Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

DİPNOT

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

DİPNOT tarafından postalanan herşey

  1. 1900 Sonrası Türk Bilimadamları Ayşe Erzan - (Fizik) Ali Rıza Berkem - (Kimya) Jale İnan - (Arkeoloji) Gazi Yaşargil - (Tıp) Semahat Geldiay - (Zooloji) Mustafa İlhan - (Tp) Cahit Arf - (Matematik) Mehmet Erbudak - (Fizik) Fikret Kargı - (Kimya) Cavit Erginsoy - (Fizik) Refik Kortan - (Fizik) Atilla Ertan - (Tıp) Sevim Ercan - (Tıp) Erhan Çınlar - (Matematik) Ziya Akçasu - (Mühendislik) Selman Akbulut - (Matematik) Rüştü Kazım Türker - (Farmakoloji) Alaeddin Akçasu - (Farmakoloji) Gündüz İkeda - (Matematik) Sırrı Erinç - (Yerbilim) Nimet Tahsin Özgüç - (Arkeoloji) Sedat Alp - (Hititoloji) İhsan Ketin - (Yerbilim) Refik Fenmen - (Mühendislik) Paris Pişmiş - (Gökbilim) Remziye Hisar - (Kimya) Kamile Şevket Mutlu - (Tıp) Asım Orhan Barut - (Fizik) Muzaffer Aksoy - (Tıp) Temel Çokoloz - (Kimya) M. Orhan Öztürk (Psikiyatri) Dilhan Eryurt (Gökbilim) Halet Çambel (Arkeoloji) Halil İnalcık (Tarih) Bahattin Baysal (Kimya) Ekrem Akurgal (Arkeoloji) Ata Nutku (Mühendis-Gemi Yapımı) Mübeccel B. Kıray (Sosyoloji) Semavi Eyice (Sanat Tarihi) M. Orhan Öztürk (Psikiyatri) Tevfik Karabağ (Böcekbilim) Feza Gürsey (Fizik) İhsan Ketin (Yerbilim) Cahit Arf (Matematik) Mustafa İnan (Mühendislik) Mustafa İnan Prof. Dr. Osman Tosun (Ziraat-Genetik) Ahmet Topkaya (Diş Hekimliği) Baltacıoğlu (Yazınbilim) Cavit Erginsoy (Fizik) Oktay Sinanoğlu (Kimya) Çağını Aşan Bilimadamlarımız Ömer Hayyam Nasirüddin Tusi - 13. yy - Matematik ve Gökbilim Erzurumlu İbrahim Hakkı - 18. yy -Gökbilim ve Felsefeci El Kindi - Psikofizyoloji Ahmet Fergani - 9. yy - Matematik ve Gökbilim Ebul Reyhan El Beyruni - (973-1052) - Matematik,Fizik ve Doğabilim Abbas Vesim - 18. yy - Tıp Rumi - (1337 - 1436) - Matematik ve Gökbilim İbnu-l Heysem (965 - 1039) - Fizik Piri Reis - 16. yy - Denizcilik Ebu'l Vefa - (940 - 998) - Matematik Gevrekzade Hasan Efendi - 19. yy - Tıp Erzurumlu İbrahim Hakkı Şerafeddin Sabuncuoğlu - Tıp - 14. yy İbn-i Sina - (980-1037) - Tıp Katip Çelebi 16.yy Geometri-Coğrafya Koca Mimar Sinan 16. yy Mimari Hüseyin Tevfik Paşa 19 yy Matematik (Hüseyin Tevfik, bilime onem veren sayılı devlet adamlarından biri) Mürsiyeli İbrahim 15. yy Haritabilim Ali Kuşçu 15. yy Astronomi-Matematik Hulusi Behçet 20 yy Tıp Harezmi 15.yy Matematik Hazini 12.yy Ölçübilim Mazhar Osman Uzman 19-20 yy Tıp Farabi 10 yy Felsefe, Matematik, Gökbilim, Kimya Basmacı İbrahim Müteferrika 17-18 yy Baskı-Matbaa İbni Sina 10 . yy Hemedan, Tıp İbni Sina Eb-Ül-İz (Sibernetik) Eb-Ül-İz Osmanlının Uzaya Bakan Gözü Takiyüddin ve İstanbul Rasathanesi
  2. Yukarıdaki yazıyı saldırı olan ne sevgili arkadaşım ... Siz bence bize tahammül edemiyorsunuz ve tahammülsüzlüğu ve karşınızdaki çelikten duvarı gördükçe bunu saldırı olarak algılıyorsunuz... Evet tekrar belirtiyorum... Kemalistler... Belirli bir şıha, Belirli bir hacıya, Belirli bir hocaya, Belirli bir tahrikata, Amerikalarda büyütülen cemahate, Bağlı olmayan ve inançlarını aklın ve bilimin doğrultusunda analiz eden, günümüz koşulları ile değerlendiren, akılcı, çağdaş ve modern bir inanç anlayışına sahiptir... İste sizler için zor olan bu... Yoksa bende kolayına kaçardım değilmi... Tartışma herzaman heryerde ve her koşulda olmalıdır... Bizim için bundan dönüş yok... Sanıyorum özümüzü oluşturan ve biz biz yapan düşünceye sahip olmakla yaşadığnız çağı analiz edebilen, yorumlayabilen, çözün üretebilen ve değişime açık olan, akılcı, aydın yürekli ve bilimin ve çağdaşlaşmanın ışığında olan bizlere tahammül edemiyorsunuz... Biz bunun farkındayız... Ya siz şunun farkındamısınız.. Bir toplum düşünün ki din pazarlamacılarının, şeyhlerin, şıhların, CIA görünümündeki ''din baronları'' nın peşine takılmış gidiyor... Bir toplum düşünün ki dağları, ovaları, ormanları ''altın avcıları" na verilirken, Eşme' de siyanürden zehirlenirken, Bergama Ovacık'ta soluk alıp veremezken suskun... Devlet okulları ''imam okulu" mezunlarına teslim edilmiş... Tarikat şeyhleri, şıhları okul müdürü yapılmış... El Kadı , tüm dünyada ''terörist" olarak bilinirken Türkiye'de ''güvenilir, dost, kardeş'' olarak tanımlanmış. ABD Savunma Bakanlığı'nın dergisinde ''Türkiye'nin parçalanmış haritası'' yayımlanmış, Cumhuriyet bunu birinci sayfadan manşetten vermiş... Halkımız işsiz ve yoksul!.. 20 milyon insanımız günde 3 dolarla geçiniyor, lise mezunu gençler kahveleri dolduruyor... Binlerce yıllık evrensel kültür ve tarihimiz sular altında kalıyor, Munzur Vadisi yağmalanıyor, Zeugma ve Allianoi can çekişiyor, müzelerimiz soyuluyor... O güzelim Ayvalık' ın ''Şeytan Sofrası" cayır cayır yandı, çam ağaçları kömüre dönüştü... Birde bu ülkeyi ortaçağ karanlıklarına sürüklemeye çelışanları gördükçe, Ve bu problemler din ve imanla da çözmeye çalışanların ciddiyetini görünce... Biz sessiz kalamayız.. Lütfen artık siz de bunun farkına varın...
