-2-Hapı Değil Şapı Yutan Adam Ve Dominant Karısı
Sabah bloga bir baktım 18 misafir!Gözlerim pörtledi ya da İzmir'lilerin dediği gibi gözlerim boyoz gibi açıldı
Hikayenin devamını sevgili yöneticilerimizde merak etmiş olacak ki,gerisi gelsin diye seçilmiş başlık yapmışlar...Hadi gari yaz der gibisine (şaka bu tabi
)
Dün geceden gördüm görmesine ama öyle sancılı bir geceydi ki.
Karnım heyecandan şişti şiştiiii ha patladı ha patlıyacak.Yarenin tiyatrosu vardı da dün akşam.
Allahım ben de nasıl bir heyecan!Sanki sahneye ben çıkacam,öldüm öldüm dirildim.
Neyse ki çok başarılı bir performansla geceyi kapadık ama karneyi hiç sormayın lütfen
Tutturmuş şimdi de Sinan Çetin'in sinama okuluna gidecem diye.Anlaşıldı artist olacak!
Ah be kızım nolurdu 2 gün sonra doğaydın da akıllı uslu bir oğlak olaydın
--------------------------------------------------
Bölüm-2-
Kadın odaya dolan mis gibi deniz kokusuyla gözlerini açtı.Martıların çığlıkları, 3 yıldan beri, sabah dinlediği ilk ezgiler oluyordu artık.Seviyordu bu evini.Eski evleri gibi kasvetli ve karanlık değildi.Güneş sabah salondan başlayıp bütün evi dolaşıyordu akşama kadar.Eski evlerinden ayrılırken ağlamıştı ağlamasına çünkü evlerinin her bir zerresi hatıralarla dolmuştu.Yakılan ilk yemeğin kokusu,ilk kavganın yankıları,kahkahalar,minnacık ayakların attığı ilk adımlar...Ama oradaki karanlık hep boğmuştu onu çok sevdiği güneşe hasret kalmıştı orada.Belki de bu yüzden özlemiyordu o evi.
Evde büyük bir koşturmaca yaşanırdı her sabah.Kitabını soran,çizgi film diye ağlayan, gözlüğünü iş yerinde unutup evde her deliği aratan.
Tüm bu koşturmacanın ardından koltuğa kendini atmış kahvesini yudumluyordi ki telofon çaldı.
Karanfilciler grubundan bir arkadaşı kahveye davet ediyordu.Karanfilciler kendisiyle birlikte 5 kafadardan oluşan birbiriyle yıllardır kardeş gibi kenetlenmiş bayanlardı.Eşleri bile bu ahenge şaşıp kalıyordu yıllardır.Seçme cadılar diyorlardı onlara, düşünürken yine gülme tutmuştu işte.
Kadın telaşla ortalığı topladı bir yandan kendi kendine söyleniyordu:
Bir günde oturun evinizde!gene işim kaldı ya!
Her zaman ki gibi en son kapıdan içeri gene o girmişti.Zamanı iyi kullanmayı hiçbir zaman öğrenemeyecekti.
Suratlarını buruşturdular kadını görünce,ağızlarını açmadan susturmalıydı onları:
Tmm tmm biliyoruz geç kaldım!dedi ve hepsine kocaman bir dil çıkardı!
Kahveler içildikten sonra fallar kapandı ardından her zaman ki nazlanmalar;
-"vallahi ben anlamıyorum bu seferde sen bak"
-"yok ben bakmıyorum artık sıkıntı yapıyor sonra"
Sonunda bir kişinin başına patladı ve fal bakılma sırası kadına geldi ve ardından o bildik söz:
Size yol görünüyor!!!
Öyle bir of çekmişti ki kadın, kızlar soran gözlerle bakakaldılar!
-"Yol var yol var olmasına da bana değil" dedi homurdanarak ve anlattı kocasının malum uzakdoğu hikayesini.Ya biliyordu işte böle güleceklerini,alaya alacaklarını...
İçlerinden biri daha önce oralara gittiği için anlatmaya başladı.
Berberlerde bile masaj yapılıyormuş da,çok pislermiş de...
Giderken yiyecek çantası hazırla yağları öle kokuyor ki insanın içi hiçbirşey yemeyi kaldırmıyor dedi veeee!!!
kadının beyninde bir şimşek çaktı o anda...
Kadın kocasının yola çıkmasından birgün önce tüm hazırlıkları tamamlamıştı.Kurabiyeler,kekler,konserveler...Merak etmekten kendini alamadı birtürlü, acaba kurabiyelere ve keke karbonat yerine koyduğu şap tozu bi işe yarayacakmıydı!!!Kadın biraz hınzır, biraz utanarak gülümsedi...
Günler günleri kovaladı ve bir türlü geçmek bilmeyen bir haftayı geçirdiler çocuklarla.Kucaklaşmalar hediyeler...Derken gezilip görülen yerleri anlatmaya başladı adam. yanlız gidişinin burukluğu ve çekingenliğinle tabiiiii.Söz döndü dolaşıtı yemeklere geldi nihayet!
-"Böcekler sokaklarda pişiriliyor! Görseniz mideniz kaldırmazdı.Her yerde yemeklere kullandıkları ağır yağın kokusu sinmiş sanki.Ama biz şanslıydık!
-"neden şanslıydınız" dedi kadın fazla meraklı görünmemeye çalışarak!
Tur rehberimiz çok iyiydi.Dünya mutfaklarının pişirildiği harika bir restorant vardı.Çok seçkin yemekler yedik.Gündüzleri de Mc donalds'la idare ettik.
Kadın panter gibi atladı bu sözlere "eee benim hazırladıklarım noldu peki"???"geri mi taşıdın yani"???
-"yok yok üzülme otelde ki temizlik görevlisini verdim hepsini"
Kadının omuzları düştü,ağlasın mı gülsün mü bilememişti.Temizlikçinin durumu da cabası.Görevli mutlaka ki kadındı )
Hemcinsine şapı yutturmuştu! ya kendisi,kendisi de belki hapı yutmuştu,yutmuşmuydu acaba,hiçbir zaman bilemeyecekti...
3 Yorum
Önerilen Yorumlar