Bütün Eylemler

Maçtan görüntüler

Xi Jinping, Amerikan egemenliği dönemini geride bıraktı veya şöyle diyebiliriz 'bitirdi'. Donald Trump ve Xi Jinping arasındaki görüşmenin temel amacı yeterince açıktı: gerginliği azaltmak ve dünyanın en önemli ikili ilişkilerinden birini istikrara kavuşturacak bazı anlaşmalar yapmak. Bu açıdan bakıldığında zirvenin başarılı olduğu söylenebilir. Trump, saatler süren görüşmelerin ardından sevinçten ışıldıyordu ve her zamanki gibi sonuçları yeni bir dönemin başlangıcı olarak göstermeye çalıştı. Air Force One'da gazetecilere, "Sıfırdan 10'a, 10 en iyisi, bence toplantı 12'ydi," dedi. "Birçok karar alındı... ve birçok önemli noktada bir sonuca vardık." Bu başlı başına önemli. Elbette Trump ve Xi, ABD-Çin ilişkilerinde bu kadar gerginliğe neden olan tüm sorunları çözmedi, ancak aklı başında hiç kimse bunun asla gerçekleşeceğini düşünmemişti. Washington ve Pekin'in, ikili ticareti neredeyse durduracak kadar ağır gümrük vergileriyle birbirlerine tokat atmasının üzerinden çok da uzun zaman geçmedi. Trump ise, Çin'in nadir toprak elementlerinin ihracatına getirdiği ağır kısıtlamalardan rahatsız olarak, Çin geri adım atmazsa 1 Kasım'a kadar %100 ek gümrük vergisi uygulamakla tehdit etmesinin üzerinden sadece birkaç hafta geçti. Evet, geri adım attılar - en azından şimdilik. Nadir toprak elementi ihracat kontrollerinin bir kısmı şimdi bir yıllığına askıya alınacak. Çin ayrıca ABD'den soya fasulyesi ithal edecek ve bu da Amerikan çiftçilerine mali destek sağlayacak. Buna karşılık Trump, Çin'in kimyasal öncül maddelerin akışını durdurmada daha fazla iş birliği yapması karşılığında, fentanil konusunda Çin'e uyguladığı gümrük vergilerinin yarısını kabul etti. Ayrıca ABD, Çin gemilerinin Amerikan limanlarına yanaşması için ücretleri artırabilecek bir soruşturmayı erteleyecek. Çin de aynısını yapacak. Başka bir deyişle, tüm bu düzenlemeye, teknik olarak hâlâ yürürlükte olan bir ticaret savaşında ateşkes diyebilirsiniz. Öne çıkan, sistemik sorunlar – Çin'in devlet destekli sanayi politikası; ucuz Çin mallarının yurtdışına satılması; ABD yarı iletken ihracat kontrolleri; Tayvan – hâlâ kulislerde gizleniyor. Eğer bir kumarbaz olsaydınız, akıllıca olan bu sakinleşme döneminin sonunda aynı eski meselelerin tekrar ön plana çıkmasıyla yeni bir öfke dalgasına dönüşmesi olurdu. Görüşmelerin öncesinde, Washington'daki Çin şahinleri, Trump'ın tercihli ticaret şartları karşılığında Çin'e jeopolitik tavizler verebileceğinden endişe duyuyordu. Korkulan şey, Trump'ın Şi ile büyük bir ticaret anlaşması yapmaya o kadar odaklanmış olmasıydı ki, ABD'nin Tayvan'a silah ihracatını askıya almak, ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin Tayvanlı mevkidaşlarıyla görüşmesini engellemek veya ABD'nin Tayvan'ın bağımsızlığına karşı olduğunu açıkça belirtmek gibi hemen hemen her şeyi teklif edecekti. Bildirildiğine göre, bu son madde Şi'nin istek listesinin başındaydı; ABD, Tayvan'ın bağımsızlığını bir politika meselesi olarak reddederken, teoriye göre bunu açıkça ifade etmek, Xi'yi adayı zorla ele geçirme planlarını hızlandırmaya teşvik edecekti. Bu korkular gerçekleşmedi. Yine de, tavizler verildiğine şüphe yok ve bu tavizler Amerikan tarafı için kaçınılmazdı. Xi, Çin'in küresel ekonomideki kilit noktalar, özellikle de nadir toprak madenciliği üzerindeki kontrolünü, Trump'ı sadece birkaç hafta önce uygulamaya koymayı planladığı gümrük vergilerini geri çekmeye zorlamak için başarıyla kullandı. Çin'in dünyadaki nadir toprak elementlerinin yüzde 60'ını üretmesi ve bunların neredeyse yüzde 90'ını işlemesi, Pekin'in misilleme yoluyla mıknatıslardan pillere, çamaşır makinelerinden cep telefonlarına ve hatta jet savaş uçaklarına kadar her şeyin kıtlığı nedeniyle yüksek bir fiyat elde edebileceği anlamına geliyordu. Çinliler, bu elementlerin ihracatını azaltmanın sahip oldukları en büyük kaldıraç noktalarından biri olduğunu anladılar ve Trump yönetiminin planladığı ticaret savaşını engellemek için tetiği çektiler. Çin'in Trump'ı daha uzlaşmacı bir pozisyona zorlamak için ekonomik gücünü kullanması bu ilk sefer değil. Trump ilkbaharda Çin ithalatına %145 gümrük vergisi koyduğunda, Pekin de Amerikan ürünlerine üç haneli gümrük vergileriyle karşılık verdi. Çok kısa bir sürede ortaya çıkan sonuçlar her iki ekonomi için de acı verici oldu. Çin fabrikaları kapılarını kapattı, ABD'li iş dünyası liderleri Beyaz Saray'dan gümrük vergisini düşürmesini rica etti ve ABD'li ithalatçılar alternatif pazarlar bulmak için zaman ve para harcamak zorunda kaldı. Sonunda, Trump'ın ekonomi danışmanları gümrük vergisi rejimini sürdürmenin ABD ekonomisi için çok maliyetli olduğu sonucuna vardı; ABD Hazine Bakanı Scott Bessent televizyona çıktı ve ne Washington'ın ne de Pekin'in tam bir ayrışma istemediğini söyledi. Kısa süre sonra gümrük vergisi ateşkesi ilan edildi. Birçok Amerikalı için Trump'ın geri adım atması, adamın huysuzluğunun çarpıcı bir göstergesiydi. Diğerleri, özellikle de Demokrat milletvekilleri, bu olayı Trump'ın ne yaptığını bilmediğinin kanıtı olarak gösterdi. Ancak acı gerçek şu ki, Amerika Birleşik Devletleri artık tek süper güç değil. Washington'ın 1990'larda ve 2000'lerin başında, stratejik rakiplerinin olmadığı ve ABD'nin küresel hegemonya havasında olduğu dönemde yakayı kurtarabildiği şeyler, 2025'te artık bir seçenek değil. Rakipsiz hakimiyet dönemi sona erdi; ABD müttefiklerinin çizgiyi takip ettiği ve rakiplerinin boyun eğmeye zorlandığı zamanlar sona erdi. Amerika Birleşik Devletleri artık dikte edemez; bunun yerine, ağzımızda kötü bir tat bıraksa bile, müzakere etmek zorundadır. Büyük güç rekabetinin varsayımsal olduğu günlerin özlemini çekenler için bu, yutması zor bir hap. Ne yazık ki onlar için, yine de hazmetmeleri gereken bir hap. Kaynak: The Telegraph

