sardunyam tarafından postalanan herşey
-
Frozen......
afiyet olsun, faydaları nelerdir?
-
Eurovision'a ve Kenan Doğulu ..
Türkü ezgileri de kullanılabilir, madem geliştirilmesi gerekiyor ama kendinizden de bişeyler katmanız gerekir değil mi? Mehter öncelikle bir ordu bandosudur ve tarihi bir mirastır, sevgili taurusmutis, sen daha iyi bilirsin elbette bu işi profesyonelce yapıyorsun... mehteri geliştirmek için yeni müzikler oluşturmak gerekir ama mehter marşlarına benzemeside gerekir. O eski kültür artık kalmadı... Söylediğine sonuna kadar katılıyorum zaten bende aynını söyledim, evrensel talebe hitap eden, kendi kültürümüzünde zenginleşerek geliştirildiği bir melodi yapılırsa başarılı olur. Sözler anlayanlar için mana bakımından önemlidir aslolan müziğin rengidir, yoksa şiirlerle yetinebilir insan... baştada söylediğim gibi bu bir yarışma, ülkeler arası bir nevi kültür yarışması, son yıllarda kazanan şarkılara dikkat etmişsindir, batı saunduyla birleştirilmiş kültürel ağırlığı olan şarkılar derece aldı. mesela ben Bosna Herseğin dereceye girdiği parçayı çok beğenmiştim. yunanistanın birincilik aldığı parçada da kemençe kullanmışlardı bilirsin kemençe karadenizin türkülerinin folklorik ensturumanıdır. ve dikkat çekende kültür zenginliğidir. ve bizim kültürel zenginliğimiz çok fazla neden değerlendirmeyelim.? selamlar
-
sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm...
yirim o küçük elleri ben, fıstık kızım... hadi gel birlikte uçalım
-
Frozen......
hergün bir avuç ceviz, tabi yersen
-
Çağrışım
bişey çağrıştırmamış nokta
-
ŞUNU ANLADIM
şunu anladım ki maymun gözünü açtı
-
büyücü olsan üstekini neye cevırırdın :)
kleopatra biraz asi bir kız, onu asiye ye çevirdim
-
bilmiyordummm
bakın neler öğrendim.. diloş varya, işte o aslında kasapmış, frozen varya oda, medyummuş leyla, aslında evhanımı değilmiş bir astronotmuş... yumote, öğretmen değil, şarküteride reyoncuymuş siyahx, popçuymuş egzorsist, gardiyanmış bilmiyordum öğrendim... :blink:
-
Eurovision'a ve Kenan Doğulu ..
Ancak eurovision ülkeler arası bir yarışmadır. bir kaset promosyonu değil ki. İspanyollar, Yunanistan, Almanya da çoğu zaman kendi dillerinde şarkılarla katıldılar... Türkçe söylemeli çünkü, güzel bir dilimiz var, o bizim kimliğimiz, yarışmayada kendi kimliğimizle katılmalıyız diye düşünüyorum.... Bizim dilimizde sözcükler hem daha duygulu, hem daha anlamlı, ha bunun önemi yok diyebiliriz ama herşeyden önce bu bir yarışma... Dünya starı olmak için çaba gösterilmiyor kaldı ki eğer öyle olsaydı, Tarkan'ın ingilizce albümü tutardı oysa Şımarık albümü ondan daha çok sattı... Söylediğim gibi, eğer melodi evrenselse, hemde etnik ezgi içeriyorsa ilgi çekecektir. Hint müziğinin ve Afrika müziğinin dünydada çok popüler olduğu aşikar... Hafif batı müziği denilen Türk popu, Arab ezgileri içeriyor son yıllarda buna katılıyorum... Ve bunun bir arayış olduğunu düşünüyorum. Türk entrumanları ile oryantalist ezgi içeren bir müzik bu işi götürür diye düşünüyorum... Tanıtım yapılacaksa bu onlara benzemekle olmaz, kendin gibi ama evrenselliği yakalamış bir yenilikle yapılmalı... şimdi burda senle kapışırmışız, taurusmutis, yok yok kapışmayız, latife ediyorum... sen frozen olsaydın kapışırdık ama değilsin...
