kuluduk kız
-
Katılım
-
Son Ziyaret
İletiler gönderen: kuluduk kız
-
-
Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te, spastik engelli 34 yaşındaki Gülhide Şirinova, hayata karşı duruşu ve öğrenme azmiyle takdire şayan bir başarıya imza attı. Dil öğrenme serüvenini, başkalarına da yol gösterecek somut bir esere dönüştüren Şirinova, "Gül Türkçesi" adını verdiği kitabıyla Türkçe öğrenmek isteyenlere umut ve pratik bir kaynak sunuyor.
Gülhide Şirinova'nın Türkçe ile ilgili çalışmaları, Taşkent Devlet Şarkiyat Üniversitesi öğretim görevlilerinden Şahine İbrahimova'dan aldığı özel derslerle başladı. İnanılmaz bir gayretle sadece altı ay gibi kısa bir sürede Türkçeyi öğrenen Şirinova, bu süreçte edindiği deneyimleri ve karşılaştığı zorlukları göz önünde bulundurarak, başkalarının da benzer engelleri kolayca aşabilmesi için bir rehber hazırlamaya karar verdi. Bu kararlılık, "Gül Türkçesi" kitabını yazmasını sağladı.
"Gül Türkçesi": Yeni Başlayanlar İçin Kapsamlı Bir Kılavuz
Şirinova'nın kaleme aldığı "Gül Türkçesi", özellikle Türkçe öğrenimine yeni başlayanlar düşünülerek tasarlanmış. Kitap, temel dil bilgisi kurallarını ve günlük hayatta sıkça kullanılan konuşma kalıplarını Özbekçe ve Rusça açıklamalarla destekleyerek sunuyor. Bu yaklaşım, anadili Özbekçe veya Rusça olan dil meraklılarının Türkçeyi daha rahat anlamalarını ve öğrenmelerini hedefliyor. Eserde, konuların pekiştirilmesi için çok sayıda örnek cümle ve alıştırmaya da yer verilmiş.
Türk diline duyduğu derin sevgi ve bu dili başkalarına da öğretme isteği, Gülhide Şirinova'nın en büyük motivasyon kaynağı oldu. Bu anlamlı çalışmasının bir örneğini Taşkent'teki Türkiye Büyükelçiliği'ne de takdim eden Şirinova, kitabının iki ülke arasındaki kültürel bağların güçlenmesine ve dil öğreniminin yaygınlaşmasına katkı sunmasını umuyor. Onun bu çabası, engellerin azim ve kararlılıkla aşılabileceğinin ve bilginin paylaştıkça çoğalacağının en güzel örneklerinden birini teşkil ediyor.
-
Alaylı yazılımcı ne demek?
Alaylı sözcüğü Türk Dil Kurumuna göre "gerekli okul eğitimini görmeden kendini yetiştirmiş olan (kimse), mektepli karşıtı" anlamına gelmektedir. Yani yazılım geliştirme konusunda okul veya kurs gibi bir formal eğitim almayan kişiye alaylı yazılımcı denir.
Mektepli yazılımcı ne demek?
Mektepli yazılımcı yazılım geliştirme konusunda meslek lisesi, üniversite veya kurs eğitimi gibi bir formal eğitim alan kişiye denir. Bilgisayar mühendisliği, yazılım mühendisliği, yönetim bilişim sistemleri vb. 4 yıllık lisans, bilgisayar programcılığı gibi 2 yıllık ön lisans programlarından mezun olanların yanı sıra bootcamp eğitimi alanlar ve yahut BTK akademi, Bilgeİş, Coursera gibi çevrimiçi eğitimleri takip edip sertifika alanlar da mektepli yazılımcı kategorisine girer.
-
Nepo Baby veya Türkçesi ile Kohumbala genellikle eğlence sektöründe ebeveyni ünlü olup da kendisi de ünlü olan kişilere denir.
Lily Collins, Scott Eastwood ve Angelina Jolie'nin ortak noktası nedir?
Sadece ünlü değiller, aynı zamanda ünlü ebeveynleri var.
Aslında yıllardan beri var olan bir konu olmasına rağmen bu kavramın yeni ifade şekli "kohumbala" oldu.
Özellikle pek çok ünlünün kızının son dönemde moda ve eğlence sektöründe ünlü olması, "nepo baby", yani kohumbala kavramını gündeme getirdi.
Johnny Depp, Kate Moss, Madonna, Heidi Klum, Cindy Crawford ve daha birçok ünlünün kızları dünyanın en tanınmış modelleri arasında. Johnny Depp'in kızı olan ve modellik yapan Lily-Rose Depp, bu konuyla ilgili olarak doktorların da çocuklarının doktor olduğunu ama kimsenin buna bir şey demediğini ifade etmiş. Çünkü doktor olmak için tıp fakültesinde emek verdiklerini eklemişti. Kendisini de aynı durumda gören model, kendisine bazı kapıların açıldığını kabul etmiş ama gerisinin kendi çabasıyla olduğunu söylemişti.Bunun gibi isimler veya Kate Hudson ve Jaden Smith gibi diğerleri son zamanlarda sosyal medya akışlarınızda birdenbire ortaya çıkıyorsa, muhtemelen "kohumbala" terimiyle bağlantılıdır.
Son zamanlarda twitter ve tiktok gibi mecralarda ünlü yahut zengin kişilerin çocuklarının ünlü hâle gelmesi konusu sık sık gündeme gelmeye başlamış ve New York Magazine 2022 yılını kohumbala yılı olarak ilan etmiş.
Nepotizm yahut kohumbazlık işletmelerde ve medyada bolca olsa da, 'kohumbala' terimi genellikle eğlence sektörüyle ilgili olarak kullanılır ve birçok ünlü aktör ve müzisyenin de sektörde ebeveynleri olduğu gerçeğini gösterir.
