Plan yapmamayı bir kere daha öğrendim
Bir kaç gündür açıyorum şu blog sayfasını iki lafın belini kırayım diye ama öyle zıttırıbıktan şeyler oluyor ki bir türlü bir yazıyıyı bitirip ekleyemedim. İlk seferinde yazdım yazdım durdum tam gönderecekken yazıyı, bir kaç yerde kelimeleri yalnış yazdığımın farkına vardım ve düzeltme yapayım dedim. Düzelteyim derken tamamen sildim Bir daha da uğraşmadım tabi...Çünkü konu aynı olsada yazdıklarım , kullandığum cümleler aynı olmayacaktı. Diğerinde yine başladım yazmaya, bu arada kardeşim aradı. Kendisi artık 18 yaşında ,1.86 boyunda oldu kerata... yaklaşık 1 ay önce kocaman siyah bir motora sahip olmuş ve bu arada sevgili edinmiş yağız bir delikanlı. Kaza yapmış...Neyse ki önemli bir şey yok. Küçüklüğünden beri başına ne gelirse gelsin beni bulur, bana danışır. (Zaten anne demeden önce de abla demişti ve bu durum annemin psikolojisini epeyce zorlamıştı) Burnu aksa, hapşırsa , bir höddd dese beni arar. Yıllarca benle yaşama hayalleri kurdu durdu. Bu hayali hala devam ediyo tabii. Üniversiteyi kazanacak benim yanıma gelecek, kazanamayacak ders çalışmak için yine benim yanıma gelecek, kazandı ve okulu bitirdi yine benim yanıma gelecek, çalışmaya başlayacak yine benimle...Ki zamanında beni gördüğünde kredi kartı görür gibi olduğunu söylemesini de hani unuttum değil ama o benim canım paşam işte. Ooooo ne anlatıyodum nereye gelmişim ben
İşte böyle kardeşimle uğraşırken yazım yine kaldı. Ertesi gün yine koyuldum yazmaya... Bu seferde ne alakaysa üst katta ki teyzeyle kızı bana oturmaya gelmişler. Bir tabak ta kek getirmişler...Sohbet ederken yeriz diye. Tamam da ben sizle günaydın ve iyi akşamlar dan ibaret bir muhabbete şimdiye kadar girmemişim ne konuşçaz şimdi diye epeyce bi kastım kendimi. Hani benim son zamanlardaki ilgi alanlarım olan Antony Bourdian, Tom Waits, ve Seri cinayetler filan diye bi dalış yapsam konuya bu kız manyakmıdır nedir diye kaçıcaklar ayıp olacak. En iyisi tv yi açayım dedim. Diziler miziler gider sohbet, arada bir de esnerim uykun geldi senin yarın işe gidicen bak deyip kalkar giderler diye bir hayale kapıldım. Meğer boş hayallermiş bunlar. Nerden bileyim yeni yeni diziler türemiş ve saat 10 da başlayan dizi reklamlarla birlikte 12 den önce bitmiyormuş. HAdi dizi seyretme işkencesini anladım da beni oğulları için gözlerine kestirmelerine ne demeli. Yaklaşık 1 saat oğulunu anlattı teyze. Yaşı şu imiş, şu işi yaparmış gibisinden anlattı durdu bişeyler. Evde kalmış kız kategorisine girdiğimi bile ima etti. Sen yaşını başını almışın bak evlilik zamanın gelmiş, evliliği düşünmüyomusun dediğinde şimşekler çaktı beynimde. Olabilir..
Annemde hep öyle diyo zaten alıştım ben artık. Y teyzeciğim bırak bu işleri , garibim oğlunun şimdi hiç bir şeyden haberi yok sen gelmişsin bana oğlunu anlatıyon. Bide oğlu şiir filan yazarmış çok romantik biriymiş. Burda koptum ben artık...Şiir yazan erkekler o kadar itici gelir ki bana , bide romantik pöhhhh..Korkuyorum ben şiir yazan erkeklerden zaten.Eeee yarın tanıştıralım sizi oldu olacak dedi. O anda bir uçan tekme ile teyzenin üzerine atlama isteği uyandı bende. Beynimde gerçekleştirdim. Pek te bi rahatladım. O esnada yaklaşık bir kaç dakika pis pis sırıtarak hiç konuşmadan teyzeye bakmış olacağım ki "kalk kızım kalk geç oldu "diyerek bir hışımla gitiler evimden. Yazı yine yazılamadı tabi..Tom Waits dinleyerek uyundu ve sabah işe gelindi. Sonrasında benim meşhur klozet yine kafayı yedi. Akşamın en güzel saatlerinde apartman görevlisi, tamirci ve ben klozetin başındaydık. Pek te hoş görüntüler değildi gördüklerim.. Yazmadım, daha doğrusu yazmadım. Dün akşam da annem bizim gelinle kavga etmiş. 2 saat onu dinledim. O kapadı gelin aradı 1 saat te onu dinledim. Uffff şiştim kaldım. Annemde başımıza kaynana kesildi ya yuh yani
Evet karaladım bişeyler nihayetinde... Her akşamda bloga bir şeyler yazacağım diye oturdum. Plan yapmak bana zaten hiç iyi gelmez. Bu bloga yazı yazmak gibi en küçük şeylerde bile aksilik çıkar karşıma. Neyse bu yazı da heba olmadan GÖNDER'e tıklıyım ben
6 Yorum
Önerilen Yorumlar