Tahmin edileceği üzere anne ve babanın öncelikli görevi çocuğa bakma ve onun ile ilgilenmektir. Çocuğun sağlık, eğitim, barınma gibi ihtiyaçları makul bir şekilde anne ve baba tarafından karşılanmalıdır. Çocuk yeterli bir eğitim görüp kendi ayakları üzerinde durabilecek aşamaya gelene dek anne ve babanın maddi ve manevi desteğine ihtiyaç duyar.
Evlilik içerisinde velayet hakkı her iki eşe de aittir. Ancak eşlerin boşanması durumunda çocuğun kimde kalacağına Aile Mahkemesi karar verecektir. Örneğin Adana’da açılacak bir velayet davası “Adana Aile Mahkemeleri”nde açılmak zorundadır.
Çocuğun velayeti, çocuğa hangi eş tarafından daha huzurlu ve güvenli bir gelecek sağlanacak ise o eşe verilir. Çocuğun boşanma davası sürecinde yıpranmaması ve etkilenmemesi çok önemlidir. Bu nedenle mahkeme dava süresince tedbiren de olsa velayeti eşlerden birisine verecektir. Kendisine velayet hakkı verilmeyen eşe ise “çocuk ile kişisel görüş saatleri” hakkı tanınacaktır. Bunun nedeni çocuğun anne veya babanın eksikliğini hissetmemesi gerekliliğidir.
Çocuğun velayetini almayan eş çocuğa iştirak nafakası ödeyecektir. Bu nafakanın amacı diğer eşin de hala çocuk üzerinde sorumluluk sahibi olmasıdır. Bu nafaka talep edilmese dahi mahkeme tarafından göz önünde bulundurulması gereken bir husustur. Nafaka yükümlülüğüne uymayan taraf “tazyik hapsi” ile cezalandırılır.