Legendary tarafından postalanan herşey
-
V2 Challenge İzmir VOLKICAR 3.Ayak Final Yarışması
V2 Challenge İzmir VOLKICAR 3.Ayak Final Yarışması 01 Nisan 2012 Pazar Saat:10,00-13.00 Yer:Ülkü Yarış Pisti - Pınarbaşı İZMİR VOLKICAR İLE TANIŞMAMIZIN ARDINDAN ŞİMDİ YARIŞMA ZAMANI.... 1500 metrelik Volkicarlar için hazırlanmış Yarış Pistinde start alacak heyecanı kaçırmayın. Türkiyenin ilk özgün Yarış otomobili Volkicar renkleriyle hızlarıyla kendine has sürüş performansları ile pilotlarımızı hayran bıraktığı gibi yarış severlere de unutulmaz dakikalar yaşatmak farklı bir Pazar günü geçirmeniz için 01 Nisan 2012 Pazar günü sizleri İzmir Ülkü Yarış Pistine davet ediyoruz.
-
Konak Belediyesi/Sergi Açılışı
şuna kadar
Davetlisiniz. Dr.Hakan TARTAN Konak Belediye Başkanı 29 MART 2012 PERŞEMBE Saat: 18.00 Sergi Açılışı 29 Mart – 15 Nisan 2012 Figen Onat, Zeynep Türkîleri, Tülay Baytosun, Emel Say, Özgül Evren Atasoy, Hüseyin Çaygül, Funda Yalçın, Fatma Atagan, Erengül Mülayim “Çarşamba Grubu” Resim Sergisi Düzenleyen: Konak Belediyesi Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Sanat Merkezi Sanat Galerisi -
Dünyanın en küçüğü...
ABD'de 2 hafta önce dünyaya gelen Beyonce adlı daksund kırması cinsi köpek, dünyanın en küçük yavru köpeği olarak tescil edilmeyi bekliyor. ABD'nin California eyaletine bağlı El Dorado ilçesinde 8 Mart'ta doğduktan sonra ünlü pop yıldızı Beyonce'nin adı verilen yavru köpeğin dünyanın en küçük yavru köpeği olarak tescil edilmesi için Guinnes Rekorlar Kitabı'na başvuruda bulunulduğu bildirildi. El Dorado'daki Grace Foundation adlı hayvanları koruma vakfı yetkilileri, doğduğunda bir kaşığa sığacak kadar küçük olan Beyonce'un iki hafta sonra ancak bir kartvizit boyuna eriştiğini bildirdi. Annesinin doğurduğu 5 yavrunun en küçüğü olarak dünyaya gelen Beyonce'nin doğumda kalbinin atmadığını belirten vakıf yetkilileri, veterinerlerin kalp masajı ve ağızdan suni teneffüs yaparak yavru köpeği hayata döndürmeyi başardığını anlattı. Yeni Asır
-
Anne yaşayarak yaşatarak öğretmelidir
Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin Anne yaşayarak yaşatarak öğretmelidir Çocuk beyni, ilk 2 yaşta saniyede 30.000 kayıt yapabilme yeteneğindedir. Yani bir kamera gibi yorum yapmadan çevresinde algıladığı her şeyi kaydeder. Bu dönemde çocuğun en yoğun iletişimde bulunduğu kişi annesidir. Doğal olarak en fazla annesinden öğrenir, annesinden etkilenir. Bu dönemde çocuk, görüp yaşadıklarını yorum yapmadan kaydeder. Bu nedenle açıklamaların, öğüt vermelerin, özellikle somut anlatım yerine soyut anlatımların çocuğu ikna etme açısından hiç bir değeri yoktur. Çocuğun öğrenmesine neden olan gördüğü davranışlar, olaylar ve bizzat yaşadıklarıdır. Örneğin; çocuğunuz dondurma istedi ama hava soğuk. Ona “Hava soğuk dondurma yiyemezsin, hasta olursun” demek yerine, “Hım tabii yiyebilirsin ama bak ağacın yaprakları nasıl da kıpırdıyor, yapraklar kıpırdamadığında dondurma yiyelim olur mu?” demek çocuğa gördüğü bir şey üzerinden (somut) düşünme yetisi kazandırır.