SanDisk'in ultra küçük USB flash sürücüsü takılı kalacak şekilde tasarlandı SanDisk, "dünyanın en küçük" USB flash sürücüsünü alıp ona bir USB-C konektörü ekliyor ve... hepsi bu. Aslında, şirket, bu "çıkarılabilir" sürücünün çıkarılmasına gerek kalmayacak kadar küçük olduğunu söyledi. SanDisk, sürücüyü resmi olarak önümüzdeki Salı günü piyasaya sürecek ve 2025 Pepcom Holiday Spectacular'da görünen bir temsilci, model adını belirtmedi. Şirket daha önce CES 2018'de dünyanın en küçük USB flash sürücüsü olarak adlandırdığı Ultra Fit'i tanıtmıştı. O fuarda bir USB-A konektörüyle birlikte gelen cihaz, aynı zamanda bir USB-C cihazı prototipi de sergilemişti. Her halükarda, yeni USB sürücü, geçmişteki diğer USB flash sürücülerden farklı olarak konektöre dik olarak yerleştirilmiş. SanDisk'in Memory Zone yedekleme yazılımıyla birlikte gelecek. Öte yandan, bodur ve neredeyse aynı hizada olan form faktörü, SanDisk'in kullanıcıların çıkarılabilir sürücüyü gerçekten çıkaracağını düşünmediği anlamına geliyor. Allison adlı bir temsilci, "Hareket halindeyken günlük yaşam tarzınızı aksatmıyor," dedi. Allison, "Takılıp takılı kalan ve sonra sizinle birlikte yaşayan, böylece asla çıkarmanıza gerek kalmayan gerçekten iyi bir sürücü," dedi. Çoğu USB flash sürücü, bunun olmaması gereken kadar büyüktür. Bir sürücüyü takılı bırakırsanız, çantanızda, sırt çantanızda veya cüzdanınızda kırılma riskiyle karşı karşıya kalırsınız. Görünüşe göre SanDisk o günlerin bittiğini düşünüyor. USB-C konektörü, yeni USB flash sürücünün hem dizüstü bilgisayarlarda hem de akıllı telefonlarda kullanılabileceği anlamına geliyor, çünkü iki cihaz artık ortak USB-C arayüzlerini paylaşıyor. Yine de, USB 3.2 Gen 1 arayüzü, çoğu dizüstü bilgisayardaki normal 10 Gbps arayüzünden daha yavaş olan yalnızca 5 Gbps'lik bir G/Ç hızına karşılık geliyor. Yeni SanDisk sürücüsü 64 GB için 14,99 dolardan, 1 terabayt için 109,99 dolara kadar değişen fiyatlarla satışa sunulacak ve 4 Kasım'da Amazon'da satışa sunulacak. Kaynak: PC World

