Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Justifier

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    37
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Justifier tarafından postalanan herşey

  1. Şarkıları çok süper olabilir ama türklerle köpekleri bir tutan bu ****** ermeni grup kendi milletlerinin propagandasını yapıyor......
  2. EVANESCENCE!!!!!!!!!!!!!
  3. ha ha ha ha......
  4. bırak mu golgi malını kardeş.... uefayı alsınlarda sonra bize laf yetiştirmeye çelışsınlar...
  5. şuraya bak 2-3 yıllık köpek bize ders vermeye çalışıyo ,feneri GS den üstün göstermeye çalışıo
  6. 7 yaşındaki bir galatasaraylı senin gibi milyonlarca ifbliye bedeldir ...
  7. Justifier

    galatasaray:)

    biz kabul ediyoruz parasızız çulsuzuz ama ifb gibi ****** deiliz...... awrupada türkiyeyi en iyi şekilde biz temsil ettik ileridede edeceğiz..... Her takımın kötü günleri wardır biz şuan bu günleri geçiriyoruz...(Kötü günümüzde 2.yiz:)) Önceden MİLANLILAR istanbulu cehennem olarak biliyorlardı şimdi ifb saolsun cennet olarak biliorlar kutluyorum bu ****** takımı..... NOT: Fenerliler bundan sonra MİLANgaz kullanacaklardır...
  8. milan fenerin içini açtı boşluğu doldurma zamanıdır..... diğerleri gibi sahte sonuçlar sölemem....2-1 galatasarayımız yener bu ifb yi.........
  9. Justifier

    galatasaray:)

    bırak bu golgi ........yaaaaaa
  10. sewr antlaşması şu an hala sürüyor amaçlarına ulaşmak için hala fırsat kolluyo şerefsizler....
  11. bırakın bu fener şerefsizini bea!!!!
  12. senden sesini kesip GALATASARAYımızı izlemeni rica ediorum.....
  13. Justifier

    İlginç

    :)
  14. Fenerin hiç bir zaman maskarası olmayız olmadıkta..... Zamanında onların bokhanesine(şükrü saraçoğlu)bayrağı da biz diktik,uefa yı da biz aldık,süper kupayıda biz aldık,bu sonsuza kadar gider...... FENER İÇİN şundan bundan fark yedik diye diye sonsuza kadar gider... Aradaki fark çok büyük herhalde..... Biz hiçbirzaman parayla hakem filan satın almadık zaten paramızda yok:)Öyle şampiyonluğun suratına tüküreyim.....Bu sene ifb de öyle şampiyon olacağa benziyor. Herşeye rağmen biz futbolcu döwmedik dözmeyizde...Rüştüyü dövdüğünüz günleri unutmadık.. BİZİM PROTESTOMUZ YALNIZCA GALATASARAY YÖNETİMİNEDİR...
  15. Bi düşünmeni rica ediyorum o zaman ülkemizde ne kadar eğitimli gencimiz oldu..ve ŞU an daha gelişmiş olmazmıydık!!!!
  16. unutmaki o kadar canı sewr anlaşmasının uygulanmasını önlemek için werdik....... o zaman o kadar genci kaybetmeseydik şu an çok farklı olurdu..... ANLATABİLDİM Mİ KARDEŞİM?!!!!!
  17. Bakalım kimmiş?
  18. Tabii ki eric gerets
  19. Tabii ki Galatasaray........
  20. Galatasaray hakkında adam gibi konuşun lütfen............. Burası forumda olsa saygı çerçevesinde olsun.........
  21. ÜMİİİİİİİT KARAAAAAAAAAN.....
  22. Tabii ki GALATASARAY...
  23. Justifier

    galatasaray:)

