Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

DİPNOT

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

DİPNOT tarafından postalanan herşey

  1. Herşeye rağmen küçümsenmeyecek derecede ortada bir Nobel var ve Orhan Pamuk bizden, içimizden biridir diyorum! En anlaşabileceğinizi sandığınız insanla bir araya gelip ayrıntılara inseniz, farklılıkların ne kadar da büyük olduğunu görür ve şaşarsınız! Pamuk'un en büyük korkularından birinin, halkının sevgisini kaybetmek olduğuna inanıyorum. Bunu, geçen yılki Nobel gürültüsünden hemen sonra çıktığı ve biraz özrü de içeren, CNN'deki sohbetinde gördük. Halkı tarafından dışlanmak, hele bir edebiyat yazarı için korkunç olabilir. Çünkü, edebiyatçı, halkının, toplumunun, topraklarının gıdasıyla beslenir. Köklerini derinlemesine ve düzlemesine bütün ülkeye salmak zorundadır ki nadide (yabanıl!) çiçekler açabilsin. Pamuk'tan bir Amerikan, bir Alman, bir Fransız edebiyatçısı çıkmaz. Bu sadece Pamuk için değil, çok büyük bir çoğunluk için geçerlidir. Orhan Pamuk, Türkiye'siz yaşayamaz! Sel akar kum kalır! Aldığımız bu Nobel Ödülü , kalan kumlar içinde değerli bir incidir. Daha doğrusu, hep inci gibi kalmasını, geleceğin onu örtmemesini gönülden arzu ederim! Orhan Pamuk'u derinden kutluyorum!...
  2. DİPNOT şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Zekâ ve Aptallığa Dair Sevgili, Olay 18. yüzyılın son çeyreğinde Braunschweig'de geçiyor. İlkokul öğretmeni ilk defa girdiği sınıfta yaramazlık yapan öğrencilere kızıyor ve ceza olarak hepsinden, birden yüze kadar bütün rakamları toplamalarını istiyor. Öğrencilerden biri, cezayı çok kısa süre içinde bitiriyor. Öğretmen, çocuğun yanına gidiyor ve kâğıdına bakıyor. Kâğıtta şöyle yazıyor: 99 + 1 = 100, 98 + 2 = 100, 97 + 3 = 100... ve böyle devam edip gidiyor. Hoca şaşkınlık içinde öğrenciye soruyor : - Senin adın nedir evladım? - Gauss efendim. Daha sonraları, öğretmenlerinin büyük yeteneğinin farkına varıp, tahsiline destek olması için Braunschweig dükünü ikna ettikleri çocuk, matematik tarihinin en büyük dâhilerinden Carl Friedrich Gauss 'tur (1777 ­ 1855). Aşağıdaki öykünün de Gauss'a ait olduğu söylenir: Artık dünyaca ünlü olan matematikçi kedilere çok düşkündür. Kedilerinin çalışırken, kendisini rahatsız etmeden bahçeye girip çıkması için, marangoza mutfak kapısına hayvanların ittiklerinde iki yöne doğru açılabilen kapaklar yapmasını ister. Marangoz büyük kedinin boyunu ölçer ve rahatça girip çıkabileceği bir kapak yapar. Gauss bakar bakar ve - İyi olmuş da, der, küçük kedi için kapak nerede?... Umarım mesaj hedefine ulaşmıştır.. Dost sevgilerimle...
  3. DİPNOT şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Dininde senin olsun, 4 kadına kadar evlenme özgürlüğünde ki cübbeli hoca denen yobaz da bunlara parmak basıyordu... Demekki biz sorgulamalarımızda, araştırmalarımızda, ikiyüzlü dinin palazlanmasını göz önüne sermekte ve dini kullanan anlamsız cemaatleri buralarda güvensizliğimizi ve inançsal kaygılarımızı dile getirmek konusunda ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha anlayabiliyoruz... İşte bu nedenle bu tür dini inaçların yerinde yer almaktansa... Kişilikli, onurlu, bilinçli ve aydınlık yolda yürüme ırsımızı daha da bir perçinliyoruz... Ve bunu sizin gibilere borçluyuz.. Çok sağolun.. Sizin seyesinde ne kadar doğru yolda olduğumuzu ve nekadar gerçekçi bir yolda olduğumuzu görebiliyoruz... Size Tekrar tekrar teşekkürler..
