-
İçerik Sayısı
915 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
AED tarafından postalanan herşey
-
McNaught Kuyruklu Yıldızı Şili Üzerinde Katkı ve Telif Hakkı : Stéphane Guisard Açıklama : McNaught belki de zamanımızın en fotojenik kuyruklu yıldızıydı. Geçtiğimiz yıl Ocak ayının başlarında kuzey yarımkürede epeyce bir gösteri yaptıktan sonra, kuyruklu yıldız güneye geçti ve güney yarımküredeki gözlemcilerinin gözlerini kamaştıran uzun ve olağanüstü bir kuyruk geliştirdi. Yukarıdaki görüntüde yer alan McNaught Kuyruklu Yıldızı bir yıl önce Şili üzerinde görüntülenmiş. Parlak kuyruklu yıldız görüntünün sol tarafına hakimken, muhteşem kuyruğunun bir kısmı bir uçtan diğer uca yayılmış durumda. Ant Dağları'ndaki bu noktada bulunan biri; yukarıda McNaught Kuyruklu Yıldızı ve muhteşem bir gökyüzüne, karşısında hilâl evresindeki Ay'a, aşağıda ise bulutlara, puslu havaya ve Santiago'nun şehir ışıklarına bakıyor. McNaught Kuyruklu Yıldızı bu süre zarfında güneş siteminin dış bölgelerine süzüldü ve şu anda büyük teleskoplarla ancak bir mercimek tanesi gibi görülebiliyor. 2007'nin diğer şaşırtıcı kuyruklu yıldızı olan Holmes Kuyruklu Yıldızı da kolaylıkla gözlenemeyecek kadar solgunlaştı.
-
MESSENGER Merkür'e Yaklaşıyor Katkı Sağlayanlar : MESSENGER Takımı, Johns Hopkins Üniversitesi Uygulamalı Fizik Laboratuvarı, ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) Açıklama : MESSENGER uzay aracı, iki gün önce, insanlık tarihinde Merkür'ün yakınından uçup geçen henüz ikinci araç oldu. Güneş'in en yakın gezegenini ziyaret eden en son araç, 35 yıldan daha fazla bir zaman önce giden Mariner 10'du. Mariner 10, Merkür'ün tüm yüzeyini fotoğraflama imkânına sahip değildi ve gönderdiği görüntüler de birçok soru işareti yaratmıştı. Bu nedenle Merkür gezegeni hakkında pek çok bilinmeyen kaldı. Bu haftaki MESSENGER geçişi, ilk üç geçişin ilkiydi. Önümüzdeki birkaç hafta içerisinde, MESSENGER Merkür'ün yanından iki kez daha geçecek ve nihayet 2011 yılında yörüngeye girecek; ancak MESSENGER şu anda Merkür'ün yörüngesine girebilmek için çok hızlı ilerliyor. Yukarıdaki görüntü, iki gün önce Merkür'e yaklaşması sırasında MESSENGER tarafından çekildi. Merkür'ün ayrıntılı pek çok görüntüsünün önümüzdeki birkaç gün içerisinde gönderilmesi bekleniyor. MESSENGER tarafından toplanacak veriler, Merkür yüzeyinin nasıl oluştuğunu ve neden bu kadar yoğun olduğunu daha iyi anlamamıza yardımcı olacak.
-
Çifte Üstnova Kalıntısı DEM L316 Katkı ve Telif Hakkı : İkizler Gözlemevi, İkizler Çoklu Tayfçekerleri-Güney, Amerikan Ulusal Bilim Vakfı (NSF) Açıklama : Bu iki üstnova kabuğu birbirleriyle ilişkili midir? Yanıtı bulmaya yardımcı olmak üzere, Şili'de bir dağın yüksek tepelerinde kurulu İkizler (Gemini) Teleskobu, DEM L316 adı verilen bu tuhaf, kocaman, iki memeli buluta çevrildi. Sonuçta ortaya çıkan ve yukarıda gösterilen görüntü olağanüstü detaylar sunmaktadır. Görüntünün ve bunun yanı sıra yörüngedeki Chandra X-Işını Gözlemevi'nden gelen verilerin yakından incelenmesi, bu iki üstnova kalıntısının ne kadar farklı olduklarını göstermektedir. Özellikle dikkate değer olan konu, daha küçük olan kabuk bir beyaz cücenin infilak ettiği Tip Ia bir üstnovanın sonucu gibi görünürken, daha büyük olan kabuk büyük kütleli normal bir yıldızın infilak ettiği Tip II bir üstnovanın sonucu gibi görünmektedir. Bu iki yıldız türü öylesine farklı zaman ölçeklerinde evrim geçirirler ki, büyük bir olasılıkla birlikte oluşmamışlardır ve bu nedenle de büyük bir olasılıkla fiziksel olarak bir bağlantıları yoktur. Elimizde kabukların çarpışıyor olduklarına dair bir kanıt olmadığı da dikkate alındığında, şu an için bu iki kabuğun şans eseri üst üste geldikleri varsayılmaktadır. DEM L316, komşumuz Büyük Macellan Bulutu gökadasında, yaklaşık 160.000 ışıkyılı uzaklıkta yer almakta olup, kabaca 140 ışıkyılı genişliktedir ve güney yarımküre takımyıldızlarından Kılıçbalığı (Dorado) yönünde görülebilmektedir.
