Etkinlikler
17:00
-
24 Mayıs 2008 17:00
"ATATÜRK VE ÇOCUK" FOTOĞRAF SERGİSİ
Rezan Has Müzesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında düzenlediği “Atatürk ve Çocuk” adlı fotoğraf sergisi ile Mustafa Kemal Atatürk’ün çok sevdiği ve çevresinden hiç eksik etmediği çocuklarla olan anlarından çarpıcı kareler sunuyor.
Tarih : 25 Nisan - 25 Mayıs 2008
Yer : Rezan Has Müzesi
Şehir : İstanbul Avrupa
Sergide, Atatürk’ün çok bilinen askeri kimliğinin dışında, çocuklarla birlikte geçirdiği sosyal yaşamından kesitler sunulacak. Atatürk fotoğrafları deyince akla ilk gelen isimlerden biri olan Hanri Benazus’un kolleksiyonundan alınan fotoğrafların çoğunlukta olduğu sergi kapsamında, Atatürk’ün orjinal imzalı fotoğrafı ve imza denemeleri de yer alacak. 200’ü aşkın fotoğrafın bulunduğu sergi açılışında Atatürk’ün sevdiği yiyecekler, mezeler; en çok beğendiği şarkılar eşliğinde sunulacak.
Aynı gün, 4 bin 500 adet fotoğrafı ile en büyük Atatürk Fotoğrafları koleksiyonuna sahip olarak bilinen Hanri Benazus, “Atatürk ve Hümanizm” adlı bir konferans gerçekleştirecek. Konferansın ardından çoğu Atatürk ile ilgili 28 adet kitabı yayınlanmış olan koleksiyoner ve yazar, kitaplarını imzalayacak.
Açılışı 25 Nisan 2008 tarihinde, saat 18:30’da, Kadir Has Üniversitesi Sanat Galerisi’nde yapılacak olan sergi, 25 Mayıs 2008 tarihine dek devam edecek.
Telefon: 0212 - 533 65 32
Web Adresi: http://rhm.org.tr
Adres: Kadir Has Üniversitesi, Kadir Has Caddesi Cibali
-
24 Mayıs 2008 17:00
'SESSİZ DİRENİŞ - Rus Fotoğrafında Resimsellik'
İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi'nin 2008 yılındaki ilk sergisi 'SESSİZ DİRENİŞ - Rus Fotoğrafında Resimsellik' adını taşıyor. Küratörlüğünü Moskova Fotoğraf Evi Müzesi Direktörü Olga Sviblova'nın yaptığı sergi, 13 Şubat - 25 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek.
Tarih : 13 Şubat-25 Mayıs 2008
Yer : İstanbul Modern
Şehir : İstanbul Avrupa
'SESSİZ DİRENİŞ - Rus Fotoğrafında Resimsellik' sergisi, Rusya'da 90'ların ortalarında 'yeniden keşfedilen', aynı dönemde yaşamış, birbirlerinden etkilenmiş bir dizi sanatçının yapıtlarıyla 20.yüzyılın başlarındaki Rus sanatının gelişimi ve ülkenin kültürel tarihinden bir kesit sunacak.
Resimsellik akımının temsilcileri, estetiğin içerikten, fotoğrafın uyum ve dengesinin gerçeklikten daha önemli olduğunu savunarak, ışığın her türlü oyununu, değişik tekniklerle de yumuşak tonlamaları kullanıp, dramatik ve şiirsel çalışmalar yaratırlar.
Rus resimsel fotoğrafının ustaları, Ekim Devrimi'nden sonra, 1920'lerde totaliter rejiminin zulüm ve baskısı altında kaldılar. Devrim öncesi dünyanın nostaljisini yapmakla, 'Turgenyev'in duygusallığı'yla, sınıf çatışması kuramı yerine burjuva değerleri öne çıkartmakla suçlandılar. Saldırılar arttıkça 'SESSİZ DİRENİŞ' daha da güçleniyordu. Tüm baskılara karşın Rus resimsel fotoğrafçılar, kendi estetiklerine sadık kalmayı başararak, ulusal ve evrensel sanatın klasikleri arasında yer aldılar.