  4. Maalesef sevgili xlark tades sayende ne yazıkki herşeyin dörtdörtlük olmadığı konusu sende gizli...
  5. DİPNOT şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Peki senin dinin kadına da aynı özgürlüğü verebiliyormu kardeşim.. Veriyorsa ozaman size eşiniz de size rizanıza sorar ve aynı evi iki erkek bir kadın şeklinde paylaşırsınız.... Ne diyebilirim ben artık sana yahu... El insaf... El insaf diyorum...
  6. DİPNOT şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Bunu gerçekten söylediğine ve senin buna inandığına inanamıyorum... ********* Bir şaka olmalı bu.... İnanmıyorum... Bu islamsa kusura bakma ama sevgili dostum.. Sen anamı bacımı ve kız kardeşimi katlettin... Bu çağda.... Ne diyeyim..... Nerdesiniz eeeeeey çağdaş modern Türkiyenin kadınları, anaları, kızları ve saygıdeğer bayanları... Uyanın... ..... ...
  7. DİPNOT şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Çağdaş uygarlığın bir parçası olmayı insan olmanın gereği sayan ve bu yolda kararlı ve onurlu duruşundan vazgeçmeyen güçler bu ülkenin temelinde ve kurumsal yapısında gizli aslında ve bence Türkiye'yi, Türk halkını bu tür kuşatmalara, dayatmalara ve yanlızlığa karşı harekete geçirecek olanlar, onlardır. Haydı şimdi şu gerçekleri görerek ve üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirerek yapılması gerekenleri sağduyulu ve kararlı bir şekilde ortaya dökelim... Nelerimi?... Olmamış bir soykırım iddiasına Ermenilerden fazla sahip çıkanları görerek ve buna hazırlıklı olrak... 'Tarihimizle yüzleşelim' palavrası altında tarihi çarpıtmayı bilim adamlığı olarak yutturmaya çalışanları yanıbaşımızda fark ederik... Nobel almak uğruna tarihin içine eden sözde kalem erbabını içimizde bulacağı hak ettiği yeri görererk.. Ermeni iddialarına kraldan çok kralcı tavırla sahip çıkarken, Ermeni saldırılarında yerinden yurdundan edilmiş, yıllardır çadırlarda, tren vagonlarında, aç, susuz, çamur içinde yaşayan bir milyondan fazla Azeri için gıkını çıkarma kör ve sağırların kim olduğunu bilerek... Hocalı katliamını 'tarihçilere bırakan' entelektüel bozuntularının lanetlerinin bilincinde birer yurttaş olarak... Giderek vahimleşen kuşatma gerçeğini görmeyip Fransa Cumhurbaşkanı sahte bir gülücük gönderdiğinde 'Merci Mösyö' diye manşet atan safdil medyaya gereken dersi vererek.. Bence bu olay çok iyi oldu sevgili arkadaşlar... Evet evet iyi oldu, iyi... Fransız meclisinin bu yasayı kabul etmesi de iyi oldu. Kim bilir, belki bundan sonra gözler açılır, gaflet uykusu biter. Sahte ifade özgürlükçülerinin mumu söner... Kim bilir? ...
