Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

sisila

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    9
  • Katılım

  • Son Ziyaret

sisila - Başarıları

Çırak

Çırak (3/14)

  • İlk İleti
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. Assassin’s Creed II Ubisoft, Assassin’s Creed II ile bizleri 15. Yüzyıl’ın Venedik’ine götürüyor. 240 kişilik araştırma / geliştirme ekibinin en müthiş eseri olması muhtemel ikinci oyun, modern günümüz insanı olan Desmond’ın atalarının insanları doğradığı dönem olan 15. Yüzyıl Venedik’inde geçmektedir. Bu bilgiyi zaten önceden sitemizden edinenler, sıkı durun; yeni haberlerimiz var. Ubisoft, eteğindeki taşları bir bir ortaya döküyor. Yeni oyunla birlikte yeni silahlar, daha zeki bir yapay zeka, nihayet iyileştirilmiş görev yapıları ve hatta Leonardo Di Vinci adında uçan bir makine bizleri bekliyor olacak. “Bu kadarı yeterli değil!” mi diyorsunuz? Pekala... O halde sizi şöyle alalım lütfen. 15. Yüzyıl... Yıl 1476... Savaş halinde olan aileler, şehir devletler, bozulmuş ruhban sınıfı, politik entrikalar... Tüm bunların yanında insan öldürmenin ve insanları idam etmenin adeta “moda” olduğu bir dönem hayal edin. İşte böyle bir zaman 15. Yüzyıl; suikastçıların (Assassins) ve Kudüs’te çıkıp gelen şövalyelerin (Templars) birbirleriyle mücadelelerine devam ettiği bir zaman dilimi. Daha önceden de açıklandığı gibi, Altair’i tarihin tozlu sayfalarında bırakıyorduk serinin devamında. Yeni karakterimizin ismi Ezio; kendisi soylu bir aileden gelmekte ancak ailesi hayatta değildir. Ezio ile Venedik’in kanallarından Floransa’nın devasa anıtlarına kadar birçok yeri dolaşacağız. Bakalım yeni kahramanımız Ezio, AC II’de neler yapabiliyor: Yeni oyunda Venedik’in sularına dalabilecek, nefesimizi tutabildiğimiz kadar suyun altında saklanabileceğiz. Yakınımızdaki muhafızları suya çekip hayatlarına son verebileceğiz. Yeni zıplama kabiliyetimiz sayesinde de önceki oyundan daha uzun inşa edilmiş binalara daha hızlı tırmanabileceğiz. Adımız çıkmış dokuza, inmez sekize... Bunların yanında çevreyle olan etkileşimimiz de önem kazanıyor. Şöyle ki; eğer çok fazla kargaşa yaratırsak ve insanların dikkatlerini çekersek kötü bir şöhret elde etme yolunda hızla ilerlemeye başlayacağız. Ancak bu “adımızın çıkması” durumunu yeni oluşan görevler sonucu düzeltme imkanımız da elimizde. Örneğin; yarattığımız kargaşa ortamındaki görgü tanıklarını ortadan kaldırabilir, insanlara rüşvet verebilir ya da “Aranıyor!” posterlerini yırtabiliriz. Kendine özgü birçok özelliği olan onlarca silahla tanışacağız yeni oyunda. Yeni silahların yanı sıra yeni savaş tekniklerini de tecrübe edeceğiz. Örneğin; düşmanın üstüne “balıklama” atlayıp ayaklarını yerden kesebilecek, dagger ile karşımızdaki düşmanı öldürüp hızlıca oradan uzaklaşabileceğiz. Bu kadarı yetmez mi? Rakibimizin gözüne bir avuç kum fırlatıp sert bir kafa darbesiyle onu yere sermeye ne dersiniz? Yeni oyunda çevreyle olan etkileşimimiz daha da artacak. Mesela kahramanımız, varmak istediği yere su üzerinden gitmek isterse Venedik’in kanalları Ezio’nun sandal kullanımına hizmet edecek. Bir görev örneği ile daha da açıklayalım bunu: Diyelim ki bir muhbirle görüşmeye gidiyoruz. Muhbirimizin saldırıya uğradığını gördüğümüzde kanaldaki sandalı muhbirimizi kurtarma amaçlı kullanıp sandalla çatışma bölgesinden kaçırabileceğiz. Yapımcılar, AC II’de bazen görevlerin basit bir şekilde başlayabileceğini (Bilgi alma, teslimat gibi.) ama olayların hızla bir kargaşaya sürüklenebileceğini ve sonunda birilerini öldürmemiz gerekebileceğini belirtiyorlar. Diğer türlü çok sıkıcı olmaz mıydı zaten? Düşmanlarımızı tanıyalım AC II’de her düşmanın kendine has özellikleri, güçlü ve zayıf yanları olacak. Düşmanlar oyun ilerledikçe farklılaşacak. Oyunun ilerleyen bölümlerinde karşılaştığımız düşmanların ilk başlardaki düşmanlara göre farklı olduğunu hissedebileceğiz. Her karakterin kendine özgü özelliği olduğunu söylemiştik. Örneğin; agile dagger kullanan düşmanlar tıpkı Ezio gibi hızlı koşabilirken -ki böylece Ezio’yu daha rahat takip edebiliyorlar- The Big Dudes’lar ise yakın dövüşlerde ölümcül olabiliyorlar. Spear Wielders’lar da Ezio’yu bulabilmek için saklanmaya elverişli bölgelere daha sık bakıyorlar
