“Bu ülkede imamlarla öğretmenlerin mücadelesi olmuştur ve imamlar bu mücadeleyi kazanmıştır.” Bu sözler, Kırklareli Köy Enstitüleri Sempozyumun’da, konuşan gazeteci Abbas Güçlü’ye ait.
İmamları ve öğretmenleri karşı karşıya getirircesine söylenmiş bu sözlerin, topluma hiç faydası olmaz. Üstelik yıllardır sistematik olarak din karşıtı çevrelerin, psikolojik baskısına maruz kalan halk, böyle sözlerden hoşlanmaz ve altında başka niyetler arar.
İmamlar ve Öğretmenler birbirlerinin rakibi ve ya alternatifi değillerdir. İnsan odaklı bu iki ayrı mesleğin amacı, kaliteli insan yetişmesine yardım etmektir.
Okullarda insanlara öğretilen, Peygamberimizin “Çin’de bile olsa gidin alın “dediği ilimdir ki bunu Dinden ayrı düşünmek tam bir cehalettir..
İletişim teknolojisindeki onca gelişmeye, eğitim ve öğretim alanındaki onca başarıya rağmen hala Köy Enstitülerinin hayaliyle yatıp kalkan zihniyet, modası geçmiş projelerinin faziletlerinden bahsederken, şuur altlarına yerleşmiş, çağdışı düşüncelerin refleksiyle kendilerinden geçiyorlar ve milletin değerlerine dil uzatmayı marifet sayabiliyorlar..
Oysa İnönü, partisi için oy deposu olarak gördüğü bu projenin, amacına hizmet etmediğini, işe yaramadığını görünce, Köy enstitülerini kapatır ama ; yandaşları, bu kapatmadan mağduriyet çıkarma derdine düşerler.
Onlara göre Köy Enstitüleri hala , Türk eğitiminin şahikası; “cahil halkı” kurtaracak sihirli bir reçete; kapatılmasının sorumluları da muhafazakarlar!
Türkiye’de ki bazı kesimlerin dine olan tahammülsüzlüğünün, halkı küçük cahil görmelerinin; halka rağmen halkçı olduklarını söylemelerinin; şu an ki kutuplaşmaların ve fitnelerin bir nedeni de , kapatılan Köy Enstitüleridir.
Oradan mezun olanların ekserisi, eğitim ve öğretime değil de, halkın inançlarıyla mücadeleye adadılar kendilerini. Yetiştirdikleri nesiller, belli bir ideolojinin sözcüsü oldular. Dine mesafeli durdular.
Aradan yıllar geçmesine rağmen, hala Köy Enstitüleri hayali kurmalarının; eğitim ve öğretim alanındaki başarıları görmezden gelmelerinin nedeni, Dünya’yı okuyamamak; savundukları ideolojinin onları dar ve sabit bakış açısına mahkum etmesinden kaynaklanıyor.
Bu nedenle, her platformda bir şekilde lafı dönüp dolaştırıp dine getirip, halkın maneviyatını rencide etmekten çekinmiyorlar. Bunu yaparken de kendileri gibi düşünmeyen çoğunluğa karşı, azınlıkta kalmanın sıkıntısını geçici olarak bertaraf etme adına , saçmalama haklarını kullanıyorlar.
Nil Su
Eğitimgündemi