  8. Kendisi ile yapılan bir röportajda bu konu ile ilgili bakın ne demiş... SORU: Yazdıklarınız, söyledikleriniz bir yandan da Türkiye’nin tanıtımı anlamına geliyor. 34 dile çevrilen kitaplarla insanlar sizi tanıyor. Son dönemdeki olaylar ve açılan dava ile kendinize haksızlık yapıldığını düşündüğünüz oldu mu? Pamuk: Ben “Cevdet Bey”den başlayarak tüm kitaplarımda; Sessiz Ev’de, Beyaz Kale’de Türk tarihini ele aldım. Kara Kitap’tan başlayarak İslami eski hikayeleri, geçmiş kültürde biriktirdiğimiz alegori ve masalları yeniden ele alarak yazdım. “İstanbul” kitabında Yahya Kemal’den yola çıktım. Kar’da yine Türkiye’nin sorunlarını yazdım. İçinde yaşadığımız kültürün karmaşık hikayesini anlattım. Bütün bunlar yapıldıktan sonra, sana “Türklüğe hakaretten” dava açılması, bütün hayatını Türk kültürüne, Türkçe’ye vermiş birine haksızlık değil, haksızlığı aşan bir saçmalık gibi geliyor. Davayı, tabii ki romanlarımdan değil, sözlerini aştığı için yanlış da yargı vermemeliyim. Hakkında dava açılan her yazar kendisini haksızlık edildiğini düşünür. Sorun, bana yapılan haksızlık sorunu değil. Sorun, Türkiye’de ağzını açıp eleştiri yapabilme, devletinin söylediğinin dışına çıkabilme, açıklıkla kalbindeki söyleyebilme sorunudur. Onu da geçtik, devletin söyleminin dışına çıkan insanın burnunun sürtmek ya da sürtmeme sorunudur benimki. Mesele, burnumu sürtmek, bana söylediğim sözü geri aldırtmak. Beni toplum dışına iterek, herkese bir örnek göstermek istiyorlar. Osmanlı tarihini öğrenmeye niyetleri yok, ama benim burnumu sürtmeye büyük bir istekleri var. SORU: Peki sürtebilecekler mi? Pamuk: Bilmiyorum. Ben iddialı konuşmam. Ama çocukluğumdan beri dayağımı yerim. İstanbul kitabımda da anlattım. Sonra kendimi tutamam yine doğruyu söylerim. Daha ayrıntılı bilgi için; http://www.ntvmsnbc.com/news/346178.asp
  9. Bilimin dışında hiçbir doğma benim için referans olamaz... Bunun yunanlı olması, ingiliz olması, fransız olması ve arap olması benim için hiçbir önemi yoktur... Hayrıca 1400 senesinin düşünceleri ile, ortaçağın düşüncelerini bugüne entegre etmek ve o düşüncelerle bugünün yorumların yapmak nasıl abesle iştigalse o inançların değişmeyeceğini düşünmekte o kadar abesle istigaldir sevgili arkadaşım... Konuyu karalamaya, ajanlara, sebetaycılara getirmişsin bunu anlamadım ama yinede kısaca bahsetmek istiyorum... Bana göere kimse burada dini karalamaya falan çalışmadı çalışmıyorda... İnsanları nsanları fasit daireler içine sokmak doğru değil ve demokratik bil ülkede yaşıyoruz... Sen inancının herşeyini öylece kabul edip inanabilir ve yaşayabilirsin... Buna kimse birşey diyemez.. Buna saygı duyarız.. Ama aynı duyarlılığı bende senden beklerim... Yani ben şimdi burada ben her türlü dine sahip olabilirim pekala değilmi?.. Bunu siz moda olarak değerlendirin, bir akım olarak değerlendirin ve ne tür anlam koyarsanız koyun... Ama dar kalıplara bürünerek ve bir inancın ideolajik ve düşünsel yapısına bürünüm geresini yok sayamayızda üstelik... (şahsen inanıp inanmama arasında gidip gelen biriyim)... Herkes inancını tabiki yaşıyacak... Sonuç olarak bende bu dünyada yaşıyorum ve bu dünyada her türlü inanç ve kültür benide ilgilendirir değilmi... Hıristiyanlık, masonluk, budizm, yezidilik, aggnostisiszm, süryanilik vs. vs. vs. gibi... Çokmu önemli insan olmak için bu gibi dinsel ve inansal sınırlar içerisinde birbirlerini katagorize etmek veya sınıflandırmak... Arkadaşlarımız buraya bir konu getirmiş ve bizde yağımız kavrulduğunca katkı sunmaya çalışıyoruz.. O zaman bırakın da o zenginlikte bizde kendimize göre doğruları, akla ve mantığa uygun olanları ve tereddütsüz inancın gereği olanları kabul buyuralım... Bırakın da sorgulayalım... Bundan kimse birşey kaybetmez.... Kazanan insanlar olur... Ve inançlar olur sevgili dostum.... Saygılarımla...
