Zıplanacak içerik

Ümit Ürkmez

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Ümit Ürkmez tarafından postalanan herşey

  1. İstanbul'daki barajlar kırmızı alarm veriyor İstanbul’da son günlerde sıcaklık değerleri rekor kırdı. Ekim ayı sıcaklık ortalamasının 20.3 derece olduğu megakentte ortaya çıkan tablo uzmanları endişelendirdi. Kent genelinde iki gün boyunca gündüz sıcaklık değerleri 34-35 derece seviyesine kadar çıkarken, barajlardaki genel doluluk oranı ise yüzde 35 seviyesine geriledi. İstanbul’un en önemli su kaynakları sayılan Terkos’ta Ağustos ortasında yüzde 71 olan su seviyesi yüzde 20’ye, Darlık’ta yüzde 62’lik seviye, yüzde 23’e, Ömerli de ise yüzde 65’den yüzde 40 seviyesine geriledi. İstanbul’da kuraklık tehdidi devam ederken, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Orhan Şen, “Ekim ayı ortalama sıcaklık değerleri iki günlük sürede neredeyse iki katına çıktı. Son 48 saatlik dilimde 100 yılın Ekim sıcaklık rekoruna şahit olduk. Havalar çıldırmış durumda. Yarından itibaren şiddetli, ekstrem yağışlar göreceğiz ancak İstanbul için kuraklık sorunu devam edecek. Asıl sıkıntı Kasım ayında tarımsal kuraklıkla ortaya çıkabilir. Kaldı ki, meteorolojik veriler Kasım ayının da kurak ve normal sıcaklık değerlerinin üzerinde geçeceğini gösteriyor” dedi. Kuraklık yılı Prof. Dr. Şen, uyarılarının devamında ise şunları söyledi: “Meteoroloji uzmanları olarak, 1 Ekim’i ‘su yılı başlangıcı’ kabul ederiz ancak ortaya çıkan tablo ‘kuraklık yılı’ olduğunu gösteriyor. Sadece İstanbul için ülkenin genelinde iklimsel tehlike çanları çalıyor. Perşembe akşamı göreceğimiz ekstrem yağış, yüzeysel akışla boşa gidecek. İstanbul’un su toplama havzaları imara açıldığı için yağışlar, toprağa karışamıyor. Melen Barajı ivedilikle tamamlanıp hizmete girmeli. Kuraklık devam ederse, önümüzdeki yaz su seviyeleri dibe vurur. İstanbul’un günlük su ihtiyacı 3.2 milyon metreküp. Su tasarrufu, kayıp, kaçakların önlenmesiyle bu oranı 2.5 milyon metreküp seviyesine düşürülmeli.” Ilıman bir kış Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Prof. Dr. Adil Tek de iklim modellemelerinin önümüzdeki kasım ve devamındaki dönemde kurak geçeceğini gösterdiğini belirterek, “Sel şeklinde görülen yağışlar toprağa ve su kaynaklarına karışmadan yüzeyden akıp gidiyor. Son yıllarda ortaya çıkan yağış rejimi toprağı doldurmadığı gibi yeraltı suları da beslenemiyor. Çok kurak bir dönemden geçiyoruz. Küresel iklim değişikliğinin etkileri ortaya çıkmış durumda. Deniz suyu sıcaklıklarının artmasından dolayı total yağışlar artsa da, yağmurlar toprağa karışamıyor. En sıcak ekim günlerinden birine olduk. Önümüzdeki kış İstanbul özelinde kar yağışı istenilen veya geçmişteki düzeyde olmayacak. Kurak yaz ve sonbahardan sonra ılıman bir kış bizi bekliyor. İklim değişimi korkutuyor” diye konuştu. Tablo kötüye gidiyor Devlet Su İşleri (DSİ) eski Daire Başkan Yardımcısı ve Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız tablonun kötüye gittiğine dikkat çekerek, “Bu tablonun 2021, 2022’ye sarkması durumunda çok açık söylüyorum, İstanbul susuz kalır. Suyun çok verimli kullanılması gerekiyor. İstanbul, çevresindeki su kaynaklarını sünger gibi emiyor. Vatandaşların su kullanım bilincini artıracak eğitim ve tanıtımlar yapılmalı. Suyu verimli kullanan tesislere geçilmeli. Araba yıkama, halı yıkama gibi hoyratlıklara son verilmeli. Bulaşık, çamaşır yıkarken suyu çok dikkatli tüketmeliyiz. Çok acil olarak gece, gündüz demeden tüm medya ve sosyal medya kanallarından su tüketimine yönelik bilinçlendirme çalışmalarına başlamalıyız” diye konuştu. Yüzde 57 azalma var Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Eylül 2020 dönemine ilişkin Alansal Yağış Raporu’nda, ülke genelindeki yağışların geçmiş ve geçen yılki döneme kıyasla normalin altında gerçekleştiği vurgulanırken, “Eylül ayı yağışı 9.4 mm, normali 21.8 mm ve 2019 yılı eylül ayı yağışı 16.0 mm’dir. Yağışlarda normaline göre yüzde 57, geçen yıl eylül ayı yağışına göre yüzde 41 azalma görüldü” denildi. Dolu uyarısı İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Deniz Demirhan, mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıkların yarından itibaren düşeceğini belirterek, Kuzey Ege, Batı Karadeniz, Trakya ve Marmara’da lokal olarak dolu yağışının görülebileceği uyarısında bulundu. Sıcaklıkların 10 derece düşeceğini belirten Demirhan, “İstanbul’da gök gürültülü sağanak yağış ve yıldırım riski çok yüksek. Yine kuvvetli yağıştan dolayı sel ve dolu ihtimali var” dedi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Adil Tek de yarın ve cuma günü için “Dolu oluşma olasılığı çok yüksek görünüyor. Beraberinde hortum da oluşabilir” diye konuştu. KAYNAK: MİLLİYET GAZETESİ
  2. Kocaeli'de koronavirüs tedbirlerine uymayan 269 kişiye para cezası Son dakika haberleri... Kocaeli'de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirlerine uymadıkları gerekçesiyle 269 kişiye para cezası uygulandı. İl Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Kovid-19 salgınının yayılmasının önlenmesine yönelik çalışmalar kapsamında 19 bin 825 kişinin bilgileri sorgulanırken 1426 iş yeri denetlendi. Denetimlerde karantina ihlali yapan 19, maske takmayan 242, sosyal mesafe kuralına uymayan 8 kişi ile salgın kurallarına uyulmayan 1 işletmeci, ayakta yolcu kısıtlaması kuralına uymayan 2 sürücüye para cezası uygulandı. Ayrıca farklı suçlardan aranan 60 kişi yakalandı
  3. Son dakika: Konya'da 4 ve 3,8 büklüğünde iki deprem! Son depremler... Son dakika haberine göre; Konya'da 4 dakika arayla iki deprem meydana geldi. Konya'nın Emirgazi ilçesinde 4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Bu depremden sadece 4 dakika sonra 3.8 büyüklüğünde bir sarsıntı daha yaşandı AFAD'dan son dakika deprem açıklaması geldi. Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığının internet sitesinde yer alan bilgiye göre, saat 07.15'te merkez üssü Konya'nın Emirgazi ilçesinde 4 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Depremin, 6,98 kilometre derinlikte oluştuğu belirlendi. Bu depremden sadece 4 dakika sonra 3.8 büyüklüğünde bir sarsıntı daha yaşandı. .
  4. Ege Denizi'nde bir korkutan deprem daha! Gelen son dakika haberine göre, Ege Denizi açıklarında Gökçeada’ya 109.46 kilometre mesafede 4,6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Ege Denizi açıklarında Gökçeada’ya 109.46 kilometre mesafede 4,6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'ndan edinilen bilgiye göre, sabah saat 07.12'de 37,57 kilometre derinlikte kaydedilen depremin merkez üssüne en yakın yerleşim yerleri 17,20 kilometreyle Yunanistan'ın Aynoroz bölgesi ve 109,46 kilometreyle Gökçeada oldu.
