ERBAY

fenerli menerliydi ama severdim golgiyi yaa.... ara sıra uğra be kardeş...

muhammed nerelerdesin yav...

fosforluuuuuuu nerelerdesin gıııııı...

şafak kaç...

selamun aleyküm derum mahmut abi ben sana bazen göremeyirum darılmayasun bana..... yağmur yağdi sonunda istanbulun toprağına fazla uzak durmayasun gönlümün ırağına.... açtum gazeteleri haber okurum haber ben çok iyiyum abi senden ne haber... çay kokusi vuruyir benum gama burnuma istanbula gelirsen beklerim zeytinburnuna... of'tan gözükiyimi sürmenenun tepesi bu zamane kızlarıda olmuş hep laf ebesi.... horon başi olmuşum kırıldi bacaklarum sürmene deresine baluklama atlarum...

hoşgeldin amca...

hoşgeldin....

bu şiirde ustasından çekirgesine gelsin.... Her Sabah Seninle Başlar Önce gözlerin girer odamdan içeri Sonra ellerin, saçların dudakların Bir bir hatırlarım Her sabah senin olan ne varsa Yüzüm aydınlanır Şarkılar söylemek gelir içimden Yakında bir kuş öter Uzaklarda bir tren sesi Sonra kornalar, çocuk ağlamaları Vapur düdükleri Sesler bir uğultu halinde yükselir büyük şehirlerden Ve alışılmış bir yaşamaktır çöker omuzlarıma Sarar benliğimi birden Büyük, devamlı dalgalar halinde duygularım Her sabah seninle başlar Ve ben her sabah Ta içimde bir ağrı gibi yokluğunu duyarım Her sabah Rezil insanlar bekler her köşebaşında beni Yüzleri, yürekleri kadar kirlidir Biri gider, biri gelir Biri gider, biri gelir Yakamda duygusuz ********* elleri Ve soğuk gözbebekleri gözlerimde O alışılmış yaşamak ki her sabah İğreti bir elbise gibi durur üzerimde Bir isyandır sarar içimi Her şeyi üzerimden çıkarıp atasım gelir Fakat insanlar, insanlar bırakmaz beni Biri gider, biri gelir Hep aynı ses, aynı şarkı Aynı sağır gökyüzü Dilsiz bir deniz Kör bir düzen Hep aynı kör döğüşü Yalancı yüzler, aptalca bakışlar O iki yüzlü selamlar Hep aynı tempoda geçen manasız bir gün Hep o değişmeyen puslu ikindi üstleri Ve hep aynı yorgun, zoraki akşamlar Ya o geceler satılmış, utanç dolu Büyük avizelerin aydınlattığı sefil yüzlerimiz Renkli kumaşlar, altın kol düğmeleri Kristal kadehlerde kral içkiler O hesaplı dostluklar Satın alınmış sevgiler Ben alışılmış şeyleri sevmem, bilirsin Yaşamaksa dilediğim gibi yaşamalıyım Sevmekse gönlümce sevmeliyim Kendi ellerimle yazmalıyım alın yazımı Ölmekse istediğim anda ölmeliyim ve yaşıyorsam Her şey bambaşka olmalı seninle Alışılmış şeylerden öte Yalanlardan, düzenlerden uzak Yeter, yeter artık Dönmesin o eski plak Her şey gölümüzce olsun Bulsun Dilediği zaman ellerim ellerini Paylaşalım seninle bütün geceleri Sabahları, akşam üzerlerini Görülmemişi görelim, tadılmamışı tadalım Şarkılar söyleyelim kimsenin bilmediği Yüzüm her zaman aydınlık olsun aydınlığında Her zaman sevgiyle gülsün gözlerimin içi Yeter artık, yeter Kırılsın o çemberler Sarsın her yanımızı bir yaşama sevinci Ayrılıklar, kederler, gözyaşları bitsin Bütün bir ömür boyunca Seninle başlayan sabahlarım Seninle sürüp gitsin. Ümit Yaşar Oğuzcan |

mumumumu

kral etmiş beni oy habu yalan dünyaya bende seni edeceğum first lady'i almanyaya... güzelim böreklerini çok özledum burda natalia bi kek yapıyo sanki külüstür hurda...

vaay be 1 günde hemen herkesi tanıdın engin deniz... yoksam sende bir kaçtane nik alan eski üyelerdenmisin.... hadi hadi çekinme söyle bizden sır çıkmaz...