  3. . . Oktay Sinanoğlu Kimdir? - Lutfen yaziyi dikkatle ve sakin kafayla okuyun, inanin, benzeri bir yaziyi kolay kolay okuyamazsiniz. 1935 yilinda dogdu. Adı Oktay Sinanoglu. 1953/18 yas - Ataturk tarafindan 1928 yilinda kurulmus TED Yenisehir Lisesi'ni burslu olarak okudu ve birincilikle bitirdi. Okulun bursuyla kimya muhendisligi okumak uzere ABD'ye gitti. 1956/21 yas - ABD Kaliforniya Universitesi, Berkeley Kimya Muhendisligi'ni birincilikle bitirdi. 1957/22 yas - Massachusetts Institute of Technology'yi (MIT) 8 ayda birincilikle bitirerek Yuksek Kimya Muhendisi oldu. 1960/25 yas - Yale Universitesi'nde "asistant professor" (yardimci docent)olarak calismaya basladi. 1961/26 yas - Atom ve molekullerin cok elektronlu kurami ile "associate professor" (docent) ve 50 yildir cozulemeyen bir matematik kuramini bilim dunyasina kazandirarak "full professor" (profesor) unvanini aldi. Bu unvan ile MODERN UNIVERSITE TARIHININ VE YALE UNIVERSITESI TARIHININ (son 300 yildaki) EN GENC PROFESORU oldu. 1964/29 yas - ODTU'ye danisman profesor oldu. Yale Universitesi'nde ikinci bir kursuye daha profesor olarak atandi. Dunyada yeni kurulmaya baslayan MOLEKULER BIYOLOJI dalinin ilk birkac profesorunden biri oldu (Watson ve Crick sarmal modelindeki dna sarmalinin cozelti icinde o halde nasil durdugunu kesfeden adam - Solvofobik kuvvet). Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi'ne uye olarak secildi. Buraya secilen ilk ve tek Turk oldu. Iki defa Nobel'e aday gosterildi. Defalarca Nobel Akademisi'nin istegi uzerine Nobel'e adaylar gosterdi. Dunyanin sayisiz yerinde sayisiz buluslari ve teoremleri ile ilgili sayisiz konferans verdi. Su anda 67 yasinda 26 yasindan beri devam ettigi Yale Universitesi'nde Molekuler Biyoloji ve Kimya olmak uzere iki kursude profesor ve son 7 senedir gorev yaptigi Yildiz Teknik Universitesi'nde ise Kimya dalinda olmak uzere bir kursude profesor olarak gorevini surduruyor. "...Ben baktim, Turk Bayragi, Ataturk karsimda, cam cerceveli oldugu icin bayragin ustunde kendi yansimami goruyorum. Icimden yemin ettim, dedim ki: Gidecegim ve orada soz sahibi olacagim, ondan sonra gelip o ********** burada ugrasacagim. O zaman anlamistim ki burada kalirsam Amerika'nin kolesi olurum, oraya gidersem Amerika'nin efendisi olur, buraya gelip onlarla daha rahat mucadele ederim. Ve iste bizi gonderdiler..." "...Hicbir zaman Amerikan vatandasi olmayi dusunmedim. Aklimdan dahi gecmedi. Ben atalarimdan beri Turk kimligimle varim. Ne yaptiysam o sayede yaptim. Ona buna yaranayim diye degil. Otuz yilda bak milleti ne hale soktular. Simdi de 'aclikla' terbiye ediyorlar. Ayarli basinin kose yazarlarindan biri gecenlerde Avrupa Birligi'ne girmenin yararlarindan diye 'O zaman bu ay yildizli pasaport ile Avrupa kapilarina gitmenin utancindan kurtulacagim' diyor. Tanri, bu millete acisin..." "...Yildiz Teknik'te kimyada bir takim hanimlar var, beyler var, profesor, docent. Disarida da vardir. Burada da var, entrikalar doner, ona buna kostek olurlar. Birkaci dedikoducu belli odama geliyorlar. Herkeste dahili telefon var. Ankara'ya bile telefon edemiyorsun, bilgisayardan baglanamiyorsun. Bolum baskanlarinin telefonlari vardi onlar da benim yanimda ya. Suraya bir telefon bulun bari dedim. Bilgi cagindayim diyorsunuz daha telefon cagina gelmemissiniz diyorum. Bilgisayara telefonu baglayamiyorsun. Internet yok. Uc dort yil baglanti kurulmadi. Huseyin Afsar'a (bolum baskani) bari bir telefon bulun dedim. Bana direk telefonundan paralel hat cektirdi. Bazen o yokken ariyorlar, telefonu acip sekreteriyim diyorum. Bolumde iki tane merakli hanim var, ortalikta dolasip dedikodu yapiyorlar. Bunlar bir gun odama geldiler o sirada da telefon caldi. Bu ne dediler. Ben de saf saf telefon dedim. Ertesi gun geldim, makas attirip kestirmisler, koridordan teli kesmisler. Ben de zannediyorum ki, ben bunlar icin firsatim, oyle konular var ki dunyada herkes gelmis, Yale'de benden ogrenmis; Rusya'sindan, Dogu Bloku'ndan, Avrupa'sindan. Ben ayaklarina gelmisim, yeni birsey ogrenin, yapin. Yok. Ozel ders actik, yepyeni seyleri dunyada ilk defa anlatiyorum, disarda herkesin benden ogrenmek istedigi seyleri Turkiye'de Turkce anlatiyorum. Alakasi olmayan, fizikten matematikten insanlar geliyor, asil gelmesi gerekenler yok!.." "...ABD icinden cok gocmus bir ulkedir, tabii pat diye gocmez, arada bir canlanir, tekrar bir seyler olur ama icinden cok zayif taraflari vardir. Dunyada en buyuk borcu olan devlet mesela. Iç ve dış. Ama bir devingen tarafi vardir, arada birsey cikarirlar bir sene oyle idare ederler, sonra yine inise gecerler. Oyle pek gorundugu gibi bir guc degildir..." ...GENCLER, Turkiye'de adet haline gelmis gostermelik islerden kacinin. Sirf universite bitirdi desinler diye, ananiz babaniz Amerika'da mastir yapti diye ogunebilsin diye yuksekogrenime gitmeyin. Sonunda ancak kendinizi kandirirsiniz. Temel gayeleriniz, kendinizin ufak cikarlari otesinde, kendiniz disinda, bu ulke, bu ulus, Turk dunyasi, Avrasya, insanlik icin olsun. Yuksek hedefleriniz icin calisin. O zaman, kendi durumunuz da kendiliginden duzelecektir. Maddiyat ve maneviyati dengeleyin. Formulunuz 