Zıplanacak içerik
Blog gönderen: karçiçeği_m - Şurada: Genel
  • Başlık

    40
  • Yorum

    13
  • Görüntü

    28.770

Bu blog hakkında

BiR KaRDeLeN MaSaLı

Bu blogdaki başlıklar

Unutmayacağım ve hayata inat ağlayacağım sana…. Seni kalbimde taşıyacağım… yarınlarımda saklayacağım… Savrulup gittiğinde ömrüm Son nefesimde seni sayıklayacağım…. Unutmayacağım…. Hayata inat seni…. Yıllar bendeki beni çürütse de …ben kalbimi ayrı tutacağım Çünkü seni taşıyacağım orada…. Rüzgarlara inat, güneşte bakacağım kalbimdeki sana… Anılarımıza inat bugünümde hissedeceğim aldığım her nefeste Sana dokunamadığımda.. kalbinin atışlarını duyacağım kulağımda Sen benden uzakt
Bir yolum vardı. Bilmem kaç sapak koydum üstüne? Her yol ayrımında bir rengini bırakıp yüreğimin, öyle adımladım yolumu. Yoruldum, yürürken. Yüreğim renk değiştirirken gün geceye döndü. Güneş benimle yürümüyordu. Payıma hep gece yolculukları düştü bu bahar. İlk zamanlar önümü görebilmek için iyice açtım gözlerimi. Sonra vazgeçtim. Gözümü kapatacak, dümdüz yürüyecektim. Sona yaklaştıkça, kaçmak için çoğalttığım sapaklara bakmadan, dümdüz... Yürüyecektim. Sadece yürüyecektim.       Hangimiz dö
Basit Yaşayacaksın Basit yasayacaksin. BASİT Mesela susayinca su içecek kadar basit... Dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında. Tek düğmesi olacak elindeki cihazin; tek bir düğme, tek bir cümle gibi... Sevince lafı dolandırmadan soylediğin 'seni seviyorum' gibi. Basit bir opücük yetecek sana... Basit, sıcak bir opücük; ve o öpücükle dolacak tüm günlerin, tum düşlerin. O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını, öpücük için yiyeceksin hayatinin dayağını. Kabak çekirdeği verecek sana rakamlarin v
Misafir
  • Misafir
BİR KARDELEN MASALI... Bir varmış bir yokmuş ,uzak ülkelerin birinde, dağların doruklarında güzeller güzeli Dağ Fulyası yaşarmış.Baharın ilk belirtileriyle uzun kar uykusundan uyanır, güneş sıcaklığını iyice hissettirmeye başladığı günlerde tomurcuklanır, yaz boyunca da çiçekleriyle çevresine binbir renkler saçar, kokusu ile, güzelliği ile, güzelliğinden çok o mahçup saf duruşu ile herkesi kendine hayran bırakırmış. Doğa ananın da en sevgili yavrusu, herşeylerden sakınıp gözettiği en nadide çiç
Misafir
Gücüm kalmıyor sevgili.. Tükeniyorum.. Tüketiyorsun.. Ben seninle olmak istedikçe sen beni itiyorsun.. Seninle dolu içimi görmüyor ya da görmek istemiyorsun... Sana her yeni gün bir adım daha yaklaşmaya çalıştıkça sen üç adım geri kaçıyorsun... Görmeyi istemediğin yürek öylesine seninle doldu ki acıyor artık. Söylediğin her söz, biraz daha dağlıyor yüreğimi.. "Seni seviyorum" diye haykırmak istedikçe dünyaya susturuyorsun, kapatıyorsun ağzımı. Ama kaybediyorsun sevgili, aslında uzaklaşan kendin
O olmazsa yasayamam." demeyeceksin. Demeyeceksin iste. Yasarsin çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.   Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kirilirsin. Ve zaten genellikle O daha az sever seni, Senin O'nu sevdiginden. Çok sevmezsen, çok acimazsin. Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsin hem.   Çalistigin binayi, masani, telefonunu, kartvizitini... Hatta elini ayagini bile çok sahiplenmeyeceksin. Senin degillermis gibi davranacaksin. Hem hiçbir seyin olmazsa, kaybetmekten
