mengutuncbilen tarafından postalanan herşey
-
Olta Haber Ajans: Allah siyasetten çekileceğini açıkladı
ANKARA - Yedinci yüzyıldan beri ilk defa insanlığa hitab eden Ulu Tanrı, dün Diyanet İşleri Bakanlığının önünde düzenlediği sürpriz basın toplantısında siyaset hayatına son vermeye karar verdiğini açıkladı. ‘Benim yüzümden ülkeniz - hatta dünyanın birçok ülkesi - bitmez çözülmez Ben siyasette olayım mı, olmayayım mı kavgasına tutulmuş durumda, ve benim yüzümden yoksulluk gibi doğru dürüst sorunlarla mücadele edemiyorsunuz. Artık sizi bu çileden kurtarmak maalesef yine bana düşüyor. Demek buraya kadarmış. Siyasetten çekiliyorum. Beni şimdiye kadar destekleyenlere teşekkür ediyorum.’ Etrafına toplanmış halk ve gazetecilerin şaşkın bakışları arasında konuşan Yüce Rab, siyasetin kendisine hayal kırıklığından başka birşey getirmediğini, artık kendine başka bir uğraş alanı bulma vakti geldiğini sözlerine ekledi. Gözü yaşlı bir İHA muhabirinin kendisine neden siyasetten soğuduğunu sorması üzerine, Rahman şöyle konuştu: ‘Bıktım artık. Binyıllar boyu uğraştım. Yüzlerce peygamber yolladım, ardı ardına kutsal kitap naklettim, Tevrat, İncil, Kuran-ı Kerim, vesaire... N’oldu? Hiç. Hala hayvan gibi birbirinizi kesip biçip katlediyorsunuz. O da yetmezmiş gibi devamlı benim adımı istismar ediyorsunuz, benim uğruma birbirinize olmadık eziyet çektiriyorsunuz. Arap saçına çevirdiniz be ortalığı. Yeter artık benimaşkıma.’ Sinirlerine bir an hakim olamayan El-Hekim, ‘Maymunlardan betersiniz be kardeşim!’ diye hayıflandı. Bir başka gazetecinin ‘İleride siyasete dönmeyi düşünürmüsünüz?’ sorusuna gökleri gürleten kesin ve kati bir ağız cıklamasıyla karşılık veren Resul, şöyle devam etti: ‘Ne için döneyim ki? Düşünün, eğer Kainatın Yaratıcısı kendi yaratıklarını kendine inandıramıyorsa, kendine inananları bile “o kitap benim, bu kitap senin” kavgası uğruna çoluk çocuk demeden birbirlerine yapmadık şey bırakmamalarına mani olamıyorsa, demek bu işten artık çekilmesi gerekir. Ayrıca insan haklarında, sağlık, eğitim, işsizlik, adalet, yoksulluk ve yolsuzluk konularında da hükümetimin dünya çapındaki başarısızlığı ortada. Demek siyaset bana göre değilmiş.’ El-Rahman kendisine yöneltilen ‘Hatalarınız oldu mu?’ sorusunu ise şöyle yanıtladı: ‘Olmaz olur mu, oldu tabii. Benim gibi mükemmel biri bile hata yapabilir. Mesela, her kitap, her peygamber yolladığımda, bir öncekilere inananlar sonraki gelenlere yüz vermedi. Al şimdi, Yahudi, Hıristiyan, Müslüman hepsi birbirine düşman. Ayrıca bir sürü insana hiç peygamber yollamadım bile. Mesela Amerika yerlilerini tamamen gözardı ettim. O benim hatam. Şimdi düşünüyorum da, ya bir dil seçecektim ya da her dilde aynı kitabı yollayacaktım. Yok İbranice, yok Aramice, yok Yunanca, yok Arapça, bir türlü karar veremedim, herşey allak bullak oldu. Diğer dilleri konuşanlara da hiç birşey yollamadım. Mesela şimdi yollasam İngilizce, İspanyolca, Çince, Hintce filan yollardım herhalde. Kaç kişi Aramice konuşuyor biliyormusunuz? Suriye’de iki köy. O kadar.’ Biraz efkarlanan El-Fettah sonunda şunu ekledi: ‘Neyse, siyasetten çok şey öğrendim. Bunların en önemlisi ise siyaseti bırakmam gerektiği.’ ‘Bundan sonra ne yapacaksınız?’ sorusuna, biraz düşündükten sonra, El-Kebir şu şekilde yanıt verdi: ‘Artık kendime biraz vakit ayırıp bahçıvanlıkla, çevre ve doğa konularıyla uğraşacağım. Maalesef insanoğlu büyük bir özveriyle kendi ellerimle yarattığım dünyayı sıçıp batırdı, şimdi artık onu kurtarmaya çalışacağım. Yani bana bir isim daha verseniz bu ‘El-Gore’ olabilir mesela... he he, espri yaptım. Şaka. Neyse, anlayan anladı. Ha, bu arada artık bana yağmur mağmur duası filan etmeyin, bıktım. Siz sıçtınız dünyaya, siz halledin.’ Gergin geçen basın toplantısı sona ermeden önce son bir söz ekledi El-Aziz: ‘Aslında kabahat bende. Meleklerimi dinleyip yunusları mümin yapacaktım. Nerdeydi lan kafam?’ Allah daha sonra polis eşliğinde ‘T.C. devlet kurumu ve kamu alanı dahilinde izinsiz basın toplantısı vermek, ve dini simge teşkil etmek’ suçundan gözaltına alındı. (Not: Allah resminin çekilmesine izin vermediği için bu haberin görseli yoktur) (OHA) http://oltahaberajans.blogspot.com/search?q=allah+siyaseti
-
Olta Haber Ajans: İnsan gördüğünü iddia eden cin diğer cinleri "beş harflilerin" varlığına inandıramadı
CİNLER ALEMİ - Ayrı bir boyutta yaşayan cinler aleminde dün meydana gelen bir hadisede İblik Şeytuni adındaki cin yolda yürürken "beş harflilerden" birine rastladığı korkunç anı diğer cin arkadaşlarına anlattı. Cinlerin şüpheci bakışları ve alaycı gülümsemeleri İblik'i hikayesini anlatmaktan vazgeçirmemişti. "Abi karanlıktı ve evime dönüyordum, yalnız başımaydım, ve bayağı yorgundum," diye anlattı genç cin. "Sonra içime böyle garip ve ürkütücü bir his doğdu, sanki bir karabasan gibiydi. Sonra gözümün kenarından son derece süratli hareket eden bir beş harfli fırladı, yemin ederim bak, gördüm onu." Cinin arkadaşları bunun klasik ve artık klişeleşmiş bir "insan hikayesi" olduğunu belirterek her zamanki şüpheci tavırlarını ortaya koydular. "Abi nedense hep böyle karanlıkta, yorgunken filan çıkıyor ortaya bu 'insan' denen yaratıklar. Cinler zaten karanlıkta korkar, hele yalnız başlarına. Bir de yorgunluk veya stres gibi etkenler eklendiğinde halüsinasyon olur, kedi köpek kuş gibi şeyler birden 'insana' dönüşür, sonra abarta abarta anlatılır ve ilgi odağı olunur... Bir de hep böyle klasik korkunç şemaları vardır, yok bizim gibi tek mavi gözlü değil, iki kahverengi gözleri vardır, yok boynuzları yoktur ve kanatları olmaz, yok efendim iki ayak üzerinde yürürler, yok isimlerini söylediğinde beliriverirler o yüzden onlara ismen değil 'beş harfliler' olarak hitab edilir, vesaire... bence tamamen palavra abi. Genç cinler birbirlerini korkutmak için insan hikayeleri anlatırlar, ama bu cin folklorundan başka birşey değil." Fakat İblik Şeytuni hikayesinin "yüzde yüz gerçek" olduğunu ve insanları gördüğü gibi kendisiyle konuştuklarını bile iddia etti. "Abi vallahi billahi, ekmek Kuran çarpsın gördüm... iki gözlü, kafalarında garip kara çim gibi tüyleri olan, iki ayak üstünde yürüyen bir yaratıktı. Ve ben onu görür görmez o