Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

sardunyam's Blog

  • başlık
    66
  • yorum
    88
  • görüntü
    68.321

medeniyet ve uygarlık


sardunyam

1.603 görüntü

ghyfpy5.png

 

 

Medeniyet ve uygarlık; bir takım toplumların gurupların kişilerin zenginliği refahı ve yüksek teknolojisi demek değildir.

 

Hiçbir insan ve hiçbir ülke, diğer bir insanın ve dünyanın sefalet, korku, açlık, hastalık, savaş baskı altında yaşadığı bir dünyada, onunla aynı mekanı paylaştığı ve yaşadığı sürece; ne medeni sayılır ne de uygar.

 

Uygarlık; topluluğu oluşturan varlıkların düşüncelerinde, yaşamlarında bir biri ile ilişkilerinde ve ürettikleri değerleri paylaşımlarında ve kullanma amaçlarında, üzerinde yaşadıkları gezegen ve Evrenle bütünleşmelerinde ne kadar bilinçlerinin gelişkin olduğu ile ilgilidir.

 

Medenileşmek, diğerleriyle, yaşamla, gezegenle, Evrenle ilgili “sorumluluk almak” demektir;

Sorumluluk almak, diğerlerini, Yaşamı- Gezegeni, Evreni de yükseltmek, yüceltmek ve tüm güzellikleri sevgiyle paylaşabilme Bilincidir.

 

 

Ne zaman ki insanoğlu dünyaya hükmetmez, dünyanın ve diğerlerinin bir hizmetkarı olur sevinci coşkuyu tamamlanmayı diğerleriyle bütün olmakta ve hizmetin sevincinde bulur ise,

 

Ne zaman ki insanoğlu dünyayı zalimce tüketmekten ve yok etmekten vazgeçip, yeryüzünde yaptığı bütün pislikleri temizler ve gezegeni yüreğine alabilirse,

 

Ne zaman ki İnsanoğlu silahını savaş meydanlarından, savaşmanın mantıksızlığını ve yıkıcılığını görerek ve diğerleriyle kucaklaşarak terk eder ve bir daha asla dönmezse,

 

 

Ne zaman ki İnsanoğlu geçmiş binyılların acı hesaplarını kapatır, sınırları yüreğinde eritir, yürüdüğü yolların çıkmaz sokaklarından dönebilirse,

 

Ve Hazret der ki “halkın ayrılığı, aykırılığı addan meydana gelir, manaya ulaşan esenleşir” Halkların ayrılığı manaya ulaşıldığında, insan kendisi olduğunda kaybolur. Çünkü Birlik ve hakikat Güneş gibi bilenlerin görenlerin kalbinde parlamaya başlar.

 

İşte o zaman, İnsanoğlu medenileşir.

Bundan başka ne şekilde anlatılırsa anlatılsın ne yapılırsa yapılsın boştur. Acı bir düşün içinde oyalanıştır. Ve İnsanlığı oyalayıştır.

 

İnsanoğlu için bundan sonra;

Bir gün daha hayatta kalmak yetmez, gözlerini sonsuzluğa çevirmesi gerekir.

Bir adımlık nefes kesmez, bin adımlık bir nefes çekmesi gerek

Bir damla su kandırmaz, okyanusun sevginin sularına dalması gerek

Önünü görmek yetmez, başını kaldırıp dimdik, özlemle uzayda kaybolan ufuk çizgisine bakmak gerek.

Dört duvara ve bir avuç toprağa ait olmak da yetmez, kendini hesapsızca bilinmezin kucağına savurması gerek.

 

Kitaplardan önce kendimizi okumaya çalışalım! Der Mevlana. Kendini okumak, kendini bilmektir.

Ve sizler yüreğinizden okumaya başladığınızda; bütün insan kardeşlerinize sevgiyi okursunuz. Sevgi olursunuz.

 

Ve siz dünyada bir fark yaratırsınız. Daha güzel bir dünyada insan tadında yaşamak için Fikirleriniz eylemleriniz fark yaratır

“Fikir ona derler ki bir yol açsın, yol ona derler k; bir hakikate ulaştırsın.”

 

Ne mutlu gören gözlere bilen kalplere, ne mutlu kendini bilenlere.

Ne kutlu ölmeden önce ölenlere ve gerçek insanoğlu olarak doğanlara.

 

Ölmeden önce ölebildiğinizde ve gerçeği cümle görünüşte, yüreğinizde bildiğinizde Mevlana ‘yıda yüreğinizde bulursunuz. Mevlana’nın sizi çağırdığı yer gönlündeki koşulsuz sevgisidir. Gönlündeki ebedi dergahıdır. Ve gönül dergahlarımızda yalnızca sevgi vardır.

 

“Gelmez san bir ziyan ilahi aşktan gönlüm, can gitse de korkma başka bir candır ölüm.”

“Öldüğüm zaman beni toprakta aramayın. Benim mezarım ariflerin gönüllerindedir.” Mevlana

0 Yorum


Önerilen Yorumlar

Gösterilecek hiç bir yorum yok

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.