Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

DİPNOT

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

DİPNOT tarafından postalanan herşey

  1. Yukarıda yazıldı ve tekrarlıyorum... Türkiye gibi nüfusunun % 98'i Müslüman olan bir ülkede, evrim kuramına inananların sayısı % 25, Bu konuda kararsız olanların sayısı da yaklaşık % 25 dolaylarında. Dogmatik inançlara bağlı insanların sayısının % 50'de kaldığı görülüyor. Bu tablo üzerinde olumsuz görüş ileri sürenlere katılamıyorum. 21. Yüzyılda bilimin Türkiye'yi daha da güçlü ışıklarla aydınlatacağına inanıyorum. Eee ne dimişler... Bilimin bittiği yerde inanç başlar... Sevgiyle, bilimle ve umutla kalın...
  2. Ben teşekkür ederim sevgili bilimselci... Yaradılışa inanan arkadaşların bu ankete ne cevap vereceklerini hala merakla bekliyorum... Sevgi ve sayglarımla...
  3. DİPNOT şurada cevap verdi: muki başlık Güncel Konular
  4. Kaynak... Tabiki... 11 Ağustos 2006 sayılı"Science" dergisinde yayımlanan bir makalede son yirmi yılda evrim kuramı konusunda A.B.D., Japonya ve Avrupa'da yapılan kamuoyu anketlerinin sonuçları tartışıldı. Harris anketi denilen oylamada, bu ülkelerdeki yetişkinlere, evrim kuramı ile ilgili olarak, "İnsanların daha önce yaşayan hayvan türlerinden gelişerek oluştukları" konusundaki görüşleri soruldu (1,2). Bu beyanın, doğru veya yanlış, ya da kararsız olarak yanıtlanması istendi. Sayfadaki Çizelge'de 2005 yılında 34 ülkede yapılan anketlerin sonuçları görülüyor. Anketlerin yapıldığı ülkeler ve ankete katılan yetişkin sayıları ile bu beyana, doğru veya yalnış, ya da kararsız oyu verenlerin yüzdeleri sıralandı. Çizelge'den Avrupa ülkeleri ile Japonların büyük çoğunlukla evrim kuramını benimsedikleri görülüyor. A.B.D.'de evrim kuramına doğru diyenler % 40, Türkiye'de ise bu oran % 25'tir. Sonuçların yorumlanmasında, özellikle A.B.D.'de dinsel görüşlerin ve politik kutuplaşmaların etkileri tartışılıyor. Bilimsel araştırmalarda biyolojik bilimlerin öne geçtiği bir dönemde, genetik bilgilerin yetersizliği belirtilirken, evrim kuramının okullardaki programlarda yer alması ile ilgili olarak, bilim eğitimcilerinin işlerinin ne denli güç olduğu vurgulanıyor. Türkiye gibi nüfusunun % 98'i Müslüman olan bir ülkede, evrim kuramına inananların sayısı % 25, bu konuda kararsız olanların sayısı da yaklaşık % 25 dolaylarında. Dogmatik inançlara bağlı insanların sayısının % 50'de kaldığı görülüyor. Bu tablo üzerinde olumsuz görüş ileri sürenlere katılamıyorum. 21. Yüzyılda bilimin Türkiye'yi daha da güçlü ışıklarla aydınlatacağına inanıyorum. Kaynak: 1. Miller J.D., Scott E.C., Okamoto S. "Public Acceptance of Evolution", Science, 313, 765, 2005. 2. Harris poll no. 52, "Nearly two-thirds of U.S. adults believe human beings are created by God", Harris Interactive. New York, July 6, 2005. 3. 02.02.2007 Cumhuriyet/Bilim teknik/sayfa 21/Prof. Dr. Bahattin M. Baysal...
  5. İşte bilime ve doğmaya inananların istatistiği... Kırmızı [bilim...] (Evrime inananlar) Mavi [doğma...] (yaradılışa inananlar) Neden geri kaldığımız belkide bu istatistikte gizli... Bence 21. yüzyıl Türkiyesinin ve Mustafa Kemal'in kurduğu ülkenin kara tablosu... Sevgiyle ve bilimle kalın...