  2. Rise Of nationals Strateji oyunlarının devam filmleriyle büyük benzerlikleri vardır bence; ilk olarak ikisinde de konu her zaman önemli yer tutar, ikinci olarak fanatikleri büyük bir beklenti içindedir, son olaraksa kimseyi tam olarak mutlu edemezsiniz... Strateji oyuncuları farklı bir azınlık, her oyunu en ince ayrıntısına kadar incelemeyi seven, çok zor beğenen ama beğendikleri oyunu da asla unutmayan insanlar; Bu özellikleri diğer oyun severlerde bulmak gerçekten güç, bir FPS oyunu sadece grafikleri ya da konusu sayesinde bir yerlere gelebilirken, bir spor oyunu sadece grafik ve oynanışıyla herkesi mutlu edebilirken, strateji oyunlarında bunu yapabilmek neredeyse imkansız gibidir. Neyse ki içinde bulunduğumuz yıl bu farklı azınlığı çok sevindirecek oyunlarla doldu gibi; sadece ilk altı ayda Age of Mythology, C&C Generals, Total War gibi çok sağlam oyunlarla kendimizden geçtik. Adından bahsettiğim bu oyunların hepsi kendi türlerinde birer devrim yapan ve adları daha uzun seneler konuşulacak oyunlardır. İşte bizler tam önümüzdeki yaz aylarını bu oyunlardan hangisine zaman ayırarak geçirelim diye düşünürken (ki kafelerdeki "Generals" çılgınlığını görmüşsünüzdür) uzun zamandan beri beklediğimiz bir oyun daha elimize düştü; Rise of Nations, artık buna 2003 bereketi dememiz gerekiyor herhalde... Rise of Nations Microsoft'un RTS dünyasına son armağanı, strateji severlerin oyunu alması için aslında Microsoft adını duymaları bile yeterli bence; çünkü Age of Empires serileri ve senenin en iyi RTS'lerinden birisi Age of Mythology bu firmaya ait. Hımm, bir firma neden çok sağlam bir strateji oyunu çıkardıktan sonra bir kaç ay içinde yeni bir RTS daha çıkarsın diye soranlar olabilir aranızda, bunun cevabı basit aslında; konu. Age of Mythology tamamen Yunan, Mısır, İskandinav mitolojilerine dayanırken Rise of Nations'da insanlığın ilk çağlarından aldığınız bir ırkı günümüze kadar geçen sürede yönetmeye çalışıyorsunuz. Aslında Rise of Nations bu özellikleriyle yani tarih çağlarındaki gezintimizle bir sene kadar önce çıkmış Empire Earth'e çok benzemekte ama bu benzerlik sadece bununla sınırlı, bir de oynanışla Smiley İsterseniz oyunun içeriğine biraz daha yakından bakalım; oyunumuz klasik Age of Empires serisinde olduğu gibi tarih öncesi çağlardan başlıyor ve siz yönettiğiniz ırkı çağdan çağa atlatıp, zaferden zafere koşturmaya çalışıyorsunuz. Tabi ki seçtiğiniz ırka göre rakiplerinizde değişiyor, gelişiyor. Irklar deyince hemen aklınıza şu araların çok popüler 3 ırk seçeneği gelmesin Rise of Nations'da Aztek, Bantu, İngiliz, Çin, Mısır, Fransa, Almanya, Yunan, İnka, Japon, Kore, Maya, Moğol, Nubian, Roman, Rus, İspanyol ve Türk ırklarını seçme imkanına sahibiz. Ki bu ırklar sadece göstermelik olarak konmamış bu oyuna, seçtiğimiz ırka göre mimari, özel birimler ve teknolojiler emrimize sunuluyor, bize kalan sadece akıllı yönetim. Türkler oyunun içinde olunca haliyle hepimizde bir beklenti oluyor, nasıl yapmışlar diye; şu kadarını söleyebilirim ki beklentileriniz karşılanacak. Çünkü gerek mimari, gerek üniteler (biri Yeniçeri mi dedi?) tarihsel gerçeklerden yararlanılarak yapılmış. Tabi bu her ırk için geçerli.
  3. sisila

