Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

nicomedias

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

nicomedias tarafından postalanan herşey

  1. armamı sewmemi sewmesini sewdim
  2. ahanda bi çok bilen dahaa....sewiyooomm walla ben mineu yu
  3. börek yapardım
  4. sevecen bir patron olmasını sevdim.
  5. nicomedias şurada cevap verdi: arman başlık Forum Oyunları
    isot
  6. vaja con dios-just a friend of mine
  7. Adamın biri ünlü bir falcıya gitmiş. Falcı adama, "Senin intihar etmen lazım. Yoksa gelecekte milyonlarca kişinin ölümüne sebep olacaksın" demiş. Adam bundan çok etkilenmiş ve intihar etmek için tren raylarına uzanmış. Diğer taraftaki raylarda bir çocuk oynuyormuş. Karşı yönden gelen tren ona çarpmak üzereymiş. Adam ani bir kararla intihar etmekten vazgeçip çocuğu kurtarmış. Çocuğa daha dikkatli olmasını öğütlerken, "Senin adın ne bakayım?" diye sormuş. Biraz önceki korkunç olaydan etkilenmişe benzemeyen sert bakışlı çocuk, "Adolf Hitler" demiş. Hitler 1930 yılında korkunç mide ağrıları çekmeye başlamış. Doktorları özel bir diyet vererek, et yemesini yasaklamışlar. Bundan sonra Hitler, bildiğimiz sert ve acımasız Fuhrer olmuş. Hitler'in aslında bütün derdi mide ağrısıymış. Tıpkı sürekli mide ağrısı çeken ve bu yüzden eli sürekli midesinin üzerinde olan Napolyon gibi. Kimbilir, belki de midesi o kadar ağrımasaymış, 2. Dünya Savaşı hiç olmazmış.
  8. nicomedias şurada cevap verdi: arman başlık Forum Oyunları
    içi yanmak
  9. Olay soğuk savaş yıllarında geçiyo. Amarikalılarla Ruslar sürekli birbirleriyle uğraşıyolar taabi. Her iki ülke de diğerini sinir etmek için en olmadık yöntemlere başvuruyomuş. Amarikan Hükümeti, Sovyet Ordusunu psikolojik olaraktan çökertmek için bi plan yapmış. Amarika’nın en büyük lateks firmalarından biriyle anlaşılmış. Bu şirket bi Sovyet firmasına prezarvatif sipariş etmiş. Güya bunlar Amerikan ordusuna dağıtılacakmış. Hava, kara, deniz olmak üzere üç ayrı ambalajda hazırlanması istenmiş prezarvatiflerin. İşin can alıcı noktası ise boyutlarıymış. “Rusya’da duyulunca askerlerin morali sıfır olur” denilerek şu ölçüler istenmiş: En 8, Boy 30 cm. Sovyet firması siparişi kabul etmiş. Sovyetler işe uyanmışlar taabi, onlar da yapmışlar hinliklerini. Bi’kaç ay sonra Rusya’dan kargo uçaklarıyla gelmiş prezarvatifler. Amarikalı askeri yetkililer binbir neşeyle açmışlar sandıkları, “Hahaha, herifler nası kompleks olmuşlardır şimdi” filan... Ruslar bütün herşeyi istendiği gibi hazırlamışmış. Kara, hava, deniz amblemleri, prezervatiflerin ölçüleri, heeeppsi aynı. Yalnız tüm ambalajların üzerince fazladan bi not varmış. Size: Medium
  10. Bugün Hürriyet'te okurken dikkatimi çekti Başbakanlık Arşiv Uzmanı Muzaffer Albayrak bizim gibi jöleli kafalarlan zafer kazanılmazmış demiş.aynı şey murat ongun un dikkatini çekmişte. Duygularıma tercüman olmuş aktarıyım dedim.. JÖLELİ KAFAM VE ÇANAKKALE RUHU Çanakkale Deniz Zaferi'nin 91. yıldönümünü kutladık. Ortaokul 1. sınıftan bugüne (askerlik dahil) kadar her gün saçlarına bir avuç jöle süren bir Türk olarak ben de bu onuru ve gururu idrak ettim, her yıl olduğu gibi. Sonra bugün gazeteyi okuyunca gördüm ki, "jöleli kafalar" bu tarihi günü anlayamazmış. Hatta Çanakkale Savaşı gibi zaferler "jöleli kafalar" ile kazanılamazmış. Bunları söyleyen Başbakanlık Arşiv Uzmanı Muzaffer Albayrak. Beyefendi, "Arşiv Belgeleriyle Çanakkale Savaşı" isimli konferansında "jöleli saçlı" ve "vicdani retçi" gençlerle Çanakkale Zaferleri kazanılmaz" demiş. Şimdi ben de diyorum ki; " Bu