Gerçek değerlerimizin hisse senetleri değil hissi senetler olduğunu birkez daha anlatacak Söz canbazı...
Tarih : 29 Mart - 13 Nisan 2011
Saat : 20.30
Yer : Caddebostan Kültür Merkezi
Şehir : İstanbul Anadolu
Gerçek anlamıyla tam bir ayrıntı ustası olan Sunay Akın, yaşama bambaşka bir pencereden de bakılacağının altını çizmeyi çok sever. Sunay Akın bakmakla görmenin farkını ortaya koyuyor, izleyenleri geçmiş ile bugün arasında kurduğu köprüde gezdiriyor, tarihin sirlarini paylasiyor, bize ait gerçek değerleri hatırlatıyor her öyküsünde. İzleyenler akıllarındaki kapıları gülümseme anahtarıyla açıyorlar Sunay Akın’ın anlattıklarıyla...
İlkokul birinci sınıfta okuyan çocuk, okuldan çıkar çıkmaz çırak olarak çalıştığı dükkâna gidiyor, yerleri siliyor, ustasına çay dolduruyordu. Gece geç dönüyordu evine. Avluya açılan bir kapı bir şato kapısından farksızdı. Çocuk, ayak parmaklarının ucuna kalkıp mandala uzansa da dilini aşağıya çekecek güç cılız kollarında yoktu. Yorgun çırak, kapının eşiğine oturuyor ve sokaktan kendisine yardım edecek bir gece bekçisinin ya da sarhoşun geçmesini bekliyordu. Zaman makinesi icat ve bana tarihte yalnızca bir güne gitme hakkı verilse hiç düşünmeden o çocuğun önünden geçmek isterdim. Beni görünce sevinecek ve şunları söyleyecektir. 'Abi ben terzi çırağıyım. Ustam işten geç bıraktı... Gücüm yetmiyor... Şu kapının mandalını açsana! ..' Gülümserdim... Saçlarını okşardım, diyeceğim ama başında mutlaka 5 numara traş vardır! .. Açardım kapıyı... O da 'Sağ ol abi' der ve yorgun bedeniyle avlunun karanlığında kaybolurdu gözden... Ben de derdim ki ardından:
'Sen sağ ol baba! .. Hayatta bana açtığın tüm kapılar için sen sağ ol! ..'