marti_name tarafından postalanan herşey
-
yok işte yok!
dün akşam sahilde seyyar eskicide bi tane pikap vardı bayada eski bişeydi...kimbilir neden satıldı içim bi tuhaf oldu...
-
uNuTuLMaYaN RepLiKLeR
sevgi nedir? sevgi emektir. sevgi iyiliktir. sevgi dostluktur. elini tuttum sicacikti.. sanki yuregi elimdeymis gibi Selvi Boylum Al Yazmalım
-
EN SEVDİĞİNİZ TÜRK MÜZİĞİ ESER(LER)İ
koyu mavi yukaruda sağ tarafta arama var arkadaşım tıkla oraya topic açmadan önce ve kontrol et senden önce böyle bi topic açan var mı yok mu diye ? olan topicleri açmanın bi anlamı yok.admin müdahale edermisin ?
-
Bu Dalmaçyalı cok şeker
- En Sevdiğim Şiirler
mavi gözlü dev,minnacik kadin ve hanimelleri o mavi gözlü bir devdi, minnacık bir kadın sevdi, kadının hayali minnacık bir evdi, bahçesinde ebruliii hanımeli açan bir ev, bir dev gibi seviyordu dev, ve elleri öyle büyük işler için hazırlanmıştı ki devin, yapamazdı yapısını, çalamazdı kapısını bahçesinde ebruliiii hanımeli açan evin. o mavi gözlü bir devdi. minnacık bir kadın sevdi. mini minnacıktı kadın. rahata acıktı kadın yoruldu devin büyük yolunda. ve elveda ! deyip mavi gözlü deve, girdi zengin bir cücenin kolunda bahçesinde ebruliiii hanımeli açan eve. şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev, dev gibi sevgilere mezar bile olamaz: bahçesinde ebruliiiii hanımeli açan ev.. nazim hikmet ran- En Sevdiğim Şiirler
Bir Nehrin Tükenişi Hasretin kançanağı gözlerinde oturuyorsun; seni soruyorum hiçbir şey bilmiyorsun… Hep bir çağlayan gibi senin sevdana aktım; sen ise sularını kaçıran bir nehir gibi uzaktın... Tükenişi bir aşkın, bir nehrin tükenişine benzer. Ne deniz olabildin, ne nehir kalabildin... Kendin ol, kendin ol… Sen buysan başkası ol! Buysan kederden öleceğim, başkası olursan de kimi seveceğim? Yılmaz Odabaşı- En Sevdiğim Şiirler
Başkalaşan Aşk Adını anmak güzeldi, dost ağızlarda sana dair cümlelerin ıslatılması... Adını anmak... Yüksek sesle, kimsesiz gecelerin düşsel avuntularına sırt çevirip senden söz açmak... Biraz gülünç, biraz sitemkar... güzeldi... Adının Türkçedeki yankısı özeldi... Seninle yoğurt yemek, kendi Kanlıcanlı, Sülalesi Kandilli yoğurtçunun mekanında... Denize amors durup, yüzüne cepheden bakmak güneşli bir mavilikte.... güzeldi.. İpe sapa konuşlanmaz bahanelerle elini tutmak, yüzünde Yüzyıllık bir hasreti gidermek güzeldi... Güzeldi'li geçmiş zamanları düşünüyorum şimdi... Cümlelerimiz öznesiz...Umursayan yok, Kanlıca'daki yoğurdu... ve eşikteki öpücük, tarih bilinci olmayan bir aşkın mührüdür artık... Yılmaz Erdoğan- En Sevdiğim Şiirler
ucuncu sahsin siiri gozlerin gozlerime degince felaketim olurdu aglardim beni sevmiyordun bilirdim bir sevdigin vardi duyardim cop gibi bir oglan ipince hayirsizin biriydi fikrimce ne vakit karsimda gorsem oldurecegimden korkardim felaketim olurdu aglardim ne vakit mackadan gecsem limanda hep gemiler olurdu agaclar kus gibi gulerdi bir ruzgar aklimi alirdi sessizce bir cigara yakardin parmaklarimin ucunu yakardin kirpiklerini egerdin bakardin usurdum icim urperirdi felaketim olurdu aglardim aksamlar bir roman gibi biterdi jezabel kan icinde yatardi limandan bir gemi giderdi sen kalkip ona giderdin benzin mum gibi giderdin sabaha kadar kalirdin hayirsizin biriydi fikrimce guldu mu cenazeye benzerdi hele seni kollarina aldi mi felaketim olurdu aglardim Attila İlhan- En sadık dostlarımız...