şekilci zihniyet ile değil Çanakkale Savaşı, milli maç bile kazanılamaz". Sayın Albayrak lütfen bize vatan savunmasında canını feda edebilecek gençlik profili çizsin de, biz de kendimizi toparlayalım(!). Bu adam küpe takan genç erkekleri nasıl görüyor çok merak ediyorum. Bu tek tipçi insanlar, bir toplumun ilerlemesi ya da zaferler kazanması, ya da müreffeh bir yaşam sürmesi için hep "aynı kafa" yapısında insanlardan oluşması gerektiğine inanır. Tıpkı Hitler gibi. Çanakkale Savaşı'nda, anneler oğullarının saçına kurbanlık koyun gibi kına yakarak gönderirmiş. Albayrak diyor ki:" Bugün kaç anne evladının saçına kına yakarak savaşa gönderir? Şimdi gençlerin hepsi saçına jöle sürüyor". Müthiş uzman(!), sadece jöleli gençlere değil, kutsal annelerimize de kafayı takmış. Beyefendi, bu ülkenin binlerce annesi saçlarına jöle süren oğullarını PKK terörüne kurban vermeye devam ediyor. Şehitleri ve kutsal analarını ağzına alırken biraz daha dikkatli bir üslup kullan. "Saçına jöle süren adamdan bir ********* olmaz" gibi absürd bir mantığa hangi, bilimsel verilerle ulaştığınızı da çok merak ettim. Sizin müthiş çıkarımlarınızdan yola çıkarsak bugünkü Türkiye için ulaşacağımız sonuçlar şöyle: " Kuaförde saç boyatan kadınla Kurtuluş Savaşı kazanılmaz." " Mermisi tam, silahı yeni olan Mehmetçik savaş kazanamaz" " Jöle süren milyonlarca vatan evladını vatandaşlıktan atmak gerekir" " Jöle üretip satan firmalar vatana ihanet ediyor" " Türk, dış güzelliğe önem vermemeli, hırpani olmalı" " Kel erkekler, jölelilere göre daha vatansever" Ulu Önder M.Kemal ATATÜRK'ün fotoğraflarına biraz dikkatli bakarsan, kendisinin giyiminden, tercihlerine, tavırlarından, bakışına kadar tüm gençliğe örnek teşkil ettiğini anlarsın. Mustafa Kemal, "cephede savaşıyorum" diye hırpani bir şekilde ortalarda gezmemiştir.Çünkü medeni bir insandır. Elindeki arşivlere bakarsan o Çanakkale Cephesi'nde, Avrupa'dan gelen talebe Türkleri de, Galatasaray Lisesi öğrencilerini de, Giresun'dan gelen yiğitleri de, Güneydoğu'dan gelen Kürtleri de, gayri müslimi de, Çerkezi de, doktoru da, çiftçiyi de, zengini de, fakiri de herkesi görürsün. Onları orada bir kahraman yapan uğruna savaştıkları ülküdür. Yoksa o binlerce şanlı şehidin hepsi ayrı bireyler, ayrı zevklerin sahibi, ayrı dünyaların insanıydı. Ama ülküleri birdi. Senin gibi biri diğerine saçı başı ya da konuşması için kafayı takmamıştı. Hepsi aynı yumruğun parmaklarıydı. Senin gibi bölücü değil. Bu yazının sahibi bir "jöleli kafa". Gazetede resmini gördüm, kelini örtmek için saçlarını ters istikamete taramışsın. Bende saçımın, jölesiz halinden memnun değilim sayın Albayrak. Kendimi jöle ile daha mutlu hissediyorum. Sen nasıl kelini örtmek için uğraş veriyorsan, ben de bir türlü şekle girmeyen saçlarımı ancak jöle ile düzeltebiliyorum. Sırf Tanrı bana böyle bir saç verdiği ve insanlar da jöleyi icat ettiği için ben ve binlercemiz "vatan haini" oluyorsak, lütfen saçlarını normal istikametine tara da, ense tıraşını görelim. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Bu da benden:ve ben kulağımda küpe olduğu için (bu aralar saçımda jöle yok ama) savaşamam.ya da savşsam bile beni ordu savaşa almaz hadi git işine ilk önce kulağındaki küpeyi mi çıkar der...Şekille olmaz olmazzzzzzzz.....bizler küpeli ve jöleli vatan hainleri ...bugün vatan millet sakarya diyenlerden daha vatanseveriz çünkü biz haraç yemiyoruz,toplanıp okul önlerinde adam dövmüyoruz, vergi kaçırmıyoruz,ihalelere fesat karıştırmıyoruz...ama biz vatan hainiyiz..zafer kazanamayız...
