Zıplanacak içerik
Blog gönderen: made in turkey! - Şurada: Genel
  • Başlık

    137
  • Yorum

    46
  • Görüntü

    77.598

Bu blog hakkında

BİR TÜRK YAPIMI:)

Bu blogdaki başlıklar

Sevgi neydi, sevgi iyilikti, dostluktu… Sevgi emekti. - Durursam bi daha kurtulamam. + Ziyanı yok gülüşü yeter bize.   - Yüreğim kaydıysa günah mı ? + Çamura saplansam yardıma gelir misin ? - Elini tuttum sıcacıktı, yüreği elimdeymiş gibi… + Elinden tutuversem benimle gelir mi ? - Seninim işte, alıp götürsene beni. + Elveda Asya, elveda selvi boylum, al yazmalım, elveda, bitmemiş türküm benim.   Sevgi neydi? Sevgi emekti, sevgi dostça uzanan insan eliydi.
SANDIK SANDIĞA DAYALI   Sandık sandığa dayalı Yazması mavi boyalı Ben seni böyle mi sevdim Kirpiği kaşı boyalı… Öldüm öldüm…   Öldüm öldüm… Yar yüzünü nerde gördüm Bunda benim suçum neydi Sen çağırdın ben de geldim   Kaşlarını eğdirirsin Birbirine değdirirsin Güzelliğin yoktur amma Sen kendini sevdirirsin Öldüm öldüm…
Sen yokken çok değiştim sorma. Bir kaç günde değişir mi insan deme? Değiştim... Çekildim kabuğuma, kapattım dışarıya açılan bütün pencerelerimi. Ne insan görmek istiyor canım, ne de insana dair bir şey duymak istiyorum. Yarından umudum yok bugün. Sen varken hatırlamadığım ve hatta unuttuğumu sandığım incinmişliğim, sen yokken yakaladı yine en zayıf yerimden beni. Hangi kuyuların diplerinde olduğumu bilemezsin.   Oysa bende herkes gibi bir şeyler istedim hayattan ve herkes kadar. Alıp
Gözlerime bakarken teselli ederdin beni sevdigini söylemeden mesut ederdin beni.   Bana bakan gözlerin şimdi çok uzaklarda Kaderimle baş başa bırakıverdin beni...   Şimdi teselliyi ben, söyle nerden bulayım Hasretin var içimde nasıl mutlu olayım... Al bu hasreti benden perişan olmayayım...   Nerede eski günler, gelde sevindir beni Ben sensiz yaşayamam severek öldür beni...   Bana günah değil mi hasretten mi öleyim? Al bu hasreti benden perişan olmayayım... Al bu hasreti be
GÜZ YANGINI   Güz yangını vurdu kaybolduk rüzgârlarda Yanık bir türkü gibi dolaştık yüreklerde   Sen benim hayallerim düşlerimsin Sen benim sımsıcak gülüşlerimsin Sen benim çocuksu sevinçlerimsin Sen benim zamansız gidişimsin   Bende olan ne varsa savurdum senden yana Yol oldum sevdamıza varamadım ne fayda   Sen benim dilimde türkülerimsin Sen benim güneşim kor ateşimsin Sen benim sürgünde memleketimsin Sen benim dinmeyen hasretimsin
GÜLÜŞÜN EKLENİR KİMLİĞİME       Gün biter gülüşün kalır bende anılar gibi sürüklenir bulutlar Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır yarım kalan bir şiir belki de   Aykırı anlamlar arayıp durma güz biter sular köpürür de kapanmaz gülüşünün açtığı yara uçurum olur cellat olur her gece   Her gece yeniden bir talan başlar acı ses olur, ses deli bir yağmur eski bir eylüle gireriz böylece Sığındığım her yer adınla anılır ben girerim, sokağı devriyeler basar
Gitme Kal Diyemedim   Sabah erken terminale indim. Elimde tek gidişlik biletim. Çantamı yere bırakıp öylece beklemeye başladım. Bilinçsizce gözlerim etrafı tarıyordu, biliyorum beklemiyordun ama yinede gözlerim seni arıyordu eskiden kalma bir alışkanlıkla... Yolların yıllara, yılların yollara karıştığı bir zaman düşlüyorum. Sen uzun bir zaman önce gitmiştin bu şehirde biliyorum ama inatla gözlerim seni arıyordu yine de, arada geçen bunca zamana rağmen...   Soğuktu, Ankara’ya kar yağıyordu, ü
