Etkinlikler
17:00
-
22 Mart 2008 17:00
Usta ressamın yorumu İstanbul Modern'de
İstanbul Modern Sanat Müzesi, modern Türk resminin sıradışı ustası, toplumsal ve kültürel tarihimizin eşsiz
yorumcusu Cihat Burak’ın yaşamını ve sanatını yansıtan bir sergi düzenliyor.
Türk Telekom’un sponsorluğuyla gerçekleşen, küratörlüğünü İstanbul Modern Ulusal Sergiler Şef Küratörü Levent
Çalıkoğlu’nun üstlendiği "Cihat Burak Retrospektifi", çok yönlü sanatçının 50 yıllık sanatsal üretimini bir araya getirecek.
Sergide Cihat Burak’ın resim, seramik ve baskı teknikleriyle gerçekleştirdiği yaklaşık 232 yapıtı yer alacak,
sanatçının farklı konu başlıkları altında bir araya getirilen çalışmaları dönemsel bir akış eşliğinde sunulacak. Sergide
ayrıca Ara Güler’in çektiği 23 Cihat Burak fotoğrafı yer alacak. 13 Aralık 2007’de İstanbul Modern Sanat Müzesi Süreli
Sergiler Salonu’nda açılacak olan sergi 23 Mart 2008’de sona erecek.
Sergi kapsamında "Seyahatname" başlıklı eğitim projesi ve
"Fırçasıyla ve Kalemiyle Cihat Burak" başlıklı söyleşi dizisi gerçekleştirilecek, "Simurg-Gerçeğin Peşinde Otuz Yolcu"
belgesel dizisinin Cihat Burak’a ait bölümü gösterilecek.
Mimar, ressam ve öykü yazarı Cihat Burak, Osmanlı-Türk toplumunun gerek mekânsal gerekse sosyal özelliklerini
özümseyerek, yaşam serüvenine paralel biçimde Cumhuriyet Dönemi Türk insanını tüm yönleri ile yansıtıyor. Cihat
Burak, eskinin tadını yeniden yaratan, halk sanatıyla Osmanlı sanatının öğelerini, Batılı bir yöntemle bağdaştırıp sunan bir
resim ustası olarak, tuval, kâğıt, seramik, metal plaka gibi farklı malzemeleri deniyor, araştırıyor.
Gelenekle evrensellik, imgelem ile gerçeklik iç içe
Sanatı, hayatın yansıması olarak gören Cihat Burak’ın resimlerine hayaller, hatta şiirler, düşler karışır; gerçeküstü öğeleri,
olağanüstü bir kara mizahla birleştirerek çok özgün bir resim dili yaratır. Figürleri, gerçekleştirdiği döneme ve toplumsal
yaşama ilişkin analizlerini ironik bir dokuyla sunar. Çalışmaları bellek, düş gücü, hiciv ve fantastiğin bileşimidir. Zengin
düş ve gözlem gücüyle son derece kişisel, ironik üslubuyla, masalsı ve nüktedan bir dünya sunar. Otobiyografik izler de
barındıran yapıtlarında, insan ilişkilerinin ve çevrenin yozlaştırılmasına, eğitim sisteminin çarpıklıklarına, hızlı kentleşmeye,
kültürel değerlerin bozguna uğramasına, gelişemeden modernleşmeye çalışan topluma kızgınlığı, başkaldırısı ağır basar.
Cihat Burak’ın gerçeküstü öğeler ve olağanüstü bir kara mizahla süslediği resimlerinde şu konular görülür: Osmanlı tarihi,
Cumhuriyet Türkiyesi’nin sosyo-politik yaşam tarzı, Paris ve kent hayatı, çocukluk anıları ve geçmişe özlem, edebiyat
metinleri ile düşsel bir dünyanın iç içe geçtiği anlatımlar, doğa ve canlılar dünyası, ölüm, yaşam ve gelecek. Nazım
Hikmet’i, Cumhuriyet tarihinin sosyo kültürel yaşamının bir yansıması olarak anıtsallaştıran Cihat Burak, resimlerinde,
ilginç bulduğu Yahya Kemal, Neyzen Tevfik, Nadir Nadi, Eren Eyüboğlu, Aliye Berger gibi kişileri de konu alır. Günlük
yaşam kesitlerini, anılara ve bir düş alemine bağlayarak, ince bir mizah anlayışıyla yansıtır yapıtlarında: Telli Baba’yı
ziyaret eden yeni evli bir çift, efeler, gaziler, pehlivanlar, ayakkabı boyacıları, askerler, balıkçılar, çarşılar, pazarlar,
vapurlar... Beyoğlu gece hayatının tüm kahramanlarını, çalgıcıları, şarkıcıları, dansözleri, Krepen Pasajı’nı, Cumhuriyet
Meyhanesi’ni kendine özgü biçimde aktarır. Popüler kültür hayatımızdan Beyaz Kelebekler, Zeki Müren gibi isimlerin yanı
sıra kimi resimlerinde Lady Diana, Maria Callas, Onasis, Hitler, Göring çıkıverir karşımıza.. Özellikle "Evliya Çelebi
Seyahatnamesi" gibi düş gücüyle gözlemlerin kaynaştığı edebi türlere merakıyla, I.Ahmet, Piri Reis, Moby Dick, Ortaçağ
deniz savaşları, mitolojik öyküler gibi konuları özgün hiciv diliyle yeniden yorumlar. Hızlı kentleşmeyle değişen değerlerin
tanığı olan Süleyman Demirel, bir gazete haberinden yola çıkarak yaptığı resminde yarı devlet adamı yarı başkumandan
olarak gösterilir. Politik, eleştirel sanat anlayışının en keskin örneklerinden biri de, bir ziyafet sofrasında dönemin
Başbakanı Turgut Özal’ı göğsüne kağıt paralar yapıştırılmış bir gelin olarak resmettiği, 1980’li yıllardaki toplumsal
dönüşümü irdelediği yapıtıdır.