    Ha HA HAAAA...... fener ve awrupa yan yana bile yakışmıorlar....
  24. Justifier

    IZ BIRAKANLAR

    2. Abdulhamid'in Son Zamanları Sirkeci’den trene bindirilerek 38 kişilik maiyetiyle birlikte Selanik’e gönderilen Abdülhamid, orada Alatini Köşkü’ne yerleştirilmişti. Geniş bir bahçe içinde kırmızı tuğlalarla üç katlı olarak inşa edilen köşk, önce şehrin meşhur zenginlerinden Alatini ailesine ait olduğu için Alatini Köşkü adıyla bilinmektedir. Sultan Abdülhamid’e mesken olarak verildikten sonra da bu isimle anılmıştır.[1] Sultan Abdülhamid, apar topar Selanik’e gönderilirken kendisine para ve iaşesini sağlayacak bir şey verilmemişti. Ayrıca daha Yıldız Sarayı’nda iken, kendisinin ve saray mensuplarının para ve değerli eşyaları büyük bir yağmaya maruz kalmıştı. Halkın da katıldığı bu yağma hareketinde en küçük eşyaya kadar her şey talan edildi. Sultan’ın kütüphanesi Sabri Kardelen tarafından yağmadan kurtarılmıştı.[2] Abdülhamid Selanik’e giderken yanında eşlerinden, Müşfika Hanım, Sazkar Hanım, Peyveste Hanım, Fatma Pesend Hanım ile Saliha Naciye Hanım; oğullarından Abrdürrahim Hayri ile Mehmed Abid; kızlarından da Şadiye, Ayşe ve Refia Sultanlar vardı.[3] Abdülhamid, Selanik’te büyük sıkıntılar çekmiştir. Alatini Köşkü’ndeki ilk günlerinde su, sabun, yatacak yatak, yemeklerini yiyecek çatal-kaşık gibi eşyalar verilmemişti. Köşkün önceki sahibinden kalma birkaç parça eşya vardı. Padişah bütün bu yaşadıklarına sabırla mukavemet gösterdiği gibi çocuklarına da sabırlı olmaları için telkinde bulunmuştur. Burada bulunan görevliler sultanın isteklerini güçlükle yerine getirdikleri gibi, uygunsuz hareketler de gösteriyorlardı.[4] Alatini Köşkü’ndeki görevlilerden Ali Fethi Bey sultana karşı hürmetkar davranmıştır ve bazı isteklerini İstanbul’a giderek temin ediyorlardı. Ancak bu uzun sürmemiş ve Ali Fethi Bey görevden alınarak yerine Arnavut Rasim Bey adında bir kolağası tayin edilmişti. Rasim Bey, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin emirlerini kati şekilde uyguluyordu. Abdülhamid, birkaç kez gazete istemesine rağmen, “Aleyhimizde çok yazıyorlar, okursanız müteessir olursunuz. bu sebepten vermiyoruz” demiştir.[5] Sultan Selanik’te kaldığı dönemde Berlin’deki Deutsch Bank’taki beş milyonluk şahsi servetini vermesi istenmiştir. Sultan başlangıçta vermemek için direnmişse de baskılar artınca öne süreceği bazı şartların kabulü şartıyla parayı vereceğini bildirmiştir. Sultan’ın şartları; “1-Abdürrahim Efendi’nin tahsili ve üç sultanın evlenmeleri için Selanik’ten İstanbul’a gönderilmeleri 2-Yanında kalan bendegana biraz hürriyet verilmesi 3-Kendisi için yetecek miktarda tahsisat bağlanması ve Alatini Köşkü’nü satın alınması 4-Ölünceye kadar rahat bırakılması ve hayatının ordu tarafından tekeffül edilmesi.[6] Şartların kabülü ile bankadaki parasını verdikten sonra yanında bulunan evlatlarını çağırarak; “Evlatlarım. Hiçbirinizin istikbalini temin edemediğimden çok me’suyum. Ne yapayım? Talih ve kader böyle imiş. Elbet size millet bakar” demiştir.[7] Sultan Abdülhamid, paraları teslim ettikten bir hafta sonra, suikaste maruz kalmıştır. Muhafız zabitlerden Topçu Yüzbaşı Kürt Salim, sultana kurşun atmıştır. Kürt Salim, Sultan Abdülhamid’in kendisinin yetiştirdiği, Kuleli’ye yazdırılmasına yardım ettiği gibi, daha sonra da yüzbaşılığa terfi etmesine de vesile olmuştur. Koyu bir ittihatçı olan Kürt asıllı Salim, Abdülhamid’i öldürmek suretiyle şöhret kazanacağı umuduyla padişaha bir el ateş etmiş, ancak isabet ettirememişti.