  11. Nevruz Bayramı Nevruz sözcüğü Farsça nev (yeni) ve ruz (gün) sözcüklerinin birleşmesinden meydana gelmiş olup yeni gün anlamına gelmektedir. Eski İran takvimine göre yılın ilk günüdür ve güneşin Koç burcuna girdiği ilkbaharın başlangıcı sayılan bir gündür. Güneş 21 Marta kadar güney yarımküreye daha çok ışık ve ısı verirken, 21 Mart tarihinden itibaren kuzey yarımküreye daha çok ısı vermeye başlar. Bu nedenle kuzey yarımkürede yaşayan bazı halklar için 21 Mart günü uyanış ve yaradılışın sembolü olarak kutlanmaya değer bir gün anlamı taşımaktadır. İran mitolojisine göre Tanrı dünyayı, insanı ve güneşi bu günde yaratmıştır. İran’ın efsanevi padişahı Kiyumers tahta oturarak bugünü bayram ilan etmiştir. İran’da ihtişamın sembolü olan Cemşid de aynı gün tahta oturmuştur. Ayrıca Hz. Adem’in 7. torunu olan Cem 21 Mart günü Azerbaycan’a gelmiş ve bugünü bayram ilan etmiştir. Anadolu’da Nevruz-i Sultan, Sultan Nevruz, Navrız, Mart dokuzu gibi adlar verilen Nevruz, farklı yörelerde değişik biçimlerde kutlanır. Tarımsal uğraşın yoğun olduğu yörelerde bir tür bolluk ve bereket töreni olma özelliği de taşımaktadır. Alevi-Bektaşi topluluklarda ise inanca dayalı bir anlam da ifade etmektedir. Alevi-Bektaşi topluluklarda Nevruz, Hz. Ali’nin doğum günüdür, Hz. Ali ile Hz. Fatma’nın evlendikleri gündür, Hz. Muhammed’in veda haccı dönüşü Hz. Ali’yi kendine halife tayin ettiği gün olması özelliğini de taşımaktadır. Bu günün sabahı mürşidin okuduğu duadan sonra süt içilir, Nevruziye adı verilen şiirler, nefesler ve Hz. Ali’nin Mevlidi okunur. Nevruzda önceden hazırlanmış olan çöreklerle mezarlık ziyaretine gidilir, ölüler ziyaret edildikten sonra orada çörekler yenilir. Osmanlı Devleti zamanında Nevruz gününe özel bir önem verilmiştir. Padişahlara Nevruz günleri “nevruziye” adı verilen kasideler sunulurdu. Bu kasidelerde ağaçların yeşermesi, çiçeklerin açması, havanın ısınması gibi konulara yer verilirdi. Nevruz günü Adem’in yaratıldığı, Nuh’un gemisinin karayı bulduğu, Hz. Ali’nin doğduğu, halife olduğu anlatılırdı. Nevruz gecesi bütün yaratıkların Tanrı’ya secde ettiği, dileklerin yerine getirildiği belirtilirdi. Nevruz günlerinde müneccimbaşı, yeni takvimi padişaha sunar, bahşişini de alırdı. Buna da “nevruziye bahşişi” adı verilirdi. Saray hekim başıları tarafından hazırlanan ve Nevruziye denen çeşitli baharatlardan yapılmış macunlar, padişah ailelerine ve büyüklere sunulurdu. Bugün için yapılmış macunlar, porselen kapaklı kaseler içinde sunulur ve günün hangi saatinde yenmesi gerektiğini yazan bir kağıt da kaselere iliştirilirdi. Nevruziye adı verilen macunun kökeni, kimi araştırmacılar tarafından Persler dönemine kadar götürülebilmektedir. Persler zamanında Nevruz günlerinde hekimler ve eczacılar toplanarak bu özel macunu hazırlamışlardır. Bu macundan yiyenin bütün yıl boyunca hastalıklardan korunacağına inanılmıştır. Zamanla bu gelenek değişime uğramış ve Nevruziye Nevruz günlerinde yenen özel bir tatlının adı olmuştur. Son zamanlarda bu geleneğin bir uzantısı olarak 21 Mart günü Manisa’da