abicim çok sağol... :clover: :clover: " çok teşekkür ederim gece yağmuru.... necatiye gelince, sana kızgın "binbir gece" dizisinden sonra...

hoşgeldin bir dost...

bu kısmıda kendi adıma yazdım...

ablacım paylaşmaya fırsat vermediniz ki ben gelmeden önce bitmiş başta bikaç tane gül yaprağı kalmıştı... banane ben çikolatalı istiyom...

kimi yırttık ki yırtıkçı olduk...

kaç yaşında olduğuna bağlı ya benden büyüksen.. karşılaşma fırsatının olmamasının sebebi eskisi kadar foruma takılmamam,bak yine o eski günler geldi aklıma nerde o eski muhabbetlerimiz dimi meydün neyse söylediklerin için teşekkür ediyorum burası her ne kadar sanal bir ortam olsada biz doğal olmaya çalışıyoruz...sevgiler ve saygılar...

artıkçımıyım nan ben.. bütün istiyom her tarafı çikolatalı olsun....

bırakıp gittin beni dipsiz kuyularda sensizlikten gün geçtikçe eririm rüzgarla gelecek kokun bilirim sen estikçe ben titrerim... tarlaya ektim soğan ekipte yiyeceğum habu türkilerumi ben sana diyeceğum.... kargalar bağırıyor açlıktan öldük diye içindeki dertleri biraz daha at sineye.... derslerine çalışda takdirleri topla gel ondan sonra kalmasın önünde hiçbir engel....

Görüş Bitti... şimdi muhtemelen bu kör saatlerde dönüp durmaktasındır ranzanda. belki elli kişilik koğuşta benden de muhtaçsındır bir tek candan dost sarılışına. zaman ektiğini biçme zamanıdır. pişmanlığın sivri ucu bükmektedir kitapların belini kesmektedir şakaların dilini, elini eteğini de çekmiştir çoktan hayallerin zaman sigara dakikalarını artırma zamanıdır. yine muhtemelen düşünce odalarında ben gezinmekteyim. yine muhtemelen gamsız, uçarı bir görüntü çizmekteyim onca sevgimi nasıl erittiğini gözlerine savurmaktayım zaman beni suçlama zamanıdır.. şu an ne yaptığımı düşünüyor olabilirsin muhtemelen isabettir tahminlerin... yine de uzaktan şöyle bir “acaba? ” içini kıyıyordur zaman hesaplaşma zamanıdır pazar görüşlerini çoktan çıkardın da aklından epeydir mektuplarım da gelmiyor değil mi? yüzdesiz bir umuttasın bir zamanlar bana verdiğin gibi. gözlerin bakamasa da gardiyana yüreğinden sesleniyorsun kendi adını alışkanlığına... son mektuba kadardır sabrın ve başlamışsındır çoktan küfretmeye ya kadere ya bana ya aşka bu sevgi kendi başladı kendi kendini bitirdi. sen yine günahsızsın zaman bahtına kahretme zamanıdır. sana hiç beklemeyi öğretmemiştim her zaman vardım değil mi? sevgimde savurgandım öfkemde cimri... hala da öyleyim ama ne öfkem kaldı sana ne sevgim. çoktan geçmişti bitirme zamanı da zaman erteleme zamanıydı. masum hatam çekildim artık hayatından. görüş bitti.... Reşide Sarıkavak

sohbet yeri değildur aşuklarun mekani çekirgem böyle şeylere takmayasun kafani.... kayuğumun küreği dalgalarla boğuşur haburda yalnızca aşık ozanlar konuşur.... bilmem ki ne edeyim bu gönül yaralarimi bir daha pasta yaparsan yiyecem parmaklarimi.... kemençenin sesini duydum çok ötelerden honest tanıdık biridur hemde çok eskilerden....mi acaba... herkes aldi kendine üç beş tane nik esrarengiz şekilde geliyler oliy panik....

kafayı yedi...

çimenunde oturdum ashoroz yaylasının çok hayrani vardur prensesin pastasının... of'dan geliyi bir ses acab mahmut abimi gönüllerdeki tahtın odur ancak sahibi.... çaykaranun yoluna vurdum atımı vurdum uzungölün dibine çadırımı kurdum....

bişi değil... hadi git derslerini bekletme....