-
baba – ata – büyükbaba – dede – moruk – peder
baba yarısı – amca
babaanne – nene – nine
babacan – mihriban – sevimli
babalanmak – öfkelenmek
babasız – yetim
babayiğit – yürekli
bacaksız – bodur
bacanak – arkadaş – dost
bacarıklık – vukuf
bacı – abla – hemşire – kız kardeş
bacı oğlu – yeğen
badalak vurmak – çelmek – çelmelemek
badana – ahek
bade – içki
badiye – çöl
bağ – bent – demet – deste – ilgi – ilişki – rabıta – sargı – teneklik
bağ bozumu – güz – sonbahar
bağa – kaplumbağa – ur
bağan – düşük
bağban – bahçıvan
bağdarlama – program
bağdaşmazlık – uyuşmazlık
bağı – büyü
bağıllık – izafiyet
bağım – tabiiyet
bağımlı – gayrimüstakil
bağımlılık – tabiiyet
bağımsız – hür – mutlak – müstakil – özgür
bağımsız milletvekili – bağımsız
bağıntı – bağlılık – nispet
bağır – göğüs – sine
bağırma – nida
bağırsak – iç
bağırtı – çığlık – yaygara
bağış – armağan – hibe – iane – yardım
bağışık – muaf
bağışıklık – muafiyet
bağışlama – affetme – hibe – şefaat
bağışlamak – affetmek – geçirmek
bağışlanmış – muaf
bağışlayın – efendim – geçirin – pardon
bağlam – bağ – bent – demet – deste – kelep
bağlama – ambalaj – paket – saz
bağlamak – tutmak – yok etmek
bağlanak – bağlantı
bağlanma – intisap
bağlanmak – ilişmek – tapmak
bağlanmış – vurgun
bağlantı – ilişki – rabıta – temas
bağlantısız – askerî
bağlaşma – kontrat
bağlı – asılı – kapalı – mecbur
bağlı olmak – izlemek
bağlılaşım – bağlılık
bağlılık – intisap – tabiiyet
bağnaz – yobaz
bağrış çağrış – gürültü – şamata
bahane – vesile
bahar – baharat – ilkbahar – yaz
baharat – bahar – edviye
bahçıvan – bağban
bahis – konu – laf – mevzu
bahse girmek – hüccet etmek – mübahase etmek
bahsetme – temas
bahsetmek – konuşmak – temas etmek
bahşetmek – bağışlamak – sunmak
baht – alın yazısı – kader – şans – talih
bahtiyar – mutlu
bahtiyarlık – mutluluk
bahusus – özellikle
bakan – nazır – vekil
bakanlar kurulu – hükûmet
bakanlık – nezaret – vekâlet
bakarak – göre
baki – öteki – sürekli
bakılırsa – göre
bakımevi – kademe
bakımlı – bayındır
bakınmak – araştırmak
bakır – mes
bakış – göz – nazar
bakir – yeni
bakma – nezaret
bakmak – aramak – denemek – gözetmek – ilgilenmek – incelemek – karışmak – korumak
bakmayarak – rağmen
bala – çocuk
balaban – büyük – iri – nazik – şişman
balalık – rahim
balçık – çamur
baldır – incik
baldız – görümce
balık yumurtası – havyar
balıkkulağı – midye
baliğ olmak – erişmek – ulaşmak
balkı – güzel
balkon – gezinti – hayat
balon – palavra
balya – denk
bambaşka – değişik – farklı
banal – bayağı – sıradan
bandaj – bağ – sargı
bandırmak – banmak
bando – takım – topluluk
banko – kesinlikle
banmak – batırmak
banyo – hamam
bap – başlık – konu
baraj – bent
barama – koza
barama kurdu – ipek böceği
barbar – ilkel
bardak – testi
baresinde – hakkında
barı – çit
barınmak – daldalanmak – sığınmak
barış – sulh
barışık – sevecen
barışma – anlaşma
bariyer – engel
bariz – açık
barlı – velut
basamak – aşama – derece – hane – kademe – merhale – pilleken
basar – göz
basık – alçak
basılış – baskı
basımevi – matbaa
basın – matbuat
basınç – tazyik
basit – bayağı – cılız – kolay – mahdut – olağan – yalın
basitçe – kolay
baskı – basılış – el – neşir – tazyik – zor
baskül – kantar
basmak – çap etmek – kaplamak – örtmek – tabetmek – vurmak
bastık – pestil
bastırık – yük
bastırmak – dikmek – durdurmak – gidermek – gömmek – kaplamak – yenmek
baston – asa – kötek
baş – başlangıç – esas – kafa – kelle – temel
baş başa – birlikte
baş döndürücü – aşırı
baş örtüsü – eşarp
başa düşmek – anlamak
başağrısı – sıkıntı
başak – sümbül
başarı – muvaffakiyet – sükse
başarılı – kalburüstü – kudretli
başarısızlık – muvaffakiyetsizlik
başarmak – muvaffak olmak
başbakan – başnazır
başbuğ – başkan
başçı – önder
başıboş – avare
başından – esasen
başka – değişik – diğer – farklı – öbür – özge – sair
başkaları – âlem
başkalaşmak – bozulmak
başkaldırı – isyan
başkaldırma – başkaldırı – mukabele
başkaldırmak – ayaklanmak – isyan etmek – kıyam etmek
başkalık – ayrım – fark
başkan – reis – sadır
başkası – diğeri – öbürü
başkent – başşehir – payitaht
başlamak – atılmak – koyulmak – olmak – oluşmak – tutmak
başlangıç – baş – eşik – giriş – menşe – mukaddime
başlangıçta – ilkin – önceden
başlarken – önceden
başlayıcı – müptedi
başlı – çivi
başlıca – esas – gerçek
başlık – kalın – serlevha
başmak – ayakkabı
başmaklık – has
başmal – sermaye
başnazır – başbakan
başörtüsü – leçek
başşehir – başkent – payitaht
başta – ilkin – özellikle
baştan aşağı – tamamen
baştan savma – üstünkörü
baştan sona – daima – tamamen
başüstüne – oldu
başvekil – başbakan
başvezir – sadrazam
başvurma – müracaat
başvurmak – gezmek – müracaat etmek
başvuru – müracaat
batı – garp
bati – ağır
batık – gamze
batıl – asılsız
batın – göbek – karın – kuşak
bâtın – gizli – iç
batırmak – banmak – gömmek – mahvetmek
batkı – hüsran – iflas
batkınlık – iflas
batma – çökme
batmak – dokunmak – incitmek – sançmak – yemek – yok olmak
batmış – batık
bavul – camedan
bayağı – adi – alelade – aşağı – aşağılık – basit – epey – gerçekten – hasis – küçük – pespaye – sıradan – süfli – yoz
bayağılaşmak – düşmek
bayak – demin
bayakki – deminki
bayan – eş – hanım – hatun – kadın – karı
bayat – kart
baygınlaşmak – süzülmek
bayılmak – bitmek
bayındır – imar – mamur
bayındırlık – imar
bayır – dışarı
baylanlık – naz
baylanmak – şımarmak
bayrak – öncü – sancak – sembol
bayrak ağacı – gönder
bayrak direği – gönder
bayram – alay – neşe – sevinç – şenlik
baytar – veteriner
baz – temel
bazen – bazı – kimi
bazı – bazen – birtakım – kimi
bazısı – kimi – kimisi
baziçe – oyun
bebek – çağa
becerikli – acar – usta
beceriksiz – amatör
becermek – bozmak
bed – kötü – tuhaf
bedaheten – ansızın – irticalen
bedava – caba – havayi – müft – parasız – pulsuz
bedavadan – parasız