-
GÜNÜN ŞİİRİ
GARİP Yağmurlu bir akşamda beklerken bir durakta, İş yorgunu insanlar koşuşurken sokakta Bakışlarım savruldu bu insan yığınına, Ve bir adam takıldı gözlerimin ağına… Dermansızdı, yağmurdan kaçan bir hâli vardı, Usulca yürüyordu, küçüktü adımları. Tepeden tırnağa dek bulanmıştı çamura, Kim bilir, hangi vakit yakalandı yağmura? Bir şey vardı halinde öyle tuhaf ve garip; Hayatından vazgeçmiş, yaşamaktan mustarip… Yorgun ayaklarında ucu patlak pabuçlar, Sırtında rengi solmuş tek kollu bir ceket var… Islanmış giysileri yırtık, sökük, yamalı, Saçlarına karışmış uzun kirli sakalı Tanımlıyordu sanki “garip” kelimesini, Sefil demek yetmezdi tarife böylesini… Ağır ağır yaklaştı, baktı kalabalığa, Utangaç bakışları saklandı karanlığa. Zihnimi meşgul eden binlerce soru vardı, Çukurlaşmış gözleri “Sorma! ” diye yalvardı. Bir dilenci olsaydı böyle mahzun olmazdı, Uzaklara bakarken gözbebeği dolmazdı… Belli ki, yüreğinde hâlâ yanan bir kor var, Alnına satır satır hüzün kazımış yıllar. Islak gözbebeğinde kara bir aşk lekesi, Titrek dudaklarında bir sevda hikâyesi… Acıtıyor gibiydi kalbindeki yaralar, İçinde hatıralar, bir kadından yadigâr… Onun derdi yanında yalandı benim derdim, Anlatsaydı şüphesiz saatlerce dinlerdim… Yeri yurdu belli ki yakınlarda bir parktı, Yatak diye her gece uzandığı bir banktı. Belki sokak sofrası ve de çöpler aşıydı, Harabeler yuvası, yollar arkadaşıydı… Her şeyinden vazgeçip dolaşmış diyar diyar, Yüreğindeki merhum duygularla bahtiyar… Bana birden kendimi hatırlattı bu hâli, “Bu olsa gerek” dedim “çaresizin ahvali…” Bazen öyle olur ki; dünya gözümde yalan, Bir bir silinir her şey, aşktır elimde kalan… Ceket, çanta, ne varsa fırlatıp bir kenara Onu alıp göçmek var bilinmez diyarlara… Ve taşımak bu yükün kutsal ağırlığını, Her an bir merasimle anarak varlığını Bir ümitle beklemek dua edercesine, Ve bırakmak vuslatı hayatın ertesine… Bir yanı insanın hep olmak ister derbeder, Kaldırımlar ve gece, yalnızlık, yol ve keder… Ve yol almak rüzgârın “yürü! ” dediği yönde, Arkada kızıl güneş, uzar gölgeler önde… Yürümek… Amaçsızca, asırlarca yürümek… Susayınca aşk içip, acıkınca aşk yemek… Güneş doğar, gün başlar; güneş batar, gün biter. Amaçsız yaşayana günleri saymak yeter… Dert değil, nasıl olsa gelip geçiyor vakit, Bir ömür nasıl geçer kalmamışsa hiç ümit? Ben kendimi düşünüp dalmışken uzaklara, O bana yaklaşmıştı, elinde bir sigara… Göstererek cebinde ıslanmış kibritini, Uzattı ateş sorar gibi izmaritini… Neden bilmem sadece dudaklarımı büktüm. Hüsrana uğramış bir şekilde iki büklüm Uzaklaşırken benden son kez ardına baktı. Uzatılan çakmakla sigarasını yaktı, Dumanını keyifle çekti ciğerlerine. Selam vermek istermiş gibi diğerlerine Etrafına bakarken gözü gözüme