-
Hareketli Gökada Erboğa A Katkı Sağlayanlar : X-ışını : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Chandra X-Işını Gözlem Merkezi (CXC), R. Kraft (Harvard-Smithsonian Gök Fiziği Gözlemevi) ve diğerleri; Radyo : ABD Ulusal Bilim Vakfı (NSF), Çok Büyük Dizi (VLA), M. Hardcastle (Hertfordshire Üniversitesi) ve diğerleri; Optik : Avrupa Güney Gözlemevi (ESO), M. Rejkuba (ESO-Garching) ve diğerleri; Açıklama : Yalnızca 11 milyon ışıkyılı ötemizde yer alan ve Dünya'ya en yakın hareketli gökada olan Erboğa A, dev bir eliptik gökadadır. Gökadanın yukarıda görülen dikkat çekici birleşik görüntüsü, x-ışını (Chandra), görünür ışık (ESO) ve radyo (VLA) dalga boylarında gelen görüntü verilerini bir araya getirmektedir. Görünür ışık dalga boyunda bakıldığında, Erboğa A'nın merkez bölgesi gaz, toz ve yıldızlarla karmakarışık bir yerdir; ancak hem radyo hem de x-ışını teleskopları gökadanın merkezinden dışarı doğru akan ve yüksek enerji yüklü parçacıklardan oluşan dikkat çekici bir fıskiyeyi ortaya çıkarmaktadırlar. Bu evrensel parçacık hızlandırıcının güç kaynağı ise gökadanın merkezinde, yeri x-ışını görüntüdeki parlak noktaya tesadüf eden ve Güneş'in 10 milyon katı büyüklüğünde kütleye sahip olan bir kara deliktir. Hareketli gökada çekirdeğinden sol üst tarafa doğru fışkıran enerji yüklü fıskiye, yaklaşık 13.000 ışıkyıllık bir alanı kaplamaktadır. Çekirdekten çıkan daha kısa boylu bir diğer fıskiye ise tam aksi yönde uzanmaktadır. Bölgede yer alan ve x-ışını dalga boyunda parlak görünen diğer noktalar ise nötron yıldızı da içeren ikili yıldız sistemleri veya yıldız kütleli kara deliklerdir. Hareketli gökada Erboğa A, büyük bir olasılıkla, yaklaşık 100 milyon yıl kadar önce sarmal bir gökada ile meydana gelen bir birleşmenin sonucudur.
-
New Horizons'dan Jüpiter-Io Kurgusu Katkı Sağlayanlar : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Johns Hopkins Üniversitesi Uygulamalı Fizik Laboratuvarı, Güneybatı Araştırma Enstitüsü Açıklama : New Horizons (Yeni Ufuklar) uzay aracı güneş sistemi boyunca hızla ilerlerken, gezegenlerin nefes kesici resimlerini çekiyor. Geçen sene Şubat ayında, New Horizons Jüpiter ve onun her zaman faal olan uydusu Io'nun yanından geçti. Yukarıdaki kurgulanmış görüntüde Jüpiter, Büyük Kırmızı Leke'yi de beyaz gösterecek şekilde, kırmızı ötesi ışığın üç ayrı dalga boyunda görüntülenmiş. Jüpiter'in karmaşık havayuvarı içerisinde, girdaplar yaratarak dönen karmaşık, kasırga benzeri şekiller ve gezegeni saran kuşaklar görülebiliyor. Io ise yukarıdaki resme sayısal olarak ve doğal renklerinde eklenmiş. Şans eseri, Io'nun yanardağı Tvashtar'dan çıkan bir bulut resimde görülebiliyor. Donmuş ve kükürtlü lav bu tuhaf uydunun her tarafını kaplarken, güneş ışığını mavi renkte saçan bulutun altında ise kırmızı renkte ışıldayan lavlar görülüyor. Robot uzay aracı New Horizons, 2015 yılında Plüton'a varacak şekilde ilerliyor.
-
Aşık olmak istiyorum ! / Onu nasıl bulabilirim ?