  6. Bana göre Evrimi reddetmek demek, Paleontolojiyi de, Arkeolojiyi de, Genetiği de reddetmek demektir, Hayrıca tıbbı da inkâr etmek demektir... Çünkü Bilim ve teknik insanlara bilimden başka birşey vermez.. Amaaa Kişinin yaradılış ile ilgili bir sorunu varsa... Gider hocaya sorar olur biter... Şimdi bu kertede.. Sizce... HOCAMI / PAPAZMI veya BİLİMMİ?...
  7. Sevgili Sardunya... Biliyorsunuz ki bugün artık Türkiye'de tartışmanın zirvesindeki iki kavram dincilik-mukaddesatçılık ile milliyetçilik var. Her iki kavramın da belirli birer sahipleri var. İşin ilginci sol ise etkin olmadığı, ortalıkta görünmediği için nedense kendi geçmişinde ciddi bir yer tutmuş olan ulusalcılıktan bucak bucak kaçıyor . Yurtsever olduğunu bile yarım ağız söylüyor. Neden?.. Yukarıda belirttiğim ve üzerine önemle durduğum gibi... Herşeyde olduğu gibi... Kavramlar da tarihseldir, zamana ve zaman içindeki yorucu yolculuğa tabidirler de ondan... Bahsetiğiniz gibi... Eğer Türkiye bu tür kavramları yerine iyi oturtamaz ise... (ki emperyalizmin yapmaya çalıştığı da bu...) Kısır döngü (fasit daire) den öte yol kadedemeyiz... Sevgiyle kalın...
  8. Tereddütsüz evrim... Günümüz insanı için aynaya bakmak yeterli bir sebeb olabilir... Birde milyonlarca yıldır aynaya bakmaya bile zamanı olmayan ve yok olan milyonlarca canlı türü... Sanki dün pat diye insan oluvermişik gibi basit gözüküyor herşey değilmi?... Sanıyorum herşey açık ve net.. Dünyamızdaki yaşamı kendi çevresiyle bütünleştiren ve çevresi ile özdeşleşmek bana göre en büyük tuzak... Önemli olan milyonlarca yıl süren bir yaşam mücadelesine bakmak ve onu sindirmek gerekiyor... Öyle dinsel, mistik, destansı öykü ve anlamsız hikayelerle değil... Kalın sağlıcakla...
  9. Açıklamaların konuya çok önemli bir ivme kazandırmıştır sevgili sosyalıst_demokrat arkadaşım... Düşüncelerin karşısında yanlız olmadığınızı özellikle belirtmek istiyorum... Siz değerli dostlarımızı burada görmek ve bu tür konulara ışık olabilecek değerli düşüncelerini bizlerle paylaşıyor olmak bile bize umut yeşertmektir... Umarım meyvesiz kalmaz... Dost sevgilerimle... Sevgili sardunya... Bilirsiniz... Tarihin süzgecinde bakarsak Milliyetçilik kavramı uygarlık tarihinde bir aşamadır; sanayileşme sürecinde burjuva kapitalizmi feodalizme karşı çıkarak ümmet toplumunu uluslaştırdı (milletleştirdi), laikleştirdi, demokratikleştirdi; insanı kulluktan bireye dönüştürdü, 'yurttaş' kimliğine kavuşturdu... Kısaca bu persfektifte baktığımızda Milliyetçilik ya da ulusalcılık bu süreçte ilericiliktir... Aydınlanmacılıktır... Bugün ne farklı... Öncelikli ülkemiz milliyetçileri herşeyi ile tartışmalı ve oturmalıdır... Artık bu vatanı seven sol milliyetçiler, ülkücü milliyetçiler ve sağcı milliyetçiler safralarındaki taşı düşürmeliler... Yoksa çanlar hepimiz için çalmakta... Sevgiyle kalın...