değdi, Bir nefes daha çekip başını öne eğdi… Ürkek ürkek yaklaştı otobüsün birine, Egzozunda can kattı üşüyen ellerine. Doğruldu ve sırtını verdi sıcak motora, Aldırmıyor gibiydi dumana ve çamura… Ve umursamıyordu ona bakan gözleri, Acıyan ve tiksinen gurur dolu yüzleri… Derin bir nefes çekip, ellerini ovarak Etrafına bakındı ve irkildi tüm durak… Gölgesini de alıp uzaklaştı duraktan, Garip bu ya, zevk alır hayatsız yaşamaktan… Kasım 2004 İstanbul Şiir: Sedat Büyük
-
Uyku
Saygı ve utanç duymalı uykunun karşısında! İşin başı budur! Ve kötü uyuyanların ve geceleri uyanık duranların yolundan çekilin! Hırsız dahi utanç duyar uykunun karşısında: Hep geceleyin sessizce çalar. Utanmaz ama gece bekçisi, utanmadan taşır düdüğünü. Öyle kolay bir sanat değildir uyumak: Onun uğruna bütün gün uyanık durmak gerekir. Günde on kez altetmelisin kendini: Bu iyi bir yorgunluk verir ve canın afyonudur. On kez yine barışmalısın kendinle: Çünkü altetme acıdır ve kötü uyur barışmayan. On gerçek bulmalısın günde, yoksa gece de ararsın gerçeği ve canın aç kalır. On kez gülmelisin günde ve sevinmelisin: Yoksa miden, o dert babası, gece seni tedirgin eder. Bunu bilen azdır: İyi uyumak için kişide bütün erdemlerin bulunması gerekir. Yalan yere tanıklık mı edeceğim? Zina mı edeceğim? Komşumun hizmetçisine göz mü dikeceğim? Bütün bunlar uykuya iyi gelmez. Ve kişide bütün erdemler ola bile, bilinmesi gereken bir şey daha vardır: erdemlerin kendilerini de tam vaktinde uykuya yollamak. Böyle Buyurdu Zerdüşt - F. Nietzsche
-
mutlu bebeğim :)
-
Alınacak Dersler
Akıllı Kayınvalide Aşçılığıyla ün yapmış yaşlı bir kadın, akşam yemeğine gelecek olan oğlu ve yeni gelini için yine mutfağına kapanmış, yemek yapıyordu. Aynı akşam yemeğe eski bir aile dostu da davetliydi. Beklenen misafirler gelip sofraya oturduklarında çok şaşırtıcı bir durumla karşılaştılar… Yaşlı kadının o gece yaptığı yemekler değme oburların bile iştahını kapatacak kadar berbattı. Tatlılar un kokuyordu, patatesler yanmıştı, köfteler ise neredeyse hiç pişmemişti. Oğlu, yeni gelini ve aile dostu, kadıncağıza durumu fark ettirmemek için ellerinden geleni yaptılarsa da, yemek sırasında pek iştahlı göründükleri söylenemezdi. Nihayet yemek bitti ve yeni evli çift annelerinin ellerini öperek evlerine gittiler. Aile dostları ise biraz daha kaldıktan sonra gitmeyi düşünüyordu. Oğlu ve gelini gittikten sonra, yaşlı kadına: " Senin harika bir aşçı olduğunu adım gibi biliyorum. Bana söyler misin, bu geceki yemekler neden o kadar kötüydü? Bence ya hastasın ya da bir bildiğin var." dedi. Yaşlı kadın gülümseyerek cevap verdi: - Hayır, hiçbir şeyim yok. Kasten yaptım. Bu yemekten sonra oğlum asla ikide bir annesinin yemeklerini hatırlatıp karısının kalbini kıramayacak . . .