Fenerbahçe Beko çok kötü oynamaya devam ediyor. En kötüsü yeni transferler hiç bir varlık göstermiyor. Real Madrid 84-58 Fenerbahçe Beko Üst üste iki maçta çok kötü fark yediler ve bu normalleşmeye başladı... Fenerbahçe Beko, EuroLeague 8. hafta maçında İspanya temsilcisi Real Madrid’e konuk oldu. Takımımız mücadeleden 84-58 mağlup ayrıldı. Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımımız mücadeleye; Scottie Wilbekin, Mikael Jantunen, Wade Baldwin, Tarık Biberovic, Armando Bacot beşiyle başladı. Fenerbahçe Beko, iyi başlayamadığı ve 22-6 geri düştüğü ilk periyotta farkı Horton Tucker ve Bonzie Colson’un üçlükleriyle 7 sayıya (22-15) indirse de periyodu 25-16 geride tamamladı. İkinci periyotta da arka arkaya yaptığı top kayıpları ve ev sahibi ekibin hızlı hücumları sonucu soyunma odasına 49-22 geride gitti. Üçüncü periyodu 64-35 geride tamamlayan Takımımız, mücadeleden 84-58 mağlup ayrıldı. Çeyrek skorları: 1.Çeyrek: 25-16 2.Çeyrek: 24-6 3.Çeyrek: 15-13 4.Çeyrek: 20-21 Skor dağılımımız: Baldwin 14, Bacot 10, Horton-Tucker 10, Colson 7, Onuralp 5, Hall 4, Melli 3, Biberovic 2, Wilbekin 2, Birch 1. Fenerbahçe Beko, EuroLeague’in 9. hafta maçında 6 Kasım Perşembe günü LDLC Asvel’i konuk edecek. Başantrenör Sarunas Jasikevicius, Real Madrid maçının ardından konuştu Başantrenör Sarunas Jasikevicius, EuroLeague’in 8. haftasında Real Madrid ile oynadığımız mücadelenin ardından açıklamalarda bulundu. Fenerbahçe Televizyonu’na konuşan Başantrenörümüz Sarunas Jasikevicius, “Sadece savunmada problem olduğunu söyleyemem, hücumda da çok fazla sorun yaşadık ama ben şu anda basketboldan çok fazla konuşmak istemiyorum. Eğer bu formayı giyiyorsanız çok daha farklı bir performans sergilemelisiniz. Elbette şu anda fiziksel olarak sorunlarımız var ama bunların bir kısmını aşacağız, bunu biliyoruz. Daha iyi olacağız. Sezon ilerledikçe özellikle Amerikalı oyuncularımız işin içine daha fazla dahil olacaklar. Diğerleri gelişecekler. Özellikle sakatlıktan dönecek oyuncularımız. Şu an zor bir dönemden geçiyoruz ama sezon içinde tek bir zor dönem olmuyor. İlerleyen dönemde de bunlar daha fazla yaşanacak. Daha iyi olmalıyız, daha fazla mücadele etmeliyiz. Burada önemli olan düşmemek, mücadeleyi sürdürmek. Bunu yapacağımıza inanıyorum.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK'nın Türkiye dışına çekildiğini açıklamasının ardından ilk kez DEM Parti İmralı Heyeti üyeleri Pervin Buldan ve Mithat Sancar'ı kabul etti.Habere Gitmek için Tıklayın

Ankara, bu hafta iki önemli Avrupa ülkesinin liderini ağırladı. Önce 27 Ekim'de İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve sonra 30 Ekim'de Almanya Başbakanı Friedrich Merz Türkiye'ye geldiler. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile kapsamlı ve önemli görüşmeler gerçekleştirdiler.Habere Gitmek için Tıklayın

Bilim insanları, farklı hayvanların renksiz olmasının pek çok farklı nedeni olduğunu söylüyor.Habere Gitmek için Tıklayın

Ankara'ya ilk ziyaretini gerçekleştiren Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile basın toplantısında Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkisinin yeni bir sürece gireceğini söyledi. Merz, "Ben ve Almanya, Türkiye'yi AB'nin yakın ortağı olarak görüyoruz" dedi.Habere Gitmek için Tıklayın

Soğuk algınlığı, grip ve Covid’in belirtileri çoğu zaman birbirine karışıyor ama ayırt edici işaretler var. Dr Oscar Duke, kışı daha sağlıklı atlatmak için tedavi ve korunma yollarını anlatıyor.Habere Gitmek için Tıklayın

Erkek Milli Takımımız,6. İslami Dayanışma Oyunları İçin Kampa Girdi Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da düzenlenecek 6. İslami Dayanışma Oyunları'nda mücadele edecek Erkek Milli Takımımız, Ankara'da kampa girdi. Millilerimiz, 31 Ekim Cuma günü oyunların düzenleneceği Suudi Arabistan'a hareket edecek. Erkek Milli Takımımızın teknik ve idari kadrosu ile sporcu kadrosu şu şekilde: Teknik ve İdari Kadro Ali Kazım Hidayetoğlu - Takım Menajeri Burak Emre Dirier - Başantrenör Ali Rıza Metin - Yardımcı Antrenör Mehmet Özbek - Yardımcı Antrenör Bilal Aslan - Fizyoterapist Sporcu Kadrosu Pasörler: Arda Bostan, Hilmi Şahin Pasör Çaprazı: Berk Dilmenler, Can Koç Smaçörler: Cansın O.Enaboifo, Onur Günaydı, Gökçen Yüksel, Yiğit Hamza Aslan Orta Oyuncular: Mustafa Cengiz, Selim Yıldız, Yiğit Savaş Kaplan Libero: Abdulsamet Yalçın Maç programımız 5 Kasım 2025 13.00 Türkiye-Türkmenistan 8 Kasım 2025 13.00 Türkiye-Libya 10 Kasım 2025 16.00 Türkiye-İran

