Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

plm

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    3
  • Katılım

  • Son Ziyaret

plm - Başarıları

Acemi

Acemi (1/14)

  • İlk İleti
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. plm

    "Governance on Mars"

    Chinese Air Force issues pilot licenses for first time January 26, 2011 By Zhang Qian, People's Daily Online Starting from this year, the Chinese Air Force will issue special pilot ID cards to each pilot, according to Chinese Air Command. The pilot ID has two cards: the main card and the affiliated card. The main card has a special watermark and the cover is blue color. The affiliated card is electronic card, which uses a special encryption technique and records the pilot's personal information. Chinese Air Force's license is a professional identity, which is mainly used to participate in particular social activities and is needed to prove a pilot's identity. At the same time it is also the instrument of the flight qualification management, which reflects real-time status of the pilot's flight qualifications. -http://english.people.com.cn/90001/90776/90786/7273402.html-
  2. plm

    "Governance on Mars"

    HB Paksoy "Governance on Mars" -http://www.eumed.net/entelequia/pdf/2009/e09a05.pdf- Bu yazi, 2009 yilinin Ilkyaz'inda Entelequia dergisinde yayinlandi Bu ileri'ye donuk yazi'da, Profesor Hasan Bulent Paksoy Mars Gezegeni'nin nasil ve kimlerce yonetilecegi konusunda gorusler sunuyor. Baslangic olarak, bir goruntu el'e aliniyor: Mars'a inen bir dunyali, karsisinda bir gorevli buluyor ve pasaport ve kimlik denetiminden geciyor. Burada sorulmasi gerekli sorularin basinda: Mars gezegeninin kimin varligi oludugu; buraya gelmek icin vergilerden yapilan harcamalarin karsiligini kim aliyor? 17 Eylul 2010 gunu, Moskova-Kremlin'de yapilan basin toplantisi Uluslararasi Uzay Gozlemevinin yeni komuta takimini tanitiyor. Bulunumu asagida olan bu toplanti 46 dakika suruyor ve Rusca-Ingilizce olarak kayda geciyor. 17 Dakika, 25 saniyesinde de Yukarida goz onune getirilen sorulara verilen yanitlar basliyor. Sep 17, 2010 - Uploaded by NASA http://www.youtube.com/watch?v=g02meEV6hI4 Next ISS Crew Meets Media and Pays Homage at Red Square
  3. plm

