Zıplanacak içerik

manve

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

manve tarafından postalanan herşey

  1. Kuran hiç bir yerde ben bütün kavimlere geldim demiyor. Kuran kendisini sadece Arap kavmine gelmiş,sadece Arap kavmi için düzenlenmiş sayar.Bu konuda çok nettir.Ama Emeviler döneminden beri İslamın Mollaları bunu görmezden gelmekte hatta üstünü örtmeye çalışmaktadırlar.Kuranı kavimsel değilde evrensel göstermek için çeşitli hilelere baş vurmaktadırlar.Bu durum onların Kuranın evrensel olmadığını iyi anladıklarını göstermektedir.Çünkü el birliği yaparak ve büyük bir çabayla hepsi aynı şeye yönelmişlerdir.Hepsinin aynı hilede ısrar etmesi ve aynı şeyi örtbas etmeye çalışması konuyu gayet iyi anladıklarını gösteriyor.Zaten Kuran DİL-KAVİM İLİŞKİSİ konusunda çok nettir.Onun için Kuran’ın tek kavim için düzenlendiğini anlamamaları zaten imkansızdır.Çünkü bu konudaki ayetler çok net:Bu Kuran ı bir kavim için Arapça indirdik,bilsinler(fussilet:3-Kuran) Bütün kavimler için düzenlendim demiyor.Arapça deüzenlenişinin nedenini tek kavim için düzenlenmiş olmasına bağlıyor.Bu ayetteki Lİ KAVMİN(TEK KAVİM İÇİN) sözü genelde tercümelerde görmezden gelinir.Üstü örtülmeye çalışılır.”Allah her kavme sadece o kavmin kendi diliyle seslenir.O kavimden olan bir peygamberle bunu yapar(İBRAHİM 4 KURAN) halde Türk Kavminede Türkçe inmeyen bir kitapla seslenmek istemez.Ve Türk olmayan bir peygamberle seslenmek istemez böyle bir Tanrı. Bir kavmin peygamberinin kendi içinden olması gerektiği yabancı kavimden ve yabancı dilden olmaması gerektiği çok açıktır.Kuranın Arap olmayanlara değilde Araplara indiği çok açıktır;Biz onu Arap olmayanlara indirseydik(Şuara 198 KURAN) Gelip onlara okunsaydı ona inanmayacaklardı(Şuara 199 KURAN) Yani bir kavmin sorumlu olacağı kitabı o kavmin kendi dilinde indirmemek,o kavimden olmayan birine indirmek sakınca yaratırdı.Kitabı sana kendi içinde ihtilaf yaşayan tek kavmi aydınlatmanın dışında hiç bir sebeple indirmedik(Nahl:64-Kuran) bütün kavimlerin bütün sorunları için geldim demeyi unutmuş galiba.Kendi düzenleniş amacını bir kavmin sorunlarını çözmekten ibaret saymış kazaraEğer Kuran ı yabancı dilde indirseydik,neden Arapça değil diye itiraz ederlerdi.Arap olana Arapça olmayan kitap yollanırmı hiç derlerdi(fussilet:44-Kuran) zaman Türklerinde neden dilimizde inmedi,Türke Türkçe inmeyen kitap olurmu deme hakları vardır.Bütün bunları gören Molla takımı bunları örtbas etmek için çeşitli hilelere baş vurdular:Bilerek anlamından saptırılan bazı ayetlerle konuyu hasır altı etmeye çalıştılar.Şimdi onların hilelerine değinelim birazcık:1-MEKKENİN ÇEVRESİ DEYİMİNİ BÜTÜN DÜNYAYI KAPSAYAN BİR HALE SOKMAK İSTEDİLER2-KURANDAKİ İNSANLAR KELİMESİNİ YERYÜZÜNDEKİ BÜTÜN İNSANLAR OLARAK SUNMAYA ÇALIŞTILAR3-KURANDAKİ ALEM KELİMESİNİ BÜTÜN YARATIKLAR ANLAMINDA KULLANMAYA ÇALIŞTILAR.