acıya dayanamıyorsun peki onları severken sana bakışlarıda mı içini yumuşatmıyor ? sadece köpeklerle mi aran bozuk ?- En sadık dostlarımız...
sara ben sana bizim Albayı göstersem demek ki ne yapacağını şaşırırsın pitbull ama pitbulların yüz karası yaaa ben bu kadar oyunu seven bi pitbull görmedim 9 aylık olmasına rağmen dediğimizi anlıyor!!!oynaması için şişeleri var olm şişe nerde diyorum gidiyor buluyor şişeyi,hadi gezmeye gidiyoruz diyorum zincirinin olduğu yere gidiyor ama eli çok ağır yaaa.öpücük vermeyi öğretmiş asıl sahibi resmen yanağına kafa atıyor öpecem diye canı yanıyor insanın- Opera ve bale’nin Aspendos çağrısı
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından organize edilen 13. Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali, bu yıl, Aspendos Antik Tiyatrosu’nda sanatseverler ile 10 Haziran - 22 Temmuz 2006 tarihlerinde buluşuyor. ANTALYA - ‘The Independent’ gazetesinin Dünyanın En İyi 10 Festivali arasında gösterdiği Festival, bu yıl da Almanya’da yayımlanan ve dünyadaki tüm festivalleri mercek altına alan “Festspiele” Magazin tarafından, 2005 yılının en iyi festivalleri arasında yine ilk 10 Festival arasında gösterilerek kalitesini bir kez daha kanıtladı. Bu yıl NTV Radyo da Festival sponsorları arasında bulunuyor.- Bu robot dehşet bişey :)
oynak beyimiz- Ölü Che’yi çeken Alborta öldü
‘Ölü Che’yi çeken Alborta öldü Unutulmaz devrimci Ernesto “Che” Guevara’nın, öldükten sonra fotoğrafını çeken Bolivyalı foto muhabiri Freddy Alborta yaşama veda etti. Ünlü fotoğrafta, Che gözleri açık ve etrafında askerlerle çevrili olarak görülüyor. LAPAZ / BOLİVYA - Ailesi, bu yılın başına kadar foto muhabirliğini sürdüren, ancak hastalığı yüzünden emekli olan Alborta’nın, 73 yaşında başkent Lapaz’da öldüğünü bildirdi.- Che’nin kadın gerillası: Tania
Che’nin kadın gerillası: Tania Bolivyalı komünistlerin saflarında savaşan tek kadın olan Tania’nın, eski Doğu Alman istihbarat örgütü Stasi’nin bir ajanı olduğunu, Che’nin sevgilisi olmadığını anlatan kitap Meksika’da yayımlandı. MEXICO CITY - Kübalı yazar Mariano Rodriguez, Meksika’da AFP’ye yaptığı açıklamada, kitabın, Ernesto Che Guevara ile birlikte Bolivya’da savaşan Tania’nın, Che’nin sevgilisi olduğu yolundaki söylentileri ortadan kaldırdığını söyledi.- Tabiat Parklari
Dilek Yarımadası – Büyük Menderes Deltası Milli Parkı 27.675 hektarlık bir alana sahiptir. Bu alanın 10.985 hektarı 1966 yılında Milli Park ilan edilen Dilek Yarımadası’na aittir. Yarımadanın güneyine bitişik Büyük Menderes Deltası 1994 yılında Milli Park’a eklenmiş olup; 16.690 hektar büyüklüğündedir. Samsun Dağı’nın Ege Denizi’ne doğru uzantısıyla şekillenen, 20km uzunluğunda ve ortalama 6km genişliğinde olan Dilek Yarımadası’nın jeolojik yapısı, Paleozoik şiştler, Mezozoik kalkerler ve mermerler ile Neojen tortul kütlelerden meydana gelmiştir. Yarımada kumlu, killi, yatık ve yüksek kıyı şekillerini içeren plajlarıyla ilgi çekici kıyı özelliklerine sahiptir. Morfolojik yapısı içinde bir çok tepe, vadi, kanyon ve koylar bulunmaktadır. Ortalama 