Kadın Milli Takımımız, 6. İslami Dayanışma Oyunları İçin Kampa Girdi Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da düzenlenecek 6. İslami Dayanışma Oyunları'nda mücadele edecek Kadın Milli Takımımız, İstanbul'da kampa girdi. Millilerimiz, 31 Ekim Cuma günü oyunların düzenleneceği Suudi Arabistan'a hareket edecek. Kadın Milli Takımımızın teknik ve idari kadrosu ile sporcu kadrosu şu şekilde: Teknik ve İdari Kadro Yunus Öçal - Başantrenör Emrullah Aydın - Yardımcı Antrenör Sıddıka Kutsal Han - Fizyoterapist Caner Atasever - Fizyoterapist Sporcu Kadrosu Pasörler: Dilay Özdemir, Eda Nazlı Kafkas Pasör Çaprazı: Defne Başyolcu Smaçörler: Merve Nur Öztürk, Liza Safronova, Ege Melisa Bükmen, Aslı Tecimer, Ayşe Çürük Orta Oyuncular: Berka Buse Özden, Deniz Uyanık, Karmen Aksoy Libero: Selin Adalı Maç programımız 4 Kasım 2025 16.00 Türkiye-İran 6 Kasım 2025 16.00 Türkiye-Afganistan 9 Kasım 2025 16.00 Türkiye-Azerbaycan 11 Kasım 2025 13.00 Türkiye-Tacikistan

Paramiliter grup Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (RSF) Sudan'ın kilit kenti El Faşir'i hükümet güçlerinden ele geçirmesinin ardından kentte insani bir felaket yaşanmasından korkuluyor.Habere Gitmek için Tıklayın

Paramiliter grup Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (RSF) Sudan'ın kilit kenti El Faşir'i hükümet güçlerinden ele geçirmesinin ardından kentte insani bir felaket yaşanmasından korkuluyor.Habere Gitmek için Tıklayın

Bir Diyetisyenin Sıraladığı En Sağlıklı 8 Kahve Çeşidi Kahve sevilen bir içecektir, ancak tüm çeşitleri aynı değildir. Espressodan soğuk demlemeye kadar kahve birçok farklı şekilde içilebilir, ancak her bir tür kafein içeriği, içerikleri, besin değerleri ve asitlik seviyeleri açısından büyük farklılıklar gösterir. Hangi kahve türlerinin gerçekten en sağlıklı olduğunu anlamak için Sağlık, popüler kahve türlerini en sağlıklıdan en sağlıksıza doğru sıralayan Beslenme ve Diyetetik Akademisi sözcüsü, kayıtlı diyetisyen Julie Stefanski'ye (RDN) başvurdu. 1. Siyah Filtre Kahve Bu kahve türü, cam bir demlik veya sürahinin üzerine yerleştirilmiş bir filtre içindeki öğütülmüş kahve çekirdeklerinin üzerine yavaşça sıcak su dökülerek demlenir. Bu filtreleme işlemi daha fazla aroma çıkarır, ancak aroma seviyesi kahvenin büyüklüğüne ve çekirdeklerin kavrulma derecesine bağlı olarak değişebilir. Kahve, kolesterolü olumsuz etkileyebilen bir organik bileşik sınıfı olan diterpenlerin doğal bir kaynağıdır. Ancak araştırmalar, filtre kahvenin filtrelenmemiş kahve türlerine göre daha sağlıklı bir seçenek olabileceğini gösteriyor çünkü filtreleme işlemi daha fazla diterpen yakalıyor ve bu da bu bileşiklerin seviyelerini önemli ölçüde düşürüyor. 2. Americano Americano, sıcak suyla seyreltilmiş bir shot espressodur ve bu da daha yumuşak ve daha dengeli bir aroma sağlar. Stefanski, "Siyah filtre kahveyle karşılaştırıldığında, espresso ve Americano'daki polifenoller aynı hacimdeki sıvıda daha yüksektir," diyor. "Ancak çoğu insan sadece bir veya iki ons filtre kahve içmez, bu nedenle tükettikleri toplam polifenol miktarı daha yüksek olur." Stefanski, "Bir espresso ile karşılaştırıldığında, bir Americano sipariş etmek aynı besin profiline sahip ek hidrasyon faydaları sağlayabilir," diyor. 3. Espresso Espresso, ince öğütülmüş kahve çekirdekleri ve basınçlı sıcak sudan yapılan konsantre bir shot sıvıdır. Stefanski, "Genellikle 30-40 ml espresso, 1 fincan kahvenin yaklaşık yarısı kadar kafein sağlar, ancak çok daha az miktarda su içerir," diyor. Espresso harika bir canlandırıcı olsa da Stefanski, kafeine duyarlı kişilerin espresso shot'larını aşırı tüketmemeye dikkat etmeleri gerektiğini belirtiyor. Stefanski, "Aşırı kafein alımı, sinirlilik, kaygı, hızlı kalp atışı ve hatta daha ciddi kalp sorunlarına neden olabilir," diyor. "Kafeini yavaş metabolize edenlerin kısa sürede birden fazla kafein dozu almaktan kaçınmaları gerekir." 4. Bitki Bazlı Sütlü Kahve Stefanski'ye göre, her türlü kahve bitki bazlı sütle eşleştirilebilir, ancak besin içeriği kullanılan süt türüne göre değişecektir. Stefanski, "Badem, keten, soya, yulaf, bezelye proteini, pirinç veya hatta muz sütü kullanma tercihi, kahvenizin besin içeriğini etkileyecektir," diyor. "Beslenme açısından soya sütü, federal beslenme yönergelerinde inek sütüne benzer bir alternatif olarak yer alan tek bitki bazlı süttür; ancak çeşitli bir beslenme düzeniyle, bir üründe bulunan besinler, beslenme düzeninde başka besinlerle değiştirilebilir." Sabah kahvesi, inek sütü veya zenginleştirilmiş bitki bazlı bir içecekle zenginleştirildiğinde iyi bir kalsiyum ve D vitamini kaynağı olabilir. 5. Soğuk Demleme Kahve İri çekilmiş kahve ve oda sıcaklığında veya daha soğuk su karışımından yapılan soğuk demleme kahve, sıcak kahveye ferahlatıcı bir alternatiftir. Soğuk demlemenin, geleneksel sıcak demleme kahveden daha az asidik olduğuna inanılır, bu nedenle reflü ile uğraşıyorsanız ve kahveden vazgeçemiyorsanız, bu daha iyi tolere edilen bir versiyon olabilir," dedi Stefanski. "Beslenme açısından, sıcak demleme veya soğuk demleme kahve başka katkı maddesi içermediğinde, oldukça benzerdirler." 6. Nitro Soğuk Demleme Nitro soğuk demleme kahve, soğuk demlemeye basınçlı nitrojen enjekte ederek hafif kabarcıklı ve köpüklü bir ağız hissi yaratır. Stefanski, bu türün genellikle konserve olarak satıldığını ve bunun da farklı besin değerlerine yol açabileceğini belirtiyor. Bazı türler, lezzeti artırmak için tatlandırıcılar veya başka katkı maddeleri içerebilir, bu nedenle besin etiketini kontrol edin ve daha sağlıklı bir seçenek arıyorsanız şekersiz bir versiyonunu tercih edin. 7. Mantarlı Kahve Mantarlı kahve, öğütülmüş kahve ve kurutulmuş mantarların bir karışımıdır ve D vitamini, protein, bakır, selenyum ve B vitaminleri gibi ek besin maddeleri ekler. Stefanski, "Bazı insanlar mantar kahvesinin kafein içermediğini düşünüyor, ancak kahve içeriğinin kurutulmuş mantarlarla yer değiştirmesi nedeniyle kafein oranı daha düşüktür," dedi. "Mantarlar besinsel faydalar açısından güçlüdür, ancak bir sebzeyi kurutmaya benzer şekilde, mantarları kurutmak ve işlemek, bitki çiğ veya hafif pişmiş olarak yendiğinde aldığınız bazı faydalı bitki bileşenlerini azaltabilir." 8. Hazır Kahve Hazır kahve, demlenmiş kahvenin sıcak suda hızla çözünen daha küçük granüllere kurutulmasıyla yapılır. Stefanski, "Hazır kahve çok az besin içerir, ancak birçok ürün kalori, yağ ve karbonhidrat sağlayabilecek ek şeker, kurutulmuş süt ve diğer katkı maddeleri de içerir," dedi. "Hazır kahve, kahve aroması istenen tariflerde harikadır." Hazır kahve besin değeri düşük olsa da antioksidan içerir, bu nedenle hazır kahve içmek yine de bazı sağlık yararları sağlayacaktır. Sonuç Değerlendirilen sekiz kahve türü arasında siyah filtre kahve en üst sırada yer alırken, hazır kahve besin değeri açısından en alt sırada yer aldı. Stefanski, genel olarak kahvenin, anti-enflamatuar ve antioksidan özelliklere sahip bir grup bitki bileşiği olan polifenoller açısından zengin bir kaynak olduğunu belirtiyor. Polifenoller vücuttaki DNA hasarını azaltmaya ve bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olabilir. Her kahve türünün bazı sağlık yararları vardır, ancak daha iyi olan bazı türleri vardır. Kahvenizden en fazla besin değerini alabilmek için şeker ve sütü atlayıp sade (tercihen filtrelenmiş) olarak içerek daha sağlıklı bir yaşam sürebilirsiniz. Kaynak: Health