Şimdi bu hilelerin ayrıntılarına bakalım:MEKKENİN ÇEVRESİ BÜTÜN DÜNYA ANLAMINA GELİR Mİ?Bu kutsal mubarek kitaptır.Onların ellerindekini doğrulayandır.Ana şehri(Mekke) ve çevresindekileri uyarman için indirdik(ENAM 92 KURAN) Kuranı sana Arapça indirdikki ana kent(mekke) ve çevresini uyarabilesin(ŞURA 7 KURAN) Şimdi bu ayetlere bakıp mekkenin çevresi bütün dünya ve bütün insanlıktır diyorlar.Bu elbetteki açık bir saptırmadır.Kuran çevre derken civarı kasteder.Yakın civarı.Bütün dünyayı kastetmez.Pauçlarını çıkar Musa.Çünkü Kutsal yerdesin,tuvadasın(TAHA 12 KURAN) Ey musa bu ateş ve çevresindekiler mubarek kılındı(NEML 8 KURAN) Eğer çevre demek bütün dünya demekse o zaman ateşin çevresindekiler kutsal kılındığına göre,bütün dünyadakiler kutsal kılındı mı diyecekler?Ateş ve çevresi kutsal olduğu için Musa papuçlarını çıkarmak zorundadır.Eğer ateşin çevresi bütün dünyaysa o zaman bütün dünya kutsal kılınmıştır ve musa dünyanın her yerinde çıplak ayakla gezmek zorunda kalacaktır.Mescidi aksa ve çevresi mubarek kılınmıştır(İSRA 1 KURAN) Çevre demek bütün dünya demekse o zaman;mescidin çevresi kutsal kılındı derken dünyanın her yeri kıtsal kılındı mı demiş oluyor?Görünen o ki çevreden kasıt sadece civarıdır.Yani kabenin çevresinde 7 defa dolaşmak(tavaf) bütün dünyanın etrafını 7 defa dolaşmak olmadığı gibi,mekkenin çevresi de,kudüsün çevreside,ateşin çevreside yakın çevre anlamına gelir.Civar anlamında.Bütün dünya anlamında değil.Zaten Kuran Mekkenin Çevresini ARAPÇA KONUŞANLARLA SINIRLANDIRMIŞTIR:Mollalar,mekke civarı diyen ayetlerin bütün insanlıgı kastettiğini iddia etsede,durum hiç öyle değildir.Çünkü ayetler Mekke Civarı kelimesine Arapça konuşulan civar olması gibi bir ön koşulda ekliyorlar.Eğer ARAPÇA kelimesi konulmamış olsa mollalar paçayı kurtarabilirdi.Ama ayetler açıkça Arapça bilenlerden ve Arapça konuşanlardan ibaret bir çevreden bahsediyor.Hatta Kuran ın Arapça inmesinin sebebini de MEKKE VE ÇEVRESİNDEKİLERİN ARAPÇA KONUŞANLARDAN İBARET OLMASINA BAGLIYORKuranı sana Arapça indirdik ki,ana kent(mekke) ve çevresini uyarabilesin(ŞURA 7 KURAN) Bundan önce bir rahmet ve önder olan Musanın kitabı var.Buda LİSANI ARAPÇA OLAN KİMSELERİ uyarman için indirilen bir kitaptır(AHKAF 12 KURAN) Aslında TEK ANA KENT YOK PEK ÇOK ANA KENT VAR.Yani her kavmin bir ana kenti ve çevre kentleri var.Yahudilerin Kudüs,Arapların Mekke v.b.Bir ana kentin çevresi diğer ana kentin çevresi başlayınca sona eriyor.Ve her kavmin ana kentine ve çevresine ayrı bir peygamber gerekiyor:Rabbin memleketlerin ana kentlerine peygamberler yollamadıkça o memleketleri helak etmez(KASAS 59 KURAN) Sen peygamberlerden birisin.Bütün kavimlerin her biri için ayrı bir peygamber vardır(RAD 7 KURAN) Aslında anlatılmak istenen bir kavmin her şehrine değil sadece ana kentine peygamber yollanacağıdır.Ana kente yollanan peygamberin o kavmin çevre kentlerinede yollanmış olacağıdır.Dileseydik elbetteki her beldeye ayrı bir peygamber yollardık(FURKAN 51 KURAN) Ama hayır bunu yapmıyoruz diyor.Bir kavmin sadece ana kentine peygamber yolluyoruz diyor.