  10. Orhan Pamuk'un bir İsveç gazetesine verdiği o talihsiz demece elbet katılmıyorum... Benim, Pamuk'un düşüncelerine katılmamam, onun edebiyatçı kimliğini yok edermi tabiki etmez... Roman olsun, şiir olsun, öykü olsun, müzik olsun sanatın her dalı evrenseldir ve bugün dünyanın gücü şiirle, romanla ve öykülerle sınanır.... O nedenle Orhan Pamuk'un Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanması Türkiye için önemlidir. Ama herşeye rağmen ben burada sayın Orhan Pamuk'a bir soru yöneltmek istiyorum; "Fransa'nın Ermeni Soykırımı kararıyla ilgili bir şeyler söylesin. Bu yüzkarası, alçakça karar hakkındaki düşüncelerini çok merak ediyorum..." İnanıyorum ki Türk milleti önünde bu cevabı en kısa zamanda verecektir...
  11. Sadece tek kutuplu bir dünya olmadığı gibi tek kutuplu bir din anlayışıda olmaz sevgil Guillermo Mordillo... Sadece müslüman oldum ve hıristiyan oldum demekle ve bunun sonucu olmakla iş bitmiyor.. Diğer dinlere de baktığımızda aralarına hiçbir fark göremiyoruz ve hepsi hepsinin referası niteliğinde.. Yani sizde zamanında bir din ile karşılaşmış ve tabirinizce moda bir dine inanmış ve hala o inancı sürdürüyor alabilirmisiniz?... Bunu böyle düşünmek tabiki yanlış, Sonuç itibariyle; Agnostisizm; Kökeni eski Yunan'daki Sofistlere kadar uzanan Agnostisizm kelime olarak eski Yunanca'daki agnostos, yani "bilinemez olan" kelimesinden gelir. Görüldüğü gibi günümüz modasi değil eski tarihleren beri var olan bir inanç biçimidir...
  12. DİPNOT şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Evet tabiki değerlendirme okuyucularınındır çünkü verdiğin kanun maddeleri herkes için geçerlidir.. Sadece müslümanlara özügü bir kanun değildir.. Kaldıki hepimiz biliriz ki inaçlar çok çeşitlidir.. Müslümanlar, Hıristiyonlar, Yahudiler, Budistler, Ateistler, Agnostisisler.. vb.. Buraya bu kanunları taşımanın ne anlamı vardır.. Ve herkes dini konularda tartışma, yorumlama, eleştirme hakkına sahiptir.. Nasılki kendinizi sorumlu hissedip dininizi savunuyor ve tartışıyorsanız.. Hiçbir insan artık boş değil ve onlarda kendi inançları doğrultusundan birşeyler konusunda sadece tartışıyor, eleştiriyor ve araştırıyorlar.. Herkesin müslüman olmasın beklenemeyeceği gibi Hiçbir hıristiyanda herkesın hıristiyan olmasını bekleyemez.. Bu bir tercih meselesidir.. bana göre ise insanın müslüman, hıristiyon ve herhangibir dine mensup olmadan da bu dünyada insanseverlik, doğruluk, dürüstlük ve insanca yaşamak pek tabii mümkün.. Önemli mi benim illa bir dine ile inanmam.. Çokmu önlüyor savaşları, çocuk ölümlerin, açlıkları ve savaşları bu dinler.. Lütfen söyleyebilirmisin.. Kim ve ne için varlığımızı sürdürüyoruz.. Kulluk ve kölelik adına ki bu tanrı bile olsa bizler kabul edemeyiz sevgili arkadaşım.. Çünkü biz onun kölesi değil, kuklası değil ve deney tahtası hiç değiliz.. Biz onu sevebileceğimiz noktaları burada arayıp bulmaya çalışıyoruz.. Öyle doğmatik, anlamsız ve benim inancıma ters bulduğum gereksizliklerle inançları soğutarak ve bunları savunmaya çalışan gerici, ulema ve yobazlarla bunu bulamayacağımız açık... O nedenle herkesin konuşma, düşüncelerini yazılı ve sözlü söyleme özgürlüğü var. Bu özgürlük dini inançlılar kadar inançsızlarada, arada kalanlara da var.. Öncelikle bunu bilmekte, anlamakta ve kavramakta fayda var.. Dost sevgiler...