650m yüksekliğe sahip yarımadanın en yüksek yeri Dilek Tepe ( Mykale ) 1237m’dir ve yarımada adını bu tepeden alır. Gerek Dilek Yarımadası’nın gerekse B. Menderes Deltası’nın barındırdığı farklı ve çeşitli fiziksel özellikler bitki örtüsünün de kısa mesafeler içerisinde farklı ve çeşitli olmasına yol açmaktadır. Milli Park florasında 95 familyaya ait; tür, alttür ve varyete düzeyinde 804 adet bitki belirlenmiştir. Bu bitkilerden 6 adedi Dünya’ da sadece burada görülen (endemik) türlerdir. Bunlarla birlikte Türkiye için endemik olan 31 adet bitki türü vardır. Akdeniz Maki Florası’nın hemen hemen bütün bitki türlerinin en canlı ve sağlıklı örnekleri yer almaktadır. Dilek Yarımadası, Kuzey Anadolu ormanlık yörelerine özgü Anadolu Kestanesi (Castanea sativa)’nin en güneye indiği, Adaçayı’nın Ege Bölgesi’nde görülebildiği, ülkemizde birkaç yerde bulunan Kartopu (Viburnum tinus)’nun, Finike Ardıcı(Juniperus phoenicia)’nın, Melez Pırnal Meşesi (Quercus ilex & coccifera )’nin ve Dallı Servi (Cupressus sempervirens var. Horizontalis)’nin küçük orman toplulukları meydana getirerek yetiştiği tek yerdir. Başka deyişle, Milli Park, Akdeniz’den Karadeniz’e kadar tüm Anadolu’da varolan bitki türlerinin doğal olarak bir arada görüldüğü biricik doğa müzesi olma özelliğini taşımaktadır. Bu benzersiz çeşitlilik nedeniyle Dilek Yarımadası, Avrupa Konseyi tarafından Avrupa Biogenetik Rezervleri Şeması’nda ‘Flora Biogenetik Rezerv Alanı’ kabul edilmiştir. Tarihte bilinen ilk koruma önlemi M.Ö. 252 yılında Hint Kralı Asox'un balıkların, hayvanların ve ormanların korunması için çıkardığı fermandır. Avrupa'da 1858 'de Bohemia prensi, ormanlarından 2000ha. bakir orman alanını park ilan etmiştir. ABD'de 1864 yılında Yosemite Ormanları, sekoya ağaçlarını korumak amacıyla Kaliforniya Hükümeti tarafından devlet parkı olarak ayrılarak dünyaya ilk örnek olmuştur (Bayer, 1967). Dünyada alansal korumanın temeli milli parklar sayılabilir. Doğal güzelliğin korunması için halkın teklifiyle ilk olarak Amerika'da 1872 yılında Yellowstone Milli Parkı ilan edilmiştir. Milli park fikri buradan dünyaya yayılmaya başlamış, 1879'da Avusturalya'da Royal, 1885'de Kanada'da Banff, 1897'de Yeni Zelanda'da Tongariro ve 1898'de Meksika'da El Chico Milli Parkları kurulmuştur. Avrupa'da ilk milli parka bilimsel amaçla 1909 yılında İsveç sahip olmuştur. Yellowstone Milli Parkını gezen Belçika Kralı Alberts 1925 yılında Belçika Kongosu'nda (Zaire, Virunga Milli Parkı) Afrika'nın ilk milli parkı olan Kral Alberts Milli Parkı'nı ilan etmiştir (Yücel, 1995). Milli park düşüncesi 1933 yılında-Londra'da Afrika'nın flora ve faunasının korunması kongresinde alınan kararla kabul görmüş ve milli park; "Flora ve fauna koruması yanında, kamunun yararlanması, dinlenmesi, eğlenmesi yönünden estetik, jeolojik, prehistorik, arkeolojik ve bilimsel değer taşıyan doğal varlıkların korunması için ayrılan alandır" şeklinde tanımlanmıştır. 