her ne kadar siyasi bir globallesme su an icin tartisma konusu olsa da, ekonomik globallesmenin gerceklemekte oldugu inkar edilemez; cünkü bunu hayatimizin her alaninda hissetmekteyiz.. günümüz dünyasinin ve globallesen kapitalizmin bir gercegi herkesin (bu özel alan da olabilir kamu alani da) kendi çikarini maksimize etmeye çalismasidir. bu olgu devletler arasi iliskilerde de bu sekilde tezahür eder. eger ülkeler bu sekilde genel bir çikar maksimizasyonuna gitmek istiyorlarsa ki öyleler, öncelikle ekonomi alaninda güçlü olmalidirlar. ekonomik bagimlilik ister siyasi olsun, ister sosyal, isterse de kültürel her tür tehlikenin baslangicini olusturacak potansiyele sahiptir. cünkü ekonomik olarak bagli olunan ülkeler, bagli bulunan ülkeden, yine bir çikar maksimizasyonu saglamak icin ellerindeki ekonomik avantaji kullanacaklardir. bu tarihsel süreç icinde hep böyle olmustur. bunun en basit örnegi osmanli devletidir. batili ülkeler kapitülasyonlari kullanarak ülke üstünden birçok çikar elde etmistir ve tek tarafli olarak osmanli devletini kendilerine baglamislardir. osmanli devletinin dagilma karsinda elinin kolunun baglanmasi bu yüzdendir. bütün osmanli kurumlari (buna egitim de dahil) batinin dayatmalariyla yozlasmistir.
ekonomik bagimlilik olgusu yalniz türkiye icin degil, bütün dünya devletleri icin en büyük tehdittir.
ortadogudaki bütün karmasanin da esas nedeni budur. dünyadaki petrol rezervinin en büyük kismi bu bölgede bulunmaktadir. bu yüzden bölgedeki çatismalar araliksiz sürmektedir. nedeni de iste ülkelerin çikar maksimizasyonunu saglamak istemeleridir. oradaki enerji kaynagini ellerinde tutarak diger ülkelere karsi önemli bir koz elde etmeye (ayni zamanda var olan güçlerini kaybetmemek için) çalismaktadirlar. Irak savasi öncesinde ve sonrasinda yerlesen "PETROL PASTASINDAN PAY ALMA" sözü tamamen bu mantiga oturmaktadir. pastadan pay alanlar ve alamayanlar.. dünyadaki genel durum budur.