Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Radyanın günlüğü

  • başlık
    84
  • yorum
    93
  • görüntü
    55.541

Kesersen Acımaz mı?


Misafir

938 görüntü

Onu uyandırmak için bu sabah sessizce uzandım yanına.

 

Uyuduğunu ve cevap vermiyeceğini bilmeme rağmen kulağına;

 

-Seni çok seviyorum sen de beni seviyormusun "diye fısıldadım.

 

O da ne!aynı fısıltıyla bana cevap verdi.

-Evetttt

 

Onu öpücüklere boğdum biranda :)

 

Burnunun ucuna, işaret parmağımla basıp"bippppppp" yaptım.

 

Ben her an gelebilecek bir tekmeye hazırlık yaparken, gözlerini açmadan yine sessizce:

 

-"düğmeye basma"dedi bana :blink:

 

Evettt artık gıdıklanmayı haketmişti bu çocuk.

 

Halen gözleri kapalıydı ama fısıldamaktan vazgeçmiş bağırmaya başlamıştı gülerek:

-"Bıvakkk beni(yanlış yazmadım)

 

Sonra biranda ciddileşerek oturdu ve bana döndü:

 

-"Sabriye'yi kesersen canı acımaz mı"? dedi korku dolu gözlerle.

 

Ve benden bir kahkaha...

 

Dün yardımcımı yolcu ederken"salı günü gelmezsen seni keserim".demiştim de...

 

Alp'e hamile kaldığımdan beri eve yardım için gelen bayanların en sonuncusu Sabriye.

 

Karakaşlı, karagözlü güzel bir roman kızı.

 

Alp'de çok esmer bir çocuk,heralde bu benzerlikten olsa gerek alp onu çok seviyor( gerçi kıza kocaayak diyor ama :wassat: )

 

Hal böyle olunca, canım çocuğumun, Sabriye'nin kesilmesine, gönlü razı olmadı tabii.

 

Uzun bir gülüşmenin ardından bir de bana ne dese beğenirsiniz:

 

-"Hem anne Sabriye ekmek mi ki keseceksin"!!! :w00t:

 

 

 

On gündür göğüs kafesime sıkışmış gibi çırpınan kuş, çırpına dursun.

 

Bana bişey olmaz çünkü bu çocuklar benim ömrüme ömür katıyor :clover:

4 Yorum


Önerilen Yorumlar

LeylaM

Gönderi tarihi:

ne kadar özendim size : :rolleyes::clover:

 

çocukların somut düşündüğünü dinlemiştim bir uzmandan,mesela ''ekmeğini bitir,yoksa arkandan ağlar'' dediğimizde,düşünsenize ağlayan bir ekmek! çocuk yiyeceği varsa bile yemeyecektir,demişti :D Sabriye'yi kesmek de böyle demek ki :grin:

 

Allah sizi ayırmasın :clover:

Misafir

Gönderi tarihi:

Rabbim sana da nasip etsin inşallah Leylacım :)

 

Amin teşekkürler :clover:

 

Onlarla birlikteyken insanın tekrar çocuk olası geliyor öle saf ve kirlenmemişler ki...

gloria

Gönderi tarihi:

Çok eğlendim bu yazıyı okurken, aklıma da çeşit çeşit anekdotlar geldi... Birini anlatacağım, bak bakalım seninkine benzeyen yanları var mı;

 

Bir gün Doğa'yla (ilk gözağrısı yeğenim, şu an 7 yaşında, olay olduğunda 5 yaşında falandı) evde oturuyoruz dedi ki;

 

"Ender'i (eşim olur kendisi) ara"

 

Çocuğum o zamanlar Ender'e bir aşık bir aşık sormayın gitsin, o gelecek diye çaktırmadan süslenmeler, ayna karşısından çekilmemeceler falan hak götüre yaniii...

 

Herneyse dedim ki "Tamam hadi gel madem arayalım bakalım, belki o da akşam buraya gelir "

 

Bu güzel habere pek sevindi tabii bizim ki, hopladı zıpladı ve sonra yeniden kedinin ciğere bakışı tavrını aldı... Ya abartmıyorum aynen oyle bakıyordu bana... Ben elimde telefon, enderi arıyorum o küçük boyuyla aşağıdan aşağıdan bana sanki ona ciğer atacak kasaba bakan kedi gibi bakıyordu..