bedbin – kötümser
bedel – değer – denk – eşit – fiyat – karşılık – kıymet
beden – gövde – üzeri – vücut
bedharç – savurgan
bedir – dolunay
bedreftar – geçimsiz
begayet – aşırı
beğeni – tabiat – zevk
beğenilen – maruf – mazbut
beğenmek – açmak – bitmek – onaylamak – tutmak
beğenmemek – yermek
behişt – cennet
behre – hisse – pay
beis – engel – zarar
bek – katı – sağlam – sert
bekâr – mücerret – subay
bekâret – saflık
bekçi – gözetçi – karakolcu – keşikçi
bekinmek – direnmek
bekitmek – kapamak
beklemek – aramak – durmak – eğlenmek – gözetmek – gözlemek – korumak
beklenen – muhtemel
beklenir – muhtemel
beklenti – ümit
bekletmek – oyalamak
bekleyivermek – beklemek
bel kemiği – esas – temel
bela – çile
belde – çevre – kasaba – şehir
beledi – yerleşik
belediye – icraiye komitesi
belen – bayır – tepe
beleş – havayi – müft – müfte – pulsuz
belet – bildik
beletçi – iletken – kondüktör
belge – senet – vesika
belgesel – senetli
belgi – alamet – nişan – şiar
belgin – sarih
belginlik – sarahat
belgit – senet
beli – efendim – evet
beli bükük – zavallı
belinlemek – irkilmek
belirgin – açık – sarih – saydam
belirleme – tayin
belirlemek – muayyen etmek – sınırlamak – tayin etmek – tespit etmek – yakalamak
belirli – makul
belirmek – dolaşmak – peyda olmak – teşekkül etmek – zahir olmak
belirsiz – uçuk
belirten – tamlayan
belirti – alamet – emare – gösterge – koku – nişan
belirtik – açık – sarih
belirtke – gösterge
belirtme – tayin
belirtmek – açıklamak – kesmek
beliye – keder – tasa
belki – ihtimal – muhtemelen
belkili – ihtimalî – muhtemel
bellek – akıl – hafıza – kafa – zihin
bellemek – aktarmak – çapalamak
belli – mahsus – maruf – vazıh
belli belirsiz – hafif
belli etmek – tayin etmek
belli olmak – yansımak
bellik – ayraç
ben – hal
bencil – egoist – hodbin
bencilik – hodpesentlik
bende – kul
benefşe – menekşe
benek – hal – puan
bengi – ebedî
benimsemek – katılmak – paylaşmak – tutmak
beniz – bet – yüz
benlik – gurur – kibir – kişilik – şahsiyet
bent – bağ – baraj – eklem – set
bent olmak – bağlanmak
bentlemek – kenetlemek
benzemek – çalmak – dönmek – kaçmak – kesilmek
benzer – bir – emsal – eş – misal – nüsha
benzeri – aynı – benzer – eş – tıpkı
benzeşim – benzer
benzetmek – bozmak – dövmek
beraat kazandırmak – aklamak
beraber – birlikte – denk – eşit
beraberinde – birlikte
beraberlik – el birliği – müsavat
berbat – bozuk – kötü
berbat olmak – bozulmak
berber – tellak
berber dükkânı – berber
berceste – güzel – seçme
berduş – bozuk – pis
bereket – bolluk
bereketlenmek – artmak – çoğalmak
bereketli – bol – verimli
berenarı – biraz
bergüzar – armağan – yadigâr
berhava – boş – yararsız
berhava etmek – yok etmek
berhudar – mutlu
beribenzer – alelade – bayağı – sıradan
berk – katı – kıskıvrak – sağlam – sert – tıkız
berkitmek – raptetmek
berrak – açık – aydınlık – dupduru – duru – şeffaf – temiz
bertaraf etmek – gidermek
bertilmek – morarmak
besili – semiz
besin – gıda
beslek – hizmetçi
beslemek – desteklemek – eklemek
beslengi – hizmetçi
beste – ahenk – hava – melodi
besteci – bestekâr – kompozitör
bestekâr – kompozitör
beş – ilkokul
beş altı – biraz
beş on – biraz
beşaret – muştu
beşeriyetçi – insancıl
beşkardeş – şamar
bet – beniz – sıfat – yüz
betik – mektup
bey – efendi – eş – koca
bey soylu – asil
beyaban – çöl
beyanat – bildiri – demeç
beyaz – ak – kır
beyaz zehir – beyaz
beyazca – akça
beygir – at
beyhude – anlamsız – boşuna – yararsız
beyhude yere – boşuna
beyin – akıl – dimağ
beyinli – akıllı
beyit – ev
beylik – hükûmet
beynelhalk – enternasyonal
beyyine – delil – kanıt
bez – çaput
bezdirmek – tüketmek
bezeksiz – yalın
bezelye – nohut
bezenmek – donanmak
bezginlik – usanç
bezmek – usanmak
bıçkın – cesur – kabadayı – korkusuz – yürekli
bıkkınlık – usanç
bıkma – usanç
bıkmak – tenge gelmek – usanmak – yılmak
bıldır – geçen yıl
bılkımak – bozulmak
bıngıldamak – titremek
bırakıt – miras
bırakmak – artırmak – bozmak – koymak – saklamak – salmak
bırakmamak – tutmak
biabır etmek – azarlamak
biaman – gaddar
biber dolması – dolma
biberli – acı
bibi – hala
bibliyografi – kaynakça
bibliyografya – kaynakça
biçare – çaresiz – gariban – zavallı
biçim – eşkâl – hat – merkez – suret – şekil – tarz
biçimci – şekilci – tutum
biçimsiz – kötü
biçmek – çalmak – kesmek
bidayet – başlangıç
bigâne – yabancı
bihaber – bilgisiz
bihakkın – gerçekten
bihuş – deli
biilaç – çaresiz
bilahare – sonra
bilakis – aksine – tersine – yok
bilavasıta – doğrudan doğruya
bilcümle – bütün – hep
bildik – aşina – belet – tanış
bildiri – beyanat – tebliğ
bildirim – tebligat
bildiriş – duyuru – ilan – tebligat
bildirişim – iletişim
bildirme – arz – tebliğ
bildirmek – aktarmak – yayımlamak
bile – birlikte – da – dahi – hatta – üstelik
bile bile – kasten
bilek – güç – kuvvet
bilen – alim
bilerek – kasten – kasti – mahsus
bileşik – mürekkep
bileşke – birleşme
bilezik – kelepçe
bilfarz – söz gelişi
bilge – hakim
bilgelik – bilgi – vukuf
bilgi – bilim – haber – malumat – olgun – veri – vukuf
bilgili – agâh – haberdar
bilgin – âlim
bilgisayar – kompüter
bilgisiz – acemi – boş – cahil – kabak – nadan – yayan
bilgisizlik – cehalet
bilhassa – alelhusus – hususiyle – özellikle
bili – bilgi
bilici – alim
bilik – vukuf
bilim – bilgi – ilim
bilim adamı – bilgin
bilimci – bilgin
bilimsel – ilmi
bilinç – dimağ – şuur – zihin
bilinçaltı – şuuraltı – tahteşşuur
bilinçlilik – nesne
bilinen – aşina
bilinmeyen – gizli – yabancı – yeni
bilir – agâh
bilirkişi – uzman
bilisiz – bilgisiz – cahil
bilisizlik – bilgisizlik
biliş – bildik – vukuf
billur – kristal
bilme – vukuf
bilmece – bulmaca
bilmeden – kazara – yanlışlıkla
bilmek – çakmak – inanmak – saymak
bilmeyerek – yanlışlıkla
bilmezlik – cehalet
bilvasıta – dolaylı
bilye – kürecik
bina – çatı – yapı
bina etmek – dayamak
