Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Mazandarani

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Mazandarani - Başarıları

Acemi

Acemi (1/14)

  • İlk İleti
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. Merhabalar Sizlere birkaç aydınlatıcı bilgi sunmak istemekteyim. 1983 senesi 10 Haziran Cuma günü saat 12:30 da Dünya üstünde bir ada'da , gizli bir klinikte gözlerimi açtım. Gözlerimi açtığımdan itibaren ilk yürüyeceğim ana dek şuan bile hatırladığım ciddi kabuslar görüyordum. Genelde gördüklerim evrenin başka bir noktasında , tıpkı dünyanız gibi bir gezegenden yola çıktığım bir mürettebatım olduğu ve solucan deliği tarzı çok inanılmaz hızlı kanallar vasıtası ile dünyanızı gözlemlemeye geldiğimizdi. Bu gördüğüm rüyalar hep aynı sonda biterdi. Dünyanızın atmosferine girerken teknik bir sorun olup dünyanıza düştüğümüz ve hepimizin ölmesi. 4-5 yaşına bastığım zamanlarda kendimi insan ırkından kabul etmiyor ve geldiğim gezegendeki ırktanmış gibi davranışlar sergiliyordum. Bilincim dünyalı düzeyinin dışında farklı işliyordu. Geldiğim yer yani şuan adını bile hatırlamadığım gezegenimde bizler tamamen et ve kemik değildik. Bedenimizde bulunan iç organlar bir kısmı yapay / mekanik / elektronik olduğunu hatırlıatan bilgiler bilincimde vardı. Nitekim kendim yaralansam bile söküp başka organ takacakmış gibi bir mantığa sahiptim çocukken. Ve 4-5 yaşımdayken elektronik materyaller topluyordum . Teknolojinin henüz yeni yeni yayıldığı toplumunuzda elektronik aygıtları söküp içlerinden ne olduğunu bilmediğim bir sürü materyaller alıyordum. Entegreler transistörler neredeyse çuval çuval topluyordum. Hepsini yanıma alıp düşen uzay mekiğimi bulup tamir edip kendi galaksime kendi gezegenime dönecektim. Fakat bu hiç olmadı. Çünkü tipik bir Türk ailesinin çocuğu olarak dünyadaydım ve Onlar ne istiyorlarsa öyle yaşamaya sürükleniyordum. Ailem göstermiş olduğum tuhaf çocukluk davraşınşlarım ve hep başka bir gezegene gitmekten bahsetmemden ürküp babamla görüşüp beni psikologlara götürmesine rağmen çok üstün bir IQ seviyesinde olduğum ve tam tersi delilik değil dahilik boyutunda bir beynim olduğu onlara söyleniyordu. Nitekim 6 yaşımda müzik ile tanıştım. Duyduğum müziklerden etkilendim ve marangoz dedem benim müzik sevgimi farkedip bana bir mandolin yaptı . O müzik aleti ile dinlediğim tüm parçaları hiçbir ders almadan çalmaya başladım. Ailem şaşkınlık içinde bana gitar aldı ve aynı şeyi gitardada yaptım. 1992 Senesinde 8 yaşında bir çocukken klasik müzikleri takır takır kimseden kurs almadan çalabiliyordum dinlemem yetiyordu. Sadece bu değil , 9 yaşında İlkokulda okurken resim dersinde öğretmenimiz çocuklara resim öğretmeye çabalarken ben Leonardo da Vinci'nin La Gioconte ( Mona Lisa ) eserini karakalem şekilde birebir yapmış ve resim öğretmenimin yerinden havaya zıplamasına sebep olmuştum. Bende insani yetenekler hazır şekilde çalışmamı gerektirmeyecek bir donanımla bana sunulmuştu. Ailem sürekli öğretmenlerden de anormal haberler alınca beni babamın köyünde nam yapmış bir ermişe götürmeyi kararlaştırdılar. Kadın alnıma dokundu ve aileme benim sandıklarından çok farklı birisi olduğumu ve bana sahip çıkmalarını herzaman iyi davranmalarını ve 30 lu yaşlarda insanlık için önemli görevlerde bulunacağımı ve 46 yaşımda görevimin biteceği ve öleceğimi söyledi. Ben normal bir çocuk gibi okul yaşamıma devam ettim ogünden sonra ama bedensel farklılıklar yüzünden tuhaf hastalıklar yaşıyordum çocukken. 