Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

DİPNOT

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

DİPNOT tarafından postalanan herşey

  1. Bu durumda o savunmalara bir kılıf uydurulabilir tabiki... Bunu anlamamak zor değil... Açıkçası toplumsal inanç biçimi zaten buna çok müsait... Ama bizler o savunmaları ne pahasına olursa olsun ve hangi parti, hangi tahrikat, hangi kurum, hangi siyasal partı, hangi din, hangi ulus düşüncesinde olursa olsun tüm gerçekçiliği ile ve objektif olarak yapmaya devam edeceğiz... Çünkü toplumun özlem duyduğu değerler siyasal görüş ve dini farklılıklar değil ulusal bilinç ve ona yakışan bilimsel, kültürel, ekonomik ve sosyal gelişmeya ayak uydurarak gelişmelerin farkındalığında hizmet etmek ve bunu yüce değer saymaktır... Tabiki sizin düşüncelerinizi saygı duyuyorum... Dost sevgilerimle sevgili ali0_1 .
  2. . Biz zamanlar Ş. Yılmaz'lar vardı... O hırs dolu ve tam bir kilinik vakka idi... Şimdi galiba devir değişti... Bu hatayı anlamış olmalılar... Çünkü demokrasiyi kullanarak, inanılmaz kıvırmalarla ve tam bir profesyonel işi takiyelerle işlerini sinsice yürütme yolundalar... Bakalım nereye kadar... Sabırla beklemekteyiz... .
  3. Arkadaşım biz de ilgimizi çeken ve genelde kaynakları belirtilen yazıları buraya taşıyoruz... Tabiki kaynağın tahlisizliği demekten başka diyebileceğim ne olabilir... Onu anlayışınıza bırakıyorum... Biz burada Tire şurada buradayı tartışmak için bulunmuyoruz... Tamam Tireyi anladık... Ya başbakan denen o kişinin yeminine karşı tutum ve davranışların ne?... Konunun özü itibariyle düşünceleriniz neler... Sizce bu doğrumu? Bir başbakan için tehlikeli sayılabilcek bir sürece yelken açma değilmi? Hepimiz biliyoruz devletin gücünü ve sabrını... Bu ülkede yaşayan bizler için bir insanın/toplumun inançlı vey inançsız olması çokmu önemli?... İnanç dışında ortak ve bizi biz yapan ve inanılmaz güçlü kılan değerlerimiz olamazmı?... Sevgiyle kalın... .
  4. Gayet açık belitilmiş arkadaşlar... "TRABZON ili TİRE ilçesi ASKERİ ARŞİVİ" Sevgiyle kalın... .
  5. . Tanrı Irak'ta da Yok!.. Bodrum Müzesi'ndeki ''zindan'' ya da ''işkence evi'' nin duvarındaki ''Tanrı'nın bulunmadığı yer'' yazısı sahte mi, değil mi? Bakan Atilla Koç , ''sahte'' diyor ve yazının eski müze müdürü Oğuz Alpözen 'in buyruğuyla bir teknikerce yazıldığını öne sürüyor... Sahte olsun ya da olmasın hiç önemli değil!.. Burada önemli olan siyasal iktidarın dini siyasette araç olarak kullanıp kullanmadığı... İran 'da çarşaflı kadınlar, çarşaflı kadın polislerce neden dövüldüler? İran 'da kadınlar eşitlik istiyorlardı... Kadın-erkek eşitliği... İranlı kadınlar, ''şeriat hukukunun'' kalkmasını, çokeşliliğin yasaklanmasını, boşanma konusunda erkeklerle eşit haklara sahip olunmasını istiyor... İran'da kadınlar boşandıktan sonra çocuklarını göremiyorlar... Üstelik miras hakkında da eşitsizlik söz konusu kadınlar için... Bir boşanma davasında iki kadına karşı bir erkek şahit yeterlidir... İran'da bir kadın kan davası nedeniyle öldürülürse erkeğe ödencenin yarısı verilir ve adına da ''kan parası'' denilir... İran'da kadınlar bu nedenle yürüyüş yaptılar ve kadın polislerden de bir güzel dayak yediler... İpek Çalışlar 'ın ''Latife Hanım'' ını ( Doğan Kitap ) okuyunca Mustafa Kemal 'in Türkiye'de kadın-erkek eşitliğine ne denli önem verdiğini bir kez daha anladım. ''Latife Hanım'' ı okuduktan sonra Atatürk'ü neden çok sevdiğimi daha iyi kavradım. Laikliğin değerlerini, ulus bilincinin bir ülkenin çağdaşlaşmasındaki katkısını gördüm. Bodrum Müzesi'ndeki ''zindan'' da yazılı olan ''Tanrı'nın bulunmadığı yer'' tabelasının kazınıp kazınmadığı tartışmalarını izlerken avukat-yazar arkadaşım Namık Behramoğlu telefonla aradı... Anlattığı ilginçti... Namık Behramoğlu, ''Sansaryan Han'ın en üst katında Birinci Şube vardı 1960'lı yıllarda. Orada bir de işkence odası vardı'' deyip ekledi: ''Odanın duvarında da 'Burada Allah yoktur' yazılıydı...'' Namık Behramoğlu Hukuk Fakültesi'nde okuduğu yıllar, Sansaryan Han'a çok girip çıkmış, falakaya yatırılmıştı... 