  5. Türkiye’nin 3 aşı projesinde son durum! Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’nin Covid-19 ile ilgili aşı çalışmalarında hayvan denemelerinin tamamlandığını, insan denemeleri kısmına gelindiği müjdesini verdi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, korona virüse (Covid-19) karşı ‘Covidsera’ isimli antiserum çalışması yapan Adıyaman Organize Sanayi Bölgesindeki Vetal Aşı Fabrikasında incelemede bulundu. Atlardan antikor elde ederek Covid-19’a karşı Covidsera isimli antiserum çalışmasında sona gelen Vetal’i gezen ve laboratuvarları inceleyen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, firmanın alt yapısıyla ilgili yetkililerden bilgi aldı. Fabrikadaki incelemenin ardından aşı çalışmaları ile ilgili önemli açıklamada bulunan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’nin aşı çalışmalarında diğer ülkelerden geri kalır bir yanı olmadığını, 3 aşıda insan denemeleri seviyesine gelindiğini kaydetti. "AŞILARI ÜLKEMİZDE ÜRETMEK İSTİYORUZ" Bakan Mustafa Varank, “Hem aşı geliştirme hem de ilaç geliştirme projelerimiz büyük bir kararlılıkla, bilim insanlarımızın üstün gayretleriyle devam ediyor. Aşı geliştirme çalışmalarında 2 projede hayvan denemelerini tamamladık. İnsan denemeleri kısmına geldik. Osman Erganiş hocamız burada, oda bizimle beraber. Oda inaktifvirüs aşısında, çalışmalarında son noktaya geldi. Dosyalarını Sağlık Bakanlığına teslim etmek üzere. Yani 3 aşı projemizde sona geldik diyebiliriz. Tabi ki bu aşıların geliştirilmesi yanında bunların üretimi de önemlidir. Bunları Türkiye’de üretebilmek için alt yapıya sahip bütün şirketlerimizi geziyoruz. İşte burada Vetal bizim önemli bir adayımız. Buradaki tesislerin Sağlık Bakanlığımızın sertifiye etmesinden sonra buradaki tesisler insan aşısı üretmek için de çok rahat bir şekilde kullanılabilecek. Biz Sağlık Bakanlığımız ile görüşmelerimizi yapıyoruz. Ekipler geldi bu tesisleri ziyaret etti. İnşallah buradaki sertifikasyon çalışmalarından sonra insan denemesi aşamasına gelen çalışmalarımızın burada üretimini yapıp Faz1 aşamasına geçmek istiyoruz” dedi. "YURT DIŞINDAKİ ÇALIŞMALARDAN GERİ KALIR YANIMIZ YOK" Adıyaman’da böyle bir önemli tesisin bulunmasından gurur duyduğunu belirten Bakan Varank, “İnşallah bu tesislerle ülkemize şifa olacak aşıları kendimiz üretebileceğiz ve vatandaşlarımızın hizmetine sunabileceğiz. Tabi Türkiye’de diğer ülkelerle yapılan faaliyetlerde var. Onlar ilgili de klinik çalışmalar devam ediyor. İnşallah bütün amacımız bilim ile bu hastalıktan kurtulmak ve biz burada bilim insanlarımızın çalışmalarından son derece memnunuz. Yurt dışı ile karşılaştırdığımız da onlardan eksik kalır hiçbir tarafımız yok. Hatta birçok inovatif aşı denemelerini, ilaç denemelerini bizim insanlarımız yapıyor. İnşallah buradaki tesislerle de netice almak için son surat çalışmalarımıza devam ediyoruz” şeklinde konuştu. Aşı çalışmalarından çok kısa sürede Faz1 seviyesine geçileceğini aktaran Varank, “Aslında hayvan denemeleri tamamlanmış aşılarımız var. Sağlık Bakanlığına dosyalarımız teslim edildi. Sağlık Bakanımızın öncülüğünde, onlarda gerekli değerlendirmeleri hızlı bir biçimde yapıyorlar. Çok kısa bir süre içerisinde Faz1’e geçebileceğimize biz inanıyoruz. Yeter ki bu süreçler biran önce tamamlansın. Bunun gibi önemli tesislerde de en azından Faz1, Faz2 aşamalarında kullanılacak aşılar üretilebilsin. Biz kısa bir süre içerisinde insan denemelerine başlayabileceğimize inanıyoruz” açıklamasında bulundu. Ortadoğu başta olmak üzere bir çok ülkeye serum ihraç eden Vetal, Adıyaman Üniversitesi ile TÜBİTAK destekli proje kapsamında antiserum çalışması yürütüyor. Vetal’in 12 tane biyogüvenlik seviyesi 2 olan ve 5 tane biyogüvenlik seviyesi 3 olan labaratuvarı bulunurken, biyogüvenlik seviyesi 4 olan laboratuvarın inşaatına başlanıldığı ve bunun Türkiye’de ilk ve tek laboratuvar olacağı öğrenildi. Bakan Mustafa Varank’ın programına Adıyaman Valisi Mahmut Çuhadar, Milletvekilleri Ahmet Aydın, İbrahim Halil Fırat, Muhammed Fatih Toprak, Yakup Taş, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Turgut ve Vetal Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Tutak eşlik etti. KAYNAK: İHA
  6. Konya'da 4.0 büyüklüğünde deprem! Son dakika; AFAD'dan yapılan açıklamaya göre Konya'nın Emirgazi ilçesinde 4.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Son dakika: AFAD'ın son depremler verilerine göre; saat 22:09 sularında merkez üssü Emirgazi olan Konya'da 4.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Son dakika haberine göre AFAD, saat 22.09'da Aksaray'da da 3.9 büyüklüğünde bir depremin meydana geldiğini duyurdu. Deprem yerin 14.38 kilometre derinliğinde gerçekleşti. KAYNAK: HABER7
  7. Bilim Kurulu üyesi korona oldu Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD), Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi, Gazi Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Demircan'ın koronavirüse yakalandığını duyurdu. TATD'nın Twitter hesabından yapılan açıklamada, "Prof. Dr. Ahmet Demircan hocamızın COVID-19 hastalığına yakalandığını büyük bir üzüntüyle öğrendik. Tedavisi devam eden hocamıza acil şifalar diliyor, en kısa sürede tekrar sağlıkla aramızda görmeyi umut ediyoruz" denildi
  8. Son dakika! Niğde de 4,1'lik artçı deprem kaydedildi Niğde'nin Bor ilçesinde 4,1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, saat 06.37'de merkez üssü Niğde'nin Bor ilçesi olan 4,1 büyüklüğünde bir sarsıntı kaydedildi. Depremin 7,03 kilometre derinlikte oluştuğu belirlendi.
  9. Ehliyet ve kimlik tek kartta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Hayat Kimliğinle Kolay” projesiyle sürücü belgesi bilgilerinin Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartına yüklenmesi uygulamasını anlattı. Kimlik kartının arkasında bir çip bulunduğunu, hayatı kolaylaştıracak bazı işlemleri buradan yapmayı planladıklarını belirten Soylu, ilkini de bu projeyle hayata geçireceklerini söyledi. Soylu şu bilgileri verdi: “21 Eylül’den itibaren, yeni tip sürücü belgeleri, yeni alınan ehliyetler nüfus müdürlüklerinden randevu alınmak suretiyle yeni nesil kimlik kartlarına yüklenecek. Bu işlem için herhangi bir ücret alınmayacak. Sürücü belgesinin geçerlilik süresi dolduğunda tıpkı eski kartların yenilenmesi gerektiği gibi sürücü belgesi de kimlikten otomatik olarak silinecek. Fiziki olarak ehliyetiniz olacak ama geçerlilik sürecinde ülkemiz sınırları içinde artık denetimlerinde ayrıca sürücü belgesi ibraz etme zorunluluğu kalkacak. Gerek jandarma gerek trafik, cep telefonu, tablet, barkod okuma ve kimlik doğrulama cihazıyla kontrol yapabilecek. Yeni sistemden sürücü belgesi basımı aynen devam edecek. Yükleme işlemi yeni nesil sürücü belgesi basılınca yapılacak. Yeni kimlik almaya gidenlere memurlarımız şu soruyu soracak: ‘Kimliğinize ehliyetiniz varsa yüklemek ister misiniz?’ İşaretlerse iki işlemi bir arada görecek. Kart adresine postayla gittiği andan itibaren, ehliyeti ve kimliği bu kartta taşıyacak. Her basılan yeni kimliğin içine otomatik olarak yüklenecek.
  10. İstanbul’da salgın yeniden başladı İstanbul’da artan vaka sayısı İstanbul Tıp Fakültesi ile Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne yansıdı. İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tükek, “Salgının İstanbul için yeniden başladığını söyleyebiliriz. Endişeliyiz” açıklaması yaptı Kovid-19 salgınındaki yeni vaka sayısı her geçen gün artarken, bu artış İstanbul’un en önemli sağlık kuruluşlarından olan İstanbul Tıp Fakültesi ile Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne yansıdı. Her iki sağlık kuruluşunda normalleşme sürecinden bu yana ilk kez en yüksek sayıda yeni vaka tespit edilirken, İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, “Bugünden itibaren artık salgının İstanbul için yeniden başladığını söyleyebiliriz. Endişeliyiz” dedi. İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, Milliyet’e yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Çapa’da geçtiğimiz gün 530 Kovid-19 testinden 81’i pozitif çıktı. Pozitiflik oranı yüzde 15’i geçmiş durumda. Bu oran Haziran ve Temmuz’da yüzde 5’e gerilemişti. Son bir aylık sürede pozitiflik oranı önce yüzde 8’e, ardından yüzde 12’ye, son olarak da yüzde 15’e çıktı. PCR testlerindeki doğruluk payının yüzde 60 olduğunu da düşünürsek tablo daha net anlaşılır. Bugünden itibaren artık salgının İstanbul için yeniden başladığını söyleyebiliriz. Hepimiz gidişattan endişeliyiz. Test sonuçları pozitif çıkan çok sayıda 30-40 yaş arası hasta var. Gençlerde maalesef zatürre oranı yüksek. Şu an için son yaptığımız testlerde Kovid-19 tespit edilen hastaları ayaktan izliyoruz ancak Eylül sonundan itibaren ağırlaşan vakalar ile birlikte yatak doluluk oranlarında da artış olacaktır.” ‘% 30’u İstanbul’da’ “Kovid-19 vaka sayısındaki artış endişe verici boyutlara ulaştı. Türkiye’deki günlük yeni vaka sayısı 1600 civarında. Bu vakaların yüzde 30’unun İstanbul’da olduğunu biliyoruz. Kent genelinde tespit edilen 500 vaka olduğunu söyleyebiliriz. Sokağa çıkma yasağına karşıyım ancak kafe ve toplu alanlardaki yoğunluğun mutlaka azaltılması gerekiyor. Fransa ve İspanya’daki tablonun bir benzerini Türkiye’de görürsek sürpriz olmaz. Önümüzdeki haftalarda vaka sayımız dört beş katına çıkabilir. Her taraf dolup taşıyor. Halen sosyal mesafe ve maske kuralına uymayan binlerce insan sokaklarda. Gençlerdeki vaka sayısı artışı, önümüzdeki günlerde 65 yaş üstü bireyleri de olumsuz etkileyecektir. Aşı bulunana kadar çok dikkatli olmalıyız.” ‘Dilimizde tüy bitti’ “Ağustos sonu vaka sayısı 2 bini bulacak demiştik. Aylardır anlatmaktan, uyarmaktan dilimizde tüy bitti ama vatandaşlarımızdan yeterli disiplin ve duyarlılığı göremedik. Sağlık çalışanlarında bıkkınlık, kızgınlık ve kırgınlık oluştu. Aşı çalışmalarından umutluyum. Kasım itibarıyla aşının kullanıma gireceğeni düşünüyorum. Aşı çalışmalarında faz 1 ve faz 2 sonuçları olumlu. Faz 3 çalışmalarında da yüzde 80’lik başarı sağlandı. Aşının bu yıl bitmeden veya Ocak, Şubat döneminde Türkiye’ye de geleceğini tahmin ediyorum. Aşı öncelikle altta yatan hastalığı olanlar, risk grubu ile 40 yaş üstü bireylere uygulanmalı.” ‘Tablo iyiye gitmiyor’ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Gönen de pozitif oranındaki artışa dikkat çekerek, şunları söyledi: “Bizdeki rakamlar da Çapa ile aynı seviyede. Pozitiflik oranı geçtiğimiz haftalarda yüzde 9 seviyesindeyken, bu oran şu an için yüzde 13’e çıkmış durumda. Gençlerdeki Kovid-19 artışı bizim de dikkatimizi çekiyor. Yatan hasta sayımız 40 ile 60 arasında seyrediyor. Yeni vaka sayısının artacağı aşikar. Vatandaşlarımızın çok ciddi şekilde önlem almaları maske ve sosyal mesafeden taviz vermeden yaşamlarını sürdürmeleri gerekiyor. Şu an için yatak sıkıntımız yok ancak tablo iyiye gitmiyor. İstanbul’daki pozitiflik oranı daha da artabilir.”