####################KURANDA İNSANLAR KELİMESİ BÜTÜN İNSANLIK ANLAMINA GELİYOR MU?Deki ey insanlar topluluğu ben sizleri uyarmak için geldim(ARAF 158 KURAN) Seni bütün gönderişimiz insanlara uyarıcı olmandır,başkası şey değil(SEBE 28 KURAN) Bu ayetleri göstererek bakın insanlara gönderildin diyor,o zaman bütün insanlara gönderildi anlamı çıkar diyorlar.(Ayrıca bu ayetteki İLLA KAFFATEN kelimesi bütünü bundan ibaret anlamına gelir.Ama tercüme hileleri yaparak buradaki kaffeten/bütünü kelimesini insanlar kelimesine ekliyorlar.Böylece bütün insanlar anlamını suni olarak var göstermeye çalışıyorlar.Oysa kaffaten kelimesinin başında illa olumsuzluk eki vardır ve bu kelimeyi insanlar kelimesine değil uyarıcılık kelimesine bağlamayı gerektirir.Yani seni yollayışımızın bütün hepsi uyarıcı olman içindir/başka şey için değildir anlamını verir bu kelime.Bütün insanlar anlamını vermez)Buda bilinçli yapılan bir aldatmaca ve yanıltmadır.Çünkü Kuran insanlar yada insanlar topluluğu(Lİ EN NASİ) derken PEYGAMBERİN KAVMİNDEN OLAN İNSANLARI kastetediyor.Yani İNSANLAR derken BİR KAVMİN İNSANLARI kastediliyor.Musa asayla taşa vurunca sular fışkırdı ve bütün insanlar(kulli en nasi) o sudan içtiler(BAKARA 60 KURAN) Şimdi bütün insanların o suyu içmesi ne anlama geliyor?Çinden Brezilyaya kadar bütün insanlar mı?Yoksa sadece Musa nın kavminden olan bütün insanlar mı?Açıkça bütün insanlar diyerek tek kavmin bütün insanları kastediliyor.Musa kavminden olan bütün insanlar.Aynı şey muhammed içinde geçerlidir.Kuran insanlara gönderdik derken Muhammedin kavminden olan insanları kastediyor.Allah dedi ey Musa;seni bütün insanların başı olarak seçtim.Gönderdiklerimle ve sözlerimle(ARAF 144 KURAN) Şimdi ne diyelim?Musa bütün yeryüzü insanlarının başınamı getirildi?Elbetteki hayır.Yine bütün insanlardan kasıt Musa kavminden olan insanların tamamıdır.Aynı şekilde Muhammedi insanlara yolladık derkende;kendi kavminden olan bütün insanlara gönderdik demiş oluyor.Bütün kavimlerin bütün insanlarına değil.Nasılki Musa sadece kendi kavmi olan insanlara gelmişse,Muhammed de sadece lisanı Arapça olan insanlara gelmiştir:Bundan önce bir rahmet ve önder olan Musanın kitabı var.Buda LİSANI ARAPÇA OLAN KİMSELERİ uyarman için indirilen bir kitaptır(AHKAF 12 KURAN) Musa nın kitabı Arapça olmadığı için,Araplar ondan sorumlu değiller.Zaten Kuran anlayışında bir peygamber milyonlarca kişiye gönderilmez.Onu(Yunus’u), yüz bin yahut daha fazla kişiye peygamber olarak gönderdik.