AED şurada cevap verdi: Adsızz başlık Aşk Doktorunuz
<evlenilecek > <ideal eş> adayları bu sitelerde mi bulunuyor bu görüşe göre? -
M51 : Evrensel Girdap Katkı Sağlayanlar : S. Beckwith (Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü [sTScI]) Hubble Miras Takımı, (STScI / Gökbilim Araştırmaları İçin Üniversiteler Birliği [AURA]), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) Açıklama : Büyük Kepçe'nin sapını, tas kısmından uzaklaşacak biçimde, en son parlak yıldıza ulaşana kadar takip ediniz. Daha sonra, teleskobunuzu hafifçe güneye ve batıya kaydırınız. Böylece, Charles Messier'nin meşhur kataloğunda 51. sırada yer alan etkileşim halindeki bu çekici gökada çiftini bulabilirsiniz. Sarmal yapısı iyi belirlenmiş ve belki de ilk sarmal bulutsu olan bu büyük gökada, aynı zamanda NGC 5194 olarak kataloglanmıştır. Gökadanın sarmal kolları ve toz şeritleri, yoldaşı NGC 5195'in (sağda) önünü silip süpürmüştür. Çift, yaklaşık 31 milyon ışıkyılı uzaklıkta ve resmi olarak Avköpekleri (Canes Venatici) Takımyıldızı sınırları içerisinde yer almaktadır. M51, Dünya üzerinde yer alan küçük teleskoplarda soluk ve bulanık görünse de, şimdiye kadar çekilen bu en net görüntüsü; Ocak 2005'te, Hubble Uzay Teleskobu üzerinde yer alan Gelişmiş Araştırma Kamerası (Advanced Camera for Surveys) tarafından elde edilmiştir.
-
Güzel Bir Bumerang Bulutsusu Katkı Sağlayanlar : Hubble Miras Takımı, J. Biretta (Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü [sTScI]) ve diğerleri, (STScI / Gökbilim Araştırmaları İçin Üniversiteler Birliği [AURA]), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) Açıklama : Bumerang Bulutsusu adı verilen bu çift yönlü bulut, yaşlanmakta olan bir yıldızdan saatte neredeyse 600.000 kilometre gibi yüksek bir hızla fırlayan gaz ve toz rüzgârlarıyla oluşmuştur. Hızlı genişleme, bulutsu gazını -evrensel arka plan ışınımından bile daha soğuk olan- mutlak sıfırın bir derece üzerine kadar soğutarak, uzak evrende bilinen en soğuk yer olmasına neden olmuştur. Merkezdeki yıldızdan gelen ışığın tozda yansımasıyla parlayan buz gibi Bumerang Bulutsusu'nun gezegenimsi bulutsu evresine doğru ilerleyen bir yıldız veya yıldızlar dizgesi olduğuna inanılmaktadır. Yukarıdaki Hubble görüntüsü, kutuplaşma süzgeçleri (kutuplayıcı güneş gözlüklerine benzer) ile çekilmiş ve kutuplaşmış ışığın açısına bağlı olarak renklendirilmiştir. Ortaya çıkan muhteşem sonuç, kutuplaşmaya neden olan ve ışığı saçan küçük toz parçacıklarının izlerini ortaya çıkarmaktadır. Bumerang Bulutsusu yaklaşık bir ışıkyıllık bir alanı kaplamakta olup, Erboğa Takımyıldızı yönünde, yaklaşık 5000 ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır.
-
Salma Bulutsusu IC 1396 Katkı ve Telif Hakkı : Kent Wood Açıklama : Yüzlerce ışıkyıllık bir alana yayılmış olan salma bulutsusu IC 1396, ışıldayan uzay gazlarını ve koyu renkli toz bulutlarını kaynaştırmaktadır. Dünya'dan yalnızca 3000 ışıkyılı uzaklıkta yer alan bu bölgede yıldızlar oluşmaktadır. Yukarıdaki detaylı görüntü, özel olarak yalnızca bulutsu içerisinde ışıldayan hidrojen atomlarına özgü dalga boyunu geçiren süzgeçler kullanılarak kaydedilen ve asıl olarak hidrojen gazından salınan ışıkta çekilmiştir. IC 1396 içerisinde yer alan ilgi çekici koyu renkli biçimler arasında, dolambaçlı Fil Hortumu Bulutsusu merkezin hemen solunda yer almaktadır. IC 1396, Kral Takımyıldızı'nın üzerinde ve biraz dışında bulunmaktadır.