  11. Karantina kaçaklarına ağır yaptırımlar! Karantina kaçaklarına ağır yaptırımlar Karantina kurallarına uymayan Kovid-19 hastalarına yeni yaptırımlar geliyor. Karantina kaçakları artık öğrenci yurtlarına yerleştirilecek ve kaldıkları süre içerisinde masrafları kendilerinden tahsil edilecek. Kaçaklar hakkında 2 yıla kadar hapis sitemiyle dava açılabilecek. Birçok il valisi yeni yaptırımları duyurarak vatandaşları uyardı. Koronavirüsle mücadelede tüm uyarılara rağmen karantina kurallarını hiçe sayanlar için yeni bir uygulama devreye girdi. Birçok şehirde karantina kurallarına uymayanlar Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarına yerleştirilecek ve yurtlarda kalma süreleri boyunca masrafları da kendilerinden tahsil edilecek. Karantina kaçakları hakkında suç duyurusunda da bulunulacak. TOPLUM SAĞLIĞINI HİÇE SAYIYORLAR Karantina kaçaklarına karşı uygulanacak yaptırımları valiler peş peşe açıkladı. Afyonkarahisar Valisi Gökmen Çiçek, “İlimizde, toplum sağlığını hiçe sayarak karantina ihlali yapan vatandaşlarımızı, KYK yurtlarına alarak karantina sürelerinin tamamlanmasını sağlayacağız. Yurtlarda kalma süreleri boyunca masrafları da kendilerinden tahsil edeceğiz” ifadesini kullandı. Malatya, Aksaray, Uşak, Kocaeli, Niğde ve Nevşehir Valilikleri ile Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım, Yozgat Valisi Ziya Polat, Düzce Valisi Cevdet Atay da aynı açıklamayı yaptı. BİLİNÇLENDİRMEK İÇİN MÜCADELE Kayseri Valisi Şehmus Günaydın da aynı yaptırımın uygulanacağını duyurdu ve bu kişiler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulacağını belirtti. Elazığ Vali Erkaya Yırık, “İzole haldeyken dışarı çıkan vatandaşımız olursa, tespiti halinde alınacak, yurtlara yerleştirilecek, orada karantina sürecini geçirmesi sağlanacak. Orada yapmış olduğu tüm masraflar kendisinden de alınacak. Vatandaşları bilinçlendirmek için mücadele ediyoruz” dedi. BİLEKLİKLE TAKİP Karabük’te ise izolasyon sürecindeki kişilere tek kullanımlık hasta bilekliği takılıyor. Bilekliğini çıkardığı tespit edilen vatandaşlara 3 bin 150 lira ceza uygulanacak. Uygulama başladı Bartın’da salgınla mücadelede sosyal izolasyonu sağlamak ve virüsün yayılımını önlemek amacıyla yurtta karantina uygulaması başlatıldı. Karara istinaden yapılan denetimlerde evde karantina tedbirlerine uymadığı tespit edilen 12 kişi, Valilik tarafından karantina yurdu olarak belirlenen Köksal Toptan Lisesi Nedret Keten Erkek Öğrenci Yurdu’nda gözetim altına alındı. Bartın Valisi Sinan Güner, “Çağrı sistemiyle ihlallerde bulunan kişiler tespit ediliyor. Bu çalışmalarımızın sonucunda koronavirüs tedbirleri kapsamında 12 kişinin ısrarla evde karantina tedbirlerine uymadığı tespit edilmiştir. Bu kişiler yurtta karantina altına alınmıştır. Yine evde karantina kararı olup ev ortamı müsait olmayan 10 vatandaşımız da aynı yurtta misafir edilmektedir” diye konuştu. İki yıl hapisle yargılanacaklar Karaman Valisi Mehmet Alpaslan Işık, karantina ve izolasyon ihlal edenlerin 2 yıla kadar hapis cezası alacağını belirterek, “Eğer o HES kodu sorgulaması sonucunda karantinada kalması gereken kişi var ise bunların yurtlarda izolasyonuna gideceğiz. Bu şekilde dolaşmaya devam edenler hakkında da Türk Ceza Kanununun 195’inci maddesi gereğince hakkında 2 yıla kadar cezalandırılması istemiyle Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunacağız” dedi. Altmış kişi için suç duyurusu Bursa Valisi Yakup Canbolat “Pozitif çıkan ya da pozitif çıkmış kişilerle temaslı olan vatandaşlarımızı kurduğumuz ekiplerle sık sık takip ediyoruz. 14 gün karantina kuralını ihlal ettiklerini tespit ettiğimiz vatandaşlarımıza artık sadece idari değil, adli işlem de yapıyoruz. Cumhuriyet Savcılığı’na bunlarla ilgili ‘kamu sağlığını bozmak suçundan’ suç duyurusunda bulunuyoruz. Bu hafta başladık bu uygulamaya. Sadece Yıldırım ilçemizde 60 kişi hakkında ekiplerimiz suç duyurusunda bulundu” diye konuştu. MOBESE’den maske kontrolü Kastamonu’nun Taşköprü Kovid-19 tedbirleri kapsamında MOBESE kameralarından da maske denetimi yapılıyor. Tosya İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, MOBESE kamerasından maske takmadığı tespit edilen kişilere cezai işlem uygulamaya başladı. Denetimler kapsamında maske takmadığı tespit edilen bir kişiye idari para cezası uygulandı. Ayrıca, ilçede şu ana kadar yürütülen denetimlerde maske takmadığı belirlenen 10 kişiye para cezası kesildi. İlçe sakinlerinden Cemal Yılmaz, MOBESE üzerinden yapılacak denetimleri vatandaş olarak desteklediklerini söyledi. Çalışırken yakalandı Erzurum’da koronavirüs testi pozitif çıkan ve karantinaya alınan kişi, Erzincan’da, bir çay ocağında çalışırken yakalandı. Erzincan İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, market, spor salonu, cami, kuaför, nikah töreni, çay bahçesi ve pazar yerleri gibi toplu yaşam alanlarının da aralarında bulunduğu birçok yerde denetim gerçekleştirdi. Denetimlerde, Kovid-19 karantina kuralını ihlal eden 6 kişiye, toplam 18 bin 900 lira ceza kesildi. Cezai işlem uygulananlardan S.E’nin, Erzurum’da Kovid-19 testi pozitif çıktığı için karantinada olması gerekirken, Erzincan’da bir çay ocağında çalışırken yakalandığı bildirildi.
