cesarias tarafından postalanan herşey
-
üsttekine hediye al :)
ihtiyacım vardı bendende baklava üsttekine
-
Son Kelimeden Cümle Türetmece
yıllar yılları kovalar...
-
Mutsuzum Çünkü
eee mutluyum ama yanlış yerdemiyim?
-
Üsttekini tanımlayalım..
esrarengiz gizemli
- EVET & HAYIR..
- üsttekine hediye al :)
-
EVET & HAYIR..
hayır yerine göre sölerim sucluyorsun
-
GÜNAYDIN
günaydın forummmmmmmmmm gününüz güzel olsun
-
Gerçek dost
ben teşekkür ederim
-
GÜNAYDIN
günaydın forumm bahar coşkusu kadar güzel kalplerinizin olması dileğiyle
-
Gerçek dost
Çok samimi iki dost ve arkadaşlardı. Fakat bir tanesi çok kurnaz , atılgan ve hareketli, diğeri ise çok saf , dürüst ve sessizdi. Bir gün kurnaz olan arkadaş , diğer arkadaşın yanına giderek işlerinin bozulduğunu söyler ve kendisinden para ister. Samimi dostu onu hiç kırmaz ve elindeki bütün parayı arkadaşına verir. Arkadaşı bu parayla işlerini düzeltir. Bir süre sonra kurnaz olan yine arkadaşının yanına gider ve onun evlenmek üzere olan nişanlısını çok beğendiğini ve kendisine vermesini ister. Arkadaşı çok şaşırır, ne diyeceğini bilemez. Fakat aralarında o kadar kuvvetli bir sevgi vardir ki arkadaşına hayır diyemez, nişanlısını arkadaşına verir. Zaman içinde Saf olanın işleri bozulur ve birden arkadaşı aklına gelir... (ben ona sıkıştığında iyilik yapmıştım diyerek) arkadasının iş yerine gider ve çalışmak için iş ister. Arkadaşı ona iş vermez. Bizimki pişmanlik ve üzüntü içinde geri döner ama yinede arkadaşına kızamaz. Bir gün sokakta dolaşırken yanına hasta ve yaşlı bir adam yaklaşır. Fakir olduğu için ilâç alamadağını söyler. Bizimki yaşlı adamcağıza acır, istedigi ilâçlarî alır ve adamcağıza verir. Kısa bir süre sonra yaşlı adamın öldüğünü duyar Yaşlı adam çok zengindir ve bütün mirasını ona bırakmıştır. Saf adam artık zengindir. Biraz da sevdiği dostuna kırgınlığından dolayı dostunun işyerinin karşısında bir ev alır ve oraya yerleşir. Bir gün evinin kapısını dilenci bir kadın çalar. Yaşlı kadın çok aç olduğunu, kendisine yemek vermesini ister. Bizim saf hiç düşünmeden kadını içeri alır karnını doyurur, Kimsesi olmadığını öğrendiği kadına ; Kendisinin de yanlız olduğunu söyler ve bu evde birlikte yaşayalım sen evin işlerini ve yemekleri yaparsın der, yaşlı kadın hiç düşünmeden kabul eder. Bir süre sonra yaşlı kadın bizimkine, kendine uygun bir kız bulup evlenmesini söyler, Bizimki böyle bir kıza nasıl ulaşacağını, kendisinin tanidığı olmadığını söyler. Yaşlı kadın ona uygun bir kız tanıdığını ve kendisiyle görüştürebileceğini söyler. Görüşmeler sonucunda evlenmeye karar verilir ve düğün davetiyeleri basılır. Bizimkisi kırgın olduğu halde çok samimi dostunu yinede unutamamıştır ... Biraz da geldiği konumu görmesi açısından samimi arkadaşına da davetiye gönderir Düğün günü gelir çatar . Saf adam düğün salonunda bir şeyler söylemek isteğiyle mikrofonu alır ve başlar yaşadıklarını anlatmaya ; Eskiden çok sevdiğim bir dostum vardı . Bir gün işleri bozulunca benden borç para istedi elimdeki bütün parayı verdim. Evlenmek üzere olduğum nişanlımı çok beğendigini söyleyerek benden istedi. Çok üzülerek onu da kendisine verdim . Çünkü biz gerçek dosttuk onun üzülmesini istemedim. İşlerim bozuldugunda onun fabrikasina gittim ve çalişmak için kendisinden iş istedim. Bana iş vermedi. Çok üzüldüm, ama yinede arkadaşıma kızmıyorum Çünkü biz gerçek dosttuk. Bu konusma üzerine kurnaz olan arkadaşı daha fazla dayanamaz mikrofonu eline alır ve baslar konuşmaya; Benim de bir zamanlar çok sevdiğim bir dostum vardı. İşlerim bozulduğunda kendisinden para istedim, bütün parasını bana verdi. Sonra ondan nişanlısını istedim, üzülerek nişanlısını da verdi . Nişanlısını istememin nedeni ise o kadının arkadaşıma layık olmamasıydı . Çünkü O kadın (Hayat kadınıydı ) Kendisi çok saf olduğu için arkadaşımı o kadından bu şekilde kurtardım. İşleri bozulduğunda gelip benden iş istedi, Arkadaşımı kendi emrimde çalıştıramazdım, o yüzden iş vermedim Günün birinde karşılaştığı yaşlı adam benim babamdı. Babam ölmek üzereydi, onu arkadaşımın yanına ben gönderdim ve mirasını ona ben bıraktırdım. Evine gelen dilenci kadın benim annemdi Ona bakıp iyi yaşamasını sağlamak için gönderdim. Şu anda evlenmekte olduğu kişi de benim kız kardeşim. Onu arkadaşımla evlenmesine ben iknâ ettim Herşey senin içindi... Hikayeden alınacak anafikir : İnsan dostu için yaptıklarını mecbur kalmadıkça açıklamaz.. Tüm yakınlık duyduklarınıza birde bu gözle bakın... Siz farketmeden sizin için kimbilir neler yaptılar. Sadece sizin için...