-
zeushera
Legendary şurada cevap verdi: zeushera başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımHoşgeldiniz
-
Sevgili hayat
Canımı acıtanlar oldu, hayatımla oynayanlar, rüyalarıma inanmayanlar, zora gelipte bırakanlar, düşlerimle dalga geçenler, başarımı küçümseyenler, gözlerimde iki damla yaş bırakanlar, ama her acı insanın olgunlaşması içindi. Daha çok olgunlaşıyordum, her gün daha fazla, her gün daha fazla acıyla. Beni bu ara anlayan yazılar var sadece, garip ama esaslı yazılar. Yazıyordum gece gündüz. İç sesim paragraflara karşı bir savaş veriyordu. Birileri kahkaha atarken, birileri sıcak sohbetteyken, birileri umut kurarken, bazıları farklı okyanuslara dalarken içimdeki çocuk ağlıyordu, belki de ağlayarak öğreniyordu hayatı. Susturamıyordum, acı veriyordu. Anlıyordum, insanın geçmişinden kaçamaması, hayatındaki en büyük sınavdı. Bir sınav içinde binbir sınava giren duygularımın çektiği sancı her gün nefes darlığımı daha da arttırıyordu. Tüm bu acılı günlerimde şükran duygularım ve inancım tek tesellimdi. Evet evet, acı olgunlaştırır. Acı kapıları açar. Size bir mutluluğu anlatın desem bana sadece iki dakika anlatırsınız, ama mutsuzluğu anlatın desem yılları anlatırsınız, evet işte hayat mutsuzlukların ardından açan gökkuşağından ibaretti. Birileri umudunuzu kırabilir, her zaman olacaktır. Birileri hayallerinizi de alabilir, hiç para vermeden arkasına bakmayarak, birileri gözlerinizdeki yaşıda anlayamaz, birileri vardır, hep sonradan gelirler, onlara inanırsınız, hayatınızı teslim edersiniz,onlar sizi hiç anlamaz, bir serçe gibi terkeder ruhunuzu. Neyse boşverin bunları, en iyi sevgi, insanın eski mutsuzluklardan kaçmak için değil de, yeni mutluluklara kavuşma umuduyla beslediği sevgidir. Öyle veya böyle, acılı veya sancılı, gram kadar da gücüm olsa beni benden alamazdı sevgili hayat , hani nefes darlığımla da yıkamayacaktı beni. Sonra avcuma ağladım, uyudum, gün bitti. Ölüm gibiydi. Özgür Bacaksız
-
Selam Ben Deniz
Legendary şurada cevap verdi: dennise başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımHoşgeldiniz Saygılar.
-
Bir Türlü Yerimde Duramıyorum
BİR TÜRLÜ YERİMDE DURAMIYORUM Live and Learn - I Can’t Sit Still 2009 Pam Pollack - Meg Belviso Resimleyen: Marta Fàbrega Çeviri: Özden Hanoğlu Lukas, bir türlü yerinde duramayan bir çocuk. Sınıfta yanıt vermeden önce parmak kaldırmayı ve oyunlarda sırasını beklemeyi hep unutuyor. Kurallara uymayı çok zor buluyor. Oyun kurallarına da uymadığı için diğer çocuklar teneffüslerde onu takımlarında istemiyorlar. Lukas’ın DEHB’si var. DEHB onu aşırı hareketli ve güç odaklanan biri yaptığı için eşyalarını ve odasını düzenli tutamıyor. Anne ve babası Lukas’ı DEHB konusunda uzman bir doktora götürdükten sonra hayatı daha iyiye gitmeye başlıyor. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ile nasıl baş edileceğini ve onu nasıl kontrol altına alacağını öğreniyor. Ondan sonra her şey Lukas için daha kolay ve eğlenceli hale geliyor. TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları 392
-
Türk Sanat Müziği Şarkı Sözleri