    Evrim Dusuncesinin Devrimi

    Evrim Dusuncesinin Devrimi Hasan Bulent Paksoy Soylu dusunceler, genellikle buyuk guclukleri yasayanlarca ileri atilir. Bu soylu dusunceler dunyayi aydinlatip, toplumlari yuceltebilir. Ancak, butun ileri surulmus dusunceler, Toplumsal kusaklarin basindan gecen duzen'de yasam surdururler: "Para'yi dede kazanir; ogul saklar, torun savurur." Bu ornege gore, dusunceler: Bir kusakta yaratilirlar; Ikinci kusakta korunurlar; Ucuncu kusakta dislanirlar. Ama, dusunceler olumsuzdur, kullanmakla bitmezler. Bu uclu asamadan gecebilen ve gene de yasayan dusunceler, etkilerini yukselterek surdururler. Dorduncu kusakta, ardindan gelenlerin duslerine girerler; Bir kesim'e guc verir, diger bir kesim'e karabasan gosterirler. 1530-1540 li yillarda Ingiliz krali VIII. Henry (1491-1547) Roma (Vatikan) Katolikligini Ingiliz devlet inanci olmaktan cikardi ve Ingilteredeki Roma Katolik kilisesini kaldirdi, bu inancsal kurumun butun kollarinin, dal ve budaklarinin varligina toptan el koydu. Nedeni, bir dis guc'un, Ingiliz toplumuna uzaktan, Ingiliz toplumunun cikarlarina ters yonde etki yapmasi idi. Yerine Ingiliz (Anglikan) ulusal kilisesini kurdu. (Bu kilise Katoliklige de kol acmistir, ama, yalniz Ingiliz Katolikligine). Kral II. James (1633-1701) ile Vatikan Katolikligi Ingiltere'ye geri geldi; II. James, butun ust duzey yoneticilerini Katolikler arasindan atadi. Toplum ve basindaki yonetici kesim bu geri gelmeye ilgisiz kalmadi. Toplumun katilimi ile gerceklestirilen 1688 kansiz Gorkemli Devrimi (Glorious Revolution), Ingilteredeki (II. James ce yerlestirilmis) butun yuksek gorevlerdeki Katoliklerin gorevlerinden alinmasi ve yerlerine Protestanlarin atanmasi sonucunu verdi. En sonunda, VIII. Henry'nin baslattigi bagimsiz Ingiliz kilisesi atilimi basariya ulasti. 1776 Amerikan Devrimi de, degisik olaylar ile denenmis idi. Onuc Amerikan Yerlesim Alan'i, 1776 da Ingiltere'den bagimsizliklarini kazanmis idiler; 1787 yilinda da, Anayasa uzerinde anlasip, ortaklasa Amerika Birlesik Devletlerinin temelini attilar. Bu arada, Ingiltere ile Fransa arasindaki, dunya cevresindeki savas kizistigindan, Ingiliz donanmasi Amerikan alis-veris gemilerini durdurup Amerikan denizcilerini Ingiliz donanmasina Fransizlara karsi carpismak uzere (istek ve secimleri disinda) almaya basladi. Bu da, genc ABD nin, Fransa ile olan yuksek kertedeki yasam alisverisini buyuk olcude aksattigindan, 1812 yilinda ABD'nin Ingiltere'ye savas acmasina neden oldu. Ingiltere, Fransa ve ABD ile savasirken, Fransa da, Napolyon'un basciliginda Ruslarla da savasa girdi. ABD nin ne savas bilen komutanlari, ne de donanmasi vardi. Ingiliz donanmasi ABD limanlarini kapatti; Ingiliz birlikleri Washington'a girip, Beyaz Sarayi (ve diger onemli yapilari) yaktilar. Amerikalilar da karada cete, denizde de korsan savaslari vermeye basladilar. Amerikan donanmasi Buyuk Gollerde de Ingilizlerle vurusmalara girdi. ABD nin yedinci Baskani olarak gorev yapacak olan ( 1829-1837) Andrew Jackson (1767-1845) komutasindaki kara birlikleri, hic beklenmedik duzeyde guclukleri yenerek New Orleans'a vardi ve Ingiliz birliklerini yendi. Ghent antlasmasi ile 1814 yili sonunda savas sona erdi. Boylelikle, 1776 Amerikan devrimi sinanmis ve ergenligini kazanmis oldu. 1789 cogulcu Fransiz Devriminin, 'cocuklarini yemeye baslamasi' ilk olarak Napolyon'un (1769-1821) basciliginda