Mehmed'im, yoluna serpilen güller bak sana neler muştuluyor!
Mehmet’im, hani bir zamanlar kahramanlığın dillere destan olmuştu hatırlar mısın? Viyana kapılarından, Hindi Sin’e hükmün sürerdi cihanda. Adını duyan adalet ve şefkat nedir, bir kez daha hatırlar, o utanmak bilmeyen çehreler benzeri masallara konu olan destansı kahramanlığın karşısında utançtan kıpkırmızı kesilirdi. Mehmet’im bu günlere geldiğimizde değişen ne oldu. Sen O aziz vatanında sulh içinde sevda türküleri söylerken, bak yine afak kararmış, huzursuzluk senin bayrağını dalgalandırmadığın gönlerde soğuk metallerin gölgesinde kan kusar olmuş. Bu nasıl bir asli görevdir sana tarihin biçtiği, anlamak zor Mehmet’im. O çelik gibi bakışınla yola gelmek, o mağrur komutlarınla hizaya girmek zorunda kalıyorsa uygarlıklar, konuş Mehmet’im, konuş! Tarih senin sesinle yazılsın, dünya siyaseti senin elinde şekillensin.
Engin bir tecrübeye sahip her kademedeki devlet erkânımız dünya kamuoyuna, Kuzey Irak’la ilgili aklıselim her tür tedbir ve önlemi alarak veriyorlar beyanatlarını. Söylemlerdeki ihtiyat, kendilerine duyduğumuz güven ve inancı bir kat daha perçinliyor. Umarım ihtiyatla söylenen her bir söylem yerini bularak aziz milletimin, geleceğe yönelik tedirginliğini giderir ve yukarıdaki dua ve temennileri okutmaz bize.
Yazan; Aydın AKDENİZ
www.hadrianapolis.net
0 Yorum
Önerilen Yorumlar
Gösterilecek hiç bir yorum yok