(SAFFAT 147 KURAN) ALEM(BİLEN) KELİMESİNİN SAPTIRILMASI VE İSTİSMARI:Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemîn(âlemîne)Merhametimizle seni alemlerden başkasına göndermedik(ENBİYA 107 KURAN)Tefsirin babası denilen en eski ve en büyük tefsirci sayılan İBN-İ ABBAS,alem kelimesinin sadece şuurlanmış olanları kapsadığını söylemiştir.Bir kavim yada bir zümre içindeki şuurlanmışları.Yani günümüz tabiri ile aydınları,cahil olmayanları.İbni Abbas Ankebut Suresi 15 nolu ayetini ve Kamer Suresi 15 nolu ayetini referans göstermiştir buna.O ayetlerde;geminin alemlerin düşünmesi ve ibret alması için geriye bırakıldığı söyleniyor.Gerekli ibreti almak sadece aklını iyi kullananlara özel olduğu için,alemler ibret alır demek aklını iyi kullananlar ibret alır demektir.Yani alem ile aklını iyi kullanan aynı anlamdadır.Zira akılsızlar ve cahiller ibret alamayacağı için cahiller alem(ibret alan akıllılar) sayılamazlar.Fe enceynâhu ve ashâbes sefîneti ve cealnâ hââyeten lil âlemîn(âlemîne)Gemiyi bilenlerin(alemine) ibret alması için geriye bıraktık(ANKEBUT 15 KURAN)Onu bir işaret olarak geride bıraktık.Düşünüp ibret alınsın diye(KAMER 15 KURAN)İlk ayet alemler ibret alsın diyor.İkinci ayet düşünüp ibret alınsın diyor.Yani alem demek düşünüp ibret alan demektir.Bu çok yerinde bir çıkarımdır.Alemler ibret almalıdır(KAMER 15) denildiğine göre,şuursuzlar ibret alamayacağına göre:demek ki alem demek şuurlu olan demektir.Zaten ilginç olan,tercümanların diğer ayetlerde ALEM kelimesini Türkçeye çevirmeleri ve BİLEN anlamında çeviriye almalarıdır.Ama enbiya suresinde nedense ALEM kelimesini BİLEN olarak çevirmemişler ve olduğu gibi Arapça bırakmışlar.Neden?Bu size hiç ilginç gelmiyormu?Örneğin Yusuf suresi 77 nolu ayette ALEM kelimesini BİLEN(ALEMU) olarak çevirmişler.Ama enbiya suresinde olduğu gibi Arapça bırakmışlar.vallâhu (ve allâhu) : ve Allaha’lemu : iyice bilir/bilmektedir(YUSUF 77 KURAN) Ve Allah iyice bilmektedir(YUSUF 77 KURAN) Mollaların yaklaşım bütünlüğü yoktur.Yani bir yerde ALEM kelimesini BİLEN olarak çevirmişler ama başka yerde ALEM kelimesini olduğu gibi Arapça bırakmışlar.Bu bir çelişkidir ve her çelişki bir operasyondur.Örtbas etme operasyonu.O halde ayeti yeniden yazalım:Seni merhametimizle BİLENLERDEN(ALEMU) başkasına yollamadık(ENBİYA 107 KURAN) Yani BİR KAVMİN BİLENLERİNE YOLLADIK anlamındadır bu ayet.Kuran da ALEMU(BİLMEK) fiilide tek kavimle ilişkilendirilmiştir zaten:Bunda bir kavmin bilmesi(YA-ALEMUNE) için ayetler vardır(NEML 52 KURAN) Sıkıysa bu ayetteki alem kelimesinide olduğu gibi Arapça bıraksınlarda görelim boylarını.O zaman şu anlama gelir ayet:SİZ ÇOK ALEM BİR KAVİMSİNİZKuran bir kavim için Arapçadır,bilsinler(YA ALEMUNE)-FUSSİLET 3 KURAN Bir kavmin bilmesi için yada bir kavmin bilenlerine(ya alemune) diyor açıkça.Alem kelimesindede kavmi aşan bir şey yok yani.Bir kavmin alem/bilen olması için Arapçadır.