3 Böbrek sahibi bir insanım desem zaten nasıl bir tuhaflık içinde olduğumu hayal edersiniz. Çocukluğumda başıma gelen en ciddi yaralanmalarım bile kendi kendine düzeldi. Defalarca dikişlik yaralar aldım yaramazlığım yüzünden hepsi kendi kendine geçti. 2004 senesinde askerlik görevine gittiğimde yaşadığım stres ve baskılardan şeker hastası oldum. Şekerim bugün bile 450-500 den aşağı düşmez. İnsülin kullanmıyorum , doktora gitmiyorum tedavileri reddediyorum. İnanmış olduğum evrensel iyileştirme gücü bedenimi herzaman yeniliyor. Defalarca kangren oldum , annem bir doktor olmasına ve korkmasına rağmen artık oda benim bedenimin kendi kendine iyileştiğine inanıp beni kendi halime braktı bu konuda. Ve yaşantım konusuna gelelim , 21 Yaşıma dek karşı cinse hiç ilgi duymadım , yaşıtım arkadaşlarım 15-16 yaşlarında ilk cinselliklerini yaşarken ben bilim ve sanat ile uğraşmaktaydım. Birçok icadım vardı , kendi başıma öğrendiğim programlama dilleri ile İşletim Sistemleri kodlayabiliyordum. İnancım bana dünyadan bir şekilde bir çıkış yolu bulabileceğimi telkinliyordu sürekli buyüzden dünyevi ihtiyaç yada zevklerle ilgilenmiyordum. Arkadaşlarımın dikkatini çekti bu durum ve kendi aralarında plan yapıp birgün beni içki içirip sarhoş ettiler ve aklıma girip bir kızla yatmam gerektiğini beynime empoze ettiler yoksa eşcinsel olduğumdan şüpheleneceklerini öne sürdüler. Gençlik ateşi ve toplumsal bakışaçısından kaçma çabası ile karışık duygular ile kabul ettim. Beni GECE KULÜBÜ denilen bir mekana götürdüler. Hayatımda ilk kez o gün seçici gözlerle karşı cinse baktım. Aslında orada bulunmak istemiyordum baskı altındaydım. Biribirinden güzel meleksi genç kızların satıldığı pazarlandığı ****** bir mekandı. Orada benim gibi somurtan bir kızı farkettim , hepsinden güzel ama neşesizdi. Onu istedim ve aldım ücretini ödeyip. Bütün bir gecemi onunla geçirecektim , kaldığı pansiyona gittik kendi odasına girdik. İki katlı bungalow denen butik hotel odalarındandı. O bana bozuk Türkçeyle " - ben duş sen bekle " dedi ama çok sinirli ve morali bozuktu . Ben daha dur diyene kadar gözden kayboldu. Ben yatakodasında odasını inceliyordum ilk kez bir kız ile başbaşa kalmıştım ne yapacağımı bilmiyordum sağasola bakınıp heyecanımı bastırmaya çabalıyordum. Ve birden notalara ilişti gözlerim. El yazması klasik müzik eserlerien ait notalar . Şaştım kaldım aceba şakamı yapıyorlar bana diye sağa sola bakınırken o kız geldi. Notaları gösterdim ve ne olduğunu sordum. Ben piyanistim dedi. O an dünya başıma çöktü tekrar sordum , kendi ülkesinde konservatuvarı bitirmiş ve işsizlikten düzgün bir işe gelme hayaliyle bir Türke inanıp İstanbula gitmiş peşinden orada tecavüze uğrayıp satılmış ve en son benim ülkeme Kıbrıs'a düşmüş . Anlatırken yaşadıkları gözünün önünden tekrar geçmiş olacakki yaşlar akmış , sesi titremişti. Ben o kızla yatmadım, üzerini giyindirdim tekrar. Gece sabaha dek sohbet ettik biribirimize ısındık ve o dostça başını omzuma koyup uyudu. İlk kez insan olarak acı çekmeyi hissetmiştim. O kızı çaresiz brakıp gidemezdim ve ailemin bana verdiği paraları gidip onu satan kişilere vermeye ve o kızı gece gündüz saat saat almaya başladım. Günler, haftalar böyle sürdü. Yaşadığım sürece, çektiğim acılara dostlarım hepsi tanık oldu. Kaç kişiyle kavga etsemde o kızı kurtaramadım. Elimden geleni yaptım, bana üniversiteyi kazandım diye alınmış hediye arabayı sattım parasını verdim kendim aç kaldım defalarca ama o kızı kimseyle yatırmadım. Son günlerinde görüşmemizi gece kulübüde yasaklamıştı çünkü biribirimize aşık olmuştuk. Bende yatmamıştım o kızla ve kimseylede yatırmıyordum bir yolunu bulup. Kız bana kaçmaya kalktı iki kez