gene imparatorluga donusmesi (1804), sonra kralligin Bourbon'larca yeniden kurulmasi (1814) ile surer. Cogulculuk ile elde ettigi kazanclarinin buyuk bir bolumunu (ozellikle inanclar acisindan) krallik doneminde geri vermesi ve sonra gene cumhuriyet'e geri donmesi de Fransiz cumhuriyet ugrasinin basindan gecenleri ozetler. Ustelik, bu cekisme, Fransanin ikinci ve ucuncu cumhuriyetleri arasina 1852 den 1870 yilina kadar suren II. Napolyon imparatorlugun girmesi ile daha da uzun bir surece yayilmis bulunuyor. Osmanli Tanzimat'inin 1839-1876 arasinda yer aldigi animsanirsa, Tanzimatcilarin cumhuriyetciligi mi, yoksa kralligi mi bu 1789 Fransiz Devrimi cercevesinde ele aldigini dusunmek gerekir. [bkz: H.B. Paksoy, "Koprulu/Veles (Yugoslavia) Ottoman Garrison's Response to the 1909 Recidivist Uprising in Istanbul" Essays on Central Asia (Lawrence: Carrie, 1999) ] -http://vlib.iue.it/carrie/texts/carrie_books/paksoy-6/- 1917 Rus Devriminin baslangic ilkeleri ile, vardigi 'son' arasindaki ayricaliklar (uygulama aciklari) ilgi cekici bir gorunum gosterir. Lenin (1870-1924), 1917 de Alman Askeri Istihbaratinin yardimi ile Moskova'ya donup (Alman Ordusunun dusundugu ve istedigi gibi), Rus Imparatorluguna son verip, Birinci Dunya savasindan cikardi. Ilk yaptigi islerden biri de, olasi bir karsi devrimi onlemek icin, bir "Bilgi Toplama Orgutu" kurmak oldu. Marx'in (1818-1883) kuramlarini 'Bolseviklik' olarak uygulamaya basladi. Ardindan gelen Stalin (1879-1953), in uygulamalari ile Marx'in dusunceleri ile 'uygulamalar' arasindaki aciklik daha da buyudu. Stalin'in ardindan isbasina gelen Sovyet Komunist Partisi Genel Sekreterleri Khruscev-Brezhnev-Andropov-Chernenko Sovyetler Birliginin dagilmasini degisik yontemlerle onlemeye calistilar. Gorbachov, bilineni yerine getirdi ve "Sovyetlige" son verildigini acikladi. 1991 de son verildigi soylenen Marx-Lenin Sovyet Komunizmi, 1991-1993 yillari arasinda geri gelmeye calisti ise de, Yeltsin (1931-2007) bu baskaldirmayi Rus ordusu (ve ABD'nin verdigi dolar destegi ile) ile bastirdi. Ozetlenecek olursa, her bir devrim'in "karsi devrim girisimi" oldugu gozlenebilir. Bu, dusuncelerin ugrasi olarak gorulmelidir, dogaldir. Karsi devrime basari ile koyabilen Dusunce, olumsuzluge aday olur. Ancak, bu "Karsi Devrim" her kisice ve yer aldigi surec icinde gorulemez, anlasilamaz. Dusunce Isverenlerinin, Toplum toplu yararlari icin, bu konuda da duyarli olarak seslerini duyurmalari gereklidir. [bkz H.B. Paksoy, "Toplum Olarak Varilmak Istenen Sonuc Nedir?" Dusuncelerin Kokenleri (Floransa: Carrie, 2006)] -http://vlib.iue.it/carrie/texts/carrie_books/paksoy-10/paksoy_dusuncelerin-kokenleri.pdf- Yukaridaki orneklerin tum'u ozgurluk ve egemenlik dusunceleri uzerine kurulmustur. Baslangiclari, Toplumlari surukleyen bir Dusunce'dir. Hicbir Toplumsal degisim, atilim ya da yenilenme, oz dusuncesi yerlesmeden once basariya ulasamaz. Bu asamalarda, en iyi isteklerle yola cikmis olan Dusunce Isverenlerinin, dusunce ve goruslerinin carpitildigi, uygulama yon ve yontemlerinin degistirildigi de hic gorulmemis bir olay degildir. Kaldi ki, diger yerlesim alanlarinda da oldugu gibi, Avrupanin dusuncesel gelismesinin ardinda bir uclu bogusma vardir: Tanri (Hristiyanlik ve kurdugu kiliseler); Kral (vergi toplamak ve topluma sorulmadan yapilan yasalari uygulamak); Toplum (vergi vermek ve askerlik