Zıplanacak içerik
Blog gönderen: made in turkey! - Şurada: Genel
  • Başlık

    137
  • Yorum

    46
  • Görüntü

    77.592

Bu blog hakkında

BİR TÜRK YAPIMI:)

Bu blogdaki başlıklar

Sevgi neydi, sevgi iyilikti, dostluktu… Sevgi emekti. - Durursam bi daha kurtulamam. + Ziyanı yok gülüşü yeter bize.   - Yüreğim kaydıysa günah mı ? + Çamura saplansam yardıma gelir misin ? - Elini tuttum sıcacıktı, yüreği elimdeymiş gibi… + Elinden tutuversem benimle gelir mi ? - Seninim işte, alıp götürsene beni. + Elveda Asya, elveda selvi boylum, al yazmalım, elveda, bitmemiş türküm benim.   Sevgi neydi? Sevgi emekti, sevgi dostça uzanan insan eliydi.
Sen yokken çok değiştim sorma. Bir kaç günde değişir mi insan deme? Değiştim... Çekildim kabuğuma, kapattım dışarıya açılan bütün pencerelerimi. Ne insan görmek istiyor canım, ne de insana dair bir şey duymak istiyorum. Yarından umudum yok bugün. Sen varken hatırlamadığım ve hatta unuttuğumu sandığım incinmişliğim, sen yokken yakaladı yine en zayıf yerimden beni. Hangi kuyuların diplerinde olduğumu bilemezsin.   Oysa bende herkes gibi bir şeyler istedim hayattan ve herkes kadar. Alıp
GÜZ YANGINI   Güz yangını vurdu kaybolduk rüzgârlarda Yanık bir türkü gibi dolaştık yüreklerde   Sen benim hayallerim düşlerimsin Sen benim sımsıcak gülüşlerimsin Sen benim çocuksu sevinçlerimsin Sen benim zamansız gidişimsin   Bende olan ne varsa savurdum senden yana Yol oldum sevdamıza varamadım ne fayda   Sen benim dilimde türkülerimsin Sen benim güneşim kor ateşimsin Sen benim sürgünde memleketimsin Sen benim dinmeyen hasretimsin
Gözlerime bakarken teselli ederdin beni sevdigini söylemeden mesut ederdin beni.   Bana bakan gözlerin şimdi çok uzaklarda Kaderimle baş başa bırakıverdin beni...   Şimdi teselliyi ben, söyle nerden bulayım Hasretin var içimde nasıl mutlu olayım... Al bu hasreti benden perişan olmayayım...   Nerede eski günler, gelde sevindir beni Ben sensiz yaşayamam severek öldür beni...   Bana günah değil mi hasretten mi öleyim? Al bu hasreti benden perişan olmayayım... Al bu hasreti be
GÜLÜŞÜN EKLENİR KİMLİĞİME       Gün biter gülüşün kalır bende anılar gibi sürüklenir bulutlar Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır yarım kalan bir şiir belki de   Aykırı anlamlar arayıp durma güz biter sular köpürür de kapanmaz gülüşünün açtığı yara uçurum olur cellat olur her gece   Her gece yeniden bir talan başlar acı ses olur, ses deli bir yağmur eski bir eylüle gireriz böylece Sığındığım her yer adınla anılır ben girerim, sokağı devriyeler basar
Seher Yeli Kız     Kömür gözlü kız Sen de sevdalara düştün demek Düştün de daldın yangınlara Yerin hazır haydi katıl Bu halaya   Seher yeli kız Sen de yarınlarını aldın demek Aldın da girdin dalgalara Hedef liman haydi dayan Boranlara   Gece saçlı kız Sen de anadan geçtin demek Geçtin de koştun sevdalına Yurdun bekler haydi sarın Ak duvağa
