Bi kadın eleştirmen askerlerin karı diye seslenmelerini eleştirmiş. Bir tek bunu bulmuş eleştirebilecek. Sadece erkeklerin bulunduğu bir ortamda ne gibi bir beklentisi varsa artık. Askerlerin peruk takmasını falan istiyor heralde. Film çok güzeldi ama ben karakollarda termal kameralar ve gece görüşleri olur diye biliyorum. Karabal'da yoktu. Yine de böyle baskınlar çok var tabi, gerçek olmuş olaylar falan. Senaryo tarafsızdı, doktorla komutan arasındaki konuşmalar anlamlıydı.
Balıkesirli'nin materyalist esprisine çok gülmüştüm. Bide o sahnede arkadaşının taşa bakıp okuduğu şiirin neden işe yaramadığını o taşı inceleyerek anlamaya çalışıyodu. Kolu kopunca şoka girdi, sonra -komtanım sen heç aaşık oldun mu? diye sordu. Üzüldüm. Gencecik insanlar böyle böyle yitip gitti işte.