-
Yaratılış Dağları Katkı Sağlayanlar : Lori Allen (Harvard-Smithsonian Gök Fiziği Gözlemevi) ve diğerleri, Jet İtiş Gücü Laboratuvarı - Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü (JPL-Caltech), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) Açıklama : Yukarıda görülen inanılmaz gökyüzü manzarası, yaklaşık 7000 ışıkyılı uzaklıkta, Kraliçe Takımyıldızı içerisinde yer alan devasa yıldız doğumevi W5'in doğu sınırında bulunmaktadır. Spitzer Uzay Teleskobu'ndan alınan bu kırmızı ötesi görüntü, manzaranın dışındaki (hemen üstte, sağda) sıcak ve büyük kütleli bir yıldızdan gelen rüzgâr ve ışınımların biçimlendirdiği yıldızlararası soğuk gaz ve toz bulutlarını göstermektedir. Halen uzay bulutlarının içerisinde sarılıp sarmalamış durumda bulunan yeni doğmuş yıldızlar, Spitzer'in delip geçen bakışlarıyla ortaya çıkmakta, oluşumları ise büyük kütleli yıldız tarafından tetiklenmektedir. Gayet uygun bir şekilde "Yaratılış Dağları" olarak adlandırılan bu yıldızlararası bulutlar, 1995 yılında Hubble Uzay Teleskobu'nun çektiği bir görüntüyle meşhur olan M16'daki benzer "Yaratılış Sütunları"nın yaklaşık 10 katı büyüklüktedir. W5, aynı zamanda IC 1858 olarak da tanınmakta olup, IC 1805 ile birlikte, yaygın olarak Kalp ve Ruh Bulutsusu olarak isimlendirilen karmaşık bir bölgenin parçalarıdır. Bu Spitzer görüntüsü, W5'in uzaklığında yaklaşık 70 ışıkyıllık bir alanı kapsamaktadır.
-
Yakınımızdaki Evren Katkı ve Telif Hakkı : İki Mikron Tüm Gökyüzü Araştırması (2MASS), T. H. Jarrett, J. Carpenter ve R. Hurt Açıklama : Yakınımızdaki evren neye benziyor acaba? Yukarıdaki harita, yakınımızdaki evren içerisinde İki Mikron Tüm Gökyüzü Araştırması (2MASS) tarafından kırmızı ötesi dalga boyunda tespit edilen en parlak bir buçuk milyon yıldız ve gökadayı göstermektedir. Sonuçta oraya çıkan görüntü, evrenin nasıl oluştuğu ve nasıl evrim geçirdiği konusunda sınırlar sağlayan akıl almaz bir yıldız ve gökada halısı olmuştur. Görüntünün merkezinde yer alanlar, Samanyolu Gökadamızın düzleminde bulunan yıldızlardır. Gökada düzleminin ötesinde yer alan noktaların ezici bir çoğunluğu ise, uzaklıkları renklerle temsil edilen gökadalardır. Mavi noktalar 2MASS araştırmasındaki en yakın gökadaları, kırmızı noktalar kırmızıya kayması 0,1'e yakın olan en uzak araştırma gökadalarını göstermektedir. Adlandırılmış yapılar haritada belirtilmiştir. Gökadaların çoğunluğu kümeler oluşturacak biçimde kütleçekimsel olarak birbirlerine bağlı iken, bu kümelerin kendileri de üstkümeler halinde gevşekçe birbirlerine bağlıdırlar. Bunun sonucunda, kümelerin bazen daha bile büyük ölçekli yapılar halinde dizildikleri görülmektedir.
-
Kartal Bulutsusu'nun Perisi Katkı Sağlayanlar : Hubble Miras Takımı (Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü [sTScI] / Gökbilim Araştırmaları İçin Üniversiteler Birliği [AURA]), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) Açıklama : Kartal Bulutsusu'nun tozdan heykelleri uçup gidiyor. Güçlü yıldız ışıkları bu harika uzay dağlarını yonttukça, geriye kalan heykel benzeri sütunlar efsanelerdeki canavarları akla getiriyor. Yukarıda görülen, Kartal Bulutsusu'nun dev bir peri olarak tanımlanabilecek birkaç göz alıcı toz sütunundan biridir. Bununla birlikte, bu peri on ışıkyılı uzunluktadır ve sıradan ateşten çok daha sıcak bir ışınım yaymaktadır. Büyük Kartal Bulutsusu, M16, halen bir açık yıldız kümesini oluşturan olağanüstü bir yıldız doğumeviyle dolmuş büyüyen bir boşluğun etrafındaki buharlaşan devasa gaz ve toz kabuğudur. Bilimsel yöntemlerle yeniden renklendirilen yukarıdaki görüntü, Hubble Uzay Teleskobu'nun fırlatılışının 15. yıl dönümü kutlamalarının bir parçası olarak yayımlanmıştır.