DÜŞTÜM BİR YOL SEVDASINA SÖZ:Bedri Noyan MÜZİK:Ali Rıza Avni MAKAM:Acem aşiran USUL:Aksak Düştüm bir yıl sevdasına Beni güldür deli gönül Götür yarin rüyasına Sonra öldür deli gönül Yunus ile dağda mıyım Emrah ile bağda mıyım Dertliyle bir çağda mıyım Bana bildir deli gönül Bilmezdim gafildim boştum Dolmak için nice koştum En son bir ateşe düştüm Beni kaldır deli gönül Dört kapıdan aşkla girdim Kırk basamak öte vardım Orada kendimi gördüm Bu ne haldir deli gönül
-
Alınacak Dersler
İbret alınacak bir öykü Genç kız, el aynasında makyajını kontrol etti; “-Gayet iyi.” dedi. Güzelliğinden emindi. Çevresindeki erkeklerin pervane olmasından zaten biliyordu güzel olduğunu. Hayatın tadını çıkaran, rahat yaşayan biriydi. Cep telefonu çaldığında, akşam arkadaşlarıyla hangi eğlence yerine gideceğine karar vermeye çalışıyordu. ...Telefondaki numaraya baktı, arayan annesiydi. - Alo… kızım, nasılsın? - İyiyim anne. Ne oldu? - Sana bir sürprizim var. - Sürpriz mi? - Evet. Çok eski bir arkadaşım, dostum şehrimize gelmiş… - Eee kimmiş? - Kim olduğu sürpriz. Fakat onu, senin almanı istiyorum. - Ben mi? - Evet, senin iş yerine yakın olan parkı biliyormuş. Parka gitmesini ve seninle buluşmasını söyledim. Senin de parka gidip onu almanı istiyorum. - Anne, ben böyle şeyleri sevmem, kendin halletsen!? - Kızım 1-2 saatlik bir işim var. Ayrıca seni bebekliğinden tanıyan bir arkadaşım. Seni görünce mutlaka çok sevinecektir. - Amaaan. Peki peki… Nasıl tanıyacağım? -Evden çıkarken üzerine giydiklerini tarif ettim. O parkta bazı oturaklar piknik masası şeklinde. Parkın sinema tarafı girişindeki ilk piknik masasına otur. O gelince seni bulacak. - Tamam anne, tamam… - Kızım senden her gün mü bir şey istiyorum. Üniversiteyi bitireli, hele de işe gireli bir fatura yatırmaya bile göndermedim. - Hemen darılma, tamam dedim ya… - O nasıl tamam demekse… Neyse, hadi o zaman, izin al da çık, bekletme. Ben de işlerimi bitirip hemen geleceğim. Genç kız, izin alıp çıktı. Kısa bir yürüyüşten sonra parka vardı. Bu parkta daha önce hiç oturmadığını fark etti. Arkadaşlarıyla hep paralı, lüks eğlence yerlerine giderlerdi. Annesinin tarif ettiği, girişteki ilk masayı buldu, boş olan kısmına oturdu. Masanın diğer tarafında bir köylü kadınla, küçük kız oturuyordu. Onlarla aynı yerde bulunmaktan utandığını hissetti. “-Annemin arkadaşı çabucak gelse de, şunlardan kurtulsam” diye düşündü. Köylü kadın çekinerek seslendi; - Af edersin kızım, bir şey sorabilir miyim? “Kızım” diye seslenmesi iyice sinirlerini bozdu. - Ne var, adres mi soracan! Sert çıkış karşısında kadın sesini alçalttı; - Hayır kızım, başka bir şey soracaktım. - Sizin gibi cahiller ya adres sorar, ya para ister. Köylü kadının kızaran yüzüne aldırmadı bile. O sırada şık ve lüks giyimli, orta yaşlı bir kadının uzaktan yaklaştığını gördü. “-Nihayet.” diye düşündü. Ayağa kalkıp kadını karşılamaya çalışırken, kadın yanlarından geçip gitti. Somurtarak geri oturdu. Yanındaki küçük kıza daha sıkı sarılmış köylü kadının gözünden bir damla yaşın süzüldüğünü gördü. Kadın gözyaşını saklamak için diğer tarafa dönünce bir