DEFO
Genellikle yazacağımı yazar, en son başlık atarım...Garip; bu kez ilk önce başlığı yazdım...
Kardeşim doğduğunda ben 4 yaşındaymışım.Onun bebekliğiyle ilgili çok fazla şey hatırlamıyorum ama annemin bana "sen onun küçük annesisin" dediğini çok net hatırlıyorum.Büyük bir ihtimalle annem, bende çok küçük olduğum için, ona zarar veririm endişesiyle benim küçük omuzlarıma yükledi bu sorumluluğu.Ve ben o yaşımdan itibaren kardeşime yüreğimde duyduğum sevgiye artı olarak ağır bir sorumluluk hissettim hep.Her zaman çok korumacı, aşırı seven bir abla oldum.Ergenlik dönemi, ilk aşkı ve sonrası, sevinçleri üzüntüleri derken bir de baktım o gerçekten benim kardeşten çok çocuğum olmuş.Bu yüzden, bu kadar anaç olmamın kabahatini tamamen annemde buluyorum..Daha 4 yaşında sevgiyi; Sevgi=Sorumluluk şeklinde öğrenmişim.Evet kabahat diyorum çünkü bazen bunu kendimdeki bir defo olarak görüyorum.Sevdiğim insanların üzerine titrerken hem kendim yoruluyorum, hem de istemeden onları yoruyorum.
22-23 yaşlarındaydım.Gecenin bir yarısı, yazlıkta balkonda kardeşim hala eve dönmedi diye volta atarken yanımda ki aile dostumuz bana şöyle demişti;
-Hayat senin için zor geçecek!
Haklıymış...Sevdiklerime duyduğum sorumlu ve limitsiz sevgi yüzünden türlü zorluklar yaşıyorum.Gece defalarca uyanıp çocuklarımın başucuna gidip nefeslerini dinliyorum örneğin...Okuldan servisleri biraz gecikse paniğe kapılıyorum, yemek yemediklerinde karalar bağlıyorum.Anneme bir gün uğramazsam huzursuz oluyorum.Sevdiğim insanlardan haber alamadığımda endişeleniyorum.Kedimi bile az sevmeyi beceremiyorum.Gecenin 3'ün de, 5' in de ağzında oyuncağınla gelip beni uyandırdığında, görmezden gelemiyorum.Uykulu uykulu yatağımdan kalkıp birlikte koridorda oynuyoruz .Yılın ilk itirafıydı)) gülmeyin!
Çoğu insanın beni anlamadığını biliyorum, gülmeyin dediğim halde güldüğünüzü de biliyorum.Beni anlamayanların beni anlamadıkları gibi, sevgiyi benim gibi algılamayanları da ben anlayamıyorum.Kendim kendimi de anlamıyorum, hiçbir şey anlamıyorum, hiçbir şey bilmiyorum artık.Daracık bir ayakkabıya ayağıma sokmaya uğraşmaktan farksız daha az sevgi dolu olmak.Zaten içeride derinlerden gelen bir ses;
"Sen hep böyle kal" diyor. "değişme sakın...."
Önerilen Yorumlar
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.