Microsoft, Windows 11'e yepyeni bir Başlangıç menüsü sunuyor - işte nasıl edineceğiniz Yeni Başlangıç menüsü, size bir tıklama kazandıran daha kullanışlı bir düzene sahip Windows 11'in çıkışından dört yıl sonra, Microsoft nihayet Başlat menüsündeki en büyük sorunlardan birini çözdü: Tüm uygulamalarınızın tam listesini görüntülemek için "Tümü" düğmesine tıklama zorunluluğu. Yüklü tüm programları fazladan tıklamadan görüntülemeniz için üç farklı yol sunan yeni bir Başlat menüsü, yavaş yavaş kullanıcılara sunuluyor… Orijinal Başlangıç menüsü, Windows'un sizin için seçtiği uygulama ve dosyalara kısayollar sunar ve bunları, sabitlenmiş uygulamalar listesinin altında görünen Önerilenler bölümüne yerleştirir. Yeni Başlat menüsü, Önerilenler bölümünü kapatma olanağı sunar. Bunu yapmak için menüde herhangi bir yere sağ tıklayın, Ayarlar'ı seçin, Kişiselleştirme seçenekleri menüsünü bulun ve ardından Son eklenen uygulamaları göster, Önerilen dosyaları göster ve İpuçları için önerileri göster seçeneklerini kapatın. Önerilen bölümünü gizlerseniz (ki bunu tavsiye ediyoruz), Başlat menüsünde sabitlenmiş kısayollarınızın hemen altında tüm uygulamalarınızın kısayollarının bir listesi görünür. Önerilen bölümünü gizlemezseniz, tüm uygulamaların listesi altında görünür. Uygulama listesini alfabetik olarak düzenlenmiş bir ızgara, alfabetik sıralı bir liste veya kategoriye göre gruplandırılmış olarak görüntüleyebilirsiniz. En bilgi yoğun ve kapsamlı seçenek ızgaradır. Garaj görünümüne geçmezseniz, kategori görünümü varsayılan olarak görünür. Bu yeni Başlat menüsünü edinmek için 26100.7019 veya 26200.7019 veya daha yeni Windows 11 sürümlerini kullanıyor olmanız gerekir. Ayarlar->Windows Update'e gidip "Güncellemeleri denetle" düğmesine tıklayarak tüm en son güncellemelerin yüklü olduğundan emin olun. Windows sürüm numaranızı, Windows+R tuşlarına basarak çalıştır istemini açıp WinVer'ı çalıştırarak kontrol edebilirsiniz. Doğru sürüm numarasına sahipseniz, yeni Başlat menüsünün kendi kendine görünmesi mümkündür. Ancak, eğer değilse, gizli Windows özelliklerini etkinleştiren bir yardımcı program olan ViveTool'u kullanarak açabilirsiniz. Öncelikle ViveTool'u indirin ve C:\vive dizinine açın. Ardından, yönetici olarak bir komut istemi açın ve bu dizine geçin. Son olarak, aşağıdaki komutu verin: Yeniden başlatmanın ardından, Başlat düğmesine tıklar tıklamaz yeni Başlat menüsü görünmelidir. Kaynak: The Register