yüzündeki büyük yanık izi göründü. Genç kız manalı manalı güldü; - Bak kolayca gözyaşı dökebiliyorsun, yüzünde de çirkin bir yanık izi var. Burda ne bekliyorsun geç bir köşeye aç mendilini ağla… Fakat ağlamaya benden bir şey koparacağını sanma, tamam mı? Kadın dayanamadı; - Cahil deyip duruyorsun. Ne cahilliğimi gördün. Tanımadığım bir kadına, torununun yanında hakaret mi ettim! - Oooo… laf yapmayı da biliyormuş. -Anlaşıldı kızım, sen üniversite bitirmiş, çok şey öğrenmiş olabilirsin ama insanlıktan sınıfta kalmışsın. Torunumu okutmak için uğraşacaktım. Fakat seni görünce vazgeçtim. Yaşlı kadın, küçük kızı alıp masadan kalkarken, boşalan yere doğru şık giyimli bir kadın yaklaştı. Cevap vermek için hazırlanan genç kız zengin giyimli, şık kadını görünce uzaklaşan yaşlı kadına cevap vermekten vazgeçti. Yaşlı kadın geriye bakmaya çalışan küçük kızın başını eliyle engelledi. Bir süre sonra, genç kızın annesi parkta yanına geldi. - Merhaba kızım, Zeynep Teyzen nerde? - Kimse gelmedi anne. En son bir bayan geldi, yanıma oturdu. O da sadece dilenmek için gelmiş biriymiş. - Allah Allah! Giyindiklerini çok iyi tarif etmiştim, seni nasıl bulamadı anlamadım. Yanında küçük bir kız olacaktı. Genç kız bir an durakladı. -Küçük bir kız mı? - Evet. - Anne! Biz zengin, kültürlü insanlarız. Herhalde arkadaşın da zengin, kültürlü biridir, değil mi? - Kültürsüz değil ama zengin değil. - Sakın bana köylü bir kadın olduğunu söyleme. - Köyden gelen kadına ne denir ki! - Oh… iyi iyi, köylü kadınları karşılamaya beni gönderiyorsun. - Kızım, o kadına bir borcumuz vardı. O zamanlarda borcumuzun karşılığı bir şey veremedik. “Gün gelir, bir ihtiyacım olduğunda, ben kapınızı çalarım.” dedi ve işte bu gün kapımızı çaldı. -Ne istiyormuş? - Torununu okutmamızı istiyor. Baban şimdi arabayla gelip hepimizi alacak, kayıt için okula götürecek. - Anne, o köylü kadına ne borcun olabilir ki, anlayamadım? Annesi, kızının öfkeli ses tonuna dayanamadı; - Kızım, sen bebekken biz köydeydik. - Eee… - Sana yıllar önce bahsetmiştim, köydeyken evimiz yandı, biz de inekleri, atları, tarlaları neyimiz varsa hepsini satıp köyden göçtük, demiştim. -Evet, hatırladım. - O yangınla ilgili bir ayrıntıyı, seni üzülebilir veya seni evde yalnız bıraktığımız için darılabilirsin korkusuyla anlatmamıştık. - Herhalde şimdi anlatacaksın… - Baban evde yoktu, ben de su doldurmaya köy pınarına gitmiştim. Lodos mu ne diyorsunuz, işte o rûzgâr bazen ters esiyormuş, yukardan aşağı filan. Sen beşikte uyuyorken rûzgâr bacadan içeri esince közler ocaklıktan tahtalara sıçramış, yangın başlamış. Pınar yerinden dumanları görüp koştuğumda alevler her yeri sarmıştı. Birazdan yıkılacak gibi görünen eve yine de girmek için atıldığım anda Zeynep teyzen kucağına seni almış olduğu halde dışarı fırladı. O sahneyi hiç unutamam; onun kucağından seni aldığımda o çığlıklar atıyordu… - Niçin ? - Seni kurtarırken, sağ tarafı yanmıştı. Gelince görürsün sağ yanağında ağır bir yanık izi var. Çok acı çekti çook. Dur ağlama, seni bu kadar üzeceğini bilmiyordum. Tamam kızım, bak makyajın akıyor, ağlama.