  12. Son dakika: Türk bilim insanı aşı için tarih verdi Koronavirüse karşı umutlar, ‘BNT162’ aşısında. Aşıyı Pfizer ile birlikte geliştiren şirketin CEO’su Prof. Dr. Uğur Şahin, Amerikan CNN televizyonuna, “Aşı mükemmele yakın. Ekim sonu veya kasım başında onaya hazır hale gelecek” dedi. Alman merkezli BioNTech CEO’su ve kurucu ortağı Prof. Dr. Uğur Şahin, Amerikan yayın kuruluşu CNN’e, Amerikan ilaç devi Pfizer ile birlikte yürüttükleri aşıda gelinen aşamayı anlattı. Prof. Dr. Şahin geliştirdikleri aşının ekim ortası veya kasım ayı başında yasal onay için hazır olacağını ve ardından aşılamaya başlayabileceklerinden emin olduklarını söyledi. Şahin geliştirdikleri ‘BNT162’ adlı aşının mükemmele yakın olduğunu ve yıl sonuna kadar 100 milyon doz, 2021’de de 1.3 milyar doz sağlamayı planladıklarını belirtti. ÜLKELER YAKINDA İZİN VERİR Aşının hem genç yetişkinlerde hem de yaşlılarda antikor tepkilerinin şimdiye kadar en az yan etki ile güçlü olduğunu kanıtladığını iddia eden Prof. Dr. Şahin, şöyle devam etti: “Güvenli bir ürünümüz olduğuna inanıyorum ve bence bu aşı etkili olacak. Ülkeler acil kullanım için bu aşılara yakında izin verecektir Sık sık ateş görmüyoruz. Aşı denemelerine katılanların yalnızca küçük bir kısmında ateş var. Ayrıca baş ağrısı veya yorgunluk hissi gibi çok daha düşük semptomlar görüyoruz. Bu tür aşılarda görülen semptomlar geçicidir, genellikle bir veya iki gün gözlenir ve sonra kaybolur.” 30 BİN KİŞİDE DENENİYOR ABD, temmuz ayında, 100 milyon doz COVID-19 aşısı üretmek için Pfizer ile 1.95 milyar dolarlık (16.6 milyar TL) bir anlaşma yaptıklarını duyurmuştu. ABD Başkanı Donald Trump da, koronavirüs aşısının 3 Kasım’da yapılacak ABD başkanlık seçimlerine kadar hazır olacağını söyleyerek bu tarihi vurgulamıştı. Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre Pfizer ve BioNTech’in aşısı, dünya çapında yapılan klinik denemelerdeki 34 aşıdan biri. Aşı için piyasaya çıkmadan önceki son aşama olan 30 bin kişilik Faz 3 denemelerine temmuz ayında başlanmıştı. ‘GURBETÇİ’ AİLENİN ÇOCUĞU Prof. Dr. Uğur Şahin, 19 Eylül 1965 tarihinde İskenderun’da doğdu. Henüz 4 yaşında iken ailesiyle birlikte Almanya’ya göç etti. Ailesi, Köln’de Ford fabrikasında çalıştı. Daha genç yaşlarda bilimsel araştırmalara ve deneylere duyduğu ilgiyle dikkati çekti. Kanser üzerine Alman televizyonunda hazırlanan ‘Ölümsüzlük Öldürücüdür’ programını izleyen Uğur Şahin, 19’uncu yüzyılda modern bağışıklık sistemini bulan ve kansere karşı ilk kez kemoterapiyi geliştiren Paul Ehrlich’i kendisine örnek alarak tıp okumaya karar verdi. Köln Üniversitesi’nde okudu. Profesörünün teklifi üzerine Homburg Saar’daki üniversitede çalışmaya başladı. Kansere karşı araştırmalarla adını duyurdu. Kanserli hücreyle sağlıklı hücreyi birbirinden ayırıp, kanserli hücreyi yok eden bir aşı geliştirdi. Meme, kalın bağırsak, akciğer, pankreas ve prostat kanserinde hastalıklı hücrelere karşı savunmaya geçen antikorlar üzerinde çalışıyor. EŞİ DE AŞI EKİBİNİN BAŞINDA Eşi Dr. Özlem Türeci ile birlikte melanom adı verilen cilt kanserine karşı bir aşı üzerinde çalışma yürütüyordu. Dr. Özlem Türeci, firmanın ‘baş tıp görevlisi’ olarak aşının geliştirilmesinde büyük rol oynadı. Prof. Şahin, koronavirüsün yayılması üzerine bu alana yöneldi. Şahin, 1996’da Nobel Tıp Ödülü alan İsviçreli bilim insanı Rolf Zinkernagel ile birlikte çalışırken 2008’de BioNTech şirketini kurdu. BioNTech’te bugün 80 civarında bilim insanı kanser üzerine araştırmalar yapıyor. Temmuz 2020 değeriyle Prof. Şahin’in ortağı olduğu şirketin değeri 3 milyar Euro (26.4 milyar TL) olarak tahmin ediliyor. Aşının bulunması durumunda şirketin değerinin katlanması bekleniyor. (BERLİN)
  13. İçişleri Bakanlığı: Ülke genelinde nişan ve benzeri etkinliklere müsaade edilmeyecek İçişleri Bakanlığı, koronavirüs tedbirleri kapsamında 81 il valiliğine gönderdiği genelgede, daha önce 14 ilde izin verilmeyen sokak, köy düğünü, sünnet düğünü, kına gecesi, nişan ve benzeri etkinliklerin, 4 Eylül Cuma'dan itibaren ülke genelinde yapılmasına müsaade edilmeyeceğini bildirdi. Genelgede, düğünlerin sadece nikah merasimi şeklinde yapılacağı ve en fazla 1 saat içinde tamamlanacağı bilgisi yer aldı. İçişleri Bakanlığı, Bilim Kurulu'nun bugünkü toplantısında alınan tavsiye kararı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda, 81 il valiliğine 'Covid-19 Tedbirleri' konulu ek genelge gönderdi. Genelgede, daha önce valiliklere gönderilen genelgelerle salgının kalabalık ortamlardaki yayılım hızı göz önünde bulundurularak düğün, nişan, sünnet düğünü ve benzeri etkinliklerin tüm illerde mümkün olan en kısa sürede tamamlanması, köylerde veya sokaklarda yapılan bu etkinliklerin aynı gün içinde kalacak şekilde saat sınırlamalarının il / ilçe hıfzıssıhha kurullarınca belirlenmesinin istenildiği hatırlatıldı. Adana, Ağrı, Ankara, Bursa, Çorum, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, Kayseri, Konya, Mardin, Şanlıurfa, Van ve Yozgat olmak üzere 14 ilde daha önce düğün, nişan, kına gecesi, sünnet düğünü gibi etkinliklere yönelik çeşitli kısıtlamaların getirildiği anımsatılan genelgede, gelinen noktada hastalığın yayılım hızının artırması ve toplum sağlığının riske atılması nedeniyle; düğün, nişan, sünnet düğünü, kına gecesi gibi vatandaşların kalabalık şekilde bir araya geldikleri etkinliklere ilişkin Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulunun bugünkü toplantısında alınan tavsiye kararı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda valiliklerce bazı kararların alınması istendi. Bu kapsamda, 81 il valiliklerine gönderilen genelge ile alınan kararlar şöyle sıralandı: "Sokak/köy düğünü, sünnet düğünü, kına gecesi, nişan ve benzeri etkinliklere müsaade edilmeyecek. Ancak nikah merasimi şeklinde yapılabilecek olan düğünler ile nikahların en fazla 1 saat süre içerisinde tamamlanmasının sağlanacak. Nikah merasimi şeklinde düğün veya nikah yapılacak düğün salonlarında, sandalye/koltuk düzeninin fiziki mesafe koşullarına uygun ve dans/oyun pisti/alanlarını da kapatacak şekilde oluşturulacak. Nikah merasimi şeklinde yapılacak düğünler ile nikahlarda, oyun oynanması/dans edilmesine, toplu yemek verilmesi de dahil olmak üzere her türlü yiyecek-içecek servisi/ikramı (paketli su servisi hariç) yapılmasına, hiçbir şekilde izin verilmeyecek. Gelinle damadın birinci ve ikinci derece yakını olmayan 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız ile 15 yaş altı çocukların düğünlere ve nikah törenlerine katılması yasaklanacak. Nikah merasimi şeklinde yapılacak düğün veya nikah törenlerine en az bir kamu görevlisinin görevlendirilmesinin sağlanarak denetim faaliyetlerine ağırlık verilecek." Genelge ile içinde bulunulan kontrollü sosyal hayat döneminin temel prensipleri olan temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra nikah merasimi şeklindeki düğün ve nikahlarda, bu genelge ile düzenlenen hususlar dışında daha önce valiliklere gönderilen genelge ile Sağlık Bakanlığı Covid-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde yer alan tüm kural ve tedbirlere eksiksiz riayet edilmesinin sağlanacağı belirtildi. Genelgede, şu ifadelere yer verildi: "Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 27 ve 72'nci maddeleri uyarınca gerekli kararlar valiliklerce ivedilikle alınarak en geç 04.09.2020 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanılacak. Vali ve kaymakamlıklarca konu hakkında gerekli hassasiyet gösterilerek uygulamanın eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesi sağlanacak. Tedbirlere uymayanlarla ilgili Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 282'nci maddesi gereğince idari para cezası verilecek. Aykırılığın durumuna göre Kanunun ilgili maddeleri gereğince işlem yapılacak, konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanununun 195'inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemler başlatılacak.