Moskova Fotoğraf Evi Müzesi (Moscow House of Photography Museum) koleksiyonundan yapılan bir seçkiyle oluşturulan sergide, aralarında Alexander Rodchenko, Sergei Lobovikov, Alexander Grinberg, Yuri Yeremin ve Aleksei Mazurin'in de bulunduğu ünlü 18 Rus fotoğrafçının, 1898'lerden 1940'lara uzanan bir zaman dilimi içindeki üretimlerinden toplam 194 adet orijinal baskı (vintage print) yer alacak.
-
24 Mayıs 2008 17:00
Şehir içinde tesadüfi şehirler
Barcelona'da açılan 'Post-It Şehir' kentlerin yaşam alanlarına, kanunlarına muhalefet etmesine rağmen, yaşayanların
ihtiyaçlarıyla oluşan temas mekanlarını ortaya döküyor. Sergide Türkiye'den de Can Altay, Banu Cennetoğlu, Deniz Gül
ve Hüseyin Alptekin'in çalışmaları yer alıyor
BARCELONA - MartÌ Peran, Filippo Poli, Giovanni La Vara ve Federico Zanfi'den oluşan kurul tarafından 2005 yılından bu
yana yürütülen 'Post-It Şehir' projesi, Barselona Güncel Sanat Merkezi'nde (CCCB) 12 Mart'ta açılan sergiyle izleyiciyle
buluştu. Türkiye'den Can Altay'ın, Banu Cennetoğlu'nun ve Deniz Gül'ün projelerinin de yer aldığı sergi, aynı zamanda
Hüseyin Alptekin'in aramızdan ayrılmasından kısa süre önce tamamladığı bir çalışmasına de ev sahipliği yapması
açısından önem taşıyor.
Sergi; kamusal alanın boş zaman uğraşıları, cinsel, ticari ya da başka sebeplerle geçici işgali sonucu ortaya çıkan
'tesadüfi şehir' kavramı çerçevesinde, çoğu saha çalışmalarından yola çıkarak dünyanın çeşitli şehirlerinde
gerçekleştirilmiş 78 projenin sunumlarını içeriyor. Yaşam biçimlerini belirleme amacı güden, sürekli ikamet edenlerin ve
ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlanmış kamusal alanların aksine; tasarlayanların ilgisi dışında kalan,
önceden belirlenmiş anlamları olmayan ya da anlamı zaman içinde değişmiş-değiştirilmiş alanların; günün saatlerine,
haftanın günlerine, senenin dönemlerine göre çeşitlilik gösteren ve kalıcı olmayan anonim nüfus yoğunlaşmalarına yol
açan geçici kullanımları, 'Post-It Şehir' kavramı etrafında araştırılıyor. Sergi, kentin yaşam alanlarına ve yaşam biçimlerine;
kanunlarıyla, resmi ve gayri resmi kurallarıyla hükmetmeye çalışmasına karşılık, bireylerin yaşam dinamikleriyle
belirlenen, karşılaşma ve temas ihtiyaçları sonucunda ortaya çıkan, ticari gereksinimleri karşılayan, bir araya gelme ve
ayrılma sınırlarını çizen mekanların oluşturduğu dirence yoğunlaşıyor.
Şehir fenomenleri
Bu tema çevresinde fotoğraf, video, harita, ses kayıtları ya da röportajlar aracılığıyla belgelenmiş şehir fenomenleri
izleyiciye sunuluyor. 20 şehirden kolektifler, üniversiteler, sanat merkezleri, kimi zaman da bireyler kendilerine has
metodolojileriyle şehirlerde iz bırakmayan, geçici değişimlere odaklanıyorlar. Sergide; Hanoi'de sokakta 24 saat yemek
servisi, Buenos Aires'te haftada 9 milyon doların döndüğü, günde 50 bin kişinin ziyaret ettiği, turistler için alışveriş turları
düzenlenen gayri resmi market, İspanya Kuzey Afrika arası sınır etkinlikleri, Panama'nın rengarenk süslenmiş otobüsleri,
Sao Paulo'da otobanın altına gizlenmiş yılda 2700 kişinin kullandığı jimnastik salonu, Berlin'de ***** sineması etrafında
dönen gece aktiviteleri, Avrupa ve Amerika grafiti sözlüğü, Barselona'nın kamusal seks mekanları haritası gibi pek çok
araştırma yer alıyor. Projelerin sayı ve içerik olarak yoğunluğu, özellikle tercih edildiği belli olan tek tip, katalog
mantığındaki sergileme biçimiyle birleşince gezilmesi ciddi uğraş gerektiren bir sergi ortaya çıkmış. Kişisel yaklaşımların
çeşitliliği sayesinde sergiden alınabilecek zevk, 'Post-It Şehir' kavramının yoğun incelemesi uğruna feda edilirken,
dünyanın pek çok noktasında şehirlere yığılmış nüfusun alışkanlıkları ve sistemde açmaya kadir oldukları delikler üzerine
bolca düşünülmesi sağlanıyor.