  2. Kuran İncil ve tevratın bozulmamış olduklarını savunmaktadır. Müslümanların iddiasına göre Tevrat ve İncil insanlar tarafından bozulup değiştirilmiştir.Bir zamanlar Allah ın yolladıgı ama bozulmaktan koruyamadıgı bir Tevrat ve bir İncil söz konusudur diyorlar. Oysa pek çok konu da oldugu gibi bu konuda da Kuran a tamamen aykırı ve ters istikamette düşünüyorlar.Kuran İncil ve Tevrat ın da değişmediğini ve korundugunu söylüyor. ****************************************************************************************************************************************** 1- ”Allah ın SÖZLERİNİ HİÇ KİMSE DEĞİŞTİREMEZ.Öncekilerin mesajları sana da ulaştı=ENAM SURESİ:34.AYET-KURAN” Muhammed e önceki elçilerin mesajı nın ulaşma nedeni olarak Allah ın sözlerinin hiç birinin değiştirilememesi gösteriliyor.Tevrat ve İncil de Allah ın sözleri olarak indirildiyse o zaman onları da kimse değiştiremez. ****************************************************************************************************************************************** 2-”Onların ELLERİNDE BULUNAN TEVRAT I ve İNCİL İ tasdik eden bir kitap indirdik sana=ALİ İMRAN SURESİ:3.AYET-KURAN” Dikkat edilirse bu ayet,bozulup gitmiş olan bir Tevratı ya da bozulup gitmiş olan bir İncil i anlatmıyor.Şu an ELLERİNDE BULUNAN bir Tevrat tan ve İncilden bahsediyor.Kuran ın Tasdik ettiği Tevrat ve İncil ŞU AN ELLERİNDE OLAN Tevrat ve İncildir. ******************************************************************************************************************************************** 3-”Bize indirilen ile,İbrahim,İshak,Musa,Elyase(Tevratta ki Elişa) ve İsa ya inenler arasında ayrım yoktur=BAKARA SURESİ:136.AYET-KURAN” Yani Allah Kuran ı koruyorsa onları da koruyor.Ayrım yapmıyor.Biz de Ayrım yapmıyoruz.Ama Allah Kuran ı koruyup diğer indirilenleri korumuyorsa AYRIMI KENDİSİ YAPIYOR demektir.Bu durumda nasıl insanlardan bu inenler arasında ayrım yapmamalarını isteyebilir ki? ******************************************************************************************************************************************* 4-Musa nın Kavmi içindeki bir gurup DOGRU YOLDADIR=ARAF SURESİ:159.AYET-KURAN” Ortada Saglam bir Tevrat yoksa Musa nın toplulugundan bir gurup asla dogru bir yolda olamaz.Hala o kavimden birileri dogru yoldaysa uydukları Tevrat bozulmamış bir Tevrat olmalıdır. ******************************************************************************************************************************************* 5-”Musa ya Tevrat ı indirdik.İnsanlar için bir nur ve hidayet var Tevrat ta=ENAM SURESİ:91.AYET-KURAN” Tevratta bir zamanlar nur ve hidayet vardı demiyor.Halen daha var diyor. ********************************************************************************************************************************************* 6-”Zikri biz indirdik.Zikirden sonra da Zeburu indirdik=ENBİYA SURESİ:105.AYET-KURAN” Görüldüğü gibi ayet Zeburdan önce inen Tevrat için ZİKİR kelimesini kullanıyor.