Milyarderler "Bahşiş"i Yoksulları Soymanın Yasal Bir Yoluna Nasıl Dönüştürdüler? Bahşiş vermek artık cömertlik değil, kontroldür. Her gülümseyen uygulamanın ve dijital bahşiş ekranının arkasında, duygu ve itaati manipüle etmek için tasarlanmış psikolojik bir sistem yatar. Bu video, Dave gibi şirketlerin çaresiz çalışanlardan milyonlarca dolar koparmak için "isteğe bağlı" bahşişleri nasıl kullandığını gözler önüne seriyor. Nezaket gibi görünen şey, aslında şirket imparatorluklarını beslemek için oluşturulmuş sessiz bir ekonomik kölelik biçimidir. Modern bahşiş sistemi, varlıklı işletme sahiplerinin işçilik maliyetlerini müşterilere yüklemelerine ve tam asgari ücret ödemekten kaçınmalarına olanak tanıdığı için "yoksulları soymanın yasal yolu" olarak tanımlanıyor. Bu uygulama, İç Savaş sonrası dönemde özgürlüğüne yeni kavuşan Siyahilerin sömürülmesine dayanıyor. Milyarderler ve büyük şirketler, bahşiş alan çalışanlar için asgari ücretin altında bir ücret belirlemek için lobi faaliyetleri yürüterek hem çalışanların hem de tüketicilerin aleyhine kârlarını en üst düzeye çıkarıyorlar. Tarihsel Sömürü Köleliğin Kökenleri: Bahşiş vermek, ABD'de İç Savaş sonrasına kadar yaygın olarak kabul görmüyordu. Restoran ve demiryolu sahipleri, bahşişi yeni özgürlüğüne kavuşan Siyahi çalışanlara ücret ödememek için bir bahane olarak kullanıyor ve onları gelir elde etmek için yalnızca müşterilerin kaprislerine güvenmeye zorluyordu. Bu, Siyahi Amerikalılar için ekonomik ve sosyal olarak ikincil bir konumu sürdürmeye yönelik kasıtlı bir çabaydı. Yasaya Dökülme: Uygulama, işverenlerin bahşiş alan çalışanlara daha düşük ücret ödemesine olanak tanıyan 1938 tarihli Adil Çalışma Standartları Yasası ile yasallaştırıldı. 1966 değişiklikleri, işverenlerin 1991'den beri saat başına 2,13 dolar olarak belirlenen asgari ücretin altında bir ücret ödemelerine yasal olarak izin veren "bahşiş kredisi" sistemini oluşturdu. Bahşişlerin, federal asgari ücretin (saat başına 7,25 dolar) tamamına kadar olan farkı karşılayacağı beklentisi vardı. Kurumsal Kâr ve Lobicilik Bordroların Sübvansiyonu: Mevcut sistem, esasen müşterilerden bordro giderlerini karşılamalarını isteyen işverenler için bir sübvansiyon görevi görüyor. Bu, işletme sahiplerinin menü fiyatlarını yapay olarak düşük tutmalarına, kâr marjlarını artırmalarına ve kendi vergi yükümlülüklerini (FICA vergileri gibi) azaltmalarına olanak tanıyor. Güçlü Lobicilik: Yiyecek-içecek sektörü için önemli bir lobi grubu olan Ulusal Restoran Birliği, federal asgari ücrete ve asgari ücretin altında bahşiş ücretine yapılan artışlara karşı onlarca yıl mücadele etti. Tek ve tam asgari ücret uygulayan eyaletlerden gelen kanıtlara rağmen, ücretlerin artırılmasının çalışma saatlerinin azalmasına, istihdamın düşmesine ve menü fiyatlarının artmasına yol açacağını savunuyorlar. Sorumlulukların Kayması: Model, geçici iş ekonomisine (örneğin DoorDash, Uber) ve DoorDash gibi şirketlerin, müşterilerin amaçladığı gibi ek ödeme yapmak yerine, sürücülere garantili asgari ödemelerini karşılamak için müşteri bahşişlerini kullandığı diğer hizmet sektörlerine de yayıldı. Çalışanlar Üzerindeki Etkisi Yoksulluk ve İstikrarsızlık: Bahşiş alan çalışanlar, dalgalanan gelirleri ve düşük taban ücretleri nedeniyle genel iş gücüne göre daha yüksek bir yoksulluk oranıyla karşı karşıyadır. Sistem ayrıca kadınları ve beyaz olmayan insanları orantısız bir şekilde etkileyerek tarihsel eşitsizlikleri pekiştirmektedir. Ücret Hırsızlığı: Bir çalışanın ücreti ve bahşişlerinin toplamı asgari ücreti karşılamadığında işverenlerin farkı karşılamasını gerektiren yasalara rağmen, bahşiş alan çalışanların üçte birinden fazlası, patronlarının bunu düzenli olarak yapmadığını bildirmektedir. Özünde sistem, işletme sahiplerinin işçilik maliyetlerini en aza indirmesine olanak tanırken, tüketicinin farkı telafi etmesi için sosyal baskı altında kalmasına olanak tanır ve bu da yoksulları istikrarlı ve yaşanabilir bir ücretten fiilen "soyarak" işverenin kârının korunmasını sağlar. Kaynak: Moon and Grok