Ayaküstü 'Minibar'
Can Altay, 2004 yılında gerçekleştirdiği Ankara sokaklarında arkadaşlarla ayak üstü içilen içkilerin kamusal alanda anlık
olarak yarattığı bireysel alanların fotoğraflarından oluşan 'Minibar' projesiyle, şehrin alışılmışın dışında kullanımından
bahsediyor. Deniz Gül, İstanbul'un işgal ve geçicilik temaları etrafında, Zeytinburnu'nda kaçak ya da hasarlı olduğu için
yıkılan-yıkımını bekleyen binaların fotoğraflarından oluşan 2007 tarihli 'Zeytinburnu' projesi ile, Banu Cennetoğlu ise
Asya'yı Avrupa'ya bağlayan otobanlar çevresindeki yeşillendirilmiş alanlarda bekleyenlerin habersiz çekilmiş
fotoğraflarından oluşan ve daha önce İtalya, Belçika ve İstanbul'da değişik şekillerde sergilenmiş olan 'Scary Asian Men'
çalışmasıyla sergide yer alıyor. Daha önceki sunumların bir parçası olan Avrupa Birliği göndermeli yıldızdan, bu sergide
yalnızca tanıtım yazısında bahsetmekle yetinilmiş.
Sergide ayrıca Hüseyin Alptekin'in Raquel Friera ve Nuria Güell ile ortak çalışması olan 'Halılar, Battaniyeler' adlı video
yerleştirmesi yer alıyor. Friera ve Güell, projenin Barselona'da da yürütülmesi için Alptekin'den gelen teklifle projeye dahil
olmuşlar. Alptekin'in gezdiği yerlerde ama en çok Türkiye'de karşılaştıkça çektiği, balkona asılmış battaniyelerle başlayan
çalışması, özel alanlardan sokağa taşan nesneler aracılığıyla dışarıdan bakanlara evin içine ve sakinlerine dair bilgi
veriyor. Alptekin'in fotoğraflarının yoldan geçerken, aranmadan çekilivermiş olması, aynı objenin değişik açılardan pek çok
görüntüsünün bulunması yüzünden videonun ona ait olan kısmı izleyiciye göz kırparak hızla akıp giderken, imajların
ceylanlı battaniyelerle zebra desenli battaniyeler arasında gidip gelmesi bizi daha çok mekan sahiplerinin sınıfsal,
antropolojik farkları hakkında düşündürüyor. Buna karşılık Barselona'dan yansıyan ve kodları okuyabilmemiz için yavaş
akan görüntüler, göçmen mahallelerinde tamamen naylonla kapatılmış, Arjantin, Şili bayraklarıyla süslenmiş, yöresel
kıyafetlerin asılı olduğu balkonlarıyla göç, kökenler ve etnik farklar üzerine odaklanıyor.
Eşzamanlı aktiviteler
25 Mayısa kadar açık olan sergiyle ek olarak olarak, Tel Aviv, Santiago ve Bolonya'da da eş zamanlı aktiviteler
düzenleniyor. İlgili kaynakça, makaleler, projelerin fotoğrafları, açıklamaları, etkinlikler ve her tür bilgiye
www.ciutatsocasionals.net http://www.ciutatsocasionals.net adresinden ulaşmak mümkün.