  14. Aileler hem kararsız hem endişeli! Yeni eğitim yılı koronavirüs salgını nedeniyle ‘uzaktan’ başlarken, okulların 21 Eylül’de açılması düşünülüyor. Eğitimciler eşit şartlarla imkanların sağlanması gerektiğini belirtirken, doktorlar ise ‘virüsle yaşamayı öğrenmeli, sıkı tedbirlerle okula dönülmeli’ görüşünde. Ebeveynler, çocukların hijyen konusunda tehlikeye açık olması açısından endişeli. 2020-2021 eğitim-öğretim yılı koronavirüs salgını nedeniyle ‘uzaktan’ başladı. Ayın 18’ine kadar EBA üzerinden online eğitim alacak öğrencilerin, 21 Eylül’de yüz yüze eğitime geçmesi için gerekli tedbirler alınıyor. Her geçen gün artmaya devam eden vakalar da hem okulunu özleyen öğrencileri hem de velileri endişelendiriyor. EŞİT ŞARTLARDA ONLİNE EĞİTİM Yavuz Selim Yanıl Türk Eğitimsen İskenderun Başkanı, “Okulların açılmasıyla ilgili Bilim Kurulu’nun önerilerini önemsiyorum. Dezavantajlı bölgelerdeki çocukların interneti ya da bilgisayarı olmadığı için canlı eğitimlere katılamıyorlardı. Ayrıca, özel okullar da şu süreçte eğitim faaliyetlerini devam ettiriyorlar. Çocukları sekiz on kişilik sınıfa alıyorlar. Hem toplumun sağlığını tehlikeye atıyorlar hem de eşitlik ilkesini çiğniyorlar. Maddi durumu yeterli olmayan vatandaşın çocuğu eğitim alamazken ya da uzaktan eğitim alırken bunlar kafalarına göre davranıyor. Eğer bu sıkıntılar giderilir ve herkese eşit eğitim sağlanırsa uzaktan eğitimin doğru olacağını düşünüyorum” dedi. Eğitimci Esra Öztürk İşler, “Düzgün bir alt yapıyla online eğitime devam edilmeli. Öğrenciyi sıkı takip ettiğiniz zaman başarıya ulaşabiliyorsunuz. O yüzden EBA yeterli kalmıyor. Öğretmenlere düşen görev çocukların birebir ders takibini yapmak. Ülke olarak baktığımızda en ücra köşelerde online eğitim altyapısı hazır olmayabilir belki ama her öğretmenin öğrencisine ulaşması artık kolay. Bu iş tek başına devletin ya da Milli Eğitimin altından kalkabileceği bir durum değil herkese yük düşüyor” ifadelerini kullandı. ŞU SÜREÇTE OKULUN AÇILMASINI İSTEMEM Çalışan anne Seher Ökten, “Beş yaşında kızım var. Çalıştığım için yuvaya gönderiyordum. Bugünkü verilere bakıldığında okullar kesinlikle açılmamalı. Yaz olmasına rağmen veriler giderek artıyor. Düşüş olmuyor. Daha arttı çalışan bir anne olarak çocuğumu okula göndermek zorundayım ama şu süreçte açılmamasını istiyorum” dedi. İki çocuk annesi Saliha Yıldırım ise şunları söyledi: “İki çocuğum var. Biri ortaokul diğeri liseye gidiyor. Ben okulların açılmamasını istiyorum. Çünkü çocuklar gayet rahat davranıyorlar. Kendilerini hasta etmeseler bile başkalarına virüsü taşıyacaklarını düşünüyorum. Sağlık daha önemli umarım açılmaz.” Evde ders çalıştırırken çok zorlandığını dile getiren Özge Cihan, “9 yaşında oğlum var. Evde ders çalıştırmakta çok zorlandık. Okuldaki gibi olmadı. Yeterince önlem alınırsa en iyi eğitimin okuldan olacağını düşünüyorum” dedi. VİRÜSLE YAŞAM ÖĞRENİLMELİ Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr.Hacer Kuzu Okur şunları söyledi: “Okul gibi kapalı ortamlarda, yeterli tedbir alınmadığında virüslerin kolayca bulaşabildiğini biliyoruz. Çocuklar belirti göstermeyen taşıyıcı olabilirler ve hem kendi aralarında hem de aile fertlerine bulaşma açısından etkili olabilirler. Bu durumun önüne geçmenin en etkili yolu, gerekli tedbirleri almaktır.” Acil Tıp Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Başar Cander de “Virüsün ne zaman gideceği belli değil. Ne kadar kalacağı belli değil. İnsanların ekonomik hayatını ne kadar etkileyeceği belli değil. Virüsle yaşamayı öğrenmeli ve ona göre tedbirler almalı. Çocukların geleceği var. Virüsle yaşamayı öğrenmek zorundayız. Servislerin dizayn edilmesi, esnek saatlere yayılmalı ve kalabalıklar olmaması çok önemli. Öğrenciler virüsle mücadele için eğitilmeli” ifadelerini kullandı. Yenişafak
  15. Son dakika haberi... Özel okullarda KDV indirildi Son dakika haberine göre, Özel okullarda yüzde 8 olan KDV yüzde 1'e çekildi. Özel okullarda KDV indirimi 1 Eylül 2020 ile 30 Haziran 2021 tarihleri arasında geçerli olacak. Resmi Gazete'de yer alan düzenlemeyle halihazırda yüzde 8 KDV oranına tabi eğitim ve öğretim hizmetindeki KDV oranı yüzde 1’e indirildi. Böylece salgın döneminde genel anlamda özel sektöre verilen desteklerin devamı mahiyetinde üniversiteler de dahil olmak üzere eğitim-öğretim dönemi başlamadan önce bu alanda faaliyette bulunan mükelleflerin KDV oranları indirilerek, aradaki farkın velilere olumlu yansıması amaçlandı.
  16. Kovid-19 aşısı için kobay fareler Türkiye’ye ulaştı Kovid-19 aşı çalışmaları için yurt dışından sipariş edilen ACE2 reseptörlü özel transgenik fareler dün laboratuvarlara ulaştı. Bakan Varank, “Pandemiye karşı bilimsel mücadelede ihtiyaç duyduğumuz fareler nihayet ulaştı” dedi Dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 için aşı çalışmaları hızla devam ediyor. Türkiye’de de birçok aşı çalışmasında sona yaklaşıldı. Türkiye’de aşı çalışması yapan laboratuvarların yurt dışından sipariş ettiği özel üretim olan ACE2 reseptörlü transgenik fareler dün ellerine ulaştı. Sosyal medya üzerinden paylaşımda bulunan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Pandemiye karşı bilimsel mücadelede ihtiyaç duyduğumuz transgenik ACE2 fareler nihayet ulaştı” dedi. Kovid-19 aşı çalışmalarında önemli bir yere sahip olan özel üretim ACE2 reseptörlü transgenik kobay fareler belirli ülkelerde üretiliyor. Türkiye’de üretimi bulunmayan transgenik kobay fareler yurt dışından ithal ediliyor. Milliyet’e konuşan uzmanlar bu farelerin yeterli teknoloji ve altyapı olmadığı için yurt dışından ithal edildiğini, bu alanların yaratılması gerektiğini belirtiyor. ‘Teknoloji ve altyapı yok’ Türkiye’de yeterli teknolojik, bilimsel altyapı ve çalışmanın olmadığını söyleyen Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Murat Aslan, “Türkiye’de transgenik hayvan üretimi yapan bir iki merkez var. Lakin üretimi yapılan hayvanlar çoğunlukla bireysel projelerdir. Yüzlerce transgenik hat olduğu için bu üretimler ihtiyaca ya cevap vermiyor ya da yapılan üretimlere yeteri kadar talep olmadığı için sürdürülür bir üretim olmuyor. Transgenik hayvan kullanım/üretim izni olan merkezler de bu sebeplerden dolayı genellikle yurtdışından sipariş ediyor. Getirilen hayvanlar çiftleştirilerek çoğaltılabiliyor, ama sadece o kurumda yapılan çalışmalarda kullanılabiliyor. Bahsettiğimiz ACE reseptörünü taşıyan bir hat, grup oluşturulması içinde Türkiye’de yeterli teknolojik, bilimsel altyapı ve çalışma yok. Bu sebepten yurt dışından ithal ediyoruz” ifadelerini kullandı. ‘Sertifikalı fareler’ Sağlık Bakanlığı Kovid-19 Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz ise şunları söyledi: “Normal fareler laboratuvarlarda üretilebiliyor. Transgenik fareler gen aktarılmış fare demek. Aşı çalışmalarında kullanılacak deney hayvanlarının belirli özellikte olması istenir. Bu fareler belli ırk fareler. Sokak fareleri gibi değil. Özel ve bilimsel amaçlar için yetiştirilip kullanılırlar. Sertifikalı farelerdir bunlar. Şu an da bu transgenik fareler ülkemizde üretilmiyor. Türkiye’de araştırma için farklı transgenik fareler yapılabiliyor. Fakat üretme ve satma anlamında yok. Ülkemizde Balb-c fareleri üretiliyor.” ‘İnsanlaşmış fare’ “Türkiye’de kullanılan kobay fareler sokaktan toplana klasik kobay fareler” diyen Türk Veteriner Hekimleri Birliği Bilim Kurulu Üyesi, Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kürşat Azkur da, “Bunlara insanlaşmış fare deniyor. İnsanla ilgili gen ekleniyor. Bunları Türkiye’de üretecek bir teknoloji yok şu an. Konveksiyonel dediğimiz klasik sokaktan toplayıp deney çalışması yapıyoruz. Şu an tüm Türkiye’de öyle. Bu farelerle elde edilen sonuçlar ve güvenilirliği gibi birçok sıkıntısı var. Bu, önemli dergilerde çok kabul edilmiyor. Onun için yurt dışından böyle bir yönteme başvurulmuş” diye konuştu.