    Fifa 2011.sorunsuz

    Fifa 2011 Son yıllarda konsollara daha fazla ağırlık veren EA, özellikle forumlardan gelen tepkiler nedeniyle artık PC’de de bir şeyler yapmak zorundaydı… Rakibi PES PC’deki bütün futbolseverleri tarafına çekmiş, rahat ve temkinli adımlarla ilerlemekteydi. Ta ki “FIFA 11” duyurulana kadar… Çoğu oyuncu, FIFA için artık tek şansın yeni nesile geçmek olduğunu biliyordu. PES çok iyi grafiklerle ve zevkli bir oynanışla gelmiş, deyim yerindeyse FIFA’nın tozunu attırmıştı. Birkaç ay önce FIFA’nın PC’de yeni nesil grafiklere geçtiği resmen duyuruldu. Bu futbol oyunları dünyasında yeni bir rekabetti. Yıllardır geride kalan FIFA, yeni nesilde PC’deki rekabeti iyiden iyiye kızıştırdı. Peki bu hep özlemini çektiğimiz yeni nesil FIFA PC’de neler yapabilecek? Öncelikle oyunun ana yapısından bahsetmek istiyorum. Oyun konsollarda mevcut olan FIFA 10 ve FIFA 10 World Cup özellikleri harmanlanarak yapılıyor. Yani grafik olarak, oynanış olarak tamamen bir yeni nesil oyunla karşı karşıyayız. İki oyundan da iyi özellikler alınmış ve güzel bir karışım olmuş. Burada oyuncuların aklına gelen soru neden FIFA 11’den direkt olarak port edilmediğidir. Oyunun PC’ye aktarımı tam olarak iki yıl sürmüş, dolayısıyla bu süreçte yalnızca FIFA 10 sistemini port etmişler. Gelecek senelerde oyundan çok daha büyük beklentilerimiz olabilir. Ancak bu tabii ki kötü bir oyunla karşılaşacağımız anlamına gelmiyor, aksine yüzlerce ödüle layık görülmüş, Guiness rekorlar kitabına girmiş bir oyun bilgisayarlarımıza geliyor. Ian Jarvis bir röportajında, “konsollar her zaman bir adım önde” lafını kullanmıştı, zira bunun ne anlama geldiği sonradan anladık. Yeni nesil konsollarda “devrimsel” olarak nitelendirilen Personality+ sistemi ne yazık ki PC’de mevcut değil. Bu sistemden kısaca bahsetmek gerekirse iyi ya da kötü oyuncunun ayrılmasını sağlayan bir sistem diyebiliriz. Kötü oyuncular kötü şutlar atar, kötü paslar verir, aksine iyi oyuncular daha iyi oynar, daha iyi vuruşlar yapar. İşte personality+ bu ayrımı tam olarak yapan bir sistem. Bunun dışında Pro Passing sisteminin gelip gelmeyeceği pek belli değil. Bu sistem ise oyuncuların tam olarak istediği yere pas atmasını sağlıyor. Ancak görünüşe göre o da konsollara özel bir özellik olarak kalacak. 360 sistemi bu sene oyuna tam olarak entegre edilmiş. Bu sayede oyuncuları istediğimiz gibi yönlendirebilicek ve sadece 8 yöne gitmek yerine, 360 derece istediğimiz yere gidebileceğiz. Ayrıca oyuna entegre edilen yeni fizik sistemi sayesinde çok daha iyi ikili mücadelelere şahit olabileceğiz. Modlar tam olarak açıklanmasa da, arena modunun ekleneceği biliniyor. Bu modu bilmeyenler için şöyle açıklayabiliriz: Bir oyuncu ve kaleci sahanın bir yarısında bulunuyor ve siz oyuncuyu yönlendirerek istediğiniz gibi hareketler yapabiliyor, yeni hamleler deniyorsunuz. Yani kısacası oldukça eğlenceli bir mod. Diğer bir yandan oyunda menajerlik modu olacak, ancak bunun hakkında da pek bir bilgi elde etmiş değiliz. Bir de tabii ki virtual pro moduna sahibiz. Bu modda da yeni bir özellik eklenmiş, bu özellik sayesinde kendi fotoğrafımızı çekip oyuna aktarabiliyoruz, daha sonra özelliklerimizi geliştirirek dünya starı olma yolunda ilerliyoruz. Lisanslar olduğu yerde duruyor. 30'un üzerinde lig, 500 takım ve 15.000 oyuncu lisanslı şekilde oyundaki yerlerini almış. Oyunun çoklu oyuncu modları aynen yerinde duruyor. Bunun haricinde yeni bir mod gelmiş ki, LAN oyuncularının oldukça sevineceğine eminiz. LAN Play adındaki bu mod sayesinde EA serverlarına bağlanmadan, kendi aranızda turnuvalar oluşturabilir veya ligler kurabilirsiniz. Ayrıca sesli chat sistemide oyuna entegre edilmiş, bunun sayesinde diğer oyuncularla sesli olarak iletişime geçebiliyorsunuz. Konsollarda mevcut olan 10’a 10 oyun sisteminin PC de olup olmayacağı ise henüz belli değil
  4. sisila