  13. DİPNOT şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Hoppalaaa.. Sana ne yaptılar kardeşim.. Hakaret mi ettiler dinine.. Küfür mü ettiler.. Bu kanınları hukukla iç içe olan biri olarak çok iyi biliyorum.. O zaman neden burada bunları buralara taşıyıp duruyorsun.. Adalete verirsin olur biter.. Bak sana yardımcı olacağını düşündüğüm bağzı ipuçları.. Bizler hazırız bekliyoruz.. Düşünce Özgürlüğü. AİHS’nin 9. maddesi aynen şöyledir: “ 1- Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, aleni veya özel olarak ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak sureti ile dinine veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir. 2- Dinini veya inançlarını açıklama özgürlüğü, ancak kamu güvenliğinin kamu düzeni, sağlığı veya ahlakının ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için demokratik bir toplumda gerekli önlem olarak ve yasa ile sınırlanabilir” Düşünce özgürlüğü bu madde ile koruma altına alınmıştır.. Düşünce özgürlüğü yüzyıllardır tartışılan konuların başında gelmektedir. Düşünce dışarıya vurmadıkça mutlak koruma altındadır. Düşünce özgürlüğü ile düşünceyi açıklama yani ifade özgürlüğü arasında ayrım yapılamayacağı çoğunlukla kabul edilmiş bir görüştür. Kişinin iç dünyasını ilgilendiren ve dışarı vurulmayan düşünce hiçbir sistemde cezalandırılmamıştır. Düşünce özgürlüğü bu nedenle ifade özgürlüğü başlığı altında incelenmiştir. 5.8.2. İnanç Özgürlüğü Batılı demokrasilerde düşünce, vicdan ve din özgürlüğü demokrasinin temelleri arasında sayılmıştır. Bireylerin istedikleri dini ve inancı seçmeleri, dini ve inanca sahip olmama ve dinlere karşı ilgisiz olmayı da içermektedir. Dini inanç özgürlüğü aynı zamanda dinin gereklerini yerine getirip getirmeme özgürlüğünü de kapsamaktadır. Bu özgürlüğün en belirgin özelliği devletlerin dini inançlar arasında ayrım yapılmaması yükümlülüğünü getirmesidir. İnanç özgürlüğü ibadet yapma hakkını da kapsamaktadır. Bireyler dini inançlarını tek başına veya toplu olarak açıkça veya özel olarak ibadet, öğretme, uygulama veya ayin yolu ile açıklama hakkına sahiptirler. Bu hak aynı zamanda başkalarını kendi dini inancı yönünde ikna etme hakkını da içermektedir. Taraf devletlerin ibadet yolu ile dini inançların uygulanmasını olanaklı kılacak koşulları oluşturma yükümlülüğü de altındadır( Tezcan; Erdem; Sancakdar, 2004, 248 ). 5.8.1. Avrupa İnsan Hakları Mevzuatına Göre Düşünce, Vicdan ve Din Özgürlüğü Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü, AİHS’nin 9. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre ;”herkes, düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, açıkça veya özel biçimde ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapma suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir. Din veya inancının açıklama özgürlüğü ancak kamu güvenliğinin, kamu düzeninin, genel sağlığın veya ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin koruması için demokratik bir toplumda zorunlu önlemlerle ve yasayla sınırlanabilir. “ Bu şekilde 9. madde düşünce, din ve vicdan özgürlüğünü birbirinden ayırarak her birisini güvence altına almıştır. 2.fıkrası din ve inancını açıklamamaya zorlanmama yasağı düzenlenmiştir. 5.8.2. Türk Mevzuatında Düşünce, Vicdan ve Din Özgürlüğü... Ve bunlara ateizim, agnostisizim gibi inaç biçimleride de girer..