Şimdi bu ayeti başka bir ayetle karşılaştıralım: ”Zikri biz indirdik.Onun için Zikri biz koruyacagız=HİCR SURESİ:9.AYET-KURAN” Zikir i İndirdiği için koruyor.Tevrat ta İNDİRDİĞİ BİR ZİKİR olduguna göre Tevrat ı da koruyor. *********************************************************************************************************************************************** 7-”İçinde Allah ın HÜKMÜ BULUNAN TEVRAT ELLERİNDE varken,gelip senden hüküm vermeni istemesinler=MAİDE SURESİ:43.AYET-KURAN” Görüldüğü gibi Tevrat halen geçerli bir Allah Hükmü olarak kabul ediliyor.Yani ayet gitsinler ve bozulmuş sahte tevrat a uysunlar demediğine göre,demekki o an ellerin de bulunan Tevrat ı geçerli ve güvenilir buluyor. Hatta Tevrat ve İncil i elinde bulunduranlar Kuran ı ve Muhammed i onaylamalıdırlar.Muhammed in şüphesini gidermesi için bile bu toplulukların Muhammed i onaylamasına ihtiyaç var. ”Eğer sana indirdiğimizden şüphen varsa,git senden önce Kitap İndirdiğimiz Toplumlara sor=YUNUS SURESİ:94.AYET-KURAN” **************************************************************************************************************************************** 8-”Deki eğer dogru sözlüler ideniz Tevrat ı getirip okuyun=ALİ İMRAN SURESİ:93.AYET-KURAN” Yani Tevrat ı dogru bir söz kabul ediyor.Hatta dogru sözleri onaylayıcı olarak Tevrat ı getirin okuyun diyor. ***************************************************************************************************************************************** 9-”Tevrat ı ve İncil i hakkıyla UYGULASINLAR=MAİDE SURESİ:68.AYET-KURAN” Tevrat ve İncil bozulmuşsa neyini uygulayabilecekler ki?Yani Ayet bozulmuş ve Sahte Tevratı uygulayın mı demek istiyor?Hem de hakkıyla uygulayın. ******************************************************************************************************************************************* ”İsrailoğullarına da Musa nın Kitabını MİRAS BIRAKTIK=MÜMİN SURESİ:53.AYET-KURAN” Allah Tevrat ı koruyamamışça İsrailoğullarına bozulan ve tahrif olan çürük bir miras bırakmış olur.Yani Tanrı Tevrat ı miras olarak koruyamamış olur. ***************************************************************************************************************************** ”Bu ikisinden(Tevrat ve Kuran)daha doğru bir kitap yoktur=KASAS SURESİ:49.AYET-KURAN” Yani Tevratta en az Kuran kadar doğru kabul ediliyor.
  3. Kuranın sadece Arap kavmi için düzenlendiği çok açıktı ve bu zaten Kuranın kendi iddiasıdır: Kuran hiç bir zaman ben bütün kavimlere geldim demez.Tek kavim için düzenlendim der.Ve bu durum Türkçe tercümelerde özenle saklanmaya çalışılır. Kuran,bir kavim için arapça düzenlendik ki,bilsinler(FUSSİLET 3 KURAN) Bütün kavimler içindir demiyor ayet.Ve Türkçe tercümelerde bu ayetteki Lİ KAVMİN(TEK KAVİM İÇİN) ifadesi görmezden gelinir.Tercümanların bu kelimeyi özenle atlamaları,Kuranın tek kavme özel oluşunu anladıklarını ve örtbas etmeye çalıştıklarını gösteriyor. O senin için ve kavmin için bir zikirdir.Sen ve Kavmin ondan sorumlu tutulacaksınız(ZUHRUF 44 KURAN) Yine bütün kavimler ondan sorumludur dememiş. Tercüme hileleri yapıyorlar ama bu onları kurtarmaz.