binaenaleyh – buna göre – bunun için
bindi – destek
bindirmek – eklemek
binmek – atlamak – katılmak
binnetice – nihayet
bir – aynı – benzer – eş – sadece – tek – vahit – yalnız
bir anda – çabucak
bir araba – fazla
bir cür – özdeş
bir hayli – çok – epey – hayli
bir hoş – garip
bir kadar – biraz – birtakım
bir kez – bir
bir küme – fazla
bir lahzada – çabucak
bir niçe – birçok
bir numara – birinci – tek
bir tahtada – yekten
bir tane – biricik
bir tomar – fazla
bir vakitler – eskiden
bir zaman – biraz – eskiden
bir zamanlar – eskiden
birader – kardeş
biraz – azıcık – bir kadar
biraz önce – demin
birçok – çoklu – hayli – kaç – müteaddit – niçe
birden – ani – aniden – ansızın – çabucak – gafleten – yekten
birdenbire – ani – aniden – ansızın – gafleten – yekten
bire bir – aynı – tıpkı
birebir – uygun
birey – duygusal – fert – şahıs
birge – birlikte – mutabık – ortaklaşa
birgelik – el birliği
biricik – tek
birikim – deneyim
birikmek – üşüşmek – yığılmak – yığışmak
biriktirmek – tutmak
birim – ünite – vahit
birinci – öncü
birleşik – bir – mürekkep
birleşme – camia
birleşmiş – mürekkep
birleştirmek – ulamak
birlik – bağlantı – bağlılık – bütün – tek
birlikte – beraber – bile – birge – ortaklaşa
birtakım – bazı – bir kadar – kimi
birtakımı – bazısı – kimi – kimisi
bitap – bitkin
bitaraf – çekimser – yansız
bitek – verimli
bitik – dolaşık – fena – kötü
bitim – nihayet – son
bitiren – tüketici
bitirilmek – tamamlanmak
bitirim – yaman
bitirme – ikmal – kat
bitirmek – devretmek – kotarmak – mahvetmek – tüketmek – yemek
bitirmiş – açıkgöz
bitiştirmek – kenetlemek
bitki – nebat
bitkin – güçten düşmüş – harap – tapsız – üzgün
bitli – cimri
bitmek – dinmek – kurtarmak – sonuçlanmak – tamamlanmak – yetişmek
bitmeyen – sonsuz
bitmiş – tamam
bittabi – elbette – tabii
biyografi – öz geçmiş – tercümeihal
bizar – tedirgin
bizar olmak – bıkmak – usanmak
bizzat – şahsen
bloke etmek – durdurmak
blöf – karakorku – uydurma
boca etmek – boşaltmak
bocalamak – karıkmak – şaşmak
bodrum – zirizemin
boduç – bardak
bodur – alçakboylu – cırttan – kısaboy
boğaz – gebe
boğazlamak – kesmek
boğmak – bastırmak
boğulmak – bunalmak
boğum – eklem – mafsal
boğunç – bunalım – kasvet – üzüntü
boğuntu – sıkıntı
boğunuk – donuk – kapalı
boğuşmak – çabalamak
boklu – pis
bokluk – pislik
boktan – yararsız
bol – ferah – iyi – mebzul
bol bolamat – bolluk
bolluk – bereket
bomboş – tamtakır
bonjur – günaydın
bonkör – cömert
borcu olmak – ikmale kalmak
borç – kredi – ödev – ödünç – vecibe
borçlanma – istikraz
borçlu – yükümlü
bordro – cetvel – siyahe
boş – abes – açık – anlamsız – bilgisiz – yararsız
boş boş – anlamsız
boş kafalı – bilgisiz
boş söylemek – zırva
boş yere – boşuna
boşaltmak – açmak – kotarmak
boşamak – bırakmak
boşanmak – kurtulmak
boşboğaz – çaçaron – çenebaz – farfara – geveze
boşboğazlık – yave – zırva
boşboğazlık etmek – zırvalamak
boşkap – tabak
boşlama – ihmal
boşlamak – bırakmak
boşluk – ara – göz – kesinti
boşu boşuna – boşuna
boşuna – abes yere – beyhude – boş yere – gereksiz – nafile – nahak
boy – kabile
boy bos – değer – kesim
boydak – bekâr – yalnız
boylam – meridyen – uzunluk dairesi
boylamak – düşmek – yükselmek
boylu boslu – gösterişli – yakışıklı
boyun – sorumluluk – üzeri
boyun borcu – vecibe
boyunbağı – kolye
boyut – durum – ebat – kapsam – mikyas – nitelik – ölçü
boz – gri
boz renk – gri
boza olmak – utanmak
bozan – öçürge – silgi
bozdurmak – bozmak – hurdalamak
bozdurtmak – bozdurmak
bozgun – bozulmuş – uçarı – yenilgi
bozgunluk – bozgun
bozkır – çöl – düz – step
bozma – ihlal
bozmak – bırakmak – bozdurmak – feshetmek – yenmek
bozuk – eğreti – karışık – kötümser – ucuz
bozuk para – bozuk – bozukluk
bozukluk – arıza – illet – sekte
bozulma – arıza
bozulmak – arızalanmak – ekşimek – sınmak – yozlaşmak
bozulmamış – sağlam
bozulmuş – bozgun – yoz
bozum olmak – utanmak
böbür – kibir – leopar
böbürlenme – böbür
böbürlenmek – lokalanmak – tekebbürlenmek
böcü – kurt
böhtan – tezvirat
bölge – kesim – nahiye
bölme – ayırma – taksim
bölmek – ayırmak – kesmek
bölü – taksim
bölük – hane – hizip – kısım
bölüm – büro – çağ – devir – göz – kesim – kısım – kol
bölünmek – üleşmek
bölüşmek – üleşmek
bölüştürme – taksim
bölüt – halka
bön – ahmak – budala – saf
bönce – budala – saf
bönlük – saflık
börkenek – külah
branş – ihtisas – kol
bravo – aferin
bronz – tunç
broşür – kitapça – risale
bu – işte
bu an – derken
bu arada – beraber
bu vakit – derken
bucak – açı – kasaba – kenar – köşe – nahiye
buçuk – yarım
budak – dal
budala – ahmak – enayi – giç – hıyar – sefih
budalalık – ahmaklık
budamak – azaltmak – kısaltmak
budun – kavim – millet – ulus
budur – işte
bugün – zaman
bugünlerde – geçende
buğu – buhar
buğulu – nemli – yaşlı
buhar – buğu
buhar olmak – kaybolmak – yok olmak
buhari – şömine
buharlaşmak – yok olmak
buhran – bunalım – kriz
buhur – tütsü
bukağı – köstek
bukağılamak – kösteklemek
buke – koku
buket – gül destesi – güldeste
bulak – kaynak – pınar
bulanık – dumanlı
bulanmak – karışmak
bulaşan – bulaşıcı – geçici
bulaşıcı – geçici – yolukucu – yukmalı – yukumlu
bulaşık – etki – karışık – kirli – yapışkan
bulaşkan – yapışkan
bulaşmak – çatmak
bulaşmış olmak – kapmak
bulgu – netice
bulmaca – bilmece - tapmaca
bulmak – sağlamak – tapmak – temin etmek – ulaşmak
bulucu – kâşif
bulunak – adres - unvan
bulunan – mevcut
bulunmak – düşmek – gezmek – olmak – yatmak
bulunmaz – kıymetli – nadir
buluş – icat
buluşma – mülakat
bulut – endişe – keder
bulutsuz – açık – berrak
bun – sıkıntı
buna göre – binaenaleyh
bunalım – buhran – kriz
bunalmak – darıkmak – sıkılmak
bunaltıcı – ağır
bunamak – hariflemek
bunca – çok – epey
bundan ilave – caba
bundan sonra – artık
bungunluk – sıkıntı
bunluk – buhran – bunalım – sıkıntı
bunun için – binaenaleyh