'bilim' + 'gonul'dur. Bu iki kanadin biri eksik olursa ne kendinize ne de insanliga hayriniz dokunur. Gundelik siyaset, cikar gruplari, disardan gudumlu gizli veya acik "cemiyet"lerden uzak durun. Ataturk'un dediklerini bol bol okuyun, onlari iste bu gunler icin demis, yazmis. Turkiye'nin serefli, refahli, itibarli ve bagimsiz gelecegi icin Ataturk yolumuzu cizmistir. Dis ulkelerden, onlarin yerli kuyruklarindan medet ummayin. Gayeleri bize yardimci olmak degil, Turk adini tarihten silmektir. Dunyanin neresinde olursaniz olun, kimliginizi, Turk dilini, Turk tarih ve kultur bilincini, binlerce yillik gelenegini kaybetmeyin. Dis ulkelerde ne kadar kimliginizi korursaniz yabancilar da size o kadar itibar edecektir. Baskasini taklit etmeyin. Kendi yolunuzu cizip azimle yuruyun. O zaman herkes sonradan sizi taklit edecektir. Egitimde once bir meslek, gercek bir beceri, bir altin bilezik sahibi olmaya bakin. Ne yaparsaniz yapin en iyisini yapin. Siyasetcinin bilimcinin en kotusu olunacagina tamircinin parmakla gosterilen en iyisi olmak yegdir. Bulabilirseniz Turk okuluna, egitimin Turkce verildigi okullara gidin. Konulara merak sarin, not icin calismayin. O meslekte yararli olacak bir yabanci dili ogrenin. Bulbul gibi konusup yabancidan ayirt edilemez hale gelmek hic sart degil. Unutmayin ki Turk olmak bir kafa gonul isidir. Turk kulturuyle, diliyle, ata sevgisiyle Turk'tur. Soy sop meselesi karistirarak, o herseyimizi borclu oldugumuz serefli atalarimizi karalamaya calisan ic dusmanlarin kitaplarina, yaygaralarina kulak asmayin. Kultur genleri, irk genlerindendaha onemlidir. Vatani, milleti icin her turlu fedakarliga hazir bir taban gerekiyor. Bu taban son elli yilda hayli eritilmis, kafasi, gonlu karistirilmis, birbirine dusen kesimler, disa bagimli sahte aydinlar, icinde vataninin gelecegini dusunmeyen, daha da acisi vurdum-duymazlasmis kalabaliklar olusturulmustur. Bu durumda gercek bir onder cikabilse bile basarili olma sansi pek azdir. Simdi yapilacak is hizla bu toplumun yeniden kaynasmasina, bilinclesmesine, vatanini, milletini kendisinden once dusunen insanlarin cogalmasina onayak olmaktir. Türkiye'yi tekrar Kuvayi Milliye ruhu, Ataturk ruhu kurtaracaktir... OKTAY SINANOGLU, kimdir bu adam? "...bizi 17 yasimizda apar topar zorla Amerika'ya gonderdiler; cirkin bir gaye ile, 'devsirme' olalim diye gonderdiler; cok sukur olmadik!." diyen adam bu. Amerikanin tepesine oturan, dunya bilim cevrelerinin pesinde kostugu adam bu.. Dokuntulerini toplayanlarin Nobel aldigi adam bu iste. Isaret ettiginin Nobel aldigi adam bu iste. Yale Universitesi'ni, Amerika'yi alt ust etmis, modern universite tarihine adini yazdirmis adam bu iste. Bu adam bizim. Bu adam bizi dusunuyor, bizi sayikliyor, geceleri uyuyamiyor ulkesi icin, insanlari icin ve biz bu adami tanimiyoruz. Çünkü tanimamiza izin vermediler. Bu adama 10 kere hakettigi halde Nobel bile vermediler cunku bize gereken bir kivilcimdi bu. Goreceksiniz ki istediginiz kivilcim orada var. Goreceksiniz ki hala ve her zaman bu ulke icin gercekci bir umut var. Goreceksiniz ki ne varsa bizde var, ruh var, gonul var, gorunmeyen bir bag var. Onlarda olmayan bir sey var, sonradan kazanilamayacak birseyler var... Goreceksiniz ve uzuleceksiniz, ne yurtseverler var bizden; ne dahiler var... Ne sesi var ne sedasi var... Canim Turkiye'm, donuyla birlikte bes para etmez, sefil, sozum ona mankenlerin hayatini ezbere bil ama Oktay Sinanoglu'nu tanima. Canim Turkiye'm, televoleyi kacirma, unluler ciftligini kacirma ama bu adami kacir! Canim Turkiye'm, pastanelere "patiseri", lokantalara, "restaurant", magazalara "shop" yazmaya devam et. D&R yaz sonra da Tarzanca iletisim kurulamaz ingilizcenle "dienar" diye oku. Canim Turkiye'm, tepeden tirnaga, sat ulkeni, dilini, degerlerini sat, kendi degerlerini asagila, nasil olsa onlarinki daha iyidir. Sana laf edene ise "fasist" de, "milliyetci" de, "sagci" de, "solcu" de, "komunist" de, "dinci" de, de oglu de. Ama sakin "YURTSEVER" deme!'' Bu yazıya ilgil gösteren arkadaşıma teşekkür ederim... _______________________________________ 11:48, 13/6/2006 / www.blogcu.com/safisazak
  4. Çok açık ve net cevap vermek istiyorum dini kendilerinin tekelinde görenler ve onu en iyi kendilerinin yorum yapabileğeceğini düşünenler ve kendilerini kemalistlerden müslüman olamayacağın öngörüsü ile yaklaşan ve sürekli bunlarla ilgili eyezan gören arkadaşlarımızın yaşamlarında bir kitaptan başka yorum yapamacak kadar yaşama, hayata ve evrene dar bakanlar tahammülsüz bence... O zaman buyrun tartışalım ve mızıkmak yakışmıyor sizlere... Burası çocuk tiyatrosi değilki... Üstelik Kemalistler... Belirli bir şıha, Belirli bir hacıya, Belirli bir hocaya, Belirli bir tahrikata, Amerikalarda büyütülen cemahate, Bağlı olmayan ve inançlarını aklın ve bilimin doğrultusunda analiz eden, günümüz koşulları ile değerlendiren, akılcı, çağdaş ve modern bir inanç anlayışına sahiptir... İste sizler için zor olan bu... Yoksa bende kolayına kaçardım değilmi... Tartışma herzaman heryerde ve her koşulda olmalıdır... Bizim için bundan dönüş yok... MADEMKİ SÖYLEYECEKLERİM DOĞRU, NE DİYE SUSAYIM Kİ... Dost sevgilerimle...