  10. Sevgili sardunya... Öncelikle konuya göstermiş olduğun duyarlığın için teşekkür ediyorum... Ama birşeyleri daha açık belirtmem gerekiyor sanıyorum... Anlaşılmadığımı düşünüyorum... Sevgili Arkadaşım... Şimdi şöyle bir etrafımıza bir bakalım... Tarih Baba'nın laboratuvarı günümüz dünyasında, gözlerimizin önünde, aklımızın hizmetinde... İşte Irak... Irak bugün emperyalizmin işgali altındadır... Ama ortada Araplar görünmüyorlar.. Sünniler var.. Şiiler var.. İşgale karşı birleşebilmeleri için ümmet bilincini aşıp ulus (millet) düzeyine yükselebilmelerini sağlayacak milliyetçiliğe sarılmaları gerek... Ama nafile... Ya Kuzey Irak'taki Kürtler?.. Kürt toplumu Talabani ve Barzani gibi aşiret başkanlarının emrinde, emperyalizmin hizmetinde... Milliyetçilik, emperyalizme hizmet ettikçe, gericiliktir... Bak şunu önemle belirtmekte fayda görüyorum... Milliyetçilik feodalizme ve emperyalizme karşı çıktığı oranda, ilerici bir içerik kazanır... Atatürk milliyetçiliğinin özü budur... Dünya çapındaki burjuva emperyalizmine karşı ilk ulusal kurtuluş savaşını veren Kemalizm, Osmanlının şeriatçılığına karşı çıkarak laik Cumhuriyeti kurmuştur... Adamlar konu başlığında nasıl kafa karıştırıyorlar konumuz o... Bizim durumuşum ise sonsuza kadar bu... Umarım biraz olsun anlaşılmışımdır... Sevgiyle kalın...
  11. Eee iyide... Ve farklı düşünmediğimiz de ortadayken... Peki neden? Bu ahlaki liderliği gösterebilen liderlerimiz, Petrol yasasını gündeme getirip, yabancı sermayeye yönelik eleştirilerin paranoya olduğunu, “Kıbrıs’a takılmayıp” büyük resmi izlememiz gerektiğini söyleyince de içimiz ısınıyor, yorganı başımıza çekip rahat rahat uyuyoruz... Ya da... “Peki neden dünyanın geri kalanında milliyetçilik, diğer bir değişle egemen sınıflarda kendini koruma refleksi gelişiyor?” Neden, neden, neden... Bunları mutlaka bilmemiz gerek değerde kıvılcımlar değilmi.... Ya da din din din diye... Birileri bizi bu gerçeklerden neden uzak tutmaya çalışıyor... Nedir bütün bu oyunlar... Nedendir...
  12. İnancınızı bırakın ve bir insan olarak başlıktaki oluşumun neresende yer alacağınızı lütfen belirleyin... Bence inançtan önce insan gelmeli ve insanın en doğal yaşam hakkını herşeye rağmen sağlamalıyız... Eğer inancın gereği bahsettiğiniz düşünce ise... Ben bu düşünceye şiddetle ve herşeyimle karşıyım... Bence dünyada her canlı yaşamını sürdürülebilir halde ve güven içinde sürdürmenin gerekliliğine inanıyor olmanın muhteşem saygınlığındayım... Sevgiyle kalın...
  13. Sevgili sardunya... Niyetim hiçbirşekilde alkış tutmak ve bu görüşü desteklemek değildir... Sadece konunun milliyetçilik kavramında ele alınarak tartışmaya açılmasındır... Ki bundan da hepimizin bir şekli ile fayda sağlamasıdır.. Diğer taraftan düşüncelerime gelince... Ulusal çıkar adına dünyanın her yerinde 1000’den fazla üs tutan, yıllık savunma harcamaları, dünyanın tüm diğer ülkelerinin toplam savunma harcamalarının iki katı olan, ulusal çıkarı adına önleyici vuruş taktiğini canlandıran, sağa sola saldıran, ülkeleri, toplumları yıkan, uluslararasi yasaları hiçe sayan, uygun gördüğü her noktada ve anda, insan haklarını rafa kaldırmayı, işkence yapmayı, istediğini öldürme hakkını kendinde gören, ülkesindeki tüm televizyon kanalları sabahtan aksam kadar milliyetici şoven dizilerle dolu olan bir devletin ülkemiz ve milliyetçi, vatansever ve ulusalcı insanlarının, hatta yöneticilerinin bile nasıl kafa karırtıracağına soyunduğunu ortaya çıkarmaktır... Sevgiyle kalın..