korkunç bir çığlık attı, herhalde beni korkutmak için. Abi hemen kaçtım ordan... zaten bu mahluklar Kuran-ı Kerim'de de geçiyor, ve Allah bunlara 'insanoğlu' diye hitap ediyor. Adem ve Havva diye Allah'ın çamurdan yarattığı iki insandan türüyorlarmış..." İblik'in mantıklı cin arkadaşlarından İfrit Zebani ise bunun saçmalık ve uydurma olduğunu dile getirdi. "Yok efendim bizim gibi ateşten değil çamurdan yaratılmışlar, yok bilmem kaç gözleri varmış, yok kafalarında saman büyürmüş, yok kanatsız ve boynuzsuzlarmış, bunlara 21. yüzyılda hala inanıyormusunuz? Besbelli ki Kuran-ı Kerim yazıldığında insanlar akli ve psikolojik hastalıklardan anlamadıkları için şizofrenik veya manik-depresif veya deli insanların garip ve anlaşılmayan hareketlerine böyle cinomorfik iptidai kaba saba açıklamalar getirmişler, yok vücudunun içine kötü insani ruh giriyormuş, yok insan tarafından ele geçirilip aklı başında cin birdenbire bu insan ucubeleri gibi deli, aptal, yalancı, sahtekar, tutarsız, birbirleri ve dünyayla devamlı araları dertli ve kavgalı olan birer manyağa dönüşüyormuş. Daha neler. Artık cin biliminin bu derece geliştiği bir çağda hala altıncı yüzyıldan kalma cahil çöl hurafeleriyle dünyaya anlam vermemize aklı başında tüm cinler gibi ben de pek anlam veremiyorum. Cin gibi olalım kardeşim, artık bu beş harfliler saçmalığını bırakalım." Kanıt olarak fotoğraf makinasıyla çektiği "insanı" arkadaşlarına gösteren İblik, fotoğrafın sağ üst köşesindeki bulanık gölgenin bir insan olduğunu iddia etti. (OHA) http://oltahaberajans.blogspot.com/2010/06/insan-goren-cin-diger-cinleri-bes.html
-
Olta Haber Ajans: "Allah'a şükreden futbolcuya Allah'tan yanıt: "Maç takip edecek vaktim yok"
BAFRA, SAMSUN - Üçüncü Lig, Dördüncü Klasman Grubu maçında Sürmenespor'un son dakika golüyle Bafra Belediyespor'u 2-1 mağlup ettiği maçın akabinde takımına galibiyeti getiren golü atan Sürmenespor'lu Kazım Kazmakürek, galibiyetten ötürü Allah'a teşekkür etti. "Allah'a şükürler olsun kazandık, hem de son saniyede," diye konuştu mutluluğu gözlerinden okunan sağ kanat oyuncusu Kazmakürek. "Yüce Rabbim dualarımı duydu, çok mutluyum. Allah kısmet ederse haftaya Yalıspor maçını da deplasmanda kazasız belasız atlatırız inşallah." Fakat kendisine konuyla ilgili ne düşündüğü sorulduğunda, Allah şaşkın bir ifadeyle maçla bir alakası olmadığını belirtti. "Ne maçı ya? Kusura bakmayın ama koskoca Kainatın Yaratıcısı'nın futbol maçı filan takip edecek hali yok... hele Türkiye 3. Lig bilmemkaçıncı Klasman Grubu maçını. Sayın Kazmakürek gol attıysa bu biraz şans, biraz kendi becerisi, biraz da rakip takımın dikkatsizliğinden kaynaklanmıştır. Ama genede kendisini kutlarım." Bu hafta Türkiye 1., 2., 3. ve amatör futbol ligleri ve 36 diğer spor branşında oynanan toplam 723 maç ve müsabakada galip gelen sporcuların kendisine şükürler, adaklar ve dualar yağdırması üzerine Allah ipi sapı kaçmış bu durum ile ilgili bir basın açıklaması yapma gereğini hissettiğini belirtti. "Lütfen, bana teşekkür etmeyi bırakın artık, vallahi billahi sizin futbol, voleybol, masa