burağan – hortum
buralak – dikuçar – helikopter
burcu – ıtır
burga – tornavida
burgu – matkap
burhan – kanıt
burmak – kıvırmak
burs – tekaüt
buruk – büklüm – diş kamaştırıcı – tosun
burulgan – girdap
burulmak – dönmek – gücenmek
burum – büklüm
burun – kibir
butlan – haksızlık
buut – boyut
buyruk – emir – ferman
buyurmak – etmek
buyuru – buyruk – emir
buzdolabı – buzlatka – soğutucu
buzkaymak – dondurma
buzulkuşu – buzlakkuşu – diuca speculifera
büğet – bent
bühtan – iftira
bük – dönemeç
büklüm – buruk – burum – dönemeç – kıvrım – viraj
bükmek – kıvırmak
büküç – köşe
bükülme – devrim
bükülmek – eğilmek – katlanmak
bükülmüş – kıvrım
büküm – kat – kıvrım
büküntü – dönemeç – viraj
bülten – dergi
bünye – kuruluş – yapı
bürgü – atkı
büro – bölüm – ofis – şube – yazıhane
bürokrasi – resmiyetçilik
bürokrat – şekilci
bürümek – basmak – kaplamak – örtmek – tutmak
büsbütün – tamamen – temelli
bütün – cemi – cümle – kamu – mecmu – olanca – tamam – tüm
bütünleme – ikmal – tamamlama
bütünlenmek – tamamlanmak
bütünüyle – top
büyü – afsun – cadı – efsun – sihir
büyük – aka – koca – kocaman – kodaman – önemli – yüce
büyükanne – nene – nine
büyükbaba – baba – dede
büyükbacı – abla
büyükbaş – karamal
büyükelçi – elçi – sefir
büyüklenme – gurur – kasıntı – kibir – kurum – tavır – tekebbür
büyüklüğünde – kadar
büyüklük – devlet – oran
büyükpeder – dede
büyülemek – cadılamak – efsunlamak – sihirlemek
büyültmek – abartmak
büyüme – nema
büyümek – palazlanmak – serpilmek – yetişmek
büyüteç – büyütücü – lup
büyütme – ilave
büyütmek – abartmak
büyütücü – büyüteç
büyüyememek – küsmek
büzmek – kısmak
büzüktaş – kafadar
büzülmek – ufalmak
büzüşmek – ilişmek -
ab – su
aba – abla – anne – üstlük
abadanlık – imar
abanmak – bastırmak – dayanmak
abanozlaşmak – matlaşmak
abartı – mübalağa
abartma – ilave
abartmak – artırmak
abat – bayındır – şen
abatlık – imar
abd – kul
abdesthane – tuvalet - hacethane
abece – alfabe
abecesel – abecelik - alfabetik
abes – boş – gereksiz – yersiz
abes yere – boşuna
abırlamak – azarlamak
abidik gubidik – abuk sabuk
abiye – gösterişli – tuvalet
abla – aba – bacı – büyükbacı
abluka – kuşatma – muhasara
abluka etmek – kuşatmak
abra – yük
abstre – soyut
abuk sabuk – anlamsız
abuk subuk – abuk sabuk
abullabut – hantal – kaba
abur cubur – boş
abus – acayip – garip – somurtkan
acaba – kuşku – şüphe
acar – becerikli – cesur – yeni
acara – acar
acayip – abus – garip – garibe - ibret – tuhaf
acele – çabuk – ivedi – tacilî – telesik – tez
acele etmek – aşıkmak – telesmek
aceleci – çabuk – farfara – ivecen
aceleten – çabucak
Acemce – Farsça
acemi – amatör – bilgisiz – müptedi – tor – toy
acı – ateş – çığlık – dokunaklı – ıstırap – keder – kötü – üzüntü – zehir
acıklı – dokunaklı – feci – gussalı – kederli
acıkmak – acmak
acılamak – paylamak
acılar – teessürat
acılaşmak – acımak
acılı – kederli
acıma – merhamet – rahim
acımak – yazığı gelmek
acımasız – cani – gaddar – katı – merhametsiz
acımsı – dokunaklı
acışmak – gocunmak
acıtmak – ağrıtmak – incitmek
acil – ivedi
acil yardım – ilk yardım
acilen – çabucak
aciz – güçsüzlük
âciz – zavallı
âcizlik – güçsüzlük
acmak – acıkmak
acul – aceleci – çabuk
acun – dünya
aç – hevesli
açacak – anahtar
açar – anahtar
açgöz – açgözlü
açgözlü – açgöz – hırslı
açgözlülük – tamah
açı – bucak
açık – aleni – berrak – boş – sarih – somut – vazıh
açık ağızlı – ahmak – aptal
açık artırma – artırma
açık saçık – edepsiz
açıkça – açık
açıkgöz – jandarma – kurnaz
açıklama – izah
açıklamak – izah etmek – yayımlamak
açıklık – ara – mesafe – sarahat – vuzuh
açım – açma
açımlama – şerh
açınım – inkişaf
açınmak – gelişmek – inkişaf etmek
açkı – anahtar
açma – otopsi – şerh
açmak – ayırmak – boşaltmak – çözmek
ad – isim – şöhret – ün
adale – kas
adalet – doğruluk – hak
adaletsizlik – mağduriyet
adam – eş – koca – zat – zevat
adam olmak – gelişmek
adamak – nezretmek
adamakıllı – güzel – pir
adamyiyen – yamyam
adap – töre
adavet – düşmanlık – husumet
aday – namzet
addetmek – saymak
adele – kas
âdem – adam
âdet – gelenek
adet – tane
âdet – töre
âdeta – bayağı
adi – alçak – aşağı – aşağılık – bayağı – eclaf - olağan – sıradan – süfli – ucuz – yoz
adıl – zamir
adım – aşama – girişim
adım adım – asta asta - yavaş yavaş
adilik – aşağılık
adlı – ünlü
adlı sanlı – ünlü
adres – unvan
aferin – bravo
afet – facia
affedersiniz – efendim
affedilmiş – muaf
affedin – pardon
affetme – bağışlama – şefaat
affetmek – bağışlamak
affeylemek – affetmek
afi – caka – çalım – fiyaka – gösteriş
afili – gösterişli
afişe etmek – açıklamak
afişlemek – nitelemek
afiyet – sağlık
aforozlamak – kovmak
afra tafra – çalım
afsun – büyü
afsunlamak – büyülemek
afur tafur – çalım
afyon – tiryak
agâh – muttali
agreman – uygunluk
agresif – saldırgan
ağ – file – şebeke – tor – tuzak
ağa – koca
ağababa – ata – dede
ağabey – aka – efe
ağdalı – karmaşık
ağı – zehir
ağır – ağırbaşlı – alçak – ciddi – çetin – dokunaklı – gösterişli – güç – korkulu – oturaklı – tehlikeli
ağır ağır – yavaş yavaş
ağır sıklet – ağır
ağırbaşlı – ağır – ciddi – gösterişli – kâmil – temkinli – vakur
ağırbaşlılık – vakar
ağırcanlı – tembel
ağırlaşmak – bozulmak
ağırlık – baskı – etki – kalın – sıkıntı – sorumluluk – yük
ağız – gaga – kenar
ağız ağıza – tamamen
ağız dalaşı – tartışma
ağız kavafı – geveze
ağız kavgası – tartışma
ağız tadı – rahatlık
ağızsız – sessiz
ağlamak – sızlanmak – viyaklamak – yakınmak
ağlaşmak – sızlanmak
ağmak – inmek
ağrı – dert
ağrılı olmak – acımak
ağrımak – burulmak – tutmak
ağrıtmak – acıtmak
ağzı bozuk – küfürbaz
aha – işte
ahacık – işte
ahali – el – halk – nüfus
ahbapça – içten
ahbaplık – hukuk – hususiyet – ünsiyet
ahek – badana
ahenk – beste – uyum
aheste – ağır
aheste aheste – yavaş yavaş
aheste beste – yavaş yavaş