yapmak). Bu sacayagi tur'u uc koseli iliskiler var gucleri ile birbirlerine ustunluk saglamaya calisirlar. Bu bogusmanin sonucunda, guc de olsa, aydinliga yaklasilir. Bu uclu sacayagini birlesiren ya da ayiran; savastiran ya da baristiran da bir baska uc'lu sacagidir. Bkz: H.B. Paksoy, "Bilmek, Anlamak, Yapmak" -http://www.usakgundem.com/uayazar.php?id=615- Unutulmamasi da gereklidir ki, devrimlerin evrimi yalniz distan degil, icten de yer alarak dunyayi kokunden degistirebilir. Gozle gorulur ve denetlenmis veriler, bu bilgilerden kisisel cikar kazanmak isteyeceklerin gizli ve 'icerden' carpitmasina ugrayabilir. Bu 'icten' yer alan devrim evrimini gozlemek ve anlamak , cok daha guctur. Karsi koyabilmek ise, bir karsi-devrim'I bastirmaktan cok daha yuksek giderlerin kullanilmasini gerektirir. Bu devrim evrimlerinden biri de, 'bilgi anlayisinin' yolundan cikabilme yetenegidir. Ornegin, Doga'nin insanlara verdigi icguduleri biri, yasam'I surdurebilmek icin, Toplum olarak birarada bulunmak, birlikte is yapmaktir. Ama, bu toplum tek bir ana-babadan mi turemis olmalidir? Diger bir ana-babadan turemis olan toplumlarin yasamlarina son mu verilmelidir? Bu konunun da zincirleme ozeti yapilabilir. Alman bilim adamlari, dunya uzerinde var olan butun bilgileri bir duzenlemeye ve dizin altina almak cabasi ile kollari sivadilar. Bu atilimlardan birini gerceklestiren Johann Friedrich Blumenbach (1752-1840) en ileri gelen Alman universitelerini bitirmis bir Alman tip doktoru idi. Insan yapisi konusunda ogretim uyeligine atandi. 1775 yilinda yayinlanan De generis humani varietate nativa (Insanlarin Turleri) baslikli kitabinda, dunya insanligini renklere bolus duzenini kurdu ve adlandirdi: Sari irk (Mogol, Orta ve Dogu Asyalilar), Kirmizi irk (Amerikan yerlileri), Kahverengi irk (Malayalilar), Siyahi irk (Habesler) ve Beyazlar (Caucasian---Kafkaslilar). Dogal olarak, butun Avrupa bu Kafkaslilar bolumune giriyordu. Butun kafatasi olcumleri ile, o gun'e dek bu bes toplumlarin gecmisleri uzerine bildiklerinin ve bilinenlerin toplami bir araya getirilmisti. Bu derlemelere gore, dogal olarak, Kafkasli Beyaz irk, en ileri kertede gelismis olan insanlari iceriyordu. Burada: Bu gorusleri Yirminci yuzyilda bir Turk destani "imiscesine" Toplum'a sunmak isteyen yazarlar oldugunu da vurgulamak gerekir. Evrim dusuncesine un katan Carles Darwin (1809-1882), bilindigi gibi, dunya cevresinde yasayan, ancak bilim'e kaydi gecmemis canli orneklerini aramaya cikmis olan bir gemiye (kisisel giderlerini karsilayacak oz parasi ile) katilmis idi. Bu gezi sonrasi 1859 da yazdigi Origin of Species ( Yasayan Canlilarin Turlerinin Kokenleri) kitabinin cok tartismaya yol actigi da iyi bilinir. Darwin'in yazilarinin icerigi, Incil ile catistigindan, ya da oyle goruldugunden, Ingiliz Anglikan kilisesi Darwin'in goruslerini bastirmaya calisti. 1860 yilinda, Darwin in goruslerine katilan, Darwin'in arkadasi Thomas Huxley (1825-1895) ile Oxford Baspiskopus'u Samuel Wilberforce (1805-1873) arasinda, toplum'a acik tartisma 1860 yilinda yer aldi. Bu acik orturum tartismasinin onemini vurgulamak bakimindan belirtilmesi gerekir ki, Baspiskopos Wilberforce, gununun en seckin kisiliklerinden biri idi. En ust duzey Ingiliz Bilimadamlarini biraraya getiren, onurlandiran, Royal Society uyesi idi. Ustelik, Lord Bishop olarak, Ingiliz Lordlar Kamarasinda Oxford'un sozcusu