Öncelikle uzun süredir yoktum buralarda geç cevaplarım için özür diliyorum...
Türk müziğinin armonik sistem üzerine oturtulması ve bunun Türk müziği eğitimi almış kişiler tarafından yapılması konusu, şu anki Türk müziği üstatlarının ve hocalarımızın bile yanıtlayamadığı bir kaos gibi, i.t.ü. Türk Musikisi Devlet Konservatuarına giripte batı müziği eğitimi alır gibi, hiç bir koma ses basamayan, musikimizin o eşsiz derin tavrını anlayamayan ve hiç bir zaman anlayamayacak olan o kadar çok öğernci ve bu öğrenciler arasında mezun olanlar var ki, bu öğrencilerin yine üniversite bünyesinde eğitimci olarak kaldığını düşünürsek tartışması günler sürecek, tepeden tırnağa yanlışlarla dolu bir sistemden bahsetmek zorunda kalacağız. Zaten armonik yapıya uydurulmuş türk müziği notaları sonuç olarak artık türk müziği değildir. Türk müziği olmaktan çıkmıştır. Buna rağmen Türk Musikisi konservatuarları bu meziyetin öğretildiği en iyi kurumlar. İyimserliğimin tek sebebi belkide madalyonun diğer yüzüne baktığımda duyduğum ısdırap ve gerçeklerin karamsarlıktan başka bişey yaratmayacağı sonucudur. Belkide karamsarlığımı ters çevirip iyimser olmaya çalışıyorum, bir nevi kendimimi avutuyorum bilmem ama bildiğim birşey var ki karamsar olup eleştirmekle bir yere varılamıyor. Elimizdeki imkanları kullanmak, imkanların farkında olmakla doğru orantılı bence.
Bir cümleniz çok ilgimi çekti ve çok gerçekdir ki, "Opera tarzında şarkılar okunuyor" , evet çünkü ya öğrenciler şan dersi almak için türk müziğini bilmeyen yada türk müziği ile şan tekniğini bir arada kullanmayı bilmeyen şan hocalarına gidiyor veya okullardaki mevcut şan dersi sistemini doğru alamıyor ki genel olarak bunun böyle olması çok normal, ülkemizde türk müziğini bozmadan şan dersi verebilecek belki 2 öğretimci vardır belkide 1 ...
TRT' nin misyonu çok açıkca bellidir ve bunu özellikle radyo bünyesinde eski üslup ve gelenekleriyle gerçekleştirmektedir yani eskiden televizyonun evlere girmeden önceki tertibiyle trt radyosu türk sanat müziği ve türk halk müziği repertuarlarını sessiz sedasız geçmekte, bantları doldurmakta ve çok değerli, muhteşem üstadlarla icralarını sürdürmekte, belki İstanbul, Ankara ve İzmirde yaşayanlarımız , TRT Radyo binalarının kapısından içeri girmekten korkmamalıyız, çünkü gerçekten hepsinin kapısı, girişi, fuayesi ve bahçesi askeri bir disiplinle korunup, düzenlenmekte. T.V. deki programların modernizayonla ve yeni eserlerin seçilmesiyle yapılma nedeni çok açık ki zaten uzak olan Türk Müziği Dinleyicisi olmayan kişileride bu kültüre çekmeye çalışmak. Ne acıdır ki toplumu bu kültüre yakınlaştırabilmek için modern formları ve basit kompozisyonları repertuara almak zorundalar. Ağır formlar ve klasik bir repertuarla zaten yozlaşan toplumu bu kültüre çekmek çok daha zor olacaktır. Fakat burada ki yanlış şüphesiz belli bir kültürdeki insanlara yönelik repertuara yer kalmaması ve programların çoğunlukla modern tarzda olmasıdır.
Şayet bir sorun varsa ve bunun farkında olanlar varsa, sorun farkındalıkla doğru orantılı olarak çözülecektir, bu konuda bütün yük bizlere düşüyor.
Kendi fikrim olarak paylaşmak isterim, Türk Musikisini en duru en saf haliyle tanımak için bulabildiğiniz en eski kayıtları ses kalitesi en düşük olanları, eskilikten anlaşılmaz olan eserleri ve 1960 yılları öncesi yaşamış olan bestekarların eserlerini arayın tarayın bulun, dinlediğiniz eserlerin yorumcularını kıyaslayın aynı eserleri defalarca defalarca dinleyin, sonuçta bulduğunuz, edindiğiniz birikim kimsenin size veremeyeceği en güzel kültür olacaktır...