-
Günün Sözü
Hayatta kimseyi değiştiremezsin. Ve kimse için değişmemelisin.. Ne sen başkası için mecburi istikametsin; Ne de başkası senin için. Yorma kendini; 'Bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin' CHARLES BUKOWSKI
-
Buradan başlamalıymışım
Legendary şurada cevap verdi: denizmisin başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımNeler kaçırmışım Denizmisin hoşgeldiniz
-
Çilek
ÇİLEK: Pembe renkli ve kokulu bir bitki olan çilek oldukça yararlı ve besleyici bir meyvedir. Çilekte bol miktarda demir ve fosfor bulunmaktadır. Ayrıca C, B ve K vitamini açısından da zengindir. Çileğin Faydaları: Çilek vücuda kuvvet verir. Kolesterolü düşürür ve damar tıkanıklığını önler. Aynı zamanda çok iyi bir antioksidan olan çilek bağışıklık sistemini güçlendirir. Kansere karşı kuruyucudur. Sindirim sisteminin düzenli çalışmasına çok faydalıdır. Bağırsak kurtlarını döker, idrar söktürür ve vücuttaki zararlı maddeleri vücuttan uzaklaştırır. Kanı temizler. Diş etlerini güçlendirir ve ağız kokusunu giderir. Sakinleştirici etkisi ile tansiyonu düşürür ve stresi azaltır. Ateşi düşürür. Romatizma ve karaciğer rahatsızlıklarına iyi gelir. Cildi nemlendirir, tazelik ve güzellik verir.
-
O'nu serbest bırak :)
Pesimist (Karamsar): Eğer birini seviyosan; O'nu serbest bırak... Dönerse senindir; beklediğin üzere dönmezse zaten hiç senin olmamıştır. Optimist (İyimser): Eğer birini seviyosan; O'nu serbest bırak... Üzülme, dönecektir!.. Suspicious (Şüpheci): Eğer birini seviyosan; O'nu serbest bırak... Dönerse bu işte bir bit yeniği var demektir... Impatient (Sabırsız): Eğer birini seviyosan; O'nu serbest bırak... Bir müddet bekle, dönmezse unut gitsin!.. Playful (Muzip): Eğer birini seviyosan; O'nu serbest bırak... Dönerse bir daha serbest bırak. Gene dönerse gene bırak. Greenpeace: Eğer birini seviyosan; O'nu serbest bırak... Aslına bakarsan tüm canlılar hür olmalıdır... Biologist (Biyolog): Eğer birini seviyosan; O'nu serbest bırak ki, evrimini tamamlaması mümkün olsun... Statisticions (İstatistikçi): Eğer birini seviyosan; O'nu serbest bırak... Seviyorsa dönme ihtimali çok yüksektir... Sevmiyorsa ilişkiniz zaten muhtemel değildir. Schwarzenegger's fans (Arnold Hayranları): Eğer birini seviyosan; O'nu serbest bırak... She'll be back! Over possessive persan (Aşırı sahiplenici tip): Eğer birini seviyorsan; O'nu kesinlikle serbest bırakma... Psychologist: Eğer birini seviyorsan; O'nu serbest bırak... Dönerse kendine güveniyor demektir. Dönmezse süperegosu baskın demektir. Gitmiyorsa manyak demektir... Tasasız: Eğer birini seviyorsan; Kendini serbest bırak... Niye diye sorarsa,seni hiç alakadar etmez de!.