Seni " sende" bulmadan, karanlığın içinde senin gözlerinle aydınlanmadan ne acılar akıttım damarlarımdan. Yılları hüzünle eleyip yüreğimde ne anarşist sevdalara yataklık etmişim meğer. Sevda cümlelerini bile geçmiş zaman kipiyle kuruyorum artık. Delice sevmişim ve seviliyor zannetmişim ! Meğer seviyorken ayrılıklara hüküm giymişim...   Umuda gülümserken yenik düşmüştüm uçurum gölgelerinde. Sesini yitirmiş rüzgar gibi kilit vurdum dudaklarıma. Zamanı ayrılığın durgun anılarına kurup her sabah
Ateş bir gün suyu görmüş… yüce dağların ardında… sevdalanmış onun deli dalgalarına, hırçın,hırçın kayalara vuruşuna...   Yüreğindeki duruluğu demiş ki suya; gel "Sevdalım ol" hayatıma anlam veren, mucizem ol... Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa, "Al " demiş.. "Yüreğim" sana armağan… Sarılmışlar ateşle su birbirlerine sıkıca.. Kopmamacasına…   Zamanla Su; buhar olmaya, ateş kül olmaya başlamış... Ya kendisi yok olacakmış, ya Aşkı..!   Baştan alınlarına yazılm
KEMALİZM İDDİA EDİLDİĞİ VE PASLAŞILDIĞI ÜZERE BİR SOSYALİZM OLMASA DA BİR KAPİTALİZM VEYA BİR LİBERALİZM HİÇ DEĞİLDİR.... KEMALİZM EMPERYALİZME AÇIK VE NET BİR ŞEKİLDE KARŞI DURUR... ONU YIPRATMAYA ÇALIŞANLAR VE DEJENERE ETMEYE ÇALIŞANLAR HEP KAPİTALİSTLER VE LİBERALLER OLMUŞTUR... SANILDIĞI GİBİ VEYA İDDİA EDİLDİĞİ, YAKIŞTIRILDIĞI GİBİ SOSYALİZM KEMALİZMİ YIPRATMADIĞI GİBİ DESTEKLEMİŞ VE KENDİ AMAÇLARINA KARDEŞ EDİNMİŞTİR... YILLARCA BU GERÇEK SALDIRGAN KAPİTALİST VE LİBERALLER TARAFINDAN MENŞ
Misafir
  • Misafir
Mektup yazdım sana. Veda anlatan satırlarım, bana gülümseyişini hatırlatarak yok oldu kalemimde. Burası karanlık, ruhum gibi... “Nasılsın ?” diye soranlara “eksik” diye cevap veriyorum bu aralar. Kızıl bir mehtap yükseliyor her akşam sahilin üzerinden. Hafif bir rüzgar selam getiriyor sanki senden bana. Bana selam söylüyor musun?   Hayallerim vardı, başarılarım vardı, çöpe atıldı hepsi, sanki önemsiz bir kağıt parçasında yazılmış , okunmamış hikaye gibi. Başaramadıklarım suçum oldu. Mahkum edi
Canım yanmıyor artık(!). Hayır, senden vazgeçmedim ama yine de kanımı akıtmıyorum gecelere. Gözyaşlarım yıkıyor kirli sokaklarını. Sen farkında değilsin. Yalanlarla tozlanmış üstü örtülü aşklarımızın. Kırık dökük raflarda unutulmuş iki koca kitabız. Sanki hiç okunmamış sayfalarımız. Çok kişi okumayı denemiş belki de ama yazılanları anlamamışlar. Çok kez karalanmış üstümüz. Yanık kokusu üstümüze sinmiş, yakmak istemişler bizi. Yazılanlar seçilmiyor artık, üstü kaplanmış kara bir isle. Unutmak ist
1902’de doğdum doğduğum şehre dönmedim bir dahageriye dönmeyi sevmemüç yaşımda Halep’te paşa torunluğu ettimon dokuzumda Moskova’da komünist Üniversite öğrenciliğikırk dokuzumda yine Moskova’da Tseka-Parti konukluğuve on dördümden beri şairlik ederimkimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilirben ayrılıklarınkimi insan ezbere sayar yıldızların adınıben hasretlerin… NAZIM HİKMET.
Misafir
  • Misafir
bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı varmış>>>> Kıza bir partide rastlamıştı.. Harika birşeydi. Ogün peşinde o kadar>> delikanlı vardı ki... Partinin sonunda kızı kahveiçmeye davet etti.>> Kız parti boyu dikkatini çekmeyen oğlanın davetineşaşırdı ama tam bir>> kibarlık gösterisi yaparak kabul etti. Hemenköşedeki şirin kafeye>> oturdular.>> Delikanlı öyle heyecanlıydı ki, kalbininçarpmasından konuşamıyordu.>> Onun bu hali kızın da huzurunu kaçırdı...
Misafir
  • Misafir
Sevdanın denizlerinde rotasız bir gemiydim. Sana yolculuğa çıkmadan önce, Bütün aşklarımı, acılarımı, sevinçlerimi bir kenara koyup, Azıksız birtek yüreğimle baş koymuştum bu yola. Yolum uzundu, karmaşıktı ve tehlikeliydi... Tüm bunları biliyor, bile bile lades dercesine İstiyordum bu sefere çıkmayı... Ancak ben sana ulaşmaya çalıştıkça sen kaçıyordun. Senin yanında olmak, sesini duymak için Sarfettiğim bu çaba öylesine güzeldi ki... Bir gün ışığın göründü uzaktan, işte ordaydın! Arka
Son sözümdü, bir alacakaranlık vakti söylenen. Dinlemedin, dinleyemedin! Sen de Ben de tükenmiştik... tıkamıştık kulaklarımızı, ne duyabilirdik ki? Hiç… koca bir hiç!   Umutlar, umutlarımız vardı bizim. Onlar bir pencereden girip öbür pencereden kaçamak yapıyordu, yakalayamadık umutlarımızın cereyanını...   Sen izin vermedin... Yalvarmıştım Sana, hatırlar mısın? Hadi hatırla ! Tut, tut onları, hadi sevgilim! Tutamadın! Bıraktın, üstelik tam da yakalamıştın ensesinden..   U
oynamak hayatın cilveleriyleriyle...yorgun düşen yürekler,kovalamaktan mı yorulur yoksa yakalayamamak mı yorar?   Başalayan herşey dedik ya,belkide başlamamıştır bile kalp çarpıntıları...Kalp öyle bir şeydirki bir defa çarpmaya görsün,ıssız kumsallarda esen hırçın rüzgarlar gibidir...   Ağaçların gövdelerini sarar,yapraklarından damlatır yaşlarını...Fırtınalar koparır bir damla kumsalda.Beyaz tanecikleri birbirine katar adeta.Sahilleri dövdürür kızgın dalgalara...Hani hep hayellerimizde ol
AŞK Gülü dikeni ile avuçlamaktır AŞK: Çiçeği koklamaktır. Sevdayı hissetmektir. Ve sevdiğini bilmektir... Geceleri yıldızları saymaktır AŞK: Gündüzleri şuursuzca dolaşmaktır. Ve seviyorum derken herkesi karşısına almaktır... Kalabalıklar içinde yalnız kalmaktır AŞK: Bomboş sokaklarda, Sevdiğini aramaktır; Yılmadan... Yıkılmadan... Beklemeyi öğrenmektir AŞK: Yetinmektir. Dönmeyeceğini bilse de, Beklemektir... Rüzgâra karşı uçurtma uçurtmaktır AŞK: Ay' a yüzünü dönmek; Güneş'i kucaklamaktır... Zif
Misafir
Eger mükemmellik; Senin aramamana karsilik gurur yapip aramamaksa, Kizdigim anda icimden sana sarilmak gelse de ders vermek icin soguk davranmaksa, En özledigim anda çok sabirli ve dayanikli oldugumu göstermek istercesine belli etmemekse, Eski asklarini deli gibi kiskanirken cok anlayisli oldugumu ispatlamak icin susmaksa, Saatlerce sadece seni düsünüp,sana aglayip biri sordugunda ''Yok canim onu düsünmüyorum'' diyip güçlü görünmeye calismaksa, Ben mükemmel olmak istemiyorum!!Çünkü seni sa
Gece, aydınlığın üzerine karanlığın puslu tüllerini indirip gökyüzü sergisinde yıldızların ay ışığıyla dans ettiği zamanlarda yine seni özlüyorum sevgili. Yokluğuna inat sesinin sıcaklığını, yüzünün utangaçlığını ve gülüşlerine saklanmış baharları düşünüyorum. Puslu bir hayatın hüzne sürgülenmiş vaktinde anıyorum – yüreğimle özdeşleşmiş- vuslat kokulu ismini. Yokluğundan arta kalan kırık dökük anıları geçmişin tozlu raflarından indirip imkansız sevdamızı delicesine haykırıyorum bulutlarla taçlan
