biçimi hiç değil.. Sorun belkide bizlerdeki anlam yetersizliği ve birlekteliği yakalayamamam özürüdür... Hepimiz öyle veya böyle birşeylere inanıyoruz... Ama bu gezegende insan olarak ortak paylaşabileceğimiz değerler yokmu sizce... Yokmu bizde her renkten, her ırktan, her inançtan kardeş olma tutkusu... Yokmu anamızdan emdiğimiz sütün aynı damardan geldiği ortak bilinci.... Yokmu...
  19. Sen bizim dinimizden de bahsediyorsun anladığım kadarı ile... Avutmayalım kendimizi.. Gerçekçi olalım. Tepkisel bir yaklaşım gerçekçi olmaz.. Bugüngüt iktidara bak.. Bugünkü tarikatlara bak... Cemaatlere.. Herşeyin söylediklerinle alakalı olduğunu göreceksin.. Biz neyi görmüşsek ona inanmış bireyleriz ve olarda.. Her düşünceye olduğu kadar dine de saygı göstermek bizden birşey eksiltmez.. Sevgiyle kalın...
  20. Dostum bakıyorsunuz ''tüm zihinlerin, dünyadaki yaşamdan çok ahiret için, selamet ve (necat) kurtuluş içindir ve bu çareler aranması yolunda koşullandırılması içindir ve bir çelişki değilde nedir...'' Tamamıyle onların değil içinde bulunduğu koşulların sonucu olan ve günümüzde istenen bir yaşam biçimidir.. Üstelik o bilinçli bir tercih te değil sevgil bilimselci... İstenilen bir düşünce ve beklenilen bir yaşam biçimi... Maalesef bugünden geçmişe baktığımızda günü yorumlamamak içten bile değil. Mesela; ''Din daima siyaset aracı, menfaat aracı, istibdat aracı olarak gördüler yakın tarihten bu yana... Bu hal Osmanlı tarihinde de böyle idi, Abbasiler, Emeviler zamanında böyle ve maalesef hala günümüzde de bu hali aldı.'' Biz ne dersek, ne söylersek nafile... Dost sevgilerler...
  21. Hristiyanların ruhani lideri, İslam peygamberine neden saldırdı? Almanya gezisinde barış mesajları veren Papa 16'ncı Benedikt, önceki gün ise "kışkırtıcı" bir konuşma yaptı. Papa İslam'daki "Dinde zorlama yoktur" görüşünün Hz. Muhammed'in güçten yoksun olduğu ilk dönemleri yansıttığını öne sürdü. 14'ÜNCÜ YÜZYILDAN ALINTI Papa bu açıklamasını desteklemek için, 14'üncü yüzyılda yaşamış olan ve Hıristiyan dünyasında Türklere karşı mücadelesiyle tanınan Bizans İmparatoru Paleologos'un "Muhammed'in getirdiği hiçbir yenilik yok. Sadece kötü ve insanlık dışı şeyler getirdi" sözlerine yer verdi. "PAPA KILICI AFOROZ ETTİ" "İslam'da Tanrı ile akıl arasında ayrılmaz bir bağ yok. İslami cihad akla ve Tanrı'ya karşı" diyen Papa, İtalya'da da büyük yankı yarattı. "Papa, Muhammed'in kılıcını aforoz etti" diye yazan La Repubblica gazetesi, konuşmanın Türklerin çok olduğu Almanya'da yapılmasına dikkat çekti. İslam'da Tanrı ile akıl arasında bağ yok "Hıristiyanlık ile akıl arasında sıkı bir bağ var" diyen Papa, İslam'da ise Tanrı kavramının çok soyut olduğunu ve bu nedenle böyle bir bağın olmadığını söyledi. Hıristiyan Katolik aleminin ruhani lideri Papa 16'ncı Benedikt'in Almanya'nın güneyindeki Bavyera bölgesine yaptığı ziyaret günlerdir dünya basınının gündeminde... Açıklamalarıyla dünyayı barışa davet eden Papa, önceki gün Regensburg Üniversitesi'de yaptığı açıklamasıyla bir anda Müslüman aleminin dikkatini üstüne çekti. Papa, "Hıristiyanlık'ta Tanrı ve akıl arasında ayrılmaz bir bağ var. İslam'da