-
Erken Dolunay Evresindeki Europa Katkı Sağlayanlar : Galileo Projesi, Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA); Ted Stryk Tarafından Tekrar İşlendi Açıklama : Bu uydunun içinde bulunduğu evre size tanıdık gelebilse de, uydunun kendisi gelmeyebilir. Aslına bakılırsa, bu erken dolunay evresi, Jüpiter'in uydusu Europa'nın yalnızca bir kısmını göstermektedir. Robot uzay aracı Galileo, bu görüntü mozaiğini 1995-2003 yılları arasında Jüpiter yörüngesindeki görevi sırasında çekmiştir. Resimde görülebilenler arasında parlak buz düzlükleri, ufka kadar uzanan çatlaklar ve büyük bir olasılıkla hem buz hem de toz toprak içeren koyu renkli bölgeler sayılabilir. Yerden yüksek olan arazi, özellikle gece gündüz çizgisi yakınında gölge yaptığı yerde belirgin durmaktadır. Europa, Dünya'nın uydusu Ay ile hemen hemen aynı büyüklüktedir; ancak çok daha düz olup, yalnızca birkaç yükselti veya geniş çarpma krateri sergilemektedir. Eldeki deliller ve Galileo uzay aracından gelen görüntüler, buzlu yüzeyin altında sıvı okyanusların var olabileceğine işaret etmektedir. Avrupa Uzay Dairesi (ESA), bu denizlerin yaşam içerdiği yönündeki tahminleri sınamak amacıyla, Europa yörüngesi için önerilen bir uzay aracı olan Jovian Europa Yörünge Aracı'nın ön hazırlık çalışmalarını başlatmıştır. Eğer söz konusu buz yeterince ince ise, gelecekte yapılacak bir seferde, okyanusa doğru çukur kazmak ve yaşam belirtilerini araştırmak üzere paraşütle su robotları atılabilecektir.
-
M74 : Kusursuz Sarmal Katkı Sağlayanlar : Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Dairesi (ESA) ve Hubble Miras (Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü (STScI) / Gökbilim Araştırması İçin Üniversiteler Birliği (AURA) - ESA / Hubble İşbirliği Teşekkür : R. Chandar (Toledo Üniversitesi) ve J. Miller (Michigan Üniversitesi) Açıklama : Kusursuz değilse bile, bu sarmal gökada en fotojeniklerinden biridir. Balıklar Takımyıldızı yönünde, 32 milyon ışıkyılı uzaklıkta yer alan ve yaklaşık 100 milyar yıldız içeren bir ada evren olan M74, muhteşem bir karşıdan görünüş sunmaktadır. Sc türü bir gökada olarak sınıflandırılmış olan M74'ün zarif sarmal kollarının meydana getirdiği görkemli desen, parlak mavi yıldız kümeleri ve koyu renkli toz şeritleri izlenerek takip edilebilmektedir. 2003-2005 yılları arasında kaydedilen görüntü verilerinden meydana getirilmiş olan bu net birleşik görüntünün kaynağı, Hubble Uzay Teleskobu'nun Gelişmiş Araştırma Kamerası (ACS)'dır. M74'ün yüzünde bir uçtan diğer uca yaklaşık 30.000 ışıkyıllık bir alanı kaplayan bu görüntü, hidrojen atomlarından gelen ve gökadanın geniş yıldız oluşum bölgelerini gözler önüne seren kırmızımsı ışıma pozlarını da içermektedir.
-
Uzay İstasyonu Yanya Denizi Üzerinde Katkı Sağlayanlar : STS-118 Tayfası, Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) Açıklama : Uzay Mekiği Endeavor mürettebatı, geçen Ağustos ayında, Uluslararası Uzay İstasyonu (UUİ)'nun Dünya Gezegeni üzerindeki bu görüntüsünü yakalamış. UUİ'ye yapılan bu ziyaret sırasında uzay mekiği mürettebatı istasyonu onardı, yeni malzemeler sağladı ve hatta istasyonu genişletti. Asıl görev sona erdiğinde, mürettebat uzay gemisini uzay istasyonunun etrafında dolaştırdı. Gözden geçirmeye yönelik bu tur sırasında çekilen resimde, UUİ Yanya Denizi'nin üzerindeyken görülüyor. İtalya'nın çizmesi solda yer alırken, Yunanistan ve Arnavutluk'un batı kıyı şeritleri resmin üst kenarı boyunca uzanıyor. Baş aşağı duran yörünge mekiğinin kuyruk dikmesi ise görüntünün en tepesinden içeriye doğru sarkmış. Bu seferin ardından Ekim ayında Uzay Mekiği Discovery UUİ'yi ziyaret etmişti. Bir sonraki mekik seferi ise önümüzdeki hafta içerisinde yapılmak üzere planlanmıştır.
