A better way to browse. Learn more.
A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.
Şifreni mi unuttun?
Veya aşağıdaki servislerden biriyle giriş yapınız
Dünya Tiyatro Günü
Oyun oynamaktan ne alıkoyabilir bizi?
Dünya Tiyatrolar Günü için ulusal bildiriyi kaleme alan Orhan Alkaya: Tiyatro ümitsizliğin reddidir
27 Mart Dünya Tiyatro Günü Ulusal Bildirisi’ni bu yıl, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat
Yönetmeni, yazar, şair ve yönetmen Orhan Alkaya kaleme aldı.
Alkaya, hazırladığı bildiride, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü bildirisini hazırlamak görevi ve onurunun bu yıl kendisine
verildiğini belirterek, "Ustam Muhsin Ertuğrul’un yazdığı ilk ulusal bildirinin 30 yıl sonrasında ve onun kurumsallaştırdığı
tiyatronun 94 yıllık birikimine işçilik ettiğim zamanda..." dedi.
Türkiye tiyatrosunun hayli zamandır bir uzun geçidin tam içerisinde durduğunu ve geçidin darlığının hayal gücünü
bunalttığını belirten Alkaya, şöyle devam etti:
"Bu geçitten, binlerce yıllık ayrışık kültürel zenginliğimizle süzülmek, dünya köyüne, kendi oyun oynama birikimimizle
akmak üzereyiz. Küçük bir köyde yaşıyoruz, ısınıyor yahut üşüyoruz, mutlaka seviniyor ve üzülüyoruz, farklı dillerde
konuşuyoruz ve ötesi daima hissediyoruz. Köyün bilgeleri ve onların söylenceleri, uzun, durağan hayat önermelerini
kışkırtıyor, hepimizi tekçi dayatmalardan koruyup sakınıyor, yaşamak böyle anlam kazanıyor. Çünkü başlangıçta hayat
şekilsizdir. Öyleyse, oyun oynamaktan ne alıkoyabilir bizi? Pek az temel izlek var biliyoruz ama yaratıcı insan kadar çok
hikaye kurma ve anlatma biçimi de var.
Tiyatro sanatı, hayatı sıkıcı, ısrarcı bir düzenekten koruyup kollarken, yaratıcı insandan beslenir, besleniyor. Çünkü insan
eşsizdir. Olsa olsa henüz köyün sokaklarında saklı kalmış biçimler var ve yasak mahallelere ansızın girmek heyecan
vericidir. Yeni biçimlere ihtiyaç duyuyoruz, çünkü tıkanmak ölümdür. Biçim özün ta kendisidir ve en çok biçim yasaklanır
bilinebilen zamanda. Aynı anda ileriye ve geriye, yani hayatı anlamlı kılacak kimyaya, yeryüzü yaşayanının şaşırtıcı
imgelemiyle gidip gelelim ki sahici tekliği, bugünde var olan insanı anlamlı kılabilelim. Bütün zamanları kapsayan anda,
bugünde! Bugün daima yakıcıdır. İkaros’un kanatları elbette acıyacaktır ama kim güneşe o denli yaklaşmayı tasavvur
edebilir ki? Çünkü ancak, yanmayı göze alan aydınlatabilir."
Tiyatronun ümitsizliğin reddi olduğunu vurgulayan Alkaya, bildiride,
"Çünkü oyun daima başlar.
Şimdi ve burada, yeniden, oyun başlamak üzere.
Başlayalım öyleyse;
hayatın gözden geçirilmiş yeni yorumlarına her zaman ihtiyacımız oldu.
Bu ihtiyaç olmasaydı tiyatro ne işe yarardı ki?" ifadelerine yer verdi.
Gösterilecek hiç bir yorum yok
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.