idi. Bu acik oturum'u kimin 'kazandigi' uzerine degisik dusunceler ileri surulmus ise de, kesin olan bir tek sonuc var idi: katilanlar ve dinleyicilerin tumu cok eglenmislerdi, ve oturum sonrasi, eksiksiz, hep birlikte yiyip icmislerdi. Darwin de 1853 yilinda yasam bilimlerine yaptigi katkilar nedeni ile Royal Society'den Madalya almis idi. Herbert Spencer (1820-1903), Darwin'in ile evrim kuramlarinin oartaya konulmasi sirasinda cok cekismis idi. "Orman Kanunu" (en guclu olanin, yasam yarisini kazanmasi) gorusunu ustlendi. Darwin'in, yasam bilimlerinde one cikmasindan sonra Spenser, Darwin'in gozlemlerini, toplumlarin davranislarina uyguladi. Sonucunda, yasamin sadelikten karmasikliga dogru gelistigini ileri surdu; dogal yasalarin islemesi uzerine dusuncelerini odakladi, guclunun, gucsuzu surekli ezeceginden, guclu olabilmek icin de bencil davranislarin gereginden soz etti. Bu gucu elde edebilmek icin de, toplumsal yonetimin gorev ve yetkilerinin azaltilmasinin gerekli oldugunu savundu. Spencer'in kitaplari pekcol dil'e cevrildi. Japonya, Cin, Polonya Toplumlari bu yazilardan ozellikle etkilendiler. ABD Anayasa Mahkemesi Uyelerinden Oliver Wendell Holmes (1841-1935) da yonetici kesimin yetkilerinin kisitlanmasina Spencer 'e gonderme yaparak karsi cikti. Bu da "Birakiniz gecsinler; birakiniz yapsinlar" alisveris turunun zorunlu olarak toplumun dusuncelerine yerlestirilmesine yardimci olacak akimlarin baslamasina yardimci oldu. ABD de bir universite profesoru olan William Graham Sumner (1840-1910), Spencer'in topluma genel olarak uyguladigi dusunceleri ABD kosullarinda ayrintili-uygulamali olarak aciklamaya basladi. Yazdigina gore: " varlikli kisiler sagliklidir, butun istekleri yerine gelir, saygindirlar, iyi egitilmislerdir, durustdurler." "Tug Baglamis Yonetimler varlikli kisilerin yakasini birakmaz, vergi alir." "Bu vergi alimi ve Tug Baglamis Yonetim'in varliklilari denetimi azaltilmalidir" gibi kuramlar ileri surdu. "Birakiniz gecsinler, birakiniz yapsinlar" dusuncesini yazilarinin temeli yapti. Sumner'in yazdiklari, o siralarda dortnal giden (galloping capitalism) parasalcilarin ilgisini cekti. ABD gecmisinde "calan/hirsiz beyler" (robber barons) olarak bilinen bu donem, cok buyuk altyapilarin gerceklestigi ve gorkemli para kazanimlarinin olusturuldugu bir surec olarak kayitlara gecmistir. Ancak, en ustteki parasalcilarin varliklari ile, bu parasalcilarin kazanc saglamasina yordam veren en alt kesimdeki iscilerin gelirleri arasindaki acik cok buyumus idi. "Hirsiz Beyler" bu acikligi belirli bir kilikta dogal olarak gostermek, yasallastirmak ve Toplumca uysalca 'anlasilmasini' saglamak icin bir 'gorus' ya da 'anlatim' istiyorlardi. Bu da "Buyuk Amerikan Guzeli" (Great American Beauty) nin ortaya cikarilmasina neden oldu. Adi gecen "Gorkemli Amerikan Guzeli" cicek yarismalarinda odul almis bir gul tur'u idi. Boyle yarisma kazanabilecek bir gul yetistirebilmek icin, nasil bu gul'e bakilmasinin gerektigi de ayrica yazilip basilmis ve buyuk sayilarda dagitilmis idi. Kisaca: "Saglikli bir gonca goruldugunde, diger goncalar koparilmali, bitkinin butun gucunun tek bir goncayi desteklemesi saglanmali; gubresiz ve susuz birakilmamali." Bu yazinin en az iki degisik duzeyde okunmasi ve anlasilmasi bekleniyordu 1) adi gecen gul'un yetistirilmesi icin yapilmasi gerekli olanlar; 2) Hirsiz Beylerin yaptirim ve konumlarinin