sen yürürsün rüzgar yürür....   Sen yürürsün rüzgar yürür Sabahlar sığmaz olur gözlerine Her adımda çözülür bir karanlık Şafaklar çiçek sunar ellerine Gün tutuşur Dağlar aydınlanır Yeniden aydınlanır Yeniden canlanan bu yaşam Türküler dizer saçının tellerine   Sen yürürsün rüzgar yürür Alıp savurur beni saçların En kalabalık alanlara götürür Bir cellat çıkar apansız Bir fidan yeşermeden çürür Ve kana bulanır ırmaklar Baştan başa geçer kentleri Kan temizlenir ce
aŞk DePReM GiBiDiR   Ne zaman kimi vuracagini asla bilemezsiniz.   Gece yarisi aniden, dipten yukselen coskulu bir dalga gibi kabarir içinizde.   Toprak ayaginizin altindan kayiyor gibi olur ve en hazirliksiz oldugunuz anda bütün siddetiyle vurur.   Sarsilir, neye ugradiginizi sasirirsiniz.   Heyecan,korku, kararsizlik, cesaret, aci, ofke,huzun,merhamet, siddet kaplar bir anda dunyanizi. Eski dost yardima kossa da kolay toparlanamazsin.   Bittiginde agir bir enkaz birakir geride
AŞKIN ADI ÜMİTTİR ARTIK...ÜMİDİN ADI AŞK.......     Aşk nasıl akar bir yürekten diğer bir yüreğe? “İlk bakışta aşık oldum” der kimisi... Hiç yaşamadım bilemem. Doğrusu inanmam da... Kim böyle söylese ya da nerede okusam bu cümleyi, olsa olsa etkilenmektir bunun adı, aşk değil diye düşünürüm. Böyle bir cümleden sonra şartlanılmış bir aşk yaşanır ve biter. Anıldığında geçici bir hevesmiş aslında diye düşünülür belki de... Neyse asıl konumuz bu değil. Düşsel bir aşkın hikayesi anlatacağım ben s
aramak....   Ömür boyunca aramak.. Yalnız seni aramak. Paslı teneke kutularda, küf kokan dolaplarda, çerçevelerde, tenhalarda, sonra vapurlarda, trenlerde hep seni aramak. Belki bu şehirde değilsin. Ne çıkar? Seni arıyorum ya. Belki de aynı sokakta evlerimiz, sabahları beni görüyorsun işime giderken. Sonra akşamı bekliyorsun, alacakaranlığı… Beni bekliyorsun ya da bir başkasını, bir başkasını.     Hiç gel demeyeceğim sana. Aramak neredeyse ben oradayım. Ayaklarım ne güne duruyor? Yok yok b
yasak düş(tüm)   her şey bir garip bugün sen garip ben garip kafesteki kuş,sofradaki aş garip birşeyler var yolunda olmayan biliyorum ama neee..? sen mutlu ben umutlu ama birşeyler var bir korku var yüreğimde ılık esen bu rüzgar içimi donduruyor bir sessizlik var ikimizdede fırtına öncesi gibi umutluyum ama huzurlu değil bugün yada yarın birşeyler olacak biliyorum ve ayrılık gelecek gel yanıma uzan diyorsun oysa ben yanına ölmek istercesine kalmak istiyorum saçında bir tel yüz
Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez.... Biri tıpta okuyordu, öbürü mimarlıkta. O ilk karşılaşmadan sonra, bir kere, bir kere, bir kere daha karşılaşabilmek için, hep aynı saatte, aynı duraktan, aynı otobüse bindiler. Gençtiler, çok genç... Birbirileriyle konuşacak cesareti bulmaları biraz zaman aldı ama sonunda başrdılar. İkisi de her sabah otobüse bindikleri semtte oturmuyorlardı aslında. Delikanlı arkadaşında kaldığı için o duraktan binmişti otobüse, kız ise ablasında.... Sırf birbir
benim için aşk     Belki de bir hayalin peşinden yıllarca koşabilmektir, ya da koşmayı düşünebilmektir aşk. Üstelik yitip giden, hızla geçen zamanın sonunda o hayali hiç gerçekleştirememe olasılığına rağmen...       Günleri, geceleri bir odaya kapanarak geçirirken, bir telefon çığlığına, bir kapı ziline ömrün yarısını verebilmeyi düşünmektir... Ya da duyulacak bir sesle, sevgilinin yüzündeki bir gülüşle, gözlerindeki bir ışıltıyla, ömrün üzerine bir ömür daha ekleneceğini hissetmektir aş
Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet. Yüreğini elime koyduğunda anladım...   ''Sana ihtiyacım var, gel!'' diyebilmekmiş güçlü olmak. Sana ''git'' dediğimde anladım...   Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş sevmek. "Git" dediklerinde, gittiğimde anladım...   Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan, Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım...   Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş
Son Mektup     Bu sana yazacağım ilk ve son mektup. Ne öncesi nede sonrası olacak. Beyaz bir sayfada anlatmaya çalışacağım yüreğimden geçenleri ve daha sonra bir kitabın sayfaları arasında yıllanmaya bırakacağım içimde büyüttüğüm seni...   Derler ki!... Alınyazımıza karşı koyamayız. Ne yazıldıysa onu yaşamak zorundayız.   Soğuk bir şubat akşamı bizim yazımızın başlangıcıydı...Usulca giriverdin, sakin ve sessiz dünyama.. Yeni bir başlangıç, yeni bir umut oldun senelerdir yalnız kalmış r
Kalbimin vuruşundaki endişeler, gül yaprağında bıraktığım sevincim, gözü yaşlı hazin akşamlardaki perişan düşüncelerimle bu itirafımı yapıyorum.   Bana hoş geldin veya merhaba demelerindeki içinin titreyişi, gözlerindeki alev alev yanmalardı beni umuda sürükleyen ve ellerimi sevgiyle uzatmamı kamçılayan. Sanki sonsuz bir ümit veriyordun, o şaheser gözlerine her baktığımda.   Sana şiirler yazmak geldi içimden, aydınlığımdan ışık getirmek, avuç avuç yıldız getirmek, zamanın bittiği yerden sa
Bu sana yazdığım son satırlar...   Bu dinlediğim son şarkı bizim üstümüze söylenmiş. Kilit vurdum kalbime, umutlarıma. Ne bundan böyle sevdaya dair bir şeyler beklenebilir yüreğimden ne de nefret edebilirim birinden. Ben hamal değilim ki; hep kahrını taşıyım ömrün� Alın artık üzerimden hayata dair ne varsa. Alın sevdaya dair acıları, paylaşın aranızda...     Sen sanıyorsun ki, kolay geliyor gidişin bana.. Arkanı döndüğün ilk andan gözlerim gülecek mi yeniden sanıyorsun? Söylesene! Sen ne sa
Senin varlığındı kalbimin kapılarını açan, sendin anahtarı kalbimin. Ne kelimeler yeter anlatmaya, ne de kağıt kabul eder kalemden dökülenleri. Sadece yaşadığım anlardan kalan anılarım yetebilir seni anlatmaya…       Aşk yok, aşka inanmam dediğim anlarda çıktın karşıma. Önce gülüşündü seni bana çeken, sonrasında o gülüşün altındaki yaralı yüreğin…   O gün, hani seni gördüğüm ilk gün; tren istasyonunda yağmur altında saatlerce oturduğumuz ilk gün. Sözde tren beklerken onlarcası geçip gitm
Hiçbir duygumu ertelemedim ben. Yaşayacağım hiçbir şeyi sonraya bırakmadım. Sonra diye bir şeyin olmadığını biliyorum çünkü. Hep yarına dair hayaller kurmak, gelmesi mümkün olmayacak zamanları beklemek benim işim değil.       Aşk zamana meydan okur ama sen karşı koyamazsın ona. Orada durup öylece bekleyemezsin geleceği. Bir adım atmalısın, bir el uzatmalısın aşka doğru..!   Aşkın anahtarı cesaret değil mi yar? Cesur olmak gerekmez mi bir sevdayı yaşamak, büyütmek için?   Kaç gece yaln

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.