-
Hrant'ı Kim Öldürdü ?
Hrant Dink'i onun ölümü kimin en çok işine yarayacaksa onlar öldürdü... Hem Hrant Dink'ten kurtuldular, hem onun cesedinden yararlandılar... Türkiye'de ne milliyetçilerin ne dindarların bu cinayetten bir çıkarı olmamıştır... birileride kullanılmıştır...
-
301... Hırant Dink ve Orhan Pamuk...
hakimlerin kendileri dahi kabul ediyorlar yargının bağımsız olmadığını ve pek çok insan da biliyor Avrupa'nın dayatmaları sonucu hangi yasaların çıktığını, kimlerin idamdan döndürüldüğünü, kimlerin serbest bırakıldığını... Orhan Pamuk davasının nasıl düşürüldüğünüde bilmeyen kalmamıştır sanırım. Erbakan'ın yargılanışında, Mesut Yılmaz'ın yargılanışında nelerin yaşandığını, onların kiminin yaştan yırttığını, kiminin davasının zaman aşımından kaldırıldığını... (bu arada devleti soyanların nasıl yırttığını) hortumcuların, vurguncuların, zapsuların nasıl yasaların boşluğuna denk getirildiğini... Burdan anlaşılıyor ki, Türkiye'de yargılanmaktan yırtmak için ya sırtını Ab'ye dayayacaksın, Ya Abd'ye, ya da içeride ki yardakçılara...
-
En Gıcık Olduğunuz Üye..
işta gasa gelmişsin, sende gıcıksın, gasa da gelirsin, gelirsin, gelirsin frozen zaten gıcık, gıcık, gıcık, en birinç gıcık... hemide her daim gissli... eğer bir tek gizli üye varsa bilinki o frozendir
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
Gidiyor musun diye sorma bana. Gönderen sensin. Ne terk etmeyi istedim seni, Ne de daha yaşamadığımız bu aşkı toprağa gömmeyi. Senin kadar öfkeliyim ben de. Senin kadar endişeli... Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak güç verirdin bana Ama inandıramadım seni. Sen, sorgularken beni kafanda Ben, gözlerinin içine bakıyordum kuşkuyla. Bir tek sözün bağlardı beni sana, Oysa sen hep susmanın koynunda. Aşkın içine bir kez girdi mi kuşku, Teslim alır bedenleri de. Sütten çıkmış ak kaşık değildim Ama yalanı sokmadım iki kişilik dünyamıza. O dünya ki bazen minicik bir odada Bazen kentin ortasında şekillendi. Nasıl da güzeldi... Zaten varsın diye her şey güzeldi ama Sen buna inanmadın. Ah bu sorular... Yaşamak varken sevdayı delice, Niye boğarız sorularla? Nasıl ikna edebilirdim seni? Ben, aşk dedikçe sen, dur dedin. Ben, seninleyim dedikçe Sen, hayır dedin. Zaten az konuşan sen Olumsuz ne kadar sözcük varsa Bulup çıkardın ortaya. Bense hiç bir şey diyemedim. Ne kadar zarar vermişim sana meğer. Nasıl değiştirmişim seni. Oysa hiç böyle düşünmemiştim. Kimseye zarar vermek istemem ben. Kimseyi olduğundan farklı bir hale getirmek istemem. Ama öyle oldu işte. Demek ki; gitmelerin zamanı şimdi. Çocukluğuna sığınır atlatırsın bu acıyı. Ne sevişmelerimiz kalır aklında, ne sevda sözlerimiz. Rahat değilim diyordun ya, rahat ol artık. Gülüşlerini saklaman için bir neden kalmadı. Tedirginliğinin sebebi de kalktı ortadan. Biliyor musun bir tanem! Gidişim yürekten değil, zorunluluktan. Sanma ki, bu toy sevdayı başka kimliklere taşırım. Sanma ki, benden sakladığın gülüşleri yalancı yüzlerde ararım. Seni de götürürüm yüreğimde. Her zaman yokluğunu taşırım. Bulup, bulup kaybettim seni bebeğim. Ne yazık ki, tozduman edemedim kuşkularını. Ne yazık ki, kalamadın bana. Öpücüğümün kokusu kalacak kapının eşiğinde. Kokladıkça; bizi bir yanlışa mahkum ettiğini anlayacaksın.