  5. ALINTI(ali0_1 @ Jul 23 2006, 03:37 PM) * Yazıya muhalefet eden biri olarak tepkim dini ve anlayışlarını anlamadan siyasi yorumlarla birilerini karalama isteğidir... Bu yazının sadece bir kaynaktan alıntı olduğunu;geniş çaplı ve farklı bakış açılarından yararlanılmadığını isteyen herkes de görebilir... Farabi nin bozulmuş devletlerden bahsederken deyindiği gibi nedense her türlü din anlayışı yalancı görülüyor;hayır yani din hakkında madem çok bilgilisiniz söyleyin doğruları... Ortaya ayetlerle,hadislerle vs bir şeyler koyun o zaman... Bol kese salla,sonra birinin lafları üzerinden demogaji yap... Yemez kardeşim;kolay değil o kadar... devil.gif Sevgili Ali.. Problem bizde değil... Sanıyorum problem başka yerlerde... Bakın bir düşününü: İslami tarikatlarda-cemaatlerde iyi vaaz veren hocaları herkes tanır, çok saygı gösterir de, kitap yazanları, araştırma yapanları niye kimse bilmez? Çünkü okumuyoruz; dinliyoruz, seyrediyoruz da ondan. Ve üstelik bildiğimizi sanıyoruz. Sorarım şimdi size Peygamber kelimesi arapçamı, farsçamı, ibranicemi... Ya da bugün kutsal olduğu sanılan bağzı sözcüklerin Hz. Muhammet döneminde kullanılmadığını kimse bilmiyor. Söylermisin peki o dönemin 'Mekke dilinin' bugün araplar arasında bile konuşulmadığını kaç kişi biliyor. Hangi arapça'dan behsediliyor; İslam öncesi kuzey ve doğu Arapçası, klasik öncesi Arapça, klasik Arapça, yeni Arapça, orta Arapça, modern Arapça... Hz. Muhammet döneminde Mekke'de konuşulan Arapça'yı bilen kaç kişi var bugün... Maalesef benim zavallı halkımın dinsel inancını biraz okşayınsa sana dünyaları bile veriyor. Bu kim olursa olsun. Fransız ihtilali'nin önderlerinden Jean-Paul Marat ne diyordu: 'HALKI ZİNCİRE VURMAK İÇİN ÖNCE UYUTMAK GEREKİR' Sevgiyle kalın...
  6. Ünlü İngiliz besteci Andrew Lloyd Webber’in “The Phantom of the Opera” (Operadaki Hayalet) adlı müzikalindeki şarkıda sürekli yinelenen bir söz vardır; “Operanın hayaleti, o benim zihnimde” diye. Bu düşüncenin da birilerinin zihnindv ürettiği bir hayalettir kuşkusuz ve bu olsa olsa vagondaki bir hayalettir. Sevgiyle kalın...
  7. Çok İlginç... Düşünce ve eleştirilerinizi daha açık paylaşabilirsiniz burada sevgili İsyanın_gölgesi... Ki gerçekten de bundan mutluluk duyarım... Kaldı ki siz doğruları ve yanlışları değerlendirme birimi olarak ve Kendinizi sorumlu hissedip bunları açık açık dile getirebilme yetkisini kendinizde görüyor olmalısınız ki bu ifadeleri gerçek düşüncelerinizin altına koyuyorsunuz... Lütfen üst düşünceleriniz nedir onları öğrenebilirmiyiz... Burada söz ve düşünçe insanın varolma adına verdiği bir nefes gibidir... Lütfen nefes alın... Burada sizi bundan mahrum edebilecek tek bir insan dahi yok ve buna izin vermeyiz inanın.. Dost sevgilerimle...
  8. İyi de ben ezından çocuklarımızı karanlıklara, gericilere, ******* ve şeriata yem etmemek için uğraşıyor ve bunun da sonuna kadar mücaddelesin veriyorum... Çünkü ülkemizin içinde bulunduğu tehlikenin gayet iyi farkındayım... Ya siz neler yaptınız bugüne kadar öğrenebilirmiyim... YAŞAM HİÇBİRZAMAN TEK KİTAP İLE DEĞERLENDİRİLMEYECEK KADAR BÜYÜK VE GÜRÜL GÜRÜL AKAN KÜLTÜRLE YIKANMAKTADIR... KOVANIZA NE DOLDURDUĞUNUZA BAĞLI DEĞİLMİDİR BİRAZ DA HAYATINIZ... Dost sevgilerimle...