Toplumca 'uysalca anlasilmasi.' Diger bir deyisle, Gorkemli Amerikan Guzeli, buyuk alis-veris kuruluslari (akaryakiticilar, demir-celikciler, komurculer, demiryolcular vb) idi. Bu gul, Tug Baglamis Yonetim'ce koparilmamali; tam tersine, buyumesi desteklenmeli idi. Cunku, bu gul, Avrupali alis-veris kuruluslarina karsi (ABD icin) buyuk ugras veriyordu. Bu arada, bu Gorkemli Amerikan Guzelini kuran ve yaratan Amerikan aileleri de bu Gorkemli Amerikan Guzeli kapsamina girmeye basladi. Cok buyuk basarilar kazanmis, Amerikanin kurulmasina yardimci olmus, Avrupa alis-veris kuruluslari ile yarismakta olan bu Gorkemli Amerikan Guzellerini de, eninde-sonunda, belirli kisiler ve aileleri kurmus idi. Dolayisi ile bu kisiler ve aileler, oz goruslerine gore (adi gecen gul'den ve alis-veris kuruluslarindan once) gercek Gorkemli Amerikan Guzeli idiler. Dunya cevresinde pek cok toplum 'soylu' katinda atalari oldugunu soyleyip yazmayi severler. "Soy'lu kisilerin tohumundan gelmis olmak," cok kisinin dus'u dur, istegidir. Ama: a) "soylu kisinin gecmiste var olup olmadigi " bu dus'te olanin, "var olabilecek soy'lu kisinin uzantisindan dogup-dogmadigi" ne denli dogrudur, arastirmadan bilinemez. Bu tur arastirma yapmak ta cok guctur. Ozellikle Kisisel Varlik Kaydi (DNA) yontemleri gerceklestirilmeden, bilinmeden once. Bu tur 'soylu' ayirimciliklar, dusuncelerini kopurttuklerinde, eger parasal destek de gorurler ise, tek yonlu saplantilar olmaya da baslarlar. Bu noktada, Gorkemli Amerika Guzeli ailelerinden birinin sagladigi para destegi ile ozel bir arastirma birimi kuruldu. New York kentine yakin Long Island adasindaki Cold Spring Harbor adli deniz kiyisi koy'une yerlestirilen bu birimin ilk amaci, Darwin'in izinden, ozellikle denizde yasan canlilarin tanimini yapmak, sonra da Almanlarin baslattigi bilim devrimine katkida bulunmak, bu deniz canlilarindan kisilerin ogrenilecekleri ogrenmek idi. 1898 yilinda da bu arastirma biriminin basina Charles Davenport (1866-1944) getirildi. Kisa surede bu arastirma birimi, calismalarini Blumenbach gibi, 'soylar ve irklar' uzerinde yogunlastirdi. Zencilerin dusuncesel yetenekten uzak oldugu ileri surulup "zayif beyinlilerin kisirlastirilmasi gerekli" oldugunu savunuldu; bu tur kisirlastirmalar Turg Baglamis Yonetimin destegi ile onbinlerce insan uzerinde gerceklestirildi. Bu tur yontemlerle, Irkciliga 'bilimsel giysiler' giydirilmeye baslandi. Uzun uzadiya yazilip belgelendigine gore, bu arastirma biriminde gelistirilen gorus ve uygulamalar, Nazi Partisinin ve Hitlerin "soy aritimi" dusuncelerine guclu katkida bulundu. Gunumuzde de Cold Spring Harbor Laboratory, dunyanin en ileri gelen Kisisel Varlik Kaydi arastirma birimlerinden biri olarak islevlerini surdurmektedir. Insanligin Temel Yapisi (Genome) calismalarina katkida bulunmaktadir. Bu noktada hem ileriye hem de geriye bakmak yararli olabilir. I. Dusunceler halka-halka uzun bir zincir olusturur. II. Zincirin uzatilmasi icin, yeni halkayi yerine yerlestirmeden once, halkanin icieriginin Dusunce Isverenlerince uzun-uzadiya incelenmesi ve denetimden gecirilmesi gereklidir. III. Denetimden gecmemis halka eklenir ise, zincir o halkada kopacaktir. Toplumun ve bireylerinin basina gelecek ve cekilecek acilar, Dusunce Isverenlerin uzerlerine duseni yapmamis olmalarindan kaynaklanacaktir.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.