haberim yokken yakalandı dövüldü. Polise şikayetçi olduğumda HayatKadınına aşıkmı olunur dendi benimle alay edildi. Birkeresinde canlı yayına katılıp halkla konuşan cumhurbaşkanını telefonla arayıp tehdit bille etmişliğim oldu. Rauf Denktaş ile bu sayede yüzyüze bile tanışmıştım. Yaşım henüz 21 ken. Ama kimse bana yardım etmedi ne Rauf ne Devlet nede Ailem. Zavallı kızı kendi çabamla kaçırdım ülkesine gönderdim fakat kulübün bağlantıları onu Ukrayna'da neyazıkki ortadan kaldırdılar. Faili yakalandı Urfa kökenli ismi Memed olan birisiydi. İnterpol tarafından tutuklandı halen cezasını çekiyor. Ben 21 yaşında yaşadığım vahşet ve olaylar yüzünden bir sene kayıp bir ruh gibi kendimi bilmeden yaşadıktan sonra 2002 de toparlandım ve öldürülen sevgilimin intikamını tüm fuhuş çetesini şebekesini araştırarak bularak Türkiyeyi dolaşarak Jandarma ve Polislere ihbar ederek 157 fuhuş ihbar hattına bilgiler sağlayarak 1.5 senede çökerttirdim. Sayemde 3000-4000 kız kurtuldu ve o dönem tüm gazeteler bu olayları yazdı. Türkiyenin en büyük fuhuş operasyonuydu. Sevdiğimin intikamını böyle aldım Tüm yaşadığım olayları idrak edip kendimi biraz daha çözmem 2004 yılında, ortadan kaybolmak için gittiğim askerlik yıllarıma denk geldi. Askere gönüllü gittim ama ben kimdim ? Babam tarafından hiç istenmemiş doğumuna bile gelinmemiş gizli doğurulup nene ve dedesine terkedilip gidilmiş Altı yaşına dek birtek dede ve nene kelimelerini aile olarak bilen bir çocukken bir anda anne ve baba denen birilerince büyüdüğüm ortamdan kopartılıp Türkiyede yaşamaya mahkum edilmiş ve sürekli baba şiddetiyle büyümüş bir çocuktum. Babam çok zengin ve varlıklı olmasına rağmen bana hertürlü zulmü yapmış kırbaçla dövmekten kızgın demir basmaya dek hertür şiddeti uygulamış dişlerimi yumruklarla dökmüş bir manyak olmasına rağmen asla beni varolacağım kişi olmaktan vazgeçirtememiş hep inandığım yolda yürümüş birisiydim. Ama kimdim ? Askere gideceğim yıllarda tuhaf bir rakam tarafından takip edildiğimi farketmiştim ama buna anlam verememiştim. Askere girdiğimdede bu sürdü. Şöyle ki : İlkokuldaki ilk sınıf numaram 146 rakamıydı. Daha sonra başka okula geçtim yine 146 . Ortaokulda başka okula gittim yine 146. Hadi okulda normal , Lisedeyken internete telekomdan 146 çevirip girerdik hatırlarsınız bende ilk defa 146 dan internete girdim. Müzik grubum vardı ve ilk kaydettiğimiz şarkımız 14.6 FM frekanslı bir radyoda çalındı. Grubumuz için internet sitesi açalım dedik sene 2001 filandı ilk web sitemizin ip numarası 146 ile bitiyordu. Bu arada ben Amerikada M.I.T üniversitesini tamburs kazandım Lise2 de okurken ve Amerikaya gittim. Amerikada kaldığım Boston Cambridge Parkway ESPLANADE Plaza 146. Blok üstünde bulunuyormuş. Amerikada okurken ırkçılığa uğradım Ermenilerce ve hiddetlenip ülkeme döndüm. Ukraynalı sevgilimle tanıştım işte. Onun doğum tarihi 14 Haziran 1982 yani 14-06 , askere gittiğimde gittiğim birlikte 2 bölük vardı ve ben 2. bölükteydim. Bulunduğum bölük 146 kişiydi ve listeye kayıtlı 146. asker bendim. Askerden çıkış tarihim yine 14-06-2005 oldu 146. Bana verilmiş silahın seri numarası : 830146 Ben artık heryerde o rakamı aramaya koyuldum ki bana kendisi geliyordu birşey yapmıyordum. Tüm dostlarım arkadaşlarım bu durumu bilir ve mucize gibi yanlarında çok paranormal olaylar olmuştur. Saatlerin defalarca 14:06 da durmuş olması gibi. Bir kezde stüdyodaki analog saat akrep yelkovan ve saniye tam 1-4-6 üstünde durdu. Benzinlikten benzin alırken benzin pompalarında 146 görünmesi gibi dostlarımın bana aktardığı binlerce hadise yaşadım bu rakama