ZEYNO PEKÜNLÜ
-
24 Mayıs 2008 17:00
GOP'ta Hat - Tezhib ve Ebru Sergisi
Geleneksel Türk el sanatlarına hayran olanlar,
14 - 25 tarihleri arasında Gaziosmanpaşa'da gerçekleştirilecek "Hat - Tezhib - Ebru Sergisi"ne davetli. Sergide eserleri yer
alacak sanatçılar şu şekilde açıklandı
Gaziosmanpaşa Belediyesi'nin Geleneksel Türk El Sanatları bünyesinde düzenlemiş olduğu "Hat - Tezhib - Ebru Sergisi"
14 -25 Mayıs 2008 tarihleri arasında Gaziosmanpaşa Kültür ve Sanat Merkezi Sergi Salonunda (2. kat) gerçekleştirilecek.
Hattat Fuat Başar, Fevzi Günüç, A. Zeki Yaşar, Tezhip sanatçıları Ayşe Çeç, Berrin Küçük, Bilge Saydıran, Fatma Nigar
Kurt, Saliha Nur Çevik, Şükran Dülger, Zeynep Yılmazer ve ebruzenlerden Alparslan babaoğlu ile Mahmut Peşteli'nin
eserlerinin sergileneceği
serginin açılış töreni 16 Mayıs Cuma günü saat 14.00'te gerçekleşecek.
Herkesi sergi açılışına
davet eden Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Dr. Erhan Erol, açılışa gelemeyenlere ise kaçırılmaması gereken söz
konusu sergiyi uygun bir zaman diliminde ziyaret etmelerini önerdi ve "Geçmizi bugüne taşıyan sanatçılarımıza teşekkür
ediyoruz" dedi.
-
24 Mayıs 2008 17:00
...Görmedim, duymadım söylemedim
61. Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye için yarışan yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ın "Üç Maymun" adlı filmi, festival
sarayında gösterildi.
Filmin galasına, başta yönetmen Ceylan, başrol oyuncuları Yavuz Bingöl, Hatice Arslan, Ercan Kesal, Ahmet Rıfat
Şungar, Cafer Köse, filmin yapımcılığı ile dağıtımını üstlenen şirketin temsilcileri, Ebru Ceylan ve filme katkısı bulunan
diğer teknik ekip katıldı.
Türk sinemacılar, festival sarayının girişine serilen kırmızı halıdan geçerken yabancı basının ilgi odağı oldu. Sinema
eleştirmenleri ve basına dün gösterilen film, sinema dünyasından olumlu eleştiriler almıştı.
61. Cannes film festivali, 25 Mayıs'ta sona erecek.
Yönetmen Ceylan, "Üç Maymun" ile ilgili düzenlediği basın toplantısında, filmin ismi ile ilgili bir soruya karşılık, "Hayatta,
hepimiz bir şekilde üç maymunu oynuyoruz. Günlük hayatımızın birçok durumunda bunu görmek mümkün. Bu ismi filme
çok uygun bulduğumuz için koyduk" dedi.
"Üç maymunun, yani görmedim, duymadım, söylemedim durumunun günlük hayatta yaşandığını ve gerçeklerden
kaçmaya çalışıldığını" belirten Ceylan, "filmdeki karakterlerde bu yaklaşımların görüldüğünü" ifade etti.
"Senaryonun yazılmasından sonra filmin sonuna kadar sürekli değişiklikler yapıldığını" anlatan Ceylan, "çekim esnasında,
senaryoda öngörülenin dışında sanatçının performansına göre alternatif çekimler de yaptığını ve bunları daha sonra bunları
değerlendirdiğini" söyledi.
Ceylan, "Oyuncuların performansına bağlı olarak, bazen çekimler öncesinde planladığımızdan daha farklı bir şey
çıkabiliyor, bunları da montaj aşamasında değerlendiriyoruz" dedi.
Bir soru üzerine Ceylan, "siyasetle ve güncellikle de ilgilenmediğini, daha çok önem verdiği konunun hayatın içinde
insanın heyecan, zaaf, korku, sevinç gibi farklı duygularını yansıtmak olduğunu" ifade etti.