ahi – cömert – kardeş
ahır – dam
ahir – son – sonra
ahit – ant – antlaşma – devir – zaman
ahitname – antlaşma
ahize – destek
ahlak – moral
ahlaklı – mazbut
ahlaksız – düşkün – soysuz
ahmak – aptal – budala – dangalak – salak
ahmaklık – hamakat
ahraz – dilsiz
ahşa – bağır
ahunt – hoca
ahvalat – vukuat
ahvaliruhiye – haletiruhiye
ahvalruhiye – hava
aidat – ödenti
aile – eş – ev – familya – karı – kodak – sülale
ailevi – maaile
ajan – temsilci
ajite etmek – kışkırtmak
ak – beyaz – dürüst – temiz
ak pak – temiz
aka – büyük
akademi – bilimyurdu - yüksekokul
akak – yatak
akarca – kaplıca
akarsu – su
akbaba – ihtiyar
akça – nakit
akçe – akça – nakit
akıbet – son – sonuç
akıl – bellek – düşünce – hatır – kanı – karın – us
akıllanmak – uslanmak
akıllı – aptal – makul – uslu
akıllıca – doğru – makul
akılsızlık – ahmaklık
akım – cereyan – hareket
akın – atak – dere
akın etmek – üşüşmek – yürümek
akıntı – akım – cereyan – meyil
akıntılı – meyilli
akış – akın – cereyan
akil – akıllı
akis – yankı – zıt
akla yatkın – makul – uygun
aklamak – beraat kazandırmak
aklavcı – avukat
aklı kıt – budala – saf
akmak – karışmak – katılmak – süzülmek
akmamak – kesilmek
akman – saf – temiz
akort – düzen – uyum
akraba – hısım – kohum
akrep – yelkovan
aks – dingil
aksak – topal
aksakal – ermiş – evliya
aksaklık – arıza
aksama – arıza
aksamayan – dakik
akse – kriz
aksetmek – ulaşmak – vurmak – yankılanmak – yansımak
aksi – hırçın – huysuz – karşıt – menfi – olumsuz – ters – zıt
aksi cevap – tepki
aksine – bilakis – tersine
aksiseda – yankı
aksiseda vermek – yankılanmak
aksiyon – eylem – hareket – iş
aksiyoner – hissedar
aksülamel – tepki
aktalanmış – iğdiş
aktarılma – devir
aktarım – nakil
aktarma – alıntı – nakil – transfer
aktarma etmek – aktarmak
aktarma yapmak – nakliyat değişmek
aktarmak – aramak – bellemek – devretmek – göçürmek – iletmek – nakletmek – tercüme etmek
aktif – canlı – cevval – faal
aktiflik – etkinlik
aktivite – etkinlik
aktör – oyuncu
aktöre – ahlak
aktris – oyuncu
aktüalite – aktüellik
aktüel – güncel
aktüellik – aktüalite
akva – kuvvetli – sağlam
al – düzen – hile – kırmızı – kızıl – tuzak
ala – alaca
âlâ – iyi – pek iyi
ala bezek – alaca
ala bula – alaca
alaca – ala bezek – ala bula
alacalı – alaca
alaçık – çardak
alak otu – çim
alaka – ilgi – komünikasyon – ulaşım
alakadar olmak – ilgilenmek
alakalandırılma – koordinasyon
alakalandırma – koordinasyon
alakalanmak – ilgilenmek
alamet – belirti – emare – im – nişan
alaminüt – acele – çabuk
alan – düz – meydan – saha
alarm – heyecan sinyali
alaşağı etmek – kovmak
alavere dalavere – hile
alay – lağ – söz
alay malay – birlikte
alaycı – müstehzi
alayişli – gösterişli
alaylı – görkemli – gösterişli – müstehzi
alaz – alev
albalı – vişne
albeni – hava
alça – erik
alçak – adi – ağır – aşağılık – pespaye – rezil – soysuz – süfli
alçak gönüllü – mütevazı – tevazukâr
alçak gönüllülük – tevazu
alçakboylu – bodur
alçaklık – zül
alçalma – düşkünlük – zül
alçı – jips
alçı taşı – jips
alçıtaşı – jips
aldangıç – tuzak
aldanmak – atlamak – kanmak
aldanmaz – kurt
aldatma – al – hıyanet
aldatmak – oyalamak – oynamak
aldırmaz – lakayıt
alelacele – çabucak
alelade – bayağı – olağan – sıradan
alelhusus – bilhassa – özellikle
alelumum – genellikle
alem – bayrak
âlem – çevre – dünya – eğlence – evren – hava – ortam
alemdar – önder
alengir – düzen – fiyaka – gösteriş – hile – tuzak
alengirli – gösterişli – yakışıklı
aleni – açık
aleniyet – açıklık
alet – araç – aygıt – cihaz
alev – alaz – yalın
alevlenmek – harlamak – öfkelenmek
alfabe – abece – elifba – yazı
alfabetik – abecesel
algı – idrak – kazanç
algılamak – derk etmek
algın – cılız – vurgun
ali – yüce
ali mektep – yüksekokul
ali tahsil – lisans – yükseköğretim
alıcı – müşteri
alık – aptal – budala
alık salık – aptal
alıkoymak – hapsetmek – saklamak – tutmak – yubatmak
alım – çalım – gurur – hava – kurum
alım çalım – gösteriş
alımlı – cazibedar – çekici
alımlı çalımlı – gösterişli – güzel
alın – karşı
alındı – makbuz
alıngan – hassas – nazik yürekli
alınmak – darılmak – kırılmak
alıntı – iktibas
alıntılamak – aktarmak
alısün – çınka - telefon
alışılmadık – olağanüstü
alışılmış – olağan
alışkan – kibrit
alışkanlık – huy – ünsiyet
alışkın – alışkan
alışmak – bağlanmak – düşmek
alıştım yandım – yanardöner
alıştırma – egzersiz – idman
alışveriş – ilişki – iş – muamele – münasebet – pazar
alicenap – cömert
alicenaplık – asalet
alil – sakat
âlim – bilgin
alkış – tezahürat
alkol – ispirto
Allah’a ısmarladık – hüdahafız – selamat kalın
allahsız – acımasız – vicdansız
allık – al
alma – alıntı – iktibas – kabız – transfer
almaç – alıcı
almak – bağışlamak – çalmak – çekmek – elde etmek – gidermek – kaplamak – kazanmak – kısaltmak – koymak – kullanmak – örtmek – yok etmek
alp – yiğit
alplık – kahramanlık
alt bölüm – ayrım
alt etmek – yenmek
altın – değerli – kızıl – zer
altüst olmak – yıkılmak
ama – fakat
âmâ – görme engelli – kör - sokur
ama – lakin – yalnız
amacıyla – için
amaç – erek – gaye – kasıt – maksat
amade – hazır
amale – işçi
amatör – acemi – heveskâr – meraklı
ambalaj – bağlama
ambar – depo – kiler
ambiyans – hava
amca – emmi
amel – fiil – iş
amele – emekçi
amelî – kolay – uygun
ameliyat – işlem
amil – faktör – sebep
amiyane – bayağı – sıradan
amma – ama
amme – kamu
amortisör – cihaz
ampul – lambacık
amudi – dikey
amut – topuz
an – lahza – zihin
ana – anne – asıl – esas – temel – valide – velinimet
ana yarısı – teyze
anaç – iri – kart – kurnaz
anafor – girdap
anahtar – açar – araç – dil – kurgu – vasıta – vesile
analiz etmek – çözümlemek
analog – benzer – eş
anamal – sermaye
anane – gelenek – örf
anaokulu – uşak bahçesi
anarşi – kargaşa
anayasa – esas – esas kanun – konstitüsyon – temel
ancak – bir – fakat – sade