  9. Çocuklarınızı iyi yetiştirin. Doğruları söyletin. Canı istemediği için çalışmadığında elektrikler kesikti demesin. Vazoyu kim kırdı dediğinizde ben kırdım diyebilsin. Sorumluluk almayı öğretin. Sadece kendi üzerine düşeni yapıp kenara çekilmemesi gerektiğini; her zaman her yerde herşeyden sorumlu olduğunu öğretin. Birini ezmeden de yukarılara çıkabileceğini hatta bazen yukarılar denilen şeyin çıkılmasada olur bir yer olduğunu öğretin. İlla birini örnek alsın diyorsanız Mustafa Kemal'i öğretin. Kızlarınızı iyi yetiştirin. Kendi kendilerine yetmeyi öğretin. Namuslu olmanın yürekten geçtiğini öğretin. Evden çıkar çıkmaz ilk köşede eteğinin boyunu kısaltmasına gerek olmadığını öğretin . İstediğini giymeyi öğretin. İnsanın ahlakının sadece kendi beyninde olduğunu öğretin. Kıskanılmanın sevilmeyle aynı olmadığını öğretin. Kıskanılmanın güzel, saygısızlığın kötü olduğunu öğretin. Beni çok kıskanır, dışarı çıkarmaz, şunu bunu giydirmez diyen adamla gurur duymamayı bunun aslında kendine hakaret olduğunu öğretin. Arayıp neredesin ; kiminlesin vs. diyen adama seni tanımadan önce nasıl davranacağımı bilmiyor muydum haddini bil demeyi öğretin. Eşlerini aldatan erkeklerin yanındaki ikinci kadın olmamayı öğretin. Erkeklerle sadece arkadaş olunabileceğini çünkü onlarında sadece insan olduklarını öğretin. Oğullarınızı iyi yetiştirin. Karşı cinse saygı duymayı öğretin. Bir kadının omzuna arkadaş olarak da sarılabileceğini öğretin. Dokunmaktan korkmamasını öğretin. Sevmenin değer verme olduğunu öğretin. SAHIP CIKMAKLA SAHIBI OLMANIN FARKLI OLDUGUNU OGRETIN. Bütün gençliğini birileriyle beraber olmaya çalışarak geçirdikten sonra kimseyle beraber olmamış birini bulup evlenmeye çalışmanın ikiyüzlülük olduğunu öğretin. Bulunmaz hint kumaşı olmadıklarını; olsalar bile burun silinen mendillerin de kumaştan yapıldığını; hiçkimseyi küçük görmemeyi öğretin. AMA NE OLUR ÖNCE KENDİ İCİNİZDEKİ ÇOCUĞA ÖGRETİN... Dost sevgilerimle... Sadece paylaşmak istededim.. Duygularımızın hayat beklentilerimizle paralellik teşkil eddiği için sadece bilmenizi istedim...
  10. . NEDEN?... BİR tarafta Türkiye'nin sadece yüzde 3'ü büyüklüğünde 7 milyon nüfuslu İsrail... Öte yanda İsrail'in çevresinde yer alan, toplam 200 milyon nüfuslu birçok Arap ülkesi. Ama o küçük ülke yıllardır tümünü pataklıyor. Nasıl olur? Bu sorunun yanıtı gerek. Emin Çölaşan dünkü yazısında bu akıl almaz tabloyu, bir tokat gibi çizmişti. Sorun zenginlikse; Arapların yeryüzünün en zengin kavimleri olduğunu hepimiz biliriz. Sorun silahsa; Arapların elinde petrol gibi dünyanın en büyük silahının olduğunu, ayrıca petrol zenginliği ile en gelişmiş silahları alabildiklerini de bilirsiniz. Bir savaşta silah ve para dışında insan gerekiyorsa; işte 7 milyona karşı 200 milyon... O zaman neden?.. İsrail'in barbarlığını lanetleyenler, Filistin'de, Lübnan'da parçalanan çocuklar için dizlerine vuranlar olarak sormamız lazım. Bu sorunun cevabı bize gerekiyor: Neden?.. * Çünkü: Bu yüzyılda hálá ortaçağ kurallarını, yaşam biçimini, kültürünü, eğitimini, hukukunu yaşayan toplumların ayrıca bir "düşmana" ihtiyaçları yoktur. Allah'ın verdiği aklı, yaratıcılığı, gelişmeyi reddeden... Uygarlığa arkasını dönen toplumlar asla kazanamazlar. Yobazların, gericilerin, şeyhlerin, şıhların, mollaların, imamların peşine takılmış. .. Onların kendi çıkarlarına göre kurdukları düzeni yaşamak ve yaşatmak isteyen halkların "medeniyet" karşısında ezilmeleri kaçınılmazdır. * Bunları inandırıcı bulmadıysanız, işinize gelmediyse, yine bana kızdıysanız, o zaman yanıtı siz bulmalısınız: Neden?.. Müslümanların Batı karşısındaki tek onurlu zaferinin sahibi Mustafa Kemal'in devrimlerini ve laik cumhuriyetini hesaba katarak... Ama bu günlerde Türkiye'nin neye ve nereye benzetilmek istendiğini unutmadan... Elinizi vicdanınıza koyup sormalısınız: Neden?.. __'__'__ Bekir COŞKUN / Hürriyet /
  11. YÖK'ten büyük reform!... Tebrikler... Arapça ve Kuran dersi azaltıldı.. Derslerde baş kapatılmayacak. Hadis, Tefsir, dersleri kaldırıldı.. Hıristiyan Mezhebi dersi verilecek... İlahiyat fakültelerine bağlı eğitim veren İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği bölümlerini Eğitim fakültelerine bağlayan YÖK, din öğretmenliği eğitiminin amaç ve programlarını da sil baştan değiştirdi. Programlardaki, "din eğitimi" ağırlığı en aza indirildi. Atatürkçülük ile birlikte Yabancı Dil, Bilgisayar, Felsefe, Sosyoloji, Antropoloji, Müzik, Psikoloji zorunlu ders yapıldı. Arapça pratik uygulaması tümüyle kaldırılırken, bunun yerine zorunlu olarak Türkçe Sözlü ve Yazılı Anlatım dersi konuldu... BAŞ KAPATILMAYACAK Yeni öğretim yılına 10 eğitim fakültesinin bünyesinde başlayacak bu bölümlerde, Kuran dahil hiçbir derste baş kapatılamayacak. Yeniden yazılan konsepte göre, ilköğretim din öğretmenleri, din olgusunu bilim, akıl, felsefe ve sanat ışığında betimleyebilecek biçimde yetiştirilecek. BU YIL UYGULAMADA 10 üniversitenin eğitim fakültesi bünyesindeki İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği bölümünde başlayacak. İlk kez bu yıl, bu bölümlere yeni yerleştirilen öğrencilere uygulanacak yeni programın ana esasları şöyle: ARAPÇA PRATİĞİ YOK Halen bir ve ikinci sınıfın iki yarıyılında da haftada 4"er, ikinci sınıfın ikinci yarıyılında haftada 6 saat teorik, 2"şer saat pratik uygulamayla öğretilen Arapça dersi, artık sadece birinci sınıfın iki yarıyılında okutulacak. Haftalık teorik