mesir macunu halka dağıtılmaktadır. Doğu Anadolu halkı için sadece Nevruz günü değil, Nevruz gecesi de kutsallık taşımaktadır. Bu gece canlı cansız bütün varlıkların Tanrı’ya secde ettiğine inanılır. O gün herkesin bir yıllık kısmeti ve geleceği belirlenir. Herkes güzel ve yeni elbiseler giyerek yeni yıla hazırlanır. Evlerde yemekler yapılır, karşılıklı ziyaretlerde bulunulur. Mart ayı içerisinde Anadolu’nun bazı yörelerinde görülen bir diğer gelenek de “kara Çarşamba” geleneğidir. Mart ayının ilk çarşambası olan bu günde çeşitli törenler yapılır, çeşitli yiyecekler hazırlanarak birlikte yenir. Gençler bir dilek tutarak komşuların kapısını dinlerler. Nevruzla ilgili geleneklerden biri de “mart ipliği” adı verilen uygulamadır. 21 Marttan itibaren ısınmaya başlayan havalar nedeniyle ağaçların güneşten etkilenmemesi için bez bağlanır. Giresun’da uygulanmakta olan “Mart bozumu” adı verilen gelenek de Nevruzla ilgili önemli geleneklerden biridir. Mart bozumunda akarsulardan alınıp getirilen su evlere serpilir. Ayağı uğurlu bir misafirin gelmesi ve “martınızı bozuyorum” demesi beklenir. Nevruz İç Anadolu Bölgesi’nde “Mart dokuzu” olarak bilinmektedir. 21 Mart günü sabah erken kalkılır, mezarlık ziyareti yapılır, niyet tutulur. Niyetlenecek kişi mezarlardan birer taş alarak kırka tamamlar. Bir torbaya doldurup evinin duvarına asar ve bu arada bir niyet tutar. Bir yıl sonra torbaya baktığında taşlar kırk bir olmuşsa niyetinin gerçekleşeceğine inanır. Bir daha ki Mart Dokuzunda taşlar iade edilir. Nevruz günü ziyaretler esnasında çeşitli yemeklerden oluşan sofralar hazırlanır, oyunlar oynanır, eğlenceler düzenlenir, boyalı yumurtalar yenir ve büyük ateşler yakılır. Her toplumun kendine özgü nedenlerle kutladığı Nevruz, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan, Tataristan, Uygur Bölgesi, Anadolu ve Balkanlarda geleneksel kutlamalarla canlılığını günümüzde de sürdürmektedir. başka kişilere başka gruplara göre başka tanımlarıda varr.yazarsanız sewinirimm..yoksa bizde başka bayramlarda yaşasın miloseviç diye bağırsakmı acaba....anlatabildimmi
  12. nankör ve doyumsuz olduğumuz için konuşup konuşup aaaa bu "aaa aa" iyi değil sıkıldım" dendiği içi herhalde
  13. helal olsun süper anlamışsın olayıı,zaten kimsede yok olsada konuşmuyo üsteki seni çok bilmiş gördüm
  14. golgiye gelsin liverpool tüyosu tuttu ama ben yattım yineee
  15. nası göremeddin yaa kızcağız deminden beri buralardaydı üstteki zamanlaması yanlış gördüm seni bugün
  16. aaa emine ablaa çok sewerimm ahmet
  17. yoooooookkkkkkkkk ya yoksa ben kimseyi tanımıyommu abdurrezzak
  18. yaww hiç bi tanıdığım isim sölemiyosunuz ama ebru
  19. yalakanın teki(barış için diyom) engin
  20. kerim abdul cabbar bizim iyi bir kardeşimizdi mahmut
  21. tanımyomm kemal abi
  22. az sonra çıkarım.sonra yine gelirim
  23. eğlenmeye
  24. iyi gezmeler..tekmi gezicenn
  25. bu arada görülüyorki mizyal herkes sana sormuş soruları bu forum makinasının bir numaralı konuğu senmişsin yaneee...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.