-
Medusa Bulutsusu Katkı ve Telif Hakkı : Don Goldman Açıklama : Şeritlere ayrılmış, yılan gibi kıvrılan ışıltılı gaz lifleri, zaten akla bu bulutsunun Medusa* Bulutsusu olan yaygın adını getirmektedir. Abell 21 olarak da binen Medusa, yaklaşık 1500 ışıkyılı uzaklıkta, İkizler Takımyıldızı içerisinde yer alan eski bir gezegenimsi bulutsudur. Efsanelerdeki adaşı gibi, bu bulutsu da etkileyici bir dönüşüm ile bağdaştırılmaktadır. Gezegenimsi bulutsu evresi, güneş benzeri düşük kütleli yıldızların evriminde, bu yıldızların kendilerini kırmızı devlerden beyaz cüce yıldızlara dönüştürdükleri ve bu süreç sırasında dış katmanlarını fırlatıp attıkları son aşamayı temsil etmektedir. Sıcak yıldızlardan gelen mor ötesi ışınım, bulutsunun ışıması için gereken gücü sağlamaktadır. Medusa'nın dönüşüm halindeki sıcak merkezi yıldızı, daha detaylı renkli resimde, parlak hilâl biçimindeki şeklin üst yarısında yer alan küçük mavi yıldız olarak görülebilmektedir. Daha soluk renkteki lifler ise parlak hilâl biçimli bölgenin üstüne ve soluna doğru açıkça yayılmaktadır. Medusa Bulutsusu'nun 4 ışıkyılının üzerinde bir genişliğe sahip olduğu tahmin edilmektedir.
-
M45 : Ülker Yıldız Kümesi Katkı ve Telif Hakkı : Antonio Fernandez-Sanchez Açıklama : Belki de gökyüzündeki en meşhur yıldız kümesi olan Ülker (Pleiades), ışık kirliliğinin yoğun olduğu şehirlerden bile çıplak gözle görülebilmektedir. Yedi Kız Kardeş veya M45 olarak da bilinen Ülker, en parlak ve en yakın açık kümelerden biridir. Ülker, 3000'in üzerinde yıldız içermekte olup, yaklaşık 40 ışıkyılı uzaklıkta ve yalnızca 13 ışıkyılı genişliktedir. Daha parlak küme yıldızlarını çevreleyen mavi yansıma bulutsuları yukarıdaki fotoğrafta oldukça belirgindir. Ülker içerisinde düşük kütleli ve soluk kahverengi cüceler de bulunmuştur.
-
Dar Bantta Üç Bulutsu Katkı ve Telif Hakkı : Michael Mayda Açıklama : Birkaç dar bant süzgeç ve bir yapay renklendirme paleti, Samanyolu'nun merkezinden oluşan bir uzay tuvali üzerinde, bu üç bulutsuya çarpıcı bir görüntü veriyor. Bunların üçü de bulutsu bakımından zengin Yay Takımyıldızı yönünde, yaklaşık 5000 ışıkyılı uzaklıkta yer alan yıldız doğumevleridir. Gökbilimci Charles Messier, 18. yüzyılda bunlardan iki tanesini kataloglamıştı; yukarıda, ortanın sağında yer alan renkli M8 ve solda yer alan küçük M20. NGC 6559, yani üçüncüsü ise sağ altta yer almaktadır. Yüz ışıkyılından büyük genişliğiyle M8, aynı zamanda Deniz Kulağı Bulutsusu olarak da anılmaktadır. Örtücü toz şeritleriyle bölünmüş M20'nin yaygın lâkabı ise Üç Boğumlu'dur. Kükürt, hidrojen ve oksijen atomlarından süzgeçler aracılığıyla alınan dar salma çizgileri, birleştirilmiş görüntüye daha geniş dalga boylarına sahip kırmızı, yeşil ve mavi renklerde yansıtılmıştır. Renk düzenleme işi, Hubble Uzay Teleskobu görüntüleriyle yaygınlaşmış bir uygulamadır. Ancak dar bant süzgeçler, o çok büyük ışık kirliliğini bir tarafa bırakıp, gezegenimiz üzerinde yer alan teleskoplar için de şehir göklerinden saygı uyandıran uzay görüntüleri çekmeyi mümkün hale getirmektedir.
-
Cadılar Bayramı ve Hayalet Başı Bulutsusu Katkı Sağlayanlar : Mohammad Heydari-Malayeri (Paris Gözlemevi) ve diğerleri, Avrupa Uzay Dairesi (ESA), Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) Açıklama : Cadılar Bayramı'nın kökeni eskilere dayanır ve gökbilimle ilgilidir. Bu bayram, MÖ 5. yüzyıldan beri, bir ılım günü (gündüz gece eşitliği) ile bir gündönümü (kuzey yarımkürede en kısa gün, en uzun gece) arasında tam ortada bir gün olan, üç aylık kesişim gününde kutlanmaktadır. Bununla birlikte, çağdaş takvimimize göre, gerçek üç aylık kesişim günü önümüzdeki hafta içerisinde gerçekleşecektir. Bir diğer üç aylık kesişim günü de "Groundhog Günü (2 Şubat)"dür. Cadılar Bayramı'nın günümüzdeki kutlama biçimi, ölülerin ruhunu korkutup kaçırmak amacıyla giyinmeye yönelik tarihi temellerini korumaktadır. Belki de bu eski bayrama en uygun çağdaş karşılık Hubble Uzay Teleskobu'nun çektiği ve resmi yukarıda yer alan Hayalet Başı Bulutsusu'dur. Bilinen düşsel bir hayalet simgesine benzer görünen NGC 2080, aslında Samanyolu Gökadamızın uydularından biri olan Büyük Macellan Bulutu'nda yer alan bir yıldız oluşum bölgesidir. Hayalet Başı Bulutsusu yaklaşık 50 ışıkyıllık bir alanı kaplamakta olup, burada temsili renklerde gösterilmektedir.