  17. Acil durum hastaneleri pandeminin yükünü hafifletiyor Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi ve Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi, diğer hastanelerden transfer edilen Covid-19 hastalarının bu merkezlerde tedavisi ile sağlık sistemini rahatlatıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla İstanbul’un her iki yakasına birden yapılan ve 45 günde tamamlanan acil durum hastaneleri, Covid-19 pandemisi sürecinde, İstanbul’un virüsle mücadelesinde etkin rol oynuyor. Vatandaşların tedbirlere uymaması yüzünden artan vaka sayıları sebebiyle sağlık kurumlarına yatan hastaların bir kısmı, acil durum hastanelerine yönlendirilmeye başladı. Covid-19 hastalarını transfer alan ve her biri 1008 yataklı olan acil durum hastaneleri, diğer hastanelerin yükünü hafifleterek, Covid hastaları dışındaki diğer hastalara rutin sağlık hizmetlerinin güvenle verilmesini sağlıyor. Yeşilköy Atatürk Havalimanı yerleşkesinde inşa edilen ve koronovirüs sebebiyle kaybettiğimiz Prof. Dr. Murat Dilmener’in adını taşıyan Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Gökhan Tolga Adaş, acil durum hastanelerinin pandemi sürecinde devreye sokulmasının, hastaların belli merkezlerde toplanması açısından önemli olduğunu belirterek, “Özellikle Covid-19 hastalarının bu merkezlerde konunun uzmanlarınca takip ve tedavilerinin yapılması ve diğer hastalarla yakınlarının virüse maruz kalmadan hizmet alabilmeleri enfeksiyonun kontrolü açısından çok önemli. Yeni açılan Acil durum hastaneleri sayesinde ileriki dönemlerde olabilecek vaka artışlarında ihtiyacı olan tüm hastalarımıza rahatlıkla hizmet verilebilecek şekilde planlamalarımız yapılmıştır. Hastane pandemi dışında diğer acil durumlar için multidisipliner olarak tıbbi hizmet verecek şekilde planlanmıştır” dedi. Devam eden pandemi sürecinin birçok kronik hastalığı olan vatandaşın hastaneye başvururken çekinmesine yol açtığını ifade eden Prof. Dr. Adaş, “Düzenli kontrol ve takibi yapılması gereken ya da akut gelişen ve hızla tedavi olması gereken hastalar için mevcut bir çok hastanemiz normalleşme sürecine geçirilmiştir. Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi normalleşme sürecindeki diğer kurumların yükünü azaltarak Covid-19 teşhisi dışında diğer hastaların da sağlık hizmetini uygun şekilde almasına destek olmaktadır” diye anlattı. BÜTÜN ODALAR YOĞUN BAKIMA DÖNÜŞEBİLİYOR İstanbul Sancaktepe’de yapılan ve yine koronavirüs yüzünden hayatını kaybeden Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Feriha Öz’ün adının verildiği Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Nurettin Yiyit, diğer hastanelerden Covid-19 hastalarını transfer almaya başladıklarını belirterek, “Pandemi hastanelerinin yapılış amacı aslında, her iki yakaya da 1008’er yatak eklemek gibi görünse de, şu an aslında o yola çıkış amacından daha iyi bir yerdeyiz. Diğer hastanelerden pandemi hastalarını alıyor ve yönetiyoruz. Hastanelerimizin fiziki ve teknolojik şartları bir pandemi hastasını yönetmek için çok ideal. Bütün odalar tek kişilik, negatif basınçlı, hepafiltre dediğimiz özel filtrelerle donatılmış. 432 yoğun bakımı var ama geri kalan 576 yatağı da yoğun bakıma dönebiliyor. Açıldığımız günden itibaren Anadolu yakasındaki diğer hastanelerde teşhis konmuş ve yatırılması gereken pandemi hastalarını transfer almaya başladık. Bu şekilde diğer hastanelerin artık normal hastalarımıza hizmet vermesinin önünü açıldı” dedi. Doç. Dr. Nurettin Yiyit, Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi’nde bugüne kadar 1700 Covid-19 hastasının tedavi edilerek taburcu edildiğini hastanede 22’si yoğun bakım olmak üzere 304 hastanın tedavi gördüğünü söyledi. AYAKTAN HASTA DA KABUL EDİLİYOR Hem Prof. Dr. Feriha Öz hem de Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastaneleri’ne direkt olarak başvurmak ve test yaptırmak da mümkün. Yatışı gerekli görülen hastalar hızlıca yatırılıp tedavileri düzenleniyor. GELİŞMİŞ ÜLKELERDEN 10 KAT DAHA İYİYİZ Türkiye’nin koronavirüs vaka sayılarının yüksek olmasına rağmen, ölüm oranlarının çok düşük olduğunu ifade eden Doç. Dr. Nurettin Yiyit, “Bu başarıda Sağlık Bakanlığı’nın uyguladığı ve dünyadaki gelişmelere göre sürekli olarak güncellenen tedavi protokolleri ile özellikle İstanbul gibi büyük merkezlerde daha çok pratik temelli yani tecrübeye dayanan bir eğitimi olan bir sağlık sistemimiz olmasının önemli rolü var. Teorik değil de hastaya dokunarak eğitilmiş bir sağlık personel gücümüz görev yapıyor. Öte yandan hastayı ilk günden itibaren hastayı sıkı şekilde takip ediyoruz. Bunların hepsi pandemiyi dünyadan daha iyi yönetmemizde etkili. Covid-19’a bağlı ölüm sayılarını nüfusa oranladığımızda en gelişmiş ülkelerden 10 kat daha iyi durumdayız. Ölüm oranlarımız yüzde 1’in altında seyrediyor” diye konuştu. SAĞLIK TURİZMİNE DE HİZMET VERİYOR Yapılış hedefi içinde havaalanına yakın olması sebebiyle yurt dışından gelecek hastalara da hizmet vermesi planlanan acil durum hastanelerinde kısmen de olsa bu hizmet veriliyor. Prof. Dr. Murat Dilmener Hastanesi’nde sağlık turizmi hizmeti verilmeye başlandığını söyleyen Başhekim Prof. Dr. Gökhan Tolga Adaş, “Birçok ülkeden yurt dışı hasta kabulü yapıyoruz. İngiltere, Çin, Afganistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Mısır, Haiti, Irak, İran, Arnavutluk, Almanya gibi ülkelerden toplamda 97 hasta kabulü yapılıp tedavileri başarıyla sağlandı” dedi. Prof. Dr. Feriha Öz Hastanesi’nin ise şu anda tamamen Covid-19 hastalarına yönelik hizmet verdiğini söyleyen Başhekim Nurettin Yiyit ise, “Şu anda daha çok yurt dışından kendi vatandaşlarımızı getiriyoruz. Genellikle yoğun bakım hastaları uçak ambu lansla geliyor. Covid-19 dışında sağlık turizmi için hasta almıyoruz” diye konuştu. TOPLAM 2016 YATAK Her ikisi de 125 bin metrekarelik alana kurulan acil durum hastanelerinde 1008’er yatak bulunuyor. Her iki hastanede de 16 ameliyathanenin yanı sıra 36'sı diyaliz ve yoğun bakım altyapısına sahip 576 banyolu hasta yatak odası, 36'sı diyaliz hasta altyapısına sahip 432 yoğun bakım yatağı, 36 acil müşahede yatağı, 8 triyaj, 2 CRP, 4 tomografi, 4 MR, 2 X-ray odası yer alıyor. Türkiye Gazetesi
  18. Son dakika... Corona kabusu! Genç doktor: Kollarım bu hale geldi
  19. Meteorolojiden İstanbul'a uyarı Meteoroloji Genel Müdürlüğü kuvvetli yağış sonrası oluşabilecek ani sel, su baskını, yıldırım ve ulaşımda aksamalara karşı uyarıda bulundu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü Analiz ve Tahmin Merkezi, İstanbul genelinde öğle saatlerine kadar etkisini göstermesi beklenen kuvvetli yağışın ardından oluşabilecek aksamalara karşı uyarıda bulundu. Yapılan uyarıda, "Yapılan son değerlendirmeler ve meteoroloji radarı verilerine göre; bugün öğle saatlerine kadar İstanbul'da beklenen sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların yerel olarak kuvvetli (20-40 kg/m2) olması beklendiğinden ani sel, su baskını, yıldırım, yağış anında kuvvetli rüzgar ve yerel küçük çaplı dolu yağışına karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerekmektedir." ifadeleri yer aldı.