Ürettikleri yaşamının tanıklığı
İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, modern Türk resminde çok özel bir yere sahip sıradışı bir usta olan Cihat Burak’ın yaşadığı dönemin sanatçısı olarak, ürettikleriyle geleceğe tarihsel belgeler bıraktığını ve yaşamının tanıklığını yansıttığını belirtiyor: "Sanatçının, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Cumhuriyet dönemine uzanan yaşamöyküsüne koşut, gelenekle evrenselliğin, imgelem ile gerçekliğin iç içe geçtiği sanatından çok çeşitli örnekleri içeren "Cihat Burak Retrospektifi", aynı zamanda geçmişimizin görsel tarihini de sunuyor. İstanbul Modern, Türk sanatının uluslararası önem taşıyan sanatçılarına ayırdığı geniş kapsamlı süreli sergileri ile öncelikle bu sanatçıların yeniden gündeme gelmesine ön ayak olurken, genç kuşaklara ulaşması için de öncülük yapıyor."
Küratör Levent Çalıkoğlu, Cihat Burak’ın sanatının metinler ve disiplinlerarası bir kaynaktan beslendiğini vurguluyor:
"Dünya, sözlü bir atlas, görsel bir coğrafya kitabıdır onun için. Bakar, okur, dinler, notlar alır, biriktirdiklerinden kuşku
duyar, dünyayı bir toplumbilimci gibi sebep ve sonuçları üzerinden inceden inceye analiz eder. Sanata ait her türlü
görselliği, hayat ve gündelik olanla ilişkilendirir, hayal gücünün sonsuz derinliklerine daldırarak yeni ve kendine has bir
bakış kazandırır. Kendisini görünüş ve anlam dünyasına adar, biriktirdiği her şeyi bir nakkaş gibi yüzeylere istif eder."
Çalıkoğlu, Cihat Burak’ın kendine ait bir imge dünyası kuran nadir sanatçılardan biri olduğunu belirterek, "Sanatının
benzersiz ve karşılaştırılamaz olmasının nedeni, diller arasında kendine özgü bir sentez kurmasından kaynaklanır. Katı bir
gerçekçilikten doğan, sınırsız bir hayal gücünün içerisinden süzülen, tüm dünyayı belleğinin bir parçası olarak işleyen
duyarlı ve alabildiğine samimi bir anlatım tarzı geliştirir. Dünya vardır ve Cihat Burak ayrıntılı bir gözle onu okur" diyor.
-
22 Mart 2008 17:00
19. Ankara Uluslarası Film Festivali
19. Ankara Uluslararası Film Festivali kapsamında, Polonyalı ünlü yönetmen Krzysztof Kieslowski’yi anlatan "Kieslowski:
İzler ve Hatıralar Sergisi" açılacak.
Yapılan yazılı açıklamaya göre, Berlin, Wiesbaden, Duesseldorf, Torun ve Viyana’da büyük ilgi toplayan "Kieslowski: İzler
ve Hatıralar Sergisi",
13-23 Mart tarihleri arasında, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde Ankaralı sanatseverlerle buluşacak.
Sinema dünyasına "Dekalog", "Veronique’in Çifte Yaşamı" ve "Üç Renk Üçlemesi: Mavi, Beyaz, Kırmızı" gibi başyapıtları
armağan eden Polonyalı ünlü yönetmen Krzysztof Kieslowski’nin kişisel ve sanatsal hayatını konu alan sergi,
Kieslowski’nin aile arşivlerinden derlenen fotoğraf, mektup gibi belgelerin yanı sıra, yönetmenin filmleriyle ilgili az
rastlanan afiş, kartpostal gibi materyalleri de içerecek.