Çünkü Kuran tek kavim demekle yetinmez.O tek kavmin özelliklerinide sayar. 1-MUHAMMED’DEN ÖNCE ATALARI HİÇ UYARILMAMIŞ OLAN BİR KAVİMDİR: Seni ataları uyarılmamış olan o bir kavmi uyarman için gönderdik(YASİN 6 KURAN) Yoksa onu kendisi uydurdumu diyorlar?Hayır o haktır.Senden önce hiç bir uyarıcı/peygamber gelmemiş olan o tek kavmi uyarman için sana indirildi(SECDE 3 KURAN) Ve biz onlara senden önce bir uyarıcı/peygamber yollamadık,kitaplarda vermedik(SEBE 44 KURAN) 2-ARAPÇA OLANI ANLAYABİLEN,ARAPÇA OLMAYANA İTİRAZ EDEN BİR KAVİM: Kuranı anlayabilmeniz için Arapça indirdik(YUSUF 2 KURAN) Şimdi bu ayeti Japonlara uygulayın;ey japonlar,Kuranı anlayabilesiniz diye Arapça indirdik. Eğer onu Arapça kılmasaydık,neden dilimizde inmedi derlerdi.Arap olana Arapça olmayan kitap yollanırmı hiç derlerdi(FUSSİLET 44 KURAN) Peki ya Türkler deseki neden dilimizde inmedi?Türk olana Türkçe inmeyen kitap olumu hiç deseler?Ayet Türklere bu itiraz hakkını tanıyor. 3-MUHAMMED SADECE KENDİ KAVMİNDEN SORUMLUDUR VE SADECE KENDİ KAVMİ İÇİN KONUŞUR: Ve peygamber şöyle diyecek;ey rabbim kavmim bu Kuranı terk etti(FURKAN 30 KURAN) Diğer kavimlere hiç değinmiyor,görüldüğü gibi. O senin için ve kavmin için bir zikirdir.Sen ve Kavmin ondan sorumlu tutulacaksınız(ZUHRUF 44 KURAN) Kuran kendisinin bütün amacının tek kavmin sorunlarını çözmekten ibaret olduğunu söylüyor zaten: Kitabı sana yollayışımızın bütünü,kendi içinde bölünmüş olan bir kavmin sorunlarını çözmenden ibarettir(NAHL 64 KURAN) Ayrıca İbrahim suresi 4 nolu ayete bakılırsa,bir peygamber sadece kendi dilini konuşan kendi kavminin peygamberi olabiliyor.Bütün dillere yada bütün kavimlere peygamber olamıyor: Allah her bir kavme sadece o kavmin kendi dilinde seslenir.O kavimden olan bir peygamberle bunu yapar(İBRAHİM 4 KURAN) Böyle bir Tanrı Türk kavminede Türkçe inen bir kitapla ve Türk bir peygamberle seslenmek isteyecektir.Türk olmayan bir peygamberle yada Türkçe inmeyen bir kitapla değil.Kuran’ın anlattığı Tanrı böyle bir Tanrıdır. Bir kavmin peygamberinin kendi içinden olması gerektiği yabancı kavimden ve yabancı dilden olmaması gerektiği çok açıktır.Kuranın Arap olmayanlara değilde Araplara indiği çok açıktır; Biz onu Arap olmayanlara indirseydik(Şuara 198 KURAN) Gelip onlara okunsaydı ona inanmayacaklardı(Şuara 199 KURAN) Yani bir kavmin sorumlu olacağı kitabı o kavmin kendi dilinde indirmemek,o kavimden olmayan birine indirmek sakınca yaratırdı. Ben tek kavim için ve tek dil için düzenlendim diyen ayetlerin Kuranda olması çok iyi bir şanstır.Bunun yerine ben bütün kavimler için ve bütün diller için geldim şeklinde olsaydı bu ayetler; işimiz çok daha zor olacaktı.Tek kavim için düzenlendim diyen ayetler,bütün kavimler için düzenlendim şeklinde olsaydı o zaman Kuranın tek kavme özel oluşunu göstermek çok daha zor olacaktı.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.