  14. Cengiz Çandar aktarıyor: “ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Dan Fried, meslektaşımız Yasemin Çongar’a, “Milliyetçilik küçük halkların ürünüdür. Kendine güvenen halkların değil. Bence Türkler yüce bir halktır Yüce bir halkın 301 gibi yasa maddelerine ihtiyacı olmaz... Milliyetçilik Türkiye’nin tekelinde değil. Bütün ülkeler bu hastalığa yakalanmıştır. Mesele, Türkiye’de milliyetçiliğin olup olmaması değil, iyi liderlerin bu konuda ne yapacağıdır... Bunu yapabilmek ahlaki liderlik gerektiriyor. Ben, İstanbul’daki cenazede ‘Hepimiz Hrant Dink’iz, Hepimiz Ermeni’yiz” diyenlere bakınca, bu ahlaki liderliğin Türkiye’de mevcut olduğunu görüyorum” demiş. ” Sonra ekliyor, “Yerden göğe doğru bir değerlendirme” Adamlar bunu düşünürken biz ülkemizde neler yapıyoruz... Haydi milliyetçiler bir değerlendirin bakalım... 21. yüzyıl akıl ve mantık çağı... Duygulardan uzak gerçeklerle yüz yüze kaldığımızın sınavıdır bu... Hepinize kolaylıklar..
  15. Biz ki acılar döneminden Ellerimizi kirletmeden geçtik. Direncim senin olsun, Sevgim senin olsun. _________________________ Şükran Kurdakul _________________________
  16. . Yorum için teşekkürler sevgili sedelina... Sevgiler... _________________________________ KADİFE ŞAİRLER ölüyorlar kadife şairler... pazarların tozunda ve kulelerin sisinde gömülü gün geceye akıyor... güne gece... ölüm yaşama akıyor yaşam bilince... bilinç de akar / daha karar vermediler gitse odalarından / gitse odalarından birileri... Yalnızlık ve melankoli... heryerdeydiler... dönecek yerleri yok şimdi... _____________________________________________ Lale MÜLDÜR / 11. Altın Portakal Şiir ödülü sahibi...
  17. DESTİNA Dün gece sen uyurken İsmini fısıldadım Ve hayvanların korkunç Öykülerini anlattım Dün gece sen uyurken Çiçeklere su verdim Ve insanların korkunç Öykülerini anlattım onlara Dün gece sen uyurken Yüreğim bir yıldız gibi bağlandı sana İşte bu yüzden sırf bu yüzden Yeni bir isim verdim sana DESTİNA Sen öyle umarsız uyusan da bir köşede İşte bu yüzden sırf bu yüzden Yaşamdan çok ölüme yakın olduğun için Seni bu denli yıktıkları için DESTİNA Yaşamımın gizini vereceğim sana _________________________________________________________ Lale MÜLDÜR / 11. Altın Portakal Şiir ödülü sahibi
  18. Veee ithal doktorumuz da oldu, Meclisten geçti... Eeee ne demektir ithal doktor, söyler misiniz? 105 bin doktorun sağlık hizmetleri için yetersiz olduğunun kanıtı nedir? İlk basamak hekimliğini gerektiği gibi bir türlü gerçekleştiremeyen beceriksiz, ufuksuz yönetimler bunu nasıl ileri sürer? Bugüne kadar Hollanda'dan, İsveç'ten,Almanya'dan sağlık sorunları için Türkiye'ye gelen yurttaşlarımızı tanıdım. O gelişmiş ülkelerdeki iyi merkezlere ulaşamıyor, kendi dillerini konuşan yurtlarındaki doktorlara koşuyorlardı. Hangi yabancı doktorlar gelecek ve benim halkım ile anlaşacaktır? O insanlar ki anlattıkları hastalık hikâyesini sökmekte çok zorluk çekersiniz. Hangi akla hizmettir ithal doktor? Nerede ve nasıl çalışacaklardır, bunlar bilinmiyor. Kim karar veriyor anestezi teknisyenlerinin anesteziyolog yerine kullanılabileceğine? Nerededir bu yüksek koltuklarda oturanların üst düzey danışmanları, hastaneleri birer işletme haline getirmeye çalışan, sağlık hizmetlerini giderek özelleştiren hükümetin Sağlık Bakanı? Üniversitedeki öğretim üyelerinin özel hasta bakmalarına takılıyor. Tıp fakültelerini daha çok hasta bakmadıkları için eleştiriyor. Fakültelerin önde gelen görevi, araştırmadan hiç söz etmiyor. Performans uygulaması yüzünden hastalara bazı yerlerde sadece birkaç dakika ayrılabilmesi gerçeğini unutuyor... Halkın bu kadar kolaylıkla aldatılabildiği, küçümsenemeyecek sayıda entel ve medya mensubunun teslim alındığı, vatandaşın oyunun rüşvetle, sadaka ile satın alınıp, tehditle sindirildiği, ülkenin en namuslu, en iyi beyinlerine eziyet edilen bir düzen demokrasi filan olamaz. Tiksindirici ortamda demokrasiden söz edilemez... _________________________________________________________ Prf. Dr. sevgili Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR'e sevgi ve saygılarımızla.