12 Mart ve 12 Eylül 'ü yaşayanlar bilir... İşkencenin İstanbul 'daki karargâhı ise Ziverbey Köşkü değil miydi? Pek çok subay, aydın, yazar orada da ''Allah'ın bulunmadığı yer'' den geçmiş, insan pisliğine bulaştırılmış yataklarda yatmıştı. 12 Eylül'de gözaltındayken arkadaşlarım filistin askısına alındılar... Hücredeydik ve onların çığlıklarını duyardık... Tam bu sırada ''mağara dönemi'' bir adamın narasını: ''Ulan Allahsızlar, burada Allah yok!..'' Tanrı'nın olmadığı ''mekânlardan'' birisi de alanlardı... Televizyonlarda izlemişsinizdir. Ankara'da Abdi İpekçi Parkı 'nda iki gündür oturma eylemi yapıyordu Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Dayanışma Derneği üyeleri... TAYAD 'lılar TBMM 'ye yürümek istedi... Polis coplarını çekti, biber gazını eline aldı... Ortalık savaş alanı gibiydi!.. İnsanlar tekmelenip coplanırken üzerlerine biber gazı sıkılıyordu... Kendi kendime sordum: ''Polis, Beyazıt Camii'nden çıkıp gösteri yapanlara niçin aynı yöntemle davranmıyor?'' İran'daki kadınların eylemlerine bakın! Kadın polisler acımasızca dövüyor onları... TAYAD'lı üyelere bakın, başkentin göbeğinde dövülüyorlar polis tarafından... **** Ne İran 'da, ne Türkiye 'de, ne Sudan 'da, ne ABD 'de, ne İngiltere 'de, işkencenin ve dayağın olduğu yerde ''Tanrı yoktur'' ... Tanrı, Irak 'ta da yok, Guantanamo Üssü'nde de yok!.. Binlerce masum kadın, erkek, çocuk öldü!.. Tanrı orada olsaydı çocuklar öldürülür müydü? Tanrı orada olsaydı 500 yıl önce Bodrum Kalesi 'nde işkenceye göz yumar mıydı? Neyse, Bakan Koç tartışmaya son noktayı koydu: ''Her şeye rağmen yazı orada kalacak!'' . _________________________________________________ C 16.06.2006 / H. ÇETİNKAYA
  6. Maalesef by_x_men insan gerçekten gülmekten kendini alamıyor... Dokunulmazlık zıhrına bürünmüş başbakan dail olmak üzere çoğu suçlu bunların ve bir gün adalet bunlardan mutlaka hesap soracak ve bundan kimsenin kuşkusu olmasın... Umarım sonu hayırlı olur... (Bu arada; Eminin bunların askeriyede olduğu gibi adalette de akrabaları vardır tum ve hazırda tüm süçları örtbas ederler... Ne kadar komik değilmi?...)
  7. Buna inanan birileri bile olsa ve var ise bunlar olsa olsa tehlikenin geçtiğini ve olmadığına inanan ve kafasını kuma gömen deve kuşlarını kıskandıracak türden bir davranış içerisinde olurlar... Ne dersiniz eeeeey kurtuluş savaşı mücadelesi vermiş ve bu ülkeyi karanlıklardan ve yobazın, ticaninin ve ulemanın akipetinden kurtarmış bu büyük milleti yaratmış olmanın dünyada tek örneğini yaşayan Sevgili Türk insanı ne dersiniz... Efendim... Paçayı bunlara kaptıralımmı? Ne dersiniz... .
  8. Dini refarans gösteren, ulemaya sorulunmasıni düşünen, din kimliğini Türk kimliğinden bile üstün gören, hedef gösteren ve kasınpaşa avareliği ile bu ülkenin başında bulunan biri benim başbakanım olamaz... Evet geleceğe dönüp bakılması ve ülkeyi bir arada tutarar nasıl ilerletebiliriz düşüncesi hepimizin ortak özlemi tabiki, fakat bu özleme bir başbakan ve imam kadrosu dinsel bir yapı sultası altında ve sinsice takiyeler sonucu engel teşkil ediyor... Realiteden ve somut kavramlardan uzak tehlikeli bir şekilde üstelik... Ve sizde bunun farkına varın lütfen... Dost sevgilerimle... .