Filmin başrol oyuncusu Yavuz Bingöl de "Ceylan'ın, oyuncuların doğaçlama yeteneklerine önem verdiğini" belirterek, "bu
filmdeki rolünün, doğaçlamaya oldukça uygun olduğunu" söyledi.
Filmde rol alan diğer oyunculardan, aynı zamanda senaryoya katkıda bulunan Ercan Kesal da "filmin senaryosunun,
oyuncuyu da özgür kıldığını, filmin zenginliğinin altında da bunun yattığını" belirtti.
"Ceylan'ın sessizliği çok fazla kullanan bir yönetmen olduğunu" kaydeden Kesal, "amatör bir oyuncu olduğunu, esas
mesleğinin doktorluk olduğunu" ifade etti. Kesal, "Ceylan'ın gerçekçi ve hayatı anlatan doğal anlatımının, kendisi gibi bir
amatör oyuncunun bile bu rolü oynamasına olanak sağladığını" söyledi.
Basın toplantısına filmin oyuncularından Yavuz Bingöl, Hatice Arslan, Ercan Kesal, Ahmet Rıfat Şungar, Cafer Köse ve
filmin yapımcılığı ile dağıtımını üstlenen şirketin temsilcileri, ayrıca senaryoya önemli katkıda bulunan Ebru Ceylan katıldı.
Ceylan'ın, bu akşam galada gösterilecek filmi, "küçük zaafların büyük yalanlara dönüşerek parçaladığı bir ailenin gerçeği
örtbas ederek her şeye rağmen bir arada kalma çabasını" anlatıyor.
Filmle konusuyla ilgili basına dağıtılan bilgi notunda, "Altından kalkamayacağı acılara ya da sorumluluklara maruz
kalmamak için gerçeği bilmek istememek, onu görmemek, duymamak, hakkında konuşmamak ya da günümüz tabiriyle
üç maymunu oynamak, onun varolduğu gerçeğini ortadan kaldırır mı" ifadesini kullanıldı.
Yakın Etkinlikler
-
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
- 0 yorum
-
10 Kasım Atatürk'ü anma günü ve Atatürk haftası
10 Kasım Atatürk'ü anma günü ve Atatürk haftası
- 0 yorum
-
24 Kasım Öğretmenler Günü
24 Kasım Öğretmenler Günü....
Bütün öğretmenlerimize yaşamları boyunca mutluluklar diliyoruz...
- 0 yorum
-
25 Aralık Christmas Day - Dini Gün (Noel)
Christmas Day - Noel Dini Gün
Noel Baba Vikipedi, özgür ansiklopedi
Noel BabaNoel Baba (aslen Santa Claus,Saint Nicholas, Saint Nick, Father Christmas, Kris Kringle, Santy veya Santa) Noel gecesi (24 Aralık'ı 25 Aralık'a bağlayan gece) çocuklara hediye dağıtan yerel bir kahramandır. Türkiye'de ise Noel Baba yılbaşı gecesi hediye dağıtan kişiye dönüşmüştür. Kökeni Saint Nicholas`a dayanır, fakat kültüre göre farklılık gösterir. Noel Baba dünya çapında daha çok sevilmiş ve Santa Claus isminin yerini almıştır. Örnek olarak "Santa" yerine İtalya`da "Babbo Natale", Brezilya`da "Papai Noel", Çek Cumhuriyeti`nde "Deda Mráz", Portekiz`de "Pai Natal", Romanya`da "Moş Crăciun", Almanya`da "Weihnachtsmann", İrlanda`da "Daidí na Nollag", Fransa`da "Le Père Noël", İspanya ve Meksika`da "Papa Noel", Türkiye`de "Noel Baba" olmak üzere farklı isimler kullanılır.