  19. DİPNOT şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Aşk - Sevgi - Mutluluk - Güzellik
    Çook güzel sevgili ipek... Paşlaşım için çok teşekkürler...
  20. Hoşgeldin sevgili Aurélien... Umarım umut dolu, güzel ve hoş paylaşımlara hep birlikte yelken açarız... Evet düşüncelerini burada konuşmak güzel olacak.. Ancaaak; Rakı içmek için bir Terikdağlı olarak sana buradan rakı göndermem gerekiyor (istersen hemen) bu biiir... Kavga etmek istiyorsan ben yokum bu ikiiiiiiiiiii. Saz dinlemek istiyorsan sevgili la_bohem arkadaşımın akrabasının çok güzel bir barı ver ve ben noel'in büyük bir bölümünü orada geçirdim ve inanılmaz eğlendim seninde oraya gitmeni tavsiye ederim bu Üüüüüç Ama her üçünü de birlikte yapmak istiyorsan Türkiye/İstanbul'a geleceksin sevgili dostum bu döööört.. :lol: Sevgiyle kal...
  21. İyide sevgili la_bohéme... Metroda seni beklerken yatan benim... :lol: Neyseki en azından sen vardın ve metroda farelerle gecelemek gibi bir problemim olmadı ama sen söyleyince de meraklanmadım değil... Bak peşin peşin söyliyeyim... Bundan sonraki gelişimde merakımı gidermek için mutlaka bir gece metroda gecelemek isterim... Neyse şaka bir yana madem resimleri çok beğendin... Güzel resimlerden birkaç tane daha koymamda sakınca yok sanıyorum.... Bastille de herhangi bir bulusmasi hanı... ( Bir öğle yemeği ve tutulan notlar... Vee artık dinlence zamanı...
  22. Değerli arkadaşım KesKiNkAleM... Galatasaray Üniversitesi öğretim üyelerinden Birol Caymaz 'ın İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları'ndan "Türkiye'de Vatandaşlık-Resmî İdeoloji ve Yansımaları" adlı bir kitabı yayımlandı geçenlerde. Okumanızı şiddetle tavsiye ederim... "Irkçılığın neresindeyiz" sorusuna yanıt bulmanızı kolaylaştıracaktır. Haluk Bilginer'in dile getirdiği o ırkçı söylemleri niçin hâlâ dağarcıklarımızdan çıkarıp atamadığımız sorusuna da... Sevgi ve saygılarımla...
  23. DİPNOT şurada cevap verdi: muki başlık Dini Konular - Din - Dinler
    ¨" "Devlet baba iyi bilir.”, ¨ “Şeriatın kestiği parmak acımaz”, ¨ “Her koyun kendi bacağından asılır.”, ¨ “Bizi sokmayan yılan bin yaşasın.”, ¨ “Üstüne farz olmayan şeylere burnunu sokma.” ¨ vb. hurafelere Derken.. Birileri literatüre hiç değişmeyen yapı ile damdan düşme ve sebep sonuç ilişkisinin cerayanı ile yanıt veriyor... eee Bizde ne diyelim.. Damdan düşmedik ama inanılanların ne menem bir saçmalık teşkil ettiği gerçeğinin altında kalan düşüşü de görmek ne yazıkkı her zaman bize nasip olmakta Ne dersin bunda da bir hikmet varmıdır sence...
  24. Bence hiçbirşey bu kadar basit değil... Kız alıp vermiş olsanda.. Kanlarını birleştirmiş olsanda... Et ve tırnak olsanda... Harfleri değiştirsende.. Sen birşeyleri insan olmadan ziyade... Üstün gördüğün han... Irkçılık zaten başlamıştır bile.. Kopuş başlamıştır... Kimsen senin kaşına gözüne kurban olmaz dostum... Üstün ırk alman faşizminde kaldı... Yaşandı ve bitti... Önce bunu bileceğiz... Yoksa daha çoooook mehmetler veririz kaygusuz başlara...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.