25 Mayıs / Şehir içinde tesadüfi şehirler

Etkinliği ekleyen: Misafir
Şehir içinde tesadüfi şehirler
Barcelona'da açılan 'Post-It Şehir' kentlerin yaşam alanlarına, kanunlarına muhalefet etmesine rağmen, yaşayanların
ihtiyaçlarıyla oluşan temas mekanlarını ortaya döküyor. Sergide Türkiye'den de Can Altay, Banu Cennetoğlu, Deniz Gül
ve Hüseyin Alptekin'in çalışmaları yer alıyor
BARCELONA - MartÌ Peran, Filippo Poli, Giovanni La Vara ve Federico Zanfi'den oluşan kurul tarafından 2005 yılından bu
yana yürütülen 'Post-It Şehir' projesi, Barselona Güncel Sanat Merkezi'nde (CCCB) 12 Mart'ta açılan sergiyle izleyiciyle
buluştu. Türkiye'den Can Altay'ın, Banu Cennetoğlu'nun ve Deniz Gül'ün projelerinin de yer aldığı sergi, aynı zamanda
Hüseyin Alptekin'in aramızdan ayrılmasından kısa süre önce tamamladığı bir çalışmasına de ev sahipliği yapması
açısından önem taşıyor.
Sergi; kamusal alanın boş zaman uğraşıları, cinsel, ticari ya da başka sebeplerle geçici işgali sonucu ortaya çıkan
'tesadüfi şehir' kavramı çerçevesinde, çoğu saha çalışmalarından yola çıkarak dünyanın çeşitli şehirlerinde
gerçekleştirilmiş 78 projenin sunumlarını içeriyor. Yaşam biçimlerini belirleme amacı güden, sürekli ikamet edenlerin ve
ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlanmış kamusal alanların aksine; tasarlayanların ilgisi dışında kalan,
önceden belirlenmiş anlamları olmayan ya da anlamı zaman içinde değişmiş-değiştirilmiş alanların; günün saatlerine,
haftanın günlerine, senenin dönemlerine göre çeşitlilik gösteren ve kalıcı olmayan anonim nüfus yoğunlaşmalarına yol
açan geçici kullanımları, 'Post-It Şehir' kavramı etrafında araştırılıyor. Sergi, kentin yaşam alanlarına ve yaşam biçimlerine;
kanunlarıyla, resmi ve gayri resmi kurallarıyla hükmetmeye çalışmasına karşılık, bireylerin yaşam dinamikleriyle
belirlenen, karşılaşma ve temas ihtiyaçları sonucunda ortaya çıkan, ticari gereksinimleri karşılayan, bir araya gelme ve
ayrılma sınırlarını çizen mekanların oluşturduğu dirence yoğunlaşıyor.
Şehir fenomenleri
Bu tema çevresinde fotoğraf, video, harita, ses kayıtları ya da röportajlar aracılığıyla belgelenmiş şehir fenomenleri
izleyiciye sunuluyor. 20 şehirden kolektifler, üniversiteler, sanat merkezleri, kimi zaman da bireyler kendilerine has
metodolojileriyle şehirlerde iz bırakmayan, geçici değişimlere odaklanıyorlar. Sergide; Hanoi'de sokakta 24 saat yemek
servisi, Buenos Aires'te haftada 9 milyon doların döndüğü, günde 50 bin kişinin ziyaret ettiği, turistler için alışveriş turları
düzenlenen gayri resmi market, İspanya Kuzey Afrika arası sınır etkinlikleri, Panama'nın rengarenk süslenmiş otobüsleri,
Sao Paulo'da otobanın altına gizlenmiş yılda 2700 kişinin kullandığı jimnastik salonu, Berlin'de ***** sineması etrafında
dönen gece aktiviteleri, Avrupa ve Amerika grafiti sözlüğü, Barselona'nın kamusal seks mekanları haritası gibi pek çok
araştırma yer alıyor. Projelerin sayı ve içerik olarak yoğunluğu, özellikle tercih edildiği belli olan tek tip, katalog
mantığındaki sergileme biçimiyle birleşince gezilmesi ciddi uğraş gerektiren bir sergi ortaya çıkmış. Kişisel yaklaşımların
çeşitliliği sayesinde sergiden alınabilecek zevk, 'Post-It Şehir' kavramının yoğun incelemesi uğruna feda edilirken,
dünyanın pek çok noktasında şehirlere yığılmış nüfusun alışkanlıkları ve sistemde açmaya kadir oldukları delikler üzerine
bolca düşünülmesi sağlanıyor.