tenisi, güreş, boks maçınız filan benim umurumda değil. Çok işim var ve inanın kainatı, evreni, ahireti, dünyayı yönetmekten maç filan izlemeye vakit kalmıyor, hele hele bilmem ne maçında kimi kazandıracağım ya da bilmem kime gol attıracağım filan gibi ufak tefek saçma sapan şeylerle uğraşacak hiç halim yok. O yüzden artık bana bu konularda dua etmeyi falan bırakın. Her gün dünyadan üç milyar civarında - evet doğru okudunuz, ÜÇ MİLYAR civarında - abuk sabuk dua alıyorum... yani 3 yaz, ardına dokuz tane sıfır ekle, o kadar... her bendenizin günü... Yok Allah'ım sabır ver, yok işim iyi gitsin, yok piyango çıksın, yok sınavım iyi geçsin, yok bilmem kim beni sevsin, yok kaybettiğim bileziği bulayım, yok gol atıp kazanayım... yeter artık gına geldi. Biraz da kendiniz halledin şu işleri be. Size boş yere mi beyin verdim? Ben bile çoğu zaman seli, fırtınayı, depremi, toprak kaymasını, açlığı, kuraklığı, savaşı, katliamı filan önleyemiyorum... al işte Haiti'de bir deprem daha oldu şimdi... kaldı ki sizin saçma sapan kendi başınıza halledebileceğiniz abuk sabuk sorunlarınızla uğraşacam. Şimdi müsade ederseniz Andromeda yıldızkümesinde bir Süper Nova'yla meşgul olmam gerekiyor." Allah'ın verdiği basın toplantısı yine de Sürmenespor'lu Kazım Kazmakürek'i dua etmekten caydırmadı. "Allah'ın izniye haftaya Yalıspor'a karşı galip gelir, kısmet olursa orada da bir veya daha fazla gol atarım, Allah nasip ederse..." Evren'de herşeyi görebilme ve duyabilme yetisi olmasından ötürü bazen bin pişman olduğunu ifade eden Allah'ın, daha yeni basın toplantısı vermesine rağmen bir futbol duası daha duyması üzerine, Ulu Tanrı Andromeda'dan dönüp biraz sinirli bir şekilde konuyu kapatmaya çalıştı. "Oğlum Kazım, sen n'aparsan kazanırsın, biliyon mu? Egzersizlerini yaparsan, esneme hareketlerini düzenli olarak yerine getirirsen, antrenmanlarına aksatmadan çıkarsan, iyi beslenirsen, sigaradan alkolden uzak durursan, teknik direktörünü dinlersen, takım arkadaşlarınla iyi anlaşırsan, biraz da hırslı olursan, HEM GOL ATARSIN HEM MAÇ KAZANIRSIN! Benim araya girip langırt oynar gibi ayağındaki topu kendi elimle rakibinin kalesine atmama gerek kalmaz, anladın mı oğlum? Bu saçmalığa son ver. Şimdi izin verirsen İran'ın nükleer füzesini inşa etmeye yardımcı olmak için çağrılıyorum yine... adamlara sanki dadı oldum artık, yok Allah'ım şunu yap, yok Allah'ım bunu yap, yok Amerika'yı İsrail'i ortadan kaldır, utanmasalar Ahmedinecad'ın donunu değiştirtcekler... Her neyse, pardon, kendimi kaybettim, işim biraz stresli... sana Yalıspor maçında başarılar dilerim Kazımcım." Bu arada Bafra Belediyespor oyuncuları son dakika golüyle niye Sürmenespor'a maç kaybettiklerini ve bunu hakkedecek ne yaptıklarını sorgulamaları üzerine, Yüce Rab şöyle konuştu: "Anladığım kadarıyla futbol 90 dakika oynanır, doğru mu? E o zaman konsantrasyonunu kaybedersen golü de yersin. Üstelik gördüğüm kadarıyla Selami kademeye girmekte geç kalıyor. Bunu anlamak için Allah olmaya gerek yok." (OHA) http://oltahaberajans.blogspot.com/2010/02/allaha-sukreden-futbolcuya-allahtan.html