Hikaye Türkiye doğumlu tarihsel bir figür olan psikopos Saint Nicholas`ın (Nikola) fakirlere hediye dağıtmasına dayanır. Bilinen en meşhur yardımı da, üç kızı olan bir babayla arasında geçenlerdir. Bu olayın 320'li yıllarda gerçekleştiğine inanılır. Fakir bir baba kızlarına çeyiz parası karşılayacak durumu yoktur, bu yüzden hiçbir erkek onlarla evlenmek istemez. Böyle bir durumda da kötü yola düşmek zorunda kalabilirler. Oldukça eğitimli ve zengin bir aileden gelen Nikola da üç kızı için üç külçe altını geceleyin gizlice fakir adamın penceresinden içeri atar. Hikayenin bu noktada birçok versiyonları mevcuttur.Bu üç külçe altının 3 gün arayla ya da 3 yıl ard arda atılması ile ilgili; ancak sonu aynıdır. Fakir adam çıkıp kendisini görünce şaşırır ve o'na teşekkür eder; bir rahip olan Nikola da "Bana değil, Tanrı'ya teşekkür et." der. Bu olayın ortaya çıkmasından sonra, o yörede birçok gizlice yapılan yardımların aslında Nikola tarafından yapıldığı anlaşılır. Nikola'nın ölümünden sonra da yöre halkı birbirlerine gizlice hediye vermeye başlarlar ve bir gelenek oluşur.
320 yılından önce Jermen kültüründen mevcut olan senelik hediye verilmesi ise, Odin'e dayanır. Odin'in uçan atı Sleipnir için çocuklar patiklerinin içine havuç ve şeker koyup duvara (ya da kapıya) asarlar. Odin de bu iyiliği karşılığında çocuklara hediyeler, tatlılar, ve şekerlemeler verir.
Bu olay mitolojik bir karakter olan Sinterklaas'a esin kaynağı olmuştur. Hollanda, Belçika ve Almanya'da (ölüm tarihi 6 Aralık bir gece önce 5 Aralık'ta kutlanmaktadır) Sinterklaas adına büyük kutlamalar düzenlenir. Aslında Flemenkçe "Sinterklaas" kelimesinin New Amsterdamlılar(sonradan New York) tarafından yanlış telaffuz edilmesiyle Santa Claus şekline dönüşmüştür.
Noel Baba, batılı ülkelerde, Japonya'da ve Asya'nın doğusunda bir Noel geleneği olarak varlığını sürdürmektedir.
İnanışa göre, Noel Baba kır saçlı, uzun kır sakallı, sevimli, koca göbekli, tonton birisidir. Beyaz tüyleri olan kırmızı bir cüppe giymekte aynı görüntüde bir de kukuleta takmaktadır. Noel gününe geçilen gecede uçan geyiklerin çektiği kızağı ile evden eve hediyeler dağıtır; evlere bacadan girip, şömineden ulaşır. Yılın geri kalan zamanlarını ise eşi ve elfleri ile birlikte bir sonraki Noel için oyuncaklar hazırlayarak geçirir. Evinin yeri ülkelerin geleneklerine göre değişiklik göstermektedir. Kuzey Kutbu, Finlandiya'daki Korvatunturi, İsveç'teki Dalecarlia veya Grönland bunlardan bazılarıdır.
Noel Baba, sevimli görünüşü ve hediye dağıtmasından dolayı çocukların çok sevdiği bir karakterdir. Büyükler arasında da Noel yaklaşınca, Noel Baba'ya olan saygı ve sevgi ifadesi olarak, kukuletasını takanlara sıkça rastlanır.
1875 te Kanada'daki bir gazetede Noel BabaBir iddiaya göre günümüzdeki Noel Baba imajının (kır sakallı, koca göbekli, kırmızı cübbeli, kukuletalı) kaynağı, 1931'de Haddon Sundblom adlı çizerin Coca Cola reklamları için yaptığı çizimlerdir. Ne var ki Coca Cola reklamlarından çok önce, 19. yüzyılın başında Noel Baba'nın çeşitli çocuk kitaplarında ve karikatürlerde günümüzdeki Noel Baba imajına benzer şekilde resmedildiği görülmüştür. 1862 Noel'inde Noel'in henüz ABD'de tatil dönemi olmadığı ve Noel Baba figürünün kullanılmadığı dönemde Thomas Nast adlı Amerikalı karikatürist Harper's Weekly adlı derginin kapağında Noel Baba figürünü kullanmış ve kimilerince Noel Baba'nın mucidi kabul edilmiştir.
- 0 yorum
-
Yılbaşı - Yeni Yılın İlk Günü
Yılbaşı - Yeni Yılın İlk Günü
- 0 yorum