1958'de Atina'da Dünya Koruma Birliği'nin ilk toplantısında, Uluslar arası Milli Parklar komitesi kurulması kararı alınmış ve bu komite çalışması sonucu 1962' de ABD / Seattle' da "I. Milli Parklar Kongresi" yapılmıştır (Ekim, 1996). 19. yüzyıl başlarında çeşitli ülkelerde halkın doğa varlıklarını ve onun güzelliklerini koruma ve halkın yararına sunma istekleri doğayı koruma ve milli park olgusunu ortaya çıkarmıştır. Doğa koruma ve milli park kavramı ülkelere göre farklı yorumlar bulmuştur. Milli park, Norveç'e göre; içinde insan ve yerleşim alanı bulunmayan, günlerce gezilebilen, sessiz bir doğa arazisidir. İsveç'e göre; yalnızlık içinde, dinlenme olanağı veren, sınırsız ormanlardır. Almanya’ya göre; milyonlarca insanın ziyaret ettiği, dinlenme ve eğlenme olanağı bol doğa ve kültür arazileridir. Eski Sovyetler Birliği'ne göre; bilimsel çalışma amacıyla kurulmuş kültür arazisidir ve turizme kapalıdır. Tanımlardan anlaşıldığı gibi her ulusun kendi doğal ve sosyal yapısını uygun olarak belirledikleri milli park kavramı ve kamuya yarama nitelikleri farklıdır. Fakat ana düşünce doğal varlıkların korunması ve kamu yararına geliştirilmesi ilkelerine dayanmaktadır (Tanrıverdi, 1987). Yeryüzü kara parçalarının %5 'i ve Avrupa'nın %7 'si koruma alanlarına ayrılmıştır. Yeryüzünde korunan alanların yaklaşık %2,6 'sı milli park alanıdır. Dilek Yarımadası 36 tür memeli, 42 tür sürüngen ve 45 tür deniz canlısına ev sahipliği yapmaktadır. Yunusların ve deniz kaplumbağalarının özgürce dolaştığı bu ortam içinde, türlü algler, ahtapot ailesinden kafadan bacaklılar, deniz kestaneleri ve deniz yıldızları, süngerler ve pek çok balık türü yaşar. Sarpa, İskaroz, Papaz balığı, Karagöz, Melanur, Lapin, Mırmır, Sargoz, Hanoz, İskorpit, Kefal, Çipura bu balıklardan bazılarıdır. 1998 yılında Kavaklıburun koyu sahilinde karaya vuran, Akdeniz'de yaşayan bir tür olan Uzun Balina (Baleoneptera phiselus linnea)’nın 14 metre boyundaki leşi Milli Park sahillerinin enderde olsa balinalara ev sahipliği yaptığını ortaya çıkarmıştır. Ayrıca yarımada, nesli tükenmiş yada tükenmek üzere olan Anadolu Parsı ( Panthera pardus tulliana )’nın batıda yaşadığı son noktadır. Dünya’nın en nadir 10 adet deniz memelisinden biri olan Akdeniz Foku ( Monachus monachus)’da yarımada kıyılarında yaşamaktadır. Yaban domuzu (Sus scrofa), Karakulak (Caracal caracal), Vaşak (Lynx lynx), Çakal (Canis aureus), Sırtlan (Hyaena hyaena), doğaya terkedilmiş, yabanileşmiş sığırlar ve atlar ile bir çok hayvan türü yarımada faunasında bulunmaktadır. Yarımadanın hemen güneyinde bulunan Büyük Menderes Deltası’nın en önemli su kaynağı, 584 km. uzunluğundaki Büyük Menderes Nehri’dir. Delta, morfolojik gelişimin hızlı olduğu ağız kısmında, bu gelişim sürecinin ürünü olan bir çok lagün ile tuzcul bataklıklar ve çamur düzlüklerini kapsayan taşkın özelliğinde sulak alandır. Bu alan içerdiği biyolojik çeşitlilikten, nesli tükenmek üzere olan canlılardan ve endemik türlerden dolayı uluslar arası öneme sahiptir ve uluslar arası Ramsar, Bern ve Rio Sözleşmeleri ile Barselona Konvansiyonu ile korunmaktadır. Deltada 255 adet kuş türünün yaşadığı ve bunlardan 70 adedinin