Ayaküstü 'Minibar'
Can Altay, 2004 yılında gerçekleştirdiği Ankara sokaklarında arkadaşlarla ayak üstü içilen içkilerin kamusal alanda anlık
olarak yarattığı bireysel alanların fotoğraflarından oluşan 'Minibar' projesiyle, şehrin alışılmışın dışında kullanımından
bahsediyor. Deniz Gül, İstanbul'un işgal ve geçicilik temaları etrafında, Zeytinburnu'nda kaçak ya da hasarlı olduğu için
yıkılan-yıkımını bekleyen binaların fotoğraflarından oluşan 2007 tarihli 'Zeytinburnu' projesi ile, Banu Cennetoğlu ise
Asya'yı Avrupa'ya bağlayan otobanlar çevresindeki yeşillendirilmiş alanlarda bekleyenlerin habersiz çekilmiş
fotoğraflarından oluşan ve daha önce İtalya, Belçika ve İstanbul'da değişik şekillerde sergilenmiş olan 'Scary Asian Men'
çalışmasıyla sergide yer alıyor. Daha önceki sunumların bir parçası olan Avrupa Birliği göndermeli yıldızdan, bu sergide
yalnızca tanıtım yazısında bahsetmekle yetinilmiş.
Sergide ayrıca Hüseyin Alptekin'in Raquel Friera ve Nuria Güell ile ortak çalışması olan 'Halılar, Battaniyeler' adlı video
yerleştirmesi yer alıyor. Friera ve Güell, projenin Barselona'da da yürütülmesi için Alptekin'den gelen teklifle projeye dahil
olmuşlar. Alptekin'in gezdiği yerlerde ama en çok Türkiye'de karşılaştıkça çektiği, balkona asılmış battaniyelerle başlayan
çalışması, özel alanlardan sokağa taşan nesneler aracılığıyla dışarıdan bakanlara evin içine ve sakinlerine dair bilgi
veriyor. Alptekin'in fotoğraflarının yoldan geçerken, aranmadan çekilivermiş olması, aynı objenin değişik açılardan pek çok
görüntüsünün bulunması yüzünden videonun ona ait olan kısmı izleyiciye göz kırparak hızla akıp giderken, imajların
ceylanlı battaniyelerle zebra desenli battaniyeler arasında gidip gelmesi bizi daha çok mekan sahiplerinin sınıfsal,
antropolojik farkları hakkında düşündürüyor. Buna karşılık Barselona'dan yansıyan ve kodları okuyabilmemiz için yavaş
akan görüntüler, göçmen mahallelerinde tamamen naylonla kapatılmış, Arjantin, Şili bayraklarıyla süslenmiş, yöresel
kıyafetlerin asılı olduğu balkonlarıyla göç, kökenler ve etnik farklar üzerine odaklanıyor.
Eşzamanlı aktiviteler
25 Mayısa kadar açık olan sergiyle ek olarak olarak, Tel Aviv, Santiago ve Bolonya'da da eş zamanlı aktiviteler
düzenleniyor. İlgili kaynakça, makaleler, projelerin fotoğrafları, açıklamaları, etkinlikler ve her tür bilgiye
www.ciutatsocasionals.net http://www.ciutatsocasionals.net adresinden ulaşmak mümkün.
ZEYNO PEKÜNLÜ