[8] Sultan Abdülhamid, Selanik’te bulunan kadınları ve çocuklarının İstanbul’a dönmeleri için hükümete başvurmuştur. Sonuçta, Mehmed Abid hariç diğer çocukları ile kadınlarından Peyveste, Sazkar ve Fatma Pesend İstanbul’a dönmüşlerdir. Yanında Saliha Naciye ve Müşfika Hanımlar kalmıştı. Abdülhamid üç buçuk yıl Selanik’te kaldıktan sonra, 1 Kasım 1912’de İstanbul’a nakledildi. Sultan Selanik’e gönderildikten sonra Osmanlı Devleti, son derece hızlı bir çalkantı dönemine girmişti. Sultanı Selanik’e gönderen Tevfik Paşa kabinesi istifa etmiş, yerine Hakkı Paşa kabinesi gelmişti. Osmanlı Devleti bu kabine değişikliklerinin akabinde Trablusgarp’ta İtalya ile savaşa girmişti.[9] Abdülhamid tahtta iken, Bulgar Kilisesi’nin Rum Patrikhanesi’nden ayrılmasından beri devam eden kilise mallarının aidiyeti konusundaki anlaşmazlıktan faydalanarak bunların Osmanlılara karşı ittifak oluşturmalarına engel olmuştur. Fakat 3 Temmuz 1911’de bir kanunla, kilise ve mekteplerin hangi unsura ait olduğunu nüfus nispetine göre tayin etmeleriyle aralarındaki itilaf kalkınca Balkan Milletleri, Osmanlı Devleti’ne karşı birleşerek Balkan Savaşı’nı başlattılar.[10] Düşmanın Selanik kapısına kadar dayanması üzerine Abdülhamid’in İstanbul’a getirilmesi zorunluluğunu gündeme getirdi. Abdülhamid, Selanik’te bulunduğu sırada kendisine gazete verilmediği için olaylardan haberdar değildi. Sultan’ın İstanbul’a nakli için Damat Şerif ile Ahmet Paşa görevli idi. Bunlar Almanya Sefareti maiyetindeki Loreley gemisi ile gitmiştir.[11] Sultan İstanbul’a götürülmek üzere gelenlerden Balkan ittifakının vuku bulduğunu ve bu ittifakta bulunan devletlerin Osmanlı Devleti’ne savaş açtıklarını öğrenince; “Sefaretlerde elçiler , ateşemiliterler var, bunlar şimdiye kadar uyumuşlar mı? Dört devlet ittifak etmişte, bu olan biten şeylerden haber alınmamış mı? Ben makamda bulunduğum müddetçe, bunların arasına nifak ilkasına çalıştım” dedi. Sultan Selanik’ten ayrılmak istememiş[12] ve buna sebep olarak şunları söylemiştir. “Selanik Kostantiniye’nin anahtarıdır. O, düşmanlara mı terkedilir? Ya bizim II. ve III. Ordularımız, nerede onlar? Kim komuta ediyor onlara? Kanunun benimle ilgili yanı ise önemli değil. Olayların seyrine göre oraya buraya taşınılacak bir eşya değilim ben. Selanik’ten ayrılmıyor ve hiçbir yere gitmiyorum”.[13] Durum ciddiyeti anlatılınca, “Ben de bir silah alır, askerle beraber müdafaada bulunurum. Ölürsem şehit olurum, ben zaten ölmüş bir adamım” demiştir.[14] Loreley gemisi ile İstanbul’a gelen Sultan Beylerbeyi Sarayı’na yerleşti. Ömrünün sonuna kadar Beylerbeyi Sarayı’ndan ittihatçıların sıkı kontrolleri altında kalmıştır. I. Dünya Savaşı çıkıncaya kadar, Selanik’te olduğu gibi burada da gazete verilmemiştir. I. Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla daha rahat etmiştir ancak çocuklarıyla sadece birkaç kez hükümetin izniyle görüşebilmiştir. Savaşın en buhranlı günlerinde hükümette en nüfuzlu kimselerden Talat Paşa ile Enver Paşa, İshak Paşa’yı Beylerbeyi Sarayı’na göndererek Abdülhamid’in tecrübelerinden faydalanmak istemişlerdir. Eski padişah artık verebileceği hiçbir fikir ve tavsiye edebileceği tedbir kalmadığını, devletin daha savaşa girdiği gün, yıkıldığını belirterek dünya denizlerine hakim devletlere karşı, kara devleti Almanya ve Avusturya yanında savaşa girilmesi çok büyük sorumsuzluktur” demiştir.[15] Ayrıca I. Dünya Savaşı’nda İstanbul’un tehlikede olduğunu Mehmed Reşad’ın Konya’ya, Abdülhamid’in Bursa’ya gönderilmesini söylemişlerdir. Padişah Mehmed Reşad’ın kabul etmesi üzerine; “Biraderim ne yapıyor? Hiçbirimiz payitahtı terketmemeliyiz. Kendileri ölünceye kadar burada kalmalıdır. Biz bütün hanedan, en küçük ferdimize kadar, burada memleketi müdafaa ederek ölmeliyiz. Bizler son Bizans İmparatoru kadar mı olamayacağız? Ben İstanbul’dan katiyyen ayrılmam, burada ölmeye razıyım” demiştir.[16] Sultan Abdülhamid, Beylerbeyi Sarayı’nda beş yıl, üç ay, dokuz gün yaşamıştır.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.