HAYALİMDE Kİ RESİM
Pandora salonda uyuduğu koltuğun üzerinden,telaşla sıçradı... Korkulu gözleri pencereden gelen tıkırtıyı anlamak için pencereye yönelmişti.Pencerede gördüğü şey inanılmazdı,pandoranın yüzü kocaman bir gülümsemeyle aydınlandı.Oysa derin bir üzüntüyle uykuya kalmıştı koltukta,bugün onun gidişiyle dolmayacak bir boşluk açılmıştı içinde,aylar sürecek bu yokluğa nasıl alışacaktı.Mayıs sonlarıydı.Herkes yaza girerken, pandoranın yüreğine kar yağıyordu ne garip...
Birgün bir roman yazsam böyle başlardı kesin...Bugün sadece pando(ra)yı uykusundan uyandıran penceredeki tıkırtının kaynağını anlatacağım.
Onu gördüğüm gün hayatımda yeni bir dönem başladığını bilemezdim tabi.Kimbilir nerelerden gelip konmuştu pencereme ve onca ev onca pencere içinde benim penceremi seçmişti.Belki o gün perdeyi açıp ona gülümsemesem sadece dinlendiği bir durak olarak kalacaktı benim pencerem de.Ben pencerenin içinde o pencerenin dışında bakıştık dakikalarca.O bakışlarda merhabalar,hoşgeldinler,senden hoşlandımlar,tekrar gelicemler saklı olduğunu ertesi gün de geldiğinde anladım.
Birgün yine ona sevgiyle bakarken fısıldayarak dedim ki:(fısıldadım çünkü hala perde kıpırtısından bile ürküp kaçıyordu)
Hayatımıza giren her canlı bize birşey öğretir,sen bana ne öğretmeye geldin?
Haftalar haftaları kovaladı yine bir gelişin de aldım makinamı elime, pencereyi hiç açmadan aşağıda ki ilk resmini çektim.
Artık sabah ilk işim pencere pervazına bir avuç ekmek ufalayıp koymak oluyordu.Ne ona verdiğim sevgi için ne de ufalayıp koyduğum ekmek için bir karşılık beklemiyordum.
Ama aylar sonra öle bir karşılık aldım ki evet dedim sana sorduğum sorunun cevabını verdin
O sabah, her zaman ki gibi ufaladığım ekmekleri koydum,ev havalansın diye o pencereyi açık bıraktım.Tam arkamı dönmüştüm ki;pırrrrrrr dedi pervaza kondu.Ben oradaydım, cam açıktı ve o korkusuzca oraya konmuştu.Önce dondum kaldım kıpırdayamadım ama sonra yavaşça bir adım daha attım.Evettttttttt kaçmadınnnn diye içimden çığlıklar atıyordum. Hala tedirginliği vardı elbet,tutup tüylerini yolmayacağımın garantisi varmıydı,ne de olsa yeryüzünde ki en zalim yaratık olan İNSAN'dım ben.Bana doğru bir hamle yapıp ani bir kararla tekrar havalanıp kaçıyordu.Ben o arada koşup makinamı getirdim.
O günkü resimler
Perşembe günü arkadaşlarım bendeydi."Aaaaaaaaaaaaa biri camı çalıyor"dediler.
Evet geldiğini haber vermek için gagasıyla camı çalıyor o
Aşk kapıyı kaç kez çalar hala emin değilim ama benim kuşum camı birkaç kez çalıyor.
Sizce bu kuş bir gün benim avuçlarıma konar mı?Ve ben onunla şöle bir resim çekilebilirmiyim dersiniz?
İŞTE HAYALİMDE Kİ RESİM
Bu resmi çekemesem de onun bilmesi gereken tek şey şu:
Ben hep burada, pencerem ardına kadar açık, onu seviyor olacağım
8 Yorum
Önerilen Yorumlar