-
Borçlusun ikimize de Robin Hood
bu yazınıza uzun bir cevap yazaçağım
-
EVET & HAYIR..
hayır yardım seversin
-
EVET & HAYIR..
evet seçiciyim anlayışlı ve zekisin
-
Teneşire Kadar
bugün kendime oldukça iyi davrandım şımarttım kendimi tabir yerindeyse tavsiye ederim sizede şimdiki zamana ait yazılarınızıda bekliyorum iyi akşamlar
-
EVET & HAYIR..
evet yeniyim çevrecimisin?
-
EVET & HAYIR..
evet kesinlikle var kızarmısın
-
EVET & HAYIR..
Hayır huy değilde bazan söylerim Peşin hükümlümüsün?
-
EVET & HAYIR..
evet olsada içsek kıskancmısın
-
EVET & HAYIR..
Evet. aptallık derecesinde değil Ağlarmısın
-
Teneşire Kadar
yazılarınız ilginç çağrışımlar yapıyor bende sanıyorumki bu olayı kısa süre önce yaşadınız diğer yazınızada çok yazmak istedim cesaret edemedim kaleminiz dert görmesin kendinize iyi bakmanız dileğiyle
- En son ne aldin?
-
En son ne aldin?
uçak bileti ve mesaj aynı anda
-
Öpülmedikçe ne işe yarar dudakların?
Öpülmedikçe ne işe yarar dudakların? Ya kalbin… En acemisinden sev beni, en kötü günlerin için sakla benden sana kalan ne varsa, ne hüzünlerinle kardeş ol, ne sevinçlerinle dost… Veremli değilim. Yani ciğerlerime bulaşan her şey mikroplar kadar hızlı ürese de, seni kendime sakladım. Bütün izbeliğine rağmen hayata tutundum. Beni hor gören tutkularıma esir olmaktan yara almadım hiç. Ne işe yarardı ruhlarımız bu kadar yanmayı sevmeseydi eğer. İzlediğimiz yol bizleri her zaman özgür kılmıyor. Kuşların gökyüzüne neden sevdalandığını anlamak zor değil! Aslında, özgürlük de bir nevi tutsaklık belki. Tırnaklarımı söküp, altında var oluşumu arıyorum. Var oluşum en kuytu köşelerde yine. Yüzleştiklerim benden ölümüne kaçarken, yüzleşemediklerime atıyorum bütün cakalarımı. Hıçkırıklarıma yenilerini ekledim, ruhumu, boğazlanmışçasına tutsak eden her şeyi işte tam o an gördüm. Gördüklerim acılarıma uydurduğum yeni kılıflarım oldu. Kendimi özgür kılmak için ödediğim bedeller için, ne çok kılıf uydurmuştum; anladım. Belki diyorum, bakmaktan ötesidir gözlerimdeki güç. Belki de, örtülerimden vazgeçtiğim gün, gerçekten soyunmam gerekmeyecek! Tuttun mu bacağından sancının, seninle benim aramda hiçbir fark yok. Küçük düşlerin için harcadıkların var ya; büyük düşlerinin katili olacaklar, işte o zaman seyret manzarayı. Kaç kelimelik bir yaşam seninkisi, bir düşün! Ne kadar cümle seni anlatmaya yeter? En iyi halle yüz sayfalık bir romansın, en kötüsüyle Cin Ali’den farkın yok. Her ikisine de ben karar vermiyorum, ederini sen belirle. Bildiklerinle bilmeyi istediklerin arasındaki fark, seni benden ve diğerlerinden ayırıyor. Tutkularından göz gözü görmüyor desem yeri var. Buharlaşıp uçman işten bile değil. Kollarını iki yana açmış sana koşmamı bekliyorsun. Eminim ki sana koştuğumda onları kapatacaksın, ne yazık ki, sana ulaşmadan. Çat kapı gelişin ve gidişin arasında yıllar var, ne nedenleri öğrenmen yaşananları değiştirebilir, ne nedenleri öğrenme arzun… Her tükeniş kendi hikâyesini anlatırmış. Senin hikâyeni mutlu sonla bitirmen elindeyken, sen kendi payına hüzünlerin gün be gün boy verdiği bir bahçede yaşamayı seçtin. Dışarıda hayat devam ediyor. Sense; ölü vakitler biriktiriyorsun
- O DERDİM