Rusya lideri Vladimir Putin'in bir nükleer füze ve nükleer enerjiyle çalışan bir sualtı insansız aracını başarıyla test ettiklerini söylemesinden sonra ABD Başkanı Donald Trump, ABD Ordusuna derhal nükleer silah denemelerine geri dönme talimatı verdiğini söyledi.Habere Gitmek için Tıklayın

Rusya lideri Vladimir Putin'in bir nükleer füze ve nükleer enerjiyle çalışan bir sualtı insansız aracını başarıyla test ettiklerini söylemesinden sonra ABD Başkanı Donald Trump, ABD Ordusuna derhal nükleer silah denemelerine geri dönme talimatı verdiğini söyledi.Habere Gitmek için Tıklayın

En İyi Biftek Nasıl Seçilir diye 3 Kasaba Sordum ve Hepsi Aynı Şeyi Söyledi Kendinize iyi davranın ve konuşabileceğiniz yerel bir kasap bulun. Önemli Noktalar Neyi arzuluyorsunuz? Lezzet mi, yumuşaklık mı? Kemikli mi kemiksiz mi? Yağlı mı yağsız mı? Kasaplar, biftek alırken iştahınıza göre seçim yapmanızı söylüyor. Daha kalın olması daha iyidir; 3,5 ila 5 cm'lik biftekler daha güzel pişer ve daha eşit pişer. Izgarada mı, tavada mı yoksa fırında mı? Nasıl pişireceğinize göre seçim yapın. Izgarada cızırdayan veya tavada sotelenen iyi bir biftek gerçek bir keyiftir. En iyi bifteği bulduğunuzda, kutlamaya değer yumuşak ve sulu bir et parçasıyla ödüllendirilirsiniz. Ancak aralarından seçim yapabileceğiniz çok sayıda et parçası olduğundan, her öğün için doğru bifteği seçmek göz korkutucu olabilir. II. Dünya Savaşı'ndan sonra, alışveriş yapanlar tek noktadan alışverişin rahatlığını aramaya başladıkça, süpermarketler mahalle kasaplarını geride bıraktı. Neyse ki, son on yılda, bilinçli tüketicilerin alışveriş tercihlerimize rehberlik edebilecek yetenekli profesyonellerle ilişki kurmanın değerini anlamasıyla küçük kasaplar geri dönüş yapmaya başladı. En sevdiğim üç kasaba en iyi bifteği nasıl seçeceklerini sordum ve her biri tartışmaya derinlemesine bir bakış açısı getirdi. Kasaplara Göre En İyi Biftek Nasıl Seçilir? Konuştuğum üç kasap da en iyi bifteği seçmenin neyi sevdiğinizi ve onu nasıl kullanmak istediğinizi bilmekle ilgili olduğu konusunda hemfikirdi. Cauthen'ın en önemli tavsiyesi, "Sizi acıktıran bifteği seçin", yani istemeniz gerektiğini düşündüğünüz şeyle yetinmeyin. Bifteği özel bir ikram olarak düşünün ve sizi heyecanlandıran şeyi seçin. Cauthen, "Kalın bir biftek, ince bir biftekten daha kolay pişirilir," diye ekliyor, bu yüzden özellikle ızgara yaparken biraz daha iri bir et parçası seçin. Cauthen, "İki kişilik bir New York bifteği için 3,5 ila 5 cm kalınlığında bir biftek öneririm," diyor. "Antrikot içinse daha kalın bir 3,5 cm. Bu, her iki tarafın da mühürlenmesine ve ardından dolaylı ısıya olanak tanır." Hennessee-Golden, "Kendinizi tanıyın" anlayışını yansıtarak, "Bence bir biftek deneyiminde önceliklerinizi belirlemek en önemlisi." diyor. The Meat Hook'ta alışveriş yapanlara "Kemikli mi kemiksiz mi, yağlı mı yağsız mı bir şey istersiniz ve lezzet ile yumuşaklık arasında seçim yapmak zorunda kalsaydınız hangisini seçerdiniz?" gibi sorular soruyor. Bu cevaplar, Hennessee-Golden'ın kişi için en iyi eti belirlemesine yardımcı oluyor. Seçimin bir zevk meselesi olduğunu, bu nedenle alışverişe çıkmadan önce tercihlerinizi anlamanın önemli olduğunu söylüyor. Import, "En iyi biftek, özenle yetiştirilip beslenen bir hayvandan gelen yemeğinize ve hazırlama tarzınıza uygun olanıdır," diyor. Buradan yola çıkarak, "Kasları planınıza göre ayarlayın ve bir ısırık aldığınızda hangi özellikleri aradığınızı düşünün. Tabağınızdan geriye doğru çalışın." diyor. Dokusu ve zengin, etli bir lokma arıyorsanız, Bavette bifteği deneyin. Yağsız, tatlı ve yumuşak bir şey tercih ediyorsanız, triceps kaslarına ve omuz şeridi veya ranch biftek gibi kesimlere yönelin. Import, günün sonunda tercihlerinizi her zaman yerel kasabınızla paylaşabileceğinizi ve geri kalanında size rehberlik etmesini sağlayabileceğinizi söylüyor. "Planınızı kasabınıza götürün ve bir konuşma başlatın; kaynağınıza güvenmek ve kasabınızın kesim ve hazırlama konusundaki önerilerini dikkate almak, umut vadeden bir yol açacaktır."