    NFS WORLD

    NFS WORLD
  5. Need For Speed: Hot Pursuit 2 SADECE BİR OYUN MU, YOKSA FAZLASI MI? NFS'nin bir oyun mu yoksa alışkanlık mı olduğunu hala anlamış değilim. Hot Pursuit çıktığında NFS delisi arkadaşlarımın çoğu, bu oyunun Porsche'dan daha kötü bir oyun olduğunu söylemelerine rağmen içimden bir ses oyunu gidip almamı söylüyordu. İyi ki söylemiş, çünkü bu oyun sayesinde, yarış oyunlarına karşı olan tutkum ortaya çıktı. KESİNLİKLE FARKLI Bence bu oyun önceki versiyonlarından daha iyi. Çünkü oyunda aradığım, özlediğim bir ruh var. Araba sayısının azaltılması oyunun gidişatına çok kötü bir etki yapmamış, ayrıca EA Games oyuna yeni arabalar yüklemeye de imkan sunuyor. Oyunun resmi sitesinden indireceğiniz yeni arabalar, oyunun devamlı olabilmesine olanak tanıyor. Oyunun en kötü kısmı arabalarınızı upgrade edememeniz olmuş. Böylece simülasyon olmaktan çıkmış. EA nın neden böyle bir şey yaptığını anlayamadım, çünkü NFS'nin önceki oyunlarında oyunun bir simulasyon olması için çok uğraşmışlardı. DEDİKLERİ KADAR VARMIŞ Need For Speed: Hot Pursuit 2, serinin eski oyunlarına göre biraz daha basitleştirilmiş. Ama bu oyun için iyi bir gelişme olmuş. Bu sayede oyunu sadece fanatikleri değil herkesin rahatça oynayabilmesi sağlanmış. Oyunda hot pursuıt, championship ve single race olmak üzere üç ayrı single player olarak oynayabileceğiniz mod var. Bu modların en iyisi hot pursuit. Oyuna adını veren bu mod, sayesinde oyunun bütün heyecanını yaşayabiliyorsunuz. Bu modda sırasıyla yarışlara giriyorsunuz, yarış esnasında rakiplerinizi alt etmeye çalışırken aynı zamanda zorlu polislerden kurtulmaya çalışıyorsunuz. Ayrıca yapay zeka, serinin diğer oyunlarından çok daha üstün olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Polisler normal şekilde yakalayamayacaklarını anladıklarında değişik yöntemlere baş vuruyorlar. Bunlar arasında helikopter çağırma, yolun ortasına bariyer kurma ve en kötüsü olan yola çivi döşeme baş sırada geliyor. Yoldaki çivilerden kaçmanın tek bir yolu var oda gidip polis arabasına çarpmak, ama çoğu zaman orada çivi olacağı aklınıza gelmiyor ve lastiklerinizi patlatıp yarıştan eleniyorsunuz. Ayrıca bu modun bazı bölümlerinde siz polis olup başkalarını kovalıyorsunuz. Bence oyunun en zevkli anları başka birini kovalarken geçiyor. Oyunun championship bölümünde de aynı mantıkla teker teker yarışlara girip, araba puan ve yol kazanıyorsunuz. Tek farkı yarışırken peşinizde polisler olmuyor. Kazandığınız paraları ve puanları ne yapacağınızı merak ediyorsanız söyleyeyim. Eğer çok fazla uğraşıp yolları ve arabaları açmakla uğraşamam derseniz onları satın alıyorsunuz. Oyundaki modlar kadar grafiklerde çok güzel ama her güzel şeyin bir bedeli olduğu gibi burada da grafikleri full yapmak için oldukça iyi bir bilgisayara ihtiyacınız var. Her ne kadar 800X600 çözünürlükte oyunu rahatça oynayabiliyor olsanız da detaylar için daha büyük çözünürlüğe hali güçlü bir makineya ihtiyacınız olacaktır. Kazalardan sonra hasarlar son derece etkileyici gözüküyor. Gerçi bir arabanın hasar alması için gerçekten çok uğraşmanız gerekiyor. ZATEN BAŞINDAN BELLİYDİ NFS: HP2, grafikler ve oynanabilirlik kısmından başarıyla geçti şimdi sırada müzikler ve sesler var. Bir yarış oyununa konulabilecek en uygun müzikleri kullanmışlar. Yarışa başlarken o an çalan müziğin adını ekranın sol alt köşesinde görebilirsiniz. Oyunun