Kimseciğim Seni Çok Seviyorum...     "Beni gör. Senin için başladığım ilk yer burası olabilir.   Varlığımı işaretle. Sana nasıl bakıp nerenle göreceğine dair bir işaret gönderiyorum. Onun için önce gözlerimin içine bak. Orada senin için, hem yola dair izler var ve hem de içime dair yollar..."   Beni gör; İçine akmam lazım. Dünyayı seninle birlikte senin içinden görmem, seninle birlikte yeniden başlayabilmem, içime ilmeklenmiş bu eskiden emanet masumsuzluk hissini seninle yenmem
Korkmuyorum Seni Sevmekten Kaçmaya çalıştığın gerçek, Birgün karşına çıkacak. Ve işte o gün Kaçacak yerin olmayacak. Ben senin varlığını seviyorum, Yokluğunu seviyorum Sana ulaşamadığım dakikalarda. Seni duymayı Seni özlemeyi Hiç görmesem bile seninle olmayı seviyorum. Hiç korkmuyorum seni sevmekten. Senin gülüşünü seviyorum. Her bana bakışında Gözlerinede okuduğum o duyguyu Gözlerindeki gözlerimi seviyorum. Gönlünü seviyorum Özünü seviyorum senin Dudaklarındaki sözlerimi
Bu sana yazdığım son satırlar...   Bu dinlediğim son şarkı bizim üstümüze söylenmiş. Kilit vurdum kalbime, umutlarıma. Ne bundan böyle sevdaya dair bir şeyler beklenebilir yüreğimden ne de nefret edebilirim birinden. Ben hamal değilim ki; hep kahrını taşıyım ömrün� Alın artık üzerimden hayata dair ne varsa. Alın sevdaya dair acıları, paylaşın aranızda...     Sen sanıyorsun ki, kolay geliyor gidişin bana.. Arkanı döndüğün ilk andan gözlerim gülecek mi yeniden sanıyorsun? Söylesene! Sen ne sa
Kalbimin vuruşundaki endişeler, gül yaprağında bıraktığım sevincim, gözü yaşlı hazin akşamlardaki perişan düşüncelerimle bu itirafımı yapıyorum.   Bana hoş geldin veya merhaba demelerindeki içinin titreyişi, gözlerindeki alev alev yanmalardı beni umuda sürükleyen ve ellerimi sevgiyle uzatmamı kamçılayan. Sanki sonsuz bir ümit veriyordun, o şaheser gözlerine her baktığımda.   Sana şiirler yazmak geldi içimden, aydınlığımdan ışık getirmek, avuç avuç yıldız getirmek, zamanın bittiği yerden sa
Seher Yeli Kız     Kömür gözlü kız Sen de sevdalara düştün demek Düştün de daldın yangınlara Yerin hazır haydi katıl Bu halaya   Seher yeli kız Sen de yarınlarını aldın demek Aldın da girdin dalgalara Hedef liman haydi dayan Boranlara   Gece saçlı kız Sen de anadan geçtin demek Geçtin de koştun sevdalına Yurdun bekler haydi sarın Ak duvağa
Senin varlığındı kalbimin kapılarını açan, sendin anahtarı kalbimin. Ne kelimeler yeter anlatmaya, ne de kağıt kabul eder kalemden dökülenleri. Sadece yaşadığım anlardan kalan anılarım yetebilir seni anlatmaya…       Aşk yok, aşka inanmam dediğim anlarda çıktın karşıma. Önce gülüşündü seni bana çeken, sonrasında o gülüşün altındaki yaralı yüreğin…   O gün, hani seni gördüğüm ilk gün; tren istasyonunda yağmur altında saatlerce oturduğumuz ilk gün. Sözde tren beklerken onlarcası geçip gitm
hiç gitme olur mu?   Sana gitme diyemediğim zaman; gözlerine baktım ağlamaklı ve çaresizce. Belki anlar anlar da gitmez diyen bir umutla. Ellerin kayarken ellerimden yavaşça "seni seviyorum" dedim sessizce, belki de vaz geçip yanımda kalmanı bekleyerek. Sararken kolların beni yavaşça kokluyordum saçının her telini ve güzel tenini unutmak istemezcesine. Verirken bana son buseni akıyordu gözlerimden yaşlar usulca. Sana gitme diyemediğim zaman; ağlıyordum önce sessizce bir köşede dönecek diyen
Anlatmak mümkün mü bilmiyorum; kelimelere, sayfalara sığdırılabilir mi sensizlik? Başı olur muhakkak da sonu gelir mi yazının? Sen diye başlayıp, yokluğunla tamamlasam cümleleri, merhem olabilirler mi yaralarıma? İçimdeki bu eksiklik, ıssızlık, yansımaz mı satırlara? Birazdan göreceğiz sanırım; çekiştirip durduğu kalemi, elimden alır almaz yüreğim...   Sen, gölgesinde dinlendiğim kökü bende bir çınardın. Gazel dökmüş bir bahardı yokluğun!   Sen, bir saçak altıydın dolu yağarken sığ