-
Büyük Karina Bulutsusu Katkı ve Telif Hakkı : Robert Gendler ve Stephane Guisard Açıklama : Güney göklerinin mücevheri Büyük Karina Bulutsusu, diğer adıyla NGC 3372, 300 ışıkyıllık genişliğiyle, gökadamızın en büyük yıldız oluşum bölgelerinden biridir. 7500 ışıkyıllık uzaklığıyla, 5 kat daha uzak olsa bile; Karina Bulutsusu da kendisinden daha küçük olan ve daha kuzeyde kalan Avcı Bulutsusu gibi çıplak gözle rahatlıkla görülebilmektedir. Bu güzel teleskop görüntüsü, bölgedeki karanlık toz bulutlarıyla, ışıldayan yıldızlararası gaz iplikçiklerinin olağanüstü detaylarını ortaya çıkarmaktadır. Karina Bulutsusu, Güneş'in 100 katından daha büyük bir kütleye sahip olan ve hâlâ anlaşılmaz bulunan değişen yıldız Eta Karina da dahil olmak üzere, genç ve çok büyük kütleli yıldızlara ev sahipliği yapmaktadır. Eta Karina, merkezde duran koyu renkli çentiğin solunda ve tozla kaplı Anahtar Deliği Bulutsusu (NGC 3324) 'nun hemen altında yer alan parlak yıldızdır.
-
Pelikan Bulutsusu'ndaki IC 5067 Katkı ve Telif Hakkı : Antonio Fernandez Açıklama : Bu etkileyici gökyüzü manzarasında görülen belirgin salma tepesi, IC 5067 olarak kataloglanmıştır. Kendine has biçimi nedeniyle yaygın olarak Pelikan Bulutsusu adı verilen ve daha büyük bir salma bulutsusunun parçası olan bu tepe, bahse konu uzay pelikanının kafa ve boyun kavisini takip ederek yaklaşık 10 ışıkyıllık bir alanı kaplamaktadır. Yapay olarak renklendirilmiş görüntü, bulutsu içerisindeki atomlardan gelen dar salma çizgilerinin yaygın ışıltısını, Hubble Uzay Teleskobu tarafından yıldız oluşum bölgesi görüntülerinde kullanılan bir renk paletine dönüştürmektedir. 1/2 derece genişliğinde bir alana yayılmış olan koyu renkli ve harika şekiller, büyük kütleli sıcak yıldızlardan gelen ışıma ve rüzgârların biçimlendirdiği soğuk gaz ve toz bulutlarıdır. Bulutlardan bazılarının yakın çekim görüntüleri, yeni oluşan yıldızların bariz işaretlerini ortaya koymaktadır. Kendisi de IC 5070 olarak kataloglanan Pelikan Bulutsusu, yaklaşık 2000 ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır. Bu bulutsuyu bulabilmek için, yükseklerde uçan Kuğu Takımyıldızı içerisinde yer alan parlak Denep (α Cyg) yıldızının kuzeydoğusuna bakmalısınız.
-
IC 1396'daki Fil Hortumu Katkı ve Telif Hakkı : Brian Lula Açıklama : Kral Takımyıldızı'nın derinlerinde yer alan Fil Hortumu Bulutsusu, gökadayı anlatan Öylesine Hikâyeler kitabından bir resim gibi, salma bulutsusu ve genç yıldız kümesinden oluşan IC 1396 boyunca esip durmaktadır. Tabii ki bu evrensel fil hortumu 20 ışıkyılından daha uzundur. Yapay olarak renklendirilmiş olan yukarıdaki görüntü, yalnızca bölgede yer alan hidrojen (yeşil), kükürt (kırmızı) ve oksijen (mavi) atomlarından gelen ışığı geçiren dar bant süzgeçler ile çekilmiştir. Sonuçta ortaya çıkan birleşik resim, soğuk yıldızlararası toz ve gaz keselerini çevreleyen parlak ve geriye doğru yükselen dağ sıralarını ortaya çıkarmıştır. Bu biçimdeki koyu renkli, gömülü ve asma bıyığı şeklindeki bulutlar yıldız oluşumu için gerekli hammaddeyi içerip, örtücü uzay tozlarının arasındaki ön yıldızları saklamaktadırlar. Yaklaşık 3000 ışıkyılı uzaklıkta yer alan ve oldukça soluk olan çok parçalı IC 1396, gökyüzünde yaklaşık 5 derecelik geniş bir alanı kaplamaktadır. Bu etkileyici yakın çekim ise, kabaca dolunay büyüklüğünde bir alan olan 1/2 derecelik geniş bir alanı göstermektedir.