-
Balık Burcu Günlük Yorumu
Balık Burcu Birtakım değişiklikler düşündüğünüz bu dönem çok şey ortaya koyabilirsiniz. Hedeflerinizi büyüttüğünüz iş odaklı çalışmalarda hayatınız yeni bir yön vereceğinizi gösteriyor. İşle ilintili takım çalışmaları gündemde olabilir. Ancak aşırı sorumluluk altına girebilirsiniz. Ortaklıklarda ise girişimlerinizi yavaşladığı bu dönem, istediğiniz yönde ilerlemeniz çok zor.
-
Kova Burcu Günlük Yorumu
Kova Burcu Kişisel beklentileriniz ve işle ilgili sorunlarınız bir süre beklemede görünüyor. Sosyal organizasyonlar içinde yer almak, başkalarına yararlı olabilmek öncelik kazanabilir. Kafa karışıklığı yaşadığınız bu dönem geçmişle ilgili konular sizi yoracaktır. Biraz iç sesinizi dinlemeli, ruhsal sağlığınıza özen göstermelisiniz. Ayrıca maddi durumunuzu ilgilendiren gelişmeler sizi temkinli olmaya itmeli.
-
Oğlak Burcu Günlük Yorumu
Oğlak Burcu Ay burcunuzda size yepyeni şartlar getirirken, tutarlı adımlar atabileceğiniz fırsatlar sunmakta. İş hayatının önem kazandığı bu günü daha yapıcı geçirmeli sorumluluk almaya hazır olmalısınız. Yakın çevrenizin destek vereceği konular ise eğitim çalışmalarınızı içine alabilir. İşle ilgili kısa yolculuklar, düşünce alışverişleri her açıdan sizi meşgul edecek.
-
Yay Burcu Günlük Yorumu
Yay Burcu Maddi konular ve kaynaklarınızla ilgili önemli bir dönem. Bu alanda daha tutarlı ve ciddi adımlar atmanız gerekebilir. Sizi kısıtlayacak ödemeler dengenizi yeniden ayarlamak, nakit durumunuzu kontrol etmeniz gerek. Daha sıkı çalışabilir, kazançlarınızı birikime dönüştürebilirsiniz. Aşırı iyimserlik halinde daha fazla harcama gündeme gelecektir.
-
Akrep Burcu Günlük Yorumu
Akrep Burcu Günlük hayatınıza hareket ve sorumluluk getiren temalar hakim. Yakın çevre ile ilgili gelişmelerle ilgilenmek size düşebilir. Diğer yandan düşüncelerinizi somut biçimde ortaya koymak, zihinsel açıdan yüklü olacağınız zamanları iyi değerlendirmek gerekecek. Kısa yolculuklar ve eğitimle alakalı olumlu haberler sizi pozitif yönde harekete geçirecek.
-
Terazi Burcu Günlük Yorumu
Terazi Burcu Pek çok konuda daha fazla çaba gerekiyor. Son bir hamle ile eve ait planlarınızı ortaya koymalısınız. Güvenlik aradığınız bu dönem elinizdeki kaynaklar da değerlendirilmesi gereken bir konu olacak. Yuvada aldığınız sorumluluklar, aile ilgili değişimler sizi kısıtlayabilir. Özel hayatınızda mücadele içinde olduğunuz bu süreç kolay geçmeyecek.
-
Başak Burcu Günlük Yorumu
Başak Burcu Artan sorumluluklar bazı kısıtlamalar getirmekte. Her ne kadar gevşemeye ihtiyaç duysanız da işle ilgili planlarınız sizi rahat bırakmayacak. En azından çocuklarla ilgili sorunları ele alabileceğiniz zamanlar yaratabilirsiniz. Hayatın keyiflerini ertelediğiniz bu dönem biraz esnek olmalısınız. Hiç olmazsa boş zamanlarınızı dolduracak uğraşlar size iyimserlik kazandıracaktır.