sen yürürsün rüzgar yürür....   Sen yürürsün rüzgar yürür Sabahlar sığmaz olur gözlerine Her adımda çözülür bir karanlık Şafaklar çiçek sunar ellerine Gün tutuşur Dağlar aydınlanır Yeniden aydınlanır Yeniden canlanan bu yaşam Türküler dizer saçının tellerine   Sen yürürsün rüzgar yürür Alıp savurur beni saçların En kalabalık alanlara götürür Bir cellat çıkar apansız Bir fidan yeşermeden çürür Ve kana bulanır ırmaklar Baştan başa geçer kentleri Kan temizlenir ce
AŞKIN ADI ÜMİTTİR ARTIK...ÜMİDİN ADI AŞK.......     Aşk nasıl akar bir yürekten diğer bir yüreğe? “İlk bakışta aşık oldum” der kimisi... Hiç yaşamadım bilemem. Doğrusu inanmam da... Kim böyle söylese ya da nerede okusam bu cümleyi, olsa olsa etkilenmektir bunun adı, aşk değil diye düşünürüm. Böyle bir cümleden sonra şartlanılmış bir aşk yaşanır ve biter. Anıldığında geçici bir hevesmiş aslında diye düşünülür belki de... Neyse asıl konumuz bu değil. Düşsel bir aşkın hikayesi anlatacağım ben s
seni düşlemek ne güzel       Saat Gecenin İkisi Olmuş Ve Ben Sendeyim Yine Durduramadan İçimdeki Seni ; Beni Alıp Götüren Saatler   Sana Akıyor Sanki, İçimde Tarif Edemeyeceğim Kadar Anlamsız Fırtınalar Esiyor Ilık Rüzgarlar Getirdi Seni Bana   Ruhumdan Bir Parça Alıp Adını En Güzel Duygu Koydu, Beni Öyle Bir Heyecan Sardı Ki ; Bir Annenin Evladını Sarar Gibi   Beni Sana Mahkum Eyledi Nasıl Yazmak İsterim Şimdi Sana Sayfalarca Sana Anlatmak İsterim Yaşadıkla
Hiçbir duygumu ertelemedim ben. Yaşayacağım hiçbir şeyi sonraya bırakmadım. Sonra diye bir şeyin olmadığını biliyorum çünkü. Hep yarına dair hayaller kurmak, gelmesi mümkün olmayacak zamanları beklemek benim işim değil.       Aşk zamana meydan okur ama sen karşı koyamazsın ona. Orada durup öylece bekleyemezsin geleceği. Bir adım atmalısın, bir el uzatmalısın aşka doğru..!   Aşkın anahtarı cesaret değil mi yar? Cesur olmak gerekmez mi bir sevdayı yaşamak, büyütmek için?   Kaç gece yaln
Son Mektup     Bu sana yazacağım ilk ve son mektup. Ne öncesi nede sonrası olacak. Beyaz bir sayfada anlatmaya çalışacağım yüreğimden geçenleri ve daha sonra bir kitabın sayfaları arasında yıllanmaya bırakacağım içimde büyüttüğüm seni...   Derler ki!... Alınyazımıza karşı koyamayız. Ne yazıldıysa onu yaşamak zorundayız.   Soğuk bir şubat akşamı bizim yazımızın başlangıcıydı...Usulca giriverdin, sakin ve sessiz dünyama.. Yeni bir başlangıç, yeni bir umut oldun senelerdir yalnız kalmış r
aŞk DePReM GiBiDiR   Ne zaman kimi vuracagini asla bilemezsiniz.   Gece yarisi aniden, dipten yukselen coskulu bir dalga gibi kabarir içinizde.   Toprak ayaginizin altindan kayiyor gibi olur ve en hazirliksiz oldugunuz anda bütün siddetiyle vurur.   Sarsilir, neye ugradiginizi sasirirsiniz.   Heyecan,korku, kararsizlik, cesaret, aci, ofke,huzun,merhamet, siddet kaplar bir anda dunyanizi. Eski dost yardima kossa da kolay toparlanamazsin.   Bittiginde agir bir enkaz birakir geride
aşık değildim sana.. aşk değildi benimki   aşk acı, aşk bencillik! oysa ben senin için de sevdim seni...   sevdim sadece.. sen gülerken, bana doğru yürürken, ellerin ellerimdeyken, ellerin uzaktayken, sen başka bir evde, ben başka bir evdeyken, aklıma bile gelmiyordu yokluğun..   yokluk diye birşeyin yeri yoktu bende.. aşk değildi bu adını koyduğum..   hep vardın, kokumda nefes alıyordun.. benimle konuşuyordun, bana dokunuyordun, içimden akan kelimeleri duyuyordun.. susuyordun, uyuyordun

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.