dair. Herneyse hayatım boyunca asla para kazanacak bir iş yapmadım. Sanatın pekçok alanında uzmanım şuanda , video düzenleme müzik prodüktörlüğü ses mühendisliği yapıyorum bilgisayar programlamacılığım çok iyi 4-5 ana programlama diline hakimim bunun haricinde grafik tasarım resim işleri ile insanlık için çaba içinde uğraşır haldeyim. Ve halen kim olduğumun arayışı içindeyim. Size gönderilmiş tüm din kitaplarını ve elçilerini okudum araştırdım inceledim , inanç sisteminizin bir arayışta olduğunu farkettim. Tıpkı benim gibi. Size diyebileceğim, size gönderilmiş olduğunu bildiğiniz tüm elçiler Galaktik insanlardı ve görevleri insanlığı kendi kendini yoketmekten alıkoymaktı. Sizler yeryüzünde varolmadınız , başka gezegenlerden toplanıp getirildiniz ve zaman içinde dünya yaşamına uygun fiziksel formlarınızı aldınız. İnsan vücut yapısının esnekliği sayesinde her ortama göre fiziki standardı değişim gösterebilen ve evrimleşen bir canlı. Afrikalılar, Sarışın ırk, Soluk ve çekik gözlü ırklar farklı gezegenlerden dünyanıza getirildi. Hepinizi barış içinde sapkınlaşmadan idare etmek için sizi getirenler dinleri varettiler. İlk gönderilmiş elçi ve kitap atalarınızı birsüre idare etti. Ve hep yenileri gelmek zorunda kaldı , sapkınlaşan insanlığı bastırmak için dönem şartlarına göre tekrarlandı yazılanlar geliştirildi . Sizlere anlatıllmak istenen çok basitti : Hırs ve heveslerinize kapılıp açgözlülük ile sapkınlaşırsanız bu güzel dünya gezegenini yokedeceksiniz. Cehennem ve Cennet buydu aslında, İnsanoğlu cehennemi ve cenneti kendi elleriyle varedecekti. Bu şans tanındı ona. Sizin ırkınız cehennemi yaratmayı seçti , sapkınlaştınız. Kendi yarattığınız imgelerin simgelerin maddelerin köleleri oldunuz, nefsiniz yenik düştükçe çoğaldınız , hastalıklar virüsler varoldu. Kötü niyetli galaktik varlıkların oluşturduğu bilince ŞEYTAN dediniz . Siz bu yeryüzünde varolduğunuzdan beri ziyaret ediliyorsunuz pekçok farklı medeniyet tarafından. Kötüler de geliyor iyilerde. Kimiside durumunuzu inceliyor benim medeniyetim gibi. Kötüler dünya kaynaklarınızı tüketip sizi yoketme planı içinde buyüzden sizlere silah teknolojileri satıyorlar aldıkları kaynaklar karşılığında. Tanrı dediğimiz bütüne saçıllmış saf enerjisel bir bilinç düzeyi iyilikle devinen varedici bir güç. Din kitaplarınızda yazıldığı gibi bağnaz yargılayıcı ve cezalandırıcı değil. Herşeyi siz insanlar kendiniz yapıyorsunuz ve bu yaptıklarınız sizi yokolmaya sürükleyecek. Şanslı olanlarınız daha önce bulunup kaçtığınız Mars gezegeninden kurtulabildiği gibi kurtulup başka bir gezegende kolonileşecek , sizlere yine evrenin güçlü uygarlıkları bu konuda yardımcı olacaklar. Ama %98 -99 'unuz yokolacak. Kıyamet dediğiniz gün dünyanızın yokoluşudur. Aura enerjileriniz buna tanık olacaktır. Dünya manyetik gücünü kaybedecek ve etrafında toplanan milyarlarca insanın Aurası o ogüne tanık olacak ve sonra sonsuz uzayda enerjileri yokolacaktır. Belki güneşe çekilir ruhlar yanar cehennem budur Benim size aktarabileceklerim bu kadar görüldüğü gibi herşey sizin ellerinizde. Dinleri araştırın , barış kavramını ve insanlığın barışması gerektiğini savaşları brakmazsanız kötülüğü yenmezseniz dünyanızın cehenneme döneceğini idrak etmelisiniz. Benim sizden bir beklentim yok beni araştırmayın bulmayın bir ilgi beklemiyorum ilk ve son kez size yazdım. Yaşayan herşeyi sevin böylece İyi niyetli Tanrımızda sizi sevecek bağrına basacak Tanrıyı uzaklarda aramayın aranıza duvar oluşturmayın öğretilerle. ​sevgiyle kalın barışla kalın
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.