-
Zwicky 18 : Yaşlanmakta Olan Bir Gökadanın Durumu Katkı Sağlayanlar : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), ve A. Aloisi (ESA ve Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü [sTScI]) Açıklama : Bu gökada kaç yaşındadır? Bir zamanlar soldaki gökada I Zwicky 18'in kayıtlara geçmiş en genç gökada olduğu sanılırdı; çünkü parlak yıldızları yalnızca 500 milyon yıllık bir yaşama işaret ederdi. Bu gökada, aynı zamanda evrenin ilk dönemlerinde oluşan gökadalara benzemesi ama buna rağmen yalnızca 59 milyon ışıkyıllık uzaklığıyla çok yakınlarda bulunması ve önemli ölçüde daha yaşlı gökadalarla çevrili olması nedeniyle de gizemli olup ilgi çekiyordu. I Zwicky 18'in Hubble Uzay Teleskobu tarafından kısa zaman önce çekilen görüntüleri, parlak yıldızlarla karışmış yaşlı ve sönük bir yıldız topluluğunu ortaya çıkararak, bu gizemin çözülmesine yardımcı oldu. Bu nedenle, I Zwicky 18, göreli olarak yeni yıldız oluşumunu içeren ateşli bir dönem hariç, artık komşuları kadar yaşlı (kabaca 10 milyar yaşında) kabul ediliyor. Parlak yıldız oluşumuna yol açan bu yakın tarihli dönemin tetikleyicisi, büyük bir olasılıkla, I Zwicky 18'in sağ üstte görülen daha küçük büyüklükteki yol arkadaşının kütle çekiminde meydana gelen değişikliktir.
-
NGC 3132 : Sekizimsi Patlamış Bulutsu Katkı Sağlayanlar : Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), Hubble Miras Takımı (Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü [sTScI] / Gökbilim Araştırmaları İçin Üniversiteler Birliği [AURA]) Açıklama : Bu tuhaf görünüşlü ama güzel gezegenimsi bulutsuyu yaratan yıldız, NGC 3132'nin merkezine yakın duran şu parlak olan değil, sönük duran yıldızdır. Lakabı Sekizimsi Patlamış Bulutsu ve Güneyin Halka Bulutsusu olan bu ışıldayan gaz, güneş benzeri bir yıldızın dış katmanlarından ortaya çıkmıştır. Yukarıdaki temsili renkli resimde ikili bir sistemi çevrelediği görülen sıcak mavi ışık havuzu, enerjisini soluk duran yıldızın sıcak yüzeyinden almaktadır. Her ne kadar olağandışı simetrisini keşfetmek amacıyla fotoğraflanmış olsa da, bu gezegenimsi bulutsuyu o kadar ilginç kılan şey onun simetrik olmayışıdır. Bu arada, ne dışta yer alan soğuk kabuğun tuhaf biçimi, ne de NGC 3132 içerisinde karşı karşıya gelen soğuk toz şeritlerinin yapı ve yerleşimleri tam olarak anlaşılabilmiştir.
-
Enceladus'un Buz Kaynaçları Katkı Sağlayanlar : Cassini Görüntüleme Takımı, Uzay Bilim Enstitüsü (SSI), Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) Açıklama : Satürn'ün iç kısımda yer alan parlak ve ışıltılı uydusu Enceladus'un üzerinde buz kaynaçları püskürmektedir. Uydunun güney kısmının arkadan aydınlatılmış yapay renklendirmeli bu resminde görülen görkemli buz bulutları, Cassini uzay aracı üzerinde bulunan cihazlar tarafından 2005 Kasım ayında, Enceladus yakın geçişi sırasında keşfedildi. Bu kaynaçlardan sekizinin yeri, günümüzde uydunun güney kutup bölgesinde yer alan büyük yüzey çatlakları boyunca tespit edilmiştir. Araştırmacılar, bu kaynaçların yüzeye yakın duran ve ısıları 273 kelvin dereceye (0 santigrat derece) yakın olan sıvı su keselerinden fışkırdığından şüphelenmektedir. Bu ısı, 73 kelvin derecelik (-200 santigrat derece) yüzey ısısına sahip bu uzak uydunun ısısıyla karşılaştırıldığında sıcaktır. Bu tür buz yanardağı faaliyetleri, 500 kilometre çapındaki minik Enceladus'un şaşırtıcı bir biçimde hareketli olduğunu gösteren etkileyici bir işarettir. Enceladus'un buz kaynaçları, büyük bir ihtimalle, Satürn'ün soluk ama geniş olan E halkasının da kaynağıdır.