Ayrıca, Kieslowski hayranlarına, yönetmen hakkında hazırlanmış en kapsamlı belgesel olan "Hala Aramızda: Krzysztof
Kieslowski",
16 Mart Pazar günü saat 14.30’da Kızılay Büyülü Fener Sineması’nda gösterilecek.
-
22 Mart 2008 17:00
Dünya Felsefe Günü
Dünya Felsefe Günü , 22-23 Kasım’da İstanbul’da yapılacak etkinliklerle kutlanacak.
Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada, Birleşmiş Milletler (BM)
Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu’nun (UNESCO) aldığı kararla 2002 yılından bu yana her yıl Kasım ayının 4’üncü Perşembe
günü dünya düzeyinde kutlanan "Dünya Felsefe Günü"nün, 22-23 Kasım tarihlerinde UNESCO Türkiye Milli Komisyonu
ve Türkiye Felsefe Kurumu’nun işbirliğiyle düzenlenecek etkinlikler çerçevesinde Atatürk Kültür Merkezi (AKM) ve The
Marmara Otel’de kutlanacağı bildirildi.
Açıklamada, çeşitli ülkelerden felsefecilerin katılacağı "Dünya Felsefe Günü"nde, "Barışın ve insan haklarının felsefi
temelleri: ulaştığımız nokta nedir?", "Dünyaya bakışımız nasıl gelişti: neye küresel, neye yerel, neye ortak diyoruz?",
"Serbest pazar: yoksulluktan kurtulma yolu mu, yoksa sahte bir ikilem mi?" gibi sorunların tartışılacağı yuvarlak masa
toplantıları ve ödül töreni gibi etkinlikler düzenleneceği kaydedildi.
-
22 Mart 2008 17:00
Sivas '93 perde açıyor!
Dostlar Tiyatrosu’nun sahnelediği "Sivas '93" oyunu, Muammer Karaca Tiyatrosu’nda sahneleniyor.
21 ve 22 Mart saat 20.30’da, 23 Mart’ta ise 15.00’de başlayan oyun, yakın dönem siyasi tarihimizin en sarsıcı
olaylarından biri olan Sivas Madımak Oteli’nde yaşananları ve sonrasında mahkeme sürecini belgesel film görüntülüleri
eşliğinde tiyatro severlerle buluşturuyor. Genco Erkal’ın yazdığı ve yönettiği belgesel oyunun oyuncu kadrosunda Genco
Erkal’la beraber Meral Çetinkaya, Yiğit Tuncay, Murat Tüzün, Nilgün Karababa, Şirvan Akan ve Çağatay Mıdıkhan yer
alıyor.
Bilet fiyatları tam 25 YTL, indirimli 15 YTL.
(0212) 252 59 35
Yakın Etkinlikler
-
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
- 0 yorum
-
10 Kasım Atatürk'ü anma günü ve Atatürk haftası
10 Kasım Atatürk'ü anma günü ve Atatürk haftası
- 0 yorum
-
24 Kasım Öğretmenler Günü
24 Kasım Öğretmenler Günü....
Bütün öğretmenlerimize yaşamları boyunca mutluluklar diliyoruz...
- 0 yorum
-
25 Aralık Christmas Day - Dini Gün (Noel)
Christmas Day - Noel Dini Gün
Noel Baba Vikipedi, özgür ansiklopedi
Noel BabaNoel Baba (aslen Santa Claus,Saint Nicholas, Saint Nick, Father Christmas, Kris Kringle, Santy veya Santa) Noel gecesi (24 Aralık'ı 25 Aralık'a bağlayan gece) çocuklara hediye dağıtan yerel bir kahramandır. Türkiye'de ise Noel Baba yılbaşı gecesi hediye dağıtan kişiye dönüşmüştür. Kökeni Saint Nicholas`a dayanır, fakat kültüre göre farklılık gösterir. Noel Baba dünya çapında daha çok sevilmiş ve Santa Claus isminin yerini almıştır. Örnek olarak "Santa" yerine İtalya`da "Babbo Natale", Brezilya`da "Papai Noel", Çek Cumhuriyeti`nde "Deda Mráz", Portekiz`de "Pai Natal", Romanya`da "Moş Crăciun", Almanya`da "Weihnachtsmann", İrlanda`da "Daidí na Nollag", Fransa`da "Le Père Noël", İspanya ve Meksika`da "Papa Noel", Türkiye`de "Noel Baba" olmak üzere farklı isimler kullanılır.