ürediği belirlenmiştir. Nesli tehdit altında olan Cüce Karabatak ( Phalacrocorax pygmeus ), dünyada toplam sayıları 3000 çift olduğu tahmin edilen Tepeli Pelikan (Pelecanus crispus), Küçük Akbalıkçıl (Egretta garzetta), Küçük Kerkenez (Falco naumanni) ve Akkuyruklu Kartal (Haliaeetus alblcilla) deltada üreyen önemli kuş türleri arasındadır. MÖ 9.yy’da 12 iyon kentinin kutsal toplanma merkezi Panionion, antik Thebai kenti, Ayayorgi Manastırı, tarihi Doğanbey Köyü ( Domatia ) ile Karine, Hagios Antonios Manastırı, Melia Antik Kenti, Lade Adası ve Zeus Mağarası’da Dilek Yarımadası – Büyük Menderes Deltası Milli Parkı sınırları içerisindedir. Dilek Yarımadası – Büyük Menderes Deltası Milli Parkı sahilleri, Türkiye’nin yapılaşmanın olmadığı, en temiz ve doğal kıyılarındandır. Milli Park’a gelen yerli ve yabancı ziyaretçiler, düzenlenmiş alanlarda günübirlik olarak; 2004 yılı uluslar arası Mavi Bayrak ödüllü koylarında Deniz Sporları yapabilecekleri gibi, Doğa Yürüyüşü, Kaya Tırmanışı, Dağ Bisikleti, Foto Safari, Manzara İzleme, Olta Balıkçılığı, Kültürel Yürüyüşler, Kuş Gözlemciliği, At Safari, Motosiklet Safari ve Botanik Turu etkinliklerini de yapabilirler. Milli Park’ın doğal ve kültürel kaynak değerleri ile kontrollü olarak koruma-kullanma dengesi kurularak gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla, milli park sınırları içerisindeki Eski Doğanbey Köyü’nde yer alan ve önce hastane sonra okul, ardından da hayvan barınağı olarak kullanılan 115 yıllık bina restore edilerek, 2004 yılı Temmuz ayında Ziyaretçi Tanıtım Merkezi olarak hizmet vermeye başlamıştır. Ziyaretçi Tanıtım Merkezi’nin içinde bulunduğu Eski Doğanbey Köyü, antik çağlardan günümüze uzanan bir geçmişe sahiptir. Yakın çevresinde, Eski Gümrük binalarının olduğu Karina, antik yerleşim Tebai ve Lade Adası bulunmaktadır. 1924 yılındaki mübadeleye kadar Rum Halkı tarafından Domatia adıyla kullanılan yerleşim daha sonra bir Türk Köyü halini almıştır. Eski Doğanbey Köyü, Rum ve Türk Mimarisinin en güzel örneklerini sergileyen bir açık hava müzesi gibidir. İçerisinde orijinal tarihi yapılar ile Şapel ve Kilise bulunmaktadır. Ziyaretçi Tanıtım Merkezi de bu tarihi yapılardan bir tanesidir. Bina içersinde; Milli Park'ın Doğal ve Kültürel Kaynak değerlerinin sergilendiği , teleskop eşliğinde deltadaki kuşların da gözlenebileceği Müze Odası, Milli Park fauna ve florasını tanıtıcı panoların, maketlerin, hayvan ve bitki örneklerinin yer aldığı Eğitim, Kültür amaçlı Sergi Odası, Kütüphane, Ziyaretçilerin ihtiyaçlarına ve bilgilenmelerine yönelik Bilgisayar Odası, Genç nesillerin eğitimine yönelik ve aynı zamanda atölye çalışmalarına olanak sağlayan Eğitim Odası, Ziyaretçilere çeşitli konularda sunum imkanı veren Dia ve Barco Vision Gösteri Salonu, -Toplantı Salonu, -Ziyaretçilerin ihtiyaçlarını giderebilecekleri Kafeterya, tuvaletler,özürlü tuvaleti ve asansörü -Danışma - Milli Park tanıtım Odası, -Bütün bu odaların tek elden kontrolünü sağlayan İdare merkezi, bulunmaktadır. Ziyaretçi Tanıtım Merkezi Binası