  20. Evde korona tedavisinde tele tıp dönemi Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada COVID-19 ile mücadelede yeni bir uygulamanın haberini verdi: “Hekimlerimiz evde tedavi edilen hastalarımızla ‘Tele Tıp’ sistemiyle doğrudan görüşme yapacak.” Bakan Koca açıklamasında özetle şunları söyledi: 1.5 AYIN EN YÜKSEK SAYISI “Vaka sayılarımız bir süredir yükselişte. Son bir buçuk ayın en yüksek hasta sayısına ulaştık. Fakat artışlar yılgınlığa, yenilgi duygusuna yol açmamalıdır. Gereken, başarıda ısrardır. Yeni hasta sayılarının tekrar 1000’in üzerine çıkmasından sonra 3 Ağustos’ta 41 bin olan günlük test sayımız dün 82 bin olarak gerçekleşti. Bu sayı birkaç gün içinde 100 binin üzerine çıkabilecek. Evde tedavi edilen hastalarımız için önümüzdeki günlerde yeni bir uygulamaya geçiyoruz. Hekimlerimiz ‘Tele Tıp’ denilen sistem sayesinde hastalarıyla doğrudan görüşme yapacak. Türkiye, hastaların COVID-19 tedavisini erken aşamada başlatmaktadır. İlaç tedariğinde herhangi bir sıkıntımız yoktur. Antiviral ilacın yerli üretimine 4 firma tarafından başlanmıştır. Tanı testlerinde olduğu gibi, ilaç giderleri de devlet tarafından karşılanmaktadır. Sivas ve Urfa’da kısa bir süre yaşanan yoğun bakım hasta doluluğu dışında bir sorunla karşılaşılmamıştır. Servis yatağı doluluk oranı yüzde 51,3’dür. Yoğun bakım yatağı doluluk oranı yüzde 64.8, ventilatör doluluk oranı yüzde 31.7’dir. RİSKLİ ALAN UYGULAMASI Bakanlığımız ‘HES’ adlı bir mobil uygulama geliştirmişti. Bu uygulamaya riskli alan özelliğini kazandırdık. Bu özellik ay sonuna kadar tüm yurtta hizmete girecek. Riskli alan özelliği, gittiğiniz toplu mekanlarda kare kod uygulamasıyla size bilgi verecek. Yakın tarihte orada bir COVID hastası, bir temaslı bulunmuş mu veya bulunuyor mu bunu öğreneceksiniz. HES kodu üreten vatandaş sayısı 25 milyonu geçti. Hastalığı veya teması sebebiyle izolasyonda olması gereken 95 binden fazla kişinin izolasyon kuralını ihlal ederek uçak, tren ya da otobüse binmeye çalıştığını bu uygulamayla tespit ettik ve engelledik. AŞI ÇALIŞMALARI Ülkemizdeki aşı ile ilgili 13 çalışma olduğunu söylemek istiyorum. Dünyada ise Rusya, Çin, Almanya ve İngiltere’nin çalışmaları var. Rusya ile iletişim içerisindeyiz. Biz, Faz-3 çalışmasının Türkiye’de yapılması şeklinde konuştuk ve iletişim halindeyiz. En son bununla ilgili bir sözleşme taslağı da hazırlandı. Çin ve Almanya’da yapılan çalışmayla ilgili de FAZ 3 çalışmasını Türkiye’de yapma konusunda müracaatlar oldu... 1 Ağustos itibarıyla aile hekimleriyle ilgili olarak bir ek ödeme olacağını söylemek istiyorum. 65+ İÇİN İL BAZINDA KISITLAMA “65 yaşla ilgili genel anlamda kısıtlama yok. Riskli bulunan illerde Hıfzıssıha Kurulları tarafından bu kararlar alınabilir. Sadece bir ili örnek vereyim. Bu ilin hastaneye yatan hastalarının yüzde 42’si 65 yaşın üzerindeydi. Bu il için bir önlem almanız gerekmez mi? Bunu büyüklerimizi korumak için aldığımızı bilin. Genel kısıtlama yok, bu illere bırakıldı. GRİP AŞISI BU YIL ÇOK TÜKETİLECEK “Herkesin aşı olması gibi bir durum dünyada söz konusu değil, bu önerilmiyor. Bilim Kurulumuz çalışma yapıyor. Zorunlu olan hastalık durumlarında biz zaten grip aşısını Bakanlık olarak ücretsiz yapıyoruz. Grip aşısına ulaşım, temin açısından da her yıl aldığımız belli miktar aşı var. Bu yıl yine o aşının temini sağlanmış olacak. Bu yıla özel aşının daha fazla tüketileceğini biliyoruz.” 21 EYLÜL’DE OKULLARIN AÇILMASINDAN YANAYIZ “Milli Eğitim Bakanlığımızla iletişim halindeyiz. 21 Eylül’de okulların açılmasından yana yaklaşım içindeyiz. Kademelendirme tarzında olur muhtemelen. Genel anlamda 21’inde ama eğer salgındaki seyir farklı olursa kademelendirme yöntemiyle, Milli Eğitim ile tartışarak, Bilim Kurulumuzun önerisiyle bir noktaya gelinmiş olur. Gerektiğinde uzaktan, online, hibrit gibi karma yöntemler de olabilir. Ama biz 21’inde başlaması şeklinde bir yaklaşımı içindeyiz.
  21. Sağlıkçılara alkış bitti, şiddet geldi Pandemi süresince alkışlı desteklerle kamuoyu tarafından moral bulan sağlık çalışanları, yeni normale geçişle birlikte artan şiddetten endişeli. Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası’ndan (AHESEN) yapılan açıklamada alkış, sosyal mesafe ve tedbirlerin yerini, eskiden olduğu gibi şiddete bıraktığının altı çizildi. Açıklamada, “Hastanın kendisi olmadan, hekime antibiyotik yazdırmak üzere sekreterlik görevi yükleyenler, muayene ve işlemleri reddedilince maalesef fiziksel ve sözlü hakaret yolunu seçiyor” denildi. AHESEN Bilim Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Ersin Akpınar, “Şiddete maruz kalan sağlık çalışanlarının yüzde 59.8’i 10 veya daha fazla, yüzde 21.6’sı ise ortalama 5-10 kez şiddet gördüğünü söyledi” dedi. Sağlık çalışanların sadece yarısının (yüzde 50.4’ü) beyaz kod vererek yasal yardım talebinde bulunduğuna işaret eden Akpınar, “Sağlık çalışanlarının yüzde 64.7’si yasal yollardan sonuç alınamayacağına inanıyor. Bu nedenle bu konudaki yasal düzenlemelere biraz daha önem verilmeli.” diye ekledi
  22. Koronavirüste yeni gelişme: Bilim Kurulu kritik kararı almaya hazırlanıyor Koronavirüs Bilim Kurulu, artan vaka sayılarının ardından toplumdaki farkındalığı arttırmak için yeni adımlar atmaya hazırlanıyor. Kampanyalarla hastalığın seyrinin şiddeti ve bıraktığı etkiler, virüs tedavisi gören kişiler tarafından anlatılacak. Maske kullanımını keyifli hale getirmek için değişik renk ve biçimlerde maskeler üretilmesi sağlanacak. Koronavirüste artan vaka sayısını azaltmaya yönelik tedbirleri gözden geçiren Bilim Kurulu, salgına karşı toplumdaki farkındalığı tazeleyecek formülleri görüştü. Geçtiğimiz gün bir araya gelen Bilim Kurulu’nun gündeminde "okulların açılıp açılmayacağı" başlığının yanı sıra artan vaka sayılarına karşı atılacak adımlar da yer aldı. Toplantıda, Bilim Kurulu’nda alınacak tedbirlerin yanı sıra vatandaşların bu kurallara uyması için toplumun motivasyonun artıracak adımların da değerlendirildiği öğrenildi. BIKKINLIĞA KARŞI TEDBİRLER Salgının başlarında yapılan çalışmalarla artan farkındalığın ve kazandırılan alışkanlıkların, toplumdaki yorgunluk ve bıkkınlık nedeni ile azalmaya başladığı tespitinin yapıldığı toplantıda buna karşı alınması gereken tedbirlerin değerlendirildiği ifade edildi. Bu kapsamda yeni bir farkındalık kampanyasının hazırlanması gündeme geldi. Buna göre, koronavirüsün ne kadar kolay bulaşabildiği örnekler eşliğinde anlatılacak. Hangi davranışların virüsün bulaşmasına ortam hazırladığı da görselleri ile aktarılacak. Bu konuda hazırlanacak videolar ile görseller geleneksel medyanın dışında sosyal medyada da paylaşılacak. "ATLATMASI ZOR" MESAJI Hastalık seyrinin ne kadar şiddetli seyrettiği de yine vatandaşlara gösterilecek. Hastalığın zannedildiği gibi çok basit atlatılmadığı, zorlu tedaviler uygulandığı, hastaların ölüm ile kalım arasında büyük mücadeleler vermek zorunda kaldığı vurgulanacak. Virüsün atlatılmasına rağmen vücutta bıraktığı etkiler de yine bu farkındalık kampanyasında dikkat çekilecek. Bu kapsamında hastalığı yaşayanların deneyimlerini anlattığı kampanyalar düzenlenecek. ÇOCUKLAR İÇİN YENİ FORMÜLLER Kovid-19’da mesafe ve hijyenin dışında üçüncü ana kural olan maske kullanımı da yeni uygulamalarla teşvik edilecek. Maske üreticileri değişik renk ve biçimlerde maskeler üreterek, maske kullanımını daha keyifli bir hale getirebilmesi öngörülüyor. Çocuklar için de keyifli bir melodiyi mırıldanarak ellerini yıkayabilmeleri için yeni formüller geliştirilmesi bekleniyor. KAYNAK: YENİ ŞAFAK GAZETESİ
  23. Meteoroloji uyardı: Kuvvetli geliyor... Meteoroloji Genel Müdürlüğü Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları, Sinop, Tokat ve Artvin ile Ağrı çevrelerinde sağanak ve gök gürültülü sağanak beklendiğini açıkladı. Ayrıca yapılan son değerlendirmelere göre bu akşam saatlerinden itibaren yarın akşama kadar, ülkenin kuzey kesimleri parçalı yer yer çok bulutlu olacak. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan son değerlendirmelere göre, bu akşam saatlerinden itibaren yarın akşama kadar, ülkenin kuzey kesimleri parçalı yer yer çok bulutlu olacak. Sağanak bekleniyor Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları, Sinop, Tokat ve Artvin ile bu akşam ilk saatlerde Ağrı çevrelerinde yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak görüleceği tahmin ediliyor. Yağışlar yer yer kuvvetli olacak Yağışların yarın sabah saatlerinde Samsun, Ordu ve Giresun, öğle saatlerinden sonra Trabzon'un doğusu, Rize ve Artvin kıyılarında yer yer kuvvetli olması bekleniyor. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacağı ve mevsim normalleri civarında seyredeceği tahmin ediliyor. Rüzgarın genellikle kuzey ve kuzeydoğu, zamanla Akdeniz kıyıları ile güneydoğu kesimlerde batı ve güneybatı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esmesi beklenirken, Doğu Akdeniz'in iç kesimlerinde kuvvetli esmesi öngörülüyor. Bu akşam saatlerinde rüzgarın Marmara ve Kuzey Ege'de kuvvetli esmesi bekleniyor.