-
ஐ๑((-_-))๑ஐ๑ LEYLA ๑ஐ๑((-_-))ஐ๑
veeeeeee işte sen...
-
Frozen......
bizde idare ederiz, sen idare et... kime ayıp, çok ayıp ama
-
En Gıcık Olduğunuz Üye..
neymiş şu görefin söylede bilelim, beni isliyon demi gissli gissli... çıkmam ortacıklara saklandım ben nightwish seni gidi, hemende gasa gelmiş
-
Eurovision'a ve Kenan Doğulu ..
bencede Türkçe okumalı, madem müzik evrensel o zaman dilin anlamı varmı? Biz nasıl kulağımıza hoş gelen melodiyi hangi dilde olursa olsun dinliyorsak, bizim müziğimizde kulağa hoş gelirse ve eurovision da iyi performans gösterirlerse, iyi derece alırlar. Sertab İngilizce söylediği için değil, iyi yorumladığı ve müziği evrensel beğeniye hitap ettiği için 1. oldu... bence Türkçe söyleseydi de aynı dereceyi alırdı... ve eurovisiona siyeset karıştırmazsa insanlar hakedene hakkınca puan verirse alınan derece hakkıyla alınmış olur, ama çoğu zaman öyle olmuyor... Kenan Doğulu iyi bir yorumcu, sahnesi de iyi Sezen'den de destek almış, bence başarılı olacaktır... 1. olmasada olur... başarılar diliyorum... biz Yunanistan'a Kıbrıs Rum kesimine puan verirken beğenimize göre puanlıyoruz, ama onlar aynını yapmıyorlar. malesef... Dikkat ederseniz, avrupada hangi ülkelerde Türk vatandaşı çoğunlukta yaşıyorsa onlardan gelen puanlar yüksek oluyor, ama kuzey avrupadan genelde az puan çıkar bize... tekrar başarılar diliyorum Kenan Doğulu'ya...
-
En Gıcık Olduğunuz Üye..
sanki kendisi değil... ben arada bir gizleniyom, sen hep gizlisin arada bir ortaya çıkta bilelim neler yapıyon
-
hayatı en iyi ne anlatır?
Herşey Sende Gizli Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin... Can Yücel
-
sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm...
Güzel'e Dun gece senin kucucuk elinle yalniz yattik Yalniz senin kucucuk elinle yalnizlik Kandilli ilkokulu kadar kalabalik Zilleri caldiginda duslerinin Siniflarin kapilari ardina kadar acik Gokyuzunun, denizin, topragin, hayalle, emegin Hakli siniflari Sen ki cicekleri toplamayan guzelim Cicekleri sulayan cocuk Ve ben ki buruk ve kavruk Bir ihtiyar adamim artik Oyle guzeldim ki senle, ciceklerden cok Ve anladim, anladim ki bir daha Düsünde bile göremez isler Düslerin gördügü isleri
-
Frozen......
hadi ya, hay aksi gördünmü bak adres yanlış mış neyse idare ediver...
-
YUMOTEm Meleğimmm için, Meleğim seni çok seviyorum
Buluşmak Üzere Diyelim yağmura tutuldun bir gün Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek Öbür yanda güneş kendi keyfinde Ne de olsa yaz yağmuru Pırıl pırıl düşüyor damlalar Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın Dar attın kendini karşı evin sundurmasına İşte o evin kapısında bulacaksın beni Diyelim için çekti bir sabah vakti Erkenceden denize gireyim dedin Kulaç attıkça sen Patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan Ege denizi bu efendi deniz Seslenmiyor Derken bi de dibe dalayım diyorsun İçine doğdu belki de İşte çil çil koşuşan balıklar Lapinalar gümüşler var ya Eylim eylim salınan yosunlar Onların arasında bulacaksın beni Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya Çakmak çakmak gözleri Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı Herkes orda sen de ordasın Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim Özgürlüğe mutluluğa doğru Her işin başında sevgi diyor Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili Bi de başını çeviriyorsun ki Yanında ben varım Can Yücel
-
diloş...