motor seslerine ve diğer çevre seslerine diyebileceğim pek birşey yok yani. Önceki versiyonlarında olduğu gibi başarılı olmuş. Gaza getirici müzikler ile gaza abanıyorsunuz. Sonuç olarak bu oyun hem fanatikleri için hemde oyunu yeni oynayacaklar için çok iyi bir alternatif. Oyunda araba sayısının 21'e düşürülmesi eksi bir puan olabilir ama bütün arabaların lisanslarının alınması da oyuna artı puanlar katıyor. Oyunun bir çok yerinde eksileri artı yapabilecek özellikler var. Herkes, en azından bir kere bu oyunu alıp oynamalı.
  6. Desert Storm I- Desert Storm II-Vietnam-Global Storm Sizlere bu sefer de taktiksel sokak çatışmalarının inceliklerini anlatıyoruz. Ancak işi sadece bilgisayar oyunu olarak bırakmak kaydıyla. Oyun Hard Mode’da oynarsanız son derece eğlenceli ve bir o kadar da zorlu olacaktır bu nedenle. Buradaki rehberi hard oyun moduna göre hazırlamaya çalıştım. Son açılan zorluk modunda bir iki bölümü denedim ve vazgeçtim bence siz de oyunu bir kez daha çok fazla zorlanarak oynamak gibi bir niyetiniz varsa o zaman başka. Conflict’te bölümlerde ilerleyebilmeniz ve hayatta kalmanız için adamlarınızı nerede nasıl kullanmanız gerektiğini çok iyi bilmelisiniz. Bunun için öncelikle oyundaki karakterlere bir göz atalım. Bradley, takım lideri ve tüm iletişim ekipmanlarını taşıyan adamımız. Otomatik tüfeklerde oldukça yetenekli olduğundan dolayı oyunda yakın/orta hatta uzak mesafedeki düşman askerleri temizleme konusunda bire bir. En önemli ekipmanlarından biri Laser Designator. Bununla belirlediğimiz hedeflere hava saldırısı yapabiliyoruz. Foley, takımın keskin nişancısı. Çok uzak mesafelerden düşman askerlerini fark edilmeden öldürebildiği için tüm bölümler için anahtar adam diyebiliriz. Özellikle sessiz ilerlememiz gereken bölümlerde Foley ekibinizdeki en çok iş yapan elemanınız olacaktır. Ayrıca gözlem kulelerinde bulunan spotları da uzaktan vurarak etkisiz hale getirmek için Foley en uygun adamınız olacak. Foley’i kullanırken dikkat etmeniz gereken en önemli nokta onu mümkün olduğunca sıcak çatışmalardan uzak tutmak olacaktır. Connors, takımın ağır silahlar uzmanı. Taşıdığı ağır makineli tüfek ile bir çok askeri kısa sürede kevgire çevirebilmesinin yanı sıra anti-tank silahlarındaki uzmanlığı sayesinde oyunun bir çok yerinde hayatta kalmamızı sağlıyor. Hemen her bölümde karşılaşacağınız zırhlı birlikleri hızla teneke yığınına çevirebiliyor. Ancak unutmamanız gereken en önemli nokta zırhlı araçlara ateş ederken daima zayıf olan arka kısımlarını hedef almanız olacaktır. Aksi taktirde bir tankı yok etmek için son derce değerli üç roketinizi harcamak zorunda kalabilirsiniz. Jones, takımın son mensubu ve bir bomba uzmanı. Jones çatışmalarda çok etkili olmasa da C4 patlayıcıları sayesinde bir çok görevi onun sayesinde tamamlayacaksınız. Çatışma sırasında ise yaralanan adamlarınızı iyileştirmek için Jones’u geride bırakabilirsiniz. Böylece sürpriz bir saldırı ile tüm takımızı kaybetme riskinden de kurtulmuş olursunuz. Adamlarımızı tanıdıktan sonra gelelim görevleri nasıl tamamlayacağımıza; ancak başlamadan önce bir iki önemli uyarı yapmakta fayda var. İlk olarak save sayınızın sınırlı olduğunu unutmayın bu yüzden gereksiz yere save almaktan kaçının. Görevin yapısını iyi kavrayın eğer bir yerde gizli hareket etmeniz gerekiyorsa “Fire in the Hole!” naraları ile gireceğiniz bir alan mezarınız olabilir.
  7. sisila