bünyesinde; eğitim, tanıtım, koruma, bilgilendirme ve rehberlik konularında çalışan Biyolog, Arkeolog, Doğa ve Gezi Rehberi, Danışma ve Temizlik personelleri görev yapmaktadır. Ziyaretçi Tanıtım Merkezi etkinlikleri kapsamında kuş gözlemciliği, botanik turu, doğa sporları turları, eko turizme ve eğitime yönelik bir çok programlar uygulanmaktadır. Ziyaretçi ve Tanıtım Merkezi Binası haftanın 7 günü 08:30 – 18: 00 saatleri ziyarete açıktır. Dilek Yarımadası – Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nın kaynak değerleri ile ilgili faaliyetleri ve uygulamaları kurumumuz çalışanları ile yerli ve yabancı kamuoyuna duyurulması amacıyla www.dilekyarimadasi.com yayın hayatına başlamıştır. Bununla beraber tanıtım amaçlı Belgesel VCD satışları da devam etmektedir. Aynı zamanda Milli Park’a gelen yerli ve yabancı ziyaretçilere, Doğa Yürüyüşü & Dağ Bisikleti Turları, Botanik Turu, Kuş Gözlemciliği ve Haritalı Tanıtım Broşürleri ücretsiz olarak verilmektedir. Dilek Yarımadası - Büyük Menderes Deltası Milli Parkı, dünyada bir örneği daha olmayan; bir yanda Akdeniz’den Kafkasya’ya kadar kıyılarda yayılım gösteren neredeyse tüm bitkilerin doğal olarak bir arada görüldüğü botanik bahçesi; yırtıcı kuşları ve vahşi hayvanlarıyla bir dağlık arazi ve onu çevreleyen sualtı zenginlikleri, diğer yanda da yüzlerce kuş türünü barındıran, zengin balık çeşitleriyle bir delta ve bütün bunları çevreleyen tarihi ve kültürel zenginliklere sahiptir.- insanlar ülkü ocaklarına nasıl bakıyor?
arkadaşlar topic açarken biraz araştırın lütfen.aynı şeyleri yazmak bana sadece profilimdeki ileti sayısını artırıyor ve sıkılıyorum.neyse...gecen sene çalıştığım cafe ülkü ocağıymış (yada ona bağlı olan 2. bi ocak çünkü bi tane var) kartonpiyerleri bilirsiniz tavana yapıldığı zaman köşelere boşluk bırakıyor.oraları temizlerken neler çıkmadı neler sopalar,kelebekler hepsi iyi güzelde eyyyyy benim milliyetçi kurtlarım elin Japonlarının mıncıkasının ne işi var- insanlar ülkü ocaklarına nasıl bakıyor?
Ülkü Ocaklarının Üyeleri nasıl tanıtıyorlarsa öyle bakılıyor...Detaylı bir aramada ocaklardan kasatura,mıncıka,çakı,kelebek,sopalar vs vs herşeyi bulabilirsiniz...?- Yorumsuz
Çocuğun adı Nesrin... Filistinli... El Halil’deki Fawar Mülteci Kampı’nda İsrail Ordusu’nun yaptığı bir operasyon sırasında evinin damındaymış. İsrail askerlerinin açtığı ateş sırasında plastik mermilerden biri yüzüne isabet etmiş. O sırada İsrail Ordusu sıhhiyesi çocuğa ilk müdaheleyi yapıyor. Mermi bir kere gidip vurmuş. Ama ‘o’ an, Nesrin’in hala yaralanmaya devam ettiğini göstermiş- TÜRK GENÇLİĞİ BUMU ŞİMDİ?... YAKIŞIYOR MU?... (Gazi Üniversitesinde kendisini ÜLKÜCÜ olarak tanımlayan Üniversitelilern davranış ve örgütlenme biçimi)
Cafe kapanıyor cvp veremicem sara ve dipnot tşk ederim iyigeceler- TÜRK GENÇLİĞİ BUMU ŞİMDİ?... YAKIŞIYOR MU?... (Gazi Üniversitesinde kendisini ÜLKÜCÜ olarak tanımlayan Üniversitelilern davranış ve örgütlenme biçimi)
bana bu uyarı yapanların zaten kulağında küpesi eksik hiphop dinleyen ve onlar gibi giyinen bi kaç ********** alacağım uyarıyla bi halt etmem ben- Türk Halkına Hakaret