gidişim neyi değiştirecek bilmiyorum, ama gidiyorum... yüreğimde söylenmemiş sözlerin acısı, ellerimde ellerini tutamamış olmanın sızısı gidiyorum...   boğazımı düğüm düğüm eden bir cümle şimdi "seni seviyorum!"söylenmedikçe nefes almamı engelleyen, kulağına ulaşmadıkça anlamını yitiren bir cümle şimdi... "seni seviyorum!"   içimde "seni seviyorum"un söylenmemiş acısı gidiyorum....   yaz yağmurları dökülüyor yollarıma. tenindeki yaz kokusu benimle geliyor. ben seni alıp yanıma sensizliğ
Biliyorum şaşıracaksın Son sözler gibi gelecek kulağına Yoo yanılmıyorsun. Son sözler bunlar. Bu uzaklığı kaldırmak için ortadan Sadece bir ufacık his'tik, sen bana ben sana İki satır lâf, iki mısralık şiirdik Bir gülücüktük Bir soru isareti Oysa daha fazlasını istemek bencillik mi? Anla artık! Sözler var ama satırlar yetersiz Düşünceler var ama sayfalar yetersiz. Duygular var ama mısralar yetersiz. Anla artık biliyorum bir sen var, bir de ben Uzak uzak yerlerde ayr
Ben bugün vazgeçtim senden... yolunun ıraklığı değildi sebep, kilometrelerinde üzerine hiç birşey atma. aynaya bak sadece. o hep kendine bakıpta güzelliğini övdüğün aynana..   O kadar tarumar ki şimdi hücrelerim, öylesine çökük gözlerle bakıyorum ki hayata... tarifini bile anlatamam sanırım. şimdi unutacağımı bilsem çoktan gömerdim seni bir kaç kadehe, ya da bilsem acı çekmeyeceğimi nice yerlerde aldatır, nice geceler sevişirdim alabildiğine...   Dedim ya; yolunun ıraklığı deği
Bir zamanlar, bütün duyguların üzerinde yaşadığı bir ada varmış: Mutluluk, Üzüntü, Bilgi ve tüm diğerleri, Aşk dahil. Bir gün, adanın batmakta olduğu, duygulara haber verilmiş. Bunun üzerine hepsi adayı terk etmek için sandallarını hazırlamışlar.Aşk, adada en sona kalan duygu olmuş çünkü mümkün olan en son ana kadar beklemek istemiş.Ada neredeyse battığı zaman, Aşk yardım istemeye karar vermiş. Zenginlik, çok büyük bir teknenin içinde, geçmekteymiş.Aşk, "Zenginlik, beni de yanına alır mısın?" di
Misafir
  • Misafir
yitik öyküdür, tarihten iki ayrı coğrafyaya damlayan, iki yürekte durmadan kanayan   seyduna ile şahrud   yüreklerinin akarken bıraktığı izi birbirlerinin gözlerinde aradılar, yoktu   iki iklim farkıydılar...   ne zaman gözgöze gelseler yangın çıkmayacak denli uzaktılar   yalnızca aynaların dökülen sırrına yansırdı üçüncü bir kente düşmüş suretleri.   şahrud gökyüzü geliniydi, yüzüne bulut inse donardı masal gözleri   bir solukluk rüzgarda bile kanardı usul usul gelincik bed
Çiçeklere su vermeyi unutma demiştin Bugün ilk kez papatyalara su vermedim Gözler değil sözler değil Söylenmeyendir yaralayan Kuru dalda kalan son yaprak gibi bekledim Geldiğindeyse mevsim kıştı Kuru bir soğuktu bahar Papatyaları soldurdun sen Gittikçe uzaklaşıyor gözlerin gözlerimden Ya bu gözler senin değil, ya bu dünya yalan Kimin gözleri bu gök ırmaklardan boşalan Beni ağlattın sen Yurtsuz bir gemisin açık denizlerde biliyorum zor İnsanlar soruyor seni benden ağrıma gidiyor Hangi denizler
Misafir
  • Misafir

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.