andaç – anı – hatıra – yadigâr
andavallı – ahmak – aptal
andırma – çalım
andırmak – çalmak – kaçmak
angaje olmak – bağlanmak
angajman – bağlantı
angın – meşhur – ünlü
angutluk – ahmaklık
ani – ansızın – birden – birdenbire
anı – hatıra – yadigâr
anık – hazır
anımsatmak – uyarmak
anında – çabucak
anıştırma – ima – telmih
anide – ansızın
aniden – ansızın – birden – birdenbire
anif – kaba – sert
anket – soruşturma
anlam – mana – mazmun
anlama – intikal – vukuf
anlamak – başa düşmek – çakmak – derk etmek – hissetmek – ihata etmek – takip etmek – yakalamak
anlamdaş – eş anlamlı – müteradif
anlamlı – manalı – manidar
anlamsız – abuk sabuk – beyhude – boş – manasız – yersiz
anlaşılan – galiba – mahsus – muhtemelen
anlaşılmak – yansımak
anlaşılmaz – karışık – tuhaf
anlaşma – geçim – kesim – pakt
anlaşmak – geçinmek
anlaşmazlık – ihtilaf – uyuşmazlık
anlatı – hikâye – nağıl
anlatım – ifade
anlatmak – izah etmek – nakletmek
anlayış – idrak – ihata – iş – telakki – zihin
anlayışsız – dümbelek – geri
anlayışsızlık – ahmaklık
anlı şanlı – gösterişli – güzel – ünlü
anmalık – hatıra – yadigâr
anne – aba – ana – nene – valide
anne baba – ebeveyn
anons – duyuru
anormal – deli
ansambl – topluluk
ansız – ansızın
ansızın – ani – aniden – bedaheten – birden – birdenbire – gafleten
ant – yemin
antagonist – düşman
antagonizm – düşmanlık
antant – anlaşma – mutabakat
antet – başlık
antika – acayip – örtü – tuhaf
antipatik – soğuk
antlaşma – mukavele – pakt
antrakt – ara
antre – giriş
antrepo – depo
apansız – ansızın
apansızın – ansızın
aparey – cihaz
aparmak – çalmak
apaz – avuç
aperitif – açar
apışlık – ağ
apiko – derli toplu – hazır
apotr – yardımcı
apse – iltihap
aptal – ahmak – akıllı – dingil – geri – kelek – salak – şapşal
ar etmek – utanmak
ara – açıklık – fasıla – mesafe – ortam
ara bulucu – aradüzelten – vasıtacı
ara sıra – bazen
ara vermek – durmak
araba – otomobil
arabozan – müzevir
aracı – ara bulucu – vasıta
aracılık – delalet – tavassut – vasıta
aracısız – direkt – doğrudan
araç – alet – anahtar – kayıt – vasıta
araçsız – bilavasıta – doğrudan doğruya
aradan kaldırmak – gidermek
aradüzelten – ara bulucu
arakçın – takke
araklamak – aşırmak – çalmak
aralık – ara – ayakyolu – fasıla – koridor – mesafe – sıra – vakit
arama – kontrol
aramak – aktarmak – araştırmak – beklemek – özlemek
araştırıcı – meraklı – mütecessis
araştırmak – aramak – deşelemek – gözlemek – incelemek – karıştırmak
araz – belirti
ardılmak – çatmak
ardiye – depo
argaç – atkı
argın – bitkin
argıt – boğaz – geçit
argüman – kanıt – tez
ari – hür
ari – özgür
arı – öz
arı – saf – salt – temiz
arı peteği – kovan
arı teknesi – kovan
arık – cılız – sıska
arıklamak – süzülmek
arıklık – zafiyet – zayıflık
arılık – saflık
arınmış – duru
arıtma – tasfiye
arız olmak – ilişmek
arıza – bozukluk
arıza – engebe – kusur
arızalanmak – bozulmak – sınmak
arızasız – düz
arızi – eğreti – geçici
aristokrat – soylu
ariza – dilekçe
arka – art – dayı – geri – peş – torpil
arkadaş – dost – eş – yoldaş
arkadaşlık – şeriklik – ünsiyet
arkalama – yardım
arkalamak – korumak
arkalık – semer
arkalıksız – sedir
arkasında olmak – izlemek
arlanmak – utanmak
arlanmaz – utanmaz
arlı – utangaç
armağan – bağış – hediye – ödül – yadigâr
arsa – saha – toprak sahası
arsenik – zırnık
arsız – utanmaz – yüzsüz
art – arka – geri – peş
artağanlık – bereket
artı – toplama işareti
artık – fazla
artırma – teras
artırmak – abartmak – bırakmak
artist – sanatkâr
artmak – çoğalmak – yükselmek
arttırma – ilave
arz – maruzat – yeryüzü
arz derecesi – enlem
arz etmek – sunmak
arziyat – yer bilimi
arzu – dilek – istek
arzu etmek – dilemek
arzuhâl – dilekçe
arzulamak – özlemek
arzulu – hevesli – istekli
arzuya yetişmek – mazhar olmak
as – bey
asa – baston
asabi – sinirli
asabileşmek – öfkelenmek – sinirlenmek
asal – esas
asalet – alicenaplık – neciplik
asaletli – soylu
asamble – kurul
asan – kolay
asansör – götürge
asap – sinir
asayiş – emniyet – güvenlik
asetat – saydam
asgari – en az
asık – asılı – somurtkan
asıl – ana – cevher – cins – esas – gerçek – hakikat – kaynak – kök – köken – temel
asıl – nesep – özgün – soy
asılgan – askı
asılı – bağlı
asıllar – usul
asıllı – soylu
asılsız – soysuz – uydurma
asıntı olmak – sırnaşmak
asır – çağ – yüzyıl
asil – necabetli
asil – soylu
asileşmek – başkaldırmak – isyan etmek
asilik etmek – başkaldırmak
asillik – asalet
asilzade – soylu
asistan – yardımcı
asker – er
askerî – harbi
askı – asılgan
aslında – esasen
asliye – esas – temel
asma – asılı
asmak – çekmek
asparagas – uydurma
asri – çağdaşasta - yavaş
asta asta - azar azar - yavaş yavaş
astana – eşik
astragan – karagül
astronomi – heyet
asudelik – rahatlık
asuman – gök
aş – ekmek – yemek
aşağı – adi – bayağı – kötü – süfli
aşağılık – adi – alçak – bayağı – pespaye – rezil – süfli
aşama – basamak – derece – kademe – merhale – mertebe – paye – rütbe
aşçı – aşpaz – lokanta
aşevi – aşçı – lokanta
aşı – calak – peyvent
âşık – müptela – ozan – vurgun
âşıklı – düşkün
aşıkmak – acele etmek – telesmek
âşıktaşlık etmek – oynaşmak
aşılamak – etkilemek
aşındırmak – yemek
aşınmak – yenmek
aşınmış – yenik
aşırı – çılgın – çok – hadden artık – ifrat – kötü – müfrit
aşırmak – çalmak
aşırtmak – aşırmak
aşikâr – mahsus
aşikârlık – vuzuh
aşina – bildik – tanış
aşiret – el – oymak – tayfa
aşiyan – ev – mesken
aşkın – çok – fazla
aşpaz – aşçı
aşüfte – oynak
at – beygir
ata – ata baba – baba – cet – ecdat – peder
ata ana – ebeveyn
ata baba – ata
atak – akın – geveze – girişken – hücum – saldırı – yiğit
atalar – ecdat
ataletli – mıymıntı
atama – nakil – tayin
atamak – tayin etmek
ateş – acı – coşkunluk – hınç – hırs – od – öfke – tehlike
ateş parçası – becerikli – canlı
ateşlemek – kışkırtmak
ateşlendirmek – kışkırtmak