  14. DİPNOT şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Doğrudur sevgili la_bohéme... Herşeye rağmen daha geniş bilgi için Eski CIA ajanı Philip Agee, Avrupa’da Faşizmin yeniden ortaya çıkışı ve bunun Amerika’nın savaş sonrası izlediği politikalarla ilişkisini incelediği kitabında ilginç gözlemlerde bulunmaktadır. Agee, Avrupa ve eski sosyalist ülkelerde faşist hareketlerin yükseldiğinin altını çizip, Fransa’da Araplar ile Türklere karşı düşmanlığın oluştuğu ve faşist hareketleri besleyen yeni bir retoriğin ortaya çıktığından söz etmektedir. Diğer taraftan ise; Fransa ile ekonomik ilişkilerimize baktığımızda, oratada abartılacak rakamların olmadığı göze çarpar. Fransa’ya ihraç ettiğimiz başlıca mal grupları, kara ulaşım araçları, tekstil ürünleri, tarım ürünleri, elektrikli makina ve cihazlar ile haberleşme cihazlarıdır. İthal ettiğimiz mal grupları arasında ise kara ulaşım araçları, elektrikli makina ve cihazlar, demir ve çelik ürünleri, vitamin ve ilaçlar, makina ve cihazlar, plastik ammulleri, enerji üreten makina ve cihazlar bulunmaktadır. 2005 yılının Ocak ve Mayıs ayları arasında Fransa’ya 1.6 milyar dolar ihracat gerçekleştiren Türkiye, Fransa’dan 2.3 milyar dolar değerinde mal ithal etmiştir. Görülüyor ki, 2005’in ilk 5 ayında Fransa ile dış ticaret dengemizde 700 milyon dolar Fransa lehine açık bulunmaktadır. Türkiye ile ihracatın, Fransa’nın genel ihracatı içindeki payı % 1.3, Türkiye’den ithalatın Fransa’nın genel ithalatı içindeki payı ise % 0.8’dir. Ne dersiniz bunlarda bir ölçüt olabilirmi ne yapabilirliğimize.. Dost sevgilerimle...
  15. Kesinlikle çok doğru ve altına imzamı atıyorum..
  16. DİPNOT şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Kısa bir açıklamak ve hatırlatma... a--) Kimse, dinî ayin ve törenle re katılmaya, dinî inanç ve ka naatlerini açıklamaya zorlana maz; dinî inanç ve kanaatlerin den dolayı kınanamaz ve suç lanamaz. Anayasa, mad. 24/3/ b--) Herkes düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Anayasa, mad. 25/ c--) Herkes düşünce ve kanaatlerini; söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına ve ya toplu olarak çıklama ve yayma hakkına sahiptir… Anayasa mad. 26 d--) Şiddet çağrısı içermedikçe sözlü ve yazılı ifadedeler cezalandırılamaz. Bu düşün celer şok edici bile olsa... (Yargıtay Gn. Kur. Kararı.)
  17. DİPNOT şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Kısa bir açıklamak ve hatırlatma... a--) Kimse, dinî ayin ve törenle re katılmaya, dinî inanç ve ka naatlerini açıklamaya zorlana maz; dinî inanç ve kanaatlerin den dolayı kınanamaz ve suç lanamaz. Anayasa, mad. 24/3/ b--) Herkes düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Anayasa, mad. 25/ c--) Herkes düşünce ve kanaatlerini; söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına ve ya toplu olarak çıklama ve yayma hakkına sahiptir… Anayasa mad. 26 d--) Şiddet çağrısı içermedikçe sözlü ve yazılı ifadedeler cezalandırılamaz. Bu düşün celer şok edici bile olsa... (Yargıtay Gn. Kur. Kararı.)
  18. DİPNOT şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Bugün birazcık Fransız politikasının geçmişine bakarsak Avrupa’nın göbeğindeki uygarlık ve demokrasi örneği olan bu ülke, 1986 yılında yaklaşık % 10 olan ırkçı parti oyları, 1993’de % 12.4’e ve 1997’de ise %14.9 dolaylarına çıkmıştır. 2002 Cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci tura kalarak sürpriz yapan ve ülke genelinde 5 milyon oy alan Le Pen liderliğindeki faşist hareket, Avrupa uygarlık projesi için en büyük tehditlerden birisi olarak karşımızda durmaktadır. Fransız ırkçı Front National (FN) hareketi, 1997 parlamento seçimlerinde yaklaşık % 15 olan oy oranını, 2002’de % 11.3’e düşürmüş olsa da Le Pen’in Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki performansı, Fransa’da faşist hareketin gücünü koruduğunu gösteren en ciddi delili oluşturmaktadır. Bugün Fransa, hızla yükselen yabancı düşmanlığı ile yeni faşist hareketlere ev sahipliği yapmaktadır. Birçok Avrupa ülkesinde Pakistanlılara, diğer Asyalılara, Türklere, Araplara, Afrikalılara ve diğer bölge ve ülkelerden gelen göçmen işçilere karşı gelişen düşmanca ve ırkçı saldırılar ve eylemler, Avrupa’nın faşist hareketlere teslim olmak üzere olduğunun işaretleridir. Özellikle AB genişleme sürecine tepkinin ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ile beslenmesi ve başarı kazanması, Avrupa’yı bekleyen Avrupa faşizm tehlikesine vurgu yapmamızı gerektirecek kadar ciddi ve yaşamsal bir sorundur. Daha ne bekliyoruz ki sevgili arkadaşlar...