Tanrı o kadar soyut ki akıl ile Tanrı arasında bu bağ yok. İslami cihad akla ve Tanrı'ya karşıdır" dedi. İMPARATOR ALINTISI Papa konuşmasında Kuran'a atıfta bulunarak, "Dinde mecburiyet yoktur" dedi. Bu ifadelerin Muhammed'in güçten yoksun olduğu ve tehdit altında bulunduğu ilk dönemlerine denk geldiğini belirtti. Papa bu sözlerini, 1350-1425 yılları arasında yaşamış olan ve Batı tarihinde Türklere karşı verdiği mücadelelerle anılan Bizans İmparatoru Manuel II Paleologos'un sözleriyle destekledi. Papa kendini dinleyenlere Bizans İmparatoru'nun bir İslam alimine söylediği şu sözleri aktardı: "Bana Muhammed'in getirdiği yenilikleri göster... Sadece kötü ve insanlık dışı şeyler bulacaksın. Tıpkı vaaz ettiği dinin La Repubblica gazetesi Papanın yaptığı açıklamaya dün sayfalarında yer verdi. kılıç gücü ile yayılması emrini verdiği gibi... Dine davet için, şiddet ve tehdit yerine, iyi konuşma kapasitesi ve doğru akıl yürütme gerekir..." İtalyan basınının önde gelen gazetesi La Repubblica "Papa'nın Muhammed'in kılıcını aforoz ettiğini" yazdı. Gazete, "16'ncı Benedikt'in, Muhammed'le polemiğe girdiği bu Kuran karşıtı alıntıları Türkiye'ye yapacağı ziyaretten birkaç ay öncesine denk düştü. Ve üstelik de İstanbul ve Ankara'dan sonra en büyük Türk şehri sayılan Berlin'in başkent olduğu bir ülkede bu konuşmayı yaptı" diye yazdı. 'RADİKALLEŞTİRİR' İslam dünyası uzmanı Prof. Dr. Gilles Kepel şu yorumu yaptı: "Papa'nın şiddeti yorumlaması Kilise için bir yenilik. Ama Papa'nın İslamı yorumlamak için meşruiyeti yok. Müslüman aleminin bir kısmının daha radikalleşmesine yol açacak..." Vatikan uzmanları ise "Papa, İslam ve Hıristiyan dinlerinde Tanrı'nın aynı olmadığına dikkat çekiyor. Dolayısıyla İslam ve Yahudi dini mensupları ile ortak dua etmenin anlamsız olduğunu söylüyor" şeklinde yorum yaptı. Papa'nın Türkiye seyahati kasımda PAPA 16. Benedikt, kasım ayında Türkiye'ye önemli bir ziyarette bulunacak. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer 15 Eylül 2005'te Papa'ya bir mektup göndererek Türkiye'ye davet etti. Alman Papa da Sezer'e gönderdiği yanıtta, "2006'da geleceğim" dedi. 28 Kasım-1 Aralık arasında Türkiye'yi ziyaret edecek olan Papa Benedikt, ilk olarak Ankara'daki Vatikan Büyükelçiliği'nde kalacak. Selçuk'taki Meryem Ana Kilisesi'nde ayin yönetecek. Ayasofya Müzesi'ni ise sadece "kültürel bir ziyaret" adıyla giderayak gezecek. Kaynak: http://www.digimedya.com/Content/News/144767.aspx
  22. Sevgili yam_yam... Uygar, laik toplumlara baktığımızda ortaçağdan bu yana akıl, bilim ön plana geçtiğinden, din tartışmaları ve din güncelliğini yitirmiş, kimse kimsenin dini imanı ile uğraşmaz olmuştu... Bunun sonucunda Batı'da Kopernik 'ler, Eistein 'ler, Darwin 'ler topluma yön verip ışık saçarken bizde Derviş Vahdetin 'ler, Said Nursi 'ler, Fethullah Gülen 'ler pıtrak gibi çoğalıp, politikacılarla birlikte ülkemizi karanlığa gömdüler... Sonuç olarak bugün gelinen nokta da göstermektedir ki birtakım kimseler bilimselliği ilke edinmek yerine doğmalara bel bağlamaları çok normal... Sevgiyle kalın...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.