Seyahat ederken bu benzersiz elektrikli araç şarj cihazlarından birini gördünüz mü? Bunlar pil destekli istasyonlar ve işte nasıl çalıştıkları Amerika'nın otoyollarında alışılmadık bir elektrikli araç (EV) şarj cihazı türü ortaya çıkıyor. Bunlardan biri, yakın zamanda Ohio'da gezip gören Taylor (@taylorandzervan) tarafından TikTok üzerinden görüldü ve hakkında haber yapıldı. Bu şarj cihazı türü, pil tamponlu şarj cihazı olarak bilinir ve 3 elektrikli araç şarj seviyesinden ikisini birleştiren bir Seviye 2 şarj cihazının düşük hızlı girişini bir DC hızlı şarj cihazının yüksek hızlı çıkışıyla birleştirir. Bu, şarj cihazına entegre edilmiş ve Seviye 2 şarj hızında yavaşça şarj edilen bir pil kullanılarak gerçekleştirilir. Pil tamamen şarj olduğunda, 150 kW veya daha yüksek bir hızda hızla deşarj edilebilir ve bekleyen bir elektrikli aracı kısa sürede hızla şarj edebilir. Pil tamponlu şarj cihazlarının faydaları, elektrik şebekesinin bir DC hızlı şarj istasyonunun yüksek voltaj ihtiyaçlarını karşılayacak kadar güçlü olmadığı bölgelerde ve bu güç seviyesine erişimi olmayan uzak yerlerde en çok takdir edilecektir. Akü tamponlu bir şarj istasyonu, yüksek voltajlı DC güç kaynağı için gereken pahalı dağıtım besleyicilerine ve yeni trafolara ihtiyaç duymayan, kolayca bulunabilen 240 voltluk Seviye 2 bir sistemle çalışabilir. Hızlı şarj işlemi başlamadan önce şarj cihazlarının içindeki akülerin tamamen şarj edilmesi yeterlidir; bu da onu, en az sayıda halka açık elektrikli araç şarj cihazına sahip 5 ABD eyaleti için iyi bir çözüm haline getirir. Akü tamponlu şarj cihazı sağlayıcıları arasında ADS-TEC Energy, TUAL, Orange EV'nin Optigrid'i ve Avrupa'da Jolt bulunmaktadır. Pil tamponlu elektrikli araç şarj istasyonlarının dezavantajları nelerdir? Akü tamponlu şarj cihazlarının elektrik şebekesine daha az yük bindirme, daha düşük kurulum maliyeti ve daha kısa kurulum süreleri gibi bazı önemli avantajları olsa da, bu tür şarj cihazlarının önemli bir dezavantajı vardır. Diyelim ki elektrikli aracınızı şarj etmeniz gerekiyor ve önünüzdeki araç hızlı şarj olduktan hemen sonra bu akü tamponlu şarj cihazlarından birine yanaşıyorsunuz. Akü tamponlu şarj cihazının aküsü yetersizse veya şarj cihazı düzgün yönetilmiyorsa, elektrikli aracınızı şarj edip yola çıkmanız gerektiğinde hızlı şarj kapasitesi kalmayabilir. Elektrikli aracınız için akü rezervi kalmadığında, sonuç olarak Seviye 2 şarj cihazıyla aynı seviyede çok daha düşük şarj hızları elde edersiniz; dakikalardan değil, saatlerden bahsediyoruz. Akü tamponlu şarj cihazlarının bir diğer dezavantajı da doğrudan akü enerji depolama sistemiyle ilgilidir. Akü, şarj cihazını devre dışı bırakarak veya yavaş bir Seviye 2 kapasitesiyle sınırlayarak bir arıza noktası haline gelebilir. Şarj sektörü için henüz erken bir dönem olduğundan, şirket başarısızlıkları yaşanacaktır; tamponlu şarj cihazı şirketi Freewire, 24 Haziran 2024'te tüm çalışanlarını işten çıkaracağını ve kapatacağını duyurdu. Neyse ki, elektrikli terminal traktörleri üreticisi Orange EV, müşterilerinin şarj cihazı kurulum sürelerini hızlandırmak ve araçlarını daha hızlı bir şekilde işe almak için Freewire teknolojisini satın aldı. Bu, en çok tavsiye edilen şarj cihazı şirketlerinden birinin Amerikalı kullanıcılarını terk etmesinden daha mutlu bir sondu. Kaynak: SlashGear