7 gün Tv izleyeceğine (İstanbulda yaşayanlar için diyorum) bi gün 5 YTL ver git Tiyatroya.Okan Bayülgen'in bi lafı vardı bakalım ne kadar hatırlıycam çok güzeldi 'tvde dışarıdan beslenirsiniz ama Tiyatroda doğrudan beslenirsiniz' gibi bişidi- TÜRK GENÇLİĞİ BUMU ŞİMDİ?... YAKIŞIYOR MU?... (Gazi Üniversitesinde kendisini ÜLKÜCÜ olarak tanımlayan Üniversitelilern davranış ve örgütlenme biçimi)
bugün akşam üstü ülkü ocaklarına üye olan 2 kişi tarafından uyarı aldım sakalım için o sakalı görmicez dediler bakalım görünce ne olacak- uNuTuLMaYaN RepLiKLeR
müfettiş şabanı kaldırır müfettiş : adın ne? şaban :hz ebubekir müfettiş : oğlum adın ne diye sordum şaban : heeaaaa hz şaban müfettiş :otur yerine der ve güdük necmi' yi kaldırır müfettiş : kaç yaşındasın? güdük :1453 müfettiş : romayı kim yaktı? güdük : anamız müfettiş : senin anan kim? güdük : kanuni sultan süleyman müfettiş : ilk halife kimdir? güdük :imparator neron der ve bir ohhh çeker bunun üzerine müfettiş büyük bi kaosun içine girer ve saçmalamaya başlar müfettiş : oğlum sen yanlış söylüyosun.imparator neron hz şaban ile romada, ananı ,günde 1453 kere,kanunenn ..... der ve kendine gelir.- Türk Halkına Hakaret
buna benzer bi topic açılmıştı zaten ve orda yazdıklarımı burdada söylemek istiyorum.insanların bunları istiyor birşey yapamazsınız şuan için.çünkü sanata saygı yok.aynı örneği vericem Engin Alkan,Özlem Türkad çok başarılı tiyatrocular (ekşi sözlükden ve kendi izlediğim bi kaç diziden gördüklerim,7 numara,Kısa Devre ve Ters Köşe) bi kaç ay oluyor Çeşmi Bülbül diye bir diziye başladılar 1. bölümden sonra yayından kaldırıldı.hadi şimdi halk beğenmedi (anlamamış da olabilirler) ama bu tv kanalı yöneticilerinden herhangibiri çıkıp böyle saygısızlık olmaz dizi kalacak demez mi ? Sanata,sanatçıya saygı yok bu yüzden.hele hele sanattan anlayan (kendilerini öyle sanan) yöneticiler saygı göstermezse ne yapsın halk ? ikinci bi örnek Acun Firardayı bilmeyen yok dimi ? dünyayı gezdi iyi hoş ama bana ne İspanyol kadının oarasından Amerikalının burasından falanca ülkenin kadınının güzelliğinden ? bana tarih lazım sanat lazım YAŞAM'ı lazım o ülkenin.yazık günah o kadar yere gitti verdiği hiç birşey yok ama izleyeni çooook.Bakın TRT'nin Kırılma Noktası (yanlış hatırlamıyorsam ismi buydu.birde Türkiyeyi gezen doğa fotocusu vardı hep isimlerini karıştırırım bu 2 programın) programına adam gezdiği yerlerde üst düzey insanları buluyor geziyor anlatıyorda anlatıyor bana bu lazım işte!!! Kalitesiz yapımları yücelten elbette halk ama halkın eğitim seviyesi ortada.Peki ya ama üst düzey insanlar ne yapmaya çalışıyor ? Birde söylemeden geçemeyeceğim her davet edildi yerde uyuyan Kültür Bakanımız varken bunların olması pekde şaşırtıcı şey diil- Eksi Sözlük
tmm tmm sözlerimi geri aldım bu aralar fazlasıyla asık ve kızgın surat görüyorum kontenjan doldu...bilmeden kırdıysam özür dilerim cafe kapanıyor hoşçakalın - En Sevdiğim Şiirler
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.