  19. Agnostisizm,aslında bütün dünyanın üzerine temellendirilmesi gereken bir kavram. Dünyadaki insan ilişkilerinde ortaya çıkan en büyük problem, insanların Müslüman, Yahudi ya da Hıristiyan olmaları ve birbirlerinin arasına sınırlar yaratmaları. Agnostisizm ideal dünyaya açılış gösterir. Guillermo Mordillo
  20. Yaşar Kemal: Pamuk'a bir e-mail gönderen Kemal, şunları yazdı: ''Seni yürekten kutlarım. Hak ettiğin bu ödülü almana çok sevindim. Bundan böyle de aynı tutkuyla yeni romanlar yazacağına güveniyorum. İnandıklarının ardında da inatla durmaya devam edeceğine hiç kuşkum yok.'' Doğan Hızlan: İyi bir Türk yazarın böyle uluslararası bir ödül alması hiç kuşkusuz hepimizi mutlu ediyor. Bu ödül Türk edebiyatının adının duyulmasını sağlayacak. Ve birçok kişi Türk edebiyatının diğer yazarlarını da dünya dillerine çevirecektir. Adalet Ağaoğlu: Fransız Meclisi'nden Türkiye aleyhine bir karar çıkmasının üzüntüsünü yaşarken böyle bir ödül beni sevindirdi. Şimdi herkes Orhan Pamuk'un ardında ne var diye Türk edebiyatını da merak edecek. Ahmet Telli: Entelektüel açıdan önemli. Bu Orhan Pamuk'un bireysel çizgisinden çok daha önemli. Bu Türkiye'nin dış dünyaya açılması için bir kapı olabilir. Türkiye'nin gücünü göstermesi açısından önemli. Ahmet Ümit: Çok gurur duydum. Her ne kadar Pamuk düzeyinde güçlü yazarlarımız olsa da onun böyle ödüller alması önemli. Özdemir İnce: Orhan Pamuk sıradan bir yazardır. Türk edebiyatı roman ödülünü kazanmadı. Orhan Pamuk'a Nobel Ödülü verildi. Nobel kazanmış olan Pamuk, Ermeni soykırımını kabul ediyor. Bu son derece önemli bir şeydir. Türkiye satışa çıkarılmıştır, Türk tarihi açık artırmayla satılmıştır. Açık artırmanın en sıfır noktasında satılmıştır. Bundan dolayı utanç duyuyorum. Bunu söylemem lazım. Murathan Mungan: Türkçe yazan bir romancı bu ödülü aldığı için sevindim. Pamuk'la ilgili, edebiyatıyla ilgili görüşleriniz ne olursa olsun onu savunmanız gerektiğini düşünüyorum. Bu ödül bir ölçüde Türk edebiyatına verilmiş bir ödüldür. Zülfü Livaneli: Sevinçliyim. Hem Pamuk adına, hem Türk edebiyatı adına bu sevincim. Türkiye'nin çağdaş, güçlü bir edebiyatı olduğu bütün dünyaya tekrar kanıtlanmış oldu. Kişisellikten öte Türk edebiyatına verilen bir ödül olarak da algılamak gerekiyor. Kültür Bakanlığı Müsteşarı Mustafa İsen: Bakanlık olarak Pamuk'u kutluyoruz. Sevinçliyiz. Ödül Türkçeye verilmiştir. Ermenistan Yazarlar Birliği Başkanı David Muradyan , ödülün Pamuk'a verilmesiyle, ''güçlü bir mesaj verildiğini'' belirterek ''Bu hem bir edebiyat ödülüdür, hem de ahlaki bir durumdur'' dedi. Ermenistan'ın önde gelen yazarlarından Perch Zeitunsiyan da açıklamasında, ödül için, ''Bu, Pamuk'u yargılamak isteyen Türklere bir derstir. Bu, Türkiye'de demokrasi için bir zaferdir'' diye konuştu. Ermenistan'ın önde gelen edebiyat eleştirmenlerinden Aleksandır Topçiyan da ''Bu gelişmeye çok çok sevindim. Bu, Türklerin hepsinin 'soykırım konusunda' inkârcı olmadığı anlamına geliyor'' ifadesini kullandı. Deniz Baykal: Bu ödül, edebiyatımızın evrensel değerlerini