ders saati sayısı 3"e düşürülen bu dersin pratik uygulaması olmayacak. KURAN DERSİ Kuran"ın Ana Konuları, Hadis, Tefsir, Kelam dersleri tamamen kaldırıldı. Halen birinci ve ikinci sınıfta, "Kuran Okuma ve Tecvid" (Kaide ve bilgilere uygun okunması) adı altında okutulan dersin adı, "Kuran Okuma Bilgi ve Becerisi" olarak değiştirilip ikinci sınıfa alındı. Haftalık 4-5 olan teorik ders saati, iki yarıyılda da haftada birer saate indirildi. PRATİĞİ İLAHİYAT"TA Sadece alan bilgisi dersleri için İlahiyat fakültesi hocalarından yararlanılmasını öngören YÖK"ün, Kuran dersiyle ilgili önemli bir karara da imza attığı öğrenildi. Tavsiye niteliğindeki karar uyarınca, öğrenciler, başın kapatılması, "İslami inanç gereği" zorunlu olan Kuran dersi pratik uygulamaları için İlahiyat fakültelerine gidebilecekler. Bunun dışında hiçbir şekilde baş kapatılmasına izin verilmeyecek. YURTDIŞI YAN ALAN İlköğretim din öğretmenliğinde tüm yan alanlar da kaldırıldı. Bunun yerine dört üniversitede, "Yurtdışı Din Dersi Öğretmenliği Yan Alanı" konuldu. Ankara, Uludağ, Marmara ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakülteleri bünyesindeki bölümlerde açılacak yan alan programlarında, yurtdışında da görev yapacak din öğretmeni yetiştirilecek. YABANCI DİL BİLGİSİ Yan alan programını, yabancı dil hazırlık sınıfını başarıyla bitiren ya da KPDS veya dengi sınav notu en az 65 olan, ikinci sınıfın sonunda tüm derslerden başarılı öğrenciler alabilecek. Yabancı Dil dersinin ağırlıklı okutulacağı bu programda, Din Öğretimi ve Temel Dini Bilgiler dersleri yabancı dilde verilecek. YURTDIŞINDAN HOCA "Yurtdışındaki Türklerin Dini ve Eğitim Sorunları"nın yanında, Avrupa"nın Dini ve Kültürel Yapısını ders olarak görecek bu program öğrencilerine, "Hıristiyanlık Mezhepleri ve Temel İnançları", "Dinlerarası Diyalog ve Misyonerlik" de zorunlu ders olarak okutulacak. Bu dersler olanak ölçüsünde yurtdışından davet edilen öğretim elemanlarınca verilecek. Program esasları Arapça pratik yerine Türkçe Yazılı ve Sözlü Anlatım dersleri konuldu. Osmanlı Türkçesi de zorunlu ders değil. Atatürkçülük, Yabancı Dil ve Bilgisayar zorunlu ders oldu. Okul Deneyimi ve Öğretmenlik Uygulaması ders saatleri ağırlaştırılırken, pratik uygulama konuldu. Eğitim fakültelerine konulan Topluma Hizmet Uygulaması isimli ders, din öğretmenliği için de zorunlu. Öğrenciler, toplumsal sorunları tespit edip, çözüm önerileri geliştirecekler. Hz. Muhammed"in Hayatı dersi kaldırıldı, yerine Hz. Muhammed"in Söz ve Öğretileri dersi konuldu. İslam Hukuku, İslam Dini Esasları, İslam Felsefesi, Uygarlık Tarihi, Mezhepler Tarihi, Din Eğitimi kaldırılarak ilk kez Müzik, Din ve Kültür, Türk Eğitim Tarihi, Ölçme Değerlendirme, Dinlerde Ahlak, Sanat Tarihi, Dini Akımlar, Özel Eğitim gibi dersler zorunlu kılındı. Bu yıl 490 öğrenci alınacak ÜNİVERSİTELERİN İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği bölümlerine bu yıl toplam 490 öğrenci alınacak. Bu bölümleri, imam hatip mezunlarının yanısıra öğretmen liselerinin sözel bölüm mezunları da tercih edebilecekler. Ortaöğretim Başarı Puanları 0.8 katsayı ile çarpılacak bu öğrencilere ayrıca 0.24"lük ek katsayı uygulanacak. ____________________________-________________________________________ KAYNAKLAR: Hürriyet / http://www.digimedya.com/default.asp?NID=138591
  12. ''Türkiye Cumhuriyeti Parçalanacak mı?''... Bugün tartıştığımız parçalanma tehlikesinin temelinde Türkiye'deki dinci, irticai ve ayrılıkçı örgütlenmelerin büyük payı var. Buna karşı savaşta, yaşamı yeni baştan örgütlemek ve alabildiğine siyasallaşma ertelenemez bir görevdir... Gerek yeraltı zenginlikleri, gerek tarihsel ve doğal güzellikleri, gerekse bölgedeki stratejik önemi nedeniyle yabancı güçlerin gözleri hep bu topraklar üzerinde olmuştur. Bizi Kurtuluş Savaşı'na götüren koşullar anımsanırsa bu saptamamızın ne denli doğru olduğu görülecektir... Bölgemizde yaşananlar, içimizdeki çekişmeler ne yazık ki bize 'Türkiye yeniden bir parçalanmaya mı sürükleniyor' sorusunu sorduruyor. Sovyetler parçalandı, Yugoslavya parçalandı, Irak parçalandı. Bu gelişmeleri çok iyi anlayıp, kökenlerine indikçe kendimize de 'Acaba Türkiye de mi parçalanmaya gidiyor' sorusunu sormamız gerekecek. Akıl ve bilimle baktığımız zaman Türkiye'nin bir parçalanmaya doğru gittiğini görmemek olası değil. Örgütlenmezsek laik, demokratik, devrimci kesimler birleşmezsek bilerek veya bilmeyerek bu kötü ve tehlikeli gidişe bizler de ortak oluruz...
  13. DİPNOT şurada cevap verdi: sardunyam başlık Güncel Konular
    İşte benim son günlerdeki en büyük koplo teorim... İlginize saygıyla sunulur.... . http://www.turkish-media.com/forum/index.p...st&p=302423 .
  14. DİPNOT şurada cevap verdi: sardunyam başlık Anı Defteri - Defterleri
    Hani bazen bir dosta ihtiyaç duyar ve kapısını çalmaktan çekinemeyeceği bir dostu verdır insanın, işte size hiç çekinmeden kapısını çalacağınız, bir sızcak muhabet edebileceğiniz ve insan olmanın yüreğini o hana serebileceğiniz ender dostlardan biri ve işte Tan_Vakti. Sadece geceye alternatif değil, insanın gözünede görebileceğiniz ender bir insanseverlik örneği olan bir ışıktır onun cömert bakışları... Tıpkı Şafakta yola çıkmaya hazır bir emekçi gibidir fedakar ve yürekten sevgisi... Seni sevmek için bir okyanusa taş atmak gerekmiyor aslında... Sadece bir damlaya bakmak yeterli bence... İyi varsın dostum... Seni ve aileni seviyorum...
