Jülide

Öyle birsey yazmadim, ama insanlar istediklerini düsünmekte özgürler. Ben taraf tutmayan bir insanim.

Örtbazliga gerek yok, halkin ayaklanmasini ve direnisini Vahideddin'in yaptiklariyla mukayese edemezsin. Bunu Vahideddin'i savundugum icin yazmiyorum, Halk en nihayet kendi eliyle topragini Düsmanin elinden kurtarmistir ve yüceligini böylece isbat etmistir. Burada mevzubahs olan halkin direnisi degil Vahideddin'in tarih önünde olan hatalari. Bir olayi arastirmak, anlamak icin bütün gercekleri göz önünde bulundurmak lazim, ancak o zaman anlanabilinir gecmis. Yekten hüküm vermek yalnistir.

Bir nevi fedakarlik, yazdim dikkatini cekerim Cyrano. Vahideddin isteseydi Istanbul'da kalip Istiklal harbinin sona ermesini bekleyebilirdi, zira Türk birliklerinin Savasi kazanacagi malumdu, bunu ingilizler de anlamisti. Simdi Istanbul'da kalip Saltanatin ilga kararini bekledi, Refet Pasa gelip bunu teblig edince, yeni kurulan sisteme engel olmamak icin yurdu terk etti, bu bugün kanitlanmis bir mevzudur, sasirmamani tavsiye ederim. Eger kalsaydi idam edilirdi. Böyle bir durumda, halk yillar sonra Vahideddin'in masum olduguna inanip, Meclisi suclayacakti. Bu yüzden Meclis gidecegini tahmin ettigi halde engellemedi. Kisaca Meclis sucsuz, Padisah ise hain olarak kabul edildi. Durum bundan ibaret.

Sacmalikla alakasi yok, görünüse bagli. Bir mukayese et lütfen, kacan bir Hükümdarmi halki tarafindan sempati kazanir, yoksa kendini halki icin feda edenmi? Aslinda Vahideddin de kendisini bir nevi feda etmistir, yurd disina giderek bütün musibetleri üzerine cekmistir. Yeni kurulan Cumhuriyete de böylece engel olmamistir. Fakat yüzünü ebedi olarak kaybetti, bunu sen bile inkar edemessin ali0_1

Hayatinda hata yapmayan bir insan varmidir? Yoktur; ben sahsen Vahideddin haindi demiyorum, ama onun da hatalari oldu. Yalnis kararlar aldigi kanitlanmistir, Arsivlerde bulunan dökümanlara bakmak kafi. En önemli hatasi yurdu terk etmek oldu. Eger kalsaydi idam edilirdi, buda kesindir, ama hic yoktan masumlugunu böylece isbat etmis olurdu.

Vahideddin'i büsbütün suclamak bence yalnistir, zira düsman elinde bulunan bir Istanbul'da Padisahlik sürmeye calisiyordu. Unutmayin ki Ingiliz Istanbul'u ele gecirmis, ermeni ve rum'a istediklerini yapma hürriyetini vermisti. Ayrica Damad Ferid'i de hatirlayalim, o degilmiydi Ingiliz'e Osmanli Topragini parca parca satan! En önemli nokta ise Vahideddin'in emri üzerine M.Kemal Atatürk Anadolu'ya gecti. Tarih'e tarafsiz yaklasmak lazim, eger saf tutulursa mevzubahs olan hadise objektifligini kaybeder. Ayrica Vahideddin Han Ittihatcilardan nefret ediyordu, saltanati esnasinda Ittihatcilar yurdu terk etmis bulunuyordu.

Sultan Vahideddin Han denildimi, aklimiza her zaman Mustafa Kemal Atatürk ve Istiklal Savasi gelir. Vahideddin taraftarlari onun hayatini böyle forumlarda uzun uzun yazarlar, Mustafa Kemal'i tutanlar veya sempati duyanlarda, Vahideddin'in hain oldugunu her cümlelerinde belli etmek icin adeta kendilerini parcalarlar. Ama aslina bakilirsa Vahideddin hakkinda hic birsey bilmiyoruz. Ben sahsen ne Vahideddin ne de Mustafa Kemal taraftariyim, özellikle Sultan ile Reis-i Cumhur arasinda hic bir zaman mukayese yapmakta istemem, cünki her biri kendine göre bir sahsiyetti. Simdi Vahidedin Han'in ne zaman dogup, ne zaman vefat ettigini, ne zaman Padisah oldugunu, hangi tarihte ne yaptigini asagi yukari türk toplumunun 50% ile 60% bilir. Son Padisah oldugunu 80% bilir. Fakat sahsi hayatini hemen hemen hic kimse bilmez. Mesela Vahideddin nasil bir insandi? Veya Vahideddin'in aile hayati nasildi? Esleri kimdir? Cocuklari ile nasil bir münasebeti vardi? Peki bunlari kim biliyor? Iste asil soru. Vahideddin'i tanimiyoruz, belki Istanbul'u terk ettigi icin bir cogumuzda tanimakta istemiyoruz, ama nasil bir insan oldugunu ögrendigimiz takdirde aldigi kararlarida anlayabiliriz diye düsünüyorum.