  9. Yazıyı başından itibaren okursanız kaynağın açık açık "TİRE ASKERİ ARŞİVİNDE" bulunduğu belirtilmiştir.. Eğer konuyu yalanlama ve karşıt bir düşünce belirtmek istiyorsan buyrun Tire Askeri Arşivi ve işe buradan başlayabilirsin... Kalın sağlıcaklar... .
  10. Konunun hükümetle ne alakası var sevgili arkadaşım... İslami faşit bir kafanının türban denen bir bez parçasına karşı verilmiş olan anayasal karar karşında bile din adına nasıl vahşete ve dalalete dönüşebildiğinin lokal bir sonucunın açık göstergesi... Tıpkı kubilaylar gibi... Tıpkı Sivaslar gib... Yobazlık, ticanilik ve islami faşitlik; Ülkemiz için bölücülük kadara büyük bir tehlikedir... Artık tehlikenin farkına varın... Yarın çok ama çok geç kalınabilinir... Sevgiyle kalın.. .
  11. Konu şartlanılmış kişilerce her zaman ki gibi çarpıtılmaya ve yanlış yönlendirmeye açıktır... Her fırsatta bunu tartışmanın öz'ü olan konuya çekmeye gayret göstermek isteyen arkadaşlarımın oyununa gelmemesini özellikle rica ediyorum... Çünkü alışkanlıkların kullanılması insanlara verdiği rahatlatıcı özelliğe kurban gittiği bir gerçektir... _______________________________________ Öz -1 .. Demirel dün de Müslümandı.. Bugün de Müslümandır.. Ama, RTE gibi İslamcı değildir.. Arınç gibi dinci değildir... _______________________________________ .
  12. . İŞTE O YEMİN... "Ben Muhammed Müslüman ümmetindenim. Türkiye dinsiz, laik bir memleket haline gelmiştir. Hayatımı Mustafa Kemal dinsizliği ile savaşa adayacağıma. Türkiye'yi bir din ve şeriat devleti haline getirmek için mücadele edeceğime.Kemal Paşa zamanında çıkarılan dinsiz kanunların tatbikini önleyeceğime, kısa zamanda ümmet esasına dayanan. şeriat devletinin kurulması için çalışacağıma, dinim. Allahım ve bütün mukaddesatım üzerine yemin ve kasem ederim." Sorular : 1. Bu yemin gerçek anlamıyla anayasa ihlali mi değil mi? Aksi ispat edilene kadar, bu şahıs hakkında T.C.Hukuk Devletinin gerekleri yapılacak mı yapılmayacak mı? 2. Sıradan bir T.C. vatandaşı bu tür yeminler ettiği ortaya çıksa hakkında açılacak davada kaç sene hapis ve kamu yararından hak masuniyeti istenir? Ve gereği yapılır?! 3. Böylesine ciddi ve T.C. Devletinin dinamiklerine tam anlamıyla karşı çıkması ile kalmayıp, yüz binlerce şehidin kanı pahasına kurulmuş olan Aziz TÜRK Devletini şer hükümleri adı altında yok edeceğini çok açık bir ifade ile belirten bir şahıs, kimliği ve makamı ne olursa olsun yargı önüne çıkmalı çıkmamalı mı? 4. Bu denli bir yemin KİMİN ADINA ve NEYİN KARŞILIĞINDA edilir? 5. Vatana ihanetin, sözlükteki anlamını açıklayacak bir hukukçu yok mu? 6. Vatana ihanetin, ANAYASA hukundaki yaptırımları nelerdir? 7. Bu konuya değinecek bir HUKUKÇU yok mu? Dünyaya iyilik, doğruluk ve namus mefhumlarını tanıtan YÜCE TÜRK MİLLETİ : Üstündeki mintan, altındaki çarık gidince mi UYANACAKSIN? . Kaynak: http://www.oytrabzon.com/oytrabzon/modules...icle&artid=3351
  13. Konu Sayın Demirel değil.. Her zamanki gibi konuyu tam anlamadan ve önyargılar ile kişiselleştirme ki bu çok kolay birşey ve bunu herkes yapabilir... Fakata konunun özünü anlamak ve onun üzerine yorum yapmak gerçekten bir yetenek meselesidir... Umarım bu yeteneğin demokrasiye ve bilime inan insanların sayılarının her geçen gün artması dileğimdir.. Dost sevgilerle... .