    Formula 2010 delux

    Formula 2010 delux F1 araçları için tamamen simülasyon tabanlı bir kontrol sistemiyle karşımıza çıktı.Tamamıyla gerçeklik hissi üzerine odaklanan bir yarış sistemiyle karşılaşıyoruz.Ayrıca bir çok oyunda eksikliğini hisettiğimiz hız hissi de F1 2010'da mevcut.Oyunun en gerçekçi ve sizi en çok atmosferin içine sokacak özelliklerinden biri de "dinamik hava sistemi". F1 2010'da yaşayan bir çevreyle karşılaşıyoruz. Örneğin; yarış sırasında herhangi bir yağmur belirtisi yok, ancak siyah bulutlar birden etrafınızı sarıyor. Bizler de takım stratejimizi belirleyip hangi turda pit-stop yapacağımıza ve yağmurlastiklerimizi takacağımıza karar veriyoruz. Belirlediğimiz stratejiler bizi ya son sıralara taşıyor ya da ön sıralarda yer bulmamız konusunda avantaj sağlıyor. Takımlar, araçlar, pistler, sürücüler ve daha aklınıza ne gelirse. F12010'da Codemasters'ın daha önce Race Driver GRID ve Colin McRae DIRT 2'de kullandığı Neon Grafik motoru kullanılmış. Dolayısıyla F1 2010 sizlere çok güçlü bir hasar modellemesinin yanında tüm araçların en ince detayına kadar yapılmış araç modellemelerini de cabası. Ayrıca Michael Schumacher, Lewis Hamilton, Fernando Alonso gibi F1'in yıldız isimlerini de oyunda kontrol etme şansına sahipiz. Kısacası gerçekçi F-1 yarışları, hız hissiyatı, araç modellemeleri,hava koşulları,MÜKEMMEL GRAFİKLERİ ve diğer butun özellikleriyle F-1 2010 harika bir yarış simulasyonu olmuş herkese tavsiye ederim... Sistem Gereksinimleri: - Minimum sistem gereksinimleri - İşletim Sistemi: Windows XP / Windows Vista / Windows 7 İşlemci: Intel Core 2 Duo 2.4 Ghz veya ona eş değer AMD Athlon X2 işlemci veya daha iyi bir işlemci Bellek Miktarı: 1 GB RAM (Windows Vista ve Windows 7′de 2 GB RAM) Ekran Kartı: NVIDIA GeForce 7800 / ATI Radeon X1800 veya daha iyi bir ekran kartı Ekran Kartı Bellek Miktarı: 256 MB Boş HDD Alanı: 12.5 GB Önerilen Sistem Gereksinimleri: • İşletim Sistemi: Microsoft Windows XP , Vista or Windows 7 • İşlemci: Intel Core i7 or AMD Phenom II • Bellek(RAM): 3GB • Görüntü: ATi Radeon HD 5700 Series • Hard disk: 10GB • DirectX Version: 11
  8. Need For Speed:Pro Street Araba yarışı oyunu dediğimiz zaman herkesin aklına ilk gelen oyun sıfatını çok uzunca bir süredir taşıyan Need For Speed serisinin yeni oyunu “Pro Street” geçtiğimiz ay içerisinde çıktı. Modifikasyon çılgınlığının başladığı 2000’li yılların başından beri çıkardığı Underground serisi, Carbon ve Most Wanted oyunları ile özellikle modifiyecilerin gönlünde taht kuran oyun bu sefer modifikasyon olayını bir adım daha öteye götürmüş. Oyundaki en önemli özelliklerden biri yeni eklenen “Autosclupt” teknolojisi olmuş. Bu teknoloji sayesinde aracınızdaki hemen hemen her istediğiniz parçayı modifiye edebilmektesiniz. Örneğin bir tamponun uzunluğunu, rüzgâra karşı durumunu ayarlamanıza artık imkân var. Oyundaki en önemli yenilik ise araçlarımızın artık hasar alabiliyor olması. 200 Km hız ile düz duvara toslayıp o kazadan da bir sıyrık almadan kurtulmak artık yok. Aracınız hasar alıyor ve bu hasarlar oyun ilerledikçe oldukça masraflı olmaya başlayabiliyor. Oyundaki bir diğer değişiklik ise Underground serisi ile başlayan ve bir şehir alanı içerisinde dilediğiniz gibi gezme imkânınızın kaldırılmış olması. Artık şehirde aracımızla yarış yapmadan gezebileceğiniz bir mekâna sahip değiliz. Sürükleyicilik açısından pist yarışlarının bir süre sonra sıkıcı olmaya başlaması ve değişik bir şeyler yapma istediğinin doğması oyundaki şehir eksikliği ile iyice artıyor. Bütün bunlara karşın serinin en yeni ve doğal olarak grafiksel açıdan en gelişmiş oyunu. Oyundaki araçların modellemeleri ve görünümleri sokaktakilerden hiç farklı değil. Üstelik artık sistem özelliklerinin havalarda uçuştuğu oyunların piyasada yer aldığını düşünürsek oyunun minimum gereksinimleri de makul denebilecek düzeyde. Windows XP ve Vista altında çalışan oyun Pentium IV 2.8 GHZ işlemci, 1GB Ram (Vista için 2GB) ve 128MB ekran kartına (Ge Force 6600 ve üstü) ihtiyaç duyuyor. Oyunda Dodge Challanger, Shelby GT500’den Porsche 911’e, BMW M3’e kadar 50’den fazla araç bizleri bekliyor. Oyundaki amacımız 4 farklı kategoride (Grip, Speed, Drift, Drag), King olarak, Showdown King’i Ryo’yu alt etmek. Özellikle Speed yarışları gerçekten yüksek hızlarda hassas kontrol gerektirirken aynı zamanda da hız tutkunlarına hissiyatı sonuna kadar yaşattırıyor. Oyuna eklenen Wheelie Competition Drag’ları ise televizyonlarda gördüğümüz ön teker kaldırma yarışlarının heyecanını bizlere yaşatıyor. Fakat baştan söyleyelim Wheelie Competitionlar oyundaki en zorlu kısımlardan biri. Özellikle doğru aracı ve ayarları yapmadığınız sürece aracınıza uzun süreli bir ön kaldırma sağlayamıyorsunuz. Sonuç olarak Need For Speed Pro Street, serinin devam oyunu olarak işi biraz daha profesyonelliğe götürmüş. Bize göre oyunun en büyük eksikliği pist yarışlarının bir süre sonra sıkıcı olmaya başlaması ve insanın ister istemez farklı bir şeyler arama isteği. Buna karşın yepyeni araçların yanında klasikleşmiş araçlardan oluşan zengin menüsü ve gerçeğe çok yakın oynanabilirliği ile yarış oyunları sevenlerin kaçırmayacağı bir oyun olarak karşımızda. Oyunu bir an önce satın alın ve pistlerin tozunu attırmaya hemen başlayın.
  9. sisila