Bilmelisin ki Bilmelisin ki ... Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez. Bilmelisin ki ... Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır. Bilmelisin ki ... Karsındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin nereden geçtiğini bulmak zor. Bilmelisin ki ... Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez. Gerçek aşkların da! Bilmelisin ki ... Tecübenin kaç yasgünü partisi yaşadığınızla ilgisi yok, ne tür deneyimler yaşadığınızla var. Bilmelisin ki ... Aile hep insanın yanında olmuyor. Akrabanız olmayan insanlardan ilgi,sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz. Aile her zaman biyolojik değil Bilmelisin ki ... Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir. Bilmelisin ki ... Bazen başkalarını affetmek yetmiyor. Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor. Bilmelisin ki ... Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin için dönmesini durdurmuyor. Bilmelisin ki ... Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir. Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz Bilmelisin ki ... İki kişi münakaşa ediyorsa, bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez. Bilmelisin ki ... Her problem kendi içinde bir fırsat saklar. Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır. Bilmelisin ki ... sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor. Can Yücel
-
Frozen......
Eğer O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer. Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer. Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin kalbiyse eğer. Korkulacak bir yanı yoktur aşkların, insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer. O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses, hiçbir zaman duyulmasaydı eğer. Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar, kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer. Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla, öylesine delice bakmasalardı eğer. Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de, kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer. Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin, son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer. Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman, meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer. Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman, beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer. Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla, tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer. O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi, yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer. O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar, son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer. Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri, her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer. Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de, dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer. Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel, namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer. Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından, dokunulası ipekten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer. Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de, sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer. Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine, kulağına okunacak biri olsaydı eğer. İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de, kartvizitinde "onca ayrılığın birinci dereceden failidir" denmeseydi eğer. Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar, ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer. Issızlığa teslim olmazdı sahiller, kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer. Sen gittikten sonra yalnız kalacağım. Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse... Evet Sevgili, Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, kim uzanmak isterdi ince parmaklarına, mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!! Can Yücel
-
ஐ๑((-_-))๑ஐ๑ LEYLA ๑ஐ๑((-_-))ஐ๑
Dostlar ırmak gibidir Kiminin suyu az, kiminin çok Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya Insanlar vardır; üstü nilüferlerle kaplı, Bulanık bir göl gibi... Ne kadar ugrassanız görünmez dibi. Uzaktan görünüsü çekici, aldatıcı İçine daldıgınızda ne kadar yanıltıcı.... Ne zaman ne gelecegini bilemezsiniz; Sokulmaktan korkarsınız, güvenemezsiniz! Insanlar vardır; derin bır okyanus... İlk anda ürkütür, korkutur sizi. Derinliklerinde saklıdır gizi, Daldıkça anlarsınız, daldıkça tanırsınız; Yanında kendinizi içi bos sanırsınız. İnsanlar vardır, coskun bir akarsu... Yaklasmaya gelmez, alır surukler. Tutunacak yer gostermez beyaz kopukler! Ne zaman nerede bırakacagı belli olmaz; Bu tip insanla bir omur dolmaz. İnsanlar vardır; sakin akan bir dere... İnsanı rahatlatır, huzur verir gönüllere. Yanında olmak baslı basına bır mutluluk. Sesinde, görüntüsünde tatlı bir durgunluk. Insanlar vardır; çesit çesit, tip tip. Her biri baska bir karaktere sahip. Görmeli, incelemeli, dogruyu bulmalı. Her seyden önemlisi insan, insan olmalı... İnsanlar vardır; berrak, pırıl pırıl bir deniz. Bosa gitmez ne kadar güvenseniz. Dibini görürsünüz her sey meydanda. Korkmadan dalarsınız, sizi sarar bir anda. İçi dısı birdir cekinme ondan. Her sözü içtendir, her davranısı candan... can yücel