  14. . "Türkiye 1.5 milyarlık İslam coğrafyasında tek laik Cumhuriyettir"! Süleyman Demirel'in Tarihsel Misyonu... Demirel 'in 21'inci yüzyıl Türkiye'sindeki önemi daha önce bu köşede şu yazı başlığıyla vurgulanmıştı: ''Dindar: Süleyman Demirel.. Dinci: RTE ..'' 9'uncu Cumhurbaşkanı'nın siyasal yaşamdaki önemi bu kapsamda arttıkça artıyor... ** Türkiye 1.5 milyarlık İslam coğrafyasında tek laik Cumhuriyettir; herkesin bildiği gibi demokrasi ancak bu temel üzerinde yükselebilir. Ne var ki bu temele İslamcılık aşılamak isteyen iç ve dış güçler ittifakı, siyasal yaşamda iktidara oturmuştur... Laiklik ilkesi 'laikçilik' diye karalanmaktadır; alabildiğine dincilik propagandası kitlelerin damarlarına aşılanmaktadır... Sol kesimde yer alan partilerin bu konuda söyledikleri ve söyleyecekleri tabanda ancak sınırlı bir etki yaratmaktadır... Müslüman halkımız tehlikeyi yeterince göremiyor.. Aklı başında din adamları -çoğunlukla devlet memurudurlar- susuyorlar... Meydan, tarikat şeyhleri, cemaat üçkâğıtçıları, siyaset numaracılarına kalmıştır.. İktidar şerbetiyle sarhoş olanlar bir şeriat devletinin özlemini açıkça dile getiriyorlar... ** Süleyman Demirel tehlikeyi görmüştür... Tesettür isteyenlere Arabistan yollarını göstermesi, 9'uncu Cumhurbaşkanı'nın sorumluluk duygusundan kaynaklanmaktadır. Süleyman Bey'i vurmak isteyenler Demirel'in iktidardayken imam okulu açmasını ve imamlara devletten aylık bağlamasını anımsatıyorlar... Çok güzel... Bu geçmiş, Demirel'in üstlendiği tarihsel misyonda Süleyman Bey için bir 'zaaf' değil, 'güç' tür... Demirel dün de Müslümandı.. Bugün de Müslümandır.. Ama, RTE gibi İslamcı değildir.. Arınç gibi dinci değildir... ** Halkımız 'İslamcılık' la 'Müslümanlık' arasındaki farkı anlamadan bu ülkede demokrasi kurulamayacaktır... 1.5 milyar nüfuslu koskoca İslam coğrafyasında bu yüzden demokrasi kurulamıyor... Tarihsel gerçeklikte 'ümmet' ile 'demokrasi' kurulamadı, 'millet' (ulus) ile kuruldu... 20'nci yüzyılın ortalarında siyasete giren Demirel, 21'inci yüzyıldaki tarihsel misyonunun felsefi içeriğini yakalamış durumda mıdır?.. Öyle sanıyorum ki Süleyman Bey'in yeni hedefi koltuk moltuk hırsının ötesine taşan bir tarih bilincinin kılavuzluğunda oluşuyor... Tarih bilincinin kılavuzluğundaki Süleyman Bey'in Türkiye siyasal yaşamında göz gözü görmezken yapacağı rehberlik, doğruyu bulmak yolunda ülkeye büyük katkılar sağlayacaktır. . _____________________________________________________ Kaynak: C. İ. Selçuk / 14.06.06
  15. . Zerkavi Şehit mi, Gazi mi, Niyazi mi? Türkiye'de yayımlanan bir gazete var. Hedef gösterdiği insanlar terörist kurşunlarıyla can veriyorlar. Bu gazete son olarak da gayet ustaca bir şekilde, yandaşlarının yayımladığı bildiriye gönderme yaparak Ebu Musab El Zerkavi 'yi ''şehit'' ilan etmiş. Konumuz bu gazete olmadığı için adını verecek değilim. Burada Zerkavi ve eylemlerinin niteliği üzerinde durmaktır amaç. Irak halkına karşı oynanan çirkin oyunun farkında olup da ayrıntıları tam olarak bilemeyen, ilk bakışta bu nitelemeyi pek yadırgamayabilir, Zerkavi'yi emperyalizme karşı savaşırkan can vermiş olarak kabul edebilirler. Ne var ki Zerkavi cesareti ne denli büyük olursa olsun, emperyalizme karşı savaşırken can vermiş bir özgürlük savaşçısı, bir ulusal kahraman değildi. Zerkavi için ulus kavramı yoktu ki bir ulusal kahraman olsun. Savaşının anti-emperyalist niteliğine gelince: O emperyalizme karşı değil, aynı zamanda demokrasiye ve ona