 

Enderin numarasını çevirdik, telefona sekreter kız çıktı... Ben gayriihtiyari "Ender Bey'i bağlar mısınız" dedim...

 

İşte o anda bizimkini bir telaş bir panik aldı ama ben yani ne söylediğinin farkına varamayan zavallı şahsiyet, doğal olarak bu telaşın paniğin nedenini anlayamadım...

 

"Baya ver çabuk telefoyu" dedi. (bizimki biraz heyecanlanınca, şaşırınca falan enteresanlaşır, o zamanlar n'leri y olarak telaffuz ederdi)

 

Ee emir büyük yerden ve oldukça da otoriter bir tavırla gelince, vermeden edemedim tabii (aslında emirlere her zaman böyle itaat etmem ama bu iki koşul birleşince itaat etmemek olmaz tabii) Verdik...

 

Doğa: Alo, Eyder!!!!

Ender: Efendim Tatlım??

Doğa: Eyder, seyi bağladılar mı? :pinch:

Ender: :huh::wacko::blink:

ve tabii ben: :o:lol::w00t::ayakvur::hug:

 

KIYAMAMMMM YAAAAA BEN ONA... AYY BUNLAR ÇOK SAFFF BEEEEE... Ya da belki biz mi acaba saflığımızı kaybettik yaaa :crying:

gloria

Gönderi tarihi:

Atatürk ölmedi yüreğimizde yaşıyoooooorrrrr...

 

Geçen sene şimdi hangisiydi hatırlamıyorum ama ünlü psikologlardan birisi çalıştığım kurum personeli ve velilerine eğitim vermeye gelmişti... İşte kendisi bize eğitim sırasında çok hoş ve ilginç bir anekdot patlatmıştı, şimdi ben de o anekdotu burada patlatmaya çalışacağım... Onun verdiği o örnek tam da buraya denk düşmekte ve bu olaya cuk diye oturmakta...

 

 

Bir anasınıfı öğretmeni, Atatürk haftasında (ki 10 Kasım'a denk düşen haftadır.) öğrencilerine"Çocuklar, Atatürk ölmedi yüreğimizde yaşıyorrr bakın taaaammmm burada (eliyle sol göğsünü göstererek) " der.

 

İşte o 20 çocuktan bir tanesi ki anlaşılan diğerlerinden daha hassas, daha hümanist, belki biraz daha Atatürkçü diyelim, olayı oldukça ciddiye alır ve o gün itibariyle artık su içmemeye başlar. Bir, iki, üç, beş derken ailesi bunu en sonunda farkeder ve nedenini öğrenmek üzere çocuğa sorar...

 

Çocuğun verdiği cevap şöyle olur;

 

"Karar aldım, artık su içmeyeceğim"

 

"Neden"

 

"Çünkü Atatürk ölmedi, burada (o da sol göğsünün gösterir) yaşıyor."

 

"Eeeee ?? :huh::blink: "

 

"İçemem, çünkü eğer su içersem, Atatürk boğulur ve ölür"

 

Bu olayın üzerinden aile ne yaparsa yapsın, ne ederse etsin çocuğu bir türlü su içmeye ikna edemez ve son bir ümit onu, bize eğitime gelen şu psikologa goturmeye karar verirler...

 

Psikolog 1. görüşmenin ardından, araştırıp şu resmi bulur.

 

Atatürk%20Florya%20da.jpg

 

ve çocukla ilk randevusunda kendisine bu resmi göstererek der ki;

 

"bak seni anlıyorum, sen su içersen Atatürk içinde boğulacak sanıyorsun ama bence yanılıyorsun, çünkü Atatürk çok iyi yüzme bilen birisi bu yüzden emin ol ki sen su içersen o boğulmayacaktır..."

 

İşte bu örneğin ardından nihayet hassas çocuğumuz ikna olur ve o günden sonra yeniden su içmeye başlar...

 

Hikayemiz de burada biter.... Gökten üç elma düşer. Biri benim başıma, biri Radyacığımın başına biri de işte bunu okuyan her kimse onun başına :P

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.