Bahar... N'olur Daha Fazla Bekletme!
Baharın ilk müjdesini bir beyaz papatya gülümseyerek çoktan bıraktı doğaya. Sarı-beyaz inci bir kolye gibi dizilirler yakında kırların, çayırların yemyeşil gerdanlarına... Ardı sıra sümbüller, gelincikler, mimozalar ve bahar dallar... Sonrasında erguvanlar, mor salkımlar ve gelincikler...
Otların arasında oynaşan böcekler ve ille de toprağa dokunma güdüsü... Yağmuruyla ıslanmış taze çimlere bulanmak, ağaçlara sarılmak isteği... Yağmuru bile başkadır baharın, hınzırca ürperten o sabah esintisi bile...
Masamın üzerindeki papatya demetleri, koşturmak istediğim kırlar, kuş cıvıltıları, bahçeye çıktığında kedime rahat vermeyen yaramaz kedicik, hislerim, algılarım ve nedenli nedensiz nemlenen gözlerim... Hüzünler, güzellikler hep bu zamanda toplaşmış sanki...
Bahar eskiden hep güzel şarkılarla mı gelirdi ne?... '' Bahar gelmiş neyleyim, neyleyim bahar yazı... '' gibi şarkılar dolanmazdı dilime...
Bu yıl da kış uzun sürdü. Üşüyorum. Göçmen kuşlar, siz de hadi dönün artık! Ey bahar; sararan hüzünlerimi avutmanı, kördüğümlerime konmanı, içimde papatyalarımı, gelinciklerimi açtırmanı sabırsızlıkla bekliyorum.
Özledim ey bahar,
insana mutlu olması gerektiğini düsündüren mevsim,
hadi gel artık!
Mis gibi bir çiçek kokusuyla dol içime.
Ve...
N’olur daha fazla bekletme!
tülvent
2 Yorum
Önerilen Yorumlar