ulaşmak isteyen herkese karşı savaş ilan etmiş olduğunu açıkça söylüyor, bu açtığı savaşın cihat olduğunu belirtiyor, cihat sırasında Müslüman kanının dökülmesinin de caiz olduğunu ileri sürüyordu. Kısacası kendisinin de belirttiği gibi Zerkavi'nin derdi emperyalizmle değil, demokrasiyleydi; onun için Şiilerle emperyalistler arasında da bir fark yoktu. Emperyalizmin, Irak olayında demokrasi sözcüğü ve kavramını kendi amaçları için kullanmış olmaları, kimseyi Zerkavi'nin niyetleri konusunda yanıltmamalıdır. *** Yanılmamamız gereken bir nokta daha var. Zerkavi'nin ölümü ile Irak'ta o cepheden gelen terör son bulacak değildir. Ruşen Çakır' ın da belirttiği gibi Zerkavi'nin öldürülmesi yanıtsız kalmayacak, ülke içinde ve dışında büyük çaplı eylemler olacaktır. Ne Batı dünyası, ne ABD ne de Zerkavi'nin doğrultusunda olmayan İslam ülkeleriyle halkları bu saldırılardan masun kalabilirler. Bu gerçeği bu şekilde bütün çıplaklığıyla görmekte yarar var. O zaman rahatlıkla şunu söyleyebiliriz: ''Bir Zerkavi'nin öldürülmesi sorunu çözmez, onun yerini yenileri alır.'' Bu saptama doğrudur. Nitekim Irak'ın ülkenin sorununu, işgalciyle işbirliği yaparak çözmeyi kuran siyasetçiler de önemli bir rakiplerinin saf dışı edilmiş olmasından duydukları sevinci gizlemezlerken terörün süreceğini de yadsımıyorlar. Terör bir kez dizginlerinden boşandıktan sonra, artık onu durdurmak güçtür ve süper güçler de kolay kolay bunun önüne geçememektedirler. Başka bir deyişle Amerika, Zerkavi'ye karşı zafer kazanmıştır. Ama zafer ya da hiç, türünden bir zaferdir bu. Teröristlerin elebaşılarının öldürülmesi de onların tümüyle yenildikleri anlamına gelmiyor. Pandora'nın kutusunun kapağını açanlar, artık şer güçlerini dizginlerinden çözüp etrafa salmışlardır. **** Bu noktada da yanılgıya düşerek Zerkavi'nin ve yandaşlarının emperyalist planları suya düşüren yiğitler olduğunu sanmak yanlıştır. Çünkü terördeki tırmanma, hep terörü besler ve sonunda en güçlü olan terörist bundan kârlı çıkar. İlk bakışta düz mantıkla algılanması güç, ancak terörün sapkın düşünce tarzıyla kavranabilen bir gerçektir bu durum. Aslında 11 Eylül'den bu yana meydana gelen her terör eylemi, Bush ve yandaşlarının ekmeğine yağ sürmektedir. Bush ve ''neocon''ların politikalarını yaşama geçirmeleri için bulunmaz birer fırsattır terör eylemleri. Onlar terör eylemleri sayesindedir ki başta kendi kamuoyları olmak üzere, dünyadaki yandaşlarını da Irak'ta demokrasi ve insani değerler için mücadele ettiklerine inandırabilmektedirler. Bu çevrelerin global politik yanları içinde birkaç, birkaç yüz ya da birkaç bin kişinin ölmesinin hiç önemi yoktur. Olaya bu açıdan bakınca, Ebu Musab el Zerkavi veya öbür ''Zarkavi'' lerin istemeseler de Amerikan politikasına çok değerli savlar sunmak işlevini yüklendiklerini görüyoruz. Bu durumda kolaylıkla karar verebilirsiniz: ''Şehit mi, gazi mi, yoksa pisi pisine gitti mi Zerkavi?'' Ebu Musab. ___________________________________________________ Kaynak. C. Ali SİRMEN / 13.06.06
  16. DİPNOT şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Sevgili arkadaşım Su DaMLaSı... Umarım bu kaynak yeterlidir.. Dost sevgilerimle... . http://www.diyanet.gov.tr/turkish/default.asp adresine girin... Tanıtım bölümünü tıklayın... İstatististiki bilgileri tıklayın ve tüm bilgiler karşınızda... Kolay gelsin... .
  17. 10.06.06 / İsanbul-İstinye... Bugün... 10.06.06 / . . . .

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.