    Age Of Empires 2

    Age Of Empires 2 Age of Empires II ile bundan bir yılı geçkin bir süre önce tanışmıştık. Oyun, serinin genel temasını bozmadan yepyeni birimler, yeni uygarlıklar ve oynanış özellikleriyle üzerinden bu kadar zaman geçtikten sonra bile hala birçok oyunseverin vazgeçemeden oynadığı klasik bir oyun olarak arşivimizin vazgeçilmez bir parçası oldu. Son yıllara baktığımızda bu türde gerçek zamanlı strateji (RTS) oyunları arasında klasik olarak yerini sağlamlaştıran bir diğer oyun da Starcraft. Dikkat edecek olursanız bu yıl ve geçtiğimiz yıl sonundan beri çıkan gerçek 3D stratejileri bu sınıfa katmadım. Her ne kadar bu oyunların tamamı RTS sınıfına giriyor olsa da, sanırım, bu iki oyunu diğerlerinden ayrı bir köşeye koymamız lazım. Nitekim Starcraft, Broodwar genişleme paketiyle alışageldiğimiz sıradan genişleme paketlerinin çok ötesinde single-player ağırlıklı ve geliştirilmiş multiplayer özellikleriyle çok üstün bir genişleme paketiydi. Benzer şekilde Age of Empires 2'nin çıkışının üzerinden bir yılı aşkın bir süre sonra ilk resmi genişleme paketi Conqurerors Expansion adıyla oyunseverlerle buluştu. Age of Empires 2'nin sitemizde malesef bir incelemesi yok, çünkü, sitemizin açılışından çok önce piyasaya çıkmıştı bile. Oyun çıktığı sıralarda "serbest" içerikli sayılabilecek bir web site'm vardı ve bu sitede büyük keyif alarak oynadığım iki oyuna da yer vermiştim: Age of Empires II ve Homeworld. Siteyle ilgili çalışmalarımı TrGamer gündeme geldiğinde dondurmak zorunda kaldım, ancak bu sitede yer alan ve malesef tamamlayamadığım bu iki bölümden Age of Empires II'yi TrGamer'ın Oyun Rehberi bölümüne aktardım. TrGamer'ın çalışmaları ve izleyen zaman içinde vakit yetersizliği nedeniyle malesef bu yazıları daha fazla geliştirme fırsatım olmadı, ancak unutmadan şunu belirtmeliyim ki özel bir nedenden dolayı TrGamer'ın varlığını bu oyunlara borçluyuz. Age of Empires serisini özel yapan şey çok yüksek oynanabilirlik değeri. Günümüzde hızla ilerleyen teknolojik gelişmeler oyunseverlere en hızlı şekilde kaliteli oyunlar aracılığıyla erişiyor. Belki komik gelecek ama, teknolojinin kullanıcıya yansıması denince aklıma sürekli olarak hep aynı şey gelir: Evlerde kullandığımız teflon tavaların varlığı. Teflon tavayı NASA'nın "atmosfere giren uzay araçlarını ısıya daha dayanıklı nasıl yaparız?" sorusuna ve ardından gelen araştırmalarına borçluyuz. İşte demek istediğim bu örneğin tam tersi, oyunlar sayesinde teknolojideki gelişmeleri teflon gibi on yıllarca beklemeden neredeyse anında yaşıyor oluşumuz. Age of Empires II de benzer şekilde serinin yüksek oynanabilirliğine teknolojinin verimli kullanımını ekleyerek karşımıza çıkmıştı, ve genişleme paketiyle yine çıktı. İlk oyunun bende yarattığı bağımlılıktan kurtulmayı başarıp rehberini hazırlamaya başladığımda oldukça zorlandığımı hatırlıyorum. Nedeni ise bir strateji oyununda bulabileceğimiz bu zengin içeriği bir rehber haline nasıl getireceğim sorusuydu, sanırım rehberin yarım kalmasının diğer bir nedeni de bu. Çünkü her birimi tanıtacak notların yanı sıra stratejik önemlerini her uygarlık için ayrı ayrı yazmak gerekiyordu. Bunun nedeni her uygarlıkta benzer birimler olmasına karşın karşılıklı eşleştirmenin mümkün olmayışıydı (Command & Comquer serisinin tersine). Oyunun yapımcısı Ensemble Studios birimleri ve teknoloji ağaçları farklı bile olsa her uygarlığı sadece genel toplamda birbirine denk yaratmaya çalışmıştı. Bu konuda her ne kadar bazı problemler ve eksikler olsa da temel olarak fikir buydu. Ve tüm bu problemler geç de olsa Conquerors Expansion ile ortadan kaldırıldı (veya en az'a düşürüldü). Age of Empires'in çok beğenilmesinin ve bağımlılık yaratmasının bence bir diğer nedeni ise yukarıda bahsettiğim farklılıklar sayesinde oyuncunun bazı uygarlıkları daha kolay benimsemesi ve idare edebilmesi. Örneğin kara savaşını kendine daha yakın bulan bir oyuncu teknoloji ağacı kara savaşları üzerine yoğunlaşmış uygarlıkları daha kullanışlı bulabiliyor, veya "rush" adını verdiğimiz ve görevin henüz en başında rakibine olabildiğince çabuk saldırıp sonuca gitmekten hoşlanan oyuncular ise çabuk üretilebilen ve maliyeti düşük askerlere sahip uygarlıkları tercih edebiliyorlar. Çeşitlilik bu kadar çok olunca doğal olarak oyunun oynanabilirliği de buna paralel şekilde oldukça yüksek değerlere erişiyor. Age of Empires II ise tüm bu oynanabilirliğe, değil uygarlıkların teknoloji ağaçlarını, birimlerin isimlerini bile zor hatırlayacağınız çeşitlilikte bir içerik getirmişti. Şimdi ise karşımıza çıkan Conquerors Expansion'ı göz önüne alırsak diyebileceğimiz tek şey, mükemmeli daha mükemmel nasıl olur? işte cevabı önümüzde. Sanırım bu kadar felsefe yeter (hatta fazla bile oldu galiba). Age of Empires'i bilmeyen pek kişi kalmadığını düşünerek oyunun oynanışı, grafikleri, sesleri vb. detaylara girmeyi düşünmüyorum. Çünkü