gösteren ve uluslararası düzeyde kalıcılığını garanti altına alan bir ödüldür. Artık Türkiye ve Türk edebiyatçıları mutlulukla, ''Nobel Edebiyat Ödülleri listesinde biz de varız'' diyeceklerdir. Abdullah Gül: Böyle bir alanda bir Türk'ün böyle bir armağanı kazanıyor olması, hepimiz için büyük bir mutluluk kaynağı olmuştur. Birçok günlük meseleler unutulur gider ama bir Türk romancısının yazdığı romanlar, bir Türk romancısının Nobel'i kazanmış olması bütün dünyada çok büyük yankı yapar. Tanıtım için çok büyük bir olaydır bu. Olli Rehn, Pamuk'u arkadaşı ve hayranı olarak kutladığını belirterek ''Nasıl ki yaşam için su ve hava gerekiyorsa sanatçılar için de ifade özgürlüğü kaçınılmazdır. Orhan, diğerlerinden daha fazla bu özgürlüğün ne kadar değerli ve kırılgan olduğunu bilir'' dedi. Jacques Chirac: Nobel Edebiyat Ödülü'nün topluma bakışı özellikle akıllıca, güçlü ve liberal olan Orhan Pamuk'a verilmesine memnun oldum.
  21. DİPNOT şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Bence dolduruşa gelip akılsızlığı taklit etmek yerine soğukkanlı ve akıllı davranmak Fransa'ya verilebilecek en iyi ders olacaktır.
  22. DİPNOT şurada cevap verdi: bozan başlık Güncel Konular
    Bana bu fransız öpücüğü filmini hatırlattı... Teşekkürler sevgili politika... Sevgiler..
  23. Baktım ve cevap seni bekliyor.. Umarım seni üzmemişimdir.. Sevgiler...
  24. DİPNOT şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Sevgili xlark tades.. Nerede dine hakaret ettim.. Nerede bir karikatür çizdim söylermisin.. Sadece ve sadece aşırı dinin ülkemiz için tehlikesinde ve bundan toplum olarak görebileceğimiz zararlardan bahsediyor ve etmekteyim.. Ve bahsetmeye de devam edeceğim.. Ne kadar karanlık, Ne kadar anlamsız,, Ne kadar abesle iştigal, Ne kadar akla ve mantığa uymayan kör inanç varsa ve hangi dinden olursa olsun sonuna kadar gitmeye kararlıyım... Ben hiçbir zaman dinini sade, göstermelikten uzak, inancını ticari bir yapıya alet etmeyen, bir cemaatin sonucu olmayan ve şeriat özlemcisine karşı duruş sergileyen herhangibir inanca ve kişiye hakaret etmedim, ettirmemde... Ama nerede dini kalkan olarak kullananalar var, Nerede onun kisvesine bürünmüş ahkam kesen ve kendini herşeyin üzerinde gören yobazlar var, Nerede toplumu karanlıklara ve onların temiz inaçlarını kullanmaya kalkan ******* var, Nerede bu ülkeyi ortaçağ karanlıklarına götürmeye çalışan yobazlar var, Nerede bu toplumu şeriat ve onun bataklığına sürüklemeye çalışanlar var, Bilin ki onlarla her şeye ve her ortamda karşılarına bir duvar gibi dikilmeye kararlıyız... Sen din olgusunda kendini neden bu kadar sorumluluk sahibi hissediyorsun gerçekten bunu da hiç anlamış değilim... Ya da dini kariyerin ne onu açıklayabilirmisin.. Hangi misyonu yüklendiğni de bilmiyoruz Bu durumda aynaya bakacak biri varsa o da din konusunda ahkam kesenler olmalıdır.. Sevgiler..
  25. Tamam sevgili xlark tades... Hemen bakıyorum... Umarım zor sorular değildir ama soruları çok sevdiğini bilmeni isterim...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.