  24. Okullar 31 Ağustos'ta uzaktan eğitimle açılacak Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "31 Ağustos 2020 tarihinde okulları uzaktan eğitimle açıyoruz." dedi. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, 2020-2021 Eğitim-Öğretim yılına ilişkin açıklamalarda bulundu. Eğitimcilerin sınıflarındaki her bir öğrencinin gözünün içine bakıp derse öyle başladığını ifade eden Bakan Selçuk, bunun böyle devam etmesi ve okulların yüz yüze eğitimle açılabilmesi için herkesi sorumlu olmaya davet ederek, "okulları birlikte açacağız" dediklerini ve bu sorumluluğu paylaşmak istediklerini belirtti. Bu süreçte Bakanlık olarak okulların sağlık ve güvenle açılabilmesi için sınıfların sosyal mesafeye göre ayarlanması, dezenfektan, maske tedariği, fiziki ve sosyal yeterlilikler hususunda tüm detayları çalıştıklarını, hazırlıkları ve standartları da tamamladıklarını anlatan Selçuk, uzun süreden beri Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kuruluyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yaptıkları görüşmeler neticesinde 2020-2021 Eğitim-Öğretim yılına nasıl başlanacağıyla ilgili kararları olgunlaştırdıklarını söyledi. Bilim Kurulunun tavsiye kararları neticesinde aşamalı ve seyreltilmiş bir modelle 2020-2021 Eğitim-Öğretim yılına başlanacağını ifade eden Ziya Selçuk, şöyle konuştu: "Buna göre 31 Ağustos 2020 tarihinde okulları uzaktan eğitimle açıyoruz ve öğretim yılımıza da bu şekilde başlamış oluyoruz. 21 Eylül'de Bilim Kurulu tarafından tavsiye edilen sınıflarda aşamalı ve seyreltilmiş şekilde yüz yüze eğitimin de başlamasına karar vermiş bulunuyoruz. Dileyen özel okullar tabii ki 17 Ağustos Pazartesi gününden itibaren uzaktan eğitim araçlarıyla eğitim faaliyetlerine başlayabilecek. Yüz yüze eğitim alamayan öğrenciler eğitimlerine uzaktan eğitim araçlarıyla devam edecekler. Uzaktan eğitim araçları, kendi kademelerine uygun içerikler çerçevesinde EBA televizyon kanalları, kendi öğretmenleriyle yaptıkları canlı dersler ve bu derslerin devamında EBA internetin içeriğindeki bir takım konulardan da oluşuyor." Hazırlanan destek materyalleriyle öğrencilerin yanında olmaya devam edeceklerini dile getiren Selçuk, okullar açıldığında öğrencilere, öğretmenlere, okulların destek personeline, servis sürücülerine varana kadar okullarla ilgili herkesin sağlık durumunun HES kodları marifetiyle takip altında olacağını bildirdi. Bakan Selçuk, ailesinde ya da yakın çevresinde virüs tanısı konulmuş kişilerin bu sistem sayesinde tespit edileceğini ve gerekli önlemlerin alınacağını vurguladı. Servislerde, okul bahçesine, binasına girişte, ders başlayana kadar maske ve benzeri hususlardaki standartların daha önce hazırlanan kontrol kılavuzu çerçevesinde belirlendiğini anımsatan Selçuk, bu kapsamda hem öğrenciler, hem öğretmenler hem de veliler için bir takım rehberler hazırlandığını kaydetti. Ziya Selçuk, teneffüslerde ve benzeri durumlara ilişkin standartların da bu kılavuzlarda yer aldığını ve zamanı geldiğinde ayrıntılı biçimde bunları açıklayacaklarını anlattı. Maske tedarikinin Bakanlık tarafından da sağlanacağını, okulların hijyen standartlarını geliştirmek üzere çeşitli kurumlarla çalışmaları devam ettirdiklerini aktaran Selçuk, bu standartların denetimi için 2 bin denetmenin şu anda sahada ve okullarda olduklarını ve her bir okulun standardını gözden geçirdiklerini ifade etti. Okulun ilk haftasında da özel bir uyum programı ortaya koyacaklarına işaret eden Bakan Selçuk, "Yani öğretmenlerle ilgili daha önce bir çalışmamız olacak ama çocuklarımız için de 1 hafta boyunca uyum çalışmaları konusunda açıklamalarımız devam edecek." diye konuştu. "Personel sayısında artışa gidildi" Okulların hijyenini sağlamak için temizlik ve güvenlik personeli alımının da süratle devam ettiğine dikkati çeken Selçuk, salgın şartları nedeniyle bu personelin sayısında artışa gidildiğine değindi. Okullarla ilgili bütün ihtiyaç kalemlerinin tek tek çıkarıldığını ve il, ilçe, okul düzeyinde nelere ihtiyaç olduğunun somut şekilde ortaya konulduğunu anlatan Ziya Selçuk, buna uygun şekilde okullara mali destek vermek ve diğer teknik destekleri sağlamak için de gereken planlamaları yaptıklarını, bu hafta içinde il müdürleriyle de bir toplantı yapacaklarını açıkladı. Her bir ili kendi durumunu dikkate alarak tek tek incelediklerini anlatan Selçuk, kısa zaman içerisinde öncelikli okullardan başlamak üzere bu desteklerin ulaştırılacağını hatırlattı. Bakanlık bürokratlarının çeşitli ilerde gruplar halinde risk analizlerine katılacaklarını ve o illerdeki çalışmaları takip etme imkanı bulacaklarını ifade eden Bakan Selçuk, bu çalışmalarla yol haritasını ortaya koymayı planladıklarını kaydetti. Bakanlık olarak tüm süreç boyunca sahada ve okullarda olacaklarını belirten Selçuk, "Çocuklarımın ve öğretmenlerimizin 31 Ağustos itibarıyla başlayacak eğitim öğretim yılını şimdiden kutluyor, okullarımızda buluşmak ve yüz yüze eğitime de bir an önce başlamak temennisini iletmek istiyorum. Toplumun her bir bireyini salgınla mücadele kapsamında da sorumluluk almaya davet ediyorum." şeklinde konuştu. "Ayrıntılarıyla paylaşacağız" Daha sonra soruları yanıtlayan Bakan Selçuk, hangi sınıfların aşamalı şekilde yüz yüze eğitime geçeceğine yönelik soru üzerine, Bilim Kurulunun 21 Eylül'den itibaren yüz yüze eğitimin başlaması konusunda tavsiyesi olduğunu belirtti. Selçuk, "Hangi yaş gruplarında öncelikli olarak başlayacağı hususunu da yine bilim insanlarının tavsiyeleri doğrultusunda belirleyeceğiz. Zamanı geldiğinde bunu muhakkak suretle ayrıntılarıyla paylaşacağız." ifadesini kullandı. Gelecek yıl sınava girecek öğrenciler için bir planlama yapılıp yapılmadığı sorusuna karşılık Ziya Selçuk, "Tabii ki. Bu sınava giren öğrencilerimizle ilgili olarak müfredat içeriği ve onlara yönelik olarak yapılacak destek çalışmaları konusunda planlamalar yapılıyor." dedi. Selçuk, aşamalı ve seyreltilmiş eğitime yönelik bir başka soru üzerine, "Aşamalı ve seyreltilmiş derken, aslında belli sınıf düzeylerinin öncelikli olarak açılmasından ve derslerin ve konuların seyreltilmesi, yani tam olarak içeriğin tümüyle yüz yüze aynı saat ve süre içerisinde değil de belirli konuların belirli noktalarının özellikle ve öncelikle işlenmesini kastediyoruz. Peki seyreltilme sonucunda oluşabilecek açık nasıl giderilecek? Elbette uzaktan eğitimle, canlı dersler vasıtasıyla ve EBA televizyonları vasıtasıyla giderilecek." yanıtını verdi.
  25. Yerinde ve sıkı denetim İçişleri Bakanlığı’nın, ‘Koronavirüse karşı alınan tedbirleri yerinde ve sıkı denetleyin’ genelgesinin ardından tüm yurtta denetimler arttırıldı. İstanbul’un 39 ilçesinde de harekete geçildi. Avrupa yakasında Gaziosmanpaşa, Eyüpsultan, Anadolu yakasında da Pendik ve Üsküdar başta olmak üzere 39 ilçenin kaymakamları ve belediye başkanları kolluk amirleriyle birlikte denetime çıktı. Pazarlar, alışveriş merkezleri ve kalabalık noktalarda incelemeler yapıldı. Hem esnafa, hem alışveriş yapanlara maske, mesafe ve temizlik hatırlatıldı. Maske takmayanlara 900 TL, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına aykırı hareket eden kişi ve kuruluşlara da 789 TL ile 3 bin 180 TL arasında değişen para cezaları kesildi. DİRSEK SELAMI Denetimlere katılan Eyüpsultan Kaymakamı İhsan Kara, vatandaşlarla dirsek temasıyla selamlaştı. Denetime çıkanlardan biri de Pendik Kaymakamı Dr. Hülya Kaya’ydı. Kaya, ilçede yapılan denetimlere katılarak, esnaflara kurallara uyulması konusunda uyarılarda bulundu.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.