  15. TAKİYE BUNA DERLER... BAKIN NASIL YAPILIYOR... İŞTE PROFESYONEL BİR ÖRNEK... 1- Din konusunda bilgisiz olduğunuzu şeriatın İslamdan farklı bir kavram olduğunu söylemenizden çıkardım... ___(VARAN 1 DİN KONUSUNDA BİLGİSİZLİKLE SUÇLAMA...) 2- Yine Ali BULAÇ'ın "bir aydın sapması isimli kitabında " okuduğunuz yazarların dahi bu konuda ne kadar bilgisiz olduklarını sadece sürekli dine saldırarak bilgi sahibi olunamayacağını örnekleriyle gördüm. ___(Ali BULAÇ... Zaman gazetesinin arka plan köşe yazarıdır ve aynı zamanda FAthullahın borazanlığını yapmaktan geri kalmaz çünkü ekmeğini böyle kazınır...) 3- Dilerseniz size çok bilmiş bir kaç yazarınızdan Din ile ilgili Cehalet kokan bir kaç söz aktarayım. Öncelikle Cumhuriyet gazetesinde Baş Örtüsü Eylemlerinin Yoğunluk kazandığı dönemlerde... ___(Bakın bu h...r hiç çekinmeden hala çamur atmaya devam ediyor... Çamur atmadığı birçok yer oldu, kişi oldu, kurum oldu, hatta çekinmedi Mustafa Kemal ATATÜRK'E bile. Fakat ismini büyük önderimiz Atatürk'ümüzün koyduğu ve onun yılmaz savunucusu ve ilkelerinden ödün vermeyen bir gazetesi kalmıştı ve sonunda onuda becerdir...) 4- yani arkadaşlar din konusu özel olarak üzerinde durulması vakit ayrılması gereken bir konudur. Bu nedenle şeriat ve islam konusunda En azından Din konusunda uzman kişilerin görüşlerinden de faydalanmak lazım... ___ (Tamamıyla ulema ve halife istiyen bir kafa ve bu görevin tez elden Fethullah Gülen denen ABD destekli ve onun kucağında adım edilmiş birine verilmesi konusunda sabırsız gibi.. Yemezler arkadaşım....) 5- Sevgili sardunya Benim savunduğum sistemi siz daha görmediniz. yani dünyada Peygamberimizden sonra ve kısmen dört halife döneminde uygulanmış bir sistemdir.... ___(söyle ve anlat be adam... seni tutanmı var... Nasıl olsa kaptırdın giyidorsun iyiden iyiye...) 6- Bu nedenle öncelikle sardunya isimli arkadaşım şunu bilmeni isterim biz Müslüman dünya görüşüne bağlı olanlar Devlet olmadan inancımızı yaşayamayan cinsten değiliz. Biz bir islam devletinde yaşasak da yaşamasak da Alalh'ın emrettiği şekilde davranmakla yükümlüyüz. ___(Sevgili arkadaşlar siz bu düşünceden ne çıkartırsınız... Ben mi?.... Tamamıyle ........... Vallahi bileyorum. Onuda siz bulun artık...) TÜM BU İFADELERİNDE SONRA İŞTE TUZAK, TAKİYE... ZAVALLI HALKIMIZIN DA DİNİ DUYGULARINI BÖYLE KULLANMIYOR VE SÖMÜRMÜYORLARMI SİZCE?.... BUYURUN GAFİL AVALANACAKLARA HAYIRLI OLUSN... Aynen aktarıyorum... Yani bizim Devlet kurma ya da demokrasiye düşmanlık ya da Cumhuriyete ayaklanma vs.. gibi sizin ağzınızdan çıkan diğer yıkıcı faaliyetlerle ne ilgimiz ne de düşüncemiz vardır. Benim bu forumda yapmaya çalıştığım şey Bu ülkenin hepimize ait olduğunu burgulamaktır. Bakınız bu ülke de 60 milyon insan yaşıyor ise bu ülkede Sardunyanın hakkı 1/60.000.000 dur ve ben nizamulmülkün hakkı da bu kadardır. diğer vatandaşlarınızın da. Bu nedenle sizi benden daha fazla vatansever yapan herhangi bir sebep olmadığı gibi bu vatanı sahiplenme uğraşınızın da mantıki temeli yoktur. Bu ülke sizin olduğu kadar sizin dışınızdaki 60.000.000 dur. Bu nedenle hiç kimseyi düşman olarak damgalama hakkınız yok. Ve unutmayın Atatürkü sahiplenmeniz size bir imtiyaz sağlamaz. Bu nedenle yukarıda da belirttiğim gibi İslam dininde öngörülen sistem Farklı olmakla birlikte Biz müslümanların Bu sistemi zorla Demokrasiyi Yıkarak kurma hakkımız da düşüncemiz de yoktur. Zaten Buna Alalh da cevaz vermez.... Yahu ne denilebilirki... Lütfen artık siz birşeyler söyeliyiverin...
  16. DİPNOT şurada cevap verdi: sardunyam başlık Anı Defteri - Defterleri
    Sıcaklığını, sempatikliğini, seveceğliğini, doğrudan yana oluşunu, saygısından hiçbirzaman hiçbirşey kaybedeyen ve bunu hakeden olduğunu aynı zamanda her koşulda herkese saygı göstermeyi ihmal etmeyen, doğru, dürüst, düzeyli, kişilikli duruşunu kendisini normal yaşamda hiç tanımamış olsakta bizleri buradan bunları hissettiren cok az özel insandan biri olduğunu fark etmemek mümkün değil... Kendisine yürekte dost sevgilerimi gönderiyorum... İyiki varsın sevgili artos32 NOT: Sevgili sardunya'ya da buradan artos32 ile ilgili olarak bize bu duygu ve düşüncelerimizi açıklama fırsatı verdiği için kendisine teşekkürlerimi bir borç bilirim... Sizde iyiki varlardan olan ender dostlarımızdanısın...