Hikaye Türkiye doğumlu tarihsel bir figür olan psikopos Saint Nicholas`ın (Nikola) fakirlere hediye dağıtmasına dayanır. Bilinen en meşhur yardımı da, üç kızı olan bir babayla arasında geçenlerdir. Bu olayın 320'li yıllarda gerçekleştiğine inanılır. Fakir bir baba kızlarına çeyiz parası karşılayacak durumu yoktur, bu yüzden hiçbir erkek onlarla evlenmek istemez. Böyle bir durumda da kötü yola düşmek zorunda kalabilirler. Oldukça eğitimli ve zengin bir aileden gelen Nikola da üç kızı için üç külçe altını geceleyin gizlice fakir adamın penceresinden içeri atar. Hikayenin bu noktada birçok versiyonları mevcuttur.Bu üç külçe altının 3 gün arayla ya da 3 yıl ard arda atılması ile ilgili; ancak sonu aynıdır. Fakir adam çıkıp kendisini görünce şaşırır ve o'na teşekkür eder; bir rahip olan Nikola da "Bana değil, Tanrı'ya teşekkür et." der. Bu olayın ortaya çıkmasından sonra, o yörede birçok gizlice yapılan yardımların aslında Nikola tarafından yapıldığı anlaşılır. Nikola'nın ölümünden sonra da yöre halkı birbirlerine gizlice hediye vermeye başlarlar ve bir gelenek oluşur.
320 yılından önce Jermen kültüründen mevcut olan senelik hediye verilmesi ise, Odin'e dayanır. Odin'in uçan atı Sleipnir için çocuklar patiklerinin içine havuç ve şeker koyup duvara (ya da kapıya) asarlar. Odin de bu iyiliği karşılığında çocuklara hediyeler, tatlılar, ve şekerlemeler verir.
Bu olay mitolojik bir karakter olan Sinterklaas'a esin kaynağı olmuştur. Hollanda, Belçika ve Almanya'da (ölüm tarihi 6 Aralık bir gece önce 5 Aralık'ta kutlanmaktadır) Sinterklaas adına büyük kutlamalar düzenlenir. Aslında Flemenkçe "Sinterklaas" kelimesinin New Amsterdamlılar(sonradan New York) tarafından yanlış telaffuz edilmesiyle Santa Claus şekline dönüşmüştür.
Noel Baba, batılı ülkelerde, Japonya'da ve Asya'nın doğusunda bir Noel geleneği olarak varlığını sürdürmektedir.
İnanışa göre, Noel Baba kır saçlı, uzun kır sakallı, sevimli, koca göbekli, tonton birisidir. Beyaz tüyleri olan kırmızı bir cüppe giymekte aynı görüntüde bir de kukuleta takmaktadır. Noel gününe geçilen gecede uçan geyiklerin çektiği kızağı ile evden eve hediyeler dağıtır; evlere bacadan girip, şömineden ulaşır. Yılın geri kalan zamanlarını ise eşi ve elfleri ile birlikte bir sonraki Noel için oyuncaklar hazırlayarak geçirir. Evinin yeri ülkelerin geleneklerine göre değişiklik göstermektedir. Kuzey Kutbu, Finlandiya'daki Korvatunturi, İsveç'teki Dalecarlia veya Grönland bunlardan bazılarıdır.
Noel Baba, sevimli görünüşü ve hediye dağıtmasından dolayı çocukların çok sevdiği bir karakterdir. Büyükler arasında da Noel yaklaşınca, Noel Baba'ya olan saygı ve sevgi ifadesi olarak, kukuletasını takanlara sıkça rastlanır.
1875 te Kanada'daki bir gazetede Noel BabaBir iddiaya göre günümüzdeki Noel Baba imajının (kır sakallı, koca göbekli, kırmızı cübbeli, kukuletalı) kaynağı, 1931'de Haddon Sundblom adlı çizerin Coca Cola reklamları için yaptığı çizimlerdir. Ne var ki Coca Cola reklamlarından çok önce, 19. yüzyılın başında Noel Baba'nın çeşitli çocuk kitaplarında ve karikatürlerde günümüzdeki Noel Baba imajına benzer şekilde resmedildiği görülmüştür. 1862 Noel'inde Noel'in henüz ABD'de tatil dönemi olmadığı ve Noel Baba figürünün kullanılmadığı dönemde Thomas Nast adlı Amerikalı karikatürist Harper's Weekly adlı derginin kapağında Noel Baba figürünü kullanmış ve kimilerince Noel Baba'nın mucidi kabul edilmiştir.
- 0 yorum
-
Yılbaşı - Yeni Yılın İlk Günü
Yılbaşı - Yeni Yılın İlk Günü
- 0 yorum