ateşlilik – hararet
ati – gelecek
atıfet – bağış
atıl – aylak – tembel
atılgan – acar – girişken
atılım – atak – hücum
atılmak – fırlamak – hücum etmek – saldırmak
atışma – tartışma
atışmak – tartışmak
atkı – eşarp
atlama beygiri – beygir
atlamak – aldanmak – atlanmak – inmek – tullanmak
atlanılmak – atlanmak
atlanmak – atlamak – düşmek
atlatmak – ekmek – paketlemek – savsaklamak – savuşturmak
atmaca – sapan
atmak – çalmak – çarpmak – çekmek – ertelemek – kovmak – koymak – örtmek – uzatmak
atmosfer – hava
atölye – işlik
aut – dış
avadanlık – demirbaş
avam – halk
avanak – aptal – enayi
avane – yardakçı – yardımcı
avangart – öncü
avantaj – yarar
avantajsız – yararsız
avantür – macera
avare – aylak – başıboş – serseri
avarız – engebe
avize – çilçırak
avlamak – tutmak
avlu – hayat
avrat – eş – hanım – kadın – karı
avratağız – kılıbık
avratbaz – çapkın – hovarda – zampara
avuç – aya
avukat – aklavcı
avunmak – aldanmak – yetinmek
avutmak – oyalamak
aya – avuç – taban
ayak – basamak
ayak oyunu – hile
ayak tabanı – aya
ayakkabı – pabuç
ayakla – yaya – yayan
ayaklanma – başkaldırı
ayaklanmak – başkaldırmak – isyan etmek – kıyam etmek
ayaklık – kaide
ayaksilen – paspas
ayakyolu – hela – tuvalet – yüznumara
ayal – eş – karı
ayan – açık
ayar – dakiklik – değer – derece – köklenme
ayarlamak – dakikleştirmek – köklemek
ayazlık – teras
aybaşı – âdet
aydın – aydınlık – münevver – sarih – somut – vazıh – veciz – ziyalı
aydınlatılmış – münevver
aydınlık – aydın – berrak – fer – saf – sarahat – temiz – vazıh – vuzuh – ziya – ziyalı
aygın – bitkin
aygın baygın – bitkin – vurgun
aygıt – alet – cihaz
ayıklama – tasfiye
ayın on dördü – dolunay
ayıp – kusur – şaibe
ayıraç – miyar
ayırma – bölme – şerh – tahsis
ayırmak – açmak – kesmek – koymak – saklamak – sökmek – üleşmek
ayırt – fark
ayırt etmek – karakterize etmek
aykırı – çapraz – karşıt – ters – tersine – zıddına
aykırı olmak – zıt olmak
aykırılık – ihtilaf
aylak – avare – serseri
aylamak – beklemek
aylı – gebe
aylık – maaş
aymaz – bilgisiz
aymazlık – uyku
ayn – göz
ayna – güzgü
aynalı – güzel – yakışıklı
aynasız – kötü – ters
aynek – gözlük
aynı – bir – nüsha – özdeş – tıpkı
ayraç – parantez
ayran – katık
ayran ağızlı – boşboğaz – geveze
ayran budalası – aptal – budala
ayrı ayrı – değişik
ayrıca – hatta
ayrıcalık – imtiyaz
ayrıcalıklı – imtiyazlı
ayrıç – çatal
ayrıksı – başka
ayrılık – ihtilaf
ayrılmak – bırakmak – fırlamak
ayrılmış – için
ayrım – fark – kıvrım
ayrımlı – değişik – farklı
ayrımsız – aynı
ayrıntı – detay – ilim – incelik – tafsilat – teferruat
ayrıntılar – teferruat
ayrışık – muhtelif
aytışmak – tartışmak
ayvaz – eş – koca
ayyar – dolandırıcı
ayyarlık – dolandırıcılık
az – düşük – eksik – mahdut
az buçuk – biraz
az kalmak – ramak kalmak
aza – kılgan - organ – uzuv – üye
azade – başıboş – erkin
azalmak – düşmek – kırılmak
azaltmak – kesmek – kısmak
azamet – çalım – gösteriş – gurur – kurum – tekebbür
azametli – görkemli
azami – en çok – maksimum
azar azar – asta asta - yavaş yavaş
azarlamak – abırlamak – biabır etmek – çıkışmak – darılmak – paylamak – tanlamak – terslemek
azat – hür – özgür – serazat
azat etmek – azletmek
azatlık – hürriyet
azgınlık – dalalet
azıcık – biraz
azık – besin – rızık
azınlık – azlık – ekalliyet
azimet – gidiş
azimkâr – kararlı
azimli – kararlı
aziz – ermiş – gözde – şirin
azletmek – azat etmek – kenar etmek
azlık – ekalliyet
azma – melez -
Konuyu açan kişinin sadece 1 iletisi var, kendisine verilen cevaplara da bir karşılık yazmamış. "canım yaaaaaaaa çok tatlısın!!!!" diyen de olmuş (amacı neyse). 2005'te belki forumlar yeni yeni yaygınlaşıyordu ve şimdikinden daha fazla ciddiye alınıyordu. Şimdilerde ise internette sosyal paylaşım sitesi veya sözlük olarak adlandırılan sitelerde biri böyle bir konu açtığında konuyu açan kişinin trol olduğunu söyleyen dahi çıkabiliyor. Çok kimse konuyu ciddiye almayıp dalgasını geçiyor. Forumlarda genellikle terbiyesiz konuşmak yasak olduğu hâlde o tip sitelerde insanlar küfürler de edebiliyor.
-
Bir de telefonumun şarjı bitti yerine şarjım bitti diyenler oluyor. Sanki kendilerinin şarjı bitmiş gibi.
Gulkhida Shirinova's Great Success
- News In English (İngilizce Haberler)
Gönderi tarihi:
Gulkhida Shirinova (34), a resident of Tashkent, the capital of Uzbekistan, has achieved remarkable success through her determination and hard work, despite being born with cerebral palsy. First, she learned Turkish in the short span of just six months. Subsequently, she authored a textbook featuring explanations in Uzbek and Russian to help fellow Uzbeks learn Turkish.
To learn the language, Shirinova took private lessons from Shakhina Ibrokhimova, a lecturer at the University of Oriental Studies in Tashkent. Shirinova states that her deep affection for the Turkish language was her primary motivation for writing the book.
Enriched with explanations in Uzbek and Russian, the book serves as a significant resource for Uzbeks learning Turkish. Blending her passion for the Turkish language with her determination and effort, Gulkhida Shirinova has overcome language barriers, offering a practical and effective approach to language learning with her book, Gül Türkçesi (Gul's Turkish).
Content and Aims of "Gül Türkçesi"
"Gül Türkçesi" is a reference guide for beginner-level language learners, designed to teach the fundamental grammar rules of Turkish and everyday conversational language. Each section of the book includes explanations in Uzbek and Russian, enabling learners to easily understand and learn Turkish. Additionally, it contains numerous example sentences and exercises to explain the basic grammatical structures of Turkish. Shirinova has presented a copy of the book to the Turkish Embassy in Tashkent.