  17. Evet düşüncelerinizi kısmen katılıyorum fakat büyük bölümüne asla... Nedine gelince de Cumhuriyet tarihine baktığımızda farklı geleşmelin farklı ve olumsuz sonuçlarını görebiliriz Kürtler üzerinde ki bunu da yapanların çoğunluğunun Türkler değil kendi içlerinde çıkanlar tarafından bizzat yapıldığını göreceksiniz. Yani daha açı bir ifade kullanmam gerekirse şunları söylemek mümkün. 1- Ekonomik ve sosyal olarak problemin genel hatlarının temelinde; ''Türkiye'de bölgecilik yapan Güneydoğu'nun yoksul halkı değildir; bölgecilik yapan, devlet hazinesini sömürerek batıda palazlanan ve doğuya zırnık koklatmayandır; bölgecilik yapan, iktisadi yatırımları batıya toplayıp doğuyu geri kalmışlığın çukuruna yıldan yıla daha çok yuvarlayandır. Vatanın bütünlüğünü düşünen önce Anadolu'da Doğu-Batı ayrımını kaldıracak temel iktisadi tedbirlere yönelir. Yoksa doktorsuz, ilaçsız, okulsuz, ışıksız, yolsuz, gıdasız insan ile nasırını Avrupa'da ameliyat ettiren kompradoru yan yana koyup 'siz kardeşsiniz, vatandaş olarak eşitsiniz' demek gerçeklerle alay etmekten başka iş değildir.'' 2- Yine Kürt meselesini anlayabilmek için Cumhuriyet tariğinden bir kesittir ki şöyle ifade etmek isterim ki o dönemlerde ''Şeyhler ve ağalar ya kendi temsilcilerini Ankara'ya milletvekili diye yollamışlar ya da şeyhlerin, ağaların kendileri politikacı olarak parlamentoya girmişlerdir. Böylece doğuda devlet içinde bir başka âlemin hikmetleri duyulmaya başlamıştır. Halk, geri, alfabesiz, şuursuz bırakılmış, Cumhuriyetin vatandaşı olacak yerde şeyhin ve ağanın kulu kölesi olmuştur.'' 3- Diğer taraftan ise;''Türkiye'de bazı konuların dokunulmazlığı vardır. Konuşulmayan, ele alınmayan, tartışılmayan ve var olduğu halde yok olduğu iddia edilen ne kadar mesele varsa, bilin ki ileride başımıza dert açacaktır. Kürt meselesi de bunlardan biridir.'' Bu nedenle tabiki bunları konuşmakta tartışmakta ve çözüm aramakta fayda var fakat lütfen bunu ezen ve izelenin haline getirmeyin. Cumhuriyet kurulurken ve hala ülkemizin kuruluşu ile ilgili olarak yetersizlikler ve eksiklikler var bunu kabul etmek gerekir tabiki. Bu durumda Türkiye'nn aymazlığı ne sonuç verdi?.. Bizim yok saydığımız sorunun üzerine emperyalist destekle silahlı çatışmayı oturtanlar hem ülkemizi çağdışına düşürmeye hem bölmeye çalıştılar... Sonuç?.. Türkiye bütçesine eşit bir harcama, 30 bin ölü!.. Güneydoğu'nun geri bırakılmışlığı sürdü, bu günlere geldi; ayrımcılığın yarattığı yoksulluk halkın yazgısına dönüştü. Emperyalizm bir tek şeyi başaramadı: Anadolu insanının yüreğine Türk ve Kürt düşmanlığını düşüremedi; bu konuda insanımızın gönlüne işleyen ''Ekmekçi duyarlılığı ve sevgisi'' bizim için gökten inmiş ve geçmiş zamandan süzülmüş erişilmez pahada bir talihtir... Sevgiyle kalın...
  18. . . ÜLKEMİZ AÇISINDAN BUGÜNKÜ DURUM... Ortadoğu'da bugün tüm insanlığı kaygılara düşüren kanlı olaylar yaşanıyor; bir tür acımasız savaş gündemdedir; yalnız Lübnan'da yarım milyon sivil evini terk etmek durumunda kalmıştır. İsrail çevresinde ve Irak'ta yaşananların daha da yayılması ve derinleşmesi beklentisi gündemdedir. Tam bu aşamada PKK terörünün Kuzey Irak'tan desteklenerek Anadolu'da yükselmesi ne anlama geliyor? Kuzey Irak, ABD işgali ve denetiminde değil midir? Bir ülkede dış tehdit ve iç tehlikenin birbirine girmesi en büyük talihsizliktir. Bölgede savaş tehlikesiyle Anadolu'da terör tehdidinin birleştiği noktada öncelikle yapılması gereken nedir? 'Tarih Baba' nın bu alanda ülkelere verdiği dersler açık seçiktir. Savaş tehlikesinin ya da dışardan içeriye postalanan terör tehdidinin patlak verdiği dönemlerde, siyasal çelişkiler ve tartışmalar geriye itilir; bütün partiler ulusal çıkarlar açısından devletin var oluşu amacında birleşip dayanışmaya geçerler; eski deyişle tek hedefte yek vücut olurlar. Bugün dış ve iç tehditler karşısında bulunduğu apaçık ortada olan Türkiye'de durum nedir? Hükümet ve devlet karşı karşıyadır. Laik Cumhuriyete karşıt siyaseti takıyyeci bir anlayışla yürütmeyi demokrasi sanan iktidar ile edilgin muhalefet, teröre her gün kurban verilirken, ortak hedefte bir araya gelemiyorlar. Ülkenin yazgısında bilinçsizliğin bu kadarı Cumhuriyet tarihinde ilk kez yaşanıyor. En büyük tehlike de dış tehdit ya da terör değil, bu dağınıklık ve parçalanmışlık manzarasıdır. Sevgiyle kalın...
  19. 1- Kürt kardeşlerimiz yıllarca zulüm gördüğünü belirtiyorsunuz... 2- Kürtlerin Türkiye sınırlarını kapsamak şartıyla ayrı bir develk kurmaları firine saygı duyursunuz... 3- Kurulacak Kürk devletinin daha özgür olacağına inanıyorsunuz... 4- Türkiye Cumhuriyeti kurldu kurulalı maalesef gücü sadece kertlere yetmişmiş... 5- Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyet dönemi sorunları hala duruyor ve bugüne kadar hiçbir mesele halledilmedi... 1- Kürtler bugün Yahudi ve Hıristiyan devletlerle işbirliği yapmasının temelinde Türklerin yıllarca Kürtleri mahrum bıraktığı konusunda ki düşüncelerinizi beyan etmişsiniz... 2- Federalizm nedir ve Bir bölünmüşlük ifedesi mi? Kürtler federal bir yapı içerisinde kabul edilebilir olduğunu savunuyorsunuz.... (Bunu hayrı bir topic açarsanız forumda tartışma olanağı yaratabilirsiniz) 3- Kürtleri yok sayın çünkü onlarda çaldıklarınızı düşünmeniz gerikir diyebiliyorsunuz.. ..... Yorum okuyucuğnun... Sevgiyle kalın...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.