incelediğimiz de zaten bir genişleme paketi. Oyunda yeni neler var kısmına geçmeden önce, Age of Empires II: Conquerors Expansion'ı oynayabilmek için elinizde Age of Empires II: Age of Kings pakeninin olması gerektiğini hatırlatmak isterim. Yeni genişleme paketini aldıysanız ve Age of Empires II'yi (ilkini) tekrar kuracaksanız minimum kurulumla kurmanız yeterli olacaktır. Evet, oyunda yeni neler var, neler geliştirilmiş, neler düzeltilmiş... Oyunu başlattığmızda karşımıza gelen menü kısmına yeni bir seçenek eklendiğini görüyoruz: The Conquerors Campaigns. Bununla beraber Age of Kings'in kampanyaları da üçüncü sıraya düşmüş ve isterseniz bu seçeneği tıklayıp (Age of Kings CD'sini takıp) eski kampanyaları tekrar oynayabiliyorsunuz. Bunun dışında ana menüde görünüm dışında fazla bir değişiklik yok, zaten olmaması da gerekiyor, sonuçta yeni bir oyun değil. The Conquerors Campaigns seçeneğine kliklediğimizde karşımıza dört yeni kampanya çıkıyor. Bunlardan üçü Age of Kings'den alışık olduğumuz türde: * Montezuma, Aztek * El Cid, İspanyol * Attila the Hun, Büyük Hun İmparatorluğu Dördüncüsünde ise oyuncunun kampanyalar içinde boğuşmadan kendini doğrudan bir savaşın tam ortasında buluverdiği ünlü savaşlar kısmı: Battles of the Conquerors. Bu kısımda Türklerin Bizans İmparatorluğunu dize getirdiği Malazgirt (Manzikert) Savaşı da yer almakta, neredeyse bir tarih dersi gibi: * Tours (732) * Vindlandsaga (1000) * Hastings (1066) * Manzikert (1071) * Agincourt (1413) * Lepando (1571) * Kyoto (1582) * Noryang Point (1598) Açıkçası yukarıdaki listede tarihin diğer bir dönüm noktasının, 1453 - İstanbul'un Fethi'nin de olmasını isterdim, hem de oyunun temasına oldukça uygun olurdu. Tek savaşlık bu senaryoyu hazırlayan bir üyemiz olursa lütfen bildirsin... Elbette oyuna eklenenler bunlarla sınırlı değil. Eklenen 5 yeni uygarlık ve 26 yeni teknoloji var. Strateji oyunlarında ortalama olarak en çok 3 uygarlık görmeye alıştığımızı düşünecek olursak şu anda içinde toplam 18 uygarlık barındıran bir oyunu övmek ve klasik diye nitelemek sanırım yanlış olmaz. İşte yeniler: * Kore * Hun * Aztek * Maya * İspanyol Yeni uygarlıklar olur da yeni birimler olmaz mı? Oyunda hem mevcut birimler üzerinde geliştirmeler yapılmış, hem de yeni birimler eklenmiş. Özetleyecek olursak toplam 11 yeni birim eklenmiş (kısa bir özet oldu galiba). Bunlar oyuna içerik olarak eklenenler. Oyun türleri açısından özellikle multiplayer unutulmamış. Multiplayer oyun tipleri arasına 3 yeni ekleme daha yapılmış: * King of the Hill: Bu oyun türüne FPS'lerden alışıksınız. Ancak bu kez haritanın tam ortasındaki Wonder'ın kontrolünü elinizde tutmaya çalışacaksınız. * Defend the Wonder: Oyuna Imperial Age'de tonlarca kaynakla başlıyorsunuz. Amacınız Wonder'ı düşmanlarınıza karşı savunmak, ancak düşmanlarınız bu kez ele geçirmek için değil yoketmek için saldırıyor. * Wonder Race: Siz ve düşmanlarınız bu kez "kim daha önce bir Wonder yapacak" sorusuna cevap bulmaya çalışıyor, ancak savaşmayı unutun. Kim daha iyi idareci anlamanın kolay yolu... Multiplayer için eklenen yenilikler burada bitmiyor. Sekiz yeni tip harita ve on "gerçek dünya" haritası da eklenenler arasında. "Gerçek dünya" haritaları ise İngiltere, Bizans, Orta Amerika, Fransa, Güney-Batı Avrupa, İtalya, Orta Doğu, Japon Denizi, Teksas ve Kuzay Denizi ülkeleri bölgesi. İlk oyunda beni en çok rahatsız eden şeylerin başında köylülerimin "geri zekalılığı" idi. Adama "tarla yap" diyordunuz, tarlayı yapıyor, bir güzel ekiyor-biçiyor, hasat bitince de aval aval bakınıyordu. "Maden yap" diyordunuz, yapıyordu ama hepsi o kadar. Bu sorunlar genişleme paketinde çözülmüş. Artık tarla tükenince tekrar ekmeye başlıyor, maden veya oduncu atelyesini kurunca otomatik olarak kullanmaya başlıyor. Yani köylülerimiz artık daha zeki diyebiliriz. Oyundaki bir diğer yenilik de savaşan adamlarınızı siege ram'lerin içine "garrison" komutuyla saklayabiliyor oluşunuz. Böylelikle adamlarınız menzilli silah atışlarından korunmuş oluyor, özellikle düşman duvarlarını yıkmaya çalışırken gereksiz kayıpları önleyecek gibi görünüyor. Diğer bir düzeltme de uygarlıkların daha dengeli hale getirilmesi olmuş. Bu düzenlemenin bir sonucu da özellikle bazı single player görevlerde "rush" ile kolay sonuca gidilmesinin engellemiş olması. Oyunla ilgili yazacak şeyler bitecek gibi değil, ve sanırım bu da bir oyundan beklenebilcek belki de en güzel şey. Sonuç olarak Ensemble Studios ve Microsoft mükemmeli nasıl daha mükemmel yaparız şeklinde düşünüp bu çalışmayı başlatmış ve tamamlamışlar. Eğer Age of Empires serisini seviyorsanız kesinlikle kaçırmamanız gereken bir genişleme paketi. Oyuna verdiğim not kimseyi yanıltmasın, sonuçta bu bir genişleme paketi, komple bir oyun değil ve bir genişleme paketinin alabileceği en yüksek notu almış bulunuyor...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.